6 Mar 2018

Elveda The Vampire Diares!


Ergenlik döneminde izlemeye başladığım üzerine 8 sene geçen dizilerden biriydi. Yakın zamanda diziyi bitirdim. Bir buçuk sene zarfında yavaş yavaş izledim. Her şeye rağmen güzel bir diziydi.

Tüm sezonlar için spolier içerir. 
  • 1.sezon vampire dönüşenler, bu sürece alışmaya çalışanlar, katherine merakı ile geçti. Stefan ve Elena'nın aşkını izledik.
  • 2. sezon Katherine karakterinin diziye girmesi ile yaptığı kötülükleri, cici kızımız Caroline'nin vampire dönüşümünü alışma sürecini izledik.
  • 3. sezon kurtadam kavramı daha doğrusu vampir kurtadam kavramı diziye dahil oldu ve korkulu kötümüz klaus'u (can paremiz) izledik. Kardeşi Rebekah da diziye dahil oldu.
  • 4. sezon Elena'nın vampire dönüşmesi ile dizi başladı. Daha sonra vampirliğin biraz olsun değiştirdiği Elena'nın Damon ile olan aşkını izledik. Orjinal ailemiz de bu sezon diziden ayrılıp, kendi dizilerine başladılar. (bkz: the orginalis)
  • 5. sezon ise kızlarımız Bonnie, Elena ve Caroline' ı üniversitede izledik. Elena ve Stefan'ın görsel ikizleri diziye hakimdi. Silas adındaki Stefan'ın görsel ikizi olan kötü karakteri de alt ettiler
  • 6. sezon da Alaric ve karısı Jo ile ilgili, bir takım olaylar oldu. İkiz büyücüler ve ailelerinin diziye katılması ile Kai adında tatlış bir psikopat tanıdık. Finalde Elena diziden ayrıldı, Damon ve Bonnie bilinmez bir evrene gittiler.
  • 7. sezon boyunca deli bir kadın olan avcıyı izledik, sürekli Stefan'ı kovaladı durdu. Stefan her zamanki gibi Damon için fedakarlık yaparken yine başına iş aldı anlayacağınız.
  • 8.sezon şeytanla boğuştular, cehennemi patlattılar. Bonnie, Enzo aşkına şahit olduk. Dizi güzel bir final ile bitti. tüm iyi karakterler huzura kavuştu.
Hadi karakterleri de değerlendirelim;

Stefan; sen nasıl bir insansın yahu. hiç bir zaman iyi niyetinden, insanlıktan ödün vermedi. Ara sıra kötülük yaptığı zamanlar oldu fakat, her seferinde birilerine iyilik yapmak adına buna dönüştü. Defalarca eziyet gördü, tabuta konuldu, göle atıldı. Kardeşini her şeyden çok sevdi. Bence dizinin en başından en sonuna kadar hep elena'yı sevdi. Caroline ile birlikte iken bile kalbinin bir köşesinde sakladı. Bunu nerden anlıyoruz? Son sezon Damon, Elena'nın cesedini yakmıştı ya hani, o zaman verdiği tepkiden Elena'yı hala ne kadar sevdiğini düşündüm. Canım benim finalde insana dönüşüp, yine birileri için kendini feda ederek öldü. isterdim ki o da yaşasın, evlensin, çocuk sahibi falan olsun ama olmadı.

Damon; adamın dibi denilecek adamlardandı. Kardeşi için her şeyi yaptı. Elenayı büyük bir tutku ile sevdi. Deli dolu halleri, her olayda en cesur vampir olarak öne atılması ile gönüllere taht kurdu.

Elena  çok iyi niyetliydi. Keşke çıkmasaydı diziden ne bileyim onsuz biraz yavan oldu. Çoğu zaman saflık dercesinde iyi niyetliydi iki kardeş arasında kaldı. Arkadaşları için her zaman her şeyi göze aldı.

Bonnie; dokuz canlı cadı. Kaç kere öldü, kaç kere dirildi. Kah cehennem kapısı oldun, kah psişik oldun. Başına gelmeyen kalmadı. En sonunda aşkı buldun dedik, o da öldü. Damon ile dostluğu güzeldi. Diziyi sevdiren karakterlerden biriydi benim için.

Caroline; koca bir iç çektim. Şu dizide görmek istediğim sahnelerden biri Klaus ile birlikte olmandı. Dizide Klaus hariç herkesle aşk yaşasa da tatlı bir karakterdi. Hep başkaları için yaşadı. Muradına erdi anne oldu. Sırf iyi biri olmak uğruna hep fedakarlık yaptı.

Alaric; kah hoca oldu kah orjinal vampir oldu. Evlat sahibi olana kadar iyi biriydi fakat sezon finalinde çocukları için Damon' u yani bir zamanlar biricik kankası olan Damon'u elleri ile öldürünce gözümden düştü. bir de gitti Caroline'a aşık oldu. Olmadı bu...

Jeremy; bir girdi diziye bir çıktı. Bonnie ile sevgili oldu, avcı oldu, öldü. Onu geri getireceğim diye Bonnie neler yaptı da geri getirdi. Elena kardeşi ölünce sinir krizinden evini bile yaktı.

Matt; Elena'nın ilk aşkı olarak gördük. Bazen iyi bazen bir kötü, değişik bir karakterdi. Hep insan olarak kaldı. vampirleri istemiyoruz diyerek dizinin sonlarına doğru vampirler ile uğraştı. He birde Mistic Fall kasabasının şefi oldu.

Klaus; gönlümün efendisi. Dizinin başrolü olsaydı ve Stefan ile sırt sırta verip bir de Damon'u da katılsaydı bir 8 sezon daha giderdi. Benim dizide en sevdiğim karakter oldu.

Tyler; Caroline'nın ilk aşkı. Kurtadam oldu sonra da hybrid. Alfa oldu derken bi ara gitti diziden. Caroline onu uzun bir süre sevdi ve bekledi. Fakat buna değmedi. En son tekrar insan olarak ayrıldı diziden. Ara ara geldi gitti.

Enzo; açıkçası bu karakteri harcadılar. Dizide damon'un kankası idi. Fakat vampirlere olan bağlılığı onu uzun bir süre kemik kadro ile arasını açtı. Pek sevilen bir karakter değildi. İsterdim ki başrollerimiz ile birlik olsun, her kötülüğe beraber karşı gelsinler. Ne yazık ki olmadı.

Kai; bir sosyapat ne kadar tatlı olabilirse o kadar tatlı idi. En başından en sonuna kadar dizide olmalıydı. Erken gitti. Hatta ben Bonnie ile olması taraftarıydım.



Final bölümünde Stefan ve Damon kardeşlerin vedalaşması, Caroline'ın yaşayıp yaşamadığını bile bilmeden Stefan'a seni seviyorum diye sesli mesaj göndermesi ve Stefan'ın Caroline'ı duyması, Stefan'ın kendini feda etmesi, öldükten sonra Lexi'nin onu karşılaması, Matt'in ve babasının Vicki'yle vedalaşması, ölmüş büyükannesinin elinden tutup Bonnie'ye yardım etmesi, Enzo'nun ruhunun hep onunla birlikte olması, Jo'nun Alaric'i ve ikizlerini görmesi ve daha bir sürü detay.. Açıkçası hepsini ağlaya ağlaya izledim. İlk sezondan itibaren tüm kadroyu kısa kısa da olsa mutlu bir şekilde göstermeleri, Klaus'un mektup sahnesi, Elena'nın öldükten sonra ailesine kavuşması ve yine herkes öldükten sonra Damon'ın stefan'ın kapısını çalıp tekrar "hello brother" demesi çok çok çok güzel olmuş. 

Caroline ve Klaus'u The Original dizisinde izlemek istiyorum.


8 sezon boyunca bir sürü kişi diziye girdi ayrıldı. Genel olarak insana fantastik dizileri sevdiren bir çok karakter barındırıyordu. Her ne kadar 3 ve 4. sezon gibi köken vampirlerin olduğu sağlam sezondan sonra şartları zorlasa da 8 sene sonunda, sanırım artık benim için de büyüdüğümü hissettiren dizi.

8 Oca 2015

The Originals 1.Sezon

The Vampire Diares dizisini ilk günden beri takip eden biri olarak dizide neredeyse işlemedikleri konu kalmadı. Bir çok oyunu girdi çıktı hiçbiri köken vampirler kadar ses getirmedi. Senarit Julie Plec'in de dikkatinden kaçmamış ki The Vampire Diares dizisinden ayrılarak köken vampirler üzerinden uyarlama "The Originals" adına diziyi oluşturdu. The Vampire Diares 4.sezon 20. bölümü The Originals dizisinin ön gösterimi oldu. Bol Klaus bol Elijah izleyip durduk. O bölümde belliydi dizisinin büyük olay olacağı..

The Originals; Klaus, Elijah ve Rebekah Mikaelson köken kardeşlerin 1919 yılından bu yana ilk kez New Orleans şehrine dönmesiyle başlıyor. Bu şehrin temellerini atanlar köken kardeşlerdir fakat kindar babalarından kaçmak için şehri terk etmişlerdir. Aslında bu terk edilme olayı zorunlu olmuştur. Onların yokluğunda New Orleans şehrinin yönetimi Marcel adından bir vampire kalmıştır.. Klaus'un ilk hedefi şehrin yönetimi ele geçirip özlediği dönemlere geri dönmektir.


Klaus; İlk vampir-kurtadam melezidir. Yüzyıllar boyu avcı olan babasından kaçarak, nefret dolu bir yaşam sürmüştür. New Orleans şehrine geri döner. Fakat Klaus'un buraya dönmesinde bir neden vardır. Kendisine karşı komplo kurulduğuna dair düşünceleri vardır.Fakat kendi kurdukları şehire geri döndüklerinde hiç bir şey eskisi gibi değildir. Ona bildiği her şeyi adeta bir baba gibi baktığı Marcel şehrin yönetimini ele geçirmiştir. Klaus egosu yüksek olan bir vampir olduğu için bir çok düşmana sahiptir. En büyük silahı kesinlikle kini! Elijah; köken kardeşlerden bir diğeri. Klaus'un Mystic Fall'dan ayrılıp New Orleans'a dönüşünün perde arkasındaki hikayeyi öğrenmek için peşinden gider. Tabi bu sırada New Orleans şehrinde ailesinin bıraktığı mirası geri alabilmek için şehirde kalmaya karar verir. Elijah'ın en büyük silahı kesinlikle sakinliği! Rebekah; Köken kardeşlerin tek kızıdır. Bu aileden hala çözemediğim tek kişi. Rebekah bazen iyi bir kız çocuğu gibi olabiliyorken bazen çekilmez biri haline gelebiliyor. Aslında Klaus'un kız versiyonu desem yersiz olmaz. Sürekli birbirlerineihanet eden fakat bir o kadar arkalarını kollayan kardeşler. Elijah olmazsa şu ana kadar heralde Rebekah yaşıyor bile olmazdı. 
The Vampire Diares dizisinin 4. sezonunda karşımıza çıkan kurt Haley; Klaus'la tek gecelik ilişkisi sonucu hamile kalmıştır. New Orleans'a hiç bilmediği ailesinin izini bulabilmek için gelmiştir. Fakat işler onun için hiçte kolay olmayacaktır. Klaus'tan hamile olduğunu duyan cadı Sophie Devaraux'un eline düşer. Aslında Sophie'nin onu gözüne kestirmesinin nedenleri birazdan..
Marcel Gerard unutmamak gerek Vampire Diares dizisinde 4.sezon 20. bölümünde karşımıza çıktı. Kimdir bu Marcel? Klaus'un yüzyıllar önce koruması altına aldığı belli bir süre sonra vampir yaptığı çocuk. İhanetleri karşısında nasıl Rebekah'a müsamaha gösteriyorsa Marcel'e de bi o kadar gösteriyor. Adeta bir baba şefkati gibi.. Cadıları pis eylemelerine karşı Nw Orleans şehrini vampirleriyle kontrol altına almıştır. Onun egemenliği altında şehirde yalnızca vampirleri sözü geçmektedir. Cadıların yaptığı her hangi bir büyüde ibreti alem olsun diye herkesin için öldürüyor. Açık konuşmak gerekirse Marcel'in bu yönünü sevmiştim. Cadılara gününü gösterdi, net!
Klaus'un bitmek bilmeyen egosu! (Yakışır!)
The Originals dizisi her ne kadar The Vampire Diares dizisinden uyarlama gibi gözüküyor olsa da başlı başına bir yapıt haline geldi. Bunda en büyük etken Klaus karakteriyle Joseph Morgan. Şu sıralar dizinin ikinci sezonu yayınlanıyor. Klaus'un akıllıca planları, Elijah'ın soğukkanlı planları, Haley ve hamileliği, cadıların kumpasları, vampirlerin ihanetleri derken harika bir sezon geride kaldı. Bu sezon bi nevi Klaus ve kardeşlerinin; cadılar ve vampirlerle olan mücadelesini izledik.

Dizinin ilk yarısının çok iyi hazırlandığını düşünüyorum. Fakay ikinci yarıda tempo ara ara fazlasıyla düştü. Fakat o temponun yükselişi Klaus ve kardeşlerinin uyguladığı planlar sayesinde yükselişe geçti. Klaus'un dediği gibi her zaman bir B plan vardır. Dizinin bir de karakter sorunsalı olduğunu düşünüyorum. Köken kardeşler dışında bir tane sevdiğim karakter olmadı. Özellikle Cami gibi karakteri gerçekten gereksiz buldum. Marcel'den hoşlanmadım. Bir Davina'ya da bir türlü alışamadım. Fakat bu dizisinin kötü yada izlenmeyecek bi bir dizi olduğunu söylemiyorum. Kesinlikle izlemelisiniz!

Olay örgüsüne gelecek olursak; olayların çokluğu ve dallandırıp budaklanması The Vampire Diares dizisinden alışık olduğumuz özelliklerden biri olduğu için heyecan ve beklentilerim yüksek izledim. Hatta heyecan bakımından The Originals'ı daha iyi buldum.
Klaus'un her daim verecek cevabı vardır!
Dizide en çok görmek istediğim olaylardan biri The Vampire Diares dizisiyle aralarında oyuncu geçişi olması. En çok istediğim ise Caroline'nin diziye girmesiydi. İlk sezon karşımıza çıkmadı ileride ne olur bilemiyoruz tabi. Fakat; Klaus'tan ölümüne nefret eden Tyler karşımıza çıktı.

Klaus'un hem çok sevdiği hem nefret ettiği bir kız kardeşi var. Her türlü ihanetine rağmen ona güveni hep sonsuz.Aralarında ki diyaloglar zaten efsane. Hele Klaus'un "sister" derken aksanı sözün bittiği yer..
Sezon finali beklediğimden daha güzel ve heyecanlıydı. Eshter cadıların kurucusu annesi kendi çocuklarını bile öldürmek için yüzyıllardır uğraşan bir cadı. Sezonun finalini taçlandıran kumpas tam da onun planlayacağı türden. Klaus'un plan yapma konusunda kime çektiği belli oldu. İkinci sezonda köken kardeşlerin ikisinin ortaya çıkacağı sinyalini vermeleri. Hatta Finn'in bi ara mezarlıkta görünmesi bunun habercisi.. Davina'nın Klaus'un ölümüne kaçtığı babasını yaşadığı tavan arasına getirmesi.. En önemlisi Hayley ve Klaus'un doğan bebekleri "Hope".. Herkes bu bebeğin öldüğünü zannediyor.Fakat her şey plan dahilinde.. Artık, Klaus, Rebekah, Elijah ve Hayley ailedir! Onların düşmanları artık bir.. Her şey "Hope" için.. ikinci sezon bitiminde görüşmek dileğiyle..

20 Şub 2014

Biri Dizi Mi Dedi ? Bölüm-5

  • Pretty Little Liars

İki kişi bir sırrı ancak biri ölüyse saklayabilir. Alison'ın gizemli ölümünün ardında önceleri birbirlerine samimi olan dört liseli genç kızın Alison'un ölümünün ardından sakladıkları sırlar gün geçtikçe ortaya çıkar bu eski arkadaşlar tekrardan yakınlaşırlar. Taşlar yerine oturmaya başladıkça Alison'ın ölümünün cinayet mi  kaza mı ? Onlara mesaj atan "A" takma isimli birinden gelen tehdit mesajları kimden geliyor? Kızlar bu hikayenin neresinde? sorularının cevapları bilinmezlikte..
Dizi, Sara Shepard adlı yazarın "Sevimli küçük yalancılar" adlı kitap serisinden uyarlaması. Lucy Hale, Ashley Benson, Shay Mitchell, Troian Bellisario kızlarımızın başrolde olduğu dizinin gerek konuk oyuncuları ile ses getiren bir dizi. Ayrıca senaristin bölüm sonlarında sağ gösterip sol bulduğu "Hadi canım böyle de olmaz ki" tepkisini yaşadığım heyecanlı yapımlardan biri. 2010 yılında başlayıp günümüzde hala devam etmekte. Tavsiye ederim. 
  • The Vampire Diaries

Mystic Falls kasabasında her şey olabilir. Ölüp ölüp dirilebilir, karşınıza vampir çıkabilir, bir cadının büyüsüne maruz kalabilir hatta kurt adamlara kendinizi kaptırabilirsiniz. Ailesini kaybeden Elena ve kardeşi Jerremy teyzeleri ile yaşamaya başlarlar. Fakat işler sanıldığı kadar sakin ilerleyemeyecektir Stefan'ın kasabaya dönmesiyle ardında Damon'ın da yaşamasıyla başlayan olaylar zinciri gün geçtikçe gizemin ve aksiyonun dozunu arttırarak devam eder. L.J Smith tarafında kaleme alınan seride, iyi ve kötünün birbirleriyle  olan savaşı ve ili kardeş vampir Damon ve Stefan arasında yaşanırken, ikisinin arasında kalan Elena dengeleri koruyabilecek mi?
Kitap serisinden uyarlanan bu yapım televizyon erkanlarına 2009 yılında gelmeye başladı. O zamanlar Alacakaranlık serisi ile başlayan  vampir ve kurt adam furyasından nasiplenerek şu zamana kadar geldi. Sezonlar geçtikçe hem oyuncu kadrosunda hem konu bazında çok yol kat etti. İzlemeyen yok ise başlarsa sıkılmayacağı konusunda garanti veririm..


  • Teen Wolf


2011 yılında ekranlara gelen Teen Wolf  üçüncü sezonuyla bu aralar devam ediyor. güney Kore dizileri gibi değil yabancı diziler sezona ara verince bir sene kadar sürüyor diğer sezonu beklemek. Beklemekten nefret ettiğim dizilerden biridir Teen Wolf. Scott McCall ormanda dolaşırken bir kurt adam tarasında ısılır ve o da artık bir kurt adamdır. Bir lise öğrencisi için bu gerçeği kabul etmek ve hayata devam etmek oldukça zordur. Scott, en iyi arkadaşı Stiles Stilinski (bu çocuk dizinin efsanesi) ve başka bir kurt adam olan Derek Hale'in yardımıyla kurt adam olduğu gerçeğini diğerlerinden saklayarak normal bir hayat sürmeye çalışır. Diziyi izlerken özellikle müziklerine dikkat edin. Bölümler hatta sezon ilerledikçe oyuncularında diziyle beraber büyüdükleri fark etmeniz uzun sürmeyecek. Şiddetle tavsiye ediyorum. Özellikle işler 3. sezona geldiğinizde çok karışacak ve ben şu sıralar izledikçe neler olacak diye düşünmekten edemiyorum.