21 Ara 2017

Sıkı çalıştın Jonghyun-ah!


Ben müziği çok seviyorum. Hangi psikolojide olursam olayım müzikle rahatlıyorum. Beni yakından takip edenler bilir kpop'ı bir başka seviyorum. Bütün grupları elimden geldiğince takip etmeye çalışırım. Onlardan biri deKdrama izleyen herkesin yollarının kesiştiği grup SHINee.. Bir çok dizide şarkıları mevcut. Hemen hemen herkesin ilki olan Boys Over Flowers dizi izlemiş olanların mutlaka yolları SHINee grubuna çıkmıştır. 

Efsanevi "Stand By Me" şarkısı onların.

Onlardan biri de Kim Jonghyun. SHINee grubunun güzel sesi.. 
27 yaşında hayatına son verdi. Ne yazık ki..

Jonghyun gitmeden önce her şeyi planlamış. Evet, çok acı. Gideceğinin iz ve işaretlerini belli ede ede hem de. Solo geri dönüşü için hazırlanıyordu. Kayıtlar bitti. Klip çekildi. Minho'nun dizisinin finali yayınlandı o gün . Teamin'in promosyonları o bir gün önce bitti. Üyelerinin her birinin doğum günü kutladı. Organlarını bağışladı. Veda mektubunu yazdı. Dear Cloud'ın Nine'ı Jonghyun'un bizlere bıraktığı mektubu paylaştı. Bunu ondan yapmasını Jonghyun istemiş, Nine gönderiyi paylaşmadan da Jonghyun'un ailesinden izin aldı.


Bu mektubu okurken kelimeler kifayetsiz kalıyor. Bu duruma geliyor. Acı çekiyor. Bu mektubu yazdığında ne kadar zorlandığını düşününce daha çok üzüldüm.

Jonghyun 9 ve 10 Aralık'taki INSPIRED solo konserlerinde 2018 Ocak ayında geri dönüş yapacağını duyuracaktı.Sahnede okudukları yazı ekranlarında "Gelecek yıl Ocak ayında geri dönüş yapacağım" yazıyordu. Ama okumadı. Tutamayacağı sözler vermedi, sadece yeni şarkılarını dinletti. Geri dönüş için tüm hazırlıklarını tamamladı, MV'yi çekti, fotoğraf çekimlerini yaptı. Tüm işlerini bitirdi. Şarkısı hakkında şu şekilde dedi;

"Bu şarkıyı çokça değer verdiğiniz ve korumak istediğiniz bir kişiyi kaybettiğinizde acı çekmemeniz ve üzülmemeniz için yazdım."

Jonghyun, SHINee konserleri olsun kendi solo konserleri olsun ağlayan bir adam. Son solo konserinde hiç ağlamadı ama hep gözleri dolu dolu bakıyordu. Sadece gözlerindeki o duyguyu şimdi anlıyorum. Aslında son kez bakıyordu. Son kez hayranlarını izliyordu. Doya doya..

Çocuk yaşta kimi hayalleri kimi para için bu sektöre çocuk yaşta giriyor. Daha o yaşta çocuk okulda olması gerekirirken sistem köle gibi çalıştırıyor. Bir çoğunun hikayesini takip ettiğimden biliyorum. İdol/oyuncu olmak adına okulu bırakıyorlar. Belli bir zaman sonra okullarına dışarıdan ya devam ediyor ya da etmiyor. O döneme kadar koca bir boşluğun içindeler. Sujunun lideri Leeteuk’un yakın zamanda bir şov programında endişesini dile getirmişti. Askere gidip geldikten sonra şöhretinin azalacağından çok korktuğunu, depresyon girdiğine dair bilgiler vermişti. Unutulma korkusu yaşamış. Ne kadar acı bir durum o kadar şöhretin içindeki 30'lu yaşlardaki adamın samimi endişesiydi bu. Bir de adını sanını bilmediğimiz grupların üyelerinin yaşadıklarını siz düşünün. Sektörün için ne yazık ki tam bir bataklık gibi. Bu sebeple sevin ya da sevmeyin herkesin yaptığı işlere saygı duyun. En azından o köle sisteminin içinde olmaları bile onlara saygı duymamız hak ediyorlar. Olur da fırsatınız olursa The Unit programına bakın. Sektörde bir şekilde başarılı olmuş veya olamamış 126 idolün hikayesini izleyin. Gerçekten samimiyetle bakın. Tarafsız olun. O zaman göreceksiniz yaşadıkları zorlukları.  Benim özellikle takip ettiğim evet bu dediğim grubum yok. Ben hepsini başka seviyorum.. Ben kpopu seviyorum. Müziği seviyorum. Bu yüzden hepsinin katıldığı her programı, geri dönüşlerini sabırsızlıkla bekliyorum. Jonghyun'da sadece endişesi olan idollerden biriydi. Shinee takip edenler bilir. O kadar güzel gülüyordu ki endişesini, sıkıntısını hissedemedik. Aslında göremedik, göremediler. Onun sadece istediği "İyi iş çıkardın" denmesiydi..


Jonghyun’u uğurlarken Japonya'da ay, o sırada gözle görülür biçimde Pearl Aqua tonu oldu. Ay'ın rengi 1990 yılında da en son bu renge bürünmüş. Jonghyun'un doğduğu yıl 1990. Doğumun ve vefatın her şey mi bu kadar tevafuk olur.
 


Ben bugün Onew'u değil. Kardeşini tabuta koymuş, kendini suçlayan, ağlamaktan bitap düştüğü için saçlarını sonuna kadar gözlerine indiren, kendinin bile gücü kalmamışken kardeşine destek olan Lee Jinki'yi gördüm. 

Ben bugün Taemin'i değil, yine aynı şekilde ağlamaktan bitap düşmüş, olanlara hala inanamayarak her konuda kendisine destek olan abinin yattığı tabuta ruhsuz bir şekilde bakan Lee Taemin'i gördüm. 

Ben bugün, her zaman neşeli ve umut dolu olan Minho'yu değil,her daim güçlü olduğu gibi bugün de güçlü olup herkese destek olan, dimdik ayakta duran, kardeşine belki son kez sarılamadığı için pişmanlık duyup çerçeve içindeki fotoğrafını okşayan gözleri şiş Choi Minho'yu gördüm. 

Ben bugün gülüşü muazzam olan Key'i değil, 10 yıldan fazladır kardeş dediği adamı tabuta koyan, gözyaşlarını hala durduramamış, güçsüz düşmüş, cenaze arabasına koyulan tabuta son kez çaresizce bana Kim Kibum'u gördüm

Ben bugün uyandığımda eski Shawols değil, uyanır uyanmaz aklına Jonghyun düşen, onun artık gittiğinin farkına varan ama yine de kabullenemeyen, içi acı dolu, gelecekte tekrar gülecek ama o gülüşünün altında hep hüzün yatacak bir Shawols'lar gördüm. 

Ben bugün Taeyeon’un ‘Henüz seni gönderemem’ diye ağlayışını, ablasının o halini ve arabanın alıp seni uzaklara giderken Donghae'nin arkasınızdan uzun uzun sadece baktığı o hallerini unutamam. Kelimeler tükendi, gözleri konuştu.

Üç gümdür ben sektör çok acımasız, dayanılması ne kadar zor olsa da çocukaların dostlukları gördüm.

Ama en berbat olan şey ne biliyor musunuz arkadaşlar? 

Bugün, hiçbirimiz Jonghyun'u göremedik. İnsanları koşulsuz seven ve onlara destek olan, kimsenin peşinden gitmeyip kendi bildiği doğruları hiç çekinmeden dile getiren, bizi hep ama hep seven kişiyi göremedik.


Her biri hem dostlarının acılarını paylaşmaya hem Junghyun'a son görevlerini yerine getirdiler. Eunhyuk'un kardeşi için hıçkırarak ağlaması, Leeteuk'un güçlü durmaya çalışması, Suho'nun çaresizliği, Lee Jonghyun'un bir saniye bile oradan ayrılmaması, Teayeon'un "onu daha çok anlamalıydım"  diye yaşadığı pişmanlığı, Sunny'nin acısıyla yanındakine sarılması, Yoona'nın gözyaşlarına engel olamaması, IU'nun yüzündeki çaresizlik, Henry'nin  gülen gözlerindeki alışık olmadığım hüznü, Bangtan çocuklarımın ağlamaktan şişen gözleri belli olmasın diye saçlarıyla kapaması, Kyu'nun ayakta duramayacak kadar bitkin olmasına rağmen can yoldaşı Minho'yu sarılıp bırakamaması, Jung Mo'nun içli içli ağlayışı, Sehun ve Kai'nin çaresizliğinden ne yapacağını bilememesi, Highlihgt hüzünlü bakışları...

Kibum'ın abisine yazdıkları

Söyledi arkadaşlar, milyonlarca kez söyledi fakat kimse şarkılarının arasına sıkışmış haykırışlarını duymadı, duyamadık. 27 yaşında hayatının baharında söyledikleri, yaptıkları şarkıları en çokta gülümsemesi kaldı geriye.. 

Acısı çok olan insanların, gülüşleri güzel olurmuş.

Çok sıkı çalıştın Jonghyun-ah...
Sıkı çalıştınız çocuklar..

14 Ara 2017

Sevdiğim Kore Dizileri / Bölüm 1

Sayısını bile hatırlamadığım kadar çok dizi izledim. Bunların bir çoğu Amerikan ve Güney Kore dizilerini kapsamakta. Güney kore sineması ve dizi sektörü  ülkemizde de son zamanlarda oldukça revaçta. Yeni başlayanların bir çok kişiden, hangi diziden başlasak? Hangi diziyi önerirsiniz? şeklinde  geri bildirimler alıyorum.  Yeni başlayanlara yardımcı olabilmek adına ve güncel olarak takip edenler için o hisleri bir daha yaşatabilmek adına bu postu oluşturuyorum. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki dizilerin sıralaması öylesine oluşturdum. Her hangi bir ölçü sıralaması değildir. En sevdiğim diziler Bölüm 1 sizlerle..

O zaman başlayalım;

Kill Me, Heal Me
Ji Sung, Hwang Jung Eum ve Park Seo Joon'un başrollerini paylaştığı 2015 yılında MBC kanalında yayınlanan Kill Me, Heal Me dizisi kdrama sektöründe yayınlanan en iyi dizilerinden bir  olmakla birlikte kişilik bozukluğunu işleyen ilk yapım. Konusu; Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu hastası üçüncü kuşak bir milyarder Cha Do Hyun ile psikiyatri uzmanlığı asistanlığının birinci yılında olan ve onu gizlice tedavi eden Oh Ri Jin arasında geçen olaylar dizisini konu alıyor. Çocukluğunda yaşadığı travmatik bir olaydan sonra, Cha Do Hyun hafıza kayıplarıyla beraber kişilik bölünmesi yaşar. Yaşadığı bu durumu konu olan bu dizi Şu zamana kadar izlediğim en iyi üç Güney Kore dizisinden biridir. Ji Sung, bu dizideki oyunculuğuyla kariyerinin zirvesine oturdu. Özetle, rahatlıkla ileride tekrar izleyebilirim dediğim nadir dizilerden biri oldu. 


Secret Garden
Hyun Bin, Ha Ji Won, Yoon Sang Hyun, Kim Sa Rang, Lee Philip gibi oyuncuların yer aldığı  SBS kanalında yayınlanan Secret Garden dizisinin, senaristliğini Kim EunSook  yapmıştır. 20 bölümden oluşuyor. Romantik komedi türünün en iyilerinden biri olarak adlandırabiliriz. Kim Joo Won, harika görünüşlü fakat kibirli ve çocukça bir adamdır. Gil Ra Im, gözde aktristlerin kıskandığı vücudu ve güzelliği olan bir dublördür. Bir gün yolları birleşir ve tuhaf bir eve girerler. Evdeki garip bir yaşlı kadın onlara içmeleri için şarap ikram eder. Ertesi gün ikili uyandıklarında, bedenlerinin yer değiştiğini görürler ve sonrasında gelişen olayları konu alıyor. 


Six Flying Dragons
2015-2016 yılında SBS  kanalında yayınlanan 50 bölümden oluşan Six Flying Dragon dizisi son yılların en iyi tarihi dizileri arasında yerini aldı. Senaristliğini Kim Young Hyun, Park Sang Yeon yaparken yönetmen koltuğunda ise Shin Kyung Soo oturuyor.Dizi, Koryeo Hanedanlığından sonraki hanedanlık olan Joseon'un kuruluşunu konu alıyor. Öncelikle dizinin isminden de anlaşılacağı üzere Joseon'un kuruluşunda önderlik yapmış altı kişi üzerinden kurgu oluşturulmuş. Tarihe adını iyi veya kötü yazdırmış da olsa yardımcı karakterlerin ön plana çıkmış olması dizinin başarılı olmasındaki en büyük sebeplerinden biriydi. Bana dinin anafikrini kısaca söyle deseler dizide kötü olmasına rağmen Gil Tae Mi'nin gider ayak altın değerindeki sözlerini söylerdim.
"Bu dünyada ki en acı gerçek 1000 yıl öncesinde de güçlüler zayıfları eziyordu. 1000 yıl sonra da ezmeye devam edecek." 
Tarihi dizi severler için izlenecek en iyi yapımlardan biri. İzlerken bir çok duyguyu bir arada yaşadığım bir dizi olmuştu. 

Descantes of the Sun
2016 yılında KBS2 kanalında yayınlanan 16 bölümden oluşan dizinin başrollerinde Song Joong Ki, Song Hye Kyo, Jin Goo, Kim Ji Won'un başrollerini paylaştığı dizinin senaristliğini  Kim Eun Sook ve Kim Won Suk yaptı. Dizi Birleşmiş Milletler'e ait barışı koruma birliklerinde yer alan Yüzbaşı Yoo Shi Jin'le Birleşmiş Milletler'in talebi üzerine başka bir ülkenin başkentine tayin edilen Doktor Kang Mo Yeon'un aşk hikayesini konu almaktadır. Dizide ana karakterlerin aşkı kadar ikinci çiftinde aşkı fazlasıyla dikkat çekti. Dizinin senaryosu yabancı ülkelere satıldı. Geçen senenin bütün ödüllerini topladı. Song Joong Kİ ve Song Hye Kyo bu dizi sonrasında ilişkileri başladı ve evlendiler. Zaten dizide çiftin uyumundan birbirlerine olan aşkını hissetmemek imkansız gibi bir şeydi. Dizi görsellik olarak hem çekim yerleri hem de oyuncular açısından tam bir şölen sunuyor desek yeri. Büyük bir kısmı Yunanistan'da çekildi. Çok tanıdık geliyor o yüzden. Ayrıca tüm bu övgüler müzikleri için de geçerli, gelmiş geçmiş en iyi ostlar arasında olacakları konusunda herkes hemfikir gibi.


Sungkyunkwan Scandal
2010 yılında KBS2 kanalında yayınlanan 20 bölümlük kdrama. Dizinin başrollerinde Yoochun,  Park Min-Youngi, Song Joong Ki, Yoo Ah In, Seo Hyo Lim yer alıyor. Dizi Joseon döneminde Sungkyunkwan üniversitesinde geçen bir dizi olayı anlatıyor. Şimdi dizinin asıl olayına geliyoruz, eğer bu dizide Song Joong Ki'nin canlandırdığı Yeorim  karakteri olmasaydı ya da daha da kötüsü Yoo Ah In şahanesinin canlandırdığı Geol Oh olmasaydı, bu dizi benim için bir kaç bölümde bitebilirdi. Başrol çifti de şirinlik abidesi olsa da, dizinin asıl kozu bu ikili oldu. Bu sebeple diziyi enlere taşımış oldılar. Tarihi bir dizi olmasına rağmen bu sadece görünüştedir. Diziyi günümüz dizilerinden ayıran tek şey etrafta cep telefonlarının olmaması. Zaten dizi ekibi de diziyi gençlere yönelik olarak niteliyor. Kısacası tarihi dizilerden köşe bucak kaçanlar bile gönül rahatlığıyla izleyebilir.

My Love From The Star
2013 sonlarında 2014 başlarında yılında SBS kanalında yayınlanan dizinin başrolerinde Jun Ji Hyun, Kim Soo Hyun, Park Hae Jin, Yoo In Na yer alıyor. Dizinin konusu; Do Min Joon yaklaşık 400 yıl önce yani Joseon döneminde dünyaya inmiş bir uzaylıdır.Mükemmele yakın bir görünümü vardır ve ayrıca işitme ve hız konusunda yeteneklidir. İnsanları ve insanlığı küçümseyen Do Min Joon, modern zaman aktrisi Cheon Song Yi'ye aşık olur. Bu diziyi bu kadar iyi olmasının sebebi kesinlikle Jun Jin Hyun'un oyunculuğu oldu. Dizi, rekor fiyata Çin'e satıldı. Yayınlandığı dönemde pek çok habere adını yazdırdı. Ayrıca Kim Soo Hyun bu dizisi sonrasında ününe ün kattı. 

Reply 1997
16 bölümden oluşan bu dizi 2012 yılında yayınlandı. Dizinin başrollerinde (APink)Jung Eun Ji, Seo In Guk,  Hoya, Shin So Yul, Eun Ji Won, Lee Si Un gibi oyuncular yer alıyor. Konusu, 90’lı yıllarda H.O.T adında çok ünlü olan bir gençlik grubu vardır. Bunların hayranlarından birisi olan ve solistle evlenmek isteyen bir lise öğrencisinin hayatı anlatılıyor. Busan'da yaşayan 6 tane lise arkadaşı yıllar sonra yeniden buluşuyor ve lise anılarını paylaşıyor. Reply 1997, romantik komedi tarzında bir lise hayatı dizisi, tam anlamıyla bir gençlik hikayesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu diziyi izlediğinizde samimiyeti hissedeceksiniz. Ayrıca Busan'da gençlerini canlandırdıkları için Busan aksanıyla konuşuyorlar. Bu da aşırı sevimli olmalarına sebep oluyor. Her oyuncu birbirinden harikaydı fakat Jung Eun Ji, bir idolden oyuncu olur mu kavramını yıktı geçti.
Dizi, sonraki sezonlarındaki (Reply 1994, Reply 1988) karakterlerden ve hikâyelerden farklı olmasına rağmen "Reply Serisi”nin birinci sezonu niteliğindedir. Diğer sezonlardan en iyileriydi fakat onlara diğer postlarda yer vereceğim.

Oh My Ghost
2015 yılında TVN kanalında yayınlanan dizinin başrollerinde Park Bo Young, Cho Jung Seok, Lim Ju HwanKim Seul Gi yer alıyor. Konusu Baş şefin yardımcısı olan Na Bong Sun kendine karşı güvensizdir ve hiç arkadaşı yoktur. Çocukluğundan itibaren şaman olan büyükannesi sayesinde hayaletleri görebilmektedir. Bir gün küstah ve çekici bir hayalet olan Shin Soon Ae onun bedenini ele geçirir. Bu arada, baş şef Kang Sun Woo, Bong-Sun'un ani değişiminden sonra onun farkına varmaya başlar. Bu olayları konu alan dizi 16 bölümden oluşuyor. Romantik-komedi türünde olan yapımda  Park Bo Young, Cho Jung Seok, Kim Seul Gi'nin performansı fazlasıyla dikkat çekti. Hatta Seul Gi kendine hayran bıraktı diyebilirim. İzlemenizi tavsiye ederim.

Boys Over Flowers
Boys Over Flowers 2009 yılında KBS2 kanalında yayınlanan başrollerinde Lee Min Ho, Ku Hye Seon, Kim Hyun Joong, Kim Bum, Kim Jun yer alıyor. Shinwa Lisesi, Kore'nin en zengin grubu Shinwa'ya ait, sadece özel ailelerin ve çok zenginlerin çocuklarının alındığı bir okuldur. Okulun en prestijli ailelerinden ve çocukluklarından beri arkadaş olan dört öğrencinin kurduğu F4 isimli bir grup vardır. Hepsi çok yakışıklı olduğu için tüm okul kızları tarafından çığlık çığlığa karşılanırlar. Aynı zamanda canları istediğinde istediği kişilere kötülük edip, kafayı taktıklarına kırmızı bir kart bırakacak tüm okulun eziyet etmesine müsaade ederler. Bir gün, ailesinin kuru temizlemeci dükkanında çalışan Geum Jan Di,bu okula kuru temizleme siparişi götürdüğünde, F4 tarafından gördüğü eziyetler sonucu intihar etmek üzere olan bir öğrenciyi kurtarır. Olay medyada geniş bulur ve okulun öğrencilerinin mutsuzlukları gündeme gelir. Medyanın baskısından uzak kalabilmek için Shinwa Yönetimi tarafından Jan Di, okula burslu olarak kabul edilir. Okula başlayan Jan Di'nin huysuz, ters ve dobra tavırlarına kızan F4, kırmızı kartı Jan Di'ye de bırakır ve eziyetler başlar. Bunun sonrasında bir dizi olayın anlatığı dizi. 25 bölümden oluşan bu dizi,Türkiye'de, TRT Okul tarafından yayınlanmaktadır. Dizinin orijinal isminin Türkçe karşılığı Yaban Çiçeği'dir. Ayrıca, Hana Yori Dango adlı japon çizgi romanından uyarlanmıştır. Bir çok Kdrama severin ilk dizisidir.

Empress ki
Emperess Ki; 2013'ün Ekim ayında başlayıp 2014'ün başlarında son bulmuş 51 bölümden oluşan tarihi dizi. Normalde 50 bölüm olarak planlanan dizi bir bölüm daha uzaltıldı. Senaristliğini Jang Young Chul, Jung Kyung Soon yaparken yönetmen koltuğunda ise Han Hee oturuyor. Dizinin başrollerinde Ha Ji Won, Jo Jin Mo, Ji Chang Wook gibi oyuncular yer alıyor. Konun çıkış teması; Cengiz Han'ın kurduğu Yuan Hanedanlığına 37 yıl hükümdarlık eden Demir Leydi olarak bilinen İmparatoriçe Ki'nin hayatından esinlenilerek tarihi gerçeklerden bir nebze şaşılarak kurgulanmış bir dizi diyebiliriz. Dizinin Koryo ve Yuanlılar arasındaki çekişmeyi de ele alıyor. Dizinin konusunun yanı sıra, oyuncu kadrosunun zengin olması fazlasıyla dikkat çekiyor. 51 bölümlük tarihi dizi olduğundan oyuncu sirkülasyonu bir hayli fazla. Sırf bu kadro için bile izlenir. En iyi tarihi dizilerden biri. 

Healer
Healer 2014-2015 yıllarında KBS2  kanalında yayınlanan, başrollerinde Ji Chang  Wook, Park Min Young ve Yoo Ji Tae yer alıyor. 20 bölümden oluşuyor. Healer nam-ı değer ""şifacı".. Ne yapar bu şifacı? Ana karakterimiz Jung Hoo "gece kuryesi" olarak çalışmaktadır. Gece kuryesi olabilmek için özel olarak eğitilmiş iş dövüşmeye gelince üstün yetenekleriyle, çatıdan çatıya atlama gibi potansiyele sahip. Jung Hoo ise şifacı olarak bu işte en iyisidir. Kimse onun kim olduğu bilmez. Çünkü gece kuryesinin ilk şartı; kimliğini gizlemektir. Bir diğer şartı; kim için çalıştığını bilmeden işlerini halletmektir. Kim Moon Ho büyük bir yayın şirketinde popüler bir muhabirdir. Bir gün geçmişte yaşanan bir davanın gerçek yüzünü öğrenir. Bilerek dava ile alakalı insanlara yaklaşır ve onlara yardımcı olur. Bunları yaparken, o doğruluk ve inançları ile mücadele eder. Bu arada, Kim Moon Ho'ye internet muhabiri Chae Young Shin ve aynı zamanda "Healer" olarakta bilinen Seo Jung Hoo bu davayı çözmede yardımcı olur. 

The Heirs
2013 yılında SBS kanalında yayınlanan The Heirs dizisinin kadrosunda Lee Min  Ho, Park Shin Hye, Kim Woo Bin, Kang Min Hyuk, Choi Jin Hyuk, Kang Ha Neul, Krystal, Kim Ji Won, Park Hyung Sik yer alıyor. 20 bölümden oluşuyor.Dizinin konusu; Zengin  varislerin girdikleri rekabeti anlatıyor. Ana karakter; Cha Eun Sang, annesi İmparatorluk grubunun sahibi olduğu evde kahyalık yapan kadının kızı ve kendisini de fakirlikten kurtulamayacak biri olarak gören bir kız, Kim Tan; annesi İmparatorluk grubunun başkanının sevgilisi olan ve bir yanı tutkulu bir yanı karanlık gibi görünen tacı giyip giymeyeceği aşikar varis, annesi küçük yaşta terk etmiş, egosu yüksek babası ile yaşamak zorunda olan Choi Young Do..Büyük miraslara sahip olmak o kadar kolay olmayacak onlar için.  Bu olaylar etrafında dönecek hikaye. Zengin gençler arasındaki aşk, arkadaşlık, yaşamsal ilişkilerin konu edildiği dizi, bir yönüyle Gossip Girl, başka bir açıdan bakınca da Boys Over Flowers dizilerini andırıyor.Böyle bir kadro uzun zaman sonra bir araya gelmez.  Ayrıca dizinin müziklerinin her biri efsane!

It's Ok, That's Love
2014 yılında SBS kanalında yayınlanan birer saatlik 16 bölümlü medikal k-dramalardan. Dizinin başrollerinde Zo In-Sung, Gong Hyo Jin, Sung Dong Il, Lee Kwang Soo, Jin Kyung, EXO'dan Kyung Soo (D.O) var. Bu dizide her bir oyuncu çok iyi ama D.O'da idolden oyuncu çıkar mı klişesini yerle bir etti.
Jang Jae Yul, takıntı hastalığından muzdarip gizemli bir yazar ve radyo DJ'yidir. Ji Hae Soo ise Üniversite hastanesi psikiyatri bölümündeki ilk yılını huzur içinde geçirmektedir. Ameliyatlarla uğraşmamak için psikiyatri alanını seçmiştir. Fakat Jang Jae Yul ile tanıştıktan sonra hayatında büyük değişiklikler meydana gelir. Hem teknik hem de konu bakımdan cesur ve oldukça farklı bir tarzı var. Teknik olarak en dikkat çekici yanı, özellikle başta yadırgadığım sonra da hoşuma giden kritik sahnelerin donup kalmadan akışıydı. Kilit sahnelerde kuvvetli bir müzikle duraklamaya ne çok alışmışız. bu dizide ise cesur bir hamleyle kritik sahneler başka sahnenin içinde eriyip gidiyor. Gerçek hayattaki gibi akıp geçiyor. Konu ise bir çok açıdan çarpıcı ve k-dramalar içerisinde devrim sayılabilecek bir duruşa sahip. Hemen tüm karakterleri psikolojik sorunlu olan dizide, cinselliğin son derece rahat konuşulması ve kadın-erkek ilişkilerine dair bilinen tüm dayatmaların dışına çıkılıyor. Bu dramada herkes öncelikle birer birey ve herkes karşısındaki bireyin hayatına ve tercihlerine saygı duyuyor. kimse kimseyi bir kalıba sokmaya, şekillendirmeye çalışmıyor. Hastanede konu edilen vakalar da son derece çarpıcı örnekler. Aile kavramının da bolca sorgulandığı hatta iğnelendiği, psikolojik rahatsızlıkların hayattan kopmayı gerektirmediği aksine hayata karışarak toplumda yer alarak İyileşilebileceğine dair dikkat çekici yaklaşımlar söz konusu. Özetle içeriğiyle ve tarzıyla gayet farklı bir k-drama. takıntılarımızı tatlı tatlı yüzümüze vururken aslında hiç de yalnız olmadığımızı, çok büyük travmaların da hayatta bir adım olduğunu ve hayatın adım adım ilerlediğini hatırlatıyor.

Hello Monster
2015 yılında KBS2 kanalında yayınlanan dizi 16 bölümden oluşuyor. Başrollerinde Seo In Guk, Jang Na Ra, Choi Won Young, Park Bo Gum yer alıyor. Hello Monster, cinayet suçlarında uzmanlaşmış bu konuda Amerika ve Güney Kore'de ki üniversitelerde eğitim veren Lee Hyeon, kendini polis teşkilatının Özel Soruşturma Ekibinin içinde bulur. Bu da özel soruşturma ekibininde yer alan Cha Ji An'ın ısrarları üzerine olur. Lee Hyeon zeki ve kıvrak zekasıyla davaların çözülmesinde yardımcı olacaktır. Konusundan anlaşılacağı üzerine fazlasıyla polisiye biraz dram biraz psikolojik temalı Hello Monster diğer bir adıyla I Remember You kendi türünün örnekleri arasında 2015'in en iyi yapımlarından biri oldu. Dizinin yazarlığını Protect the Boss dizisinin de senaristliğini yapmış olan Kwon Ki Young yaparken yönetmenliğini ise No Sang Hoon üstlenmiştir. Polisiye tutkunları, macera sevenlerin başından kalkmadan bitirebileceği bir sürükleyici senaryo Hello Monster’da. Bir suç profili uzmanı ile bir dedektif arasında yaşanan romantik bir ilişki de birazpolisiye hikayeyi biraz yumuşatıyor.

The Master’s Sun
2013 yılında SBS kanalında yayınlanan 16 bölümden oluşan dizin başrollerinde Gong Hyo Jin, So Ji Sub, Seo In Guk, Kim Yoo Ri yer almaktadır. Dizi, hayaletleri göreme yeteneğine sahip Kong  Sil’in etrafında dönmektedir. Kong Sil geçirdiği bir kaza sonrasında uzun süre komada kalır ve uyandığında ise hayaletleri görmeye başlar. Her yer de ve birden karşısına çıkan hayaletler yüzünden normal bir hayat yaşayamayan Kong Sil bir gün karşılaştığı Joong Won adında bir adama dokunduğunda hayaletlerin ortadan kaybolduğunu fark eder. Artık Joong Won’un peşini bırakmaz.  Genellikle romantik komedi ya da tarih dokulu dizilere yoğunlaşan Koreliler için gayet farklı bir senaryo ve yapım olduğundan dizi, 2 dalda ödül almış ve yayınlandığı 2013 yılında çok ciddi izlenme oranı yakalamıştır. Benimde severek izlediğim dizilerinden biri.

49 Days
2011 yılında yayınlanan SBS kanalında yayınlanan dizinin başrollerinde Lee Yo Won, Nam Gyu Ri, Jo Hyun Jae, Bae Soo Bin Jung Il Woo yer alıyor.  Evlenmek üzere bir kız, zengin bir ailenin herkesçe gıptayla bakılan tek çocuğudur. Beyaz atlı prensini bulmuştur. Kısacası ondan mutlusu yoktur. Tabi düğüne kısa zaman kala geçirdiği trafik kazasını ve sonunda girdiği komayı saymazsak. Shin ji hyun kazanın ardından kendini bedenine bakarken bulur, hemen yanında ise kendisini Scheduler olarak tanımlayan, ruh bekçisi vardır ki kendisini diziye başlamamda etkili olan Jung Il Woo canlandırır, aynı zamanda dizinin en sevilesi elemanıdır. Ona ölümünü engellemenin elinde olduğunu söyler. Yalnız bunun için tamamlaması gereken bir görev vardır, görev 49 gün içinde kendisi için içten bir şekilde ağlayan 3 kişiyi bulmaktır. Bu kişilerin kan bağı olan kişiler olması ise yasaktır. Ji hyun sevilen, en azından öyle olduğuna inanan biri olarak bunun çocuk oyuncağı olduğunu düşünür. İki yakın arkadaşı ve nişanlısı ağlasa yeter. Ji hyun gözyaşlarını toplamak için başkasının bedenini kullanacaktır, bedenini kullanacağı kişiyse yalnız başına acınası bir hayat yaşayan Song Yi Kyung'tur. Fantastik öğeler de içeren zaman zaman romantik komedi olsa da çoğunlukla dram türünde diyebileceğimiz ne idüğü belirsiz bu dizi, türünün belirsizliğinin aksine kendine bağlayan türden. İlk bölümlerde kafamda beliren kuşku baloncuğu zamanla yerini beğeniye ve en sonunda bağımlılığa çevirmişti. Bundaki en önemli etkense kesinlikle merak unsuru. Diziyi izleten, diğer bölüm diye ağlatan budur ki ben artık arsız bir drama izleyicisi olarak klişelere alışkın olduğumdan bölüm sonu nasıl olursa olsun diğer bölümü merakla beklemem, elimde varsa da bekletebilirim. 49 gün'de işler değişti. Dizi kimilerince beğenilen, kimilerince beğenilmeyen tartışmalı bir sonla bitse de benim açımdan ardından soru işareti veya hoşnutsuzluk bırakmadı. benim en beğendiklerimden oldu, hatta dram türü için konuşursak beğendiğim sayılı kore dizileri arasına girdi diyebilirim.

Another Miss Oh
2016 yılından TVN kanalında yayımlanan 18 bölümden oluşan dizinin başrollerinde Eric, Seo Hyun Jin,Jeon Hye Bin,Ye Ji Won, Kim Ji Suk, Heo Jeong Min, Lee JaeYoon yer alıyor. Senaristliğini PArk Hae Young yaparken yönetmen koltuğuna Marrige not Daiting dizisinden hatırlayacağımız Song Hyuk Wook oturuyor. Hayatları tamamiyle farklı aynı ismi taşıyan iki kadının hakkındaki romantik-gizemli hikayesi. Oh Hae Young ortalama zekada, sakar bir kadındır. Liseden beri süreli daha popüler, yetenekli ve iyi bir zekası olan diğer Oh Hae Young'un gölgesinde kalmıştır. İronik olan yıllar sonra aynı iş yerinde çalışacak olmalarıdır. Bu iki kadının arasında çok farklı bir bağ vardır. Bu olayların merkezinde ise başarılı bir ses yönetmeni olan Park Do Kyung vardır.  Son yıllardaki en başarılı romantik komedilerinden. Romantizmi köküne kadar, komedisi en olmadık zamanlarda kopartacak kıvamda. Teknik olarak müzikler, kıyafetler özellikle Hae Young'un ayakkabıları ve mekanlar çok şıktı. Dizinin rengi genelde pasteldi ve çok yakışmıştı. Bir de farklı olarak "sesler" ön plandaydı ki baya farklı bir tat katmış. Klişe sona ulaşsa da finali belirleyen asıl konunun bağlanış şeklini sevdim. ne kadar fantastik bir sebeple başlamış olsa da sonucu çok mantıklıydı bence. 
Bir yerde, hepimiz başkalarının tercihlerini yaşamıyor muyuz?

Bad Guys
2014 yılında OCN kanalında yayınlanan 11 bölümden oluşan dev dizi. Başrollerinde Kim Sang Joong, Ma Dong Seok, Park Hae Jin, Jo Dong Hyuk, Gang Ye Won yer alıyor. Artan şiddet suçlarıyla mücadele etmek için Polis Şefi Oh Goo Tak  suçlulardan oluşan bir ekip kurar. Gangster Park Woong Cheol, üstün zekasıyla en geç seri katil Lee Jung Moon ve kiralık katil olarak Jung Tae Soo ekibe dahil edilen kişilerdir. Ekibin bir diğer üyesi ise polis müfettişi Yoo Mi Young'tur. Polis ve suçlulardan oluşan bu ekip artan cinayetlere çözüm bulacaktır. Yaşayacakları bir çok farklı duyguyu bu süreç dahilinde öğrenecekleri bir kurgu gözler önüne seriliyor dizide. Aksiyon, suç, polisiye türleri arasında çok dizi izledim. Fakat bu diziyi izlerken aldığım hazzı daha dizilerde yakalayamadım. Bad Guys bu kadar sevilince 2. sezonu 2017/2018 tarihlerinde yayınlanacak. Fakat bu sefer oyuncuları farklı olacak.

Chicago Typewriter
2017 yılında Bir tvN klasiği daha; Chicago Typewriter. Üzerine uzun uzun yazılar yazabileceğim dizi.  Uzun süredir kalbime bu kadar derinden dokunan bir dizi olmamıştı. 16 bölümden oluşuyor. Başrollerinde Yoo Ah In, Lim Soo Jung, Go Gyung Pyo, Kwak Si Yang yer alıyor.Dizinin senaristliğini The Moon Embracing The Sun ve Kill Me Heal Me dizilerinden hatırladığımız Jin Soo Wan yaparken yönetmen koltuğunda ise Emergency Couple dizisinden hatırladığımız Kim Cheol Kyu oturuyor. Dizi, 1930’lu yıllarda Japon sömürgesi altında yaşayan ve reenkarnasyon ile günümüzde tekrar dünyaya gelen yazarların etrafında dönmektedir. Günümüzde bu yazarlardan biri kitapları çok satan bir yazar, biri  gizemli bir hayalet yazar ve diğeri ise kitapları çok satan yazarın anti-fanı olarak yaşamaktadır. Senaryo, oyuncular, mekanlar, müzikler, karakterler çok başarılıydı. Teknik açıdan geçmişteki atmosfer renkler ve sinematografi günümüzdekinden daha başarılıydı. Oyunculuk konusunda üç başrol için övgü dışında söyleyeceğim bir şey yok ama ben daha çok Yoo Ah In için başladığı diziyi Go Kyung Pyo için devam ettim. Günümüz sahnelerinde de kütüphaneler harikaydı. Hemen gidip yüksek tavanlı ev, kütüphane ve kitaplar sipariş etme isteği veriyordu insana. Ve müzikler EFSANEYDİ!

Devamı gelecek..

11 Mar 2016

She Was Preety Uyarlaması "İlk Aşkım" Geliyor!


Ülkemizde uyarlama dizilerinin popülaritesini günden güne arttırınca, bizim Türk yapımcılar ise soluğu son yıllarda oldukça popüler olan Güney Kore dizi sektöründe aldılar. 

Boys Over Flowers (Güneşi Beklerken)  Whats Happens To My Family (Baba Candır) Temğatation Of An Angel (Beni Affet) A Gentleman's Dignity, My Housband Got A Family (Kocamın ailesi) The Man From Nowhere, Rooftop Prince (Osmanlı Tokadı) I'm Sorry I Love You (Bir Aşk Hikayesi) Bread, Love And Dreams (Aşk Ekmek ve Hayaller) The Innocent Man (Günahkar) dizileri uyarlama diziler olarak ekranlarımızda yer aldı. Bu dizilerin orjinal hallerini izledim ve Türk versiyonlarının bir çoğunu başarısız buldum. Sebebi ise  Türk yapımcıların dizi tutmaya başladığı an senaryoyu değiştirip entrika uğruna arap saçına dönüştürmeleri. Durum böyle olunca orjinalini sevdiğimiz diziden eser kalmıyor. 

Bu uyarlam furyasına MBC kanalının 2015 yılının sevilen dizisi She Was Preety diziside dahil oluyor.  MF Yapım tarafından çekilecek olan dizi ATV'de "İlk Aşkım" adıyla yer alacak. Dizinin yönetmenliğini Bedrana Meriç'in uyarlama senaryosunu ise Aksel Bonfil ve Hakan Bonomo yazacak. 

Dizinin başrollerinde "Beni Böyle Sev" dizisinin başrolünden hatırlayacağınız Zeynep Çamcı ve "Kocamın ailesi" dizisinin oyuncusu Gökhan Alkan yer alacak. Yardımcı rollerde ise Gonca Sarıyıldız ve Yiğit Kirazcı olduğu ise onaylandı.
Dizinin ise Nisan ayında ekranlara gelmesi bekleniyor. Umarım She Was Preety dizisinin yakaladığı başarıyla birlikte izleyicilere o duyguları yansıtabilirler. 
Başarılar "İlk Aşkım" ekibi!

7 Eyl 2015

Artık anne-babalar üzülmesin!



16 genç, 16 anne, 16 baba, 16 kardeş...
Allah rahmet eylesin..
Başımız sağ olsun.
Allah zalimlere fırsat vermesin..

13 May 2015

Japon-Türk Yapımı "Ertuğrul"

 Ertuğrul filminin konusu Türk-Japon dostluğunun mimarı olan iki ayrı olayın sinemaya uyarlaması şeklinde olacak. Japon-Türk yapımı Ertuğrul filminin yapımcılığını Japonya tarafından Ertuğrul Film Partners, Türkiye tarafında sie Kültür ve Turizm Bakanlığı üstlenirken, uygulayıcı yapımcısı Böcek Yapım. Yönetmen koltuğuna ise; Mitsutoshi Tanaka oturuyor. Tarih danışmanlığını ise, İskender Pala yapıyor.

Filmlere bile konu olacak bu dostluk nasıl başladı diye düşünüyorsanız? 

Birinci dostluk simgesi;
Ertuğrul Fırkateyn; 1887 yılında bir Japon heyetinin İstanbul'a gelmesiyle başladı her şey. Dönemimin Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamit'in emriyle iade-i ziyaret olarak Japonya'ya gönderilmesi kararklaştırılan Osmanlı Fırkateyni Ertuğrul, İstanbul'a dönüş yolunda fırtınaya yakalanıyor, Kashinozaki Feneri'ne yönelen gemi kayalıklara çarparak 681 kişik mürerrebatı ile birlikte sulara gömülür. Kurtulabilen sadece 69 kişidir. Onlarda Japon köylüler tarafından uzun süre misafir ediliyor. Denizden çıkarabilen 150'ye yakın naaşlar için fener yakınlarına gömülüyor. Daha sonra Türk-Japon simgesi olarak anıt dikiliyor.

 İkinci dostluk simgesi;
Filmde yer alacak bir diğer olay ise; İran-Irak Savaşı'nın sürdüğü sıralarda gerçekleşti. 1985 yılında, Saddam'ın emriyle Tahran hava sahasının sivil uçaklar için bile güvenli olmayacağı açıklanır. Tüm Avrupa ülkeleri dahil olmak üzere uçak göndererek vatandaşlarını Tahrandan tahliye eder. Bir tek o süre zaafı içinde Japonya uçak gönderemez. Dönemin başbakanı Turgut Özal devreye girer ve 215 Japon vatandaşı kurtarırlar.
Filmin Japonya ayağında ki çekimleri tamamlandı. Türkiye çekimlerine başlandı. "Ertuğrul" filmi her iki ülkenin ileri gelmiş oyuncu kadrosuyla kendinden söz ettireceğe benziyor.

Türkiye'den kimler yer alıyor. Kenan Ece, Alican Yücesoy, Uğur Polat, Mehmet Özgür, Deniz Oral, Tamer Levent, Melis Babadağ. Japonya tarafından, Seiyou Kutsuna, Yui Natsukawa, Yukiyoshi Ozawa gibi Japonya'nın ileri gelen oyucuları yer alıyor.


Ertuğrul filmi iki ülkenin tarihi açısından önemli yer taran bu iki olayın yeni kuşaklara aktarılması takdire şayan. Pek çok kişi Ertuğrul Fırkateyn hakkında bilgi sahibi değil. Japon-Türk olayını tescilleyen bir olaydır. İki ülke arasında ki dostluğun tekrardan hatırlanması açısında iyi düşünülmüş projelerden biri. Japon sineması Türkiye'de çok bilinmez ama oldukça iyi işler çıkaran ülkelerden biridir. Bu yapımın bizi sinema açısında daha ileriye götüreceğini düşünüyorum. Bu yılın kasım ayında vizyona girmesi bekleniyor.

24 Nis 2015

Full House Dizisinin Türk Versiyonu Geliyor!


Rain'in oynadığı Full House dizisinin Türk versiyonu "3 Oda 1 Aşk" dizisi ile ekrana gelecek olan dizinin başrolünde Güney Kore uyarlaması dizilerin aranan yüzü Seçkin Özdemir'in oynaması bekleniyor. Yapımcılığını Med Yapım-Fatih Aksoy üsteleneği 2004 Full House dizisinden uyarlanacak. Show TV'de yayınlanması beklenen dizi için Seçkin Özdemir'e teklif götüren Fatih Aksoy cast çalışmalarında oldukça titiz davranıyormuş. Romantik-komedi türünde ki diziyi daha önce Güney Koreden uyarlama olan Bir Aşk Hikayesi ve Günahkar dizilerini de yöneten Barış Yök çekecek. Bayan oyuncunun kararı hala verilmedi.

Full House dizisinin kısaca konusundan bahsedeyim. Babalarından kalan evde yaşayan iki kız kardeşlerden, büyük kız nişanlısı ile birlikte büyük bir borca girince babasından kalan evi satmaya karar verir. ama bu kararı kız kardeşinden saklar. Kardeşini yurtdışına tatili göndererek evi satmayı planlar. Tatil yapacağı yere gitmek için bindiği uçakta genç yakışıklı bir çocukla karşılaşır. Pek hoş olaman karşılaşmadan sonra kader ağlarını örer. Geri dönmek zorunda kalan kız eve geldiğinde, ablası eve uçakta karşılaştığı çocuğa satmıştır.

Aşk Yeniden dizisinin yakaladığı başarının ardından Fatih Aksoy iş başında! Şahsen bir taraftan merak ediyorum. Bir yandan etmiyorum. Malum Güney Kore'den uyarlama Türk dizilerin başarılı olduklarını düşünmüyorum.

17 Mar 2015

Kafemiz.Biz


Kaburgalı bulgur pilavı yanına, çikolatalı pasta yiyip, projemizin akış diyagramını çizerken oluştu "Kafemiz.biz" fikri. İşte böyle bir karışım bulacaksınız bizim Kafemiz'de..

İremce'de; Endüstri Mühenfisi, Yönetici Koçu, şehri yaşamayı seven bir annenin eşsiz kurabiyeleriniz, sağlıklı atıştırmalıklarını tadarken, şehir hayatı, annelik ve Mühendisliğe koçluk bakış açılı sohbetlerin tadına doyamayacaksınız 

Emoş Kafe'de Peyzaj lisansının üzerine bir de Uluslararası İlişkiler lisansı yapmış, Kalite Mühendiliği alanında kendini geliştirmesine karşılık hobi olarak Sosyal Medya Uzmanlığına merak sarmış bir genç bakışın; tiyatro dizi, film, müzik ve kitaplar hakkındaki özgün paylaşımlarıyla bambaşka bir dünyaya dalacaksınız.
Hilal Kafe'de profesyonel öğrenci bir Endüstri Mühendisinin kalite, liderlik ve koçluk deneyimlerini inovatif bir bakış açısıyla birleştirdiği ve üstüne annelik deneyimlerini, eğitimleri, kitapları, çocukları, zihin haritalarını, fütürizmi kattığı sohbetlerinden inanılmaz keyif alacaksınız.
www.hilal.kafemiz.biz

Bizim ortak yanımız yüreğimizle bakmamız...

Bizimle;
"Baktığın Yere Gidersin.."

www.kafemiz.biz 

Facebook sayfası için,
TIKLA
Twitter hesabı için;
TIKLA

12 Mar 2015

Murat Dalkılıç Galaxy S6'yı Sizin İçin Keşfetti!


Murat Dalkılıç, Barcelona'da gerçekleşen görkemli Samsung Galaxy S6 lansmanına gitti.  Yaşadığı eğlenceli anları, inanılmaz deneyimleri ve Galaxy S6’nın şahane özelliklerini sizin için anlattı.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

29 Ara 2014

#Mim/En Sevdiğiniz Yan Karakterler

Sevgili Şems'imin #Mim/En sevdiğiniz yan karakterler yazısını okurken beni mimlediği fark ettim. Böyle bir konuda beni mimlediği için ona teşekkür ediyorum ve yazıma başlıyor. Güney Kore dramalarında başroller kadar hatta onlardan bile çok ön plana çıkan yan karakterler olduğunu düşünüyorum. Bazen neden o adamı seçtin ? diye isyanlara bile girdiğimiz oluyor. 
Benim aklımda kalan yan karakterler kimlermiş bir göz atalım :)
Can You Hear My Heart, My Secret Hotel ve I Need Romance 3 dizilerinde başroller kadar harikalar yaratana atam Nam Goong Min. 
Can You Hear My Heart-Bong Ma Roo
Nam Goong Min; oynadığı en güzel aile dramalarından olan Can You Hear My Heart dizisinde canlandırdığı Bong Ma Roo karakteriyle harikalar yarattığını izleyenlerin  bilir.  Özellikle kardeşim diyerek bağrına bastığı Cha Joong Joo ile olarak abi-kardeş ilişkileri benim gibi bir çok kişinin hafızasında yer ettiğini düşünüyorum.

The Heirs- Young Do 
Heirs; 2013 yılının gerek oyuncu kadrosu gerek konusuyla en çok konuşulan dizilerinden biriydi.Gerek oyuncu kadrosu gerek konusu itibariyle. Young Do; bir çok insanın kalbine dokundu bir Eun Sang'ın kalbine dokunamadı. İkinci adam karakterleri üzülmesin be arkadaş! Woo Bin'in oyunculuk kariyeri açısıdan zirve yaptığı performanslardan biriydi.
The Moon That Embraces The Sun- Prens Yangmyung
Tarihi ve dönem dizileri sevdiğimi her fırsatta dile getiriyorum.Güneşi Kucaklayan Ay izlediğim en iyi tarihi dramalarından biri. Ana karakterlerin hüzünlü hikayesi bir çok kişiyi derinden etkilemiştir. Jung Il Woo hayranı biri olarak; her ne kadar ana karakterlerin kavuşmasını istesem de oynadığı ikinci adam karakteriyle aşkta kaybetmesi derinden yaraladı. Senaristler neden üzdünüz bu çocuğu diye düşünürüm Haketmedi. Hele o finalde ki oyunculuğuyla zirveye ulaşmıştır.
Gu Family Book- Yoon Seo Hwa/Goo Wol Ryung
Bir tarihi drama ve unutamadığım yan karakterler. Gu Family Book dizisinin can alıcı aşk hikayesi Lee Yoon Heuzy arasında ki aşke ve Choi Jin Hyuk'un canlandırdığı bu aşk. Kdramalarda izlediğim efsane karakterlerin ikisiydi. Başrollerin aşkınının önüne geçer nitelikteydi. 

Reply 1994- Chilbong
Reply serisinde oynayan her oyuncu benim için unutulmaz karakterler. Reply 1994 dizisini izleyeneler benim gibi Chilbong'u bağrına basmıştır. Gerçi seride bulunan oyuncuların hiçbirini yan karakter olarak düşünmedim. Fakat ilk defa başrolde ki karakterin kaybetmesini istedim.. Çok net.
"Benim için Beysbolun her şey olduğu zamanda. Kalbimi beysboldan daha çok ısıtan ve hızla çarpıtan biri geldi. Tarihinin en sıcak yazı başlamıştı ve 20 yaşımda hayatım da tıpkı mevsim gibi sıcaktı. 1994 yazıydı bu.."

Reply 1997-Kang Joon Hee
Reply 1997 benim gözümde Romantik-Komedi türünü tartışmasız birincisi. Kurgusuyla, oyuncularıyla geçmiş ve gelecek arasında ki geçişleri dört dörtlük olan hala bir dizi izlemedim. Serinin her bir oyuncusu bir kenara hepsini tek tek yazmak işi zorlaştırır diyerek seride dikkat çeken yan karakterlerden sadece bir tanesini temsili olarak yayınlamaya karar verdim. Infinte'nin üyesi Hoya Kang Joon Hee karakteriyle büyük işler başardı. "Aşkın kalpten gelen bir duygu olduğunu" gösteren en büyük örneklerinden biriydi..
Missing You-Harry
Dram dizilerini bir çok kişinin aksine seviyorum. Bir de içinde Yoon Eun Hye var ise o dizi kesinlike güzeldir. Missing You onlardan biri. Şartların kötü adam yaptığı  karakterlere çok üzülüyorum. Bu çocuklar aslında pamuk gibi, başrol kızlarımızın ellerini sıcak sudan soğuksuya sokmayan karakterler. Yoo Seung Ho'ya hem üzüldüğüm hem de oyunculuğun zirve yaptığı dizilerden biridir. Unutmadık seni Harry!
Sungkyunkwan Scandal-Yong Ha
Başrol, yardımcı, konuk oyuncu olsun fark etmez. Song Joon Ki olsun yeter. Bana göre onun kariyerinin dönüm noktası bu dizide ki performansı. Tıpkı benim gibi bir çok kişiye kendini hayran bıraktığına eminim. Hele o giydiği tarihi kıyafetlerin güzelliği ve zeki oluşuyla diziden daha çok keyif olmama sebep olduğu için kesinlikle tek geçiyorum.

Bir Mim'in daha sonuna geldik. Bir çok dizi izlediğim için aklımda gelen ilk oyuncuları yazdım. Yoksa Kdrama sektöründe vazgeçilmez, kendine hayran bırakan bir çok karakter olduğunu söyleyebilirim. 
O zaman bende Nabrut, Düda'm ve Seyhan'ı mimliyorum. 
Yapmak isteyen kim varsa onları da mimlemiş sayıyorum :)

16 Ara 2014

MBLAQ'te Ayrılık!


Mblaq'te ayrılık rüzgarları kısa bir süre önce başlamıştı. Sözleşme tarihi bitene kadar bu konu hakkında yorum yapmayacaklarını dile getirmişlerdi. Bu haberler ortaya çıktığından beri birlikte kalmalarına dair hislerim olsa bile ayrılacakları çok belliydi. Mblaq'in bu duruma gelmesinde en büyük hatanın şirketinde olduğunu düşünüyorum. İlk başlarda Bi Rain'in grubu olarak anılmaları güzel olsa da yıllar geçtikçe özellikle Bi Rain'in askerlik süreci ve dönüşünden sonra ki dönemde grubu ikinci planı attığını, son yıllarda geri dönüş yapan kpop grupları gibi promosyon konusunda sınıfta kaldığını düşünüyorum. Bu tür sıkıntılar grubu tabi ki etkilemiştir. En çok beni üzen kısım ise; son konserlerinde üyelerin gözyaşlarını tutamamış olmaları. O zaman "sanırım buraya kadarmış" Bir de geçenler Lee Joon'un Key East şirketiyle anlaşmaya vardığına dair dedikodular çıkmış, yalanlamışlardı. Az çok bir şeylerin olacağının habercisiydi.
 Lee Joon oyunculuk kariyerine Thunder ise müzik konusunda eğitimi sürdürmek istediği için Mblaq grubundan resmen ayrıldıkları açıklandı.
Şirketin açıklaması şu şekilde;

"Üyeler ve şirket arasında sözleşme yenileme ile ilgili uzun görüşmeler sonunda Lee Joon ve Thunder ayrılmaya karar verdiler, biz de buna saygı duyuyoruz ve onlar kendi yollarına gidecekler. İki üye kişisel aktörlük ve müzik kariyelerine odaklanmak istediklerini dile getirdi ve iz içtenlikle kendileri hakkında hayırlısının olmasını umut ediyoruz. Gruptan 2 üye ayrılsa da grup aktivitelerine devam edecek. MBLAQ önümzdeki yılın ilk yarısında 3 üyeli grup olarak albüm çıkaracak, solo albüm ve kişisel aktivitelerine devam edecek. Bir kez daha MBLAQ'i destekleyen herkese teşekkür ederiz. MBLAQ'e olan ilginiz ve sevginizin devam etmesini diliyoruz"
Bugün şirket temsilcisi Hae Sol olayla ilgili açıklama yaptı. Açıklama şu şekilde;

"Merhaba. Lee Joon ve Thunder'in gelecek planları yanı sıra kendi özel sözleşmeleri hakkında bilgi verip rapoalr ve son sepelülasyonlara hakkında sorunları açığa kavuşturmak istiyorum. 

İlk olarak Lee Joon ve Thunder J.Tune Camp be Curtain Call konser faaliyetleri ayrıca MBLAQ grubu faaliyelerini sonrasında Kasım ayı sonunda sözleşemeleri sona erdi. Şu an ise Thunder müzik konusunda eğitimine odaklanarak gelecekte yapacağı faaliyetleri düşünüyor, Lee Joon ise "Mr Back" drama filmi için çalışmlasrını sürdürecek.

Son olarak onlara destekleriniz ve sevgilerinizi son 5 yılda çok güzel bir şekilde gösterdiğiniz için tün fanlara teşekkür ederiz. Onlar fanlarına daha güçlü ve olgun görünüşleri ile ödeyeceklerdir. Teşekkür ederim.

Bu açıklamanın ardından grup dağılacak mı sorusunun cevabını öğrenmiş bulunduk. Ben şahsen o kadar dedikodunun ardından böyle bir habere hazırlıklıydı. Açık konuşmak gerekirse çokta üzüldüm fakat gerçekçi olmak gerekirse bunun en büyük sebebi şirketleri oldu. 5. yıllarını dolduran bir grubun birbirlerine daha çok kenetlenmesi gerekirken iki üyenin ayrılık kararı alması şirketin ihmalkarlığı, onların hedeflerini göz ardı etmesi diye düşünüyorum.  Lee Joon'u anlarım oyunculukta gayet başarılı. Hatta bir çok sinemada yer almasını istiyorum. Oyunculukta devam etmesinde bir sakınca görmüyorum. Aksine onun adına alınmış en güzel karar olduğunu düşünüyorum. Fakat Thunder'ı anlamış değilim. Onu da severim fakat kpop camiasında soğuk bulduğum tek idol. Müzik kariyerine odaklanıp ablası Sandra Park gibi iyi yerlere gelir diye umuyorum. Bildiğim bir şey var ki Lee Joon'un yerinin belli olacağı..Gerek dansıyla gerek sesiyle gerek o saf halleriyle..Bundan sonra Mblaq 3 kişi yoluna devam etsinmeli. Ben yeni üye gelmesi taraftarı değilim. Mblaq beş kişi tanıdım Lee Joon, Seung Ho, Mir, G.O ve Thunder olarak. Umarım her üye kendi alanlarında gerek grup gerek solo aktivitelerinde başarılı olurlar. 2015'in yarısında yeni albümleriyle MBLAQ'i beklemeye geçtim.
Umarım tekrar grup olarak görebiliriz sizleri...

15 Ara 2014

Gangnam 1970// Bekleniyor!


Lee Min Ho-Kim Rae Won
Gangnam Blues olarak bilinen film "Gangnam 1970" olarak değiştirildi.

Lee Min Hoo filmde Jong Dae isimli karakteri canlandıracak Hikaye "Seul Şehit Planlaması" adlı kitaptan esinlenmiş. Kore Savaşından sonra Güney Kore'nin yeniden yapılanmasına odaklanılan beş bölge vardır. Bölge 3 Gangnam semtinin modernleşmesine odaklanır. Böylece 1970'de 20'leride olan Kim Jong Dae ve yakın arkadaşı Yong Ki bir gecekondu mahallesinde yaşan yetimler olarak büyümüşlerdir. Üç yıl birbirlerinden ayrı kalan yakın arkadaş daha sonra birbiriyle karşılaştıklarında farklı suç örgütlerinin parçaları olmuşlardır... 

Lee Min Ho'nun ilk kez bir filmde başrol olarak yer alıyor oluşu ve yayınlanan dizilerinde alışık olduğumuz çiçek çocuk imajının dışına çıkacağı için mutluyum..
Boys Over Flowers
City Hunter
(İntikam temalı bile olsa Gangnam 1970'de ki imajından farklı olacağını düşünüyorum)
Personel Taste
Faith
(Faith tarihi drama olabilir fakat yine de çiçek çocuk imajı mevcut diziydi)
Heirs
Yeterince bu tip rollerde izlediğimizi düşünüyorum. Çicek çocuk imajının dışına çıkarak oyunculuğu konusunda bir kademe daha atlayacağı aşikar. Filmin fragmanları ve fotoğrafları bu konuda beni heyecanlandırdı.


İkinci fragmanda AOA'nin güzel üyesi SeolHyun'u görüyoruz. SeolHyun filmde Lee Min Ho'nun kız kardeşini canlandıracak.
Gangnam 1970'in bir an önce vizyona girmesini, izlemeyi çok istiyorum. 

10 Ara 2014

Cindirella 2015


Çocukluğumuz da Sindirella hikayesine dair çizgi film, dizi, ya da film izlemişizdir. Yaşım kaç olursa olsun izlemeye de devam edeceğim gibi görünüyor. Sindirella hikayesi de 2015'te tekrardan hayat buluyor. Filmin yönetmen koltuğunda ise tiyatro konusunda oldukça yetkin bir isim olan Kenneth Branagh yer alıyor. Filmin başrollerinde Lily James ve Richard Madden bulunuyor. Yan rollerde işe yine özel isimlerin olduğuna tanık oluyoruz. Bunlar Helena Bonham Carter, Cate Blanchette ve Ben Chapllin'de bulunuyor.
 Cate Blanchette hayranıyımdır. Yüzüklerin efendisinde benim gözümde çığır atladım. Harika bir kadın.

Fantastik ögelerin bolca göründüğü fragmanda ayrıca, masalda yer alan bir çok efsanevi anlatımların yer aldığı sahnelere de rastlamak mümkün. 
 Sindrella filmi; Ella'nın tüccar babasu, annesinin trafjik ölümü üzerine başka bir kadınla evlenir. Çok sevdiği babasına destek olmak için Ella üvey annesi Tremaine'i ve üvey kız kardeşleri Anastasia ve Drizella'yı kabul eder. Fakat Ella'nın babası da aniden ölünce, genç kız zalim üvey anne ve kız kardeş ile baş başa kalacaktır. Kısa zaman içinde kendi evinde bu üç kadının hizmetçisi durumuna düşer. Umutsuzluğa kapılan geç kadının tek kurtuluşu, kentte düzenlenen ve tüm genç kızların katılacağı balodur. Konusu klasik Sindrella hikayesi bu modern uyarlamasını merakla bekleyen kesimlerden biriyim. 
 Film 13 Mart 2015'te vizyona girecek
İlk Fragman; TIKLA

16 Eki 2014

Teyze Oldum Teyze!

"Biz mutlu bir aileyiz"

"Görmemişin oğlu olmuş"derler ya hani şu an ki durumum aynen bu şekilde. Yeğenimi görebilme umuduyla kendimi kaybetmiş durumdayım.
Annem ve babamın ilk torunu..
Abim ve benim ilk yeğen heyecanımız.
(aynı bana benziyor:))

Son günlerimizi ha doğdu ha doğacak diyerek geçirdik. Heyecanlı bekleyiş sonunda bitti ve "Ahmet Efe" dünyaya geldi.  
Bu işin mutlu ve heyecanlı kısmı.. 
Bir de bunun gurbet kısmı var ki; boğazlar düğümleniyor..
Canım ablamın ilk "ANNELİK" heyecanında, yanında olamamak  üzgün hissettirse de, onun mutlu ve sağlıklı olduğunu bilmek huzurlu bana hissettiriyor.

Ailemizin yeni üyesi biricik yeğenim, dünyamıza hoşgeldin..
Allah'ım hayatından sağlık, mutluluk ve umudu ömründen eksik etmesin inşallah..

Annem "Yeğenler çok başka sevilir" derdi. Bu duygunun nasıl olduğunu merak ederdim. Anne yine haklı çıktı.. 
Yeğenler çok seviliyormuş..
Allah herkese bu duyguları yaşamayı nasip etsin...