21 Ara 2017

Sıkı çalıştın Jonghyun-ah!


Ben müziği çok seviyorum. Hangi psikolojide olursam olayım müzikle rahatlıyorum. Beni yakından takip edenler bilir kpop'ı bir başka seviyorum. Bütün grupları elimden geldiğince takip etmeye çalışırım. Onlardan biri deKdrama izleyen herkesin yollarının kesiştiği grup SHINee.. Bir çok dizide şarkıları mevcut. Hemen hemen herkesin ilki olan Boys Over Flowers dizi izlemiş olanların mutlaka yolları SHINee grubuna çıkmıştır. 

Efsanevi "Stand By Me" şarkısı onların.

Onlardan biri de Kim Jonghyun. SHINee grubunun güzel sesi.. 
27 yaşında hayatına son verdi. Ne yazık ki..

Jonghyun gitmeden önce her şeyi planlamış. Evet, çok acı. Gideceğinin iz ve işaretlerini belli ede ede hem de. Solo geri dönüşü için hazırlanıyordu. Kayıtlar bitti. Klip çekildi. Minho'nun dizisinin finali yayınlandı o gün . Teamin'in promosyonları o bir gün önce bitti. Üyelerinin her birinin doğum günü kutladı. Organlarını bağışladı. Veda mektubunu yazdı. Dear Cloud'ın Nine'ı Jonghyun'un bizlere bıraktığı mektubu paylaştı. Bunu ondan yapmasını Jonghyun istemiş, Nine gönderiyi paylaşmadan da Jonghyun'un ailesinden izin aldı.


Bu mektubu okurken kelimeler kifayetsiz kalıyor. Bu duruma geliyor. Acı çekiyor. Bu mektubu yazdığında ne kadar zorlandığını düşününce daha çok üzüldüm.

Jonghyun 9 ve 10 Aralık'taki INSPIRED solo konserlerinde 2018 Ocak ayında geri dönüş yapacağını duyuracaktı.Sahnede okudukları yazı ekranlarında "Gelecek yıl Ocak ayında geri dönüş yapacağım" yazıyordu. Ama okumadı. Tutamayacağı sözler vermedi, sadece yeni şarkılarını dinletti. Geri dönüş için tüm hazırlıklarını tamamladı, MV'yi çekti, fotoğraf çekimlerini yaptı. Tüm işlerini bitirdi. Şarkısı hakkında şu şekilde dedi;

"Bu şarkıyı çokça değer verdiğiniz ve korumak istediğiniz bir kişiyi kaybettiğinizde acı çekmemeniz ve üzülmemeniz için yazdım."

Jonghyun, SHINee konserleri olsun kendi solo konserleri olsun ağlayan bir adam. Son solo konserinde hiç ağlamadı ama hep gözleri dolu dolu bakıyordu. Sadece gözlerindeki o duyguyu şimdi anlıyorum. Aslında son kez bakıyordu. Son kez hayranlarını izliyordu. Doya doya..

Çocuk yaşta kimi hayalleri kimi para için bu sektöre çocuk yaşta giriyor. Daha o yaşta çocuk okulda olması gerekirirken sistem köle gibi çalıştırıyor. Bir çoğunun hikayesini takip ettiğimden biliyorum. İdol/oyuncu olmak adına okulu bırakıyorlar. Belli bir zaman sonra okullarına dışarıdan ya devam ediyor ya da etmiyor. O döneme kadar koca bir boşluğun içindeler. Sujunun lideri Leeteuk’un yakın zamanda bir şov programında endişesini dile getirmişti. Askere gidip geldikten sonra şöhretinin azalacağından çok korktuğunu, depresyon girdiğine dair bilgiler vermişti. Unutulma korkusu yaşamış. Ne kadar acı bir durum o kadar şöhretin içindeki 30'lu yaşlardaki adamın samimi endişesiydi bu. Bir de adını sanını bilmediğimiz grupların üyelerinin yaşadıklarını siz düşünün. Sektörün için ne yazık ki tam bir bataklık gibi. Bu sebeple sevin ya da sevmeyin herkesin yaptığı işlere saygı duyun. En azından o köle sisteminin içinde olmaları bile onlara saygı duymamız hak ediyorlar. Olur da fırsatınız olursa The Unit programına bakın. Sektörde bir şekilde başarılı olmuş veya olamamış 126 idolün hikayesini izleyin. Gerçekten samimiyetle bakın. Tarafsız olun. O zaman göreceksiniz yaşadıkları zorlukları.  Benim özellikle takip ettiğim evet bu dediğim grubum yok. Ben hepsini başka seviyorum.. Ben kpopu seviyorum. Müziği seviyorum. Bu yüzden hepsinin katıldığı her programı, geri dönüşlerini sabırsızlıkla bekliyorum. Jonghyun'da sadece endişesi olan idollerden biriydi. Shinee takip edenler bilir. O kadar güzel gülüyordu ki endişesini, sıkıntısını hissedemedik. Aslında göremedik, göremediler. Onun sadece istediği "İyi iş çıkardın" denmesiydi..


Jonghyun’u uğurlarken Japonya'da ay, o sırada gözle görülür biçimde Pearl Aqua tonu oldu. Ay'ın rengi 1990 yılında da en son bu renge bürünmüş. Jonghyun'un doğduğu yıl 1990. Doğumun ve vefatın her şey mi bu kadar tevafuk olur.
 


Ben bugün Onew'u değil. Kardeşini tabuta koymuş, kendini suçlayan, ağlamaktan bitap düştüğü için saçlarını sonuna kadar gözlerine indiren, kendinin bile gücü kalmamışken kardeşine destek olan Lee Jinki'yi gördüm. 

Ben bugün Taemin'i değil, yine aynı şekilde ağlamaktan bitap düşmüş, olanlara hala inanamayarak her konuda kendisine destek olan abinin yattığı tabuta ruhsuz bir şekilde bakan Lee Taemin'i gördüm. 

Ben bugün, her zaman neşeli ve umut dolu olan Minho'yu değil,her daim güçlü olduğu gibi bugün de güçlü olup herkese destek olan, dimdik ayakta duran, kardeşine belki son kez sarılamadığı için pişmanlık duyup çerçeve içindeki fotoğrafını okşayan gözleri şiş Choi Minho'yu gördüm. 

Ben bugün gülüşü muazzam olan Key'i değil, 10 yıldan fazladır kardeş dediği adamı tabuta koyan, gözyaşlarını hala durduramamış, güçsüz düşmüş, cenaze arabasına koyulan tabuta son kez çaresizce bana Kim Kibum'u gördüm

Ben bugün uyandığımda eski Shawols değil, uyanır uyanmaz aklına Jonghyun düşen, onun artık gittiğinin farkına varan ama yine de kabullenemeyen, içi acı dolu, gelecekte tekrar gülecek ama o gülüşünün altında hep hüzün yatacak bir Shawols'lar gördüm. 

Ben bugün Taeyeon’un ‘Henüz seni gönderemem’ diye ağlayışını, ablasının o halini ve arabanın alıp seni uzaklara giderken Donghae'nin arkasınızdan uzun uzun sadece baktığı o hallerini unutamam. Kelimeler tükendi, gözleri konuştu.

Üç gümdür ben sektör çok acımasız, dayanılması ne kadar zor olsa da çocukaların dostlukları gördüm.

Ama en berbat olan şey ne biliyor musunuz arkadaşlar? 

Bugün, hiçbirimiz Jonghyun'u göremedik. İnsanları koşulsuz seven ve onlara destek olan, kimsenin peşinden gitmeyip kendi bildiği doğruları hiç çekinmeden dile getiren, bizi hep ama hep seven kişiyi göremedik.


Her biri hem dostlarının acılarını paylaşmaya hem Junghyun'a son görevlerini yerine getirdiler. Eunhyuk'un kardeşi için hıçkırarak ağlaması, Leeteuk'un güçlü durmaya çalışması, Suho'nun çaresizliği, Lee Jonghyun'un bir saniye bile oradan ayrılmaması, Teayeon'un "onu daha çok anlamalıydım"  diye yaşadığı pişmanlığı, Sunny'nin acısıyla yanındakine sarılması, Yoona'nın gözyaşlarına engel olamaması, IU'nun yüzündeki çaresizlik, Henry'nin  gülen gözlerindeki alışık olmadığım hüznü, Bangtan çocuklarımın ağlamaktan şişen gözleri belli olmasın diye saçlarıyla kapaması, Kyu'nun ayakta duramayacak kadar bitkin olmasına rağmen can yoldaşı Minho'yu sarılıp bırakamaması, Jung Mo'nun içli içli ağlayışı, Sehun ve Kai'nin çaresizliğinden ne yapacağını bilememesi, Highlihgt hüzünlü bakışları...

Kibum'ın abisine yazdıkları

Söyledi arkadaşlar, milyonlarca kez söyledi fakat kimse şarkılarının arasına sıkışmış haykırışlarını duymadı, duyamadık. 27 yaşında hayatının baharında söyledikleri, yaptıkları şarkıları en çokta gülümsemesi kaldı geriye.. 

Acısı çok olan insanların, gülüşleri güzel olurmuş.

Çok sıkı çalıştın Jonghyun-ah...
Sıkı çalıştınız çocuklar..

23 May 2016

Descendants of the Sun / Kore Dizisi


Gerek oyuncu kadrosu gerek senaryosuyla 2016 yılının hiç kuşkusuz en iyi yapımı Descendants of the Sun. Geçtiğimiz yıl askerlik görevini tamamlayan Song Joong Ki, Descendants of the Sun dizisiyle ekranlara pir döndü diyebiliriz. Oyuncu kadrosunun yanı sıra dizinin senaristliğini Secret Garden, Gentleman's Dignity ve Heirs gibi başarılı dizin yazarlığı yapan Kim Eun Sook'un payı büyük. Dizinin yönetmen koltuğunda ise Dream High, Dream High 2, School 2013 ve Secret  gibi popüler dizelerle adını duyurmuş olan Lee Eung Bok oturuyor.

Dizi BM'lere bağlı Güney Kore askerleriyle bir grup doktorun yaşadığı bir dizi hikayeyi konu alan dizi tartışmasız şu zamana kadar yayınlanan en yüksek reytinglere ulaşan dizisi oldu. 


Song Joong Ki; dizide Yoo Shi Jin karakterini canlandırıyor. Daha önce My Fair Lady, Nice Guy, Sungkyunkwan Scandal dizilerinden, Penny Pinchers, A Werewolf Boy filmlerinden hatırlayacaksınız. Yoo Shi Jin; yurtdışında görev alan özel kuvvetler birliğinin başındaki yüzbaşdır. Yoo Shi Jin kendine güvenen, esprili, başarılı bir asker olarak karşımıza çıkıyor. Song Joong Ki girdiği her rolün hakkını veren bir aktör. Canlandırdığı karakterleri adeta yaşıyor, içine giriyor bize de sadece izlemesi kalıyor.

Song Hye Kyo; Dizide Kang Mo Yeon karakterini canlandırıyor. Daha Full House ve The Winter, The Wind Blows dizilerinden hatırlayacaksınız. KAng Mo Yeon karakteri dizide, özel bir hastanede cerrah olarak çalışan tek hedefi profesör olmaya çalışmak olan doktorken bir anda kendini gönüllü doktor olarak bulur. Song Hye Kyo'nun oyunculuğunu The Winter, The Wind Blows dizisinde kör bir karakteri canlandırdığı zaman sevmiştim. Doktor rolünün ise hakkını sonuna kadar verdiği kanaatindeyim.
Jin Goo; Dizide Seo Da Young karakterini canlandırıyor. Ad Genius Lee Tae Baek dizisinde, Northern Limit Line filminde izledim. Jin Goo'nun kendini tam anlamıyla ifade ettiği dizisi ise Descendants of the Sun dizisi oldu. Seo Da Young; Yoo Shi Jin ile aynı birlikte çavuş olarak görev almakta. Gençliğinde yapmış olduğu hataları askeriyeye girmesiyle geride bırakan başarılı, gözü pek bir askerdir. Sert mizacının ardında pamuk bir kalbin sahibidir. O aşkıyla mesleği arasında sıkışıp kalacak. 

Kim Ji Won; Dizide Yoon Myeong Joo karakterini canlandırıyor. The Heirs, Gap Dong dizilerinden hatırlayacaksınız. Heirs adlı dizide buzlar kraliçesini canlandırmasıyla nefretleri üzerine toplamıştı. Bu dizide canlandırmış olduğu Yoon Myeong Joo askeriyede doktor olan bir askerdir. Seo Dae Young'a karşı duyduğu tarifsiz aşka tanık olacaksınız. İlk bölüm Ji Won göründüğünde elektriği tutturamasa sonrasında Myeong karakteriyle zirveye adını yazdırdı. 



Biri asker biri doktor. Biri barışı sağlamak, insanları yaşatmak için gerekiyorsa öldürmek zorunda kalan, bir diğeri kötü bile olsa insan vasfı altında onların yaşamını kurtarmak için savaşan; aslında işin özüne inersek aynı şey için çabalayan iki farklı insan. Yoo Shi Jin ve Kang Mo Yeon..Bu ilişki Yoo Shi Jin götürdü. Kang Mo Yeon'un haklı korkuları, bekleyişi olduğu için bu ilişki Yoo Shi Jin götürdü. Kadın sevdi fakat adam daha çok sevdi. İzlemeyenler için bu ilişkinin detayına girmeyeceğim. Yoo Shi Jin'in bakışları için izlenir. 

İki asker. Babası ordunun başındaki komutan, kendisi rütbesi yüksek bir asker, sevdiği adam başçavuş. Babasının engellerine rağmen çabalayan birbirlerine olan aşkları bir an bile değişmeyen Seo Dae Young ve Yoon Myeong Joo.
 Hikaye bazında ele aldığımızda Seo Dae Young ve Myeong Joo severek ayrı kalmak zorunda kalan bir çift fakat ayrı dediğime bakmayın ikisi de asker. Üstüne üstük kadın, adamın üstü. Myeong Joo komutan olan babasını karşısına alacak kadar Baş çavuş Seo Dae Young ise askerlik görevine son verebilecek kadar aşık. Jin Goo ve Ji Won dizideki kimyası izleyiciyi etkisi altına alacak kadar etkileyici. Jin Goo'nun sergilediği oyunculuk Song Joong Ki kadar hafızlara kazındığı kanaatindeyim. Bu düşüncem Jin Won içinde geçerli.

Descendants of the Sun dizisindeki hikayelerinin özeti; Sen imkansızsın, sensizlik imkansız adlı harika bir aşk hikayesi.
Shinee grubunun lideri Onew; dizide doktor Lee Chi Yoon canlandırıyor. Onew'in oyunculuğuna ba-yıl-dım. Daha önce  hiçbir yapımını izlemedim bu sebeple oyunculuğu konusunda bilgim olmadığı için eleştirme hakkını kendimde görmüyorum. Bununla birlikte depremin konu alındığı bölümde ardı ardına canlandırdığı, izlerken beni hüngür hüngür ağlattığı o sahne var ya; işte o an bence Onew için zirveye çıktığı andı. 
Birbirlerinin dilini bilmeden birbirlerine bağlanan doktor-hasta ilişkisindeki en derin mesaj. Dilini dahi bilmiyorsan yardım et!

Hümanizm duygusunun ağırlıklı olduğu; sağlık ekibinin din, dil, ırk ayrımı yapmadan insanlara yardım ettikleri sahnelerin birinde topuklu ayakkabısının topuğu kırıldıktan sonra ayakları kan içinde kalan Doktor Kang'a hastasının kendi postallarını vermesi ve bu sahnenin dizide verilmek istenen o müthiş düşünce için; kaleminize sağlık güzel yürekli senaristler. 

Super Star K3 yarışması birincisi Kim Min Suk; dizide Kim Gi Bum karakterini canlandırıyor. Shut Up Flower Boy Band, Hi! School Love OnWho Are You School 2015 dizilerinden hatırlayacaksınız. Descendants of the Sun dizisindeki rolü ve sevimliliğiyle dikkatleri üzerine çeken Min Suk içinde dönüm noktaası oldu diyebilirim. Dizinin son bulmasıyla yakın zamanda yayınlanacak olan Doctor dizisi kadrosuna dahil oldu. Kim Gi Bum rolüyle karşımıza çıkan şarkıcı-aktör ilk bölümden kendini sevdiriyor. Seo Dae Young'un cüzdanını çalan Gi Bum'u hastanelik eden Wolf ve Big Boss sonrasında çocuğu peşindeteki çetelerden kurtarır. Kendi gençliğine benzettiği için Seo Dae Young onu askeriye dahil olması için fırsat verir ve girer. 



Dizinin dört ana karakterinin yanı sıra yan rollerdeki oyuncuların iyi olması, dizinin performansını zirveye taşıyan unsurlardan biri. Normal şartlarda herhangi bir Güney Kore dizisinde çok fazla gereksiz karakterler söz konusu oluyor. Diziyi izlerken herhangi bir sıkılma ya da bu oyuncu neden bu dizide hissini yaşamadım. 

Alpha Team'in Uruk'a gelen gönüllü doktorları karşıladıkları an.
Benim Yoo Shi Jin ve Kang Mo Yeon arasındaki bağı derinlemesine hissettiğim ilk sahne diyebilirim. TIKLA


Song Joong Ki'nin Descendants of the Sun yayınlanmadan önce röportajına denk gelmiştim. Diziyi izleyen insanlar duygu dolu bir aşka tanık olacaklarına dair demeç vermişti. O an korenin aşk konulu dizilerini bildiğim için aslında pek inandırıcı gelmemişti. Ancak diziyi izledikten sonra bu düşüncem yerle bir oldu. Zira aşkı dibine kadar hissettirdiler. 
Dizinin Uruk diye çekilen sahneleri Yunanistanda
çekildi.
Senaristler, entrika, aşk üçgeni olmadan sadece aşkı konu alarak izleyicileri ekrana kilitlemeyi başardı. Birbirini seven ancak engeller nedeniyle kavuşamayan insanların yaşadığı ayrılık öyküsüne değinerek hem melodramı hem aşkı bir arada ekrana yansıtarak, nokta atışı yaptıkları kanaatindeyim. Senaryoda ağırlıklı olarak aşkı konu almasına karşın insani yardım, gönüllü çalışma gibi konulara değinmeyi ihmal etmediler. 
Çekimin gerçekleştiği mekanlar, çekim açıları ve kullanılan tekniklerle sinema filmi tadında yapım ortaya çıktı. Özellikle olayların hızlıca ilerlemesi ilk dakikada klişelere çelme takan bir dizi olacağını gösterdi.  İlk bölümde sevgili olan Yoo Shi Jin ve Kang Mo Yeon yine aynı bölümde ayrı düşmelerini; Güney Kore yapımlarında  en az 16 bölüme yayarlar. Fakat senaristlerimiz cesur davranıp bu klişeyi yerle bir ettiler.

Dizinin popülaritesi konusundan ziyade ilk bölümler Song Joong Ki sayesinde artarken devamında Jin Goo'nun performansıyla çıtayı en tepe çıkardı diyebilirim.



Soong Joon Ki tabi bu gülüşüyle çıtayı arşa yükseltti :)


Dizi Kore tarihinin en iyisi diyemem o kadar bilgiye vakıf değilim fakat en iyileri arasına girer. İçini ısıtan, aşkı olduğu gibi anlatan, çıtayı her bölümüyle yükselten, oyuncuları, senaryosu, görsel efektleri, muhteşem müzikleri, zaman zaman aşkı, komediyi, dramı; zaman zaman savaşı, yardımlaşmayı, dostluğu, insan hayatının ne kadar değerli olduğunu, pes etmemeyi duru bir şekilde anlayan nadir dizilerden. En azından patrondu, okuldu, şirketti, aşk üçgeni-beşgeni, yüzsüz kadın yan roller, zengin kız fakir oğlan gibi klişeleşmiş dizilerden farklı olduğu için izleyicilere nefes aldırdı.

Askerlerin yüz bakımı da önemli tabi :)

Dizinin reytingleri her geçen bölüm zirveyi kimseye kaptırmadı. %42,5 oran ile Güney Kore televizyonlarından en yüksek reyting oranına Man of the Star dizisinin ardından zirveye yerleşti. Dizi daha yayınlandığı sırada Çin durur mu senaryoyu hemen satın aldı

Dizinin müzikleri yayınlandığı andan beri hala listelerde. Haftalarda liderliği kimselere bırakmadılar. tYoonMirae "Always" EXO'nun güzel sesi Chen ve xPunch "Everytime" Davichi "This Love" Gummy "You My Everything" Lyn "With You" K.Will "Talk Love" XIA (Jansu) "How Can I Love You" SGWANNABE "By My Side" MC The Max "Wind Beneath Your" Mad Clown&Kim Na Young "Once Again" şarkıları dizi kadar ses getiren ostları oldu. Şarkılardan bahsetmişken Red Velvelet'in diziye konuk olduğunu belirtip aşağıda askerleri izleyebilirsiniz.