27 Kas 2013

Açlık Oyunları: Ateşi Yakalamak


Filmin Konusu; Katnis Everdeen'in diptonik ve bir o kadar da despotik dünyada geçen hayatta kalma hikayesi, serinin ikinci filiminde devam ediyor. Katniss ve yoldaşı Peeta 74. Açlık Oyunlarını kazandıktan sonra sorunsuz bir şekilde evlerine dönmeyi başarırlar. Ancak bu galibiyet her şeyden önce Zafer Turu yapmaları gerekmektedir. Her bölgeyi ayrı ayrı ziyaret ettikleri bu yolculuk sırasında Katniss; büyük bir ayaklanmanın ilk işaretlerine şahit olur. Başkaldırmanın ilk ipuçlarını gören Başkan Snow ise direnişi engelleyecek çareler aramaya başlar. Yeni Açlık Oyunları ile ilgili beklenmedik sürprizler tasarlayan Snow 75.yılını kutlayacak  Açlık Oyunlarında, 25 yılda bir düzenlenen Çeyrek Asır Oyunlarının üçüncüsünün yapılacağı duyurulacaktır. Galibiyetinin tadına dahi varamadan yeni bir hayatta kalma mücadelesine sürüklenen Katniss bu kez Açlık Oyunları'nın en yeteneklilerinin ve zekilerinin arasında hayatta kalan için savaşacaktır.

Tüm dünyada büyük yankı uyandıran Açlık Oyunları serisinin ikinci filminde kadroda yine Jennifer Lawrence, Liam Hemsworth, Josh Hutcherson ve Woody Harrelson yer alırken yönetmen koltuğunda ilk filmden farklı olarak Francis Lawrence oturuyor.

Ateşi yakalamak serisinin en büyük kozlarından biri Quarterquell adı verilen yeni oyunlara başlamadan önce hikayenin yarattığı dünyayı daha üç boyutlu bir biçimde betimlemek için epey zaman ayırması. Seyirci filmin ilk yarısının aksiyon yerine karakter ve dünya yaratımına odaklanmasında sıkılabilir biraz ama Ateşi Yakalamak'ın senaryosu, başkentte yaşayan zenginlerin serveti ve diğer 12 bölgenin fakirliği arasındki farklı göstermekten kaçınmıyor. Filmin en iyi sahnelerinden biri başkanın partisine katılan Katniss ve Peeta'nın diğer bölgeler açlıktan ölürken daha çok yiyebilmek için kusturan bir içki içen zenginlerin iğrenmelerini gösteriyor.

Açlık oyunları serisinin kitabını okudunuz mu bilmiyorum ama bilmeniz gerekir ki; ikinci kitapta mıntıkaların ve haraçların çaresizliği, psikolojik durumlarunu ve mıntıkalardan çıkan olayların bastırılma çabası anlatılıyordu. Yani ilk kitapta ki gibi arenada yaşananları değil. Bu yüzden ikinci film size göre aksiyonu az  gelmiş olmabilir ancak kitaba sadık kalınarak çekilmiş. Bunu göz önünde bulundurmanızı öneriyorum. Ayrıca serinin üçüncü filmi size göre aksiyonlu geçeceğine garanti veriyorum. Çünkü üçüncü kitap, devrim ve devrim için mücadeleyle geçmektedir. Benden bu kadar umarım izler memnun kalırsınız. İyi seyirler.

26 Kas 2013

Running Man


Running Man 2013 Güney Kore yapımı aksiyon filmdir. Shin Ha Kyun filmin koşan adamadır. Running Man filmi %100 Hollywood stüdyosunda çekilen ilk Kore filmi olmasıyla beraber yapımcılığını 20th Century Fox ve CreaPicture ile birlikte yapımcılığı yapmıştır. 4 nisan 2013'de ise vizyona girmiş. 


Ana karakterimiz Jong Woo, daha olgunlaşmamış bir babadır. Oğlu ondan sadece 18 yaş küçüktür. İyi bir baba olabilmek için geçmişinde yaptığı yanlışları tekrarlamamak için çaba göstermektedir. O gündüzleri oto tamircisi geceleri ise taksiye çıkarak geçimini sağlayan bir babadır. Bir akşam taksisine müşteri olarak binen adamı ölü olur. Bu dava uluslar arası bir dava olur, baş şüpheliside panikleyerek kaçtığı içinde Jong Woo olur. Polislerden, milli teşkilat tarafından kovalanan bir adam haline gelir. Film boyunca filmin adı gibi sürekli koşuyor. Hatta bu koşunun hakkını bile veriyor ne ciğer varmış be sende demekten alıkoyamıyorsunuz kendinizi. Özellikle kaçış sahnelerinde ki efektler çok iyiydi. Koştuğu zaman başına gelenlere gülmemek elde değildi. Çok bilindik bir konu olmasına rağmen Jong Woo (Shin Ha Kyun) oyunculuğunun ve kaçarken bile güldürmesi izlerken eğlenmeme sebep oldu. Jong Woo'nun oğlu Cha Gi Hyuk (lee min ho) canladırıyor. Bu bizim bildiğim Le min ho değil arkadaşlar Rooftop Prince'de kralın adamlarından birini oynayan kişi sadece isim benzerliği. Onu o dizide güldürürken izlememe rağmen bu filmde tam tersi bir karaktere bürünmüş. 



Running Man ilk haftasında 3,317,529$ toplam giş hasılatı elde etmiştir. İlk vizyon gününden Güney Kore'de ilk sıraya yükselmiştir.. İyi seyirler..

"Prime Minister and I" 9 aralık günü ilk yayınını gerçekleştirecek.


 Yoona, Lee Bum Soo, Yoon Si Yoon gibi yıldızların başrollerini paylaşacağı Prine Minister and I dizisinin çekimleri devam ediyor. 9 aralık günü "Marry Him If You Dare" dizisinden sonra yayınlanmaya başlayacak. Dizide Yoona beceriksiz ama tutkulu bir muhabir olan Nam Da Jung karakterini canlandırıyor Nam Da Jung da motosikletine düşkün bir karakter.

Diziyi bu kadar çok merak etmemde ki kişi tabiki Yoon Si Yoon. Onun genelde oyunculuğu, sevimli  olduğundan  ve izlemesi zevk veren karakterleri canlandırdığından izlerken sıkılmadığım oyunculardan biri. Yoona'yı sadece "Love Rain" de izlediğim için orada ki performansını da oldukça beğendiğimden iyi bir dizi ortaya çıkacak diye düşünüyorum. Merak içinde beklemedeyim. Dizinin teaser şu şekilde; buyrun

dizinin olaylar döngüsü bu şekilde




25 Kas 2013

Panda and Hedgehog / Kore Dizisi





Bir kaç ay oluyor Panda and Hedgehog dizisini izleyeli. O ara ağır dram dizilerini üst üste izlediğimden eğlenceli dizileri izleme kararı almıştım. Bunlardan biri olan bu dizi aslında güldüren yanlarının yanı sıra ağlattığı sahnelerde olmadı değil.. Özellikle tatlı sevenler için izlerken ağzınızın suyu akacağına garanti verebilirim. Bir ara kalkıp bende küçük küçük pastalar yaptığımdan emin konuşuyorum..

Super Junior'ın yakışıklı üyelerinden biri olan Donghae, Seung Ji rolü ile pastacı bir genci canlandırıyor.Küçük yaşta kaybolan,11 yaşından öncesini hatırlamayan, çocuk denebilecek bir yaşı ıslah evinde geçiren bir genç.Islah evinde iken televizyona izleyerek pasta yapmayı öğrenmiştir.Islah evinden çıktıktan sonra ona büyükbabalık yapan Park Byung Mo ile beraber yaşamaktadır. Her pasta yapmaya başlamadan önce gözlerini kapatarak;
Maculinea Teleius kelebeği
Aspidomorpha Transparipennis böceği
Rhyssa Persuasoria Böceği
Homotropus Tarsatorius Böceği

söylüyordu. İlk başta motive olmak için söylediğini düşünsem de işin sırrı dizinin son iki bölümü ortaya çıkması güzeldi.






Bir de esas kızımız olan Yoon Seung Ah, Pan Da Yang rolünü canlandırmaktadır. Küçük yaşta anne ve babasını kaybetmiştir. Ailesinden sadece bir kız kardeşi vardır. İki kız kardeş ailesinin hatırası olan Panda Cafe'yi ayakta tutmak için uğraşmaktadır. Onun ihtiyacı olan kafesinde yeni tatlardır..Seung Ah Playfull Kiss dizisinden biliyor olabilirsiniz. Oh Ha Ni'nin aynı üniversiteye giden en yakın arkadaşı. İzlerken kim bu? kim bu? diye düşünürken diziyi izleyip bitirdikten sonra girip baktığımda anlamıştım. Biraz evrim geçirmiş :(







Pan Da Yang'ın çocukluk arkadaşı olan Choi Jin Hyuk; Choi Won II rolünü canladırmaktadır. Büyük ve ünlü bir pastahane olan Saint Honore'nun varisidir. Küçük yaşta babasını kaybetmiştir. Annesi başka bir adamla evlenmiştir. Bu evlilikten kız kardeşi Woo Yi öz kardeşiymiş gibi çok sevmiştir. Fakat üvey babasından bir o kadar nefret etmektedir. Amerika'da eğitim görmesine rağmen daha büyük yerlerde çalışabilecekken varisi olduğu Saint Honore üvey babasının eline bırakmamak için oranın yönetimini ele almıştır. Amerika'da 15 sene yaşamasına rağmen ilk aşkı olan  Pan Da Yang'ı unutamamıştır..






Seung Ji, Panda Kafede pastacı olarak işe başladıktan sonra satışlar patlar. Sürekli pasta siparişleri, müşteriler derken kafe dolup taşar. Böyle olduğunu görünce Woo II ise Da Yang'ı kıskanmaya başlar.  Dizinin konu olarak en güzel yanı karakterlerdi diye düşünüyorum. Dizinin kötü adamı aşkını kaybetmiş ikinci adam değildi aksine müthiş bir dostluk doğdu.. Hatta üçünün bu dostluğunun çocuk yaşlarına kadar dayandığını görmek güzeldi. Pan Da Yang'ın daha çocukken ilk aşkı olan Min Woo kayboluyor. Ondan ne bir iz ne haber vardır. Won II ise onu kaybettiğini sanarak 20 yıl kadar pişmanlık duymuştur. Ta ki Min Woo'nun aslında Seung Ji olduğunu anlayana kadar. Dizinin daha ilk bölümünde Min Woo'nun kaybolduğunu göstermeleriyle aslında birazda anlaşılıyordu kim olduğu sadece dikkatli izlemek lazım...

Seung Ji'nin aslında kaybettikleri çocukluk arkadaşı Min Woo olduğunu anladıkaları sahne dizinin en güzel anlarından biriydi. Yazımın başında; 
Maculinea Teleius kelebeği
Aspidomorpha Transparipennis böceği
Rhyssa Persuasoria Böceği
Homotropus Tarsatorius Böceği

 ne anlama geldiğini bilmiyorduk dedim ya işte o zaman çıktı meydana. Aslında bu Won II bu türleri ezberleyemediği için babası son anında ona şarkı söyleyerek bunu ezberletmiştir. O Pan Da Yang'a o da Min Woo'ya öğretmiştir. Bu sadece üçünün bildiği bir sır gibiydi. Min Woo'nun aslında dedenin torunu, ablanın oğlu olduğunu öğrendikleri gün olanları Seung Ji'ye anlatmak için giden Panda onu bunları tekrarlarken duyduğundan anlaması, çocukluk resminden ileriki halini çıkaran Won II merdivenlerden koşarak inmesi ve üçünün tekrar küçüklüğünde ki gibi bir arada olması çok güzeldi..

Dizinin en çok güldüğüm elemanlarından biri ise Won II'in kardeşi Won Yi idi. Bu neden abisine oppa değilde hyung, kendinden büyük ablalarına unni yerine nuna diyor diye kendi kendime söylenirken aslında onunda bir hikayesi varmış. Won II kardeşi gibi sevidği Min Woo'yu kaybettikten sonra erkek kardeşini kaybetmiş gibi üzülmüş. Kız kardeşinden günden güne uzaklaşmasından dolayı erkek gibi davranmaya başlamış. Abisi de onun için bunu yaptığını anlayınca saçmaladığını anlayıp kardeşine iyi davranmıştır. Abisinden sürekli para isteyen, para için her türlü anlaşmaya giren bir kız dizi boyunca çok güldüm ona. Hiç ders çalışmayan kız Seung Ji'yi görünce pastacı olmaya karar verir. Bu kız aslında Min Woo'nun kız kardeşidir. Bu ayrıntıyı bence izleyip görün derim..
Dizinin büyükbabasından bahsetmeden geçmeyeceğim. O nasıl sevimli bir dedeydi öyle. Seung Ji ıslahevine girdiğini Pandaya söyleyemediği için işkence çekerken onun gidip kızımızla konuşması çok sevimli bir hareketti. Pandayı da bu konu için gösterdiği tavır için takdir ettim. Aslında bunların hepsini senelerdir beklediği Min Woo için yaptığını nereden bilecekti ki? Seung Ji'nin ilişki konusunda dededen öğüt alması, karşıklık içmeleri falan çok güzeldi. Bir de sürekli dedenin ona vurması sonrea sevmesi uyurken Seung Ji'nin dedeye sarılması göbeğine ellemeden düşünemiyorum demesi harikaydı..
fotoğraf.PNG görüntüleniyor
Dizinin ilk bölümünde olması lazım, 1-2-3 koş diye bağırdı Donghae, ilk başta ben mi yanlış duyuyorum demiştim ama ciddi ciddi "koş" dedi :)
Dizi genel olarak güzeldi, hatta bu kadarı olabileceğini tahmin etmiyordum. Sıkılmadan izleyebileceğiniz, zaman kaybetmeyeceğiniz sevimli bir  romantik komedi. Not düşmeden geçmeyeceğim; rejim yapıyorsanız izlemeyin pastaları gördükten sonra rejim falan kalmaz. Dostluk bağının, aşkın, mucizenin, kardeşlik bağının, aile bağını anlatan güzel bir dizi. İzlediğinize pişman olmayacaksınız.. Ve dizinin güzel OST'u ile yazıma son veriyorum. İyi seyirler..

22 Kas 2013

Secret / Kore Dizisi





"Secret" bir diğer adıyla "Secret Love" 25 eylülde başlayan ve bir kaç gün önce finali yapan dizi. Kesinlikle  yayınladığı günlerin reyting rekorunu kırdığını konunun akıcılığıyla gösterdi. Dram, intikam ve aşkı her şeyiyle yaşatan bu diziyi izlemenizi daha yazımın başında tavsiye ediyorum.

Konusuna gelince Min Hyuk zengin bir ailede dünyaya gelmiştir. Hem yakışıklı hem zeki bir kişiliği olmasıyla birlikte birazda vurdumduymazdır. Sosyete camiasında samimi bulduğu tek aşkını "vur-kaç" araba kazası sonucunda kaybeder. Kız arkadaşının ölmesi nedeniyle Kang Yoo Jung hapise girer. Kazayı yapan kişi aslında Kang Yoo Jung değil onun erkek arkadaşı Ahn Do Hoon'dur ama kazanın suçunu Kang Yoo Jung üstlenir. Tüm bunlar olurken karşılıksız aşk yaşayan Shin Se Yeo sadece sevdiği tek adamı kazanabilmek için her yola başvuracaktır. Konu itibari ile  Nice Guy'ı bir tek hatırlayan ben değilimdir diye düşünüyorum. Bence sadece konu bakımından benzediğini düşünüyorum keza bu dizinin oyuncularının kalitesi ne kadar iyi olsa da Nice Guy benim için daha farklı..


Jin Sung dizinin yayınlanmasından 2 gün sonra I Hear Your Voice dizinin güzel başrol oyuncusu Lee Bo Young ile evlendi. 2011 yılının kaliteli ve eğlenceli dizilerinden biri olan Protect The Boss dizisinden hatırlarsınız. Orada ki oyunculuğuna kıyasla bu dizide onu daha başarılı buldum. İçine büründüğü rolün hakkını kesinlikle verdi. Ölen sevgilisinin intikamı için her şeyi yapabileceğini düşündü,  Kang Yoo Jung'un bir gölge gibi her adımını izledi. Değer verdiği bir şeyden koparsa anca onun çektiği acıyı çekeceğini düşündü Min Hyuk. Aslında işler istediği gibi gitmedi. Neden mi ? İntikam alacağım dediği bu kadına aşık olacağını hesaba katmamıştı. Gölge gibi izlediği bu kadının vur kaç olayında oracıkta sevgilisini ölüme terk edecek bir kadın olmadığını anlamasıyla aşkıyla beraber bu kadına teslim oldu.. O zamana kadar onun yüzünden çektiği acılar için onu korumaya devam etmesi, özellikle aşık bir adam sevdiği kadına nasıl bakar bunu çok iyi gösterdi MinHyuk...

Hwang Jung Eum'u Can Your My Heart ve Full House 2 dizilerinden hatırlarsınız. Onun oyunculuğunu çok beğeniyorum. Kendini her geçen projenin ardından yenilediğini ilerlediğini, bu dizide ki rolünün hakkını verdiğini düşünüyorum. İşlemediği bir suçu üstüne alarak bedelini sevdiği insanları kaybederek ödemesi onun en büyük cezası oldu. En büyük ihanetler en güvendiğin insanlardan gelir. Acısını bir zamanlar sevdiği adamın ihanetinin ona verdiği acıyla gerçekleri ortaya çıkarmasıyla aslında bu ürkek kızın aslında ne kadar güçlü bir kadın olduğunu kanıtladı. En çok da küçük oğlu San'ı kaybettiğini öğrendiği ve babasını morgda teşhis etmek için gittiği sahnelerin de ağladım. Min Hyuk'un aşkına karşılık vermesi ve mutlu olmasını istedim.

Soo Bin; İlk izlediğim hala da hiç unutamadığım "49 Days" diziydi. Orada ki karakter oyunculuğunu nasıl ise bu dizide aynıydı. Tek farkıorada ilk başından beri oyun oynayan bir adamdı. Bu dizide aslında sevdiği kadının onun için yaptığı fedakarlığın altında ezilerek nasıl kötü bir adama dönüştüğünü canlandırdı. Soo Bin kötü adam karakter oyunculuğunda ilk üçü zorlar. İlk başlarda Yoo Jung ve Do Hoon çiftine üzülüyordum. Aralarında büyük bir sevgi var ki bu kadar acıya birlikte katlanıyorlar derken; Gerçeklerin açığa çıkma gibi bir huyu olduğundan aslında iyi görünen bu adam hırsının kurbanı oldu. En çok Yoo Jung'un babasının her şeyi hatırladığını anladığında ki o bakışından kesin adamı öldürecek bu adam dedim kendime. Dediğim oldu ve adamı buz gibi dışarıda donarak ölmesine sebep olduğu an bu Do Hoon karakterinin en ağır şekilde cezalandırılmasını istedim. Fakat adam avukat olduğundan her şey için elinde mutlaka koz bulundurması ve dizinin çaresiz aşığı Se Yeon'un Min Hyuk'u kazanmak için onunla bir olması ile bu adamı yıkmak zor oldu..
Lee Da Hee, I Hear Your Voice dizisinde ki savcı rolüyle izlemiştim. Kore aktristleri arasında en çok beğendiğim, güzel bulduğum kadınlardan biri. Min Hyuk'un anaokulundan beri arkadaşı olan ailelerinin zoru ile evleneceklerdir. Aslında dışarıdan bakıldığında birbiriyle evlenmek isteyen bir çift gibi görünmüş olsalar da aslında bunu isteyen bir tek Se Yeon'dur. Min Hyuk'u çaresizce sevdiğinden çektiği acıların intikamını almak için savaş açtı. Ona yaptıkları için çok kızmış olsam da aslında en çok ona üzüldüm.Düşünsenize anaokulundan beri sevdiği adam onu bir türlü görmüyor..Ji Hee konusundan dizinin ilk bölümünden beri şüpheleniyordum. Onunda Min Hyuk'un babası gibi ayrılmalarında parmağı olduğunu görmek sinirlerimi bozuldu ve üzülmeme kararı aldım Se Yeon'a....

Min Hyuk'u Ji Hee'nin ölümünden sorumlu olan kişinin daha önce yedek sürücü diye gelen kızı karşısında görünce o kızın öldürmek istercesine boğazına sarılması ardından polislerin kelepçeyi taktığını görünce "ahh be kızım değdi mi o adam için şunları yaşamaya" diye sövdüm sövdüm durdum. 



Hele ki babasının o hapise girdikten sonra sağlığını kaybetmesi kızım çıkana kadar bir şey yemicem demesi falan beni izlerken çok yıprattı. Hele morgda onu teşhis etmeye girdiğinde babasının donmuş ayaklarına dokunup ağlaması ve dışarıdan onu Min Hyuk'un izlemesi içler acısıydı. Özellikle parçaları birleştirdiğinde aslında babasının ölümüne avukatın sebep olduğunu anladığında pastahaneye gidip başını duvarlara vura vura kendini cezalandırması beni bitirdi... Min Hyuk'un ondan haber alamayınca oraya bakıp onu o halde bulunca düşüncesinde yavaş yavaş bir çok şey oturmaya başlamıştı. Bu kadına ne kadar kötülük yapmak istese bile sadece neyi "sır" olarak sakladığını merak ediyordu. Bu sırrın içinde Do Hoon olduğunu anlamaya başlıyordu. Neden Do Hoon bu kadınla sevgili olduklarını gizlemişti, bir sebep olmalıydı der gibi kadını hem korudu hem araştırması ona sahip çıkması aşkın tohumlarını içinde atmaya başlamıştı aslında..

Ji Hee'nin annesinin dükkanına hafta bir kaç kez uğrayıp annesi sürekli kovsa da balık kokusundan nefret etmesine rağmen yardım etmek için elinden geleni yapıyor. Onu uzaktan izleyen ve ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışan başkan..
Min Hyuk'un daha yedek sürücü muhabbetlerinde ona Se Yeon'a aldığı yüzüğü Yo Jung'a vermişti. Babası öldürülmeden önce aslında ameliyat olacaktı o yüzüğü görünce satmaya kalktı tabi özel tasarım olduğu için hemen Min Hyuk'u büyüten annesine ulaşıldı. Sonra Min Hyuk geldi onu kurtardı kendisine borçlandırdı. Sırf kızı yanında tutabilmek için borcunu ödemesini söylüyordu kızın ona verdiği adres ve telefon numarasının kağıdını yakmaya çalışıp hemen söndürmesi, otelde kızı görünce yolunu değiştirmesi, sarhoş olduğunda onu araması aslında içten içte olan duygularını göstergesiydi..Min Hyuk'u en çok takdir ettiğim ve kızdığım sahne aynıydı. Onu kıyafet alıp kutlamaya getirmesine kızdım. Ama orda bir güzel Do Hoon ve o sapık arkadaşına vurduğu içinde takdir ettim .. Do Hoon denilen avukata ne kadar çok gıcık olduğum katil olduğu ortaya çıkacak diye kıza o kadar hakaret edildi sırf hırsı uğruna savunmadı bile. Se Yeon'la aslında tencere kapak gibiydiler..
Yoo Jung ne zaman gülse ona "Gülümseme" demesi.. 



Daha ne desin adam 

ne güzel ifade etmiş kendini

Yo Jumg'un çocuğunun aslında ölmediğini başka bir ailenin yanında evlatlık olduğunu öğrenmesi ve bunun arkasında avukatın annesi olması beklediğim bir şeydi. O kadının Yoo Jung hapisten çıktıktan sonra bir anda iyi davranıp bir tomar parayı ona vermesinden anlaşılıyordu. Avukatın babası bir o kadar iyiyken annesinin bu kadar kötü bi kadın olmasına şaşırmadım. Hırsları için her şey yapabiliyor ana oğul..

O kadar dizi izledim sekreter rolünde ki Choi Woong'un ciddiyetine hayran kaldım. Çünkü sekreter rollerinin hepsini düşününce en çok onu sevdim hatta o kadar ciddiydi ki 1 ya da 2 kez gülerken gördüm.. O da sonunda aşkı buldu ya sevindim :)
 Kore dizilerinin finalleriyle kıyaslarsak kesinlikle güzel bir son ile final yaptı. Beklediğim bütün soruların cevaplarını alabildiğim için mutluyum. Herkes hak ettiği cezayı aldı.. Eğer aksi final olsaydı cidden çok üzülürdüm en azından havada kalan bir konu kalmadı. Bir de Yo Jong'un hapishanede ki arkadaşları bile mutlu sonu gördüler ona sevindim..Dizinin ve haftalardır dinlemekten keyif aldığım Ost'u ile veda ediyorum. Bu şarkı uzun süre müzik listelerinde altüst etti..
özellikle başlangıç müziğine dikkat edin

19 Kas 2013

Super Junior Üyeleri - 2



  • Yesung ( Kim Joong Woon) 24.08.1984


Hemen hemen her üye için aynı düşünceyi dile getireceğim gibi görünüyor. Şu fotoğrafa bakıp da Yesung'un  29 yaşında olduğunu kim inanır..Bu kadar genç ve formda kalmalarının sırrı ne çok merak ediyorum. Yesung Super Juniır bir alt grubu da olan Super Junior H grubunda yer alır. O bu aralar askerlik görevini yerine getiriyor. 1 senesi daha var gelmesi için dört gözle onu dinlemek için beklemedeyim. 
  • Yesung onun sahne adıdır. Anlamı ise "bir sanatçının sesi" manasına gelir. Kesinlike ona uygun bir sahne adı olmuş.
  • Grubun 3 iyi sesi olduğunu düşünüyorum. Bu üçünün arasında en iyi sese sahip olan kişi kesinlikle Yesung derim. Onun solo olarak söylediği şarkıları dışında grupta söylediği Superman ve Form u şarkısını dinleyince sesinin güçlülüğünü görebileceksiniz.
  • Simasına bakınca sessiz gibi görünse de aslında o konuşmaya başlayınca susturabilene aşk olsun. Katıldığı programlarda neredeyse programı ele geçiriyor. Hatta o kadar çok konuşuyor ki bazı kısımları kesmek zorunda kalıyorlar. Ben Yesung'un özellikle anlattığı hikayeleri çok seviyorum.
  • Günde 4-5 saat uyuduğunu bir programda şu şekilde dile getirmiş..
  • Bir programda yarışma varsa Yesung ordaysa mutlaka katılır ve her seferinde kaybeder annem ya :)
  • Yesung'un garip bir huyu var üyelerin dudakların üstündeki o girintiye dokunması takıntı haline gelmiş. Hatta gizlice odalarına girip bunu yapıyormuş. Odaların anahtarını bile manajerden almış o derece takıntılı :D
  • Super Junior bi programa katılıyorsa orda Yesung varsa bilin ki komik danslar yapan biride vardır, buyrun Hele ki grup üyelerin tek tek çıkıp dans etmesi ve Yesung'un müthiş dansı....
  • Yesung bir çok dizinin OST'unu o güzel sesiyle söyledi. Bunlardan biri Cindrella's Sister dizisinin müziği, uzun süre müzik listelerinde 1. sırada yer aldı.
  • Saçları konusunda en az Teuk kadar özen gösteriyor. Bir yere gidecekse bile saçını düzeletmeden hayatta dışarı çıkmaz.
  • Yesung bulunduğu Ostlar dinlemenizi tavsiye ederim..
  • Üyeler arasında sık sık dile getirilen bir konuda Yesung'un idol sanatçılar arasında en iyi canlı vokaller listesinde zirvedeki isim olarak biliniyor. Sujunun hit parçalarının bir çoğunda Yesung'un sesinin şarkıların temeli oluştuğunu görmemek mümkün değil
Hyena  OST ;The Night Chicago Died ve The One I Love
Snow Flower; Stop Walking By
H.I.T OST;Just You, H.I.T
Tazza; Love Realy Hurts
Partner; Dreaming Hero
Namhansansung Musical; The Trap Of North Gate
Cindirella's Sister; It's Has To Be You
Dream Come True(film); Victory Korea
The President; Loving You
Paraside Runch; Waiting For You
Superstar K; Fly
I Am Behind You; I'm Behind You
Waririor Baek Dongsoo; For One Day
Yoon II Sang 21st Anniversary "I"m 21; Reminiscence
I Do, I Do; She Over Flowers
To Do Beautiful You; Sky
The King Of Dramas, Blind For Love
That Winter, The Wind Blows; Gray Paper
  • Yesung'un ilk filmi ise "Attack On The Pin Up Boys" aktörlüğe attığı ilk adımdır.
  • Yesung bir de kaplumbağa besleme maceresi var ki bunu onun ağzından izleyelim
  • Yesung saçının rengi sürekli değişmesi bile güzel. Grupta sarı saçın en çok yakıştığı üye :)

O ŞİMDİ ASKER



Kangin (Kim Young Woon) 17 Ocak 1985



Sujunun askerlik görevini tamamladığı çiçeği burnunda üyesi. Kangin'in anlamı ise "Güçlü Kişi" manasında.
  • Kanginin imajı için şu şekilde ayrım yapabilirim. Askerden önce ve askerden sonraki imajı diye. Benim düşüncem Askerden sonraki Kangin > Askerden sonra ki Kangin derim. Hatta bu konuya burada kilit vuruyorum. Keza yazımın sonunda paylaşacağım fotoğraflardan sizde bana hak vereceksiniz diye düşünüyorum
  • Kangin Super Junior T ve Super Junior H alt grubunda yer alıyor. 
  • Kangin Türkiye'ye ki Music Bank konserinde ki sunuculuğu ve şıklığıda görülmeye değerdi diyebilirim. açıkçası onun hakkında pek bi bilgim yok sadece az çok gezinirken  videoları izlerken öğrendiğim kadarıyla anlatmaya çalışacağım.
  • Suju'yu az çok tanıyanlar bilir Kyuhyun'un hazır cevap olduğunu ve lafını esirgemediğini. Bunun genişletilmiş halini onu anlatırken kullanacağım. Siz diyorsunuz da neden sen şimdi bundan bahsettin ? diye Çünkü KyuHyun'un hakkında gelen tek kişi Kangin :)
  • Kanginin grupta kendine yakın hissetiği kişi Sugmindir.
  • Kangin We Got Married programına katılmıştır. 
  • Askere giderken KAngin için hazırlanmış bir video..
  • Kangin beyzbol oynamaya çalışırken kendini anlatması buyrun gençler sizde izleyin
ASKERDE KANGİN

 ŞİMDİ KANGİN :)

Konuyu bu konuda kilitlemem normalmiş değil mi ? :)


18 Kas 2013

Sungkyunkwan Scandal/ İç Akıtan Takım


Uzun zaman önce izleyip de yeni dizileri yazmaktan fırsat bulamadığım dramalardan biri Sungkyunkwan Scandal.. Daha fazla beklememe gerek olmadığını düşünerek bu güzel tarihi dizinin aklımda kalanları paylaşalım. Hem izleyenler için küçük, hoş bir hatırlatma olur..


Song Joon Ki, Kim Yoo Chun, Yoo Ah In ve Park Min Young'ı ilk kez bu dizide tanıdım. Dördünün de oyunculuğunu çok beğenmiş, sonrasında hemen hemen film ve dizilerini izlemeye çalıştım. Song Joon Ki'nin Nice Guy ve Werewolf Boys'da ki performası neyse inanın bu ilk izlediğim dizide bir o kadar iyi..
Kim Yoo Chun; onu DBSK'nin eski üyesi olarak tanırsınız hatta 2010 yılında JYJ geçiş yapmıştır. YouChun'u az çok bilenler onun neşeli, hareketli, yerinde duramayan biri olduğunu bilir. Bu dizide ki rolünde tam tersi bir kişiliğe bürünse de bununda hakkında çok iyi geldiğini düşünüyorum. Yoo Ah In; izlediğim hatta hakkında çok bilgi sahibi değildim ilk izlediğimde.. Dizinin bana göre açık ara en iyisiydi. Bu bir tek benim dikkatimi çekmemiş ki sonrasında çok iyi dizi ve filmlerde başrol olarak yer aldı.. Hatta araştırıp izlemenizi tavsiye ederim.Yakın zamanda onun dizi ve filmleri ile alakalı bir kaç yazı yazacağım.. Dizimizin başrol bayan oyuncumuza gelelim. Park Min Young, bir insanın bu kadar mı sevimli suratı olur ya.. Bayan oyuncular konusunda genelde seçici oluyorum. Bu dizide erkek kılığına girmiş bir kızı canlandırıyor. İlk izlediğim Park Shin Hye olsa da bana göre şu zamana kadar izlediklerimin arasında açık ara birincisi diyebilirim.. (diziyi geç yazmamın avantajı :) Onu sonrasında City Hunter'da Lee Min Hoo ile izlemek bana mutluluk vermişti.

Dizinin konusu; Joseon Hanedanı'nın hüküm sürdüğü sırada Sungkyunkwan Üniversitesinde okuyan ve kendi aşk ve hikayelerini anlatan  4 yakışıklı öğrenciyi bir araya toplar. Kim Yoon Hee; bağımsız bir gayreti olan zeki,güvenilir bir genç kadındır. O babasının ölümünden beri ailesine destek olmak için çalışıyor fakat derslerini de iyi yapıyor. Bir gün erkek kardeşinin yerine geçer ve sadece milli sınavları geçmek için erkek kılığına girer. Sınav gününde Lee Seon Joon ile tanışır. İlk başta birbirlerine sinir olsalar da arkadaş olurlar.  Lee Soen Joon ise ayrıcalıklı bir çevreden gelir, zeki olduğu kadar kibirli bir kişiliği vardır. Milli sınavları geçerler (burada bir ayrıntı var izleyince görün).. Sungkyunkwan Üniversitende bir oda arkadaşı olurlar.. Üniversitede bir yakın arkadaş olacakları iki kişi vardır. Bunlardan biri Go Yong Ha (yeorim) bayanlar arasında popüler olan, kuş uçsa etrafında kıvrak zekası ile her şeyden haberi olan hatta Yoon Hee'nin kız olduğunu hemen keşfetmiştir. Fakat bunu açıklaman yerine eğlenmeye devam etmiştir. Moon Jae Shin (Geol Oh) dizinin sert çocuğu, iyi dövüşen gizemli adamı.

İç Akıtan Takım
Dizinin bana göre asıl olayı Yeorim ya da Geol Oh olmasaydı bana göre dizi konu açısından klasik bir drama olarak seyredip giderdi. Yoon Hee ve Seon Joon çifti şirinlik abidesi bile olsa dizinin bana göre asıl kozu Yeorimdi. Çapkın, süslü, sivri dili hepsinden önce sevimlilik halleri ve onun dönerek yürüyüşü yok mu izlettirmek için her şeyi yapıyor. Onun felsefesi ise; kendisini eğlendirmeyen kimseyi  yanında tutmuyor. Song Joon Ki zaten bu diziyle kendini kanıtlamıştı. Geol Oh için söyleyecek tek bir düşüncem var o da oynadığı karakterin hakkını vermesi. 

Dizi aslında güzel mesajlar içeriyordu. Karşılıksız aşk, dostluk, aşk, Sınıf farklılıkları, kadınların eğitim sorunları, kadın erkek eşitliği..Olumsuz eğitim koşullarını değiştirmek isteyen bir Kral ve ona ön ayak olan İç akıtan takım. O zamanlar bile kızların okuma güçlüğü çektiği zamanları düşünürsek şimdi bile çok bir şey değişmemiş diyebilirim. Azalma var ama bitmiyor.. Yazmadan geçemeyeceğim dizinin bu güzel dörtlüsü dışında ona rakip bir grup vardı ki onlarda övgüye değerdi diyebilirim özellikle Savaş Bakanının oğlu olan aynı zamanda okulun başkanı; Ha In So rolü ile ilk kez izlediğim  Jeon Tae Soo.. Bir insan mimiklerini bu kadar mı sabitler. Hiç değişmedi, çizgisini bozmadı. Ona üzüldüğüm tek sahne ise; Ok yarışmasında sevdiği kadının başka adamı izlemesini gördüğünde akıttığı o göz yaşı.. Aşk nefreti de saygıyı da yaşattı onun gözünden izlediğimde.. 

Final ise Kore yapımlarını göz önünde bulundurursak hepsine göre iyi bir son ile veda etti. En azından benim cevabını beklediğim bir çok şey aydınlandı. Sadece iki şey için keşke olsaydı daha iyi olurdu diye düşünüyoru. Bunlardan biri Yoon Hee'nin ailesi ve Sungkhyunkwan'ın başkanının akibetini merak etmedim değil. Olması iyi olurdu diye düşünüyorum.  


14 Kas 2013

Biri Dizi Mi Dedi ? Bölüm-3


SMALLVİLLE

Superman'e dair bir çok dizi-film arşivlerini izledim ama hiç biri bir Smallville olmadı, olamadı. Bu yaz vizyona giren "Man Of Steel" filmi bu dizinin yanında bile geçemeyi bırak sokağına bile uğrayamaz O film için vakit harcadığıma üzülüyorum. Neyse sinirlenmeye başladım konuma geri döneyim :)



Efsane karakterlerin kahramanları daha dizi başladığında genç ve çelimsizdiler... Superman fenomeninin gençlik yıllarına ışık tutan Smallville tam da "Acaba her şey nasıl?" başlamıştı sorusuna cevap arayan cinsten bir bilimkugu dizisi.

Clark Kent'in (Tom Velling) büyüdüğü kasaba Smallville'de sıradan görünen genölerin ilişkilerini,i dostluklarını, fedakarlıklarını hatta ihanetlerini seyrederken, Clark'ın uçan bir adama dönüşme hikayesini de izliyoruz. Ayrıca Smallville'de "farklı" olanın sadece Clark olmadığını da dizi final yapana kadar görüyoruz.
Dizi 10 sezon sürdü. Yanılmıyorsam ilk 5 sezon "bundan sonra ne olacak?" sorunun cevaplarını çokça hissetmeme rağmen yinede koca 10 sezonu finaline kadar her şeyini tamamlanın verdiğini haklı gururunu yaşıyorum. 

SUPERNATURAL

        Dean Ve Sam kardeşlerin, "nasıl kardeş olurnur?" sorunun cevabını her fırsatta veren bir dizi klasiği..


Adı üstünde bir doğaüstü drama olan Supernatural Dean ve Sam Winchester kardeşlerin, doğaüstü yaratıklarla verdikleri savaşı konu alıyor. Anneleri bilinmeyen bir varlık tarafından yakılarak öldürülmesi sonucu, babalarıyla beraber avcılık yapmaya başlayan kardeşlerin Sam normal bir hayat yaşamak için abisi Dean ve babasını bırakıp üniversiteye gider. 

Yıllarca ailesinden ayrı yaşan Sam, abisinin aldığı babasının kayıp olduğu haberi ile eve döner ve macera tekrardan başlar... Tam da bu şekilde devam ediyor. Şu an 9. sezonu yayınlanan dizinin müptelası olmayı bırakın sezon başlasın diye gün sayan biriyim. Benim en çok sevdiğim iki kardeşin kendi aralarında taş-kağıt-makas oynaması.. Bu dizi final yaptığında yazı yazacağımdan kısa tutuyorum canlarım..

MERLİN

Sürekli Amerika ve Kore dizileri izlemiyorum tabi ki de. Vazgeçemediğim, müptelası olduğum İngiliz dizilerinden mahrum bırakır mıyım kendimi? İngiliz entrikaları ile alakalı dizi, film, kitaplar vazgeçilmezlerim.. Onlardan biri ise severek izlediğim ve takip ettiğim süre boyunca Merlin'in yaşamı hakkında bilgiler araştırmaktan geri kalmadım..



Büyücü Merlin güçlerini tam olarak keşfetmediği ilk gençlik yıllarını konu alan dizi, Kral Arthur efsanesinden birebir beslenen hikayesi ile fantastik dizi meraklılarını cezbediyor.

Yuvarlak masa şövalyeleri, Ekskalibur kılıcı, Avalon kenti gibi şimdiye kadar edebiyata ve sinemaya pek çok fantastik malzeme sağlayan Kral Arthur'un omuzlarında yükseldiği beyaz sakallı büyücü Merlin'in, mitlerde çizilen tasvirlerinden oldukça farklı bir Merlin ile karşı karşıya kalacaksınız. Zira Uther (Anthony Head) hükümdarlığında Birleşik Krallık'ta büyücülerin sihir yapmalarını yasaklamıştır. Merlin sahip olduğu bu yeteneğin henüz tam olarak kontrol edemediği için başına her an belaya sokabilecek, sıradan görünen köylü bir delikanlıdır. Ne zaman ki yolları Kral Arthur ile kesişir o gün ve sonrası hem kendi kaderini hem de krallık için dönüm noktası olur..

Dizi  5 sezon sürdü ve geçen sene muhteşem bir final ile son buldu. Bir çok yapımı izlemiş olmama rağmen beni derinden etkileyen finallerden birini "Merlin" dizi gerçekleştirdi. Beş sezon boyunca dizinin nereye varacağı konusunda tahminlerde bulundum yine de beklediğim gibi gerçekleşmedi. Sağ gösterip sol bulan senaristin alnından öpüyorum, saygılarımı sunuyorum...


13 Kas 2013

Super Junior Üyeleri -1



  • Lee Teuk (Park Jung Su) 1 Temmuz 1981





  • Kim der ki bu çocuğun 32 yaşında olduğuna !!! 
  • En sevdiği rengin beyaz olduğunu heralde sağır sultan bile duymuştur.
  • Super Junior grubunun lideridir. Diğer üyelere aşırı düşkündür. Bir liderin olması gereken bütün özelliklere sahiptir. Hatta o kadar düşkün ki, gruptan birinin başına bir şey gelse kendine gelmiş gibi ağlayan bir duygusallığa sahip.
  • Grubun en çok uykuya düşkün üyelerinden biri. Bu konuda en çok müzdarip olan kişi oda arkadaşı arkadaşı Heechul. Odasını bile ayırmış. Bu konuda Heechul'ün demeçleri bulunuyor.
  • 2007 yılında kendisinin ve Eunhyuk, ShingDong, KyuHyun da olduğu bir trafik kazası geçirir. O kazada hepsini allah korumuş :( Shindong ve Eunhyuk'a göre daha ağır yaralandı ve aylarda hastahanede yattı liderimiz :(
  • 2006-2012 tarihleri arasında Eunhyuk ile beraber  KBS'nin radyo programı olan "Super Junior Kiss The Radio" Programını yapıyordu. Ryeowook ve Sugmin'e devretti.
  • Leeteuk'un olduğu her videoda onun saçını düzelttiğini ve saçıyla çok oynadığını fark edersiniz.
  • Leeteuk aldıtıldığı için 6 ay kadar acı çektiğini ve zar zor kendine geldiğini bütün suju hayranları bilir. O kıza çok uyuz olmuştum. Bu olay için Eumhyuk "Abimin aşık olup bu kadar kırılıdığı ilk defa görüyorum" deyip yorumunu dile geitrmişti
  • Bu sevimli hallerinin yanında onun bir özelliği ise şüpheciliğidir. Mesela bir ortamda yokken o sıra gelirse üyelere benim hakkımda konuşuyorsunuz diye sorunca Sugmin'in bozuntuya vermeyip, abi nereden anladın falan diyorlarmış o kadar tiye almaya başlamışlar bir süre sonra :)))
  • Onun sahiplenen bir ruha sahip olduğunu dile getirmiştim. Daha çaylak iken Donghea'yı her gün okula bırakıp çıkışında da alırmış. Böyle bir adama nasıl saygı duyulmasın be siz söyleyin.
  • Hepimizin hayatında bir Secret Garden geçti. Bundan nasibini Super Junior üyeleri de almış bulundu. O Meşhur mekik çekme sahnesini canlandırırken Leeteuk hali görülemeye değer :)))
  • Katıldığı bir çok programda duygusallığının dışında eğlenceli ve komik, sevimli bir sevgi pıtırcığı olduğunu göreceksiniz. Mesela; Eunhyuk ile karşılıklı dans çekişmeleri izlerken çok güldüm.
  • Askere gitmeden önce "Weekly Idol" programına katılmıştı. Bu programda kolay ağlayabildiğini, hadi ağla dediler. Yakın zamanda çok ağlayacağını ve askere gidiş tarihinin açıklanacağını söyleyip gözleri dolmuştu. Öyle bir enerji var ki az önce gözleri dolan çocuk o değilmiş gibi gülüp eğlenmeye devam etti. Bir de çok güzel ramen yaptığını ispatlamış oldu. 
  • Askere gitmeden önce katıldığı Strong Heart programında askerler için verilen tavsiyeler oldukça komik ve eğlenceliydi. Duygusal anlar da yaşandı izleyip görelim bence, Buyrun... Bu programda annesinin oğluna konuşması ve Leeteuk'un annesinin gözlerinin içine bakarak duygularını dile getirmesi orda bulunan idol konuklar dahil beni de ağlatmayı başarmıştı. Hemen hemen o gün anlatılan hikayelerin hepsi oldukça komik ve güzeldi.
  • Grup üyeleri tarafından karşı cinse en düşkün olarak belirtildi. Çapkındır biraz Leutukumuz :))
  • Lider olma özelliğinden dolayı bu sahiplenici ruhundan hiç vazgeçmemiş genel olarak sujunun diğer üyelerinin onun hakkında ki görüşleri minnet ve sadakati ile ilgili oluyor. Hatta kendi elleriyle onları beslediği de oluyor. Çok sevimli değil mi sizce de :)
  • Onun We Got a Married programında ki performansı çok seviyorum. Ayrıca gülüşü ve ağlayışı güzel olanlardan biri diyebilirim..
  • Konser performanslarında onun üstünü genelde çıplak görmezseniz şaşırmayın, seviyorum adam öyle dolaşmayı :)
  • Türkiye'ye gelen kafile arasında olmaması beni üzmüştü :(
  • 30 Ekim 2012 tarihinde askere gitti. Şu an hala askerde olduğundan onun yollarını gözlüyoruz.


  • Kim Heechul 1 Temmuz 1983

  • Fotoğrafa bakınca onda ki kız güzelliğini görüyorsunuz değil mi? Erkek güzeli resmen..Bunun farkında olması da ayrı bir özgüven katmış ona. Bir programda neden kız arkadaşın yok sorusuna "Benden daha güzel bir kız varsa söyleyin çıkayım onunla" diye de farkında olduğunu belirtir. Şu yukarıda ki fotoğrafa bakınca sizde hak vereceksiniz benim gibi :))
  • Grubun Leeteuk'dan sonra ki yaş olarak büyük üyesi. Onun en bilindik özelliği ise yaptığı eşşek şakaları. Youtube heechul ve şakaları ile ilgili arama yapınca sayısız video ile karşılaşabilirsiniz. Onun şakalarına üyelerden genelde kimse karşılık vermez çünkü karşılığın çok ağır olur öyle de psikopat :)))bu şakaların bir kısmı diyebilirim. Videoda da gördüğünüz gibi suyla şaka yapmadığı kişi kalmamış.
  • Grubun eski üyelerinden olan Hangeng ile yakınlığı bilinirdi. Onun gruptan ayrıldığından sonra ki ilk konserinde ağlamış ve şarkıyı söyleyememişti (diğer üyelerde aynı şekilde) onu bayağı derinden etkilemişti bu durum.
  • Grupta bir Heechul'ün hazır cevap oluşu bir de KyuHyun HAzır cevap oluşunu beni çok güldürür.   İkisininde programları açın izleyin bir anda her şeyi ellerine geçirip espiri üstüne espiri yaparlar. Mesela Strong Heart'ın bir bölümüne katılmış ve Heechul orada kırıp geçirmişti herkesi buyrun sizde izleyin Part 1 ve Part 2 ...ilkokulda sınıfın en zekisi ve 1.siymiş. Böyle zeki insanlar genelde hazır cevap olur şaşırmadım açıkcası. 
  • Leeteuk'un ne kadar geç kalan bir üye olduğunu düşününce Heechul Da onun tam tersi dakik olan bir üye olduğundan odalarını ayırmaya kadar gitmiş bu durum :)) Bu dakiklik konusu yüzünden kız arkadaşından ayrılmışlığı bile var o derece takıntılı. (benimde öyle bir özelliğim var
  • 2006 yılında Donghae'nin babası vefat ettiğini öğrendiğinde yolda kaza geçiriyor. Bunu Heechul'un ağzından dinleyelim.
  • Heechul konu olunca binlerce komik hikaye dinleyebilirsiniz. Bunlardan biri ise Motel hikayesi. Türkler için kardeş ülkesi diyen Heechul ben sevmeyeyim de kimler sevsin. Annesinin radyo programında çirkin görünüyorsun diyerek yolladığı mesaj ve tepkisi :)
  • Onun konuşmaktan nefret ettiği bir konu ise "yaş" . Bu konu konuşulunca çok fazla sinirleniyormuş :D hahaha 30Lu yaşlara geldiğinden olacak bu durum :D (bu suju üyelerinin hiç biri yaşında göstermiyor hep yaşından küçük duruyorlar)
  • Bir de Siwon'un ağzından Heechul'u dinlesek güzel olur diyorum. Yalnız arkada dinleyen Heechul'e dikkat :)) Bu da kendi ağzından dinleyelim nasıl biriymiş :)
  • Onun diğer üyelere sürekli lakap takmasına ne demeli. Mesela Siwon'a "Simbad". Çoğu programda Siwon'a takılır. Kendine taktığı lakap ise "Sindirella" :)))
  • İçki ve sigara kullanıyormuş bırakmış ve sonrasında yine başlamış, umarım yine bırakır. 
  • Sinirli olduğunda yanına yaklaşılmaması gerektiğini söylüyor.
  • Gururlu bir kişiliğe sahip olduğunu ve bu durumdan nefret eder. 
  • Wonder Girls üyesi Sohee hayranı.
  • Ona birinin vaaz vermesinden ne yapmasını söylmesinden hoşlanmıyor. Donghea ve SNSD grubundan Taeyon'u dinliyor. 
  • Heechul'un elleri çok güzel, kız gibi ama onlardan bile güzel.
  • Heechul'ün garip bir kişiliği olduğunu düşünüyorum. Bunu radyo programını izlerken de hissediyorum ama ne yapıp edip sevdiriyor kendini. Radyo programında bir Türk arkadaşın mesajını sürekli okuyor. Buyrun..
  • Grupta öpmediği adam kalmadı :( Bir de o dili hep dışarıdadır nedense :

  • Askerlik görevini yerine getirmek için gidişinde ki bir fotoğraf. Aslanlar gibi görevini yerine getirdi ve geldi..





Kaynak: www.yeppudda.com - ww.korea-fans.com

12 Kas 2013

Ender's Game : Uzay Oyunları


Orjinal romanı 1985 yılında basılmış olmasına rağmen 2013 yılı ilk Ender's Game sinema uyarlaması için aslında gayet yerinde bir zaman olduğunu düşünüyorum. Orson Scott Card'ın yıllar sonra halen bilim-kurgu edebiyatına yeni başlayanlar için gerekli bir eser olarak gösterilen yazıldığı sırada, hikayenin betimlediği detaylı uzay savaşı simülasyonları gerçek hayatta bulunmuyordu.



Hollywood, bilgisayar oyunlarının popülatiresinden para koparmak için yıllardır elinden geleni yapıyor. Gerçek hayatta bulunan oyunlardan halen doğru düzgün bir adaptasyon yaratamamış olan sinema sektörü bilinen bir oyunu uyarlamak yerine bilgisayar oyunlarının genel dünyasında geçen hikayede başarılı oluyor. Bir bilgisayar oyunu filmi ile askeri dramayı bir araya getiren Ender's Game, karıncalara benzeyen uzaylı yaratıkların bir saldırısına karşı uzaktan kumandayla sürülen uzay gemilerini yönetmekle sorumlu olacak dahi çocukların sert Albay Graff kumandası altında ki eğitimine odaklanıyor. Filmin ilk yarısını akademi sahneleri aslında alışılagelmiş bir hikaye yapısı sergiliyor. Katıldığı müfzere tarafından sevilmeyen Ender, beklenmedik stratejik bir başarıya imza atıyor, herkesin saygısını kazanıyor. Ardından tabi ki de terfi geliyor. 
Yeni grupta ki hikayesi konfigürasyonda devam ediyor. Bunun sıradan olmasını kurtaran iki element var; Aralarında True Grit'ten tanıdığımız Hailee Steinfeld'in de bulunduğu çocuk oyuncuların tutkulu performansları göz dolduracak seviyede diyebilirim. Filmin eğlenceli kısımları kesinlikle lazer oyun sekansları kullanıldığı bölümler.
Filmin hikayesi; Card'ın kitabını olabildiğince sadık bir biçimde takip ediyor ve bu yüzden kitabın pozitif taraflarıyla negatif taraflarını aktarıyor. Mesela; hikayenin düşman duygularını anlamanın önemine odaklanan teması, Starship Troopers'ın böceklerine benzeyen uzaylı yaratıkların bilindik ve özelliksiz yapıları yüzünden yerle bir oluyor. Filmin duygusal bir bağlantı kurulması beklediği sonu, hikaye bize uzaylı cins hakkında bir bilgi sunmadığı için havada kalıyor. 
Ender's Game bütün günlerini Ipad oyunu oynayan çocuklarını ilgisini kesinlikle çekecektir.Filmi ara sıra büyüleyen bilgisayar oyunu görsellikleri arasında çaktırmadan disiplin, kontrol ve şefkat gibi önemli mesajlar vermesi de oldukça akıllıca düşünülmüş. Genel olarak beğendim, izlemenizi tavsiye edebilirim..

11 Kas 2013

Rooftop Prince / Kore Dizisi


2012 yılı yapımları arasında izlerken en çok güldüğüm, sinirlendiğim ve zaman zaman ağladığım bir dizi Rooftop Prince. Uzun zaman önce olmasına rağmen hala neden bu diziyi yazmadığımı düşündüm ve hemen bloğumun başına geçtim. 


Dizinin konusu;  Joseon'da velihat prens olan Lee Gak; Velihat prensesin gizemli ölümünü araştırırken Lee Gak ve adamları Joseon döneminden günümüz Seul'üne 300 yıl sonrasına zamanda yolculuk yapıyor. Park Ha'nın evine düşmsiyle hikaye başlıyor. Prens ve onun üç adamını döneminin kıyafetleri içinde evinde görünce neye uğradığını şaşırıyor. İlk başta bunun komik bir şaka olduğunu düşünse de ilk başta onları başından savan sonrasın da olayın ciddiyetini anladıktan sonra evine alıyor. 

Man Bo - Lee Gak(velihat prens)- Yong Sul- Chi San

Bu dört adamın Joseon döneminde yaşadığı hayat ile günümüzde insanların yaşadığı hayatın farklı olduğunu anlamaları geç olmadı allahtan. Benim dizi adına en çok güldüğüm olaylardan biri, günümüze adapte olma anlarıydı. İzlediğim dönemde gülme sesimle evi ayağa kaldırıyordum o derece. Park Ha'nın Bu adapte sürecini öğretmesi çok eğlenceliydi. Park Ha, evine düştüklerinde çok aç olduğu için onlara pilavlı omlet hazırlar onu yeme tarzları efendime söyleyeyim ardında tvden gelen sese ok atmları, pilav makinasından gelen sese susturun şunu diye bağırmları evin altını üstüne getirmelerine ilk kahkahamı atmıştım. Dönem kıyafetlerinden kurtulmaları için aynı eşofmanın 4 farklı renkte alması ve onlara çöpten kıyafet seçmesi, Hele bir sahne vardı ki hala aklıma geldikçe gülüyorum. Prensin yanında ki o üç şapşal Park Ha'nın kamyonetinde hep arkada duruyor olduklarından arabaya arkaya binin diyen prensi dinleyerek arkaya geçerler. Arabaya binen prensin arkada onları göremeyince inip bagajda onları görmesine uzun bir süre güldüm. Diş fırçalamayı, trafik ışıklarını ve alafranga tuvaleti nasıl kullanacaklarını öğrenmeleri kısaca bu adapte sürecine kahkahalarla tanık olmak çok güzeldi :)



Adapte sürecincen bahsetmişken birazda onlardan bahetmek istiyorum. Dizin en başta prensle prensesin çocuk yaşta ki evlenme sürecinden bahsediyor eş zamanlı olarak da Park Ha ve Se Na çocukluk hikayesini anlatıyor. Park Ha; öz annesi daha o bir yaşındayken terk ediyor. Babası Se Na'nın annesi ile evleniyor. 9 yaşındayken ablasının kıskançlığından dolayı onu bir kamyonetin arkasında terk ediyor. O kamyonet kaza yapınca da hafızasını yitiriyor. Küçük yaşta Amerikada bir aileye evlatlık veriyor ve uzun bir süre orda yaşıyor. Bu kadar çok acı olayı daha küçük yaşlarda yaşamasına rağmen hayata tutunmayı asla bırakmamış. Ona kötü davranan üvey ablaya rağmen hep iyi olmayı başaran bir kız Park Ha. Amerika'da bir barda çalışırken onu gören Yong Tae Yong ona gördüğü anda aşık olur. Yong Tae Yong; Kore'nin ileri gelen bir ailenin tek varisidir. Aile işleriyle alakası olmayan bir çocuktur. Onu görmeye gelen kuzenin işlerin başına geçmesini istemesiyle aralarında bir tartışma olur ,ona yumruk atan kuzeni yüzünden denize düşer ama vicdansız kuzen Yong Tae Moo onu kurtarmaz. Yong Tae Moo ; Yong Tae Moo'nun tam tersi bir yapıya sahiptir. Aslında ilk izlediğimden ne güzel kuzen bunlar desem de kendimi haksız çıkardım izlerken. Şirkette yönetici olan Tae Moo, kötü adam karakterinin dibine kadar ardında olabilecek bir karakter. Hırsları yüzünden Se Na'ya olan aşkından dolayı herşeyi yapabilecek derecede bir adam. Tae Moo Playfull Kiss'de izlemiştim. Orada ki karakteriyle tamamı ile zıt :). Se Na demişken; çocukluğunda ki kıskançlığı, para manyağı ve Park Ha'nın üvey ablasıdır. Daha küçük yaşlarda bile kıskançlığından kardeşin kaybolmasına sebep olmuştur. Kötü kadın rolünün hakkını seve seve vermiş bir kadın. Her ne kadar iyi yola gelse de finale doğru yinede sevmedim hiç bu karakteri..



Prens Lee Gak ve üç şapşal yaşadıkları dönemin 300 yıl sonrasına geldiklerinde Prensesin ölümünün gizemini çözmek için zaman yolculuğunu düşünürler.  Dizi 20 bölüm olmasına rağmen konuyu abartmadı, sıkmadı. Sonuna kadar üzerinde ki gizemi sürdürdü. Gizemi finalde çözmüş olmalarına rağmen ben bir kere bile sıkılmadan acaba ne olacak ? diye düşünmekten alıkoyamadım kendimi.

Se Na'nın Park Ha'ya neden bu kadar sevmediğini bir türlü anlayamıyordum. Kıskanç olursun, hırslı olursun da o kadar olmazsın. Bölümler ilerledikçe nefret duymaya başladım. Park Ha'nın elinde ne varsa alacağım diyerek yaşadı resmen dizi boyunca neyse ki çok bir şey yapamadı hatun. Dizinin son bölümlerinde Lee Gak'ın siz kardeşsiniz, aynı kandansınız demesiyle aklı başına geldi geç de olsa. Yine de sevemedim :( Daha bir çok sır açığa çıktı da o kadar detay vermeyeyim diyorum.

Lee Gak; Park Ha'yı sevdiğini anlaması uzun sürdü. Daha doğrusu amacının dışında olacağından kabullenmesi zor oldu. Park Ha'ya "Beni sevme" demesi finalden önce ki bölümde yok olduğu ve gözyaşlarına boğulduğu o sahne beni bitirdi, öldürdü resmen.. Bir ara inşallah finalinde rüya olarak bitirmez diye korkmadım desem yalan olur. En azından o şekilde bitirmediler. Sadece kendi adıma havada kalan bir konu var ki; Tae Yong muydu yoksa Lee Gak mıydı finalde ki ? :( Dizi genel olarak iyiydi. Tabi ki çelişkide kalınan anlar olmuş olsa da sırıtmadığını düşündüğümden çok da fazla umursamadım o kadarını..

Dizinin Ost'unda bahsetmeden geçemeyeceğim. Bütün duygusal sahnelerde bir şarkı vardı ki izleyiciyi ağla ağla sonuna kadar ağla diye düşünmüş olacaklar. Keza benim öyle oldu. Dizilerde mutlaka etkiyelen bir şarkı olmuştur onlardan biri Baek Ji Young'un güzel sesinden dinlediğimiz "After a Long Time" şarkısı. Harikaydı. 
Dizinin bir çok olayına değindim fakat içeriğinden ve gizeminden çok bahsetmedim. Umarın izledikten sonra benim gibi memnun kalırsınız :)


Ha Ji-Min /Park Ha- Bu Young

Park Yoo Chun/ Lee Gak-Yong Tae Yong


Lee Tae Sung/ Yong Tae Moo


Jung Yoo Mi/Hong Se Na-Hwa Yong

Lee Min Ho/Song Man Bo

Jung Suk Won/ Woo  Yong Sul

 Choi Woo Shik/Do Chi San