27 Ara 2013

Dedikodu Kazanı-2

Hiç kuşkusuz 2013'ün parlayan yıldızlarından biri Choi Jin Hyuk oldu. Panda and Hedgehog , Gu Family Book derken Heirs ile yakaladığı başarının ardından başrolü kaptı bizim çocuk. Oynadığı her karakter birbirinden farklı olmasına rağmen hepsinin hakkından geldiğini düşünüyorum. 24 Ocak'ta ilk bölümü yayınlanacak olan dizini dikkatli bir şekilde izleyeceğim. Dizinin kategorisi ne derseniz ben size okuduğum kadarıyla tıbbi ve romatik komedi bir yapım olacak. Song Ji Hyo (Jin Hee) diyetisyen varlıklı bir ailenin kızı. Choi Jin Hyuk (Chan-Min) ise tıp öğrencisidir. Anlayacağınız üzere ikisinin arasındaki aşkı konu olacak. Hatta işin içine aileler dahil olacak, karşı gelecekler ama buna rağmen evlenmeyi başaran bir çift olacak. Şahsi fikrime göre komik eğlenceli bir dizi olacağını düşünüyorum. Dizinin ilk fragmanı buyrun..

Heirs bitti oyuncular diğer projelere yöneldiler derken Park Shin Hye'nin Reply 1994 "Yoo Yeon Suk" ile beraber tarihi bir film "The Dressmaking/ Tailor's Office de rol alacağı haberini almak mutlu etti. Joseon Hanedanlığında yaşayan yetenekli terziyi,  Yoo Yeon Suk ise Jeseon Hanedanlığının Kralı rolünü canladırakmış. Çekimler 2014'ün Şubat ayında başlayacakları planlar arasındaymış. Şimdide beklemeye koyuldum :)

Aslında iyi mi kötü mü bilmiyorum. Yoochun uzun zamandır gündemde olan "Three Days" dizisinde ha oynadı ha oynayacak derken şirketin sürekli kafa karıştırıcı açıklamalar yapmasından sonra Kore medyasının içinden biri kabul ettiğini açıklamış. Fakat şirketinden hala bir haber yok. İnşallah en kısa zamanda onu tekrar ekranlarda görebilme fırsatımız olur. Eğer dizide oynayacağı netleşirse Yoochun hayranları şubat ayında bizlerle buluşacak. Kısa zamanda açıklama gelmesi dileğiyle :)


Geçenlerde Kim Hyun Joong'un " Inspiring Genaration / Age Of Feeling" dizisi hakkında bir şeyler karalamıştım. Nasıl bir dizi olacağını çok merak ediyorum bi o kadar beklentimi yüksek tutmamaya özen gösteriyordum. Gel gör ki karakterlerin posterleri yayınladığında merakımı daha da arttı desem yalan olmaz heralde. Yine Güney Kore ile ilgili haberleri incelerken dizi ile ilgili gözüme bir poster daha çarptı. Dizi için merakım daha fazla olmaya başladı. 1930'lu yıllarda Şangay şehrinin tasvir eden nostaljik bir dizi olacağı ortada. Yalnız posterde Kim Hyun Joong'un çene yapısının ne kadar güzel olduğu da gözümden kaçmadı çingular. Ben hep diyorum ya hani dönem dizisi olsun taştan olsun. O dönemde geçen aşklar, arkadaşlık, sadakt çok farklı olgularmış. Keza günümüzde bu değerleri yavaş yavaş kaybettiğimizi hissediyorum. Bu yüzden ne kadar beklentiklerimi en düşük seviyede tutmaya çalışsam da kendime engel olamıyorum galiba.. Bir an önce bu ocak ayını iple çekiyorum.

The Moon That Embraces The Sun / Kore Dizisi

Yabancı veya Türk olsun dönem dizilerini hep sevmişimdir. Eski zamanların aşkları, dostukları ve özellikle kıyafetlerini izlerken kendimi tarihi bir yolculuğa çıkmış gibi hissediyorum. Bu yüzden elimden geldiğince bir çok tarihi dönemleri anlatan yapımları izlemeye çalışıyorum.. Kore dizileri arasında izlemekten keyif aldığım bir çok dönem dizisi olmasına rağmen "The Moon That Embarce Sun" yani Güneşi Kucaklayan Ay.. sen sevdiklerim arasında yeri almayı başardı.


Dizi; Kral Lee Hwon'un veliaht prens iken kaybettiği Heo Yeon Woo'ya olan aşkını ve özlemini anlatıyor. Bundan önce ilk bölümler Kralın; veliaht prens döneminde Heo Yeon Woo'ya nasıl aşık olduğunu onun veliaht prenses apansız ölümle yüzleşir. Veliaht Prens ona olan özlemi ve ona olan sevgisi ile 8 yıl geçiriyor.. Kral olduktan sonra sürekli hasta olan Hekimlerin bile fayda edemediği bir hastalığı vardır.. Bütün acısını içinde yaşadığı için yıllarca veliaht prensesin ölümüyle kendini suçlar.. Hekimler fiziksel olarak bir rahatsızlık göremedikleri için büyüye başvururlar. Bir gece odasına ondan habersiz "tılsım" adı verilen bir Wol adında şaman gönderirler. Bu şamanın yıllar önce kaybettiği Heo Yeon Woo'ya benzerliği onu gören herkesin dikkatini çekecektir, özellikle Kralın...

Yeo Jin Goo / Kim Soo Hyun
Kim You Jung/Han Ga In
Lee Min Ho/Jung IL Woo
Siwam/Song Jae Hee
Kim So Hyun/Kim Mim Seo
Jin Ji Hee/Nam Bo Ra
Lee Won Geun/ Song Jae Rim

Geleceğin oyuncuları..
Diziye başladığınızda çocuk oyuncuların performansı ile karşı karşıya kalacaksınız. Jung Il Woo ve Kim Soo Hyun yok diye izlememezlik yapmayınız. Zira dizinin temasını bu 6 bölüm oluşturuyor. Kore dramalarına aşina olanlar oyuncuların gençlik dönemlerini canladıran çocukların uzun küçük yaşlardan beri bu sektörün içinde olduğunu bilirler. Yeo Jin Goo,Kim Yoo Jung, Kim So Hyun, Siwan ilk bu diziyi izlediğimde keşfettim. Özellikle Yeo Jin Goo ve Kim Yoo Jung'un sergiledikleri oyunculuk harikaydı. Birbirine oaln aşkı, özlemi, sevgiyi, kaybetme acısını öyle güzel canlandırdılar ki ikisine de tam not vermiştim. Sonrasında oynadıkları dizilerde kendilerine bana ispatladılar.. Kim So Hyun rolü gereği pek fazla işlevi olmasa da; Jin  Goo ile oynadığı I Miss You dizisiyle ikisinin birbirini oyunculuk bakımında tamamladıklarını düşünüyorum, zira hayran kalmıştım.. Geleceğin can yakan oyuncuları olacağından şüphem yok :) Lee Min Ho'ya gelecek olursak isim benzerliğini yesinler senin :) Kariyeri de onun gibi olmasını umuyorum. Rooftop Prince, Running Man ve şu sıralar Prime Minister and I dizisinde oynuyor. Çok iş yapacak çok.. Si Wan'ı ilk kez izlememe rağmen asil bir ailenin çocuğunu oynamak bir insana bu kadar yakışmazdı heralde :) Bu genç oyuncuların iyi olmalarındaki sebep bana göre küçük yaşlardan beri beraber oynuyor olmaları.
Dizinin akıcılığı, sürükleyici dışında güzel bir son ile veda etmesiyle, izledikten sonra araştırdığım da fark ettim ki Sungkyunkwan Scandal'ın senaristi ile aynı kişiymiş. Senaryonun sadeliği, güzelliği senaristin anlatmak istediği olayların sebep, gelişme(sıkmadan) sonuç ilişkisinin dengede tutması ve buna oyuncuların canlandırdığı karakterlere bürünmesi güzel dizi olmasına olanak sağlamış.. Kim Soo Hyun'un Dream High dizinden sonra kendini ne kadar geliştirdiğine izlerken tanık oluyoruz. Bir kralın dik duruşu ile sevdiği kadına duyduğu özlemin arasında ki o ince çizgi varya hani işte onu yapabilen ender oyunculardan biri olduğuna. Oynadığı  dizinin ya da filmin hakkını vermesini geçtim el attığı attığı her projede kendini daha fazla geliştirdiğine inanıyorum. O yüzden onu izlerken sıkılmadan, senaryoya aldırmadan sevebiliyorum. Jung Il Woo'nun canladırdığı Prens Yang Myung karakterini sevdim Kore dizilerinde genelde ikinci adam-kadın rolünde ki kişiler sevgisinden ötürü kötü karaktere bürünürler. Dizin kötü adamı bu sefer ikinci adamımız değildi. Aksine karmakarışık bir kişiliğe sahip, duyguları gülerek gizleyen, zeki ve güçlü bir karakterdi.. Özgürlüğüne düşkün oluşu ve sevdiği kadına sahip olabilmek için önemliydi..Dizide sevmediğim tek şey başrolün sahibi Han Ga In; oynadığı karakter ne kadar güzel olursa olsun oyunculuğunda bir şeyler eksikti. Bana göre sadece cocukluk yıllarını canladıran ufaklık ile çok benziyor olmaları. Kim Soo Hyun genelde oynadığı karakterlerle uyum içinde görünür. Han Ga In ile bu uyumu yakaladığını düşünmüyorum. Bunun dışında beğenmediğim bir yanı yok. 
  •  Nelerden etkilendiğime gelince; Veliaht Prense amansız hastalığa tutulduktan sonra gizi ay köşkünden uzaklaştırılırken. Prensin akıttığı, çaresiz kaldığı bu an.. Yeo Jin Goo'nun oyunculuğu ile ileride ne işler başaracak diye düşünmeden edemiyorum.. 

Kraliçe'nin emri üzerine yanına yaklaşamadığı için isyaaann..
  • En çok kimi mi sevdim; Kralın sadık hizmetkarı Hyung Sun'ı karakteri sevdim. Neden mi? Kral ile diyalogları, gülmesi, yürüşünü sevdim. Prens sürpriz yapacak diye çatıya çıkıp çiçekler attı. Diyeceğim o ki her şekle girdi desem abartı olmaz.

Toparlayacak olursam, başrolde ki kadın oyuncusunun bana soğuk gelişi olumsuz yönlerinden biriydi. Dönem dizilerinde hikayenin akıcılığı önemlidir. The Moon That Embarce The Sun dizisi de akıcılık, ilk altı bölüm çocuk oyuncuların sergilediği performans ile başardığını düşünüyorum. İlk altı bölümü izleyeceğim zaman sıkılır mıyım diye düşünürken beni diziye çekmeyi başardılar. Geriye Kim Soo Hyun, Jung Il Woo ve Han Gi An'ın dizinin gelişme sonuç ilişkisini iyi oyunculuklarıyla bağlamak kalmıştı. Genel olarak sevdiğim izlediğim için mutluyum.. Dizinin Ostlarına gelecek olursak FT Island'ın "You Don't Know My Feelings"  ve Kim Soo Hyun'un "The One and Only You" .. Diziyi uzun zaman önce izlemiş olmama rağmen hala açar açar dinlerim.. Kim Soo Hyun için Dream High izleyenler bilir sesinin güzelliğini..

Dizinin çekimleri zamanında eğlendikleri belli değil mi

23 Ara 2013

Miracle İn Cell No.7


Dün akşam canım sıkılıyordu hangi film ya da diziyi izlesem diye gezinirken, canım arkadaşım Çikom ile konuşmaya başladık. O da Park shin Hye'nin filmini izleyeceğini söyledi. Hangi film falan derken aynı anda izlemeye başladık. Aslında uzun süredir izleme listemde olmasına rağmen bir türlü nasip olmamıştı izlemek. Sonunda dün izledim...


Öncelikle filmin konusundan bahsetmek istiyorum. Zihinsel özürlü bir baba yanlışlıkla bir suç ile suçlanır ve cezaevine gönderilir. Sonrasında hukuk fakültesini bitirip avukat olan kızı Ye-Seung babasının adını temize çıkarmak için çalışır. 1997 yılında Yong Goo ve kızı Ye-seung babası zeka özürlü olmasına rağmen mutlu yaşarlar. Onlar her gün bir dükkana uğrarlar ve orada kızına sarı Ay Savaşçıların çantasını alacağına söz verir. Bir gün otoparkta sarı ay savaşcıları çantası almış kız gelir o çantanın başka bir mağazada daha satıldığını söyler. Yong Goo kızı takip eder. Kısa bir süre sonra kız bilinçsizce yere yığılır. Onu öyle gören adam ilk yardım yapmaya çalışır. Yanlarından geçen bir kadın ise polis çağırır. Yong Go ise çocuk kaçırmak ve cinayet ile suçlanır. Hapishanede 5 mahkum ile bir hücreyi paylaşır. Bir gün bu mahkumların liderinin hayatını kurtarır. Ona borçlu olduğundan isteğini yerine getirir ve ufak kız Ye-Seung'u içeri sokabilmek için plan yaparlar.. Olaylar bundan sonra güzel ve dramatik bir hal almaya başlar....
Kal So Won

Filmi izlemeden önce okuduğum yorumlar az bile kalmış. Etkileyici dram filmi olmasına rağmen komedi unsurları oldukça fazlaydı.Özellikle Park Shin Hye'nin küçüklüğü oynayan Kal So Won'un oyunculuğunu ise kaç kez takdir etsem az bile.. O yaşta nasıl rol kesmektir diye düşünmedim değil. Hatta ilk işim Çikom'a bu kız ödül falan almış diye sormak oldu.. Eğer almasaydı büyük hayal kırıklığı yaşardım..
"Medical Top Team" dizisinde oynayan ufaklık olduğunu sonradan fark ettiğim için kendime kızıyorum.Park Shin Hye en çok sevdiğim kadın oyunculardan biri. Dizi ve film konusunda 2013 onun yılı olduğunu düşünüyorum. Fakat bu filmde çok az kadraja girmesine rağmen göründüğü her sahnede oyunculuğu ile duygusal anlar yaşatmayı başarıyor.. Onlarda benim gibi düşünmüş olacaklar ki bu filmle o da ödül alanlardan biri olmuş..Filmin bir diğer kahramanı ise zeka özürlü bir babayı canlandıran Ryu Seung-Ryong. zeka özürlü oluşunu öyle bir yaşamış ki kendi içinde, karakterin vermek istediği bütün duygular içimize kadar işledi... Kısa göz dolduran bir kadro, mükkemel bir hikaye ve müthiş oyunculuklar.. Dram gibi görünse de aslında yeri geldiğinde güldüren dozunda bir film..

İyi Seyirler..

17 Ara 2013

Lee Jong Suk dur durak bilmiyor !





Lee Jong Suk hız kesmiyor. Dizi ve film sektörönün aranan yüzlerinden olan Lee Jong Suk "I Hear Your Voice" dizisi yayınlandıktan sonra 30 Ekimde vizyona giren "No Breathing" filminin ardında "Blood Boiling Youth" filminin çekimlerine ağustos ayında başlanmıştı.Filmde Park Lee Jong Suk'un dışında Bo Young, Kim Young Kwang ve Lee Se Young ana karakter bulunuyor. Film 1980'ler de geçen lise yıllarını anlatıyor. O zamanın aşkları, arkadaşlıkları gibi konuları ele alacak. Lee Jong Suk yine mi liseli olacak dediğinizi duyar gibiyim. Bu sefer sorunlu bir çocuk ya da gay biri yerine kasanova karakteri canlandıracak. Konu olarak klişe bir film olacak olsa bile Lee Jong Suk'un nasıl bir çapkın olacağını merak ediyorum.
Ağustos ayında çekimlerine başlanan film Ocak 2014'de prömiyeri yapılması planlanıyor. Umarım en kısa zamanda izleme fırsatımız olur.


The Heirs / Kore Dizisi


2013 yılının en iyi dizilerinden biri olacağı daha tanıtımlar başladığında tahmin ediyordum. Zira Lee Min Hoo, Park Shin Hye, Kim Woo Bin, Choi Jin Huk gibi başarılı oyuncuların kadrosunda yer aldığı bir dizinin kötü olmasını beklemek acımasızlık olur. Dizinin kadrosunun geniş oluşunun dışında senaristin Kim Eun Sook olması en azından benim açımdan " Bu dizi yılın draması" olur dedirten olay diyebilirim. Neden böyle düşündüğüme gelirsek; Secret Garden, Gentleman's Dignity gibi dramalara imza atan bu kadının kötü bir iş yapacağını düşünmek saçma olur. Dizinin konusu; Zengin  varislerin girdikleri rekabeti anlatıyor. Ana karakter; Cha Eun Sang, annesi İmparatorluk grubunun sahibi olduğu evde kahyalık yapan kadının kızı ve kendisini de fakirlikten kurtulamayacak biri olarak gören bir kız ..Kim Tan; annesi İmparatorluk grubunun başkanının sevgilisi olan ve bir yanı tutkulu bir yanı karanlık gibi görünen tacı giyip giymeyeceği aşikar varis... annesi küçük yaşta terk etmiş, egosu yüksek babası ile yaşamak zorunda olan Choi Young Do.. Büyük miraslara sahip olmak gerektiğinde o kadar kolay olmayacak onlar için. Bazen babaları ile bazen abileriyle edecekleri rekabet onları genç yaşında olgunlaştıracak bir serüven Mirasçılar dizisi..

İlk bölüm başladığında oyuncuların tanıtımları bu şekilde gerçekleşti.
Lee Min Ho- Kim Tan (Empire Group mirasçısı)
Park Shin Hye-Cha Eun Sang (Yoksulluğun mirasçısı)
Kim Woo Bin- Choi Young Do (İşletme Yönetimi Mirasçısı)
Jung Soo Jung (Kristal)- Lee Bo Na ( Menkul Kıymetler Mirasçısı)
Kang Min Hyuk-Yoon Chan Young (Entellektüel Mirasçı)
Kim Ji Won- Rachel (İşletme Yönetimi Mirasçısı)
Park Hyung Sik-Jo Myung Soo - Kang Ha Neul- Lee Hyo Shin ( Onur Mirasçısı)

Eun Sang'ın annesi için yapmayacağı şey yoktur. Kahya olan ajummanın konuşma engeli bulunduğundan toplum arasında annesi ile işaret diliyle konuşurken baş başa olduklarında ise yazışarak anlaşıyorlar. Daha 18 yaşında olan Cha Eun Sang annesinin zengin bir ailenin yanında hizmetçi gibi çalışmasından hoşnut olmasa da şartları ne yazık ki değiştirebilecek bir güce sahip değil. Her ne kadar neşeli ve güçlü bir kız gibi duruyor olsa bile kalbinin derinliklerinde herkese küsmüş kırgın bir yanı var Amerika'da olan ablasının zengin bir adam ile evleneceğini, annesinin ablası için hazırladığı parayı teslim etmek için Amerika'ya gitme şansını havada karada kapmasıyla olaylar zinciri baş gösteriyor..Onun asıl amacı Kore'ye dönmemektir. Aslında işlerin hiç de beklediği gibi olmadığını farkına vardığını görünce iş işten geçmiş olur kendi adına...

Kim Tan için Kore'den gelen bu kız gizemli gelir, birazda onun yüzünden absürt olaylar yaşar. Fasülye tozunun ne olduğunu bilmediği polisin onu uyuşturucu madde sanıp pasaportuna el konması  ile Kim Tan ile yolları kesişir... Kim Tan'ın Amerika'da yaşıyor olması tamamıyla ailesi tarafından sürgünde olmasında kaynaklı  İlk gördüğü anda aşık oldu. Dizinin başından sonuna kadar takdir ettim Tan'ı. Hiç vazgeçmedi, duyguları değişmedi. İlk nasıl aşık olduysa sonuna kadar öyle devam etti sevgisi. Amerika'da Eun Sang'ın deyimiyle "Bir yaz gecesi rüyası" gibiydi her şey.

Kim Tan'ın yıllardır sürgünde olduğu Amerika'dan dönüşüne, abisi ne tepki verecek, babası ne diyecek oluşlarına aldırış etmeden hayatına devam etmesi gibi..
İlk etkilendiğim an.. Nİye dinliyordun diye Eun Sang'a sorar. Tehlikedeysen üçe kadar sayıp seninle beraber koşacaktım cevabına karşılık "öyleyse neden yapmadın izlediğin süre boyunca tehlikedeydim" cevabını vermesine çok etkilenmişti. Keza o an Tan, abisi ile konuşuyordu.
Kim Tan Amerika'ya gelen abisini görmeye gidince dönüşte araba bozulur. Eun Sang ile aralarında ki komik diyalog


Eun Sang Amerika'dan Kore'ye dönebilemesi için yardım eden en yakın arkadaşı
Chan Young..
 Nişan sadece gösteriş amaçlıydı. Çünkü Kim Tan gayri meşru bir çocuk olduğundan babası için Rachel sadece garantiydi.. Dizinin buzlar kraliçesi..  Dizinin sonuna kadar mimiklerini kullanmadan tamamlaması iyi oyuncu olduğunu gösterse de ben sevemedim bu karakteri..Nişanının bozulması falan derken bir kez ağladığını gördüm o da ilerleyen annesinin nişanı bozmasıyla oldu.

Kaderin cilvesi mi dersiniz ne derseniz bilmiyorum. Eun Sang'ın annesinin İmparatorluk grubun evinde hizmetçi olarak çalışması kızı Amerika'ya gidince o evde Tan'ın öz annesinin yardımcısı hatta hiç konuşamamasına rağmen eli ayağı olması dizinin en güzel ayrıntılarından biri.. Eun Sang, Kore'ye dönünce o evde yaşamak zorunda kaldı kalmasına da Kim Tan'ın o evde yaşadığını sonradan öğreneceği gerçeği ve Kim Tan onu her yerde ararken aslında burnunun dibinde olması..  Zaten ileri ki bölümler için romantizm kokusu vermeye başlamıştı

 Bir de Tan'ın baba faktörü var ki o adama son bölümlere doğru az sövmedim ona. . Eun Sang ve öğretmen Jeon Hyun Joo ile görüştüklerini öğrendiğinden Öğretmenin yolunu bir şekilde kesmiş olsa da abi bu konuda babasına karşı çıkmakta pasif kaldı ne yazık ki Kim Tan o konuda çok yürekli oldu. Tam çocuklar kavuştur derken onları ayırması sanırım 16-17-18 bölümler sırf acı çekerek geçti. Onlar ağladı biz ağladık.Onlar güldü biz güldük öyle bir tablo oluştu dizi boyunca.. İkisinin birbirlerine olan aşkları zorlu bir yola girecekti.Önce Tan, Rachel ile ilgili nişanı atmaya zorlayacaktı bunun bir yolu da gayrimeşru çocuk olduğunu açıklamaktan geçecekti. Böyle bir şey yapınca baba rahat durur mu? Tabi ki de durmaz.. Önce Tan'ı zorla eve kapattırdi. Onun bu durumda kalmasına dayanmayan yardım eden kişi ise Young Do..
Kim Tan duruşu :))
 o asi hali bir anda kayboldu şu tipiyle, saç stilini değiştirmişti..
Sarılıyorsun ondan sonra tekrar özlüyorsun. Adını koyamadığın duygular yaşatıyor sana.. Nedensiz alışıyorsun. Tümüyle sevmene gerek yok parça parça sevsen yeter. Mesela; bir gün ellerini tut; sonra tekrar ellerini tur. Kimse senin gibi tutmasın ellerini.. Elmacık kemiğinin üstünden öp mesela, dudakları yokmuş gibi davran, herkesleşme.. Farklı olmaya çalışma, sadece onunla mutlu olduğunu ama onsuz da olabileceğini hissettir. Hayatta herkesin bir eyvallh hakkı vardırç Onu bu haktan mahrum et. Gitmek için değil, sevmek için benimle ol..  der gibiydi bu sahne
Eun Sang'ın Kim Tan'ı terk etmek zorunda kaldıktan işler sarpa sardı.. Acaba kavuşacaklar mı? acaba senarist bize ters köşe mi yapacak falan derken. Biz bunları düşündükçe senarist Lee Min Ho'yu ağlatmasıyla reytingler rekor kırdı..

16 bölümün son sahnesi.. Babası yüzünden Kim Tan'ı terk etmek zorunda kalan Eun Sang'ın ardında böyle ağladı. Lee Min Ho ağladı reytingler fırladı.. Youtube da özel olarak hazırlanan bir klip ile beraber izleyin.. Bu klip Kim Tan ile Eun Sang aşkını çok güzel ifade etmiş
"Birbirimizi tanımıyormuş gibi davranmalıyım"






"Lütfen tanıdığım herkesi mutlu et" 

 Bir yandan Kim Tan'ın aşkı bir yandan Young Do'nun karşılıksız aşkı.. En çok sana üzüldüm be Woo bin..
Gelişine sevmek lazım; düşünmeden... Eun Sang'ı ilk gördüğü an ki ifade..
Bir de hem Kim Tan için hem de Eun Sang için Young Do cephesi vardı ki; ilk başlarda asi kişiliği Woo Bin'e ne kadar yakışmış olsa da ona kızmadan kendimi alıkoyamadım. Zaten dizi sonrası yorumlarında bile Kim Tan ve Eun Sang konusunda haksız olduğunu dile getiriyordu. Tan'a olan kızgınlığın Amerika'ya sürgün edilmeden öncesine dayanıyor. Young Do'nun annesi onu terk etmek zorun da kalmış. Son bölüme kadar neden, niçin yok bu kadın ortada sorunun cevabını alamadık.

Young Do'nun Eun Sang'a duyduğu karşılıksız aşk onu olgunlaştırdı. Aşk ile nefret duygusu arasında çok ince bir çizgi olmasına rağmen bu kez dostluk kazandı... Kim Tan tek bir insana gayrimeşru bir çocuk olduğunu söyledi o da Young Do.. O bunu kendine çıkar olarak kullandı kimi zaman ama asla açıklamayı düşünmedi. Sadece yeltendi ama orada ki amacı sadece aşk içindi..  Bir çok dizinin ikinci adamı ya da kadını sevdiği kişiye kavuşamayınca kötü olmuştur. Young Do karakteri bana göre kötü değildi, sadece Kim Tan konusunda ona kızgındı.. Tabi acı çekmedi mi tabi ki de çekti.. Kim Tan ile Eun Sang'ın o tarifsiz ayrılığında  ben bu kızla beraber olayım deyip fırsat kollamadı. Kendi içinde bir ilişki yaşadı sevdi kendi karar verdi kendi bitirdi. Kim Woo Bin'in canlandırdığı bu karakteri Kim Tan gibi çok sevdim. İlk aşkını kazanamadan kaybetmiş aslında hayatında olabilecek en güzel şey oldu. Herkes mutlu mesut hayatına devam edecek derken Young Do gözü yaşlı bitmesin istedim.bu dizide ki performansından sonra onu başrolde görmek istiyorum. Özellikle o sert kişiliğiyle :)
Kendini ifade etme şekli bile bir faklıydı  Young Don'nun
Dizinin en efsane diyaloğu :)))))

Kim Tan ile Eun Sang'ın birlikte olduğunu öğrendikten sonra sırf Eun Sang'ı görebilmek için okulun hopörlerinden Kim Tan'ı kızdırması gibi

Young Do'nun ince espirileri :)))

Sende ilk aşkını geride bıraktın be Young Do..
Eun Sang ortadan kaybolduğunda onu bulmak için sahibi olduğu otelin sitesine onun ağızından "Young Do'nun sevgilisi" diye mesaj atması, yöneticiyi arayıp benim güzel yüzüm yine başımın bela oldu diyerek konuşması ve polise onu bulmak için başvurması.. Onu o karakolda görüp de sarılması falan iyiydi be.
hayatının rolünü oynadı..
Ortaya çıktığın için teşekkür ederim Eun Sang.. 
Dizinin sonlarına doğru dram hem Kim Tan- Eun Sang cephesinde artış gösterirken; Young Do cephesinde işler hiç de güllük gülistanlık olamadı ne yazık ki.Annesini özlediğini farkına varmaya başladığı zaman ise; Eung Sang'ı bulmak için evine gittiğinde ajummanın ona yemek hazırlaması, gözlerinden yaş aka aka o yemeği yemesi canım tak etmişti çingular. 


aslında o ilk aşkına kavuştu..
Birde bizim iki yakışıklı başrollerimizin birbirlerine girdikleri sahneler vardı ki dillere destan. Bu kavganın bir galibi yok. Sadece sevdiği kız için kavga eden iki genç, yıllarca birbirinden uzak kalmış iki dost..

Hayatımda hiç bu kadar rahat dövüşen tipler görmedim :)
sınav sıralamasında sonunculuk için yarışan ikiliyi ders çalıştırmak için yöntemler
Kim Tan, Eung Sang, Young Do ve Rachel'den (birazcık) bahsettikten sonra dizinin başından sonuna kadar en sevimli çiftinden bahsetmeden geçmek olmaz.  Lee Bo Na ve Chan Young fotoğraf karelerinde de göreceksiniz dizinin olmazsa olmaz sevimli çifti. Lee Bo Na'nın çocuksu halleri, Chan Young ile Eun Sang'ın çocukluk arkadaşı olduklarından yakın olmalarını kıskanması, Kim Tan ile eskiden sevgili olmalarına rağmen Tan'ın onu sevdiğini düşünmesi  ilk zamanlar beni yemiş bitirmiş olsa da sonraları aşırı sevmeye başladım. Özellikle ikisinin çok çok kısa ayrılığında okulun radyosunda Chan young'ı özlediğini söylediği anda Hyorin ile Eun Sang'ın mikrofonun sesini açması bütün okulun konuştuğu her şeyi duyması eğlendirdi. Lee Bo Na aslında özünde ne kadar iyi bir kız olduğunu az çok belli etmeye başlamıştı..  Eun Sang ile Kim Tan'ın ilişkileri ortaya çıkınca kızımızın onun evinde kalması karşılığında Chan Yoıung'ın sadece çocukluk fotoğrafını istemesi  saf ya çok sevdim ikisini de..

2013'ün en sevimli çift ödülünü size veriyorum

Hiyorin cephesine bakacak olursak. Dizinin bir diğer karşılıksız aşkını da öğretmenine aşık olarak o yaşadı. Kız allah için çok saf güzelliği olan bir hatun. Fakat Hyorin kardeşimizin hiç şansı yoktu ve rakibi Tan'ın abisi Kim Won olması. Yalnız işin ilginci bu aşk üçgeninde kazanan olmadı.. Hyorin'in anasına, Tan babasına uyuz olduğum kadar olmuşumdur. Ne yazık ki günümüzde özellikle sınava hazırlanan gençler için hiç de yabancı bir durum değildi yaşadıkları... Gerçi senaristin son dakika onu askere göndermesi beni üzdü. En azından Rachel ile aralarındaki o hisleri havada bırakmasaydı güzel olurdu diye düşünüyorum.
muhabbetinizi seveyim sizin
En çok güldüğüm dizinin neşe "kaynağı" Jo Myung Soo 
Dizinin hem komik hem en miskin tipi. Eminim ki benim gibi düşünen çok insan vardır. Myung Soo'nun elinden fotoğraf makinesi düşmedi. Dizide hemen hemen herkesle samimiydi ama Young Do ile daha samimiyeti gereği ona ilk aşk ile ilgili tüyolar falan vermesi beni daha çok güldürdü.. Paintbol oynadıkları bir bölüm vardı ki orda ki şebekliği yeterdi. Kim Tan ile Eun Sang'ın onun stüdyo evinde kaldıkları akşam şifreyi değiştirdiler diye sabaha kadar kapının önünde evde kim var düşüncesi ile kapıda bekleyip donması falan harikaydı..
 Myung So olurda komik bir diyalog olmaz mı diyenlere :)


Myung Soo'nun tepkisi :))))

Dizi boyunca gülmeyen Kim Woo; Kim Tan ile Eun Sang'ın aralarındaki diyaloğundan sonra böyle şapşik bir hal aldı
Kim Won'u en çok kardeşini kabul ettiğini belli ettiğinde sevdim. "Doğum günün kutlu olsun" demesi bile sonunda be demekten alıkoyamadım kendimi. Aslında küçük kardeşi "sevgi" dersi verdi. Aslında şu hayatta hiçbir şeyin para, şan, şöhret olduğunu gösterdi.. "O kızın hayatını ben mahfettim, benden ve babamdan koru hisselerimi sana vereceğim, ne istersen yapacağım demesi" abinin ona o bakışını unutamam heralde.. Küçük kardeşinin sevdiği kadın için her şeyden vazgeçmesi.. İşte orda aldı dersini. Tan'ın gösterdiği cesareti gösteremedi. Tan'ın da dediği gibi aslında onun sürgünü yalnız başına kaldığı odasıydı..


Dizinin çifti ne Kim Tan-Eun Sang ne Lee Bo Na- Chan Young dizinin tek geçeceğim çifti bu ajummalar.. Kesinlikle bu ikisini yılın çifti seçiyorum. Hele özel hizmetçisini başka hiç kimseyle paylaşamaması ardından dünür olmalı falan harikaydı.. Tan'ın annesi kocasının evini terk ettikten sonra ajumaya kavuşması falan izleyince bana hak vereceksiniz ya da izlediğinizde :)



Final ise benim adıma beklediğim gibi dolu dolu bitmesi mutlu etti. İzlediğim bir çok Güney Kore dizisine göre havada kalmayan, sonunu seyirci nereye çekerse oraya gidecek şekil de değilde; herkes için belirleyici bir son ile ekranlara veda etti..

Karakterlerimizin yaşadığı sevinç, üzüntü, acı gibi duygularını bize yansıtması için söylenen OSTlardan bahsetmemek olmaz.. Ostlar; Lee Hong Ki "I'am Saying" , Bromance "Love is" , 2AM grubunun solistlerinden Changmin'in seslendirdiği "Moment" ..  Ken ost part 3; Bromance "Ramake(two people)",  2Young "Serendipity"; Esna ost 4 ; Park Shin Hye dizi için seslendirdiği "story" Lee Min Ho'nun seslendirdiği "Painful love" Choi Jin Hyuk "Don't Look Back".. görüldüğü üzere bir tek oyunculuk yapmadılar dizinin müziklerinden eksik kalmaldılar... Söyleyen herkesin ağzına sağlık..

Lee Min Ho'nun oyunculuğu konusunda bir sürü eleştiri okudum. Ben Min Ho'nun aşırı bir fanı değilim ama oynadığı dizilerin hepsini seviyorum. Nedeni onun sıcaklığını bana oyunculuğu ile verebilmesi. O kadar acımasız eleştiriler çok saçma geliyor. İlk başlarda Heirs dizisine herkes yüksek bir beklenti ile başladı. Hem kadro son yılların en iyi kadrosuna sahip oluşu hem de senaristin şu zamana kadar çektiği bütün dizilerin zirveye ulaşmış olması.. 10 bölüme kadar yaşanan olaylar sıradan olaylar diye insan bu şekilde düşünmüş olabilir. Senaristin özelliği bu duruyor duruyor arka arkaya olayları patlatıyor. Heirs'da ikici yarıdan itibaren bana her duyguyu kattığı için mutluyum.. Gerek Myung Soo karakterine, Kim Tan- Eun Sang ilişkisine güldüm. Young Do'nun karşılıksız aşkına, annesini özlemesine, babasının vermediği sevigisizliğe, Kim Won'un kavuşamadığı aşkına, kendi hayatını feda etmesine üzüldüm.. Bana bu duyguları verebildiyse bu oyuncular bana göre bu dizinin olayı bitmiştir bendim adıma.. Bir tek benim düşüncem olduğunu düşünmüyorum. Nedeni ise; reytingler. Kore dizilerinin son yıllarda reyting rekoru kıran dizisi.. Daha ne olsun be dostlar.. Kim Woo Bin'in oyunculuğunu bu dizi ile kanıtladığını düşünüyorum.Onu başrolde aşkına kavuşan bir rolde görmek istiyorum...

En sevdiğim dizi ekibi :)

Diziye çok özendiğim için uzun sürdü yazmam.. 

Fakat bir çok ayrıntıyı atlamış olma ihtimalim çok yüksek. Umarım
beğendiğiniz bir yazı olmuştur. Şimdiden iyi seyirler..