22 Şub 2017

The Legend of the Blue Sea / Kore Dizisi

Kore'nin ilk tarihi hikaye kitabındaki denizkızı hikayesinden alınan motiflerin mevcut olduğu fantastik-romantik dizidir. Joseon dönemindeki bu kitapta, gerçek bir karakter olan Kim Dam Nyeong'un balıkçıların yakaladığı deniz kızlarını ve adamlarını tekrar denize salması anlatılmaktadır. Dizide ise dünyadaki son denizkızı dahi bir dolandırıcı ile tanışır. Denizkızı bundan sonra karada hayatta kalma savaşı verecektir.Tarih öncesinde birbirini tanıyıp aşık olan eski savcı günümüzde nitelikli bir dolandırıcı olan Hae Joon Jae  ile her daim deniz kızı olup da eski adı Se-Hwa yeni adı Sim Cheong  her dönem tekerrür eden imkansız aşkları ve sürekli tekrar eden lanetli kaderlerinin günümüzdeki reenkarne hallerini anlatan bir dizi.


Jun Ji Hyun; dizide Sim Chang/Sea Hwa karakterlerini canlandırıyor. Daha önce My Love From the Star dizisinde, My Sassy Girl ve Assassination filmlerinde izledim My Love From the Star dizisiyle gönlümün sahibi olan aktirist oldu. Sim Chang dizide bir karaya çıkmış, aşık bir deniz kızını canlandırıyor. Sim Chang deniz kızı olarak yaşadığı için karaya çıktığında insanlara dair alışkanlıklara aşina değil. Kara çıktığında karşılaştığı ilk insan Heo Joon Jae oluyor. Jun Ji Hyun beni bir kez daha hayal kırıklığına uğratmadı. Sayesinde epey güldüm. Polis arabasında çıkardığı sesler. Karakolda peçete kutusundan mendil çekerken ki çoşkusu ve o bakışları... Harika bir oyunculuk sergiliyor. Trafik lambasına beklerken kırmızı ışığa bakıp orada ki duruşu taklit etmesi... Mağazada kabinden elbise başında çıkması...Yemek yerken ki o halleri güldürdü. Sayesinde ilk bölümler keyifli dakikalar geçirdim. Boşuna sevmiyorum seni Jun Ji Hyun!

Lee Min Ho; dizide Heo Joon-Jae / Dam Ryung karakterlerini canlandırıyor. Daha önce Boys Over FlowersPersonal TasteCity Hunter, Faith, The Heirs dizilerinde Gangnam Blues filminde izledim. Günümüzde canlandırdığı Heo Joon Jae karakteri dolandırıcı, Joseon Dönemi'nde karakteri Dam Ryung ise validir. Heo Joon Jae iki arkadaşıyla beraber dolandırıcılık yaparak geçimlerini sağlamaktadır. Bir gün kaldığı otel odasında gizemli bir kadınla karşılaşır. Çaresiz, hiçbir şey bilmeyen bu kadına yardım eder. Tabi ki bir çıkar doğrultusunda. Joon Jae, Lee Min Ho'nun canlandırdığı karakterlerin karması gibiydi. Lee Min Ho'yu seviyorum. İyi bir oyuncu oynadığı dizilerdeki karakterlerin hakkını veriyor.Fakat sevimli ve romantik erkek rollerini daha iyi canlandırdığını düşünüyorum.
İlgili resim
Lee Hee Joon; dizide Jo Nam-Doo karakterini canlandırıyor. İzlediğim ilk yapımı. Dizide dolandırıcığı Heo Joon Jae'ye öğreten, Joon Jae evini terk ettiğinde sokakta ona sahip çıkan abisi. Ekibin komik ama zeki üyesi. Birazdan sömüren taraf diyebilirim. Lee Hee Joon; rolünün içine girdi. İzledikçe zıpır bir dolandırıcı hissiyatına sahi,p oluyorsunuz.

CROSS GENE grubunun lideri Shin Won Ho; dizide Tae-O karakterini canlandırıyor. Daha önce Big dizisinde izledim. Ekibin en küçüğü hem de hacker'ı. Tae O'nun bir kaç bölüm sesini kullanmadan sadece mimikleriyle rolünün hakkını verdi. Onun içten içe Sim Chang'a duyduğu hayranlık ve tatlı tatlı kıskanması şirindi. Gözlükleri ve kulaklıklarıyla bir diziyi bitirdi diyebilirim. Won Ho'yu ilk Big dizisinde izledim. O zaman da oyunculuğu sevimli bulmuş, dizi camiasında daha çok görmek istemiştim. Bu dizi onun miladı oldu diyebilir miyiz? Daha çok ekranlarda görmeyi diliyorum.
The Legend of the Blue Sea dizisinde Jun Ji Hyun ve Lee Min Hoo'nun oynayacağını öğrendiğimden beri merakla bekledim. Dizinin senaristi My Love From the Star'a imzasını atmış olan Park Ji Eun olurken yönetmen koltuğuna City Hunter Master's Sun Doctor Stranger dizilerin yönetmeni Jin Hyeok oturdu. İnanılmaz güzel, heyecanlı ve farklı başlayan diziyi finale doğru biraz sıkıcı hale getirdi sevgili senarist. Ortalara doğru nasıl başladığını unutturacak kadar sıradanlaşan bir dizi. Buna en büyük etken senaryonun tamamen klişelerden örülü olması. Aslında fantastik, özgün ve ilgi çekici bir hikaye gibi görünse de hiçbir sürprizi ya da albenisi yok. Geçmiş ve geleceği bağlamak sıkça kullanılan bir teknik ama bu seride tamamen içi boş ve manasız olarak kaldı. Durum böyle olunca devreye oyuncuların hatırı devreye girdi.  

Bu kadın her türlü karakterin hakkını veriyor. 
Çokta sevimli oluyor.

Gülme krizine girdiğim iki sahneden sadece ikisi

Lee Min Ho'yu severim bütün dizilerini izledim. Fakat beklentimi yüksek tutmamı sağlayan oyuncu Jun Ji Hyun oldu. Kendisi her zamanki gibi beni yanıltmadı. Lee Min Ho, şu zamana kadar canlandırdığı bütün rollerin karışımı bir karakterle karşımızdaydı. Oyunculuğu hakkında çok fazla olumsuz yoruma denk geldim.Bununla birlikte oyunculuğu beni rahatsız etmedi. Her zaman ki Lee Min Ho idi. İlk bölüm resmen Sim Chang karakteri ortalığı silip süpürdü. Özellikle  mimikleriyle, bakışlarıyla ve oyunculuğu gerçekleştirdi. Konuşmamasına bile bir süre sonra alıştım. Çünkü kadın mimikleri ve beden diliyle derdini en güzel şekilde anlattı. Lee Min Ho'nun canlandırdığı Heo Joon Jae karakteri biraz oturmamıştı. Özellikle kılıktan kılığa giren bir dolandırıcıyı oynuyorsan çok daha parlak bir oyunculuk sergilemek gerekirdi. Başarılı oyuncu burada sönük kaldı diyebilirim. Bu sebeple diziyi ayakta tutan Lee Min Ho değil Jun Ji Hyun'un oyunculuğu oldu. 


GOT7 grubunun üyesi Jinyoung dizide Lee Min Ho'nun gençliğini canlandırıyor. Dream High 2, When a Man Loves ve My Love Eun Dong dizilerinde izledim. Özellikle My Love Eun Dong dizisinin ilk 4 bölümünde canlandırdığı karakter sayesinde diziye başlamıştım. The Legend of the Blue Sea dizisinde daha çok yer almasını isterdim. Duygularını çok güzel izleyiciye yansıtıyor. İyi bir oyuncu yetişiyor.


Deniz kızı Sim Chang'ın bayan süklüm püklüm olmaması ve katilin karşısındaki güçlü duruşu, dizide Jun Ji Hyun'nun sokak tayfasını izlemek en çok hoşuma giden yönleri oldu.  Yalnız bu Sim Chang karakteri bana bir önceki dizisindeki karakteri hatırlattı. Sadece uzaylıya olan aşkından sonra deniz kızına dönüşmüş gibiydi :)
Lee Min Ho'nun dizilerini yakından takip edenler bilir. 
Heirs dizisinde buna benzer bir sahne mevcut.
Toplu saça karşıyız :)


Dizinin yıldızlar geçidi gibi. Konuk oyuncularında hakkını yememek lazım

Juyn Ji Hyun'un My Sassy Girl filmindeki partneri Cha Tae Hyun.

The Heirs dizisinde annesi rolünde izlediğimiz Kim Sung Ryoung.


Lee Min Ho'nun The Heirs dizisinden birlikte rol aldığı Krystal.

The King 2hearts ve Oh My Ghost dizilerinde izlediği başarılı oyuncu  Cho Jung Seok

Surplus Princess, Discovery of Love, Oh My Ghost, Weightlifting Fairy Kim Bok Joo, Splash Splash Love dizilerinden izlediğim Kim Seul Gi.

Jun Ji HYun'un My Love From the Star dizisinde birlikte rol aldığı arkadaşı Hong Jin Kyung.

Ben dizinin müzikleri beğendim. Lyn  "Love Story" Yoon Mirae "A World That Is You" Jung Yup "Lean On You" Lee Sun Hee "Wind Flower" Sung Si Kyung "Someday, Somewhere" Ken- VIXX "Fool" CoffeeBoy "Why Would I Do This" Se Jeong (gugudan)- If Only  benim dikkatimi çeken şarkılar oldu.

Albümü dinlemek için; TIKLA

Lee Min Ho ve Jun Ji Hyun ikisi de çok iyi oyuncular. Senaryo sıradan ve yetersiz gelsede onlar sayesinde bu kadar reyting oldu şimdi kimse inkar etmesin. Yani bu ikilinin fan kitlesinin hakkı  ödenmez. 20 bölüm bu senaryo için çok fazlaydı. 16 bölüm gayet ideal olurdu. İki oyuncu zaten kendini izlettiriyor.Boş zamanlarınızda sizi güldürüp hüzünlendirecek tatlı bir dizi izlemek istiyorsanız, kaçırmadan izleyin. 

Dizi için puanım; 6/10

15 Ara 2014

Gangnam 1970// Bekleniyor!


Lee Min Ho-Kim Rae Won
Gangnam Blues olarak bilinen film "Gangnam 1970" olarak değiştirildi.

Lee Min Hoo filmde Jong Dae isimli karakteri canlandıracak Hikaye "Seul Şehit Planlaması" adlı kitaptan esinlenmiş. Kore Savaşından sonra Güney Kore'nin yeniden yapılanmasına odaklanılan beş bölge vardır. Bölge 3 Gangnam semtinin modernleşmesine odaklanır. Böylece 1970'de 20'leride olan Kim Jong Dae ve yakın arkadaşı Yong Ki bir gecekondu mahallesinde yaşan yetimler olarak büyümüşlerdir. Üç yıl birbirlerinden ayrı kalan yakın arkadaş daha sonra birbiriyle karşılaştıklarında farklı suç örgütlerinin parçaları olmuşlardır... 

Lee Min Ho'nun ilk kez bir filmde başrol olarak yer alıyor oluşu ve yayınlanan dizilerinde alışık olduğumuz çiçek çocuk imajının dışına çıkacağı için mutluyum..
Boys Over Flowers
City Hunter
(İntikam temalı bile olsa Gangnam 1970'de ki imajından farklı olacağını düşünüyorum)
Personel Taste
Faith
(Faith tarihi drama olabilir fakat yine de çiçek çocuk imajı mevcut diziydi)
Heirs
Yeterince bu tip rollerde izlediğimizi düşünüyorum. Çicek çocuk imajının dışına çıkarak oyunculuğu konusunda bir kademe daha atlayacağı aşikar. Filmin fragmanları ve fotoğrafları bu konuda beni heyecanlandırdı.


İkinci fragmanda AOA'nin güzel üyesi SeolHyun'u görüyoruz. SeolHyun filmde Lee Min Ho'nun kız kardeşini canlandıracak.
Gangnam 1970'in bir an önce vizyona girmesini, izlemeyi çok istiyorum. 

10 Şub 2014

The Primer Minister and I / Kore Dizi



"The Primer Minister and I" yayınlamadan önce bir çok kez dizi hakkında bloğum da bilgilere yer vermiştim.. Yoon Si Yoon sevdiğim için başlamasını dört gözle bekliyordum.Beklediğine değdi mi peki? Evet değdi. Güney Kore'nin alışılagelmiş zengin kız fakir oğlan, kızların erkek kılığına girmesi ve anlaşmalı evliliklerle alakalı konuların bol bol işlediği dramalara sahip olduğunu Kdrama severler bilir. Bu dizimizin alışılagelmiş konusu ise; anlaşmalı evlilik ve bununla gelen olaylar silsilesini anlatıyor. 

SmTown gruplarına, oyuncularına, şarkıcılarına olan düşkünlüğüm aldı başına gidiyor. SNSD'nin güzel kızı Im Yoon Ah'ın dizide oynayacağını duyduktan sonra Yoon Si Yoon'un da kadroya katıldığını öğrenince heyecanım kat kat artmıştı. Yoon Ah Love Rain'de oynadığı Ha Na rolünün aksine güldüren karakteri canlandıyor. Oynadığı Nam Da Jung; magazin servisinde başbakanın özel hayatıyla alakalı bilgi toplamaya çalışan bir muhabirdir. Annesini küçük yaşta kaybetmiş babası Alzheımer hastasıdır. Babasının tek isteği ölmeden kızının evlendiğini görmesidir.  Lee Beom Soo; başbakan Kwon Yool rolünü canlandırıyor. Kwon Yool karısını trafik kazasında kaybetmiş üç çocuklu bekar bir babadır. İdealleri olan başkaban çocuklarını bu süre zaafında ihmal eden bir babadır. Yoon Si Yoon; Kang In Ho rolünü canlandırmaktır. In Ho başbakanın yardımcısı, başdanışmanı olan In Ho'nun hayatıyla alakalı sırlar vardır.. Yoon Si Yoon eski dizilerini göz önünde bulundurursak hatta çok değil 2013'ün başlarında Park Shin Hye ile rol aldığı Flower Boy Next Door halinden eser yok aşırı zayıfladığı bu gözlerden kaçmadı. Chae Jung Ah; Seo Hye Joo rolünü canlandırıyor. Sert mizaca sahip olan bu kadın içten içe başbakanı sevmekte.Chae Jung Ah daha önce Dream High'de öğretmen rolünde izlemişti. Ryu Jin; çocukların dayısı başbakanın has düşmanı Park Joon Ki rolünü canlandırıyor. Dizinin üç küçük veleti vardı ki hepsi birbirinden sevimli. Woo Ri (Choi Su-Han), Na Ra (Jeon Min Seo) ve küçük Man Se'miz (Lee Do Hyun). Ön plana çıkan Man Se oldu. Çok sevdiği ajummasının ona ekmek almasıyla başladı ona olan küçük aşkı. Choi Sun Han'ın büyüyüp hyungları gibi güzel yerlere geleceği oynadığı çocuk rolüyle gösterdiği aşikar. Lee Do Hyun çocuk karakterler arasında en sevdiklerim arasında yer aldı. Hele onun "ajumma" deyişi yok mu, al mıncıkla öp o derece şeker.
.

İzlerken gülme krizlerine girdiğim ara ara duygulandığım bir çok duyguyu içinde bu dizinin en çok güldüren tarafını sevdim. Yoon Ah'ın oyunculuğu konusunda çok yol kat ettiğini fark edeceksiniz. Yoon Si Yoon'u ilk kez ikinci rolde olmasına alışamasam da onun da kendine göre nedenlerden dolayı mutlu olduğunu görmek sevdim. Lee Beom Soo'u izlediğim ilk yapım oldu.Doğruyu söylemek gerekirse endişelerim vardı. Yoon Ah ile aralarında ki yaş farkından dolay rollerini nasıl olacağını dair. Fakat izledikçe endişelerim yerini zevke bıraktı.. Rooftop Prince, The Moon That Embarce The Sun, Runnig Man'in yakışıklı oyuncusu Lee Min Ho'yu biraz daha görebilsek güzel olurdu.

Dizinin en güzel ikilisi; anne sevgisi görmeyen Man Se'nin ajummasına düşkünlüğü onların dizinin en sevimli ikilisi yapmasam olmaz. 

Na Ra'nın ilk aşkı olarak diziye konuk olan Suho'nun ilk oyunculuk deneyimini şahit olduk. İnanıyorum ki güzel yüzüyle güzel yerlere gelecek. Keşke daha fazla görebilseydik.
EXO'nun lideri Suho
Yılın en kıskanç ajumması. 

Diziden yakındığım tek şey; varlığıyla yokluğu bir olan en gereksiz muhabirlerimiz oldu. Tamam dizide varlar ama çok aktif olamadılar ben senaryo açısından onlardan çok şey bekliyordum. Yine de Lee Min Ho'yu görmek güzeldi :)

Aralarında ki anlaşmalı evliliğin aşka dönüştüğü, çocukların ajumma dedikleri Nam Da Jung'u ve hatta hasta olan babasını büyükbabaları gibi kabullenmeleri , Şef Kang'ın aşkının karşılıksız oluşu, Şef Seo'nun yıllarca başbakana duyduğu aşk senaryoya aktarış biçimi ne fazla ne az, dozundaydı.Dizinin finali hakkında büyük beklentiler içine girmeyin. Güzel bitmiş olsa bile beklediğimden sönük bir son ile veda etti. Dizinin oyuncuların sıcaklığının dışında ostlarıda güzeldi. Yoo Gun "I love you to death" Shinee'nin yakışıklısı Teamnin "Steps" seslendirdi. Benim favorim Ost'um Yoo Gun'un seslendirdiği şarkı oldu.

Dizinin konusu, oyuncularından çok ses getiren olay ise dizi setini ziyaret eden idoller oldu. SHINee'den MinHo ve Girls Generition (SNSD) kızları arkadaşları YoonAh'yı ziyaret ettiler. Suho konuk oyuncu oldu daha ne olsun.

Dizinin kendime adıma en güzel karesi

27 Ara 2013

The Moon That Embraces The Sun / Kore Dizisi

Yabancı veya Türk olsun dönem dizilerini hep sevmişimdir. Eski zamanların aşkları, dostukları ve özellikle kıyafetlerini izlerken kendimi tarihi bir yolculuğa çıkmış gibi hissediyorum. Bu yüzden elimden geldiğince bir çok tarihi dönemleri anlatan yapımları izlemeye çalışıyorum.. Kore dizileri arasında izlemekten keyif aldığım bir çok dönem dizisi olmasına rağmen "The Moon That Embarce Sun" yani Güneşi Kucaklayan Ay.. sen sevdiklerim arasında yeri almayı başardı.


Dizi; Kral Lee Hwon'un veliaht prens iken kaybettiği Heo Yeon Woo'ya olan aşkını ve özlemini anlatıyor. Bundan önce ilk bölümler Kralın; veliaht prens döneminde Heo Yeon Woo'ya nasıl aşık olduğunu onun veliaht prenses apansız ölümle yüzleşir. Veliaht Prens ona olan özlemi ve ona olan sevgisi ile 8 yıl geçiriyor.. Kral olduktan sonra sürekli hasta olan Hekimlerin bile fayda edemediği bir hastalığı vardır.. Bütün acısını içinde yaşadığı için yıllarca veliaht prensesin ölümüyle kendini suçlar.. Hekimler fiziksel olarak bir rahatsızlık göremedikleri için büyüye başvururlar. Bir gece odasına ondan habersiz "tılsım" adı verilen bir Wol adında şaman gönderirler. Bu şamanın yıllar önce kaybettiği Heo Yeon Woo'ya benzerliği onu gören herkesin dikkatini çekecektir, özellikle Kralın...

Yeo Jin Goo / Kim Soo Hyun
Kim You Jung/Han Ga In
Lee Min Ho/Jung IL Woo
Siwam/Song Jae Hee
Kim So Hyun/Kim Mim Seo
Jin Ji Hee/Nam Bo Ra
Lee Won Geun/ Song Jae Rim

Geleceğin oyuncuları..
Diziye başladığınızda çocuk oyuncuların performansı ile karşı karşıya kalacaksınız. Jung Il Woo ve Kim Soo Hyun yok diye izlememezlik yapmayınız. Zira dizinin temasını bu 6 bölüm oluşturuyor. Kore dramalarına aşina olanlar oyuncuların gençlik dönemlerini canladıran çocukların uzun küçük yaşlardan beri bu sektörün içinde olduğunu bilirler. Yeo Jin Goo,Kim Yoo Jung, Kim So Hyun, Siwan ilk bu diziyi izlediğimde keşfettim. Özellikle Yeo Jin Goo ve Kim Yoo Jung'un sergiledikleri oyunculuk harikaydı. Birbirine oaln aşkı, özlemi, sevgiyi, kaybetme acısını öyle güzel canlandırdılar ki ikisine de tam not vermiştim. Sonrasında oynadıkları dizilerde kendilerine bana ispatladılar.. Kim So Hyun rolü gereği pek fazla işlevi olmasa da; Jin  Goo ile oynadığı I Miss You dizisiyle ikisinin birbirini oyunculuk bakımında tamamladıklarını düşünüyorum, zira hayran kalmıştım.. Geleceğin can yakan oyuncuları olacağından şüphem yok :) Lee Min Ho'ya gelecek olursak isim benzerliğini yesinler senin :) Kariyeri de onun gibi olmasını umuyorum. Rooftop Prince, Running Man ve şu sıralar Prime Minister and I dizisinde oynuyor. Çok iş yapacak çok.. Si Wan'ı ilk kez izlememe rağmen asil bir ailenin çocuğunu oynamak bir insana bu kadar yakışmazdı heralde :) Bu genç oyuncuların iyi olmalarındaki sebep bana göre küçük yaşlardan beri beraber oynuyor olmaları.
Dizinin akıcılığı, sürükleyici dışında güzel bir son ile veda etmesiyle, izledikten sonra araştırdığım da fark ettim ki Sungkyunkwan Scandal'ın senaristi ile aynı kişiymiş. Senaryonun sadeliği, güzelliği senaristin anlatmak istediği olayların sebep, gelişme(sıkmadan) sonuç ilişkisinin dengede tutması ve buna oyuncuların canlandırdığı karakterlere bürünmesi güzel dizi olmasına olanak sağlamış.. Kim Soo Hyun'un Dream High dizinden sonra kendini ne kadar geliştirdiğine izlerken tanık oluyoruz. Bir kralın dik duruşu ile sevdiği kadına duyduğu özlemin arasında ki o ince çizgi varya hani işte onu yapabilen ender oyunculardan biri olduğuna. Oynadığı  dizinin ya da filmin hakkını vermesini geçtim el attığı attığı her projede kendini daha fazla geliştirdiğine inanıyorum. O yüzden onu izlerken sıkılmadan, senaryoya aldırmadan sevebiliyorum. Jung Il Woo'nun canladırdığı Prens Yang Myung karakterini sevdim Kore dizilerinde genelde ikinci adam-kadın rolünde ki kişiler sevgisinden ötürü kötü karaktere bürünürler. Dizin kötü adamı bu sefer ikinci adamımız değildi. Aksine karmakarışık bir kişiliğe sahip, duyguları gülerek gizleyen, zeki ve güçlü bir karakterdi.. Özgürlüğüne düşkün oluşu ve sevdiği kadına sahip olabilmek için önemliydi..Dizide sevmediğim tek şey başrolün sahibi Han Ga In; oynadığı karakter ne kadar güzel olursa olsun oyunculuğunda bir şeyler eksikti. Bana göre sadece cocukluk yıllarını canladıran ufaklık ile çok benziyor olmaları. Kim Soo Hyun genelde oynadığı karakterlerle uyum içinde görünür. Han Ga In ile bu uyumu yakaladığını düşünmüyorum. Bunun dışında beğenmediğim bir yanı yok. 
  •  Nelerden etkilendiğime gelince; Veliaht Prense amansız hastalığa tutulduktan sonra gizi ay köşkünden uzaklaştırılırken. Prensin akıttığı, çaresiz kaldığı bu an.. Yeo Jin Goo'nun oyunculuğu ile ileride ne işler başaracak diye düşünmeden edemiyorum.. 

Kraliçe'nin emri üzerine yanına yaklaşamadığı için isyaaann..
  • En çok kimi mi sevdim; Kralın sadık hizmetkarı Hyung Sun'ı karakteri sevdim. Neden mi? Kral ile diyalogları, gülmesi, yürüşünü sevdim. Prens sürpriz yapacak diye çatıya çıkıp çiçekler attı. Diyeceğim o ki her şekle girdi desem abartı olmaz.

Toparlayacak olursam, başrolde ki kadın oyuncusunun bana soğuk gelişi olumsuz yönlerinden biriydi. Dönem dizilerinde hikayenin akıcılığı önemlidir. The Moon That Embarce The Sun dizisi de akıcılık, ilk altı bölüm çocuk oyuncuların sergilediği performans ile başardığını düşünüyorum. İlk altı bölümü izleyeceğim zaman sıkılır mıyım diye düşünürken beni diziye çekmeyi başardılar. Geriye Kim Soo Hyun, Jung Il Woo ve Han Gi An'ın dizinin gelişme sonuç ilişkisini iyi oyunculuklarıyla bağlamak kalmıştı. Genel olarak sevdiğim izlediğim için mutluyum.. Dizinin Ostlarına gelecek olursak FT Island'ın "You Don't Know My Feelings"  ve Kim Soo Hyun'un "The One and Only You" .. Diziyi uzun zaman önce izlemiş olmama rağmen hala açar açar dinlerim.. Kim Soo Hyun için Dream High izleyenler bilir sesinin güzelliğini..

Dizinin çekimleri zamanında eğlendikleri belli değil mi

17 Ara 2013

The Heirs / Kore Dizisi


2013 yılının en iyi dizilerinden biri olacağı daha tanıtımlar başladığında tahmin ediyordum. Zira Lee Min Hoo, Park Shin Hye, Kim Woo Bin, Choi Jin Huk gibi başarılı oyuncuların kadrosunda yer aldığı bir dizinin kötü olmasını beklemek acımasızlık olur. Dizinin kadrosunun geniş oluşunun dışında senaristin Kim Eun Sook olması en azından benim açımdan " Bu dizi yılın draması" olur dedirten olay diyebilirim. Neden böyle düşündüğüme gelirsek; Secret Garden, Gentleman's Dignity gibi dramalara imza atan bu kadının kötü bir iş yapacağını düşünmek saçma olur. Dizinin konusu; Zengin  varislerin girdikleri rekabeti anlatıyor. Ana karakter; Cha Eun Sang, annesi İmparatorluk grubunun sahibi olduğu evde kahyalık yapan kadının kızı ve kendisini de fakirlikten kurtulamayacak biri olarak gören bir kız ..Kim Tan; annesi İmparatorluk grubunun başkanının sevgilisi olan ve bir yanı tutkulu bir yanı karanlık gibi görünen tacı giyip giymeyeceği aşikar varis... annesi küçük yaşta terk etmiş, egosu yüksek babası ile yaşamak zorunda olan Choi Young Do.. Büyük miraslara sahip olmak gerektiğinde o kadar kolay olmayacak onlar için. Bazen babaları ile bazen abileriyle edecekleri rekabet onları genç yaşında olgunlaştıracak bir serüven Mirasçılar dizisi..

İlk bölüm başladığında oyuncuların tanıtımları bu şekilde gerçekleşti.
Lee Min Ho- Kim Tan (Empire Group mirasçısı)
Park Shin Hye-Cha Eun Sang (Yoksulluğun mirasçısı)
Kim Woo Bin- Choi Young Do (İşletme Yönetimi Mirasçısı)
Jung Soo Jung (Kristal)- Lee Bo Na ( Menkul Kıymetler Mirasçısı)
Kang Min Hyuk-Yoon Chan Young (Entellektüel Mirasçı)
Kim Ji Won- Rachel (İşletme Yönetimi Mirasçısı)
Park Hyung Sik-Jo Myung Soo - Kang Ha Neul- Lee Hyo Shin ( Onur Mirasçısı)

Eun Sang'ın annesi için yapmayacağı şey yoktur. Kahya olan ajummanın konuşma engeli bulunduğundan toplum arasında annesi ile işaret diliyle konuşurken baş başa olduklarında ise yazışarak anlaşıyorlar. Daha 18 yaşında olan Cha Eun Sang annesinin zengin bir ailenin yanında hizmetçi gibi çalışmasından hoşnut olmasa da şartları ne yazık ki değiştirebilecek bir güce sahip değil. Her ne kadar neşeli ve güçlü bir kız gibi duruyor olsa bile kalbinin derinliklerinde herkese küsmüş kırgın bir yanı var Amerika'da olan ablasının zengin bir adam ile evleneceğini, annesinin ablası için hazırladığı parayı teslim etmek için Amerika'ya gitme şansını havada karada kapmasıyla olaylar zinciri baş gösteriyor..Onun asıl amacı Kore'ye dönmemektir. Aslında işlerin hiç de beklediği gibi olmadığını farkına vardığını görünce iş işten geçmiş olur kendi adına...

Kim Tan için Kore'den gelen bu kız gizemli gelir, birazda onun yüzünden absürt olaylar yaşar. Fasülye tozunun ne olduğunu bilmediği polisin onu uyuşturucu madde sanıp pasaportuna el konması  ile Kim Tan ile yolları kesişir... Kim Tan'ın Amerika'da yaşıyor olması tamamıyla ailesi tarafından sürgünde olmasında kaynaklı  İlk gördüğü anda aşık oldu. Dizinin başından sonuna kadar takdir ettim Tan'ı. Hiç vazgeçmedi, duyguları değişmedi. İlk nasıl aşık olduysa sonuna kadar öyle devam etti sevgisi. Amerika'da Eun Sang'ın deyimiyle "Bir yaz gecesi rüyası" gibiydi her şey.

Kim Tan'ın yıllardır sürgünde olduğu Amerika'dan dönüşüne, abisi ne tepki verecek, babası ne diyecek oluşlarına aldırış etmeden hayatına devam etmesi gibi..
İlk etkilendiğim an.. Nİye dinliyordun diye Eun Sang'a sorar. Tehlikedeysen üçe kadar sayıp seninle beraber koşacaktım cevabına karşılık "öyleyse neden yapmadın izlediğin süre boyunca tehlikedeydim" cevabını vermesine çok etkilenmişti. Keza o an Tan, abisi ile konuşuyordu.
Kim Tan Amerika'ya gelen abisini görmeye gidince dönüşte araba bozulur. Eun Sang ile aralarında ki komik diyalog


Eun Sang Amerika'dan Kore'ye dönebilemesi için yardım eden en yakın arkadaşı
Chan Young..
 Nişan sadece gösteriş amaçlıydı. Çünkü Kim Tan gayri meşru bir çocuk olduğundan babası için Rachel sadece garantiydi.. Dizinin buzlar kraliçesi..  Dizinin sonuna kadar mimiklerini kullanmadan tamamlaması iyi oyuncu olduğunu gösterse de ben sevemedim bu karakteri..Nişanının bozulması falan derken bir kez ağladığını gördüm o da ilerleyen annesinin nişanı bozmasıyla oldu.

Kaderin cilvesi mi dersiniz ne derseniz bilmiyorum. Eun Sang'ın annesinin İmparatorluk grubun evinde hizmetçi olarak çalışması kızı Amerika'ya gidince o evde Tan'ın öz annesinin yardımcısı hatta hiç konuşamamasına rağmen eli ayağı olması dizinin en güzel ayrıntılarından biri.. Eun Sang, Kore'ye dönünce o evde yaşamak zorunda kaldı kalmasına da Kim Tan'ın o evde yaşadığını sonradan öğreneceği gerçeği ve Kim Tan onu her yerde ararken aslında burnunun dibinde olması..  Zaten ileri ki bölümler için romantizm kokusu vermeye başlamıştı

 Bir de Tan'ın baba faktörü var ki o adama son bölümlere doğru az sövmedim ona. . Eun Sang ve öğretmen Jeon Hyun Joo ile görüştüklerini öğrendiğinden Öğretmenin yolunu bir şekilde kesmiş olsa da abi bu konuda babasına karşı çıkmakta pasif kaldı ne yazık ki Kim Tan o konuda çok yürekli oldu. Tam çocuklar kavuştur derken onları ayırması sanırım 16-17-18 bölümler sırf acı çekerek geçti. Onlar ağladı biz ağladık.Onlar güldü biz güldük öyle bir tablo oluştu dizi boyunca.. İkisinin birbirlerine olan aşkları zorlu bir yola girecekti.Önce Tan, Rachel ile ilgili nişanı atmaya zorlayacaktı bunun bir yolu da gayrimeşru çocuk olduğunu açıklamaktan geçecekti. Böyle bir şey yapınca baba rahat durur mu? Tabi ki de durmaz.. Önce Tan'ı zorla eve kapattırdi. Onun bu durumda kalmasına dayanmayan yardım eden kişi ise Young Do..
Kim Tan duruşu :))
 o asi hali bir anda kayboldu şu tipiyle, saç stilini değiştirmişti..
Sarılıyorsun ondan sonra tekrar özlüyorsun. Adını koyamadığın duygular yaşatıyor sana.. Nedensiz alışıyorsun. Tümüyle sevmene gerek yok parça parça sevsen yeter. Mesela; bir gün ellerini tut; sonra tekrar ellerini tur. Kimse senin gibi tutmasın ellerini.. Elmacık kemiğinin üstünden öp mesela, dudakları yokmuş gibi davran, herkesleşme.. Farklı olmaya çalışma, sadece onunla mutlu olduğunu ama onsuz da olabileceğini hissettir. Hayatta herkesin bir eyvallh hakkı vardırç Onu bu haktan mahrum et. Gitmek için değil, sevmek için benimle ol..  der gibiydi bu sahne
Eun Sang'ın Kim Tan'ı terk etmek zorunda kaldıktan işler sarpa sardı.. Acaba kavuşacaklar mı? acaba senarist bize ters köşe mi yapacak falan derken. Biz bunları düşündükçe senarist Lee Min Ho'yu ağlatmasıyla reytingler rekor kırdı..

16 bölümün son sahnesi.. Babası yüzünden Kim Tan'ı terk etmek zorunda kalan Eun Sang'ın ardında böyle ağladı. Lee Min Ho ağladı reytingler fırladı.. Youtube da özel olarak hazırlanan bir klip ile beraber izleyin.. Bu klip Kim Tan ile Eun Sang aşkını çok güzel ifade etmiş
"Birbirimizi tanımıyormuş gibi davranmalıyım"






"Lütfen tanıdığım herkesi mutlu et" 

 Bir yandan Kim Tan'ın aşkı bir yandan Young Do'nun karşılıksız aşkı.. En çok sana üzüldüm be Woo bin..
Gelişine sevmek lazım; düşünmeden... Eun Sang'ı ilk gördüğü an ki ifade..
Bir de hem Kim Tan için hem de Eun Sang için Young Do cephesi vardı ki; ilk başlarda asi kişiliği Woo Bin'e ne kadar yakışmış olsa da ona kızmadan kendimi alıkoyamadım. Zaten dizi sonrası yorumlarında bile Kim Tan ve Eun Sang konusunda haksız olduğunu dile getiriyordu. Tan'a olan kızgınlığın Amerika'ya sürgün edilmeden öncesine dayanıyor. Young Do'nun annesi onu terk etmek zorun da kalmış. Son bölüme kadar neden, niçin yok bu kadın ortada sorunun cevabını alamadık.

Young Do'nun Eun Sang'a duyduğu karşılıksız aşk onu olgunlaştırdı. Aşk ile nefret duygusu arasında çok ince bir çizgi olmasına rağmen bu kez dostluk kazandı... Kim Tan tek bir insana gayrimeşru bir çocuk olduğunu söyledi o da Young Do.. O bunu kendine çıkar olarak kullandı kimi zaman ama asla açıklamayı düşünmedi. Sadece yeltendi ama orada ki amacı sadece aşk içindi..  Bir çok dizinin ikinci adamı ya da kadını sevdiği kişiye kavuşamayınca kötü olmuştur. Young Do karakteri bana göre kötü değildi, sadece Kim Tan konusunda ona kızgındı.. Tabi acı çekmedi mi tabi ki de çekti.. Kim Tan ile Eun Sang'ın o tarifsiz ayrılığında  ben bu kızla beraber olayım deyip fırsat kollamadı. Kendi içinde bir ilişki yaşadı sevdi kendi karar verdi kendi bitirdi. Kim Woo Bin'in canlandırdığı bu karakteri Kim Tan gibi çok sevdim. İlk aşkını kazanamadan kaybetmiş aslında hayatında olabilecek en güzel şey oldu. Herkes mutlu mesut hayatına devam edecek derken Young Do gözü yaşlı bitmesin istedim.bu dizide ki performansından sonra onu başrolde görmek istiyorum. Özellikle o sert kişiliğiyle :)
Kendini ifade etme şekli bile bir faklıydı  Young Don'nun
Dizinin en efsane diyaloğu :)))))

Kim Tan ile Eun Sang'ın birlikte olduğunu öğrendikten sonra sırf Eun Sang'ı görebilmek için okulun hopörlerinden Kim Tan'ı kızdırması gibi

Young Do'nun ince espirileri :)))

Sende ilk aşkını geride bıraktın be Young Do..
Eun Sang ortadan kaybolduğunda onu bulmak için sahibi olduğu otelin sitesine onun ağızından "Young Do'nun sevgilisi" diye mesaj atması, yöneticiyi arayıp benim güzel yüzüm yine başımın bela oldu diyerek konuşması ve polise onu bulmak için başvurması.. Onu o karakolda görüp de sarılması falan iyiydi be.
hayatının rolünü oynadı..
Ortaya çıktığın için teşekkür ederim Eun Sang.. 
Dizinin sonlarına doğru dram hem Kim Tan- Eun Sang cephesinde artış gösterirken; Young Do cephesinde işler hiç de güllük gülistanlık olamadı ne yazık ki.Annesini özlediğini farkına varmaya başladığı zaman ise; Eung Sang'ı bulmak için evine gittiğinde ajummanın ona yemek hazırlaması, gözlerinden yaş aka aka o yemeği yemesi canım tak etmişti çingular. 


aslında o ilk aşkına kavuştu..
Birde bizim iki yakışıklı başrollerimizin birbirlerine girdikleri sahneler vardı ki dillere destan. Bu kavganın bir galibi yok. Sadece sevdiği kız için kavga eden iki genç, yıllarca birbirinden uzak kalmış iki dost..

Hayatımda hiç bu kadar rahat dövüşen tipler görmedim :)
sınav sıralamasında sonunculuk için yarışan ikiliyi ders çalıştırmak için yöntemler
Kim Tan, Eung Sang, Young Do ve Rachel'den (birazcık) bahsettikten sonra dizinin başından sonuna kadar en sevimli çiftinden bahsetmeden geçmek olmaz.  Lee Bo Na ve Chan Young fotoğraf karelerinde de göreceksiniz dizinin olmazsa olmaz sevimli çifti. Lee Bo Na'nın çocuksu halleri, Chan Young ile Eun Sang'ın çocukluk arkadaşı olduklarından yakın olmalarını kıskanması, Kim Tan ile eskiden sevgili olmalarına rağmen Tan'ın onu sevdiğini düşünmesi  ilk zamanlar beni yemiş bitirmiş olsa da sonraları aşırı sevmeye başladım. Özellikle ikisinin çok çok kısa ayrılığında okulun radyosunda Chan young'ı özlediğini söylediği anda Hyorin ile Eun Sang'ın mikrofonun sesini açması bütün okulun konuştuğu her şeyi duyması eğlendirdi. Lee Bo Na aslında özünde ne kadar iyi bir kız olduğunu az çok belli etmeye başlamıştı..  Eun Sang ile Kim Tan'ın ilişkileri ortaya çıkınca kızımızın onun evinde kalması karşılığında Chan Yoıung'ın sadece çocukluk fotoğrafını istemesi  saf ya çok sevdim ikisini de..

2013'ün en sevimli çift ödülünü size veriyorum

Hiyorin cephesine bakacak olursak. Dizinin bir diğer karşılıksız aşkını da öğretmenine aşık olarak o yaşadı. Kız allah için çok saf güzelliği olan bir hatun. Fakat Hyorin kardeşimizin hiç şansı yoktu ve rakibi Tan'ın abisi Kim Won olması. Yalnız işin ilginci bu aşk üçgeninde kazanan olmadı.. Hyorin'in anasına, Tan babasına uyuz olduğum kadar olmuşumdur. Ne yazık ki günümüzde özellikle sınava hazırlanan gençler için hiç de yabancı bir durum değildi yaşadıkları... Gerçi senaristin son dakika onu askere göndermesi beni üzdü. En azından Rachel ile aralarındaki o hisleri havada bırakmasaydı güzel olurdu diye düşünüyorum.
muhabbetinizi seveyim sizin
En çok güldüğüm dizinin neşe "kaynağı" Jo Myung Soo 
Dizinin hem komik hem en miskin tipi. Eminim ki benim gibi düşünen çok insan vardır. Myung Soo'nun elinden fotoğraf makinesi düşmedi. Dizide hemen hemen herkesle samimiydi ama Young Do ile daha samimiyeti gereği ona ilk aşk ile ilgili tüyolar falan vermesi beni daha çok güldürdü.. Paintbol oynadıkları bir bölüm vardı ki orda ki şebekliği yeterdi. Kim Tan ile Eun Sang'ın onun stüdyo evinde kaldıkları akşam şifreyi değiştirdiler diye sabaha kadar kapının önünde evde kim var düşüncesi ile kapıda bekleyip donması falan harikaydı..
 Myung So olurda komik bir diyalog olmaz mı diyenlere :)


Myung Soo'nun tepkisi :))))

Dizi boyunca gülmeyen Kim Woo; Kim Tan ile Eun Sang'ın aralarındaki diyaloğundan sonra böyle şapşik bir hal aldı
Kim Won'u en çok kardeşini kabul ettiğini belli ettiğinde sevdim. "Doğum günün kutlu olsun" demesi bile sonunda be demekten alıkoyamadım kendimi. Aslında küçük kardeşi "sevgi" dersi verdi. Aslında şu hayatta hiçbir şeyin para, şan, şöhret olduğunu gösterdi.. "O kızın hayatını ben mahfettim, benden ve babamdan koru hisselerimi sana vereceğim, ne istersen yapacağım demesi" abinin ona o bakışını unutamam heralde.. Küçük kardeşinin sevdiği kadın için her şeyden vazgeçmesi.. İşte orda aldı dersini. Tan'ın gösterdiği cesareti gösteremedi. Tan'ın da dediği gibi aslında onun sürgünü yalnız başına kaldığı odasıydı..


Dizinin çifti ne Kim Tan-Eun Sang ne Lee Bo Na- Chan Young dizinin tek geçeceğim çifti bu ajummalar.. Kesinlikle bu ikisini yılın çifti seçiyorum. Hele özel hizmetçisini başka hiç kimseyle paylaşamaması ardından dünür olmalı falan harikaydı.. Tan'ın annesi kocasının evini terk ettikten sonra ajumaya kavuşması falan izleyince bana hak vereceksiniz ya da izlediğinizde :)



Final ise benim adıma beklediğim gibi dolu dolu bitmesi mutlu etti. İzlediğim bir çok Güney Kore dizisine göre havada kalmayan, sonunu seyirci nereye çekerse oraya gidecek şekil de değilde; herkes için belirleyici bir son ile ekranlara veda etti..

Karakterlerimizin yaşadığı sevinç, üzüntü, acı gibi duygularını bize yansıtması için söylenen OSTlardan bahsetmemek olmaz.. Ostlar; Lee Hong Ki "I'am Saying" , Bromance "Love is" , 2AM grubunun solistlerinden Changmin'in seslendirdiği "Moment" ..  Ken ost part 3; Bromance "Ramake(two people)",  2Young "Serendipity"; Esna ost 4 ; Park Shin Hye dizi için seslendirdiği "story" Lee Min Ho'nun seslendirdiği "Painful love" Choi Jin Hyuk "Don't Look Back".. görüldüğü üzere bir tek oyunculuk yapmadılar dizinin müziklerinden eksik kalmaldılar... Söyleyen herkesin ağzına sağlık..

Lee Min Ho'nun oyunculuğu konusunda bir sürü eleştiri okudum. Ben Min Ho'nun aşırı bir fanı değilim ama oynadığı dizilerin hepsini seviyorum. Nedeni onun sıcaklığını bana oyunculuğu ile verebilmesi. O kadar acımasız eleştiriler çok saçma geliyor. İlk başlarda Heirs dizisine herkes yüksek bir beklenti ile başladı. Hem kadro son yılların en iyi kadrosuna sahip oluşu hem de senaristin şu zamana kadar çektiği bütün dizilerin zirveye ulaşmış olması.. 10 bölüme kadar yaşanan olaylar sıradan olaylar diye insan bu şekilde düşünmüş olabilir. Senaristin özelliği bu duruyor duruyor arka arkaya olayları patlatıyor. Heirs'da ikici yarıdan itibaren bana her duyguyu kattığı için mutluyum.. Gerek Myung Soo karakterine, Kim Tan- Eun Sang ilişkisine güldüm. Young Do'nun karşılıksız aşkına, annesini özlemesine, babasının vermediği sevigisizliğe, Kim Won'un kavuşamadığı aşkına, kendi hayatını feda etmesine üzüldüm.. Bana bu duyguları verebildiyse bu oyuncular bana göre bu dizinin olayı bitmiştir bendim adıma.. Bir tek benim düşüncem olduğunu düşünmüyorum. Nedeni ise; reytingler. Kore dizilerinin son yıllarda reyting rekoru kıran dizisi.. Daha ne olsun be dostlar.. Kim Woo Bin'in oyunculuğunu bu dizi ile kanıtladığını düşünüyorum.Onu başrolde aşkına kavuşan bir rolde görmek istiyorum...

En sevdiğim dizi ekibi :)

Diziye çok özendiğim için uzun sürdü yazmam.. 

Fakat bir çok ayrıntıyı atlamış olma ihtimalim çok yüksek. Umarım
beğendiğiniz bir yazı olmuştur. Şimdiden iyi seyirler..