30 Nis 2024

Queen Of Tears / Kore Dizisi


Queen Of Tears TVN kanalından yayınlandı. Yönetmen koltuğunda  Jang Young-Woo, Kim Hee-Won otururken senaryoyu Park Ji-Eun kaleme aldı. Dizi 16 bölümden oluşuyor ve Netflix platformundan izleyebilirsiniz. Cumartesi günü final bölümü yayınlanan dizi TVN tarihinin en yüksek reytingi ile ekranlara veda etti. 

Queen of Tears Konusu:


"Queen of Tears" dizisi, Queens Group mağazalarının “kraliçesi” olarak bilinen chaebol varisi Hong Hae In'in (Kim Ji Won) ile Yongduri'nin kırsal kesiminde doğup büyüyen Queens Group'un hukuk direktörü Baek Hyun Woo'nun (Kim Soo Hyun) karşı karşıya kaldıkları krize rağmen aşklarının nasıl mucizevi bir şekilde yeniden alevlendiğini konu alıyor

Queen of Tears Karakterleri:


Kim Soo Hyun dizide, Yongduri'nin kırsal kesiminde doğup büyüyen Queens Group'un hukuk direktörü Baek Hyun Woo karakterini canlandırıyor. Daha önce Dream High, Dream High 2, The Moon Embracing The Sun, My Love From the Star, The Producers, Hotel Del Luna konuk oyuncu, It's Okay to Not Be Okay dizilerinde izledim. Prestijli bir hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra kariyer hayatında yükselir ve başarılı bir mevkiye ulaşır. Üstelik Hong Hae In ile evlenmesi herkesin onu kıskanmasına sebep olur. Ancak evliliklerinin üçüncü yılına girmek üzereyken beklenmedik bir kriz patlak verir.

Kim Ji Won ise Queens Group'un üçüncü nesil chaebol varisi olan Hong Hae In karakterini canlandırmaktadır. Daha önce To The Beautiful You, The Heirs, Gabdong: The Serial Killer, Hidden Identity, Descendants of the Sun, Fight for My Way, Arthdal Chronicles, Lovestruck in the City, My Liberation Notes dizilerinde izledim. Zenginliğin içinde doğup büyüyen zarif bir kadındır. Mütevazi bir adam olan Baek Hyun Woo ile evlendikten sonra ışıltılı hayatının tadını çıkarır. Ön göremediği bazı olaylar yüzünden ise evlilik hayatı ışıltısını kaybetmeye başlar.

Park Sung Hoon, yatırım becerisiyle tanınan eski bir analistten birleşme ve satın alma uzmanına dönüşen Yoon Eun Sung karakterini canlandırıyor. Daha önce The Moon Embracing The Sun, 3 Days, Mad Dog, Rich Man, Psychopath Diary, The Glory, The Glory 2, dizilerinde izledim.Uzun bir süre yurtdışında yaşadıktan sonra Queens Group ile bağlantı kurmak için Kore'ye geri döner. Son dönemlerde izlediğim en iyi kötü karakterlerden biriydi ve kendisi bu rolle çok iyi iş çıkardı. Özellikle bakışlarıyla bile bunu iyi bir şekilde yansıttı.
Kwak Dong Yeon, Hong Hae In'in küçük kardeşi ve Queens Group'un neşeli ve masum CEO'su Hong Soo Cheol karakterini canlandırıyor.  Daha önce Jang Ok Jung, Inspiring Generation, Modern Farmer, Hwajung , Love in the Moonlight, Fight for My Way, Reunited Worlds, Radio Romance, ID: Gangnam Beauty, My Strange Hero, It's Okay to Not Be Okay, Vincenzo, Big Mouth, Our Beloved Summer dizilerinde izledim.Yıllarca inatçı kız kardeşiyle yaşadığı için onunla tamamen zıt bir kadınla evlenmeye karar vererek Cheon Da Hye ile evlenir. Dizinin başlarında karakterine çok sinir oldum fakat daha sonra senarist karakterini iyi toparladı.

Lee Joo Bin dizide, Hong Soo Cheol'un güzel eşi Cheon Da Hye rolünü canlandırıyor.  Daha önce Whisper,  Be Melodramatic, Doctor Lawyer, Love in Contract, Love to Hate You dizilerinde izledim. Aile geçmişi ve zarif karakteri sayesinde kısa sürede Queens Group'un büyüklerinin sevgisini kazanır. Hong Soo Cheol ile tatlı ve güzel bir evlilik hayatları vardır.
Hikaye, evliliklerinde kaybolan ve bağlantısı kopan evli bir çift olan Hyun Woo ve Hae In hakkındadır. Hae In'e ölümcül hastalık teşhisi konulduktan sonra yeniden bağlantı kurmaya, evlilik ve yaşam krizlerini aşmaya çalışırlar. Queen Of Tears öncelikli olarak ailevi ve kötü adam hikayelerine odaklanıyor. İçeriğinin %60'ından fazlasını oluşturuyor diyebiliriz. Eğer romantik bir komedi bekliyorsanız bu filmi kaçırmamanızı tavsiye ederim. Romantizmden çok melodrama yöneliyor, bu yüzden romantik komedi zihniyetiyle yaklaşırsanız hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz.

Queen Of Tears , aksiyon dolu sekanslara veya hızlı olay örgüsüne dayanmıyor; bunun yerine yavaş bir tempoyla hayattan kesit yaklaşımını benimsiyor. Dizi inkar edilemeyecek kadar çok klişeye sahip, her ne kadar kolaylıkla tahmin edilebilse de benim için "Klişe doğru yapılmış" kategorisine giremedi.

Bir dizi, hikayesi ve anlatımında dengeli bir akış gerektirir, ancak her bölüme gereksiz kinayeler attığınızda, öncekini daha inandırıcı bir şekilde sonuçlandırmadan yapay gibi gelir. "Queen Of Tears " için ters giden şey, sağa sola ilginç ya da eğlenceli bile olmayan, klişe olan olay örgüsünü değiştirdiler. "Hayat" ve "Aksiyon" gibi tek bir türe düzgün bir şekilde odaklanmış olsalardı, tamamen farklı bir dizi izlerdik. 


Kim Soo Hyun ve Kim Ji Won arasındaki inkar edilemez bir kimyası vardı. Bir insanın isteyebileceği en göz alıcı çiftlerden biriydi. Ancak yönetmen, zaten belliyken kimyalarını satmaya çalışırken aşırıya kaçtığı inkar edilemez. Aynı çekimi 15 farklı açıdan tekrarlamak,  her konuşmada 2-3 dakika birbirlerine bakmalarını sağlamak, özellikle de zaten evli oldukları göz önüne alındığında, aşırı geldi.
Her karakter titizlikle detaylandırılmış, hikayeleri, kişilikleri ve hikayeleri tamamen araştırılmıştır. Hemen hemen her yardımcı karakterin kendi hikayesine de tanık oluyoruz. Başlangıçta bazıları ilgisiz görünüyordu, ancak dizi ilerledikçe hikayeleri bile biraz ilgi çekici hale geldi. Senarist kötü adam hikayesine aşırı odaklandı ki dramanın genel havasını önemli ölçüde bozduğunu düşünüyorum Fakat kötü karakterimizi canlandıran Park Sung Hoon kesinlikle bu diziyle ön plana çıktı. İzlediğim en iyi kötü karakterlerden biriydi. 

Dizi müzikleri Kim Soo-hyun " Way HomeCrush "Love You With All My Heart BSS(SEVENTEEN) "The Reasons of My Smiles" Heize"Hold Me Back"  Lee Suhyun of AKMU " In Your Time" sevdiklerim.

Albümü dinlemek için; TIKLA

Sektördeki en yüksek bütçelerden biri, oyuncular, mekanlar, özellikle de nefes kesen manzarasıyla Almanya, gardırobu ve öne çıkan Mercedes PPL'si ile kaliteye hizmet etti ama yine de benim için en iyi dizi diyemem. Fakat kendini bir şekilde izlettiriyor.

Song Joong Ki konuk olarak dizide yer aldı.

Dizi için puanım; 7/10

1 Mar 2024

My Liberation Notes / Kore Dizisi


'Studio Phoenix', 'Chorokbaem Media' ve SLL tarafından ortaklaşa üretilen "My Liberation Notes", 8 milyar won bütçeli, hayattan kesitli bir Kdramadır. Yazar Park Hae Young ve yönetmen Kim Seok Yoon'u 11 yıl sonra yeniden bir araya getiren dizi, JTBC'de yayınlandı ve Netflix tarafından uluslararası olarak dağıtıldı. Hem yazar Park Hae Young hem de yönetmen Kim Seok Yoon, duygusallık etrafında inşa edilmiş hassas dramaların nasıl yaratılacağını biliyor. Kim Seok Yoo, “The Light in Your Eyes”ı yönetti ve  Park Hae Young, “My Mister” adlı sınıf gösterisini kaleme aldı. Ne elde edeceğinizi hayal edebilirsiniz.

My Liberation Notes Konusu: 

Kalanlardan daha fazla insanın ayrıldığı Sanpo Köyü'nde yer alan üç Yeom kardeş, Chang Hee, Mi Jung ve Ki Jung, belirsizlikle dolu bir hayattan kaçmak istiyorlar. Bay Goo adında gizemli bir adam mahallelerine taşınır. Pek çok yükü ve sırrı olan biri gibi görünen bir ayyaştır. Tedbirli kişiliği ve kendi içine kapanmayı tercih etmesi onu dedikodu konusu haline getirir. Yeom'un en genç ve en çekingen kardeşi Mi Jung, ona yaklaşmaya karar verir. 

My Liberation Notes Karakterleri:


Kim Ji Won, ailesinin en küçük çocuğu olan Yum Min Jung rolünü canlandırıyor. Daha önce To The Beautiful YouThe HeirsHidden IdentityDescendants of the SunFight for My Way, Arthdal Chronicles dizilerinde izledim İçe dönük bir karakteri olmasından dolayı hayatını her zaman yalnız hissederek geçirdi. Bu duruma daha fazla dayanamayan Yum Min Jung, sonunda kendini kasvetli, monoton hayatından “kurtarmak” için bir değişiklik yapmaya karar verir. Mi Jung'un kişisel özgürlüğü için en büyük gücü, hizmete odaklanmaktan kendine odaklanmaya geçerek şefkat ve hoşgörü çevresini genişletme kararıydı; bu hayatın taleplerine aykırı görünebilir, ancak kişisel bakım en büyük değere sahip olmuştur.


Lee Min Ki, Yum Min Jung'un ağabeyi ve ailelerinin ortanca çocuğu olan Yum Chang Hee karakterini canlandırıyor.  daha önce Shut Up Flower Boy Band, Because This Is My First Life, The Beauty Inside dizilerinde izledim. Aslında o şehre taşınmayı ve daha heyecanlı bir dünya yaşamayı istemektedir. Ancak hayatı planlarına ve isteklerine göre ilerlemez. Herhangi bir amacı ve hırsı olmayan Yum Chang Hee, olgunlaşmamış biri olmasına rağmen söylediği şeyler her zaman mantıklıdır.

Lee El, sadece maaşını aldığı gün iyi huylu olan ve normalde ateş saçan en büyük kardeş Yum Ki Jung'u canlandırıyor. Daha önce Liar Game, Divorce Lawyer in Love, My Beautiful Bride, Black A Korean Odyssey dizilerinde izledim.Tüm gençliğini iş için Seul'e gidip gelmekle harcadığını düşünmektedir. Şikayetlerle dolu hayatında umutsuzca bir kere olsun sevilmek istemektedir.

Son Seok Gu, aniden kasabaya gelen, büyüleyici ve gizemli yabancı Bay Gu karakterini canlandırıyor. Daha önce Mother, Suits , Designated Survivor: 60 Days dizilerinde izledim. Kimsenin uğramadığı kasabaya gelince dikkatleri üstüne çeker. Her zaman sarhoş olan Son Seok Gu, Yeom Mi-Jung ile yakınlaşır. Kesinlikle son yıllarda izlediğim en iyi aktörlerden biri. Bu dizide kesinlikle gelişimi en yüksek karakterlerden biri Bay Gu karakteri oldu. Hiç konuşmadan hareketleriyle ve sessizliğiyle bütün duyguyu izleyicilere katmayı başardı

Diziye dalmadan önce bilmeniz gereken birkaç şey:
- Bu dizi mutlu bir dizi değil ama unutulmaz komedi anları içeriyor.
- Size sıcak ve yumuşak romantik duygular yaşatmaz ancak sizi gülümseten anları var.
- Karakterleri başlangıçta veya belki de dizi boyunca sinir bozucu bulabilirsiniz.
- Dizide çok fazla sessizlik kullanılıyor, izleyicilere hissetmeleri ve nefes almaları için zaman veriliyor.
- Diyaloglar ve Monologlar derin düşüncelerinizi tetikliyor. 

Başlangıçta ana karakterler konusunda ilgimizi çekecek çok az şey var. Hepsi kırsal kesimdeki evlerinden şehre uzun ve yorucu bir gidiş gelişin hakim olduğu bölümleri izliyorsunuz. Çoğu zaman ne kadar ruhsuz olduklarını düşünebilirsiniz. Fakat aslında hayatın anlamını bulmaya çalışıyorlar. 2. bölümün sonunda karakterlerin büyüsüne kapılıyorsunuz. Buna yüzdeki bir kasın en küçük seğirmesini nasıl yakalayacağını ve bunu nasıl anlatacağını bilen bir yönetmen ve görüntü yönetmeninin payının büyük olduğunu düşünüyorum. Bir de Kim Ji Won ve Son Seok Koo gibi oyuncular bir karakterin iç yaşamını kelimeler olmadan ortaya çıkarma konusunda dahiler.

“My Mister”da olduğu gibi, bu dramanın kalbindeki hammadde aile ve onu farklılıklara, kararsızlıklara ve doğal tercihlere rağmen bir arada tutan anlaşılmazlıklar. Kim olduklarının ağırlığı altında ezilen, başka bir şey olmayı dileyen, nasıl değişeceklerinden habersiz ama işleri nasıl farklı kılacaklarını bulmaya çalışan karakterler. Kapana kısılmış durumdalar ve acı verici derecede düşük özsaygı, suçluluk ve olumsuz düşüncenin krizalitlerinden kelebekler gibi çıkmaya çalışıyorlar. Karakterlerin her biri sizi kendine çekiyor.

Kardeşlerin en büyüğü olan Yeom Gi Jung , huysuz ve çabuk sinirlenen, her zaman her şeyden şikayet eden, aptalca kararlar veren biridir. Aşkı bulmak ve hayatını tamamlamak istiyor. Ortanca kardeş Yeom Chang Hee, daha iyi bir yaşam arzusuna rağmen gerçekten bir hedefi olmayan ve boş zamanlarını anlamsızca harcayan, son derece açık sözlüdür. En küçükleri olan Yeom Mi Jung , korkak ve içe dönük, sıkıcı hayatında doyumsuz hisseden, tüm endişelerinden kaçmak isteyen bir kadın. 

Bundan sonrası spolier içerir

Olay örgüsü onların farkına varmaları arasında dolaşıyor ve onlarla birlikte yalpalıyor. Temelde işe yarıyor ama ara sıra yolunu kaybediyor, özellikle de daha sonra zaman atlaması kaçınılmaz parçalanmaya neden olduğunda. Karakterizasyonların derinliği sizi ilerletmek için yeterli olduğundan, gerilim yaratmak için zamanın bu şekilde düzenlenmesinin kesinlikle gerekli olduğuna ikna olmadım. Bununla birlikte, esasen insan ruhunun değişkenliklerini tüm dolambaçlı yolları, u dönüşleri ve çıkmaz sokaklarıyla keşfeden bir diziyi düzenli bir şekilde geliştirmeye zorlamak verimsiz olacaktır. Buradaki eşitsizlik, dramanın genel havasını ve ambiyansını yaratıyor ve gerçek hayatın dur-kalk doğasını yansıtıyor.

Dizide standart üç başrol ve onların ilişkileri yer alıyor; ama bu standart bir aşk draması değil. İlişkinin kendisi odak noktası, aşık olmak değil. Esasen kendimizi korurken birbirimize nasıl yaklaşabileceğimizi ve birlikte olabileceğimizi inceliyor. Ve hem kendimizle hem de başkalarıyla birlikte yaşayabilmemizin tek yolunun dürüst olmak ve kendimizi kabul etmeye ve kendini anlamaya çalışırken bunu yapmanın darbesini almak olduğunu öne sürüyor. Sonuçta iyimser ama ucu açık.

Dramanın çerçevesi renkli ve büyüleyici bir ortamda kurulmamış, ancak karakterlerin ortamıyla ilgili bir şeyler baştan sona sizi sürükleyici ve çekici hissettirecek. Dolayısıyla türün özüne uygun yaşamanın ne kadar mükemmel bir örneği olduğunu bir kez daha kanıtlayacak. Dramanın parçaları ve unsurları, daha büyük hikayelerde gözden kaçabilecek küçük, ortak anlara dair fikir veriyor. Aslında faydasız gibi gelebilecek pek çok konuşma, eylem ve tepki var ama an meselesi, anı yaşadığınızı, karakterlerde kendinizi gördüğünüzü ve bu tür tartışmaların bir parçası olduğunuzu fark ediyorsunuz. Seul ve Sanpo'nun zıt özellikleri, yaydığı titreşimleri sıklıkla değiştirecek ve farklı diyarların güzelliğini yakalamanıza olanak tanıyacaktır.

Görüntü yönetmenliği tatmin edicinin de ötesinde, yalan söyleyemem. Bu tür durağan görüntüler ve görseller aracılığıyla hikaye anlatma sanatı Kdramalarda kesinlikle yeni değil. Ancak My Liberation Notes, kendine özgü yargılardan oluşan bir anlatıyı yeniden yaratmayı tercih ediyor. Yapımcılar, izleyicinin özü yaşamasını sağlamaya çalışıyor ve sunumun hararetle hazırlanması takdire şayan. Karakterlere izleyicinin kırıcı mercekleri aracılığıyla, genellikle kişinin yüzünden yakındaki bir cam çerçeveye kadar kamera açılarını getirip dalgalandırarak tanıklık etmek hem hafifletici hem de yatıştırıcıydı. Eğik odaklanan kamera, çoğu zaman alışılmışın dışında ustaca düşüncelere sahip zihinlere dönüşür.

Konuşmaların çok derin olduğu zamanlar vardır; ikili veya grup halindeki insanlar, ruhlarının derinliklerine kök salmış, hayatlarını ummadıkları şekillerde etkileyen şeyler hakkında konuşuyorlar ve bir sonraki an, bu tamamen saçmalıklarla ilgili, bazı şeyler hakkında konuşmaya dönüşüyor. Basit kelimelerle ifade etmek gerekirse, bazen kalbinizi harekete geçirir ama bir sonraki an aptalcadır ve hiçbir anlam ifade etmez. Ancak tüm bunlar, zevk almanız, ilişki kurmanız ve yeniden yaşamanız gerçeğine indirgeniyor ve bunun yalnızca "hayat" olduğunu düşünmüyor musunuz? Sonuna gelince, oldukça sıralanmış ve fazlasıyla tatmin edici. Kişisel duygularımı bir kenara bırakıp rasyonelleştirme aynı sonuçları doğuruyor. Açık son diyemem çünkü hayattan kesitler içeren bir dizi ve bunun sonu her zaman hayatımızın sürekli olduğunu, dizi bitse bile hayatın devam ettiğini ima ediyor. Hemen hemen kendi sonucunu çok kolay bir şekilde çıkarabilirsin.


Bay Gu ve gizemleri; ahhh! Nasıl bir kişilik ve nasıl bir gelişim. Hareket etmek bile yorucuymuş gibi dikkatsizce yürümesi, çevresinde olup bitenlerden kaçınmak için tüm vücudunu ve boynunu esnetmesi, amaçsızca gökyüzüne bakması ve olaylara verdiği tepkileri içeren yüz ifadeleri kesinlikle harika. Bütün bunların bu karaktere nasıl hayranlık ve saygı duygusuna dönüştüğüne hayret ediyorum. Gerçekten de gizemle doluydu; az konuşmak, yalnız kalmak ve bütün gün içki içmek, kalbinde bir şeylerin ağırlaştığını açıkça gösteriyordu. Ancak şaşırtıcı bir şekilde başkalarına ilham veriyor, başkalarının onun hakkında güçlü düşünmesini sağlıyor ve herkesin onun aurasına aşık olmasına izin vermek için hiçbir çaba göstermiyor. Ne kadar teklif ediyorsa onu al. Ve bu bağlamda, Bay Gu, ben de dahil olmak üzere milyonların yeni aşkıdır; onu daha önce görmüştüm ama kişiliği ve karakterindeki farklılık kalbimi uyandırdı.
Chang Hee'nin Bay Gu'ya olan hayranlığı, ona hayranlık duyması, 'hyung' diye hitap etmesi ve Gu'nun hayatından ilham alabilmesi oldukça ilgi çekiciydi. Kesin bir yakınlık olmamasına rağmen My Liberation Notes, kişisel çatışmalarına rağmen rahatlama ve kurtuluşa giden yolları açabilen iki adam arasında anlamlı bir bağ sergiledi. 

Drama boyunca karakterlerin eylemleriyle tasvir edilen, kendinizi özgürleştirmenin en aptalca yollarından biri "ayaklarınızı hareket ettirmektir"; İster yorucu bir yürüyüş, ister basit bir yürüyüş, ister nefessiz bir koşu. Aynı anda yürüdüğünüzde/koştuğunuzda ve düşündüğünüzde, endişeler ve yükler tamamen olmasa da yavaş yavaş buharlaşabilir ve bu aslında yardımcı oluyor.. Diziyi izledikçe aslında karakterlerin sadece monolog notalarıyla ilerlediği pek çok sahnenin olduğunu, bunların aslında tatmin edici ve rahatlatıcı, ya da yazarın deyimiyle "özgürleştirici" olduğunu fark edeceksiniz.

Dizi için puanım; 9/10

21 Tem 2017

Fight for My Way / Kore Dizisi


Okul günlerinde Ko Dong Man Park Seo Joon Taekwondo'ya katılmıştır. Şimdiyse bir yandan sözleşmeli bir işçi olarak çalışarak geçimini sağlıyor bir yandan da UFC ünvanını kazanmaya çalışıyordur. Bu arada Choi Ae Ra bir sunucu olmayı ümit etmiş ancak bu hayalinden vazgeçmiştir.Şu an bir mağazanın danışma bölümünde çalışmaktadır. Ko Dong Man ve Choi Ae Ra çocukluklarından beridir çok iyi arkadaşlardır. Sürekli olarak birbirleriyle dalga geçip kavga etseler de başka birisi onları aşağılayacak olursa anında birbirlerini savunmaya geçmektedirler. Bu ilişkiyi anlamsal, üçüncü sınıf karışımı, çekişmeli ve romantik olarak adlandırmaktadırlar. Gün geçtikçe bu anlamsal ilişkileri yeni bir romantizme doğru çiçek açacaktır. 

Park Seo Joon; dizide Ko Dong Man karakterini canlandırıyor. Daha önce  Dream High 2, A Witch's RomanceKill Me, Heal MeShe Was Pretty, Hwarang dizilerinde izledim. Lise günleri hayatının altın çağı olan bir sözleşmeli çalışandır. Tekvando kıyafeti içinde yıldız bir atlet olarak okul koridorlarını arşınladığı günleri sevgiyle hatırlamaktadır. Gün gelir içindeki tekvando aşkını hatırlar ve yeniden denemek için tüm cesaretini toplayarak profesyonel bir dövüşçü olmak için yeniden UFC ligine katılır. Hayatın önüne çıkardığı zorluklara direnen hayatının iplerini elinde tutan ferahlatıcı şekilde olumlu bir insandır.  

Kim Ji Won; dizide Choi Ae Ra karakterini canlandırmaktadır. Daha önce To The Beautiful You, HeirsHidden IdentityDescendants of the Sun dizilerinde izledim. Bir mağazanın danışma bölümünde çalışan TV sunucusu olmak için vakti zamanında büyük hayaller beslemiş bir müşteri hizmetleri temsilcisidir. Her sene ulusal sunuculuk yarışmasına girmekte ve her seferinde de başarısız olmaktadır. Ancak kendi ayakları üstünde durmayı bilen birisidir ve mücadeleci bir ruha sahiptir. Onun bu mücadeleci ruhu onu fazlasıyla zeki ve korkusuz yapmaktadır.


 Ahn Jae Hong, dizide Kim Joo-Man karakterini canlandırmaktadır. Daha önce Reply 1988 ve The Legend of the Blue Sea (konuk) izledim. Dörtlünün sözde "beyni"dir. Evden alışveriş sitesinde kalıcı bir iş edinmiştir. Altı senelik kız arkadaşı olan Baek Seol Hee'ye   sadıktır ancak aşkı  içim sınava tabii tutulacak bir genç adam. Ahn Jae Hong, Reply 1988 dizisindeki karakterini sevmekle beraber onu bir yapımda görmeyi çok istemiştim. Güzel bir diziyle geri dönüş yaptı. 


Song Ha Yoon; dizide Baek Seol Hee karakterini canlandırıyor. Daha önce GOT7 grubunun internette yayınlanan Dream Knight adlı mini dizisinde izledim. Jokbal (Baharatlar ve soya sosuyla pişirilen et paçasından oluşan bir Kore yemeği) dükkanında çalışan grubun masum ve garip kızıdır. Altı senedir tüm hayatı Joo Man'ın etrafında dönmektedir. Onun iyi niyeti her zaman başına iş açmaktadır. Song Ha Yoon bir sonraki projesinde başrol olur mu bilmem ama o yolda ilerliyor diyebilirim.


İlk bölümden bu yana bölümler su gibi akıp gitti, biraz bölümler çoğalsın da öyle izleyeyim demiştim fakat her hafta yeni bölüm geldiğini görünce kendimi tutamayıp güncel olarak özledim diziyi. Dizideki dörtlünün her biri için ayrı bir hikaye biçmişler, bununla kalmamış dizideki kötü olarak nitelendirdiğimiz insanların hayatlarına da kendi pencerelerinden bakabilmemizi sağlamışlar final bölümüyle, kesinlikle önereceğim bir dizi oldu.

Park Seo Joon'u en son Hwarang dizisinde Go Ara'yla izledim ve iki oyuncunun kimyasını beğenmediğimi dizinin yazından dile getirmiştim. Bu sebeple Park Seo Joon'un bir sonraki yapımı kendime adıma önemliydi. Ya çıkış yakalayacak ya da durağan bir şekilde yoluna devam edecekti. Ji Won ile olan uyumu sayesinde tekrardan özlediğimiz Park Seo Joon'u izledik.Bunun dışında dizide canlandırığı Dong Man karakterinin hakkını fazlasıyla verdi. Sporcu birini canlandırmak zor zanaat. İzlerken  gerçek bir sporcuymuş hissini izleyicilere veriyor. Bu da başarılı oyuncu için olumlu unsurlardan biri. 

Park Ji Won'un sanırım canlandıramayacağı karakter yok. En son Descendants Of The Sun'da komutan rolünden, Heirs'de buzlar kraliçesi edasında olan soğuk bir karakteri canlandıran güzel oyuncu, Fight for My Way dizisiyle ise bu iki karaktere zıt denebilecek bir role imzasını attı. Özellikle Descendants Of The Sun dizisinde Jin Goo ile yakaladığı uyumuyla zirveyi zorlarken bir sonraki dizisinde nasıl olacağını kendi adıma merak konusuydu. Canlandırdığı Ae Ra karakterinin içine öyle bir girmiş ki bir önceki rolleri bile aklınıza gelmeyecek, kendinizi bu kız hep böyleydi şeklinde düşünürken bulabilirsiniz. Oyunculuğuna kısaca Ba-yıl-dım.

Ahn Jae Hong 1988 dizisinde izleyip bayıldığım biricik oyunculardan biri. Buradaki karakterini bir sevdim bir sevmedim. Karakteri çok güzel canlandırdı ona lafım yok Joo Man'ı sevmedim. 6 yıldır bir kadınla beraber mutlu bir hayatı varken, seviyor olmasına da rağmen kafasının karışması hoşuma gitmeyen detaylardan biriydi. Küçük mutluluklarla yetinmek istemiyordu lakin Seol Hee elinden uçup gidince değerini bildi. Song Ha Yoon ilk kez uzun metrajlı bir dizide izledim. Onun o güzelliğinin yanında naif bir melek oluşuna bayıldım. Ahn Jae Hong ile olan uyumu hoştu. Beğendim. Uzun bir ilişkide olabilecek sorunları ve güzellikleri iyi bir şekilde canlandırdılar.

Küçük Görsel

Uyarı: Spolier içerir.


Çok güzel başladı, çok güzel de bitti. Hiç yormadan, sıkmadan kendini izlettirdi. Senaryo şahane, oyuncular şahane, oyuncuların birbiriyle olan uyumu daha şahane. Dizi nasıl başladı nasıl bitti anlamadım zaman su gibi akıp gitti. Bununla birlikte dizinin ortalarına doğru ritmi azaldı durağanlaştı. Son bölümlerde tekrar ilk bölümlerdeki hızını yakaladı.
Şundan bahsetmezsem olmaz Dong Man yıllardır tekvando hayalleriyle yaşamış hatta kız kardeşini kurtarayım diye o yaşında kendinden vazgeçmiş bırakın da biraz özgür olsun bir kes kez olsun hayallerini yaşasın değil mi? Ae ra'ya hak veriyordum hep sonuçta kim sevdiğinin dayak yemesini ister ki ama bunu tatlı tatlı hafif sitemkar bir şekilde yapıyordu bu hiç olmadı sonuçta Dong Man'nın bildiği tek şey tekvando. Hayatta herkese bir yetenek verilmiş bunun farkında olup onla yaşayıp mutlu olabilen maalesef bir azınlık var. Çocuğa tek bildiği şeyi bırakıp hayatı boyunca sevmediği mutsuz olacağı bir işi yapma dayatması çok saçma..

Dizide güzel yerlere parmak bastılar. Seol Hee oldu kanatları kırık melek. En başından beri çok sevmeme rağmen neden bu kadar fedakâr, neden bu kadar sevgi dolu, neden dişlerini göstererek kendisine ait olanı korumuyor diye sınırsız iyiliğine sinirleniyordum. Bölümlerin birinde Ae Ra ile o kadar güzel konuştu ki. Anne olmak istiyorum dedi. Hedefi tam da buydu. Oysa ki 21.yy kadını kariyer odaklı ve materyalist bir noktaya sürükledi oysa bir kadının olabileceği en yüce özel şey anneliktir. Güzel bir noktaya parmak bastı senarist.

O değilde Park Seo Joon'a ağlamak yakışıyormuş :)
Küçük Görsel


Dizinin müziklerine gelecek olursam;  BTOB(Seo Eun Kwang,Lim Hyun Sik,Yook Sung Jae)  "Ambiguous"Kassy  "Good Morning Ryu Ji Hyun "Night Is Gone, AgainCha Yeoul "I Miss U"  Arieband "Dumbhead"

Albümü dinlemek için; TIKLA

Ne fazla ne eksik çok güzel bitti son bölümlerdeki küçük dram dokunuşunu, şaşırtıcı hareketliliği de çok sevdim, devam etseydi de izlerdim orası ayrı. Dizinin yapmacıklıktan uzak gerçek hayat tadında olması, oyunculukların muhteşemliği ve samimiyetleri, bize duyguları tamamen hissettirmeleri, birbirleriyle uyumu o kadar güzeldi ki ilk bölümden beni içine çekti, asla sıkmadan diğer bölümü sabırsızlıkla beklememe neden oldu bu her dizinin yakalayabildiği bir sinerji değil o yüzden diziyi izleyebildiğim için çok mutluyum.

23 May 2016

Descendants of the Sun / Kore Dizisi


Gerek oyuncu kadrosu gerek senaryosuyla 2016 yılının hiç kuşkusuz en iyi yapımı Descendants of the Sun. Geçtiğimiz yıl askerlik görevini tamamlayan Song Joong Ki, Descendants of the Sun dizisiyle ekranlara pir döndü diyebiliriz. Oyuncu kadrosunun yanı sıra dizinin senaristliğini Secret Garden, Gentleman's Dignity ve Heirs gibi başarılı dizin yazarlığı yapan Kim Eun Sook'un payı büyük. Dizinin yönetmen koltuğunda ise Dream High, Dream High 2, School 2013 ve Secret  gibi popüler dizelerle adını duyurmuş olan Lee Eung Bok oturuyor.

Dizi BM'lere bağlı Güney Kore askerleriyle bir grup doktorun yaşadığı bir dizi hikayeyi konu alan dizi tartışmasız şu zamana kadar yayınlanan en yüksek reytinglere ulaşan dizisi oldu. 


Song Joong Ki; dizide Yoo Shi Jin karakterini canlandırıyor. Daha önce My Fair Lady, Nice Guy, Sungkyunkwan Scandal dizilerinden, Penny Pinchers, A Werewolf Boy filmlerinden hatırlayacaksınız. Yoo Shi Jin; yurtdışında görev alan özel kuvvetler birliğinin başındaki yüzbaşdır. Yoo Shi Jin kendine güvenen, esprili, başarılı bir asker olarak karşımıza çıkıyor. Song Joong Ki girdiği her rolün hakkını veren bir aktör. Canlandırdığı karakterleri adeta yaşıyor, içine giriyor bize de sadece izlemesi kalıyor.

Song Hye Kyo; Dizide Kang Mo Yeon karakterini canlandırıyor. Daha Full House ve The Winter, The Wind Blows dizilerinden hatırlayacaksınız. KAng Mo Yeon karakteri dizide, özel bir hastanede cerrah olarak çalışan tek hedefi profesör olmaya çalışmak olan doktorken bir anda kendini gönüllü doktor olarak bulur. Song Hye Kyo'nun oyunculuğunu The Winter, The Wind Blows dizisinde kör bir karakteri canlandırdığı zaman sevmiştim. Doktor rolünün ise hakkını sonuna kadar verdiği kanaatindeyim.
Jin Goo; Dizide Seo Da Young karakterini canlandırıyor. Ad Genius Lee Tae Baek dizisinde, Northern Limit Line filminde izledim. Jin Goo'nun kendini tam anlamıyla ifade ettiği dizisi ise Descendants of the Sun dizisi oldu. Seo Da Young; Yoo Shi Jin ile aynı birlikte çavuş olarak görev almakta. Gençliğinde yapmış olduğu hataları askeriyeye girmesiyle geride bırakan başarılı, gözü pek bir askerdir. Sert mizacının ardında pamuk bir kalbin sahibidir. O aşkıyla mesleği arasında sıkışıp kalacak. 

Kim Ji Won; Dizide Yoon Myeong Joo karakterini canlandırıyor. The Heirs, Gap Dong dizilerinden hatırlayacaksınız. Heirs adlı dizide buzlar kraliçesini canlandırmasıyla nefretleri üzerine toplamıştı. Bu dizide canlandırmış olduğu Yoon Myeong Joo askeriyede doktor olan bir askerdir. Seo Dae Young'a karşı duyduğu tarifsiz aşka tanık olacaksınız. İlk bölüm Ji Won göründüğünde elektriği tutturamasa sonrasında Myeong karakteriyle zirveye adını yazdırdı. 



Biri asker biri doktor. Biri barışı sağlamak, insanları yaşatmak için gerekiyorsa öldürmek zorunda kalan, bir diğeri kötü bile olsa insan vasfı altında onların yaşamını kurtarmak için savaşan; aslında işin özüne inersek aynı şey için çabalayan iki farklı insan. Yoo Shi Jin ve Kang Mo Yeon..Bu ilişki Yoo Shi Jin götürdü. Kang Mo Yeon'un haklı korkuları, bekleyişi olduğu için bu ilişki Yoo Shi Jin götürdü. Kadın sevdi fakat adam daha çok sevdi. İzlemeyenler için bu ilişkinin detayına girmeyeceğim. Yoo Shi Jin'in bakışları için izlenir. 

İki asker. Babası ordunun başındaki komutan, kendisi rütbesi yüksek bir asker, sevdiği adam başçavuş. Babasının engellerine rağmen çabalayan birbirlerine olan aşkları bir an bile değişmeyen Seo Dae Young ve Yoon Myeong Joo.
 Hikaye bazında ele aldığımızda Seo Dae Young ve Myeong Joo severek ayrı kalmak zorunda kalan bir çift fakat ayrı dediğime bakmayın ikisi de asker. Üstüne üstük kadın, adamın üstü. Myeong Joo komutan olan babasını karşısına alacak kadar Baş çavuş Seo Dae Young ise askerlik görevine son verebilecek kadar aşık. Jin Goo ve Ji Won dizideki kimyası izleyiciyi etkisi altına alacak kadar etkileyici. Jin Goo'nun sergilediği oyunculuk Song Joong Ki kadar hafızlara kazındığı kanaatindeyim. Bu düşüncem Jin Won içinde geçerli.

Descendants of the Sun dizisindeki hikayelerinin özeti; Sen imkansızsın, sensizlik imkansız adlı harika bir aşk hikayesi.
Shinee grubunun lideri Onew; dizide doktor Lee Chi Yoon canlandırıyor. Onew'in oyunculuğuna ba-yıl-dım. Daha önce  hiçbir yapımını izlemedim bu sebeple oyunculuğu konusunda bilgim olmadığı için eleştirme hakkını kendimde görmüyorum. Bununla birlikte depremin konu alındığı bölümde ardı ardına canlandırdığı, izlerken beni hüngür hüngür ağlattığı o sahne var ya; işte o an bence Onew için zirveye çıktığı andı. 
Birbirlerinin dilini bilmeden birbirlerine bağlanan doktor-hasta ilişkisindeki en derin mesaj. Dilini dahi bilmiyorsan yardım et!

Hümanizm duygusunun ağırlıklı olduğu; sağlık ekibinin din, dil, ırk ayrımı yapmadan insanlara yardım ettikleri sahnelerin birinde topuklu ayakkabısının topuğu kırıldıktan sonra ayakları kan içinde kalan Doktor Kang'a hastasının kendi postallarını vermesi ve bu sahnenin dizide verilmek istenen o müthiş düşünce için; kaleminize sağlık güzel yürekli senaristler. 

Super Star K3 yarışması birincisi Kim Min Suk; dizide Kim Gi Bum karakterini canlandırıyor. Shut Up Flower Boy Band, Hi! School Love OnWho Are You School 2015 dizilerinden hatırlayacaksınız. Descendants of the Sun dizisindeki rolü ve sevimliliğiyle dikkatleri üzerine çeken Min Suk içinde dönüm noktaası oldu diyebilirim. Dizinin son bulmasıyla yakın zamanda yayınlanacak olan Doctor dizisi kadrosuna dahil oldu. Kim Gi Bum rolüyle karşımıza çıkan şarkıcı-aktör ilk bölümden kendini sevdiriyor. Seo Dae Young'un cüzdanını çalan Gi Bum'u hastanelik eden Wolf ve Big Boss sonrasında çocuğu peşindeteki çetelerden kurtarır. Kendi gençliğine benzettiği için Seo Dae Young onu askeriye dahil olması için fırsat verir ve girer. 



Dizinin dört ana karakterinin yanı sıra yan rollerdeki oyuncuların iyi olması, dizinin performansını zirveye taşıyan unsurlardan biri. Normal şartlarda herhangi bir Güney Kore dizisinde çok fazla gereksiz karakterler söz konusu oluyor. Diziyi izlerken herhangi bir sıkılma ya da bu oyuncu neden bu dizide hissini yaşamadım. 

Alpha Team'in Uruk'a gelen gönüllü doktorları karşıladıkları an.
Benim Yoo Shi Jin ve Kang Mo Yeon arasındaki bağı derinlemesine hissettiğim ilk sahne diyebilirim. TIKLA


Song Joong Ki'nin Descendants of the Sun yayınlanmadan önce röportajına denk gelmiştim. Diziyi izleyen insanlar duygu dolu bir aşka tanık olacaklarına dair demeç vermişti. O an korenin aşk konulu dizilerini bildiğim için aslında pek inandırıcı gelmemişti. Ancak diziyi izledikten sonra bu düşüncem yerle bir oldu. Zira aşkı dibine kadar hissettirdiler. 
Dizinin Uruk diye çekilen sahneleri Yunanistanda
çekildi.
Senaristler, entrika, aşk üçgeni olmadan sadece aşkı konu alarak izleyicileri ekrana kilitlemeyi başardı. Birbirini seven ancak engeller nedeniyle kavuşamayan insanların yaşadığı ayrılık öyküsüne değinerek hem melodramı hem aşkı bir arada ekrana yansıtarak, nokta atışı yaptıkları kanaatindeyim. Senaryoda ağırlıklı olarak aşkı konu almasına karşın insani yardım, gönüllü çalışma gibi konulara değinmeyi ihmal etmediler. 
Çekimin gerçekleştiği mekanlar, çekim açıları ve kullanılan tekniklerle sinema filmi tadında yapım ortaya çıktı. Özellikle olayların hızlıca ilerlemesi ilk dakikada klişelere çelme takan bir dizi olacağını gösterdi.  İlk bölümde sevgili olan Yoo Shi Jin ve Kang Mo Yeon yine aynı bölümde ayrı düşmelerini; Güney Kore yapımlarında  en az 16 bölüme yayarlar. Fakat senaristlerimiz cesur davranıp bu klişeyi yerle bir ettiler.

Dizinin popülaritesi konusundan ziyade ilk bölümler Song Joong Ki sayesinde artarken devamında Jin Goo'nun performansıyla çıtayı en tepe çıkardı diyebilirim.



Soong Joon Ki tabi bu gülüşüyle çıtayı arşa yükseltti :)


Dizi Kore tarihinin en iyisi diyemem o kadar bilgiye vakıf değilim fakat en iyileri arasına girer. İçini ısıtan, aşkı olduğu gibi anlatan, çıtayı her bölümüyle yükselten, oyuncuları, senaryosu, görsel efektleri, muhteşem müzikleri, zaman zaman aşkı, komediyi, dramı; zaman zaman savaşı, yardımlaşmayı, dostluğu, insan hayatının ne kadar değerli olduğunu, pes etmemeyi duru bir şekilde anlayan nadir dizilerden. En azından patrondu, okuldu, şirketti, aşk üçgeni-beşgeni, yüzsüz kadın yan roller, zengin kız fakir oğlan gibi klişeleşmiş dizilerden farklı olduğu için izleyicilere nefes aldırdı.

Askerlerin yüz bakımı da önemli tabi :)

Dizinin reytingleri her geçen bölüm zirveyi kimseye kaptırmadı. %42,5 oran ile Güney Kore televizyonlarından en yüksek reyting oranına Man of the Star dizisinin ardından zirveye yerleşti. Dizi daha yayınlandığı sırada Çin durur mu senaryoyu hemen satın aldı

Dizinin müzikleri yayınlandığı andan beri hala listelerde. Haftalarda liderliği kimselere bırakmadılar. tYoonMirae "Always" EXO'nun güzel sesi Chen ve xPunch "Everytime" Davichi "This Love" Gummy "You My Everything" Lyn "With You" K.Will "Talk Love" XIA (Jansu) "How Can I Love You" SGWANNABE "By My Side" MC The Max "Wind Beneath Your" Mad Clown&Kim Na Young "Once Again" şarkıları dizi kadar ses getiren ostları oldu. Şarkılardan bahsetmişken Red Velvelet'in diziye konuk olduğunu belirtip aşağıda askerleri izleyebilirsiniz.

18 Nis 2014

Waiting For Love / Kore Dizisi


Film tadında güzel bir romantik komedi ile karşınızdayız. 2 bölümden oluşan bu mini dizi kadınlar ve erkekler arasında ki ilişkiyi anlatıyor. Üniversite öğrencisi Yoon Ae (BoA) iyi görünümlü, mantıklı bir kız olmasına rağmen ilişkilerde başarılı değildir. En yakın arkadaşının isteği üzerine ilişki koçuyla hiç görmeden sadece mesajlaşarak yardım almaya başladı. İlişki koçu Cha Ki Dae (Daniel Choi) kadınlar konusunda oldukça ustadır. Bundan sonrasında Yoon Ae'nin hayatında neler değişecektir?
Yoon Ae karakterini güzel sanatçı BoA canlandırıyor. Onu ilk kez bir yapımda izleme fırsatı buldum ve oyunculuğunu sevdim. İlişki koçu olarak izlediğimiz Cha Ki Dae, School 2013 dizisinde öğrencilerin idealist öğretmenini canlandırmıştı. İzleyenler oradan hatırlayabilir. Burada ki rolünü yakıştırdım. Birde Yoon Ae'nin ilişkiye başladığı sınıf arkadaşı Jung Jin Gook rolünde Ze:A'nın üyesi Siwan canlandırıyor. Siwan'ı daha önce The Moon That Embarce The Sun tarihi dizisinin ilk bölümlerinden hatırlarsınız. Jin gook Yoon Ae'yi çok sevmektedir. Onu mutlu edebilmek için elinden gelenin fazlasını yapmak için uğraşır her seferinde bir sıkıntı yaşar. Siwan'ın o halleri çok sevimliydi. Cha Ki Dae'nin sevgilisi Choi Sae Rom karakterini güzel oyuncu Kim Ji Won canlandırıyor. Onu To Do Beautiful You ve Heirs dizisinin buzlar kraliçesi rolünden hatırlarsınız. Cha Ki Dae ile olan ilişkisine anlam veremedim. Kız çevresindekilere hava atacağım diye kendi istediği ne varsa yaptırma çabasına sinir oldum.. 
Romantik-komedi temalı yapımları seven hiç tereddüt etmeden izleyebilir. Bölüm sayısı iki olmasına rağmen film tadında hoş bir mini dizi. İlişkilerin içinde var olan  Kıskançlık, sevgi, aşk, kaybetme korkusu gibi duyguların hakim olduğu olay karşısında ki çözümler hepimizin hayatında var olan şeyler değil mi? En azından olayların sadece birinde kendinizi bulacağınız film tadında güzel bir mini dizi. Umarım sizde seversiniz

Sizce de güzel değil mi?

17 Ara 2013

The Heirs / Kore Dizisi


2013 yılının en iyi dizilerinden biri olacağı daha tanıtımlar başladığında tahmin ediyordum. Zira Lee Min Hoo, Park Shin Hye, Kim Woo Bin, Choi Jin Huk gibi başarılı oyuncuların kadrosunda yer aldığı bir dizinin kötü olmasını beklemek acımasızlık olur. Dizinin kadrosunun geniş oluşunun dışında senaristin Kim Eun Sook olması en azından benim açımdan " Bu dizi yılın draması" olur dedirten olay diyebilirim. Neden böyle düşündüğüme gelirsek; Secret Garden, Gentleman's Dignity gibi dramalara imza atan bu kadının kötü bir iş yapacağını düşünmek saçma olur. Dizinin konusu; Zengin  varislerin girdikleri rekabeti anlatıyor. Ana karakter; Cha Eun Sang, annesi İmparatorluk grubunun sahibi olduğu evde kahyalık yapan kadının kızı ve kendisini de fakirlikten kurtulamayacak biri olarak gören bir kız ..Kim Tan; annesi İmparatorluk grubunun başkanının sevgilisi olan ve bir yanı tutkulu bir yanı karanlık gibi görünen tacı giyip giymeyeceği aşikar varis... annesi küçük yaşta terk etmiş, egosu yüksek babası ile yaşamak zorunda olan Choi Young Do.. Büyük miraslara sahip olmak gerektiğinde o kadar kolay olmayacak onlar için. Bazen babaları ile bazen abileriyle edecekleri rekabet onları genç yaşında olgunlaştıracak bir serüven Mirasçılar dizisi..

İlk bölüm başladığında oyuncuların tanıtımları bu şekilde gerçekleşti.
Lee Min Ho- Kim Tan (Empire Group mirasçısı)
Park Shin Hye-Cha Eun Sang (Yoksulluğun mirasçısı)
Kim Woo Bin- Choi Young Do (İşletme Yönetimi Mirasçısı)
Jung Soo Jung (Kristal)- Lee Bo Na ( Menkul Kıymetler Mirasçısı)
Kang Min Hyuk-Yoon Chan Young (Entellektüel Mirasçı)
Kim Ji Won- Rachel (İşletme Yönetimi Mirasçısı)
Park Hyung Sik-Jo Myung Soo - Kang Ha Neul- Lee Hyo Shin ( Onur Mirasçısı)

Eun Sang'ın annesi için yapmayacağı şey yoktur. Kahya olan ajummanın konuşma engeli bulunduğundan toplum arasında annesi ile işaret diliyle konuşurken baş başa olduklarında ise yazışarak anlaşıyorlar. Daha 18 yaşında olan Cha Eun Sang annesinin zengin bir ailenin yanında hizmetçi gibi çalışmasından hoşnut olmasa da şartları ne yazık ki değiştirebilecek bir güce sahip değil. Her ne kadar neşeli ve güçlü bir kız gibi duruyor olsa bile kalbinin derinliklerinde herkese küsmüş kırgın bir yanı var Amerika'da olan ablasının zengin bir adam ile evleneceğini, annesinin ablası için hazırladığı parayı teslim etmek için Amerika'ya gitme şansını havada karada kapmasıyla olaylar zinciri baş gösteriyor..Onun asıl amacı Kore'ye dönmemektir. Aslında işlerin hiç de beklediği gibi olmadığını farkına vardığını görünce iş işten geçmiş olur kendi adına...

Kim Tan için Kore'den gelen bu kız gizemli gelir, birazda onun yüzünden absürt olaylar yaşar. Fasülye tozunun ne olduğunu bilmediği polisin onu uyuşturucu madde sanıp pasaportuna el konması  ile Kim Tan ile yolları kesişir... Kim Tan'ın Amerika'da yaşıyor olması tamamıyla ailesi tarafından sürgünde olmasında kaynaklı  İlk gördüğü anda aşık oldu. Dizinin başından sonuna kadar takdir ettim Tan'ı. Hiç vazgeçmedi, duyguları değişmedi. İlk nasıl aşık olduysa sonuna kadar öyle devam etti sevgisi. Amerika'da Eun Sang'ın deyimiyle "Bir yaz gecesi rüyası" gibiydi her şey.

Kim Tan'ın yıllardır sürgünde olduğu Amerika'dan dönüşüne, abisi ne tepki verecek, babası ne diyecek oluşlarına aldırış etmeden hayatına devam etmesi gibi..
İlk etkilendiğim an.. Nİye dinliyordun diye Eun Sang'a sorar. Tehlikedeysen üçe kadar sayıp seninle beraber koşacaktım cevabına karşılık "öyleyse neden yapmadın izlediğin süre boyunca tehlikedeydim" cevabını vermesine çok etkilenmişti. Keza o an Tan, abisi ile konuşuyordu.
Kim Tan Amerika'ya gelen abisini görmeye gidince dönüşte araba bozulur. Eun Sang ile aralarında ki komik diyalog


Eun Sang Amerika'dan Kore'ye dönebilemesi için yardım eden en yakın arkadaşı
Chan Young..
 Nişan sadece gösteriş amaçlıydı. Çünkü Kim Tan gayri meşru bir çocuk olduğundan babası için Rachel sadece garantiydi.. Dizinin buzlar kraliçesi..  Dizinin sonuna kadar mimiklerini kullanmadan tamamlaması iyi oyuncu olduğunu gösterse de ben sevemedim bu karakteri..Nişanının bozulması falan derken bir kez ağladığını gördüm o da ilerleyen annesinin nişanı bozmasıyla oldu.

Kaderin cilvesi mi dersiniz ne derseniz bilmiyorum. Eun Sang'ın annesinin İmparatorluk grubun evinde hizmetçi olarak çalışması kızı Amerika'ya gidince o evde Tan'ın öz annesinin yardımcısı hatta hiç konuşamamasına rağmen eli ayağı olması dizinin en güzel ayrıntılarından biri.. Eun Sang, Kore'ye dönünce o evde yaşamak zorunda kaldı kalmasına da Kim Tan'ın o evde yaşadığını sonradan öğreneceği gerçeği ve Kim Tan onu her yerde ararken aslında burnunun dibinde olması..  Zaten ileri ki bölümler için romantizm kokusu vermeye başlamıştı

 Bir de Tan'ın baba faktörü var ki o adama son bölümlere doğru az sövmedim ona. . Eun Sang ve öğretmen Jeon Hyun Joo ile görüştüklerini öğrendiğinden Öğretmenin yolunu bir şekilde kesmiş olsa da abi bu konuda babasına karşı çıkmakta pasif kaldı ne yazık ki Kim Tan o konuda çok yürekli oldu. Tam çocuklar kavuştur derken onları ayırması sanırım 16-17-18 bölümler sırf acı çekerek geçti. Onlar ağladı biz ağladık.Onlar güldü biz güldük öyle bir tablo oluştu dizi boyunca.. İkisinin birbirlerine olan aşkları zorlu bir yola girecekti.Önce Tan, Rachel ile ilgili nişanı atmaya zorlayacaktı bunun bir yolu da gayrimeşru çocuk olduğunu açıklamaktan geçecekti. Böyle bir şey yapınca baba rahat durur mu? Tabi ki de durmaz.. Önce Tan'ı zorla eve kapattırdi. Onun bu durumda kalmasına dayanmayan yardım eden kişi ise Young Do..
Kim Tan duruşu :))
 o asi hali bir anda kayboldu şu tipiyle, saç stilini değiştirmişti..
Sarılıyorsun ondan sonra tekrar özlüyorsun. Adını koyamadığın duygular yaşatıyor sana.. Nedensiz alışıyorsun. Tümüyle sevmene gerek yok parça parça sevsen yeter. Mesela; bir gün ellerini tut; sonra tekrar ellerini tur. Kimse senin gibi tutmasın ellerini.. Elmacık kemiğinin üstünden öp mesela, dudakları yokmuş gibi davran, herkesleşme.. Farklı olmaya çalışma, sadece onunla mutlu olduğunu ama onsuz da olabileceğini hissettir. Hayatta herkesin bir eyvallh hakkı vardırç Onu bu haktan mahrum et. Gitmek için değil, sevmek için benimle ol..  der gibiydi bu sahne
Eun Sang'ın Kim Tan'ı terk etmek zorunda kaldıktan işler sarpa sardı.. Acaba kavuşacaklar mı? acaba senarist bize ters köşe mi yapacak falan derken. Biz bunları düşündükçe senarist Lee Min Ho'yu ağlatmasıyla reytingler rekor kırdı..

16 bölümün son sahnesi.. Babası yüzünden Kim Tan'ı terk etmek zorunda kalan Eun Sang'ın ardında böyle ağladı. Lee Min Ho ağladı reytingler fırladı.. Youtube da özel olarak hazırlanan bir klip ile beraber izleyin.. Bu klip Kim Tan ile Eun Sang aşkını çok güzel ifade etmiş
"Birbirimizi tanımıyormuş gibi davranmalıyım"






"Lütfen tanıdığım herkesi mutlu et" 

 Bir yandan Kim Tan'ın aşkı bir yandan Young Do'nun karşılıksız aşkı.. En çok sana üzüldüm be Woo bin..
Gelişine sevmek lazım; düşünmeden... Eun Sang'ı ilk gördüğü an ki ifade..
Bir de hem Kim Tan için hem de Eun Sang için Young Do cephesi vardı ki; ilk başlarda asi kişiliği Woo Bin'e ne kadar yakışmış olsa da ona kızmadan kendimi alıkoyamadım. Zaten dizi sonrası yorumlarında bile Kim Tan ve Eun Sang konusunda haksız olduğunu dile getiriyordu. Tan'a olan kızgınlığın Amerika'ya sürgün edilmeden öncesine dayanıyor. Young Do'nun annesi onu terk etmek zorun da kalmış. Son bölüme kadar neden, niçin yok bu kadın ortada sorunun cevabını alamadık.

Young Do'nun Eun Sang'a duyduğu karşılıksız aşk onu olgunlaştırdı. Aşk ile nefret duygusu arasında çok ince bir çizgi olmasına rağmen bu kez dostluk kazandı... Kim Tan tek bir insana gayrimeşru bir çocuk olduğunu söyledi o da Young Do.. O bunu kendine çıkar olarak kullandı kimi zaman ama asla açıklamayı düşünmedi. Sadece yeltendi ama orada ki amacı sadece aşk içindi..  Bir çok dizinin ikinci adamı ya da kadını sevdiği kişiye kavuşamayınca kötü olmuştur. Young Do karakteri bana göre kötü değildi, sadece Kim Tan konusunda ona kızgındı.. Tabi acı çekmedi mi tabi ki de çekti.. Kim Tan ile Eun Sang'ın o tarifsiz ayrılığında  ben bu kızla beraber olayım deyip fırsat kollamadı. Kendi içinde bir ilişki yaşadı sevdi kendi karar verdi kendi bitirdi. Kim Woo Bin'in canlandırdığı bu karakteri Kim Tan gibi çok sevdim. İlk aşkını kazanamadan kaybetmiş aslında hayatında olabilecek en güzel şey oldu. Herkes mutlu mesut hayatına devam edecek derken Young Do gözü yaşlı bitmesin istedim.bu dizide ki performansından sonra onu başrolde görmek istiyorum. Özellikle o sert kişiliğiyle :)
Kendini ifade etme şekli bile bir faklıydı  Young Don'nun
Dizinin en efsane diyaloğu :)))))

Kim Tan ile Eun Sang'ın birlikte olduğunu öğrendikten sonra sırf Eun Sang'ı görebilmek için okulun hopörlerinden Kim Tan'ı kızdırması gibi

Young Do'nun ince espirileri :)))

Sende ilk aşkını geride bıraktın be Young Do..
Eun Sang ortadan kaybolduğunda onu bulmak için sahibi olduğu otelin sitesine onun ağızından "Young Do'nun sevgilisi" diye mesaj atması, yöneticiyi arayıp benim güzel yüzüm yine başımın bela oldu diyerek konuşması ve polise onu bulmak için başvurması.. Onu o karakolda görüp de sarılması falan iyiydi be.
hayatının rolünü oynadı..
Ortaya çıktığın için teşekkür ederim Eun Sang.. 
Dizinin sonlarına doğru dram hem Kim Tan- Eun Sang cephesinde artış gösterirken; Young Do cephesinde işler hiç de güllük gülistanlık olamadı ne yazık ki.Annesini özlediğini farkına varmaya başladığı zaman ise; Eung Sang'ı bulmak için evine gittiğinde ajummanın ona yemek hazırlaması, gözlerinden yaş aka aka o yemeği yemesi canım tak etmişti çingular. 


aslında o ilk aşkına kavuştu..
Birde bizim iki yakışıklı başrollerimizin birbirlerine girdikleri sahneler vardı ki dillere destan. Bu kavganın bir galibi yok. Sadece sevdiği kız için kavga eden iki genç, yıllarca birbirinden uzak kalmış iki dost..

Hayatımda hiç bu kadar rahat dövüşen tipler görmedim :)
sınav sıralamasında sonunculuk için yarışan ikiliyi ders çalıştırmak için yöntemler
Kim Tan, Eung Sang, Young Do ve Rachel'den (birazcık) bahsettikten sonra dizinin başından sonuna kadar en sevimli çiftinden bahsetmeden geçmek olmaz.  Lee Bo Na ve Chan Young fotoğraf karelerinde de göreceksiniz dizinin olmazsa olmaz sevimli çifti. Lee Bo Na'nın çocuksu halleri, Chan Young ile Eun Sang'ın çocukluk arkadaşı olduklarından yakın olmalarını kıskanması, Kim Tan ile eskiden sevgili olmalarına rağmen Tan'ın onu sevdiğini düşünmesi  ilk zamanlar beni yemiş bitirmiş olsa da sonraları aşırı sevmeye başladım. Özellikle ikisinin çok çok kısa ayrılığında okulun radyosunda Chan young'ı özlediğini söylediği anda Hyorin ile Eun Sang'ın mikrofonun sesini açması bütün okulun konuştuğu her şeyi duyması eğlendirdi. Lee Bo Na aslında özünde ne kadar iyi bir kız olduğunu az çok belli etmeye başlamıştı..  Eun Sang ile Kim Tan'ın ilişkileri ortaya çıkınca kızımızın onun evinde kalması karşılığında Chan Yoıung'ın sadece çocukluk fotoğrafını istemesi  saf ya çok sevdim ikisini de..

2013'ün en sevimli çift ödülünü size veriyorum

Hiyorin cephesine bakacak olursak. Dizinin bir diğer karşılıksız aşkını da öğretmenine aşık olarak o yaşadı. Kız allah için çok saf güzelliği olan bir hatun. Fakat Hyorin kardeşimizin hiç şansı yoktu ve rakibi Tan'ın abisi Kim Won olması. Yalnız işin ilginci bu aşk üçgeninde kazanan olmadı.. Hyorin'in anasına, Tan babasına uyuz olduğum kadar olmuşumdur. Ne yazık ki günümüzde özellikle sınava hazırlanan gençler için hiç de yabancı bir durum değildi yaşadıkları... Gerçi senaristin son dakika onu askere göndermesi beni üzdü. En azından Rachel ile aralarındaki o hisleri havada bırakmasaydı güzel olurdu diye düşünüyorum.
muhabbetinizi seveyim sizin
En çok güldüğüm dizinin neşe "kaynağı" Jo Myung Soo 
Dizinin hem komik hem en miskin tipi. Eminim ki benim gibi düşünen çok insan vardır. Myung Soo'nun elinden fotoğraf makinesi düşmedi. Dizide hemen hemen herkesle samimiydi ama Young Do ile daha samimiyeti gereği ona ilk aşk ile ilgili tüyolar falan vermesi beni daha çok güldürdü.. Paintbol oynadıkları bir bölüm vardı ki orda ki şebekliği yeterdi. Kim Tan ile Eun Sang'ın onun stüdyo evinde kaldıkları akşam şifreyi değiştirdiler diye sabaha kadar kapının önünde evde kim var düşüncesi ile kapıda bekleyip donması falan harikaydı..
 Myung So olurda komik bir diyalog olmaz mı diyenlere :)


Myung Soo'nun tepkisi :))))

Dizi boyunca gülmeyen Kim Woo; Kim Tan ile Eun Sang'ın aralarındaki diyaloğundan sonra böyle şapşik bir hal aldı
Kim Won'u en çok kardeşini kabul ettiğini belli ettiğinde sevdim. "Doğum günün kutlu olsun" demesi bile sonunda be demekten alıkoyamadım kendimi. Aslında küçük kardeşi "sevgi" dersi verdi. Aslında şu hayatta hiçbir şeyin para, şan, şöhret olduğunu gösterdi.. "O kızın hayatını ben mahfettim, benden ve babamdan koru hisselerimi sana vereceğim, ne istersen yapacağım demesi" abinin ona o bakışını unutamam heralde.. Küçük kardeşinin sevdiği kadın için her şeyden vazgeçmesi.. İşte orda aldı dersini. Tan'ın gösterdiği cesareti gösteremedi. Tan'ın da dediği gibi aslında onun sürgünü yalnız başına kaldığı odasıydı..


Dizinin çifti ne Kim Tan-Eun Sang ne Lee Bo Na- Chan Young dizinin tek geçeceğim çifti bu ajummalar.. Kesinlikle bu ikisini yılın çifti seçiyorum. Hele özel hizmetçisini başka hiç kimseyle paylaşamaması ardından dünür olmalı falan harikaydı.. Tan'ın annesi kocasının evini terk ettikten sonra ajumaya kavuşması falan izleyince bana hak vereceksiniz ya da izlediğinizde :)



Final ise benim adıma beklediğim gibi dolu dolu bitmesi mutlu etti. İzlediğim bir çok Güney Kore dizisine göre havada kalmayan, sonunu seyirci nereye çekerse oraya gidecek şekil de değilde; herkes için belirleyici bir son ile ekranlara veda etti..

Karakterlerimizin yaşadığı sevinç, üzüntü, acı gibi duygularını bize yansıtması için söylenen OSTlardan bahsetmemek olmaz.. Ostlar; Lee Hong Ki "I'am Saying" , Bromance "Love is" , 2AM grubunun solistlerinden Changmin'in seslendirdiği "Moment" ..  Ken ost part 3; Bromance "Ramake(two people)",  2Young "Serendipity"; Esna ost 4 ; Park Shin Hye dizi için seslendirdiği "story" Lee Min Ho'nun seslendirdiği "Painful love" Choi Jin Hyuk "Don't Look Back".. görüldüğü üzere bir tek oyunculuk yapmadılar dizinin müziklerinden eksik kalmaldılar... Söyleyen herkesin ağzına sağlık..

Lee Min Ho'nun oyunculuğu konusunda bir sürü eleştiri okudum. Ben Min Ho'nun aşırı bir fanı değilim ama oynadığı dizilerin hepsini seviyorum. Nedeni onun sıcaklığını bana oyunculuğu ile verebilmesi. O kadar acımasız eleştiriler çok saçma geliyor. İlk başlarda Heirs dizisine herkes yüksek bir beklenti ile başladı. Hem kadro son yılların en iyi kadrosuna sahip oluşu hem de senaristin şu zamana kadar çektiği bütün dizilerin zirveye ulaşmış olması.. 10 bölüme kadar yaşanan olaylar sıradan olaylar diye insan bu şekilde düşünmüş olabilir. Senaristin özelliği bu duruyor duruyor arka arkaya olayları patlatıyor. Heirs'da ikici yarıdan itibaren bana her duyguyu kattığı için mutluyum.. Gerek Myung Soo karakterine, Kim Tan- Eun Sang ilişkisine güldüm. Young Do'nun karşılıksız aşkına, annesini özlemesine, babasının vermediği sevigisizliğe, Kim Won'un kavuşamadığı aşkına, kendi hayatını feda etmesine üzüldüm.. Bana bu duyguları verebildiyse bu oyuncular bana göre bu dizinin olayı bitmiştir bendim adıma.. Bir tek benim düşüncem olduğunu düşünmüyorum. Nedeni ise; reytingler. Kore dizilerinin son yıllarda reyting rekoru kıran dizisi.. Daha ne olsun be dostlar.. Kim Woo Bin'in oyunculuğunu bu dizi ile kanıtladığını düşünüyorum.Onu başrolde aşkına kavuşan bir rolde görmek istiyorum...

En sevdiğim dizi ekibi :)

Diziye çok özendiğim için uzun sürdü yazmam.. 

Fakat bir çok ayrıntıyı atlamış olma ihtimalim çok yüksek. Umarım
beğendiğiniz bir yazı olmuştur. Şimdiden iyi seyirler..