21 Ara 2017

Sıkı çalıştın Jonghyun-ah!


Ben müziği çok seviyorum. Hangi psikolojide olursam olayım müzikle rahatlıyorum. Beni yakından takip edenler bilir kpop'ı bir başka seviyorum. Bütün grupları elimden geldiğince takip etmeye çalışırım. Onlardan biri deKdrama izleyen herkesin yollarının kesiştiği grup SHINee.. Bir çok dizide şarkıları mevcut. Hemen hemen herkesin ilki olan Boys Over Flowers dizi izlemiş olanların mutlaka yolları SHINee grubuna çıkmıştır. 

Efsanevi "Stand By Me" şarkısı onların.

Onlardan biri de Kim Jonghyun. SHINee grubunun güzel sesi.. 
27 yaşında hayatına son verdi. Ne yazık ki..

Jonghyun gitmeden önce her şeyi planlamış. Evet, çok acı. Gideceğinin iz ve işaretlerini belli ede ede hem de. Solo geri dönüşü için hazırlanıyordu. Kayıtlar bitti. Klip çekildi. Minho'nun dizisinin finali yayınlandı o gün . Teamin'in promosyonları o bir gün önce bitti. Üyelerinin her birinin doğum günü kutladı. Organlarını bağışladı. Veda mektubunu yazdı. Dear Cloud'ın Nine'ı Jonghyun'un bizlere bıraktığı mektubu paylaştı. Bunu ondan yapmasını Jonghyun istemiş, Nine gönderiyi paylaşmadan da Jonghyun'un ailesinden izin aldı.


Bu mektubu okurken kelimeler kifayetsiz kalıyor. Bu duruma geliyor. Acı çekiyor. Bu mektubu yazdığında ne kadar zorlandığını düşününce daha çok üzüldüm.

Jonghyun 9 ve 10 Aralık'taki INSPIRED solo konserlerinde 2018 Ocak ayında geri dönüş yapacağını duyuracaktı.Sahnede okudukları yazı ekranlarında "Gelecek yıl Ocak ayında geri dönüş yapacağım" yazıyordu. Ama okumadı. Tutamayacağı sözler vermedi, sadece yeni şarkılarını dinletti. Geri dönüş için tüm hazırlıklarını tamamladı, MV'yi çekti, fotoğraf çekimlerini yaptı. Tüm işlerini bitirdi. Şarkısı hakkında şu şekilde dedi;

"Bu şarkıyı çokça değer verdiğiniz ve korumak istediğiniz bir kişiyi kaybettiğinizde acı çekmemeniz ve üzülmemeniz için yazdım."

Jonghyun, SHINee konserleri olsun kendi solo konserleri olsun ağlayan bir adam. Son solo konserinde hiç ağlamadı ama hep gözleri dolu dolu bakıyordu. Sadece gözlerindeki o duyguyu şimdi anlıyorum. Aslında son kez bakıyordu. Son kez hayranlarını izliyordu. Doya doya..

Çocuk yaşta kimi hayalleri kimi para için bu sektöre çocuk yaşta giriyor. Daha o yaşta çocuk okulda olması gerekirirken sistem köle gibi çalıştırıyor. Bir çoğunun hikayesini takip ettiğimden biliyorum. İdol/oyuncu olmak adına okulu bırakıyorlar. Belli bir zaman sonra okullarına dışarıdan ya devam ediyor ya da etmiyor. O döneme kadar koca bir boşluğun içindeler. Sujunun lideri Leeteuk’un yakın zamanda bir şov programında endişesini dile getirmişti. Askere gidip geldikten sonra şöhretinin azalacağından çok korktuğunu, depresyon girdiğine dair bilgiler vermişti. Unutulma korkusu yaşamış. Ne kadar acı bir durum o kadar şöhretin içindeki 30'lu yaşlardaki adamın samimi endişesiydi bu. Bir de adını sanını bilmediğimiz grupların üyelerinin yaşadıklarını siz düşünün. Sektörün için ne yazık ki tam bir bataklık gibi. Bu sebeple sevin ya da sevmeyin herkesin yaptığı işlere saygı duyun. En azından o köle sisteminin içinde olmaları bile onlara saygı duymamız hak ediyorlar. Olur da fırsatınız olursa The Unit programına bakın. Sektörde bir şekilde başarılı olmuş veya olamamış 126 idolün hikayesini izleyin. Gerçekten samimiyetle bakın. Tarafsız olun. O zaman göreceksiniz yaşadıkları zorlukları.  Benim özellikle takip ettiğim evet bu dediğim grubum yok. Ben hepsini başka seviyorum.. Ben kpopu seviyorum. Müziği seviyorum. Bu yüzden hepsinin katıldığı her programı, geri dönüşlerini sabırsızlıkla bekliyorum. Jonghyun'da sadece endişesi olan idollerden biriydi. Shinee takip edenler bilir. O kadar güzel gülüyordu ki endişesini, sıkıntısını hissedemedik. Aslında göremedik, göremediler. Onun sadece istediği "İyi iş çıkardın" denmesiydi..


Jonghyun’u uğurlarken Japonya'da ay, o sırada gözle görülür biçimde Pearl Aqua tonu oldu. Ay'ın rengi 1990 yılında da en son bu renge bürünmüş. Jonghyun'un doğduğu yıl 1990. Doğumun ve vefatın her şey mi bu kadar tevafuk olur.
 


Ben bugün Onew'u değil. Kardeşini tabuta koymuş, kendini suçlayan, ağlamaktan bitap düştüğü için saçlarını sonuna kadar gözlerine indiren, kendinin bile gücü kalmamışken kardeşine destek olan Lee Jinki'yi gördüm. 

Ben bugün Taemin'i değil, yine aynı şekilde ağlamaktan bitap düşmüş, olanlara hala inanamayarak her konuda kendisine destek olan abinin yattığı tabuta ruhsuz bir şekilde bakan Lee Taemin'i gördüm. 

Ben bugün, her zaman neşeli ve umut dolu olan Minho'yu değil,her daim güçlü olduğu gibi bugün de güçlü olup herkese destek olan, dimdik ayakta duran, kardeşine belki son kez sarılamadığı için pişmanlık duyup çerçeve içindeki fotoğrafını okşayan gözleri şiş Choi Minho'yu gördüm. 

Ben bugün gülüşü muazzam olan Key'i değil, 10 yıldan fazladır kardeş dediği adamı tabuta koyan, gözyaşlarını hala durduramamış, güçsüz düşmüş, cenaze arabasına koyulan tabuta son kez çaresizce bana Kim Kibum'u gördüm

Ben bugün uyandığımda eski Shawols değil, uyanır uyanmaz aklına Jonghyun düşen, onun artık gittiğinin farkına varan ama yine de kabullenemeyen, içi acı dolu, gelecekte tekrar gülecek ama o gülüşünün altında hep hüzün yatacak bir Shawols'lar gördüm. 

Ben bugün Taeyeon’un ‘Henüz seni gönderemem’ diye ağlayışını, ablasının o halini ve arabanın alıp seni uzaklara giderken Donghae'nin arkasınızdan uzun uzun sadece baktığı o hallerini unutamam. Kelimeler tükendi, gözleri konuştu.

Üç gümdür ben sektör çok acımasız, dayanılması ne kadar zor olsa da çocukaların dostlukları gördüm.

Ama en berbat olan şey ne biliyor musunuz arkadaşlar? 

Bugün, hiçbirimiz Jonghyun'u göremedik. İnsanları koşulsuz seven ve onlara destek olan, kimsenin peşinden gitmeyip kendi bildiği doğruları hiç çekinmeden dile getiren, bizi hep ama hep seven kişiyi göremedik.


Her biri hem dostlarının acılarını paylaşmaya hem Junghyun'a son görevlerini yerine getirdiler. Eunhyuk'un kardeşi için hıçkırarak ağlaması, Leeteuk'un güçlü durmaya çalışması, Suho'nun çaresizliği, Lee Jonghyun'un bir saniye bile oradan ayrılmaması, Teayeon'un "onu daha çok anlamalıydım"  diye yaşadığı pişmanlığı, Sunny'nin acısıyla yanındakine sarılması, Yoona'nın gözyaşlarına engel olamaması, IU'nun yüzündeki çaresizlik, Henry'nin  gülen gözlerindeki alışık olmadığım hüznü, Bangtan çocuklarımın ağlamaktan şişen gözleri belli olmasın diye saçlarıyla kapaması, Kyu'nun ayakta duramayacak kadar bitkin olmasına rağmen can yoldaşı Minho'yu sarılıp bırakamaması, Jung Mo'nun içli içli ağlayışı, Sehun ve Kai'nin çaresizliğinden ne yapacağını bilememesi, Highlihgt hüzünlü bakışları...

Kibum'ın abisine yazdıkları

Söyledi arkadaşlar, milyonlarca kez söyledi fakat kimse şarkılarının arasına sıkışmış haykırışlarını duymadı, duyamadık. 27 yaşında hayatının baharında söyledikleri, yaptıkları şarkıları en çokta gülümsemesi kaldı geriye.. 

Acısı çok olan insanların, gülüşleri güzel olurmuş.

Çok sıkı çalıştın Jonghyun-ah...
Sıkı çalıştınız çocuklar..

15 Ara 2017

Love in the Moonlight / Kore Dizisi



KBS2 kanalında yayınlanan dizinin; webtoon yazarları Yoon Yi-Soo (web novel), kk (web novel), senaristleri Kim Min-Jung, Im Ye-Jin yönetmenliğini  Kim Sung-Yoon ve Baek Sang-Hoon yaptı. 

Hong Ra On (Kim You-Jung), erkek kılığına girerek kadın olduğunu gizler ve erkeklere kadınlarla olan ilişkileri hakkında öğütler verir. Bir müşterisi için yazdığı bir aşk mektubunun aracılığıyla Veliaht Prens Hyomyeong (Park Bo-Gum) ile karşılaşır. Hong Ra-On, ne onun Veliaht Prens Hyomyeong olduğundan ne de Veliaht Prens Hyomyeong,  Hong Ra-On’ın bir kadın olduğundan habersizdir. Veliaht Prens Hyomyeong, Hong Ra-On’a karşı ilgi duymaya başlar.


Park Bo Gum; dizide Lee Young (Crown Prince Hyomyeong) karakterini canlandırıyor. Daha önce Bridal Mask, Naeil's CantabileHello Monster, Reply 1988 dizilerinde izledim. 19 yaşında olan Lee Young veliaht prens olduktan sonra Veliaht Prens Hyomyeong olarak anılmaya başlanır. Onun karakteri; seçici bir kişiliğe sahip, zeki, iyi görünümlü, eğlenceli ve dışarıdan bakılınca soğuk birisi gibi görünmesine rağmen aslında sıcak kalplidir. O, geçmişte kendisini küçük düşüren ve sonra sarayda tekrar karşılaştığı Hong Ra On  ile arasında romantik bir ilişki gelişir.


Kim You Jung; dizide Hong Ra On karakterini canlandırıyor. Daha önce The Moon Embracing The Sun, May Queen, Golden Rainbow, Secret Door, Angry Mom dizilerinde izledim. Klişe konularımızdan biri olan erkek kılığında kendisini gizleyen Hong Ra On, asi ruhlu bir genç kızdır. O, beklenmedik bir şekilde saraya, saray beyi olarak kabul edilir ve orada bir bilim adamı sandığı kişinin aslında veliaht prens olduğunu öğrenir.


B1A4 grubunun lideri Jin Young; dizide Kim Yoon Sung karakterini canlandırıyor. Daha önce Persevere, Goo Hae-Ra, Warm and Cozy dizilerinde izledim.  prestijli bir aileden gelen Kim Yun Sung, halkın övgülerine rağmen ağırbaşlılığını koruyan onurlu ve oldukça kültürlü birisidir. O, çiçek çocuk olarak anılan bir bilim adamıdır. O, Hong Ra-On ve Veliaht Prens bir aşk üçgeni içerisinde olacaktır.




Chae Soo Bin; dizide Jo Ha Yeon karakterini canlandırıyor. Daha önce Spy, Cheer Up!Shopping King Louis (konuk oyuncu), Rebel: Thief Who Stole the People, Strongest Deliveryman dizilerinde izledim. Veliaht Prens Hyomyeong’un eş adayı olan Jo Ha-Yeon karakterini canlandırmaktadır. Onun karakteri, iyi kalpli, güzel olduğu kadar hırslı ve bilge bir kadındır. O, Veliaht Prens Hyomyeong’u gerçekten çok sevmektedir. Bu kız her kara


Kwak Dong Yeon dizide Kim ByungYeon karakterini canlandırıyor. Daha önce Jang Ok Jung, Living by Love, Inspiring Generation, Modern Farmer , Hwajung, Fight for My Way, Reunited Worlds dizilerinde izledim. Veliaht Prens Hyomyeong’a hizmet eden ve onun koruması olan Kim Byung Yeon, Veliaht Prens Hyomyeong’un çocukluk arkadaşıdır. Onun karakteri, basit bir kişiliğe sahiptir ve her şeyden habersizmiş gibi görünmesine rağmen güvenilir bir sığınaktır. Bu yüzden de Veliaht Prens Hyomyeong ona her şeyini anlatmaktadır. O, aynı zamanda Hong Ra-On (Kim You-Jung) içinde önemli bir kişidir.

Dizinin genç kadrosu fazla olunca seyir zevki de pek bir güzel oluyor. Park Bo Gum'un farklı bir çekiciliği var. Uyum sağlayamayacağı kimse yok gibi. Reply 1988 dizisinde Hyeri ile olan uyumunu açıkçası hiçbir şeye değişmem. Ona yakın en iyisi kesinlikle Kim You Jung ile oldu. İkisinin kimyası çok iyi uyuştu. Kim You Young'u bu tür başrolde izlemek garip geldi. Yanlış anlaşılmasın garip derken kötü manada değil. KDrama izlediğim zamanlarda bu yana hep çocuk karakter olarak karşıma çıktığı için onu bu şekilde izlemek keyif verdi. Bir de partneri Park Bo Gum olunca diyecek bir şey bulamıyorum. Jin Young oyunculuğunu çok geliştirmiş. Yalnız dönem kıyafetlerinin ona bu kadar yakışacağını hiç düşünmemiştim. Çok iyi görünüyordu. Chae Soo Bin yeni dönem oyuncuları arasında günden güne yükselişe geçiyor. Her karakteri canlandırabiliyor olması müthiş bir şey. Yani diyorum ki yeri geldiğinde müthiş bir şekilde kötü karakter oluyor. Yeri geldiğinde de narin bir karakter olabiliyor. FNC Kwak Dong Yeon'u idol olarak çıkaracak diye çok beklemiştim fakat onu oyuncu olarak çıkış yaptırmıştı. Kırk yılda bir doğru hareket yapabildiler. Sesi de güzel, oyunculuğu her geçen yapımda iyi oluyor. Umarım çok başarılı olur.
  • Güney Kore'de çok iyi reyting aldı dizi. Hatta aynı dönem yayınlanan  Moon Lover'tan bile geçti. Moon lovers IU'nun oyunculuğundan dolayı çok yüksek izlenme almadığını düşünüyorum. Ben oyunculuğunu seviyordum fakat Kore halkı yayınlandığı dönemde fazlasıyla eleştirmişti. İzlediğim dizileri arasında en iyi rol kestiği yapımdı bence. Neyse konumuza dönelim.
  • Park Bo Gum'u ilk kez bir tarihi dizide izledim. Bir insana dönem kıyafetleri bu kadar yakışır. Resmen o kıyafetlerin içinde kuğu gibi süzülüyordu. Şu zamana kadar izlediğim tarihi dizilerde Jung Il Woo'ya dönem kıyafetlerinin yakıştığını düşünüyordum. Fakat Bo Gum'u tarihi kıyafetler içinde görünce bütün fikrim değişti. Ondan daha iyisi gelene kadar en iyisi o.
  • Kdrama tarihi dizilerinin aksine prens karakteri çok zeki kurgulanmıştı. Normalde senaristler velihat prensleri ilk başlarda kendi başına bir iş beceremeyen bir karakter olarak oluşturuyorlar. Fakat, velihat Prens dizi boyunca tek başına herkese yetti. Her zaman olayların bir şekilde altından kalktı ve tek tek hepsinin ağzını kapadı. Bu da kendi adıma artı bir sebeo oldu.
  • Kim Yoon Sung bu dizide ki en anlaşılamayan karakterdi. Gerçek anlamda dosttu ama dostluğu hak ettiği değeri görmedi. O da aşıktı hem de herkesi kendi ailesini karşısına alacak, sevdiği kadının başka bir adamla olmasından o mutlu olduğu sürece, kendini iyi hissedecek kadar. Onun dostluğunu sevdim.
  • En sevdiğim olaylardan biride yan çift oldu. Bu dizininde yan çiftini çok sevdim. Birde kilolu olup zayıflama olayını filanda çok severim, onu da işlemişler. Tadından yenilmez oldu benim için. Erkek pek beğenilmemiş galiba ama bence bu aşk hikayesine uygundu. Bilmiyorum belki saf, iyi niyetli, zeki oluşu beni etkilemiş olabilir. Kızı kilolu olduğunda sevmesi de ayrı bir puan kazandırdı. Keşke daha fazla sahneleri olsaydı diye düşünmeden edemiyorum.
  • Tarihi dizilerin vazgeçilmez olayı olarak kayıtlara geçsin. Senaryo bir ara hep kızın etrafında geçmeye başladı. Başrol ve onun etrafında dönmesi gerek fakat koskaca sarayda insanların tek uğraştığı şey kız oldu. Prensin zayıf noktası olduğu için herkes ona oynadı ama yine de gereksiz gelen yerler vardı.
  • Beni güldüren bir başka karakter harem ağası jang. Onun 'hıck' yapmalarını unutmayacağım herhalde. Dizide o kadar tatlı, eğlenceli karakterler vardı ki gerçekten dizinin en sevdiğim yanlarından biri de buydu. Bir tarihi dizide bu kadar iyi insanı görmek çok hoşuma gitti
  • Sonu güzel bitmiş olsa da final benim için vasattı. Tamam her şeyin üstünü kapattılar hiçbir konu soru işareti olarak kalmadı en sevindiğim nokta bu ama niye mutluluğu, kavuşmayı son 4 dk ya sığdırdınız be vicdansızlar? Bölüm bittiğinde "bitti mi? bu kadar mı? final bu mu?" diye anlamsızca kaldım resmen. Kızımızın 3-5 bölüm kız haliyle elbise giyerek rahat rahat yaşamasını isterdim mesela. Her şeyin son bölüme sığdırılması olmadı. Final bölümünde en çok sevdiğim kısım veliaht prensimizin kral olduğu ve olduktan sonraki kısmı oldu. 
Albümü dinlemek için; TIKLA
  • Tarihi dizi izlemeyen insanlara bile sevdirecek türde oyunculuklar göreceğiniz bir yapım. Ben dönem dizilerini sevdiğim için izlerken fazlasıyla keyif aldım. Bir de buna sevdiğim oyuncularda eklendiğini düşünürsek keyfin dibine vurdum. Umarım sizinde beğeneceğiniz bir dizi olur.

Dizi için puanım; 9,5/10

14 Ara 2017

Sevdiğim Kore Dizileri / Bölüm 1

Sayısını bile hatırlamadığım kadar çok dizi izledim. Bunların bir çoğu Amerikan ve Güney Kore dizilerini kapsamakta. Güney kore sineması ve dizi sektörü  ülkemizde de son zamanlarda oldukça revaçta. Yeni başlayanların bir çok kişiden, hangi diziden başlasak? Hangi diziyi önerirsiniz? şeklinde  geri bildirimler alıyorum.  Yeni başlayanlara yardımcı olabilmek adına ve güncel olarak takip edenler için o hisleri bir daha yaşatabilmek adına bu postu oluşturuyorum. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki dizilerin sıralaması öylesine oluşturdum. Her hangi bir ölçü sıralaması değildir. En sevdiğim diziler Bölüm 1 sizlerle..

O zaman başlayalım;

Kill Me, Heal Me
Ji Sung, Hwang Jung Eum ve Park Seo Joon'un başrollerini paylaştığı 2015 yılında MBC kanalında yayınlanan Kill Me, Heal Me dizisi kdrama sektöründe yayınlanan en iyi dizilerinden bir  olmakla birlikte kişilik bozukluğunu işleyen ilk yapım. Konusu; Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu hastası üçüncü kuşak bir milyarder Cha Do Hyun ile psikiyatri uzmanlığı asistanlığının birinci yılında olan ve onu gizlice tedavi eden Oh Ri Jin arasında geçen olaylar dizisini konu alıyor. Çocukluğunda yaşadığı travmatik bir olaydan sonra, Cha Do Hyun hafıza kayıplarıyla beraber kişilik bölünmesi yaşar. Yaşadığı bu durumu konu olan bu dizi Şu zamana kadar izlediğim en iyi üç Güney Kore dizisinden biridir. Ji Sung, bu dizideki oyunculuğuyla kariyerinin zirvesine oturdu. Özetle, rahatlıkla ileride tekrar izleyebilirim dediğim nadir dizilerden biri oldu. 


Secret Garden
Hyun Bin, Ha Ji Won, Yoon Sang Hyun, Kim Sa Rang, Lee Philip gibi oyuncuların yer aldığı  SBS kanalında yayınlanan Secret Garden dizisinin, senaristliğini Kim EunSook  yapmıştır. 20 bölümden oluşuyor. Romantik komedi türünün en iyilerinden biri olarak adlandırabiliriz. Kim Joo Won, harika görünüşlü fakat kibirli ve çocukça bir adamdır. Gil Ra Im, gözde aktristlerin kıskandığı vücudu ve güzelliği olan bir dublördür. Bir gün yolları birleşir ve tuhaf bir eve girerler. Evdeki garip bir yaşlı kadın onlara içmeleri için şarap ikram eder. Ertesi gün ikili uyandıklarında, bedenlerinin yer değiştiğini görürler ve sonrasında gelişen olayları konu alıyor. 


Six Flying Dragons
2015-2016 yılında SBS  kanalında yayınlanan 50 bölümden oluşan Six Flying Dragon dizisi son yılların en iyi tarihi dizileri arasında yerini aldı. Senaristliğini Kim Young Hyun, Park Sang Yeon yaparken yönetmen koltuğunda ise Shin Kyung Soo oturuyor.Dizi, Koryeo Hanedanlığından sonraki hanedanlık olan Joseon'un kuruluşunu konu alıyor. Öncelikle dizinin isminden de anlaşılacağı üzere Joseon'un kuruluşunda önderlik yapmış altı kişi üzerinden kurgu oluşturulmuş. Tarihe adını iyi veya kötü yazdırmış da olsa yardımcı karakterlerin ön plana çıkmış olması dizinin başarılı olmasındaki en büyük sebeplerinden biriydi. Bana dinin anafikrini kısaca söyle deseler dizide kötü olmasına rağmen Gil Tae Mi'nin gider ayak altın değerindeki sözlerini söylerdim.
"Bu dünyada ki en acı gerçek 1000 yıl öncesinde de güçlüler zayıfları eziyordu. 1000 yıl sonra da ezmeye devam edecek." 
Tarihi dizi severler için izlenecek en iyi yapımlardan biri. İzlerken bir çok duyguyu bir arada yaşadığım bir dizi olmuştu. 

Descantes of the Sun
2016 yılında KBS2 kanalında yayınlanan 16 bölümden oluşan dizinin başrollerinde Song Joong Ki, Song Hye Kyo, Jin Goo, Kim Ji Won'un başrollerini paylaştığı dizinin senaristliğini  Kim Eun Sook ve Kim Won Suk yaptı. Dizi Birleşmiş Milletler'e ait barışı koruma birliklerinde yer alan Yüzbaşı Yoo Shi Jin'le Birleşmiş Milletler'in talebi üzerine başka bir ülkenin başkentine tayin edilen Doktor Kang Mo Yeon'un aşk hikayesini konu almaktadır. Dizide ana karakterlerin aşkı kadar ikinci çiftinde aşkı fazlasıyla dikkat çekti. Dizinin senaryosu yabancı ülkelere satıldı. Geçen senenin bütün ödüllerini topladı. Song Joong Kİ ve Song Hye Kyo bu dizi sonrasında ilişkileri başladı ve evlendiler. Zaten dizide çiftin uyumundan birbirlerine olan aşkını hissetmemek imkansız gibi bir şeydi. Dizi görsellik olarak hem çekim yerleri hem de oyuncular açısından tam bir şölen sunuyor desek yeri. Büyük bir kısmı Yunanistan'da çekildi. Çok tanıdık geliyor o yüzden. Ayrıca tüm bu övgüler müzikleri için de geçerli, gelmiş geçmiş en iyi ostlar arasında olacakları konusunda herkes hemfikir gibi.


Sungkyunkwan Scandal
2010 yılında KBS2 kanalında yayınlanan 20 bölümlük kdrama. Dizinin başrollerinde Yoochun,  Park Min-Youngi, Song Joong Ki, Yoo Ah In, Seo Hyo Lim yer alıyor. Dizi Joseon döneminde Sungkyunkwan üniversitesinde geçen bir dizi olayı anlatıyor. Şimdi dizinin asıl olayına geliyoruz, eğer bu dizide Song Joong Ki'nin canlandırdığı Yeorim  karakteri olmasaydı ya da daha da kötüsü Yoo Ah In şahanesinin canlandırdığı Geol Oh olmasaydı, bu dizi benim için bir kaç bölümde bitebilirdi. Başrol çifti de şirinlik abidesi olsa da, dizinin asıl kozu bu ikili oldu. Bu sebeple diziyi enlere taşımış oldılar. Tarihi bir dizi olmasına rağmen bu sadece görünüştedir. Diziyi günümüz dizilerinden ayıran tek şey etrafta cep telefonlarının olmaması. Zaten dizi ekibi de diziyi gençlere yönelik olarak niteliyor. Kısacası tarihi dizilerden köşe bucak kaçanlar bile gönül rahatlığıyla izleyebilir.

My Love From The Star
2013 sonlarında 2014 başlarında yılında SBS kanalında yayınlanan dizinin başrolerinde Jun Ji Hyun, Kim Soo Hyun, Park Hae Jin, Yoo In Na yer alıyor. Dizinin konusu; Do Min Joon yaklaşık 400 yıl önce yani Joseon döneminde dünyaya inmiş bir uzaylıdır.Mükemmele yakın bir görünümü vardır ve ayrıca işitme ve hız konusunda yeteneklidir. İnsanları ve insanlığı küçümseyen Do Min Joon, modern zaman aktrisi Cheon Song Yi'ye aşık olur. Bu diziyi bu kadar iyi olmasının sebebi kesinlikle Jun Jin Hyun'un oyunculuğu oldu. Dizi, rekor fiyata Çin'e satıldı. Yayınlandığı dönemde pek çok habere adını yazdırdı. Ayrıca Kim Soo Hyun bu dizisi sonrasında ününe ün kattı. 

Reply 1997
16 bölümden oluşan bu dizi 2012 yılında yayınlandı. Dizinin başrollerinde (APink)Jung Eun Ji, Seo In Guk,  Hoya, Shin So Yul, Eun Ji Won, Lee Si Un gibi oyuncular yer alıyor. Konusu, 90’lı yıllarda H.O.T adında çok ünlü olan bir gençlik grubu vardır. Bunların hayranlarından birisi olan ve solistle evlenmek isteyen bir lise öğrencisinin hayatı anlatılıyor. Busan'da yaşayan 6 tane lise arkadaşı yıllar sonra yeniden buluşuyor ve lise anılarını paylaşıyor. Reply 1997, romantik komedi tarzında bir lise hayatı dizisi, tam anlamıyla bir gençlik hikayesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu diziyi izlediğinizde samimiyeti hissedeceksiniz. Ayrıca Busan'da gençlerini canlandırdıkları için Busan aksanıyla konuşuyorlar. Bu da aşırı sevimli olmalarına sebep oluyor. Her oyuncu birbirinden harikaydı fakat Jung Eun Ji, bir idolden oyuncu olur mu kavramını yıktı geçti.
Dizi, sonraki sezonlarındaki (Reply 1994, Reply 1988) karakterlerden ve hikâyelerden farklı olmasına rağmen "Reply Serisi”nin birinci sezonu niteliğindedir. Diğer sezonlardan en iyileriydi fakat onlara diğer postlarda yer vereceğim.

Oh My Ghost
2015 yılında TVN kanalında yayınlanan dizinin başrollerinde Park Bo Young, Cho Jung Seok, Lim Ju HwanKim Seul Gi yer alıyor. Konusu Baş şefin yardımcısı olan Na Bong Sun kendine karşı güvensizdir ve hiç arkadaşı yoktur. Çocukluğundan itibaren şaman olan büyükannesi sayesinde hayaletleri görebilmektedir. Bir gün küstah ve çekici bir hayalet olan Shin Soon Ae onun bedenini ele geçirir. Bu arada, baş şef Kang Sun Woo, Bong-Sun'un ani değişiminden sonra onun farkına varmaya başlar. Bu olayları konu alan dizi 16 bölümden oluşuyor. Romantik-komedi türünde olan yapımda  Park Bo Young, Cho Jung Seok, Kim Seul Gi'nin performansı fazlasıyla dikkat çekti. Hatta Seul Gi kendine hayran bıraktı diyebilirim. İzlemenizi tavsiye ederim.

Boys Over Flowers
Boys Over Flowers 2009 yılında KBS2 kanalında yayınlanan başrollerinde Lee Min Ho, Ku Hye Seon, Kim Hyun Joong, Kim Bum, Kim Jun yer alıyor. Shinwa Lisesi, Kore'nin en zengin grubu Shinwa'ya ait, sadece özel ailelerin ve çok zenginlerin çocuklarının alındığı bir okuldur. Okulun en prestijli ailelerinden ve çocukluklarından beri arkadaş olan dört öğrencinin kurduğu F4 isimli bir grup vardır. Hepsi çok yakışıklı olduğu için tüm okul kızları tarafından çığlık çığlığa karşılanırlar. Aynı zamanda canları istediğinde istediği kişilere kötülük edip, kafayı taktıklarına kırmızı bir kart bırakacak tüm okulun eziyet etmesine müsaade ederler. Bir gün, ailesinin kuru temizlemeci dükkanında çalışan Geum Jan Di,bu okula kuru temizleme siparişi götürdüğünde, F4 tarafından gördüğü eziyetler sonucu intihar etmek üzere olan bir öğrenciyi kurtarır. Olay medyada geniş bulur ve okulun öğrencilerinin mutsuzlukları gündeme gelir. Medyanın baskısından uzak kalabilmek için Shinwa Yönetimi tarafından Jan Di, okula burslu olarak kabul edilir. Okula başlayan Jan Di'nin huysuz, ters ve dobra tavırlarına kızan F4, kırmızı kartı Jan Di'ye de bırakır ve eziyetler başlar. Bunun sonrasında bir dizi olayın anlatığı dizi. 25 bölümden oluşan bu dizi,Türkiye'de, TRT Okul tarafından yayınlanmaktadır. Dizinin orijinal isminin Türkçe karşılığı Yaban Çiçeği'dir. Ayrıca, Hana Yori Dango adlı japon çizgi romanından uyarlanmıştır. Bir çok Kdrama severin ilk dizisidir.

Empress ki
Emperess Ki; 2013'ün Ekim ayında başlayıp 2014'ün başlarında son bulmuş 51 bölümden oluşan tarihi dizi. Normalde 50 bölüm olarak planlanan dizi bir bölüm daha uzaltıldı. Senaristliğini Jang Young Chul, Jung Kyung Soon yaparken yönetmen koltuğunda ise Han Hee oturuyor. Dizinin başrollerinde Ha Ji Won, Jo Jin Mo, Ji Chang Wook gibi oyuncular yer alıyor. Konun çıkış teması; Cengiz Han'ın kurduğu Yuan Hanedanlığına 37 yıl hükümdarlık eden Demir Leydi olarak bilinen İmparatoriçe Ki'nin hayatından esinlenilerek tarihi gerçeklerden bir nebze şaşılarak kurgulanmış bir dizi diyebiliriz. Dizinin Koryo ve Yuanlılar arasındaki çekişmeyi de ele alıyor. Dizinin konusunun yanı sıra, oyuncu kadrosunun zengin olması fazlasıyla dikkat çekiyor. 51 bölümlük tarihi dizi olduğundan oyuncu sirkülasyonu bir hayli fazla. Sırf bu kadro için bile izlenir. En iyi tarihi dizilerden biri. 

Healer
Healer 2014-2015 yıllarında KBS2  kanalında yayınlanan, başrollerinde Ji Chang  Wook, Park Min Young ve Yoo Ji Tae yer alıyor. 20 bölümden oluşuyor. Healer nam-ı değer ""şifacı".. Ne yapar bu şifacı? Ana karakterimiz Jung Hoo "gece kuryesi" olarak çalışmaktadır. Gece kuryesi olabilmek için özel olarak eğitilmiş iş dövüşmeye gelince üstün yetenekleriyle, çatıdan çatıya atlama gibi potansiyele sahip. Jung Hoo ise şifacı olarak bu işte en iyisidir. Kimse onun kim olduğu bilmez. Çünkü gece kuryesinin ilk şartı; kimliğini gizlemektir. Bir diğer şartı; kim için çalıştığını bilmeden işlerini halletmektir. Kim Moon Ho büyük bir yayın şirketinde popüler bir muhabirdir. Bir gün geçmişte yaşanan bir davanın gerçek yüzünü öğrenir. Bilerek dava ile alakalı insanlara yaklaşır ve onlara yardımcı olur. Bunları yaparken, o doğruluk ve inançları ile mücadele eder. Bu arada, Kim Moon Ho'ye internet muhabiri Chae Young Shin ve aynı zamanda "Healer" olarakta bilinen Seo Jung Hoo bu davayı çözmede yardımcı olur. 

The Heirs
2013 yılında SBS kanalında yayınlanan The Heirs dizisinin kadrosunda Lee Min  Ho, Park Shin Hye, Kim Woo Bin, Kang Min Hyuk, Choi Jin Hyuk, Kang Ha Neul, Krystal, Kim Ji Won, Park Hyung Sik yer alıyor. 20 bölümden oluşuyor.Dizinin konusu; Zengin  varislerin girdikleri rekabeti anlatıyor. Ana karakter; Cha Eun Sang, annesi İmparatorluk grubunun sahibi olduğu evde kahyalık yapan kadının kızı ve kendisini de fakirlikten kurtulamayacak biri olarak gören bir kız, Kim Tan; annesi İmparatorluk grubunun başkanının sevgilisi olan ve bir yanı tutkulu bir yanı karanlık gibi görünen tacı giyip giymeyeceği aşikar varis, annesi küçük yaşta terk etmiş, egosu yüksek babası ile yaşamak zorunda olan Choi Young Do..Büyük miraslara sahip olmak o kadar kolay olmayacak onlar için.  Bu olaylar etrafında dönecek hikaye. Zengin gençler arasındaki aşk, arkadaşlık, yaşamsal ilişkilerin konu edildiği dizi, bir yönüyle Gossip Girl, başka bir açıdan bakınca da Boys Over Flowers dizilerini andırıyor.Böyle bir kadro uzun zaman sonra bir araya gelmez.  Ayrıca dizinin müziklerinin her biri efsane!

It's Ok, That's Love
2014 yılında SBS kanalında yayınlanan birer saatlik 16 bölümlü medikal k-dramalardan. Dizinin başrollerinde Zo In-Sung, Gong Hyo Jin, Sung Dong Il, Lee Kwang Soo, Jin Kyung, EXO'dan Kyung Soo (D.O) var. Bu dizide her bir oyuncu çok iyi ama D.O'da idolden oyuncu çıkar mı klişesini yerle bir etti.
Jang Jae Yul, takıntı hastalığından muzdarip gizemli bir yazar ve radyo DJ'yidir. Ji Hae Soo ise Üniversite hastanesi psikiyatri bölümündeki ilk yılını huzur içinde geçirmektedir. Ameliyatlarla uğraşmamak için psikiyatri alanını seçmiştir. Fakat Jang Jae Yul ile tanıştıktan sonra hayatında büyük değişiklikler meydana gelir. Hem teknik hem de konu bakımdan cesur ve oldukça farklı bir tarzı var. Teknik olarak en dikkat çekici yanı, özellikle başta yadırgadığım sonra da hoşuma giden kritik sahnelerin donup kalmadan akışıydı. Kilit sahnelerde kuvvetli bir müzikle duraklamaya ne çok alışmışız. bu dizide ise cesur bir hamleyle kritik sahneler başka sahnenin içinde eriyip gidiyor. Gerçek hayattaki gibi akıp geçiyor. Konu ise bir çok açıdan çarpıcı ve k-dramalar içerisinde devrim sayılabilecek bir duruşa sahip. Hemen tüm karakterleri psikolojik sorunlu olan dizide, cinselliğin son derece rahat konuşulması ve kadın-erkek ilişkilerine dair bilinen tüm dayatmaların dışına çıkılıyor. Bu dramada herkes öncelikle birer birey ve herkes karşısındaki bireyin hayatına ve tercihlerine saygı duyuyor. kimse kimseyi bir kalıba sokmaya, şekillendirmeye çalışmıyor. Hastanede konu edilen vakalar da son derece çarpıcı örnekler. Aile kavramının da bolca sorgulandığı hatta iğnelendiği, psikolojik rahatsızlıkların hayattan kopmayı gerektirmediği aksine hayata karışarak toplumda yer alarak İyileşilebileceğine dair dikkat çekici yaklaşımlar söz konusu. Özetle içeriğiyle ve tarzıyla gayet farklı bir k-drama. takıntılarımızı tatlı tatlı yüzümüze vururken aslında hiç de yalnız olmadığımızı, çok büyük travmaların da hayatta bir adım olduğunu ve hayatın adım adım ilerlediğini hatırlatıyor.

Hello Monster
2015 yılında KBS2 kanalında yayınlanan dizi 16 bölümden oluşuyor. Başrollerinde Seo In Guk, Jang Na Ra, Choi Won Young, Park Bo Gum yer alıyor. Hello Monster, cinayet suçlarında uzmanlaşmış bu konuda Amerika ve Güney Kore'de ki üniversitelerde eğitim veren Lee Hyeon, kendini polis teşkilatının Özel Soruşturma Ekibinin içinde bulur. Bu da özel soruşturma ekibininde yer alan Cha Ji An'ın ısrarları üzerine olur. Lee Hyeon zeki ve kıvrak zekasıyla davaların çözülmesinde yardımcı olacaktır. Konusundan anlaşılacağı üzerine fazlasıyla polisiye biraz dram biraz psikolojik temalı Hello Monster diğer bir adıyla I Remember You kendi türünün örnekleri arasında 2015'in en iyi yapımlarından biri oldu. Dizinin yazarlığını Protect the Boss dizisinin de senaristliğini yapmış olan Kwon Ki Young yaparken yönetmenliğini ise No Sang Hoon üstlenmiştir. Polisiye tutkunları, macera sevenlerin başından kalkmadan bitirebileceği bir sürükleyici senaryo Hello Monster’da. Bir suç profili uzmanı ile bir dedektif arasında yaşanan romantik bir ilişki de birazpolisiye hikayeyi biraz yumuşatıyor.

The Master’s Sun
2013 yılında SBS kanalında yayınlanan 16 bölümden oluşan dizin başrollerinde Gong Hyo Jin, So Ji Sub, Seo In Guk, Kim Yoo Ri yer almaktadır. Dizi, hayaletleri göreme yeteneğine sahip Kong  Sil’in etrafında dönmektedir. Kong Sil geçirdiği bir kaza sonrasında uzun süre komada kalır ve uyandığında ise hayaletleri görmeye başlar. Her yer de ve birden karşısına çıkan hayaletler yüzünden normal bir hayat yaşayamayan Kong Sil bir gün karşılaştığı Joong Won adında bir adama dokunduğunda hayaletlerin ortadan kaybolduğunu fark eder. Artık Joong Won’un peşini bırakmaz.  Genellikle romantik komedi ya da tarih dokulu dizilere yoğunlaşan Koreliler için gayet farklı bir senaryo ve yapım olduğundan dizi, 2 dalda ödül almış ve yayınlandığı 2013 yılında çok ciddi izlenme oranı yakalamıştır. Benimde severek izlediğim dizilerinden biri.

49 Days
2011 yılında yayınlanan SBS kanalında yayınlanan dizinin başrollerinde Lee Yo Won, Nam Gyu Ri, Jo Hyun Jae, Bae Soo Bin Jung Il Woo yer alıyor.  Evlenmek üzere bir kız, zengin bir ailenin herkesçe gıptayla bakılan tek çocuğudur. Beyaz atlı prensini bulmuştur. Kısacası ondan mutlusu yoktur. Tabi düğüne kısa zaman kala geçirdiği trafik kazasını ve sonunda girdiği komayı saymazsak. Shin ji hyun kazanın ardından kendini bedenine bakarken bulur, hemen yanında ise kendisini Scheduler olarak tanımlayan, ruh bekçisi vardır ki kendisini diziye başlamamda etkili olan Jung Il Woo canlandırır, aynı zamanda dizinin en sevilesi elemanıdır. Ona ölümünü engellemenin elinde olduğunu söyler. Yalnız bunun için tamamlaması gereken bir görev vardır, görev 49 gün içinde kendisi için içten bir şekilde ağlayan 3 kişiyi bulmaktır. Bu kişilerin kan bağı olan kişiler olması ise yasaktır. Ji hyun sevilen, en azından öyle olduğuna inanan biri olarak bunun çocuk oyuncağı olduğunu düşünür. İki yakın arkadaşı ve nişanlısı ağlasa yeter. Ji hyun gözyaşlarını toplamak için başkasının bedenini kullanacaktır, bedenini kullanacağı kişiyse yalnız başına acınası bir hayat yaşayan Song Yi Kyung'tur. Fantastik öğeler de içeren zaman zaman romantik komedi olsa da çoğunlukla dram türünde diyebileceğimiz ne idüğü belirsiz bu dizi, türünün belirsizliğinin aksine kendine bağlayan türden. İlk bölümlerde kafamda beliren kuşku baloncuğu zamanla yerini beğeniye ve en sonunda bağımlılığa çevirmişti. Bundaki en önemli etkense kesinlikle merak unsuru. Diziyi izleten, diğer bölüm diye ağlatan budur ki ben artık arsız bir drama izleyicisi olarak klişelere alışkın olduğumdan bölüm sonu nasıl olursa olsun diğer bölümü merakla beklemem, elimde varsa da bekletebilirim. 49 gün'de işler değişti. Dizi kimilerince beğenilen, kimilerince beğenilmeyen tartışmalı bir sonla bitse de benim açımdan ardından soru işareti veya hoşnutsuzluk bırakmadı. benim en beğendiklerimden oldu, hatta dram türü için konuşursak beğendiğim sayılı kore dizileri arasına girdi diyebilirim.

Another Miss Oh
2016 yılından TVN kanalında yayımlanan 18 bölümden oluşan dizinin başrollerinde Eric, Seo Hyun Jin,Jeon Hye Bin,Ye Ji Won, Kim Ji Suk, Heo Jeong Min, Lee JaeYoon yer alıyor. Senaristliğini PArk Hae Young yaparken yönetmen koltuğuna Marrige not Daiting dizisinden hatırlayacağımız Song Hyuk Wook oturuyor. Hayatları tamamiyle farklı aynı ismi taşıyan iki kadının hakkındaki romantik-gizemli hikayesi. Oh Hae Young ortalama zekada, sakar bir kadındır. Liseden beri süreli daha popüler, yetenekli ve iyi bir zekası olan diğer Oh Hae Young'un gölgesinde kalmıştır. İronik olan yıllar sonra aynı iş yerinde çalışacak olmalarıdır. Bu iki kadının arasında çok farklı bir bağ vardır. Bu olayların merkezinde ise başarılı bir ses yönetmeni olan Park Do Kyung vardır.  Son yıllardaki en başarılı romantik komedilerinden. Romantizmi köküne kadar, komedisi en olmadık zamanlarda kopartacak kıvamda. Teknik olarak müzikler, kıyafetler özellikle Hae Young'un ayakkabıları ve mekanlar çok şıktı. Dizinin rengi genelde pasteldi ve çok yakışmıştı. Bir de farklı olarak "sesler" ön plandaydı ki baya farklı bir tat katmış. Klişe sona ulaşsa da finali belirleyen asıl konunun bağlanış şeklini sevdim. ne kadar fantastik bir sebeple başlamış olsa da sonucu çok mantıklıydı bence. 
Bir yerde, hepimiz başkalarının tercihlerini yaşamıyor muyuz?

Bad Guys
2014 yılında OCN kanalında yayınlanan 11 bölümden oluşan dev dizi. Başrollerinde Kim Sang Joong, Ma Dong Seok, Park Hae Jin, Jo Dong Hyuk, Gang Ye Won yer alıyor. Artan şiddet suçlarıyla mücadele etmek için Polis Şefi Oh Goo Tak  suçlulardan oluşan bir ekip kurar. Gangster Park Woong Cheol, üstün zekasıyla en geç seri katil Lee Jung Moon ve kiralık katil olarak Jung Tae Soo ekibe dahil edilen kişilerdir. Ekibin bir diğer üyesi ise polis müfettişi Yoo Mi Young'tur. Polis ve suçlulardan oluşan bu ekip artan cinayetlere çözüm bulacaktır. Yaşayacakları bir çok farklı duyguyu bu süreç dahilinde öğrenecekleri bir kurgu gözler önüne seriliyor dizide. Aksiyon, suç, polisiye türleri arasında çok dizi izledim. Fakat bu diziyi izlerken aldığım hazzı daha dizilerde yakalayamadım. Bad Guys bu kadar sevilince 2. sezonu 2017/2018 tarihlerinde yayınlanacak. Fakat bu sefer oyuncuları farklı olacak.

Chicago Typewriter
2017 yılında Bir tvN klasiği daha; Chicago Typewriter. Üzerine uzun uzun yazılar yazabileceğim dizi.  Uzun süredir kalbime bu kadar derinden dokunan bir dizi olmamıştı. 16 bölümden oluşuyor. Başrollerinde Yoo Ah In, Lim Soo Jung, Go Gyung Pyo, Kwak Si Yang yer alıyor.Dizinin senaristliğini The Moon Embracing The Sun ve Kill Me Heal Me dizilerinden hatırladığımız Jin Soo Wan yaparken yönetmen koltuğunda ise Emergency Couple dizisinden hatırladığımız Kim Cheol Kyu oturuyor. Dizi, 1930’lu yıllarda Japon sömürgesi altında yaşayan ve reenkarnasyon ile günümüzde tekrar dünyaya gelen yazarların etrafında dönmektedir. Günümüzde bu yazarlardan biri kitapları çok satan bir yazar, biri  gizemli bir hayalet yazar ve diğeri ise kitapları çok satan yazarın anti-fanı olarak yaşamaktadır. Senaryo, oyuncular, mekanlar, müzikler, karakterler çok başarılıydı. Teknik açıdan geçmişteki atmosfer renkler ve sinematografi günümüzdekinden daha başarılıydı. Oyunculuk konusunda üç başrol için övgü dışında söyleyeceğim bir şey yok ama ben daha çok Yoo Ah In için başladığı diziyi Go Kyung Pyo için devam ettim. Günümüz sahnelerinde de kütüphaneler harikaydı. Hemen gidip yüksek tavanlı ev, kütüphane ve kitaplar sipariş etme isteği veriyordu insana. Ve müzikler EFSANEYDİ!

Devamı gelecek..

7 Ara 2017

Because This Is My First Life / Kore Dizisi


TVN kanalının başarılı işlerinden biri daha. Ortalama bir saat süren 16 bölümden oluşan bir dizi. Flower Boy Ramen Shop dizisinden hatırlayacağım Yoon Nan Joong dizinin senaristliği yaparken, yönetmen koltuğunda severek izlediğim Let's Eat ve Let's Eat 2 dizilerden tanıdığımız Park Joon Hwa oturuyor. Dizide, 30’lu yaşlardaki bekâr insanların hayat ile olan mücadelesi gerçekçi ve farklı bir şekilde  olan ilişkilerini ele alınmaktadır.  Konuya bakıp klasik kdrama deyip geçmeyin derim. Farklı ele alınarak işlenmiş bir dizi olarak en iyiler listeme ekledim. 


Lee Min Ki, dizide Nam Se-Hee karakterini canlandırıyor. Daha önce Shut Up Flower Boy Band dizisinde, Very Ordinary Couple filminde izledim.  30’lu yaşların başında bekâr bir erkek olan Nam Se Hee, 'bekarlık sultanlıktır' misali kendince sebeplerden dolayı evlenmemeyi seçmiştir. Bir ev sahibi olmasına rağmen ipotek borcu bir hayli fazladır. Bir şekilde kendine ev arkadaşı aramaktadır. Yoon Ji Ho ile aynı evi paylaşmaya başlar ve ikisi ev arkadaşı olur.5 yıl önce sadece 2 bölüm kadar yer aldığı diziden sonra dizi sektöründe olmayan Lee Min Ki sen nasıl iyi bir oyuncu olduğunu bir kez daha gösterdin.

Jung So Min, dizide Yoon Ji Ho karakterini canlandırmaktadır. Daha önce Playfull Kiss, Big Man, Can We Get Married?, D-Day dizilerinde Twenty filminde izledim.  30’lu yaşların başında bekar bir kadın olan Yoon Ji Ho başarılı bir senaristtir. Kendisi bir ev sahibi değildir ve ev sahibi olan insanlara gıpta ile bakmaktadır. Yaşadığı mali sıkıntılar yüzünden ise birileri ile randevuya çıkma seçeneğini elemiştir. So Min seviyorum seni ve oyunculuğunu.




Park Byung Eun dizide Ma Sang-Goo karakterini canlandırıyor. İzlediğim ilk yapımı.Yazılım üzerine olan şirketin yöneticisidir. Aynı zamanda Se Hee'nin en yakın arkadaşıdır. Park Byung Eun, Başkan Ma ile Kore dizilerinde alışılagelmiş başkan karakterlerin dışındaydı. Çalışanlarıyla iddiaya giren, hakkaniyeti yüksek, kötü gün dostu bir adam. Bu kadar güzel kalbiyle evliliği düşünmeyi bırak sevgililiğe bile karşı olan Soo Ji'yi bile ikna edebildi.



Esom dizide Woo Soo Ji karakterini canlandırmaktadır. İzlediğim ilk yapımı oldu. Öğrenciliğinden bu yana çok çalışkan, idealist bir karakterdir. Büyük bir holdingte yönetici olarak çalışmaktadır. Bu konuma gelebilmek için bir çok şeye katlanmıştır. Aynı zamanda Ji Ho'nun liseden beri yakın arkadaşıdır. Esom çok farkı çekici bir güzelliğe sahip. Bu da canlandırdığı karaktere çok iyi yansıdı diyebilirim. Oyunculuğunu beğendim. 




Kim Min Suk, dizide Sim Won Seok karakterini canlandırmaktadır. Daha önce Shut Up Flower Boy BandHi! School - Love OnWho Are You: School 2015, Imaginary Cat, Descendants of the SunDoctors, Defendant dizilerinde izledim. Won Seok yazılım işindedir. Kendi işinde ustadır fakat yazdığı programlar bir türlü başaramamıştır. Aynı zamanda Yang Ho Rang ile 7 senedir beraberdir. Kim Min Suk yıllar sonra Lee Min Ki ile aynı dizide. İlk dizi olan Shut Up Flower Boy Band dizisinden sonra tekrardan aynı projede yer aldılar. İzlerken pek bir duygulandım. Kim Min Suk yeni dönem aktörler arasında dikkat çeken oyunculardan biri. Onu ilk kez böyle bir karakterde izledim. Romantik-komediye yakıştığı bir gerçek.


Kim Ga Eun dizide Yang Ho Rang karakterini canlandımaktadır. Daha önce Jang Ok Jung, Living by Love, I Can Hear Your Voice, Inspiring Generation, Awl, Reunited Worlds dizilerinde izledim. Ho Rang bir restaurantta çalışmaktadır.  Ji Hoo'nun liseden bu yana en yakın arkadaşıdır. Aynı zamana Sim Won Seok ile 7 senedir ilişki içindedir. Onun  tek hayali sevdiği adamla evlenip bir aile kurmaktır. Kim Ga Eun bir çok dizide yan rollerde izledim fakat ön plana çıktığı ilk dizisi kesinlikle bu dizi oldu. 



TvN dizileri hep güvenilir oluyor, hayal kırıklığına uğratmıyor. Duygularını böyle güzel ifade edebilen insanları hep kıskanmışımdır. Ji Ho'nun böyle şeffaf ve kendi duygularının farkında olması ve bunu karşısındakini kırmadan ifade edebilmesini çok sevdim. Se He'nin kendisiyle olan kavgasını, kendince çıkar bir yol bulmasını, unuttuğu kalbini yeniden hatırlamasını, zekiliğini ve çekiciliğini çok sevdim. Won Seok ve Ho Rang'ın yıprattıkları ilişkilerini yeniden onarma çabalarını, birbirleri olamadan yapamamalarına bayıldım. So Ji ve Bay Ma'nın ilişkisi ise en sağlam temellere kurulu ilişki oldu bence. Büyük bir savaşın ardından gelen sulh ve sukunet. Hep hareketli, hep adrenalin dolu. Tutku diye buna derim. Karakterleri bu kadar sevmemi n sebeplerinden biride oyuncuların birbirleriyle olan uyumları oldu. Dizideki  diyaloglar o kadar sakin ve tane taneydi ki resmen ruhumu okşadı. Senarist son bölümlerde klasik Kore esintilerine yer verse de sıkmadan izlettiren güzel bir dizi tarihe adını altın harflerle yazdır.

Üç arkadaşın naif dostluğuna tanık olduk. Aralarındaki uyum o kadar iyiydi ki, bende her şey bir senaryo değilde gerçekmiş hissini uyandırdılar. 

Çok güzel bir diziydi. Dizi izlemiyordukta bir roman okuyor gibiydik her satırında kendini bulduğun. Aslında evli olan, evliliği sallantıda olan (go back couple dizisini de öneririm) ve yeni evlenecek olan herkesin izlemesi gereken bir diziydi. Bazen "yaa ben bu açıdan hiç düşünmemiştim " dediğim çok olay, çok sahne oldu. 3 çiftin yaşadıklarından herkesin başına gelebilecek sorunlarını gördük, izledik, ders çıkarttık. Sadece o son ayrılığı bir mantığa bağlayamadım, o da herhalde Ji Ho'nun kendiyle savaşıydı. Kendi kendine gitti, kendi kendine geldi. Kedi bile şaşırdı, See Hee, nasıl şaşırmasın.

Lee Min Ki'nin oyunculuğunu seviyorum. Bazen alışılmışın dışında bir genç bazen monotonluktan nasibini almış bir adam rolünde çok iyi işler başarıyor. Lütfen arayı açma!
Mantık üzerine kurulmuş bir evlilikte selfie de böyle oluyormuş demek.


Hear to Heart dizisini izlerken hissettiğim o samimiyeti yıllar sonra Because This Is My First Life dizisinde hissettim. İzlerken sizi yormayan aksine dinlendiren çok hoş ve naif bir diziydi.  Oyuncular, cast ekibi, prodüksiyon filan bir yana ben gerçekten senaristin ne yaşayıp da bu kadar iyi bir iş çıkardığını gerçekten çok merak ediyorum.  Çok yenilikçi farklı bakış açıları birbirinden bambaşka karakterlerin aynı sorunlara faklı çözümler bulması, gerçekten çok etkileyiciydi. Klasik kdrama piyasasında böyle işler gerçekten az ortaya çıkarılıyor. 

Bundan sonra ki paragraf spolier içerir 

Senarist mantıktan aşka giden bir yol nasıl olur, kademeleri o kadar güzel anlattı ki, son bölümlerde aksiyon mevzularını yapmasa da olurdu. Fakat o durumda şöyle bir açıklık getirmek istiyorum.Ji Ho'nun yaptıklarına bazılarımız kızmış ama ben çok haklı ve yerinde bir karar olarak görüyorum. Se Hee duygularını göstermiyordu. Kız ilk kez sinirlendiğinde güldü ve hoşuna gitti. Rüya gördüğünü sanırken söylediği samimi sözler Ji Ho'yu rahatlattı. Eğer Ji Ho bir süre uzaklaşmamış olsaydı  Se Hee hala taş adam gibi dolaşacaktı ortalıkta . Böyle sözler duyamayacaktı. Bakın ne güzel yumuşacık adam oldu tamam hala robot ama müzikli robot şimdi.  Şarkı bile mırıldandı bu bile büyük gelişme.  Hele o telefonu kaparken öpücük atması  tam bir şirinlik abidesi gibiydi. Diğer çiftlerden ise Ho Rang ve Won Seok ilişkisi hakkıyla işlenmedi başından beri iletişim kuramıyorlar ve ikisi de ayrılık mı yoksa isteklere boyun eğme mi noktasında adamın boyun eğişi ile yeniden bir araya gelseler de ciddi anlaşmazlık ve geçimsizliği hasıraltı eden bir ilişki. Evet adamın kariyer hayalleri uçuktu ama Ho Rang'ın o maddi durumda bir adamdan görkemli düğün, ev hanımı hayatı, lüks bir ev ve en kısa zamanda bebek beklemesi daha da uçuk. Nihayetinde bir noktada adam tamamen bunalıma girip patlayacaktır yürüyecek gibi değildi o ilişki ama senaristin olayı bağlama şekli biraz farklıydı. Senarist barıştıktan sonra Ho Rang'ın evlenme teklifi etmesi  ile alışılagelmişin dışına çıktı. Bir kadında erkeğe evlenme teklifi edebilir düşüncesini işlemeyi ihmal etmedi.

Gelelim olmazsa olmaz dizi müziklerine. Jung Yu Ji "Star FigureHan Hae Bin "EverydayMeloMance "I Want To LoveMoonMoon "MarriageMun Seongnam "This LifeSong Hee Jin (Good Day)&Lee Yo Han (OFA) "ShelterRyu Ji Hyun "TomorrowBen "Can't Go"şarkılarını dinlemenizi tavsiye ederim.

Albümü dinle; TIKLA

Otobüsün arka koltuğunda oturmuş bütün çiftlerin gülüşü gibiydi her bölüm. Bir an olsun boğucu sıkıcı hissetmeden ilerletmeden geri sararak hatta bu bölüm dahi kocaman tebessüm kahkahalarla tabi ki See He'ye özenerek geçti. Uzun uzadıya yazmayacağım çok güzel bir diziydi. Bence alışılmışın dışında, gayet de keyif verici, tonlarca saçmalıkları olmayan, insanın çektiği acılarla nasıl değiştiğini, sırf zorunda olduğu için mücadele etmesini,her gördüğümüz denizin diğeriyle aynı olmayacağını, kimine göre evliliğin çok kutsal, kimine göre ise o kadar önemli olmadığını anlattı bizlere. Önemli olan mutluluğumuz herkesin hayatında kendini mutluluğa götürecek kararlar vermesi ve bazen de Ji Ho gibi çılgın olmanız dileğiyle şimdiden iyi seyirler.

Dizi için puanım; 10/10

29 Kas 2017

Go Back Couple / Kore Dizisi



KBS2 kanalında yayınlanan Go Back Couple dizisinin senaristi Kwon Hye Joo yaparken yönetmen koltuğunda Ha Byung Hoon oturuyor. Dizi, evlendiğinden dolayı bundan pişmanlık duyan bir çifti konu almaktadır. Ban Do  ve Jin-Joo birbirlerini severek evlenmiş evli bir çifttir. Ancak şimdilerde genç yaşlarında evlendikleri için pişman olmuştur. Bir gün, zamanda geriye giderek ilk birbirleri ile tanıştıkları, 20 yaşında üniversite öğrencisi oldukları yılla dönerler.

Jang Na Ra, dizide Ma Jin Joo karakterini canlandırıyor. Daha önce School 2013Fated To Love YouMr BaekHello Monster, One More Happy Ending dizilerinde izledim. Üniversite yıllarında kendine çok güvenen evlilik hayatının getirdiği zorluklar sonrasında kendine olan güvenini yitirmiş bir ev hanımıdır. Üniversite yıllarında severek evlendiği Choi Ban Do ile boşanmaya karar vermişlerdir. Evlilik hayatı boyunca yapmak isteyip yapamadığı bir çok şeyden dolayı pişmanlığı vardır. Bunlardan biride ölen annesine veda edememiş olmasıdır.
Son Ho Jun, dizide Choi Ban Do karakterini canlandırmaktadır. Daha önce Reply 1994 ve Warm and Cozy (konuk oyuncu) olarak izledim. Choi Ban Do, üniversitede inşaat mühendisliği okumuş hayat şartlarından ötürü kendini ilaç firmasında bulmuş biridir. İş hayatının acımasızlığından dolayı severek evlendiği Jin Joo'ya karşı gözlerini kapamıştır. İyi bir karaktere sahip olmasına rağmen yılların verdiği yorgunlukla kendi özünü unutmuştur.


Chang Ki Yong, dizide Jung Nam Gil karakterini canlandırmaktadır. Daha önce My Love Eun-Dong, Beautiful Mind, The Liar and His Lover dizilerinde izledim. Nam Gil üniversitede Ma Jin Joo'ya aşıktır. Daha doğrusu onun ilk aşkıdır. Choi Nam Do'nun tam tersi karaktere sahiptir.




Jin Joo'nun en yakın arkadaşlarına göz atalım. Sol taraftaki  Cho Hye Jung dizide Cheon Seol karakterini canlandırıyor. Daha önce Imaginary Cat, Cinderella and Four Knights ve Weightlifting Fairy Kim Bok-Joo dizilerinde izledim. Bu kız izlediğim dizilerinde genelinde hep iyi bir yakın arkadaşı canlandırıyor. Yakışıyor da. Ortada ki Han Bo Reum dizide Yoon Bo-Reum karakterini canlandırıyor. Daha önce Dream High, Master's Sun dizilerinde izledim.

Choi Nam Do'nun bölümden ve yakın arkadaşlarını, Lee Yi Kyung dizide Go Dok-Jae karakterini canlandırıyor.  Daha önce School 2013Nine: 9 Times Time Travel, My Love From the Star,  You're All Surrounded, Descendants of the Sun ve Mirror of the Witch dizilerinde izledim. Dok Jae dizinin en fırlama karakteri. Geçmişe gittikleri zamanki saç stilini görünce zaten gülmekten öldüm. Heo Jeong Min; dizide An Jae-Woo karakterini canlandırıyor. Daha önce Marriage Not Dating,  Shine or Go Crazy, Another  Miss Oh dizilerinde izledim.


Eskiye dair her şey çok gerçek olduğu için dönem dizilerini seviyorum. Bu dizinin fantastik kısmını sevdim. Geçmişe gidip yaşayamadıkları, keşke dedikleri ne varsa yaşamaları detayını çok sevdim. Yaptıkları hataların telafisini yapabiliyor olmaları hele her insanın isteyeceği şeylerden biridir. Dizinin en çok bu yanlarını sevdim. Ben dizide yaşanan aşkları değilde anafikrine kapılıp gittim. Bu konuda senaristi tebrik etmek lazım. Hem fantastik hem de bu kadar hayatın içinden güzel bir dizi ortaya koymak her baba yiğidin harcı değil. Bir de duygu geçişlerini o kadar iyi kaleme almış ki etkilenmemek elde değil. Tabi bu duygu geçişlerini canlandıran oyuncular en büyük teşekkürü onlar hakkediyor. Oyuncular arasındaki uyum çok özel ve güzeldi. Özellikle gençlik yıllarındaki hallerini sanki o zamanları yaşıyormuş gibi hissettirmeyi başardılar. En sevdiğim karakter Jung Nam Gil oldu. Çocuğun yakışıklı olmasından kaynaklı değil etkilenmem. Onun karakteri hoşuma gitti. İlk aşkının mutluluğu için kendini geri planda tutması çok hoş bir davranıştı. Karakteri için kötüleşmedi aksine değer verdi, sevdi. Sağlam bir karakter ortaya koymuş senarist.

Şu doktorun gelecekteki karısından bahsetmek istiyorum biraz. Ben bu kızı daha önce de bir sürü dizide gördüm ve her dizisinde ''çirkin'' diye anılması biraz saçma değil mi ya? Bu dizide de doktor ''Nelere katlandım, haberiniz var mı, bu çirkin kızla çıkmak zorunda kaldım.'' demesine acayip gıcık olmuştum. Diğer dizilerde de öyle. İyice abarttıklarını düşünüyorum. Ona bu bölüm çok güldüm ama.

Annesinin kendisini anlamadığını düşünen 10'lu yaşlarının başlarındaki küçük kardeşlerimizin veya ailesi konusunda pişmanlık yaşayanların, eğer aileleri hala yaşıyorlarsa şükretmelerine vesile olan dizi. Biter bitmez annesine uzun uzun bakanların, daha fazla pişmanlık biriktirmek istemeyenlerin, evliliğin sonsuz aşk değil uzun sabır sürecinin sonunda belki de huzuru vaadeden bir süreç olduğunu anlatan bol gülümsemeli hıçkıra hıçkıra ağlamalı dizi. Aşkın her zaman varolmayacağını ama alışkanlık yaratacağını anlatan en yi yapımlardan biri. Zaten aşk sonsuzluk değildir ama sevgi, değer bunlar sonsuzdur, pek fazla değişmez. Aşk değişir. Gelecek planlarımızı kurarken bunu da düşünmeliyiz. 


Diziye konuk olan Yunho'yu es geçmemek gerek :)

Bu diziyi sevme nedenlerimden biri de başka dizilere yaptıkları göndermeler oldu. Goblin, Descendants of the Sun gibi dizilere göndermeleri harika olmakla kalmamış  Müthiş bir hava katmış diziye. O zaman dizinin müziklerine göz atalım. Choi Nakta "Confession" Sohyang "Wind Song" Lee Seok Hoon "You and I" Lucia "Dream" benim dikkatimi çeken şarkılar oldu.

Albüm için; TIKLA

Her farklı yapıda karakterin gençlik yılı, ebeveyn yılı çok gerçekçi ve güzel bir dille anlatılmış. Hoş sıcak bir yuva ve aile hissi veren, keşkeleri silip atmamıza yardımcı olacak bir dizi. Kış ayında sıcak çayla böyle sıcak aile hissi veren yapımı kaçırmayın derim.

Dizi için puanım; 7,8/10