29 Ara 2015

Star Wars:The Force Awankens


Filmde seriye yeni katılan Rey ve Finn karakterlerini çevresinde şekillenen, Karanlık Taraf olan ilk Düzenden (First Order) kaçarak hayatta kalma ve droid BB-8'e verilen gizli görevi yerine getirme öyküsü, Güç'ün yeni sahibine seslenmesiyle de farklı boyut kazanıyor. Baş karakter rollerinde oyuncular Daisy Ridley ve John Boyega'yı gördüğümüz filmde serinin fenomen karakteri de geri dönüyor. Kadrosunda Ridley ve Boyega'nın yanı sıra ayrıca Oscar Isaac, Lupita Nyong'o, Gwendoline Christine, Adam Driver'ın da yer aldığı filmin orjinal kadrosunda bulunan Harrison Ford, Carrie Fisher, Mark, Hamil, Peter Mayhew de bu filmle birlikte geri dönüyor.

Lucas Film'in yapımcılığında hayata geçirilen filmin yönetmen koltuğunda ise J.J. Abrams oturuyor. Abrams'ın Star Trek filmiyle yola çıktığı alt düzey uzay seremonisinde kendini kanıtlamasıyla bir de bir üst düzey olay Star Wars'ı deneyeyim diyerek çıktığı yolda yer yer serinin efsane yönetmeni George Lucas'ı aramış olsak dahi aslında Abrams'ın eski ve yeni arasında kurduğu bağlantı filmi olan The Force Awakens özgünlüğü kaybetmediği için iyi  bir iş çıkardığı düşüncesindeyim. Zira; bir çok Star Wars hayranı gibi aklımdaki tek bir soru var idi. Yönetmenlik koltuğunu George Lucas'dan devralan J. J. Abrams'ın nasıl bir iş çıkaracağı düşüncesiydi. Film izlerken anlıyorsunuz ki başarılı yönetmen Star Wars serisinin son yıllarda çekilen filmlerine iyi çalışmış ve bir çok izleyiciyi tatmin edecek şekilde isteklerini yerine getirmiş. Özelikle Lucas'ın eski filmlerde oluşturduğu kendine özgü dokusunu beyazperdeye harika bir şekilde yansıttığı kanaatindeyim.

Hikayesi ve kurgusu kuvvetli fimleri takip eden biri olarak Star Wars serisinin 4-5-6'yı kendi içinde, 1-2-3'ü kendi içinde değerlendiriyorum. Star Wars'un son üçlemesi o dönemin detay ve felsefe harikası olmasının yanında aynı zamanda dönemimin çok ötesinde öngörülere sahip özel bir film. Star Wars 1-2-3 ise 4-5-6'nın bazı hususlarını detaylandırıldı kanaatindeyim.


Star Wars filmlerinin konu itibari ile en çok yoğunlaştığı, clon savaşlarından bir miktar öncesi ve bir miktar sonrası, bu döneme ait 6 film, 9 cilt çizgi romanın arasında bir kitap, müstakil yazılmış kişileri anlatan kitaplar ve bunların toplamı neredeyse 40 seneye sığan bir dönem. Bu hikayeleri bilmeden veya anlamadan film hakkında esaslı yorum yapması oldukça zor. SW4 öncesi hikayede Jedi külliyatı sıfırlanmış idi. Sonrasında ise artık gücü öğrenmeye çalışan ellerinde neredeyse hiç bir belge ve bilgi olmayan bir grup Jedi talebesini yeni üçlemenin ilk filmi  ancak bu kadar iyi işleyebilirdi.

The Force Awankes, 6. filmin 30 yıl sonrasında geçiyor. Bizi yıldızlar arası savaşa tekrardan sürüklüyor. Bu sefer İlk Düzen adıyla karşımıza çıkan kötü tarafta lider olarak Kylo Ren karakterini görüyoruz. Star Wars filmlerinde kült kötü karakterler arasında adını yazdırmış olan Darth Vader evrene tehdit saçıyordu. Vader gibi kötü bir karakterden sonra afişlerde ve fragmanda Kylo Ren'i görünce ondan da bir Darth Vader olmasa da onun ayarında bir kötü karakter çıkacağını düşünmüştüm. Fakat beklediğimin altında vasat buldum diyebilirim. Bu filmde diğer filmlerle kıyaslanmayacak kadar espiri ve komedi vardı. Bunu sağlayan başlıca karakter ise Finn idi. Seriye bu film ile dahil olan karakterimiz yerinde ve dozundaydı. Bir diğer yeni nesil karakter ise Rey, yüksek olasılıkla direnişin lideri olarak yer alacağı düşüncesindeyim.

star wars


Efsaneleşmiş Star Wars filmlerini tekrar tekrar izleyen, kitaplarını, çizgi romanlarını okuyarak her daim bu oluşumun bir hayranı olarak filmin senaryo açısından eksikliği, hikaye derinliği idi. Star Wars'ın bu kadar hayran kitlesine sahip olması gözümüzle gördüğümüz ana hikaye değil. Arka planda biraz işlendikten sonra genişçe hayal gücümüze şekil verdiğimiz bu muazzam evren; sonsuz sayıda ve harika yaratılabilecek gezenler, ırklar, politikalar, olay görgüleri vs. The Force Awankens ile bu duyguyu yakalayamıyoruz. Bunun nedenin ise, geçiş filmi olduğu düşüncesinin hakim olması. Bu şekilde düşünmemize sebep olan ise; Star Wars daha önceden bildiğimi geçiş filmi olan The New Hope filminin devamı gibi hissettirmesi. Bu şekilde hissetmemizin temelinde aslında JJ Ambrams'ın bir nevi stratejisi olduğu aşikar. Zira serideki benzer olguları işleyip o duyguları yakalayarak eski hayranları memnun edip onları kazanarak fazla risk almadan yoluna devam etmesi oldu.

Film güzel, görseller harika, yeni karakterleri sevdik. Biz Star Wars sevenler ikinci film çıkana kadar onlarca kez daga seyredip tüm detaylara vakıf olacağız. Star Wars evrenini 3D olarak görmek oldukça hoştu. Gerek uzay savaşları gerek ışın kılıcı dövüşleri 3D olarak çok güzel bir tat bıraktı ve görsellik olarak muhteşem bir şov sundu. Eski serilere kıyasla artısı olarak kesinlikle teknolojinin verimli kullanılmasını örnek gösterebilir ve filmi mümkünse 3D olarak izlemenizi  tavsiye ederim. Güç sizinle olsun.olsun.

21 Ara 2015

Yeni Yıl İçin Alınabilecek En Güzel Hediye


Şimdi yazının başlığına bakıp hemen uçak, araba, sonsuz para diyeceğimi düşünüyorsunuz biliyorum ama bu sefer başka bir hediyeden bahsedeceğim. Yılbaşı yaklaşırken evde aile üyeleri tarafından gizli gizli işler çevrilmeye başlar. Herkes kendi hediyesini en güvenli yere saklamaya çalışır aynı zamanda diğerlerinin hediyelerini bulmaya çalışır. Bu yıl evde yılbaşı için hediyemi biraz erken buldum. Gardırobun en arkasında hışırdayan bir torba içerisinde hediye saklanırsa olmaz.
Neyse ben şu hediye kısmına geçeyim. Daha gelmeyen yılbaşının hediyesi: Oral-B şarjlı diş fırçası. Denemeye çekiniyordum ama hediye gelince keşke daha önce alsaymışım dedim kendi kendime.
Oral-B, profesyonel diş temizleme aletlerinden esinlenerek tasarlamış bu şarjlı diş fırçaları ile mükemmel bir temizlik deneyimi sunuyor. Diş plaklarını temizlemekte manuel fırçalardan çok daha etkili bir sonuç veriyor, ilk kullanımdan sonra bile daha önce sanki hiç bu kadar iyi dişlerimi fırçalamamışım gibi hissettim. Üç boyutlu oynar başlık sayesindeyse normal bir fırçanın yapamayacağı kadar hareket edip, normalde ihmal ettiğimiz ulaşamadığımız yerlere bile ulaşıyor. Fırça başlıkları dişleri tamamen sararak birçok noktaya temas ediyor ve muhteşem sonuçlar almamı sağlıyor.
Ağız bakımına çok önem veren birisi olarak bu benim için en iyi yılbaşı hediyesi oldu. Siz de yeni yılda sevdiklerinize Oral-B şarjlı diş fırçası hediye ederek onları mutlu edebilirsiniz.
Ürünleri incelemek ve yılbaşı indiriminden yararlanmak için tıklayınızBu arada, Burcu Esmersoy'lu videosunu da paylaşmadan duramadım :)

Bir boomads advertorial içeriğidir.

12 Ara 2015

The Village: Achiara's Secret / Kore Dizisi


SBS kanalında yayınlanan 16 bölümden oluşan The Village Achiara's Secret dizinin senaristliğini Do Hyun Jung yaparken yönetmen koltuğunda Lee Young Seok oturuyor. Achiara küçük, huzurlu ve olaysız bir köydür. Bir gün Han So Yoon köye İngilizce öğretmeni olarak taşınır. Öğretmenlik görevinin ilk gününde ormanda gömülmüş bir ceset bulur. Cesetin bulunuşu, soruşturma aşaması ve kurban ile bağlantılı kişilerin hayatları değişmeye başlandıkça  So Yoon ve polis memuru Park Woo Jae ile birlikte gerçeğin peşine düşerler. Gerçeklerin ortaya çıkmasıyla aslında Achiara köyünün aslında sırlarla örülü bir köydür. Dizinin konusu ilgi çekici ve gizemi, insanı şüphe ve meraka sevk ediyor. 

Moon Geun Young; dizide Han So Yoon karakterini canlandırıyor. Çocukluğunda anne, babası ve kız kardeşini trafik kazasında kayben Soo Yoon, büyük annesinin yanında Kanada'da yaşamıştır. Aldığı bir mektup sonucu kendini Achiara'nın gizemli olaylarının içinde bulacak. Moon Geun Young'un gerilim sahnelerinde ki tepkilerinden yola çıkarsak oyunculuğunu beğendim. 


BTOB grubunun güzel sesi Yook Sung Jae; dizide Polis Memuru Park Woo Jae karakterini canlandırıyor. Sung Jae daha önce Reply 1994, Age Ending in Nine Boy, Who Are You: School 2015 dizisinde hafızalara yer etti. Hiç kuşkusuz oyunculuğunu gösterdiği ilk dizi Who Are You: School 2015 oldu. Orada ki gerçekleştirdiği oyunculuk ona bir çok dizinin kapısını açacağı aşikardı. Bunlardan ilki The Village: Achiara's Secret dizisi oldu. Sung Jae çok özel yerlere gelecek bir oyuncu olacak. Dizide Achiara'ya  polis olarak atanan ve köyde oldukça sevilen bir memurdur. Olaysız bu köyde ceset sonucu merakına yenik düşer filmlerde gördüğü kriminal memurlar gibi araştırmaya koyulur.
Oh Joo Wan; dizide Seo Gi Hyun karakterini canlandırıyor. Surplus Princess dizisinden hafızalarda yer etti. Achiara kasabasının zengin ailesinin tek erkek evladı ve varisidir. Aynı zamanda Han So Yoon'un sınıfında olan Seo Yoona'nın abisidir. Yurt dışından Achiara'ya ailesinin yanına döner. Onun kişiliğini dizi boyunca çözmek oldukça zor.




Dizinin yıldızı, oyunculuğuyla Kim Hye Jin karakterini canlandıran Jang Hee Jin oldu. Hem çok güzel hem de harika rol yeteneğine sahip. Senarist öyle bir senaryoya imza atmış ki kurgunun tamamı Kim Hye Jin'in ölümünün arkasındaki sır perdesi üzerine kurulu. Durum böyle olunca merak uyandırıcı ve ilgi çekici olduğu gereğini gözler önüne seriyor. Fakat, Jang Hee Jin'in bakışlarına hayran kaldım. 16 bölüm boyunca bakışlarıyla ne çok şey anlattı.

Köyün halkı fazlasıyla tuhaf olduğundan çoğu kendi çıkarları peşinde. Özellikle senarist son bölümlere kadar dizide bulunan her karakteri şüpheli göstererek hedef şaşırttığı için konuyu nasıl bağlayacağı hususunda oldukça meraklıydım. Çünkü yapacağı bir hata dizinin güzelim kurgusunu mahvetmek demekti. 

Final bölümü etkileyici olması adına biraz duygusal yapmayı tercih etmiş senarist. Mükemmel ya da müthiş bir dizi değildi ama sonuna kadar merak ettirip izlettiren bazen heyecanlandıran, gerilmemize sebep olan ve akıcı anlatımı olan bir dizi olarak geride kaldı. İlk bir kaç bölümden sonra senaryosunun oturduğu kanaatindeyim. Dizide yan karakterler ana karakterlere göre daha cezbedici ve baskındı. Başından sonuna kadar merak uyandıran bir konuya sahip olduğu için aşkı kaldırabilecek türden bir dizi değildi. Bu tür diziler de genelde aşk olmuyor eğer olsaydı işler biraz daha farklı gelişebilirdi.

Shin Eun Kyung; dizide meclis üyesinin eşi, Yoona'nın öz annesi ve Gi Hyun'un üvey annesi Yoon Ji Sook karakterini canlandırıyor. Oh My Ghost dizisinde Sun Woo'nun annesi rolünden hatırlayabilirsiniz. The Village: Achiara's Secret senaryosunun kesinlikle kilit ismi. Her bölüm kadına kızdım her bölüm affettim ama en çok onun hikayesi acıttı.


Uyarı:  Bir sonra iki paragraf spolier içeriyor.

Kim Hye Jin'in annesinden birazcık şefkat görseydi yalnızlığının verdiği yaraya merhem olurdu. Belki de yıkıcı kin ve öfkesi ile trajedik olaylara yol açmayabilirdi. Annesinin yaşadığı talihsiz olaydan sonra dengesiz ruh haliyle, yaptıklarını anlamamak elde değil ama evladını öldüren kişiye yardım etmesi kabul edilecek gibi değildi. Kızı en son ölürken elini tutmasını gibi duygusal bir sahne beklemeyi umuyordum.  

Dünyanın neresinde olursa olsun her çocuk mutlu ve sağlıklı yaşamayı hak eder. Bu dizi başından beri adeta insanı uyarıcı mesajlarla doluydu. Belki yeri geldi anneden nefret ettim ama onu anlamayı, hak vermeyi finale bıraktık. Küçük yaşta hayatını karartan, çocukluğunun masumluğunu yok eden olayı yaşamamış olsaydı belki bugün hayata ve insanlara bakışı farklı olacaktı. Asıl canavarın ona ve evladına yaşattığı cehennem asıl onun için gerekliydi. Kim Hye Jin hayatı boyunca anne sevgisini bulmaya gelmişti belki küçükken kendisini evlat edinen Han So Yoon'un ailesiyle yaşamış olsaydı buna ihtiyaç dahi duymazdı. 

Kadro güzel, senaryo sürükleyici ama reytingler düşük. Mantıklı düşündüğümüzde böyle bir hikayeyi takip edebilecek, kafa yormak isteyen izleyici olması normal. Gerilim, polisiye ve korku türünü sevmeyen, kafa patlatmak istemeyen insanlar vardır. 2015'te SBS kanalı izleyiciye art arda kaliteli diziler sundu. Mask, Yong Pal ve The Village: Achiara's Secret gibi..

Diziyi benim gibi dikkatli izleyen ve BTOB'u yakından takip edenler, Sung Jae'nin bir sahnesinin arka tarafında yer aldıklarını görebilirler :)

Sassy Go Go / Kore Dizisi


Sassy go go dizisini yazarlığını The Fugitive of Jeseon dizisinin senaristliğini yapan Yoon Soo Joon yaparken yönetmen koltuğunda ise Lovers of Music dizisinden tanıdığımız Lee Eun Jin oturuyor. 

Gençlik ve okul temalı olan dizi lisede ki iki ayrı okul kulübünün üyeleri bir grup gencin tutkuları uğruna verdikleri mücadeleyi ele alıyor. Bir tarafta okulun çalışkan öğrencileri diğer tarafta dans için yanıp tutuşan öğrenciler. İki grubu bir araya getiren sevgili öğretmenler ve hırslı veliler. Senaryonun en can alıcı noktası ise öğrencilerin yaşadığı türlü türlü sorunlara mesaj vermesi.
A Pink grubunun mükemmel sesi Jung Eun Ji; dizide Kang Yeon Do karakterini canlandırıyor. Reply 1997, The Winter, The Wind Blows, Reply 1994(konuk oyuncu) Trot Lovers dizilerinden akıllarda yer etti. Özellikle Reply 1997 dizisinde ki oyunculuğuyla ben dahil bir çok izleyicilerin kalbini fethetti. Kang Yeon Do karakteri, Sebit Lisesine en yakın arkadaşı Ha Dong Jae için yazılan ve okulda "Real King" adı verilen dans kulübünün üyesidir.. Okuldaepopüler bir kişiliğe sahip olsa da akademik açıdan oldukça yetersizdir. Onun felsefes, "Bir daha mı dünyaya geleceğiz" şeklinde hayatın tadını çıkarmaktır. Eğlenceli kişiliğinin yanında arkadaşlarına fazlasıyla düşünmektedir.
Lee Won Geun; dizide Kim Yeol karakterini canlandırıyor. The Moon Embracing The Sun, Secret Door, Hyde Jekyll, Me dizilerinden hafızalara yer etti. Kim Yeol karakteri zengin bir aileden gelen akademik olarak kendine fazlasıyla güvenen aynı zamanda Sebit Lisesinin çalışkan öğrencilerinden oluşan "Beak Ho" kulübünün üyesidir. Okulun birincisidir.  Alışık olduğumuz okul birincisi olan öğrencilerden tamamıyla farklı olan Kim Yeol'ün çocukluğunda yaşadığı derin yaraya rağmen kendini iyi yetiştirmiş bir karakter.  Dizinin yürüyen egosu olarak görev alsa da gülüşüyle kalplerimizde yerini sağlama aldı.
Ji Soo, dizide Seo Ha Joon karakterini canlandırıyor. Angry Mom dizisinde yakaladığı başarıyla kendini sevdiren oyuncu gelecekte iyi bir oyuncu olacağının sinyallerini vermeye başladı. Bir dizi bitmeden diğerinin tekliflerini aldığını belirtmek isterim. Seo Ha Joon karakteri, Beak Ho kulübünün üyesi ve Kim Yeol'ün çocukluk arkadaşıdır. Sert görünüşünün ardında yatan merhameti karaktere fazlasıyla sempatik hava kattı. Onun kalbinde yaşadığı derin acının çözümünü bir an önce ekrana yansıtsınlar diye dizi boyunca fazlasıyla bekledim. 
Chae Soo Bin; dizide Kwon So A karakterini canlandırıyor. Spy diziyle tanıdığımız oyuncu Sassy, go go dizisiyle iyi bir çıkış gösterdiği kanaatindeyim. Kwon So A karakteri, Beok Ho kulübünün üyesi, okul ikincisidir. Annesinin gözünde iyi bir çocuk olabilmek adına, o ne derse yapan, en iyi üniversite de okuyabilmek için var gücüyle savaşan ve buna rağmen okul birinciliğini alamadığı için annesinin gözünden düşen bir kızdır. Onun dizide ki mottosu kesinlikle  "savaşta her yol mübah" diyebiliriz. Hatta bu sözün öncü lideri bile seçebiliriz.

VIXX grubunun lideri N yani Cha Hakyeon dizide Ha Dong Jae karakterini canlandırıyor. Hotel King ve The Family is Coming dizilerinden hatırlayabilirsiniz. Ha Dong Jae,  Kang Yeon Do'nun en çocukluk arkadaşı olmasının yanı sıra Sebit Lisesinin basketbol takımındadır ve oldukça popüler bir kişiliktir. Haptofobi yani dokunulmaktan korkma hastalığına sahiptir. Bu hastalığın sebebi içimi acıtsa da çözümü bir o kadar mutlu etti. Cha Hakyeon'un dizi boyunca ifadesiz bakışları, tepkileri ve Jng Eun Ji ile olan kimyasına bayıldım. 

Dizinin izlemekten keyif aldığım sahneleri hiç kuşkusuz
Kang Yeon Do ve Ha Dong Jae'nin kıskanılası dostluğu.

Ve tabi ki çilekli süt kardeşliği 

Senarist bir lisede yaşanabilecek ne kadar olay varsa ağırlıklı olarak Kwon So A üzerinden 12 bölüme başarıyla sığdırdı. Özellikle sınava aile baskısıyla hazırlanan gençlerin yaşadığı problemleri bir nebze gözler önüne sererek mesaj verme güdüsünü ön planda tuttuğu senaryoda kötülerin her zaman kaybettiği fakat iyilerin kazandığını açık açık her bölüm belli etti. Bununla birlikte ilk bölümler Ji Soo'nun son bölümlerde Cha Hakyeon'un ekranda az görünmeleri ya da repliklerinin azlığı senaristin bu konuda eksiği olduğu düşüncesindeyim. Senaryonun bir diğer dezavantajı da Kwon So A karakterinin 10 bölüm boyunca yaptığı kötülükleri göz önünde bulundurursak son iki bölüm melek gibi olması senaristin kendi içinde çelişki yaşadığının göstergesi olabilir düşüncesini akıllara getiriyor.

Sassy Go Go dizisinin güzel özelliklerinde biri ise Kang Yeon - Ha Dong Jae ve Kim Yeol-Seo Ha Joon arasındaki güçlü arkadaşlık bağını işleyiş biçimiydi. Ortada bir lise varsa orada aşk üçgeni mutlaka söz konusu olduğundan Kim Yeol, Kan Yeon Do ve Seo Ha Joon arasında oluşabilecek en kötü senaryo yerine;  "gerçekleşebilecek en iyi senaryo" ile dostlukların daha da kuvvetlendiği farklı bir yaklaşım seçmesi hoş olmuş. 
Aşkını itiraf ederken veda edebilmek bu olsa gerek;

Kırmızı ayıcık yeşil ayıcığı hiç sevmiyormuş normalde.
Car car ötmesine, herkesin işine burnunu sokmasına uyuz oluyormuş.
Ama yeşil ayıcık git gide ona yaklaşır olmuş
Ne zaman yaralansa yara bandı, merhem vermiş.
O yüzden ona karşı bir şeyler hissetmeye başlamış.
Acıtsa da sevmeyi öğrenmiş.
Kırmızı ayıcık dememi istedi ki;
Minettarmış..

Dizinin yayınlandığı sırada bir çok yorumda School 2015: Who Are You adlı diziyle kıyaslama gbi gaflette bulunan arkadaşları gördüğümde açıkçası fazlasıyla şaşırdım. Okul teması olmasının dışında benzerlik ya da kıyaslama olmasını gerektiren bir unsura rastlamadım. Özellikle School 2015: Who Are You dizisinin yakaladığı başarı ve Sung Jae'nin gerçekleştirdiği oyunculuğu göz önünde bulundursak kıyaslama her ikisi dizi açısında saçma olacağı kanaatindeyim. Bu yorum kesinlikle kıyaslama değil daha çok iki dizi arasında ki farkın ortada oluşu diyebiliriz.

Öğretmenlik konusunda başka bir boyut.
Dizinin bir güzel yanı ise çocukların her daim yanlarında olan sınıf öğretmeni rolünde izlediğimiz Kim Ji Suk oldu. Personal Taste, I Need Romance 2, Angel Eyes gibi dizilerden hatırlayabilirsiniz. Öğrencilerine öğretmenden çok bir abi gibi yaklaşımda bulunan, iyi veya kötü her koşulda onları destekçisi olması rolünün getirdiği sevimliliği gözler önüne serdi.

12 bölümden oluşan Sassy Go Go dizisi konu hakimiyeti bakımında 16 bölümü kaldırırdı. Fakat; mini dizi kategorisinde yer almasına rağmen dolu dolu geçen bölümler ve tatmin edici finaliyle beklediğimden daha iyi bitirdi. 

Dizinin şarkıları en az dizi kadar sevimliydi. A Pink grubunun güzel sesi Jung Eun Ji'nin dizi için şarkı seslendirmemesi üzdü. Han Byul "Shooting Star" Lizzy&Kanto "Flower" şarkıları ilgimi çeken ostlar oldu. Fakat diğer şarkıları dinlemek isteyenler aşağıda ki bağlantıyı tıklayabilirsiniz.

Albümü dinlemek için; TIKLA

Büyüklerin "yarın mutlu olmak için bugün mutluluğu teğet geç" palavrasına aldanma sakın!
Bugün mutlu olmalısın ki yarının da mutlu olsun 
Bu gerçeği unutma.

10 Ara 2015

She Was Pretty / Kore Dizisi

Oyuncu kadrosu şekillenmeye başladığı andan itibaren ilgi odağı olan dizi MBC'nin bu sene yayınladığı en iyi romantik komedisi diyebiliriz. Özellikle Kill Me, Heal Me dizisinde Park Seo Joon ve Hwang Jung Eum iki kardeşi canladırarak aralarında ki uyumu izleyiciye göstermeleriyle birlikte, başka bir dizide başrol olarak görmek büyük ilgi topladı.

She Was Pretty dizisinin senaristliğini King of High School Life Conduct dramasından hatırlayacağımız Jung Sung Hee yaparken, yönetmen koltuğunda ise Cunning Single Lady, Arang and the Magistrate ve The 2 King Heart dizilerinden hatırlayacağımız tecrübeli isim Jung Dae Yoon oturuyor.

She Was Preety dizisinin konusunun temeli "ilk aşk". Ji Sung Joon çocukken şişman, asosyal bir çocukken yetişkin biri olduğunda karizmatik bir yönetici haline dönüşecektir. Kim Hye Jin ise; çocukken çok güzel bir kız olmasına karşın yetişkin olduktan sonra al yanaklı bakımsız birine dönmüştür. Yıllar sonra Ji Sung Joon, Kim Hye Jin'e ulaşır ve onunla görüşmek ister.
Hwang Jung Eum; dizide Kim Hye Jin karakterini canlandırıyor. Jung Eum daha önce Can You Hear My Heart,Full House Take2 , Secret Love, Kill M Heal Me dizilerinden hatırlıyoruz. Kim Hye Jin karakteri, küçüklüğünde zengib bir ailenin güzel kızıyken babasının iflas etmesi üzerine zorluklarla mücadele eden, yarı zamanlı işlerde çalışmak zorunda kalan ve babasının genlerinden dolayı "al yanak" olarak yaşayan, maddi güçlüklerin üstesinden gelebilmesi için kendine harcama yapmayan bir kadındır. Çocukluk arkadaşı olan Min Ha Ri ile aynı evde yaşamaktadır.
Park Seo Joon; dizide Ji Sung Joon karakterini canlandırıyor. Dream High 2, Witch Romance, Kill Me Heal Me dizilerinden hatırlayabilirsiniz. Küçükken insanlarla iletişimi zayıf, arkadaşlarıyla dahi konuşmaya çekinen, şişman bir çocukken, yetişkin olduğundan görünümü ve kişiliği tamamıyla farklı biri haline gelir. Çocukluğundan Amerika'ya yerleşmesiyle ilk aşkı Hye Jin'den ayrılmak zorunda kalan Ji Sung Joon yıllar sonra Seul'e geri döner ve The Most isimli derginin yayın yönetmeni olarak göreve başlar. İlk işi ise ilk aşkı ve arkadaşı Kim Hye Jin'i bulmaktır.

Go Joon Heedizide Min Ha Ri karakterini canlandırıyor. Daha önce Can You My Heart dizisinden hatırlayabilirsiniz. Ha Ri karakteri, çocukluğunda ve yetişkinliğinde güzel bir kız olarak hayatına devam etmektedir. Zengin bir ailenin kızı olmasına rağmen en yakın arkadaşı Kim Hye Jİn ile küçük bir evde yaşamaktadır. En yakın arkadaşı yüzünden bir oyunun içinde kendini bulur

Choi Siwon; dizide Kim Shin Hyuk karakterini canlandırmaktadır. Super Junior grubunun üyesi olan oyuncu daha önce Oh My Lady, Athena: Goddess of War, The Lord Of Drama isimli dizilerde yer aldı. Kim Shin Hyuk karakteri, The Most dergisinin önemli editörlerinden biridir. Eğlenceli hallerinin yanı sıra kalbinin derinlerden birbirinden farklı duygulara yer vermektedir. Garanti veriyorum dizide sizi gülmekten kırıp geçirecek bir karakter.

Dizinin senaryosunu ele almadan önce oyunculuklardan kısaca bahsetmek istiyorum. Hwang Jung Eum'un oyunculuğuna bayılıyorum. İçine girdiği her karakteri başarıyla ekrana yansıtmayı başaran ender aktristlerden. Kim Hye Jin karakteriyle girdiği  al al yanakları, kabarık saçları, aksanlı konuşması tiplemesiyle harika bir iş çıkardığı düşüncesindeyim. Park Seo Joon orta seviyede olan oyunculuğunu Kill Me Heal Me ile geliştirirken She Was Pretty dizisiyle devam ettirdi. Dizinin oyunculuk bakımında ön planda olan ismi Siwon'du. Super Mimiklerini çok iyi kullandığı gibi şaka yapan bir kişiliği olduğunu Super Junior grubunu yakından takip edenler bilir. Dizide ki editör Kim Shin Hyuk karakterini kendi gibi oynadı. Ne bir eksik ne bir fazla.

Oyuncuların birbirleriyle olan uyumunu çok beğendim. Siwon ve Hwang Jung arasında ki uyum bi adım daha öndeydi. Bu uyum dizinin hemen hemen bölümde hissedildi. Ediöt Kim ve  Kim Hye Jin' arasında ki bu uyumu izleyenler kimi zaman iki yakın arkadaş kimi zaman abi-kardeş kimi zaman da iki sevgili gibi yakıştırdı. Ben ana karakterlerden daha çok Jackson ve editör arasında ki sahneleri dört gözle beklediğim için olacak izlerken keyif aldım.
Siwon ve mimikleri 

Daha önce Can You My Heart dizisinde birlikte oynayan Hwang Jung Eum ve Go Jung Hee yakın arkadaşlıklarını ekrana olduğu gibi yansıttılar. Kim Hye Jin ve Ha Ri çocukluğundan beri arkadaş olan ve o yıllardan beri kopmayan iki yakın arkadaş. Ha Ri ailesinden göremediği sevgiyi yıllar geçtikte Hye Jin'den gördüğü için ona asla ihanet etmemiştir. İki arkadaşın dostluklarını gıpta ile izlerken buluyorsunuz kendinizi. Birbirlerini olduğu gibi kabul eden iki kardeş onlar.

Uyarı:  Üç paragraf spolier içeriyor.

Dizinin ilk bölümünde Ji Sung Joon'un çocukluğunda ailesiyle birlikte Amerika'ya taşınmak zorunda olduğundan ilk aşkı olan Kim Hye Jin ile iletişimleri kopmuştur. Yıllar sonra e postasına aldığı cevap ile Seul'e dönüp, onu görmek istemesi üzerine kurulu olan senaryo bir çok klişeye yer vermesine rağmen bir o kadar da göndermeler yapmıştır. Özellikle, Sung Joon'un çocukken yaptığı puzzle hikayesi gibiydi dizi. Dans eden çifti arkadan izleyen kızın tablosu olan bu puzzle'ın hikayesini senaristin abartmadan güzelce işlemesini sevdim. 

Hye Jin'in yıllar sonra çocukluğunun aksine gözle görülür değişimi sonucu çocuğun onu değilde daha farklı birini karşısında görmek istemesinden dolayı gurur kırıcıydı. Durum böyle olun yakın arkadaşı Ha Ri'yi kendiymiş gibi göstermesi bizim türk filmlerinde ki hikayeler gibi, fazlasıyla bizdendi. Fakat konu ne kadar sıcak olursa olsun kendi içinde çelişkilere yol açmadı değil. İlk bölümlerde kızı bu kadar ezmesi bana fazlasıyla saçma geldi. Şişman, içine kapanık biri olduğunda kız ona destek olduğu için yetişkin biri olduğunda insanların yanında olmanın ne kadar önemli olduğunu anlamış olması gerekirdi diye düşünüyorum. Bu sebeple ilk bölümler kıza eziyet etmesi hoş görünmedi.

Diziyi ana karakterlerden çok ikinci karakterlerin götürdüğü fikrindeyim. hem Ha Ri'nin hem Editör Kim'in platonik sevdası hoş değil miydi? Bir çok kişi Ha Ri'nin Sung Joon'a kalbinin kaymasına tepki verdi  fakat onun yaşadığı durum zor ve sancılıydı. Erkekler tarafından kaba tabirle eğlenilecek kız gibi görünürken bir adam çıkıyor ve ona daha önce görmediği muamele yapıyor. Bir anda hislerine hakim olamaması hiç sevgi görmeyen bir kız için normal. Dizide normal olmayan ise, Ha Ri'nin en yakın arkadaşı Kim Hye Jin'e ihanet etti düşüncesiydi. Fakat senaristi bu konuyu kimseyi kötü biri haline dönüştürmeden bitirmesi güzeldi. 
Editör Kim'in Kim Hye Jin'e olan aşkı daha duygusal, gerçekçi ve inandırıcıydı. İtiraf ediyorum! İlk bölümler Kim Hye Jin'in ilk aşkıyla değilde Editör Kim'i seçmesi taraftarıydım. Fakat son bölümler Kim Hye Jin ve Sung Joon arasındaki diyaloglar, şapşik hareketler, tepkileri görmeye başlayınca editör adına üzülsem de fikrim değişti.
The Most'un sevilesi ekibi :)


Dizinin müzikleri de kendi kadar samimiydi. Geçmiş dönemi gösterdikleri sırada çalan The Carpenters "Close to you" şarkısını kim düşünmüşse harika bir iş yapmış. Siwon"Only You" Park Seo Joon "Long Way" Zia "Sometimes" Monta X'tan KiHyun "One More Step" Sistar'dan Soyu&Brother Su "You Don't Know Me

Albümü dinlemek için; TIKLA


Dizinin en güzel yanı ise dizide kötü karakter var etmemiş olmaları. Ne ikinci kadın ne ikinci adam sevgisi uğruna kötü birine dönüşmedi. Hata yapan ve bunu düzeltmeye çalışan, kendi içinde hatalarının muhasebesini yapan bir karakterler söz konusuydu. Ha Ri ve Kim Hye Jin arasında ki sevgiyi, bağlılıkları ve birbirlerine seslenişleri izlenesi güzel sahnelerdi. Romantik komediyi seviyorsanız bayılacağınız türden bir dizi izlemek için hadi ekran başına!

11 Kas 2015

Şarj edilebilir diş fırçalarına dair doğru bilinen yanlışlar


Manuel diş fırçası şarj edilebilir diş fırçası kadar iyi temizler!

Yanlış.  İlk kullanımdan itibaren şarj edilebilir diş fırçaları manuel fırçalara oranla  2 kat daha fazla plak temizler. Bu özellik dişlerinizin yalnızca dış görünümü için değil, sağlığı için de oldukça önemli. Plak, dişin dış kısmını kaplayan bakteri tabakasıdır. Bakteriler yediğimiz yiyeceklerdeki şekerle beslendikleri için, zamanla asit oluştururlar. Bu nedenle bakterilerin diş yüzeyine yerleşmesi, diş ve diş eti hastalıklarının en önemli sebeplerinden biridir.

Oral-B’nin elektronik fırçalarının tamamında fırça başlıkları yuvarlak olarak tasarlanmıştır. Bu yenilikçi tasarım sayesinde her dönüşte farklı bir açıyla dişin tüm yüzeyinin temizlenmesine olanak sağlar. Küçük boyutuyla her bir dişin yüzeyine ve diş aralarına rahatlıkla ulaşabilir.

Şarj edilebilir fırçalar yalnızca ağız ve diş sağlığı konusunda problem yaşayan kişilere tavsiye edilmektedir!

Yanlış. Oral-B’nin yaptığı bir anket çalışmasında, katılımcıların %39’unun ancak dişleriyle ilgili herhangi bir problem yaşadıktan sonra şarj edilebilir diş fırçası kullanmaya başlayacaklarını belirttikleri görüldü.

Ağız sağlığında tedaviden çok koruma yöntemi izlenmesi tavsiye edilmektedir. Çünkü dışarıdan yapılan herhangi bir müdahale, ne kadar iyi olursa olsun kendi dişinizin sağladığı rahatlığı ve fonksiyonelliği sağlamaz. Dişleri korumanın en önemli yolu, ağız ve diş problemlerinin bir numaralı sorumlusu olan plak tabakasını ortadan kaldırmaktır. Şarj edilebilir diş fırçaları, plak temizliği konusunda manuel diş fırçalarından %100’e kadar daha fazla etkilidir. Plak, yapışkan bir madde olduğu için diş fırçanızdan da ayrılması zordur. Bu nedenle diş hekimleri ortalama 3 ayda bir diş fırçanızı yenilemeniz gerektiğini söylüyor.

Şarj edilebilir diş fırçası da kullanıyor olsanız, 3 ayda bir fırça başlığı  değişimini gerçekleştirmek durumundasınız. Oral-B, elektronik diş fırçanızı kolayca yenilemeniz için değiştirilebilir başlıklarla size sunuyor.

Nasıl bir diş fırçası kullanıyor olursanız olun, diş fırçalama süreniz aynı olduğu için aynı etkiyi yakalayabilirsiniz!

Yanlış.  Diş hekimleri, dişlerinizi günde en az iki kez, 2 dakika fırçalamanızı öneriyor. Ancak yapılan araştırmalar ve klinik deneyler, dişlerinizi 2 dakika şarj edilebilir diş fırçalarıyla fırçalamanızın çok daha etkili sonuçlar almanızı sağladığını gösteriyor. 

Şarj edilebilir diş fırçaları diş yüzeyine zarar verir!

Yanlış.  Yukarıda bahettiğimiz anketin bir başka ilginç sonucu da, anket katılımcılarının %5’inin şarj edilebilir diş fırçasının diş yüzeyine zarar verdiğini düşünmesi. Oral-B’nin şarj edilebilir diş fırçaları, basınç göstergesi sayesinde diş fırçasını dişinize çok fazla bastırdığınızda çalışmasını durduruyor.

Tüm şarj edilebilir fırçalar aynı özelliktedir!

Yanlış.  Herkesin diş yapısı birbirinden farklı. Bu nedenle Oral-B kullanıcılarına birbirinden çok farklı özelliklere sahip farklı şar edilebilir diş fırçaları sunuyor. Hassas dişetleri için, farklı büyüklükteki diş aralıkları için ya da sararmış dişleri beyazlatmak için birbirinden farklı bir çok diş fırçası modeli bulunuyor.

Detaylı bilgi almak için videoyu izleyebilirsiniz. Ürün alternatiflerini görmek için tıklayınız.

KAYNAK: www.uplifers.com

 

 

 

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

15 Eki 2015

Hello Monster / Kore Dizisi


Hello Monster, cinayet suçlarında uzmanlaşmış bu konuda Amerika ve Güney Kore'de ki üniversitelerde eğitim veren Lee Hyeon, kendini polis teşkilatının Özel Soruşturma Ekibinin içimde bulur. Özel soruşturma ekibininde yer alan Cha Ji An'ın ısrarları üzerine ekibe dahil olan Lee Hyeon zeki ve kıvrak zekasıyla davaların çözülmesi konusunda büyük yardımları dokunacaktır. Konusundan anlaşılacağı üzerine fazlasıyla polisiye biraz dram biraz psikolojik temalı Hello Monster diğer bir adıyla I Remember You kendi türünün örnekleri arasında 2015'in en iyi yapımlarından biri olduğunu kanıtladı. Dizinin yazarlığını Protect the Boss dizisinin de senaristliğini yapmış olan Kwon Ki Young yaparken yönetmenliğini ise No Sang Hoon üstlenmiştir.

Lee Hyun'un küçüklüğünü Hong Hyun Teak kardeşi Min'in küçüklüğünü ise Hong Eun Teak canlandırıyor. Bu yaşta kestikleri rolü düşünecek olursak geleceğin parlak oyuncu adayları olarak kendilerini gösterdiler. Özellikle Lee Hyeon rolünde ki Hyun Teak yaşına rağmen bakışları ve mimikleriyle mükemmele yakın oyunculuk sergiledi.

Güney Kore'de "idollerden oyuncu çıkmaz" gibi saçma bir ön yargı söz konusuyken Lee Joon, Eun Ji, Dujun, Sung Jae, Yoochun gibi sayabileceğim bir sürü idol bulabilirim. Oyunculuğa yavaş ve emin adımlarla adımını atmış olan Exo'nun güzel sesi D.O (Do Kyung Soo) onlardan biri. It's Ok, That's Love performansının ardından ardı ardına film anlaşmaları yapıldığını belirtmekte fayda var. Hello Monster dizisinde D.O Lee Joon Young isimli psikopatı canlandırıyor. Bakışlar ve mimikler arası geçişlerde oyunculuğuyla göz doldurdu. Bu psikopatın davasına Lee Hyeon'un babası baktığı için tesadüf eseri karşılaştığı Lee Hyeon'un Lee Joon Young'a söylediği sır doğrultusunda senaryonun şekillendiğini dizinin finaline doğru anlaşılıyor.

Seo In Guk; Dizide Lee Hyun karakterini canlandırıyor. Love Rain, Reply 1997, Master Sun, Reply 1994 (konuk oyuncu), King of High School Lide Conduct, Oh My Ghost (konuk oyuncu) dizilerinde No Breating filmlerinde hafızalarımıza yer etti. Lee Hyun, suç psikolojisi üzerine eğitim almış ve öğretim görevlisi olarak hayatını idame ettirmekte. New York şehrinde suç soruşturmasında danışman olarak göre alırken kendine gelen gizemli e-posta ile Güney Kore'de Özel Soruşturma Ekibine dahil olur. Dahi bir çocuk olmasından dolayı suç mahalli analizi etmekte oldukça yeteneklidir. Çocukluğunda yaşadığı tramva sonucu bir çok anısı hatırlamamaktadır. Aslında onun Güney Kore'ye dönmesinde ki amaç, farklıdır. 

Jang Na Ra; dizide Cha Ji Ahn karakterini canlandırıyor. School 2013, Fated To Love Me, Mr Beak dizilerinden hafızamız da yer etti. Merkez Polis Teşkilatının Özel Soruşturma Ekibinin üyesi olan Cha Ji An, babasının ölümünün ardında yer alan gerçekleri çözmek için polis olmuştur. Onun saf görünümünün ardında fazlasıyla derin bir hikaye olduğunu ilk bölümlerden anlaşılıyor. İşini iyi yapan Cha Ji An her olaya balıklama dalan kendini olayların merkezinde bulan bir polistir. Yemediği dayak kalmadı.

Dizinin oyuncu kadrosu şekillenmeye başladığı sıralarda Seo In Guk ve Jang Na Ra'nın aynı proje içinde yer alacağını öğrendiğimde "yaş farkından dolayı acaba mı?" diyen kesimin aksine fazlasıyla sevinmiştim. Jang Na Ra yaşını gösteren biri olmadığından dolayı benim için herhangi bir sorun teşkil etmedi. Zira; Seo In Guk'un yaşı da çok küçük değil. Oyuncuların canlandırdığı Lee Hyun ve Cha Ji An arasında ki uyumu sevdim.Seo In Guk'u oyunculuğunu göz önünde bulundursak Reply 1997 dizisinden beri sıkı takip ediyorum. Her projesinde karakterlerinin üzerine biraz daha ekliyor. Ortaya harika bir oyunculuk çıkıyor. Jang Na Ra'nın oyunculuğunu ise çok naif buluyor. İnsanda daha çok izleme isteği uyandırıyor. Naifliğinden dolayı olacak Cha Ji An karakteriyle ilk başlarda polis olarak nasıl olacak gibi ön yargım olmadı değil. Fakat bölümler ilerledikçe oyunculuğunu daha fazla sevdim.
Özel Soruşturma Ekibi
Genç oyuncular Kim Jae Young; Blade Man dizisinden,  Son Seung Won'u Healer dizisinin gençlik dönemlerinden, Min Sung Wook'u Pinocchio, 3 Days, The Prime Minister and I dizilerinden, Lee Chun Hee ise Master Sun dizisinden hatırlayabilirsiniz.

Güney Kore aktörleri arasında oyunculuğunu en çok sevdiğim oyuncu Chio Won Young. Heirs, The Nightwatch Man, 3 Days, Kill Me Heal Me hafızamıza yer eden dizileri. Canlandırdığı her karakter birbirinden farklı. I Remember You dizisinde Lee Joon Ho karakterini canlandırıyor. Adli tıp takımlarının laboratuarında uzmanlaşmış yurtdışı kaynaklı bir şirketin bilim adamıdır. Emniyetle olan bağlantısı sayesinde özel delillere ve devam eden tüm suç soruşturmalarını görebilecek konumdadır. Fazlasıyla zeki bir adamdır. Bu karakterini çok sevdim. İzleyenler ve izlemek isteyenler bana hak verecekler.


Park Bo Gum; dizide Jung Sun Ho karakterini canlandırıyor. Cantabile Tomorrow ve Bridal Mask dizilerinden hatırlayacaksınız. Oyunculuğunu sevdiğim bir aktör daha. Fakat I Remember You dizisinde sergilediği oyunculukla kendinden fazlasıyla söz ettirdi.  Onun karakteri, güçlü ve savunmacı bir avukattır. Ancak müvekkilliğini yaptığı insanlar fazlasıyla acımasızdırlar. Durum böyle olunca Özel Soruşturma Ekibiyle karşı karşıya gelecekleri bir çok dava yüzünden karşı karşıya gelecekler.
Yasal Uyarı: Diziyi izlememiş olanlar kesinlikle okumasın! Bundan sonrası spolier içeriyor.
I Remember You kurgusunda efsane dizi Dexter'ı izler gördüğümüz inkar edilemez bir gerçek. Dex, abisiyle beraber annesinin ölümüne tanık olmuş sonrasında abisini kaybetmiş yıllar sonra onunla seri katil olarak karşılaşmıştı. Bu yüzden fazlasıyla Dexter havası sezdiğim için senaristin Dex hayranı olduğunu tahmin etmek güç değil. Dizinin kurgusu ve olay örgüsünün çözüm süreci izleyici ekrana kilitledi. Dizinin ilk bölümlerini dikkatli izlerseniz daha 2 ya da 3. bölümde karakterleri çözebiliyorsunuz. Özellikle Park Bo Gum'un seri katil olarak canlandırdığı karakter bazen şeytansı bazen de meleğimsi gülümsemesiyle oluşan mimik geçişlerine ba-yıl-dım.  Dizi bütün karakterleri bir yana temeli abi-kardeş ilişkisi üzerineydi. Min'in buz gibi olan bakışlarının ardından aslında  çocukluğundan beri abisine olan düşkünlüğü, yıllar boyunca ona gönderdiği mesajların abisine ulaştığını sanıp ona içten içe kızması ve Min'in aslında abisinin sevgisine muhtaç olmasıydı. İki kardeşin sahneleri gerçekten çok duygusal olmasıyla beraber Lee Hyeon'un çaresizliğiyle duvarlarla örülü kardeşinin karşısında nasıl savunmasız olduğuna tanık olduk. 

Cha Ji An'ın hikayesi de en az Lee Hyeon ve Min gibiydi. Hep bir umut söz konusuydu. Umud etmek, beklemek, bazen en kötü ihtimali düşünürken, bazen korktuğunun olmayacağını umud etmek.. Cha Ji An'ın 20yıllık umudu, beklentisi bir gecede yok oldu ve sonunda babasının ölümü ile yüzleşmesi de güzel ayrıntılardan biriydi.  Dizinin içinde zerre romantizm yer almıyor, hiçbir sevgi sözcüğü yok ama Cha Ji An ve Lee Hyeon arasında olan sahneler bildiğiniz aşk dolu. Lee Hyeon'un gülümsemesini saklaması, ona yavaş yavaş yaklaşıp dibine girmemesi, saçını okşaması, elini tutması o kadar ince işlenmiş ki izlerken keyif almamak mümkün değil.

İlk bölümden beri senaristin Lee Joon Young hakkında izleyiciye vurgu yaptığı kısım aslında dizinin en çok hoşuma giden bölümlerden biriydi. Hasta ruhlu Lee Joon Young'un aslında yaşayan bir ölü olduğu gerçeği, annesinin ona nasıl hamile kaldığı, doğduktan sonra gördüğü eziyet, nabzının fark edilmemesi, sahte kimlikle yaşaması ve finalde ki sonu.. Lee Joon Young, dünya da varlığı olmayan biri demeye getiren senaristin enteresan bir bir mesajlarından biriydi.

Benim en çok merak ettiğim olay senaristin finalde olay örgüsünü  "Acaba beklentimi karşılayabilecek miydi?" gibi soruların zihnimde dolaşması oldu. Fakat finalini izlediğimde yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal misali bir durumda olan senarist yapabileceğinin en iyisini yaptı finalde. Kötü karakterlerimiz ya ölecekti ya da hapse girecekti. Eğer bu ihtimaller üzerinde ilerleseydi diğer dizilerden ayıran o ufak denge bozulacaktı.Bu sebeple finalin ucunu açık bırakması hoşuma gitti. Durum böyle olunca  "Acaba ikinci sezon gelir mi?" sorusu akıllara yer etti. Eğer ikinci sezon gelirse güzel olacağı kanaatindeyim.

Dizinin şarkıları konusu ve oyucular kadar güzeldi. Dear Cloud "Remember" Hong Dae Kwang "It's Show" Ben "Hug Me" Lim Kim "Who Are You" Shin yong Jae "I See You" şarkıları zirveye oynayacak şarkılar. I Remember You, gerek kurgusu gerek oyunculuklarla göz doldurdu. İzlemek isteyenlerin vakit kaybetmeden izlemesi kanaatindeyim.
Dizi için puanım; 10/10

7 Eki 2015

Yong Pal


SBS kanalının bu sene içerisinde yapmış olduğu en iyi projelerden biri Yong Pal. Bir işin içinde Joo Won var ise o işin kötü olma olasılığı bir hayli düşük. Yayınlandığı esnada reyting sıralamasında iyi bir başlangıç yaparak ipleri eline almayı başardı. Özellikle ülkeler arası reytingleri salladığını söylemeliyim.

İşinde başarılı bir cerrah olan Kim Tae Hyun kardeşinin diyaliz hastası olmasından kaynaklı tedavi masrafları sebebiyetiyle bir hayli paraya ihtiyacı vardır. Daha fazla para kazanmak için ücret karşılığı özel olarak hastaları tedavi etmekte. Bu hastalar paralarını ödediği müddetçe onların  suçlu olup olmadığını umursamaz. Bir gün çalıştığı hastanenin özel katında yatan büyük bir şiketin varisi olan Han Yeo Jin ile karşılaşır. Onun özel doktoru olarak görev alırken, onun acılı geçmişi ile savaşması konusunda yardımcı olur. Dizi, hanet, entrika ve aşk dolu konusuyla merak uyandırıyor.
Joo Won; dizi de Kim Tae Hyun karakterini canlandırıyor. Bridal Mask, 7th Grade Civil Servant, Good Doctor, Cantabile Tomorrow dizileriyle hafızalarımıza yer etti. Güney Kore'nin tartışmasız en iyi aktörlerin biri. Hanshin hastanesinde 3 yıldır çalışan genel cerrah olarak görev yapan Kim Tae Hyun, girdiği ameliyatları başarılı bir şekilde tamamlayarak son derece yetenekli bir cerrahtır. Borçlarını ödeyebilmek için suçlu olsun olmasın zengin hastaların evlerine giderek doktorluk yapmaya başlar. Bu tür insanlarla çalışırken polislerin peşine düşmesiyle binbir çeşit sorunla karşı karşıya kalır. Kim Tae Hyun çocukluğunda yaşadığı acıları çevresine gülücükler saçarak gizlemektedir. Hayatında değer verdiği tek insan kardeşidir. Onun için yapmayacağı hiçbir şey yoktur.
Kim Tae Hee; dizide Han Yeo Jin karakterini canlandırmaktadır. IRIS ve Jang Ok Jung, Living by Love dizilerinden hafızalarda yer ederken aynı zamanda Bi Rain'in sevgilisi olduğunu da hatırlatmakta fayda var. Dizide büyük bir şirketin varisi olan Han Yeo Jin karakterinin hakkını veriyor. Gençlik zamanlarında ailesinin büyük rakibi olan Daejoon Grubunun büyük oğluyla yaşadığı yasak aşk yüzünden geçirdikleri trafik kazasında çok sevdiği adamı kaybeder. Bu acıya dayanamayıp babasının gözlerinin önünde yüksek bir binanın penceresinden kendini aşağıya atarak başlayan bir hikayesi var. Yaşamasına rağmen bitkisel hayattaymış gibi 3 yıl boyunca uyutulan Han Yeo Jin'in şansı, özel doktoru olarak atanan Kim Tae Hyun'un hayatına girmesiyle değişmeye başlar. 
Jo Hyun Jae dizide Han Doo Joon karakterini canlandırıyor. Efsane dizi 49 Days izleyenler onu yakından tanır. Han Yeo Jin'in anne farklı babası bir olan abisi. Daha çocuk yaştayken kardeşine düşkün olmasına rağmen babası tarafından hor görülen, sevgisiz olarak büyüyen bir adam. Han Yeo Jin, annesinin tarafından zengin olduğu için şirketin varisi sadece kız kardeş olarak gösterildiği için hep bir intikam, kıskançlık güdüleriyle hareket eden bir adam görüyoruz. İzlediğim en acımasız kötü karakterlerden biri diyebilirim. 
Chae Jung Ahn; dizide Lee Chae Young karakterini canlandırıyor. Coffee Prince ve The Prime Minister and I dizilerinden hatırlayabilirsiniz. Chae Young karakteri ise Han Doo Joon'un eşini canlandırıyor. Kocasına karşı tek bir sevgi zerresi bile beslemeyen bu kadın dizi boyunca ne yapacak kimin tarafında olacak gibi sorulara neden oluyor. Keza ne yapacağı şahsen merak konusuydu. Saf eş rolünün arkasına sığınıp herkesin kuyusunu kazmakta üstüne yok. Oyunculuğunu ve girdiği karakterin hakkını verdiğini düşünüyorum.

Joo Won'un oyunculuğunu tartışmasız çok severim. Her rolün hakkını sonuna kadar veren aktörlerin başında geliyor. İçinde yer aldığı her yapımı yukarıya taşımayı başaran oyuncu Yong Pal dizisi ile bir kez daha kendini gösterdi. Her şeyi bir kenara bıraktım dram sahnelerini yaşayarak oynadığını söyleyebilirim. Kim Tae Hee'nin oyunculuğuna ise ba-yıl-dım. İlk bölümler saf, temiz bir kızın duygularını son bölümlerde ise gözünü intikam bürümüş bakışlarıyla duygu yoğunluğunu izleyiciye yansıttığını düşünüyorum.

Ana karakterler kadar yardımcı karakterlerin diziyi bir üst seviyeye taşıdıkları da yadsınamaz bir gerçek.
Baş hemşire rollerinde gördüğümüz Oh Na Ra ve bir çok dizide karşımıza çıkan yılların oyuncusu Kim Mi Kyung. Bu kadının oynadığı her dizi farklı ve güzel oluyor.

Han Yeo Jin'in doktoru rolünde izlediğimiz Jung Woong In tecrübesini unutmamak lazım. I Can Hear Voice, Emperess Ki, Pinnochio, Endless Love gibi dizilerden hatırlayabilirsiniz. Kötü ve iyi arasında gidip gelen bir doktorun hikayesine tanık olacaksınız.

Yasal Uyarı: Bundan sonrası ki iki paragraf spolier içerebilir.
16 bölüm olması gereken dizi 18 bölüm olarak tamamlandı. Olay örgüsünü çözülmesi açısından yerinde ve doğru bir karar diyebiliriz. Senarist Jang Hyeok Rin'in ikinci çalışması olmasına rağmen konu olarak iyi bir iş çıkardığını düşünüyorum. Bir çok kişi Kim Tae Hyun'un dizi boyunca Yong Pal kalmasını istediğine dair yorumlar okudum. Fakat, Kim Tae Hyun, Yong Pal olarak mutlu değildi. Bu işi kardeşinin tedavi masrafları uğruna ne kadar heyecanlı bir iş dahi olsa mecbur kaldığı için yapıyordu sevdiği için değil. Yani Yong Pal, damda. İlk başlarda ki Yong Pal sadece kardeşini kurtarmak isteyen bir doktor iken sonrasında idealist bir doktor gibi küçük bir klinik açıp, fakir olanlardan para almayan, yurtta çocukları tedavi eden, düşmanlarını affedebilen yani insanlığı ve vicdanıyla işini yapan bir doktor oldu sadece. Beyaz ile siyah arasında beyaz olmayı tercih etti.

Dizinin ilk bölümleri Yong Pal ağırlıklı devam ederken sonrasında Han Yeo Jin'in intikam ve güç savaşına döndü. Özellikle dizinin başlarında Kim Tae Hee "rolü gereği" sadece yattı gibi yorumlara denk geldiğimde açıkçası üzüldüm. Dizin temasında intikam var bunun olabilmesi içinde bir şeylerin gerçekleşmesi gerekiyordu. Senaristin bu açıdan kurgusunu beğendim. Özellikle Han Yeo Jin uyuduğu sahnelerde iç sesinin yansıtmaları yerinde olmuş. Dizinin ikinci yarısından sonra  ibre  Han Yeo Jin ve Han Doo Joon arasında ki güç savaşına döndüğünden olacak aşk biraz geri planda kaldı. İntikam soğuk yenen bir yemek misali herkesten tek tek hesabını sorduğu entrika dolu bölümlerle finale doğru ilerledi.

Dizinin genel gidişatını göz önünde bulunduracak olursak final biraz sönük kaldı. Bu söylediğim yanlış anlaşılmasın kötü değildi. Aksine bütün sorular cevaplarını buldu. Fakat farklı bitiriş yapabilirlerdi. Joo Won'un oynadığı Bridal Mask dizisindeki aksiyon ile Good Doctor'daki duygusallığı ve finali karışımı gibi geldi bana. İzleyenler ne düşünür bilmiyorum ama fikirlerini merak ediyorum. Aldığı %20 reytingle bu yılın en iyi dizisi olarak şimdiden konuşuluyor. İzlemeyenlerin Joo Won ve Kim Tae Hee'nin iyi oyunculuklarını kaçıracağı, izleyenlerin de arşivlerinde "güzel diziydi" diyeceği bu diziyi tavsiye ediyorum.

Dizinin müziklerine gelecek olursam; benim için efsane olan ostlardan birine imza atan BEAST grubunun üyesi ve söz yazarı Yong Jun Hyung ve 4minute grubunun kadife sesi Gayoon'un düeti "Nightmare" şarkısı oldu. Ballad şarkıların kralı K.Will seslendirdiği "Come to me", The One "To My Love" Park Hye Soo "Only Remember me" Jung In "Actually I'm" şarkıları benim dikkatimi çekenler oldu. Ama dizi yayınlanırken Westlife grubunun en sevdiğim şarkısı "Angel" kullanmaları aşırı mutlu etti.

Albümü dinlemek isteyenler; TIKLA

3 Eki 2015

Angry Mom / Kore Dizisi

Angry Mom, 2014 MBC kanalının senaryo yarışmasının birincisi.

Bir anne için okulda şiddete maruz kalan evladı söz konusu olunca bir anne her şey yapabilir. Kızının yaşadığı travma sonucunda çaresiz kalan Jo Gang JA kiminle savaşacağını bilmediği için sahte kimlik üzerinden kızının okuluna öğrenci  Jo Bang Wool olarak kayıt olmasıyla başlayan hikaye eğlenceli sahnelere ev sahipliği yaparken senarist dramı eksik etmeden harika mesaj vermeyi ihmal etmiyor.

Diziye başlayacaklar için önerim; izlemelisiniz. İlk bölümler karışık ve dram yüklü gelse de bırakmadan devam ederseniz harika bir mücadeleyle karşı karşıya kalacaksınız. Yediden yetmiş yediye izleyen bir çok kişinin ders alacağı senaryolardan biri. "Bir anne nasıl olur da liseye gider de anlaşılmaz" şeklinde ön yargılı yaklaşmak yerine, dizinin vermek istediği mesaja odaklanın derim. Aklınızda oluşan algı bir süre sonra bu kadın tıpkı liseli gibi duruyor şeklinde değişeceğine eminim.


Dizide anne Jo Kang Ja karakterini  Kim Hee Seon canlandırıyor. Faith dizisini izleyenler onu yakından tanıyabilirler. Jo Kang Ja'nın uğruna lise yıllarına döndüğü kızı Oh A Ran karakterini ise Kim You Jung canlandırıyor. Çocukluğundan beri ekranlarda You Jung Golden Rainbow, The Moon Embracing The Sun, Mag Queen gibi dizilerinden hatırlayabilirsiniz. Bu kız oyunculuğu dışında çok asil geliyor.

Anne-kız arasında ki ilişki ilk bölümlerde ergenliğe girmiş bir kızın annesine tavır yapması şeklinde bir algı oluşturdu. Fakat olaylar çözülmeye başladığı andan itibaren anne-kız arasındaki ilişki kendini toparladı ve olması gerektiği şekilde ilerledi. Birbirlerinin hem arkadaşı hem kardeşi hem koruyucusu oldular. Özellikle A Ran'nın yaşadığı şiddet sonrası geçirdiği tramvadan kaynaklı annesinin lise öğrencisiymiş gibi davranarak okula gelmesi aslında bu duruma tanık olan annelerinin iç dünyasının dışa yansımış hali de diyebiliriz.


Okul temalı senaryo olunca idealist bir öğretmen dizide yer almalı değil mi? Dizide ki öğretmenimiz Park No A karakterini; Ji Hyun Woo canlandırıyor. Queen In Hyun's Man ve Lovers of Music dizileriyle zihnimize kazındı. Park No A karakteri yeni öğretmenliğe adım atmış olmasıyla öğrenciler üzerindeki otoritesi bi hayli zayıf olmasından kaynaklı sorunlar yaşayacak. Fakat, Park No A'nın yaşayacağı olaylar meslek hayatı boyunca yaşamak istemeyeceği, kötülüğün kol gezdiği, insanların acımasızca öldürüldüğü bir çok kötülüğe tanık olmasıyla, olgunlaşan bir öğretmenliğin hikayesine tanık olacağız.
Dizinin kilit isimlerinden biri Go Bong Do karakterini Ji Soo canlandırıyor. Oynadığı ilk yapım. Dizi de ki performansıyla bir çok otoritenin dikkatini çekerek gelecek vaad eden oyuncular arasına girdi diyebilirim. Go Bong Do; Hayatta kalabilmek için kötü adamların arasında kendini kaybeden bir çocuk. Dizide her çocuğun hikayesine tanık oluyoruz. Her biri birbirinden kötü olmasına karşın en çok onun hikayesi üzdü. 
Dizide Hong Sang Tae karakterini; B1A4 grubun üyesi Baro canlandırıyor. Reply 1994 Binggeure karakteriyle hafızalara kazındı. Baro'yu dizinin ilk yarısından itibaren neden dizide yer aldığına dair hiç bir fikrim yoktu. Dizide varla yok arasında geçip gitti. Okulun varisi olması hasebiyle dizide yer almasıyla varlığını dizinin ikinci yarısında hissettiğimi söyleyebilirim. Babası tarafından hor görülen kötü bir tabirle çöp gibi davranılan, annesinden uzak tutulan bir çocuk.
Dizi sektörünün gelmiş geçmiş en komik üçlüsü. Ekrana her çıktıklarında gülme krizlerine girdiğim vefakar dostlar. Olayların çözülmesi sürecinde etkileri büyük oldu.
Kraliçe Hang Gong Joo karakteriyle; Go Su Hee canlandırıyor.

Bir annenin canı pahasına ve sadece kendi çocuğu için değil, diğer bütün çocuklar için savaşıp korumaya çalışan bir annenin hikayesi ve bunları yaparken yaşadıkları zorlukları konu alan bu dizi benim gibi bir çok kişi üzerinde etki bıraktı. En çok ağladığım kısım okulun yıkımı sonucu eşini kaybeden Kang Ja'nın dramı ve Ji Yi Kyeong ölümü sonrası fazlasıyla ağladım diyebilirim.

Dizide ki anne; kendi kızını korumak pahasına liseli biri gibi gözükerek onu hiç yanından ayırmayan bir anne..
Hiç bir zaman yılmayıp kendi imajını zedelemeksizin diğer insanlara da gerçeği söyleyen ve bunun için her fırsatı değerlendiren bir anne..
Çocuğuna zorbalık yapan kişileri buluğ kendi imkanlarıyla kendine bir kılı. bulup, bu kılıçla bütün sorulara cevap bulan bir anne..
Bütün bu davranışlarıyla bir erkeği etkileyen ve kendisinin yaşını öğrenince parmakla yaş hesabı yaptıran bir anne.
Ve bu savaşın sonucunda kendi ordusuyla galip gelen bir anne..
"Çünkü, düşman ne kadar güçlüyse zafer o kadar büyüktür."

Dizinin ostları; Ali "Crying crying crying" Ali "I Love You, I'm Sorry"Ashbun "Sunny Side Up" benim dikkatimi çekenler oldu.
Albümü dinlemek için; TIKLA

Güzel bir dizi, iyi bir senaryo ve başarılı oyuncular. 16 bölüm kendini sevdirerek ve heyecanla izletti. Paranın galip geldiği fakat sonunda adaletin yerini bulduğu harika bir yapım. İzlemelisiniz.