24 Oca 2020

Bad Guys: Vile City / Kore Dizisi


Dizi 2017-2018 yılında Netflix-OCN ortak yapımı olarak yayımlandı. Dizinin senaristliğini ilk sezondan bildiğimiz  Han Jung-Hoon yönetmen koltuğunda  Squad 38 dizisinden bildiğimiz  Han Dong-Hwa oturmaktadır. Dizi 16 bölümden oluşuyor. Dizi, artan şiddet suçları ile mücadelede etmek için savcı Woo Je Moon’un sert adamlardan oluşturduğu bir ekibin etrafında dönmektedir.


Park Joong Hoon dizide bir savcı olan Woo Je Moon karakterini canlandırmaktadır. İzlediğim ilk yapımı oldu. Dizilerde pek oynamayan aktör daha çok sinema sektöründe yer alıyor. 2012 yılından sonra ilk kez ekranlara dönmüş. O adalete oldukça önem veren bir savcı. Diyeceksiniz ki savcı dediğin adaletli olur. Bu dizide öyle olaylar var ki aralarında ne dürüstü Je Moon.



Kim Moo Yul dizide bir savcı olan No Jin Pyeong karakterini canlandırmaktadır. Daha önce My Beautiful Bride dizisidne izledim. O, Seowon Bölge Savcılıkları ofisinde yeni çalışmaya başlayan savcı. Woo Je Moon ile ortak olacaklardır. Fakat daha önce bir bölgeye şahit olduğunu hiç sanmıyorum. Aktör daha çok sinema sektöründe yer alıyor.



Joo Jin Mo dizide eski bir mafya çetesinin üyesi olan Heo Il Hoo karakterini canlandırmaktadır. Daha önce Empress Ki, This is My Love dizilerinde Friend, The Great Legacy filminde izledim. Eski bir çetesi üyesiydi sonra bu işlerden uzaklaştı ve küçük bir lokanta işletiyor. Fakat ara ara çetelerle ilgili bilgilerinden dolayı savcı Moon ile çalışıyor.



Yang Ik June dizide bir dedektif olan Jang Sung Cheol karakterini canlandırmaktadır. Daha önce The Innocent Man, Inspiring Generation, It's Ok, This is LoveScholar Who Walks the Night dizilerinde izledim. Yang Ik June hem yönetmen, hem senarist, hemde oyuncu. Altın oyuncu desem yeridir. Ve adam müthiş bir oyuncu her role giriyor. Burada komiseri canlandırıyor. 300'e yakın kore dizisi izledim. Şu ana kadar izlediğim en iyi polis karakteriydi. Betimlemesi harikaydı.


Ji Soo dizide bir hapishaneden yeni çıkmış Han Gang Joo karakterini canlandırmaktadır. Daha önce Angry MomCheer Up!Page TurnerDoctors, Fantastic, Moon Lovers: Scarlet Heart RyeoStrong Woman Do Bong-Soon, My First First Love, My First First Love 2 dizilerinde izledim. Hapise ailes için girmiştir. Bununla birlikte yanlış bir hayat yaşadığını fark eder ve değişmeye karar verir. Fakat işler öncelikle ilkte istediği gibi olmuyor. Kız kardeşi bir kazada yaralanıyor ve onun intikamından başlayarak oluyor.

Bundan sonrası spolier içerir.

Bad Guys serisinin ikici serisi. Oyuncular tamamen değişti. İlk ve ikinci sezon arasında fark var. İkisi kendi içinde iyi diziler. Fakat seri bazında bakacak olursak ilk sezon efsane denilecek kadar iyiydi.  İlk sezonun kötü adamları beni etkilemişti, farklılardı. İlk sezonla  ilgili bir bağlantı var, ancak hemen hemen kendi hikayesini taşıyordu.Tüm oyuncuları sevdim. Kendi has karakterleri vardı ama ilk sezonun daha iyi bir anlatımı olduğunu düşünüyorum. Senarist oyuncuları daha iyi tasvir etmişti. 

İkinci sezon iki yarısı var iki finali var gibiydi. Savcı No'dan önce Savcı No'dan sonra. Hiç beklediğim şey onun ölmesiydi. Bende büyük bir şok etkisi oluşturmadı değil. Senaryo'da bundan sonra şekillendi. Fakat Savcı No, dizinin sonuna kadar olması gereken karakterlerden biriydi. Dizide eksik olarak hissettiğim şey, bağlılık. Evet herkes birbirinden farklı hayatlar yaşamışlar, kötülere karşı savaşıyorlar. Buraya kadar her şey normal ama onları bir yapan şey eksik gibiydi. O bağlılığı Savcı No iyi toparladı gibi geliyor. 

Dizinin kesinlikle en iyi tasvir edileni Ji Soo ve Yang Ik June canlandırdığı karakterler oldu. Çiçek çocuk imajının dışına çıkmasına çok sevindim. Fakat Yan Ik June sen nasıl güzel bir oyuncusun. Kötülere karşı intikamı ciddiyetle izleyiciye çok iyi yansıttın. Bir tek sende o intikam ateşini hissettim diyebilirim :)

Dizinin ilk sezonu; Bad Guys

Dizi için puanım 8/10

10 Tem 2018

One Way Trip




One Way Trip 2016 yılının filmlerinden. Başrollerinde Ji Soo, EXO'dan Suho, Reply 1988 ile gönlümüze taht kuran Ryoo Joon Yeol ve School 2017'nin uslanmaz çocuğu Kim Hee Chan yer alıyor. Choi Jeonh Yeol hem senaristliğini hem de yönetmenliğini yapmaktadır. Baştan söyleyeyim oyuncular gerçekten iyiydi ve sağlam bir şekilde rollerini gerçekleştirdiler. Senaryonun mesajı güzel olmasına rağmen kurgusu güzel değildi. Fakat konusu itibariyle tam bir dram filmi diyebilirim.

Birbirlerine delicesine düşkün olan dört arkadaşın yaşadıkları olaylar ve çaresizlikler sebebiyle, sözde o çok güçlü bağlarının paramparça oluşunu güzel bir şekilde izleyiciye aktarmışlar. Dikkatimi çeken başka bir konu ise dizilerde gördüğümüz o süslü dedektifçilik oynayan polislerin gerçekle hiçbir alakası olmayışını çok doğru bir şekilde yansıtmalarıydı. abartılı film ve dizilerde gördüğümüz dünyayı daha güzel bir yere çevirmek isteyen mesleğine ölümüne bağımlı polisler, haksızlık ve kötülük gördüğü her olaya burnunu sokup kahraman olan yakışıklı aktörler... demek istediğim bu film her şeyden öte her şeye o kadar gerçekçi yaklaşmış ki. başarılı bir yapım olmuş.

Filmin sonunda kendi kendinize "dostluk neydi?" sorusunu sorarken bulacağınız, derin anlamı olan bir filmdi. şu sıralar bir şeyleri sorgulatan birçok film izliyorum. izlediğim filmler genelde psikolojik filmler olduğundan, kendimi sorguluyorum her gün. ama çok önemli bir şeyi atlamışım film seçerken, arkadaşlık. güven. dostluk; gençlik hevesiyle beraber eğlenip çılgınlıklar yapmak mı? yoksa yaşadığın en kötü anda, içinde boğulduğun o düşüncelerin ve çaresizliğin içinde bile olsan, kendini boğulmaktan kurtarmak uğruna dostundan vazgeçmek mi?

Filmde hayatımızı kuşatan birçok acı-pis gerçeklere değinildi. Herkesin de farkettiği gibi en çok hissettiğiniz o, güçsüzleşince, baş sıkışınca nasıl canavarlaştığımız. Nasıl yalancı ve çıkarcı varlıklara dönüştüğümüz. En çok dikkatimi çeken şeylerden bir tanesi d, her zaman dizilerde gördüğümüz o uğraşmalı, çetrefilli ve maceralı soruşturmaların aslında çoğu zaman yalan olduğu. Soruşturma? Kim uğraşacak ki şimdi onunla? Bu veletler için o kadar uğraşsalar ne kazanacak bu memurlar? Zaten büyük bir ajans da dava çabuk kapansın diye baskı yapıyor. Ne yapabilirler ki yani? Yolla gitsin. En kolayından bir hikaye yaz gitsin. Soruşturulursa aylar hatta yıl boyunca bile sürebilir. Ne gerek var? İnsan "Ben olsaydım ne yapardım?" diye düşünüyor. Gerçekten. Biz olsaydık ne yapardık? O şiddeti durdurur muyduk? Açıkça ifade verir miydik? Ya da soruşturma için rütbemizi tehlikeye atar mıydık? Adaletin, gerçeklerin peşinden koşar mıydık hakikaten?

En çok içimi acıtan replik 'Ben askerdeyken bir şey olursa arkadaşlarım gelir. Telaşlanma.' oldu sanırım. Ne arkadaşlık ama, değil mi? Young Bi'den hiç beklenmeyecek bir durumdu bence bu yaptıkları. Ama hayat işte, korku insana neler yaptırmıyor.

Arkadaşlar anlamasını bilene gerçekten derin ve gerçek hayatı anlatan bir filmdi bence. Konusunu üstün körü takip ettiğim sırf oyuncular için izlediğim bir yapım olacaktı.İzledikten sonra konusu gerçekten farklı geldi. Filmin en büyük dezavantajı senaryosunun kötü kurgulanmış olmasıydı. Fakat içinde vermiş oldu mesajdan ötürü pek de umursamadım açıkçası.

1 Haz 2017

Strong Woman Do Bong-Soon / Kore Dizisi


JTBC kanalının şu zamana kadar yayınlanan dizileri arasında reyting rekoru kıran dizisi Strong Woman Do Bong Soon. Dizinin senaristliğini My Love Eun Dong dizisinden hatırladığımız Baek Mi Kyung yaparken yönetmen koltuğunda ise  Lee Hyeong Min oturuyor. Dizi, olağanüstü güçlere sahip Do Bong Soon'un ile An Min Hyuk arasındaki macerayı anlatıyor. 

Park Bo Young; dizide Do Bong Soon karakterini canlandırıyor. Daha önce Oh My Ghost dizisi, A Werewolf Boy, Hot Young Bloods filmlerinde izledim. Nesillerdir anneden kızlarına geçen bir güç silsilesi vardır. Do Bong Soon'a annesinden geçen bu güç dikkat etmezse dokunduğu her şeyin kırılmasına sebep oluyor. Do Bong Soon'un en büyük hayali oyun tasarımcısı olmaktır. Park Bo Young ilk A Werewolf Boy filminde izlemiş hayran kalmıştım. Fakat onun Oh My Ghost dizisindeki karakteriyle gönlüme taht kurdu diyebilirim. Özellikle seçtiği yapımlar kaliteli ve güzel işler oluyor. Bu konuda onu fazlasıyla takdir ediyorum.


Park Hyung Sik; dizide An Min Hyuk karakterini canlandırıyor. Daha önce Nine: Nine Times Time TravelThe HeirsWhat Happens to My Family?High Society ve Hwarang dizilerinde izledim. Zengin bir ailenin varisi olmasına rağmen kendisi bir oyun şirketi kurarak onun başkanlığını yapmaktadır. Oturduğu koltuktan dolayı sayısız tehditler almaktadır. Bu sebeple kendine yakın koruma birini aramaktadır. Park Hyung Sik büyük yol kat etti. İlk dizilerinden buna canlandırdığı karaktere +1 şeyler katarak kendini geliştirdi. Bildiğim tek bir şey var, o da Park Hyung Sik'in kariyerine bal sürdü bu dizi. Efsane teklifler alacak, çok daha sağlam işlerle karşımıza çıkacaktır. Malum ajansı da değişti, daha iyi oldu + kanallar, direktörler herkes adamın oyunculuğu konusunda iyice tatmin oldu. 

Ji Soo; dizide In Gook Doo karakterini canlandırıyor. Daha önce Angry MomCheer Up!Page TurnerDoctorsMoon Lovers: Scarlet Heart RyeoWeightlifting Fairy Kim Bok-Joo dizilerinde izledim. Gook Doo, Bong Soon ve Bong Yi'nin çocukluk arkadaşıdır. Aynı zamanda ağır suçlar biriminde polis olarak görev yapmaktadır. Tam bir görev adamıdır. Ji Soo, hemen hemen izlediğim bütün dizilerde yer alıyordu. Onun yılıydı diyebilirim. İlk Angry Mom dizisinde izlediğimde böyle olacağını o günlerden tahmin etmiştim. Yüzü ekrana yakışıyor. Çok başarılı olacağı aşikar.



Park Hyung Sik ve Ji Soo'yu seviyor olmama rağmen diziye başlama nedeni kesinlikle Park Bo Young. Çok fazla yapımını izlememiş olmama rağmen izlediğim yapımlarıyla beni kendine hayran bırakmayı başardı. Oh My Ghost dizisindeki müthiş oyunculuğuyla beni benden almış Park Bo Young,  Bong Soon karakteriyle hakkını verdi mi? Tabi ki!  Park Hyung Sik, High Society ve Hwarang dizilerindeki karizmasına karizma katarak Min Min olarak karşımıza çıktı.  Üstelik oyunculuğunu da geliştirmekle kalmamış nirvanaya çıkarmış!
İnkar edilemez bir gerçek var ki Park Hyung Sik ve Park Bo Young'un uyumuydu. Dizi ileriye götüren kesinlikle senaryosundan ziyade ikisinin arasındaki çekim oldu. Hyung Sik, hiç kuşkusuz rol arkadaşlarıyla uyum içinde oluyor fakat Park Bo Young ile olan çok başkaydı. Diziyi izleyenler beni çok iyi anlayacaklar. 



Min Min'in şaşkın hallerini dizinin her bölümünde bir kez göreceğinize garanti verebilirim. İnsanın ağzına burnuna vurası geliyor. 

Ji Soo'ya polis rolü fazlasıyla yakışmıştı. Gook Doo karakteriyle bütünleşmiş bir Ji Soo vardı. Bir sonraki projesinde onu bu tür rollerde görmeyi tercih ediyorum. Onun rolüyle uyumunu çok beğendim. Ji Soo'nun Park Bo Young ile uyumundan daha çok Park Hyung Sik ile uyumunu çok sevdim. Birbirlerinden haz etmeyen ama bir amaç uğruna hiçbir şeyi düşünmeyen iki insan. Onların birbirleriyle olan uyumsuzluğu hiç kuşkusuz dizinin en komik sahnelerini barındırıyordu.

                                    İtiraf etmeliyim ki bu ikisini aynı karede daha çok görmek isterdim.



An Woo Yeon, dizide Do Bong Soon'un ikizi Do Bong Ki karakterini canlandırıyor. Daha önce Bubblegum ve Jealousy Incarnate dizilerinde izledim. Şu sıralar Circle isimli dizide yer alıyor. Do Bong Ki gücünün aksine kendi halinde bir doktordur. Do Bong Soon'un en büyük destekçilerinden biridir. An Woo Yeon geleceği parlak oyuncular kervanında emin adımlarla ilerliyor. 



"SÜPER KAHRAMAN OLARAK DOĞUP KAHRAMAN OLMAKTAN SAKINAN BİR KIZ." Yani kahramanın kadın karakter olmasına o kadar sevindim ki. Feminist damarlarım kabardı. Hikaye içindeki kadına şiddet mesajları da bir o kadar duygulandırdı.Finali de enfesti.

Eleştirilecek çok yer var ama romantik komedi olarak izlenen diziler arasında en iyilerinden biri diyebilirim. Romantiklikten daha çok insanı cidden güldürüyor. Özellikle Min Hyuk gibi bir karakter, nasıl desem bakışları konuşuyor adamın. Gook Doo'ya üzülsem de bir miktar saçma bir nedenle duygularını açıklamadığını düşünüyorum. Cidden orayı da biraz saçmalamışlar. Bir diğer konu Bong Ki ve Gong Doo'nun eski sevgilisi... Madem ikisini ayıracaklardıysa neden boşuna böyle bir şey yaptılar. Yani bende sandım kız gerçek aşkını buldu, en azından mutlu olur diye ama onuda mahvettiler. Senarist yan hikayeleri başta ciddiye alıp alıp sonra öylesine boşluk doldurmak için sallayarak yazdı sanki. Ji Soo'nun sevgilisi,şirket varisliği, mahallenin bitirim liselileri, mafya.. Senaristin başrol üçlünün duygu evrilmesine zaman ayırması çok yerindeydi. Bong Soon'un direkt süpermen kesilmemesi en başta da. Böyle bir gücün sorumluluk ve belayla geleceği kızımıza iyi anlatıldı o da iyi anladı. Min Min de kahramanın yanına Lois Lane'den daha iyi oldu. Min Min köstek değil desteğin alasıydı.

Diziyi alıp götüren Pak Hyung Sik ve Park Bo Young'un performansı olabilir. Bununla birlikte diziye hava ve neşe katan Kim Won Hae'yi unutmamak lazım. Birbirinden farklı iki rolle karşımıza çıktı. Bunladan ilki mafya üyesi olan Kim Gwang Bok. Bir diğeri ise oyun tasarımcısı Oh Dol Byung. Birbirine zıt iki ayrı karakter. Oh Dol Byung olarak gösterdiği performans, ağzındaki sakızı çıkarma şekillerine varana kadar ince detay çalışılmış bir karakter. Kim Won Hae müthiç bir oyunculuk sergiledi diyebilirim .

Dizinin müzikleride en çok hoşuma giden taraf oldu. Dizinin başrol oyuncusu Park Hyung Sik sesinde "Because of You" A Pink grubun güzel sesi Jung Eun Ji "You Are My Garden" Kim Chung Ha (I.O.I) "Pit A Pat " MAMAMOO "Double Trouble Couple" SURAN "Heartbeat" Standing Egg "How Would It Be" Vromance&Obroject "Am I In Love" EVERY SINGLE DAY "SUPER POWER GIRL" şarkıları benim dikkatimi çeken şarkılar oldu. Benim favori şarkım Jun Eun Ji'nin söylediği şarkı diyebilirim.

Albümü dinlemek için; TIKLA

Senaryo ilk bölümler tadında olsa da sonlara doğru eksiklikleri vardı tabi. Bununla birlikte ne sıktı ne de baydı. Sıkılmadan, atlamadan, fenalık geçirmeden, tek oturuşta izleyip sürekli kahkahalara boğulacağınız yer yer ağlayacağınız bir dizi. Ben izlerken keyif aldım. Umarım sizde beğenirsiniz.

Dizi için puanım; 7,5/10

23 Oca 2017

Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo / Kore Dizisi


SBS son zamanlarda güzel dizilere imza atmaya başladı. Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo onlardan bir tanesi. Dizi Çin dizisinden uyarlama. Mantık aynı fakat içerik farklı. Kore tarihini, Goryeo'nun kuruluş yıllarını ele alarak kurgulanmış. Zaten iki dizide de farklı tarihlerde geçiyor. Goryeo 918–1392; Çin dizisi ise Quing Dynasty 1644–1912 yıllarında ele alınıyor. Senaristleğini Joo Yoon Young yaparken yönetmen koltuğunda IRIS, That Winter, The Wind Blows It's Ok, This is Love gibi dizileriyle bilinen Kim Kyu Tae oturuyor.

Hikaye, Goryeo rejiminin erken dönemlerinde geçmektedir. Modern çağda yaşayan 25 yaşındaki Hae Soo (IU) tam güneş tutulması yaşandığı sırada zamanda geri gitmek suretiyle kendini Goryeo devrinde bulur ve Wang Hanesi'nin prensleri arasındaki çatışmalar ve mücadeleler arasında kapana kısılır. Orada diğer insanların korkudan titremesine sebep olan Wang So'ye âşık olacaktır.

Bundan sonrası ağır spolier içerir.

"O, güneş olmak istemedi ancak parlıyordu"
Lee Joon Ki (Junki); dizide Taejo'nun 4.oğlu olan Wang So'yu canlandırıyor. Daha önce Arang and the Magistrate, Two WeeksScholar Who Walks the Night ve She Was Pretty(konuk oyuncu) dizilerinde izledim. 4. Prens olan Wang So,  buz gibi soğuk bir kişiliğe sahiptir. O, dikkatleri üzerine çekmek istemeyen birisidir fakat doğduğu ayrıcalıklardan dolayı bu imkansızdır. Annesinin yüzünden kral Taejo onu  4. Prensin  böyle olmasının sebebi anne ve babası tarafından sevilmiyor olması. Korkutucu olmasının sebebi insanların yüzündeki yara yüzünden ona acımalarındansa korkmalarını tercih ediyor. Anne babaları tarafından sevilmeyen çocuklar mutsuz, hırçın olur ve dikkat çekmek isterler. Wang So yu izlerken öyle birini gördüm. Lee Joon Ki'nin oyunculuğunu her zaman beğendiğimi dile getiriyorum. Özellikle tarihi dizileri fazlasıyla yaktığını düşünen kesimdeyim. Geleneksel kıyafetler herkesin üzerinde hoş duruyor fakat Joon ki'de bir başka duruyor. Dövüş sanatlarındaki marifetlerini de göz önünde bulundurursak dizideki kılıç ve dövüş sahneleri göz dolduruyordu.

Eğer bu hiçbir şeyin değişmeyeceği anlamına
 geliyorsa yaşamak istiyorum


IU; dizide şimdiki zamanda yaşarken geçmişe giden Hae Soo karakterini canlandırmaktadır.  Daha önce Dream High ve Pretty Boy dizilerinde izledim. Güneş tutulması olduğu sırada suya düşmesiyle geçmişe gider.  Wang Wook'un eşi Hae'nin kuzeni olarak rekarne olmuştur. Bir anda kendini 9 yakışıklı prensin arasında bulmuştur. Diziye başlarken IU'nun oyunculuğuna dair bir çok kötü yorum okudum. Ben IU'nun oyunculuğunu sevimli bulanlardanım. Evet çok başarılı oyunculuğu yok ama sevimliliğinin vermiş olduğu enerjiyle o açığı kapattığını düşünüyorum. Netizenlerin abarttığı kadar kötü bir oyunculuğu yok. Lee Joon Ki'de dediğim gibi geleneksel kıyafetlerle güzelliğine güzellik katarak görsel bir şölen sergilediler.8. prensimiz aşkı için eşine yalvarmaya bile gitmiş.ee Hae Soo bu girmediği kalp huzur vermediği hayat yok gibi tüm prensler ona hayran ..bu hayranlık onun samimiyetinden,cesaretinden ve kararlılığından geliyor..ve onlara her bölüm yeni yheni kelimeler öğrettiğinde çocukların halerine kopuyorum 

"Aşk ve güç, ikisi de yüreğindedir."

Kang Ha Neul; dizide Taejo'nun 8.oğlu olan Wang Wook karakterini canlandırıyor. To The Beautiful You, Monstar, The Heirs Angel Eyes, Misaeng dizilerinde izledim. O, prens Wang So ile aynı babadan ama farklı annelerden dünya gelmiştir. Onun karakteri, edebiyatta ve dövüş sanatlarında yetenekli olduğu kadar da sekizinci oğul olmasına rağmen tahtın varisi olma gibi bir arzusu olduğunu görmemek imkansız. Dizinin ilk bölümleri aşırı sevdiğim şartlardan dolayı bile olsa değiştiği için sinirlendiğim karakterlerden biri oldu kendisi Rengi belli etme konusunda donuk mimiklerine hayran kalmamak elde değil. Kısacası Kang Ha Neul oyunculuğunu konuşturduğu bir yapıma daha imzasını attı. İkinci adam ya da oyuncuların gençlik yıllarını izlemek yerine onu artık başrolde görmek istiyorum. İzlerken dramın dibine vurmak istiyoruz.










"Onun hayali Goryeo’nun kralı olmak"


Hong Jong Hyun;dizide Kral Taejo'nun 3.oğlu Wang Yoo karakterini canlandırıyor. Daha önce Her Lovely Heels dizisinde izledim. Wang So ile aynı anneden dünyaya gelmiştir. Kraliçe olan annesi onu çok küçük yaşından itibaren bir kral olması için eğitmiştir. Bu durum onun kibirli ve hırslı biri olmasına sebep olmuştur.  Gel gelelim fasülyenin faydalarına. Dizi boyunca rengi en net şekilde beli eden karakter. Hareketleri, konuşmalarıyla açık açık "Ben kral olacağım" diyordu. O yüzden kötü bile olsa dizideki en dürüst karakterdi. Sırf annesi onu sevsin diye her dediğine peki diyen bir Prens. Ne yazık ki annesinin gölgesinden kurtulamadı. Hong Jong Hyun çiçek oğlan gibi olduğu bir dizide izlemiştim. Fakat sert yüz hatları ve mimikleriyle kesinlikle kötü karakter oyunculuğuna adını altın harflerle yazdırabilir. Kesinlikle düşünmeli.




Haylaz bir genç kan.

EXO üyesi Beakhyun; dizide Kral Taejo'nun 10.oğlu Wang Eun'u canlandırmaktadır. Oyunculuk çıkışını bu diziyle gerçekleştirdi. Wang Eun karakteri diğer prenslerin aksine şaka yapmaktan hoşlanan haylaz kişiliği vardır. Tahta gözü olmayan Prensi vatana ihanet suçundan öldüren 3.Prense ne desem bilmiyorum. Bıraksaydın çocuk, eşiyle mutlu mesut yaşasaydı. Eun'un en komik halleri Hae Soo'ya aşkını itiraf sahneleriydi. Beakhyun, çok iyi oynadı. Sevecen halleriyle bizi güldüren sonrasında da hunharca ağlatan bir karaktere can verdi.Diziyi izleyip Eun karakterini çok sevmeyen yoktur. Bu yeterli bence oyunculuğunun iyi mi kötü mü olmasını göstermesi açısından. Beakhyun'u bir çok dizide görmek istiyorum.

Derinliği ve zarafeti ile


Nam Jo Hyuk dizide Kral Taejo'nun 13.oğlu Wang Wook'u başka bir deyişle Beak Ah'ı canlandırıyor. Daha önce Surplus Princess Who Are You: School 2015 Cheese in the Trap dizilerinde izledim. Diğer prenslerin aksine sanata karşı doğuştan yeteneklidir. Wang So'nun en çok güvendiği kardeşidir. Taht kavgaları arasında kimsenin arkasından iş çevirmeyen iki prensten biriydi. Diğeri tabi ki Eun'du. Onun tek iş çevirdiği kişi Woo Hee oldu. Beak Ah bir de Hae Soo ile yakın arkadaş olmayı başaran biri olmayı başardı. Son anına kadar kararlarından hep ona destek çıktı. Nam Jo Hyuk büyük bir çıkış yakalayacağını önceki dizilerinde dile getirdim diye hatırlıyorum. Her girdiği role kendinden bir şeyler katmayı ihmal etmiyor. Onun hamurunda aktörlük var. Korelilerin bir tabiri var ya "Çiçek oğlan" tam da öyle .
Her zaman kardeşlerinin genci
Ji Soo dizide Kral TaeJo'nun 14.oğlu Wang Jung'u canlandırmaktadır. Aynı zamanda prenslerin en küçüğüdür. Wang So ve Wang Yo ile aynı anneden dünyaya gelmiştir. Daha önce ; Angry Mom, Cheer Up!Page TurnerDoctors, Fantastic dizilerinde izledim. Yaramaz bir kişiliğe sahip olmasının yanında savaş sanatlarına ilgilisi oldukça fazladır ve bu konuda oldukça yeteneklidir. Wang Jung kötü kraliçe ve kötü ağabeyinin dolduruşları arasında temiz kalmayı başaran bir Prens.  Hae Soo ona ilk sarıldığında, kalbi ilk kez onun için attı. Onun tek derdi Hae Soo'nun mutlu olmasıydı. Onunla arasındaki mesafeyi sevmesine rağmen her zaman korudu. Aralarında en şanslısı da oydu. Sevdiği kadın yanındaydı. Onun çocuğuna sahipti. Tutunacak tek dalı oydu. Ji Soo son yılların aranan oyuncusu. Bundan sonraki yapımlarda onu başrol görmek istiyorum.




Kalbimi istiyorsun?
İstediğiniz kadar gümüş alın.


Yoon Sun Woo dizide Kral Tae Joo'nun 9.oğlu Wang Won'u canlandırmaktadır. İzlediğim ilk yapımı. Wang Won'un annesini ailesi sayesinde çok zengindir.Prensler arasında en iyi anlaştığı ve sözünden çıkmadığı kişi Wang Yo'dur. Dizide karakter olarak sevmediğim tek Prens. Çünkü bir duruşu yok. Sürekli birilerinin arkasından iş çeviren her an herkesi satabilecek potansiyele sahip.Prens Won sadık bir insan olmadığı sürekli ikili oynamasının cezasını aldı. Bunun sonunda da hak ettiği ceza ona kesildi. Hae Soo'nun ''Bir gün Chae Ryung yüzünden çok pişman olacaksınız'' lafı da gerçek oldu. Ölmeden önce kızın ona ne hissettiğini bilerek öldü. Üzülmedim.
Ben kraliçe olacağım.
Eğer olamazsam o zaman
kim Majestelerini koruyacak?


Kang Ha Na dizide Kral Taejo'nun kızını yani prenses Hwangbo Yeon-Hwa karakterini canlandırıyor. Mirror of the Witch dizisinde izlemiştim. Wang Wook ile aynı anneden dünyaya gelmiştir.Abisinin aksine oldukça hırslı birisidir. Onun en büyük planı kraliçe olmaktır. Kralın onca çocuğu arasında en fettan olanı Prenses çıktı. Kraliçe olacak diye kötülüklerin en sağlamlarını yaptı. Kendi öz abisini sattı. Oysaki, o ölmesin diye sevdiği kadından vazgeçmişti. Wook "besle kargayı oysun gözünü" sözünün net en büyük örneği oldu. Kang Ha Na; geleceği parlak oyuncular arasında yerini alır. Bu tür karakter rollerinin hakkını vereceği kanaatindeyim. 




IU'nun sırf şu bölümdeki oyunculuğu bile yeterliydi. 
Küçük Görsel

Wang So'nun aski çok başkaydı. Başta "bir daha yanıma yaklaşma,seni öldürürürüm" diyen adam ne güzel sevdi Soo'yu Hae Soo; Wang So'nun yapayalnız, acılarla, kırgınlıklarla dolu dünyasına ilk ve tek dahil olan insan oldu. Onu dinleyen,onu düşünen, nasihat veren, onun için endişelenen, ona yardim eden, ondan korkmayan ilk insan oldu.Hae Soo, bu yaptığı bu davranışların adını "arkadaşlı" koydu Wang So "Ben sevginin o dediğin türlerinin hiç birini tatmadım. İster sevgi olsun, ister arkadaşlık hepsi ayni kapıya çıkıyor benim için" diyerek noktayı koydu. Tüm hayatı boyunca yalnızlık içinde yaşayan bu insanın tek varı yoğu bu kız oldu. Zamanla ve yavaş yavaş, ince ince aşık oldu 4.Prens...Endişelendi ve endişesini gözleriyle anlattı hep. Krallığı bile bir kenara atıp Hae Soo varsa onunla çıkıp gideceğini söyledi. Sevdiği kız suçlanmasın,ona bir şey olmasın diye 3 bardak zehir içti. Herkes sevdiği için bir şeylerden vazgeçer. Wang So canından vazgeçti sonra onun için ölümden vazgeçti.Tam iyileşmeden kızın yanına koştu. Soo idama götürülürlerken kılıcıyla engel olmaya çalıştı. Ve hiç bir prens kralın korkusundan kızın yanına yaklaşamazken bir tek o kol kanat gerdi. Onun yanında oldu. Hiçbir şeyi düşünmeden sadece ve sessiz sedasız yanında oldu...
Wang So güzel sevdi.

Wook'un aşkı ilk bölümler eşine rağmen göz doldursa da benim istediğim aşk değildi. İlk fırsatta arkasını dönmüş gibi olsa da aslında Wang Wook çok zor durumda kaldığı için böyle davranmak zorunda kaldı. Eğer kız kardeşininde işin içinde olduğu ortaya çıkarsa hain ilan edilecekler ve belki de ailecek öldürülecekler. Wang WooK un kaybedecek çok şeyi vardı. Wang WooK'un kızı gerçekten sevdiğini düşünüyordum. Prensler arasında taht hırsı yok olmayan tek kişiydi dizinin başlarında..Tabi biz senarist ne yönde yazarsa o yöne doğru bakış açımızı değiştirmek zorunda kalıyoruz.  Dizinin bir çok romantik sahnesi Wook ve Soo arasında geçtiğini düşünüyorum. Karısı öldüğünde aslında ben onu seviyormuşum diyerek tekrar Soo'nun peşinde olması gibi ayrıntılar olmasa daha hoş olurdu gibi geliyor.

Dizinin hiç kuşkusuz en asil kadını 4.Prensin eşi ve  Hae Soo'nun kuzeni olan Lady Hae'ydi. Ona kızı gibi baktı sahiplendi. Çocuğu olmamasına rağmen ona bir anne şefkati gösterdi. Onu hiç sevmeyen bir eş ile hep ilgilendi. Buna rağmen çizgisini bozmadı. Wang Wook' ise eşini kaybedene kadar onu sevdiğinin farkında değildi. Onu kaybettiği gün ben aslında onu seviyormuşum demesine rağmen bir kaç gün içinde unutması bence senaryonun gereksiz oyunlarından biriydi. Lady Hae oda gariban ta başından hiç eşinden sevgi görmedi, zorunlu bir evlilikti ama oda yinede sevdi, hep eşini düşündü eşi için yapmiyacak hiç birşey yoktu. öyleki eşinin başkasını sevdiğini anladığını ramen ses etmedi o yetmedi sırf eşi mutlu olsun diye sevdiğine kavuşmasi için yollar açtı şükür ömrü vefa etmedi o görüntüleri görmeye. Ne kadar sevsede çok zor olurdu be sevdiğini başkasiula baş göz etmek. Şu son sahne iç parçalayan cinsten..

Taht kavgaları için şu kardeşliği bitirdiniz be, vicdansızlar!

Saray hanımı Oh çok asil bir karakterdi zamanında kendi çocuğunu kaybetmişliğin verdiği acıyı biraz olsun Hae Soo'yu sahiplenerek giderdi sanki ve bir anne şefkati ile de onun yerine ölmeyi göze aldı. Keşke ölmeseydi ..Lady Oh kralın kimbilir kaç eşi arasında onun gönlüne taht kuran tek kadın. Nedimesi olarak neler çekti kralın kaç eşini onun için hazırladı ama yinede sevdi, çocuğundan ettiler yinede sevdi çok sevdiki o kadar acıya , izdiraba, kraliçenin işkencelerine dayandı pes etmedi (birileri gibi başını alıp gitmedi😒😒) sonuç kendisi gibi olmasını istemediği Hae Soo için feda etti

Wang Jung, canım benim. Mantıklı düşünemese de iyi çocuktu, Soo'yu sevse de ne başına dert oldu, ne üzdü, ne sıkıntı çıkardı, uzaktan sevdi ve sadece bekledi. Evlendikten sonra da ona iyi bakması, hâlâ arkadaşız merak etme demesi ve tabi en sonunda Hae Soo öldükten sonra Baek Ha'ya onu sevdiğini söylemesi, ağlaması, kıza hayattayken zaten kavuşamadı, aşkı ciddiye alınmadı üstüne bir de küllerini bile elinden aldılar.Dizinin güzel seven adamlarından biriydi Prenslerin en küçüğüydü.


1000 yıl öncesinin Kore'sinde devletin sürdürebilirliği adı altında bu günün deyimiyle ensest evlilik varsa bizim tarihimizde de 'Devletin Bekası' (devamlılığı) için pek çok cinayet işlenmiştir ki bu günün bakış açısıyla kabullenemeyiz ama olmuştur ve gerçektir. Birazcık tarihimizi okuyanlar Kanuninin öz evladını öldürttüğünü bilir.Bu gelenek Kardeş katli Fatihten başlayarak devam edip gitmiştir (taht üzerinde hak iddia eder diye özellikle kardeşler kan akıtılmadan boğdurulmuştur) ta ki hanedanın en yaşlı üyesi tahta çıkar kuralı getirilene dek. Doğudan Batıya her monarşinin tarihinde böyle kara sayfalar vardır. İğneyi başkasına batırırken çuvaldızı da kendimize batıralım ve olayları tarihi bağlamından koparmayalım. Adamlar tarihi gerçekleri dizilerinde kurgulamışlardı, bunu tartışmak dünyanın en saçma olayı.  Prensese gelince,küçüklüğünden beri veliaht olan yarı-kardeşlerinden biriyle evlenmeye programlanmışsa, soylular arasında ensest diye bir kavram yoksa, abisini kardeş değil de erkek olarak görebilecektir haliyle.
Bu günün mantığıyla ne taht uğruna işlenen cinayetleri ne de bu tür kardeşler arası evlilikleri onaylamamız mümkün değil ama gerçekler tarihte yerini almış, ne yazık ki bu durum böyle..

Dizinin finaline gelecek olursak;

Jung'un neden Hae Soo'nun el yazısı yüzünden mektupları kendi el yazısıyla değiştirdiğini anlamayanlar için kısaca açıklayayım. Kral, fermanları kendisi yazar ve sonra da kraliyet mührünü basar. Elinizde kralın el yazısını taklit edebilecek birinin olduğunu düşünsenize... Ülkeyi ele geçirmek isteyen ya da kraliyet emirlerini lehine kullanmayı düşünen art niyetli insanlar bunun için Hae Soo'yu kullanmaktan çekinmeyeceklerdi. Jung'un önüne geçmeye çalıştığı şey de buydu. Çünkü kralın el yazısını taklit etmek o dönemlerde suç olarak kabul ediliyor.Jung'un hata ettiği nokta mektubu kendi adıyla göndermek oldu. Eğer mektupta Hae Soo'nun adı yazsaydı olay çok daha farklı neticelenebilirdiki So'yla yüzleşirlerken Jung'un da yaptığı hatanın farkına vardığını görebiliyoruz.
Wang So ile kızının karşılaşmasında acaba Wang So küçük kızın kendisinden olduğunu anladı mı diye şüpheye düşenler olmuş. Evet, anladı. Hatta o an Hae Soo'nun neden onu bırakıp gittiğini de anladı. Muhtemelen Wang So'nun bunca yıldır kafasında oturtamadığı tek nokta buydu ve alması gereken cevabı da Jung'dan aldı. Bugüne kadar Hae Soo'nun her dileğini yerine getirdiği için bu dileğini de karşılıksız bırakmadı ve belki de onu mutlu edebilecek son şeyden de kızlarının iyiliği için vazgeçti. Sonuçta kendisi görmeyecek olsa bile bir yerlerde Hae Soo'dan bir parçanın yaşadığını bilmek Wang So'ya az da olsa bir teselli olmuştur.
Baek Ah ile Wook'un kızının karşılaşması biraz kafaları karıştırmış ve Woo Hee ile bağlantı kurulamamış. Wook'un kızı Baek Ah'nın gelecekteki eşi arkadaşlar. Dizide de muhtemelen Woo Hee'nin reenkarnasyonu gibi gösterilmeye çalışılmış. Sanırım ikisinin oğlu ilerde tahta çıkıyor. Bununla ilgili bir yazı okumuştum ama aklımda ancak bu kadarı kalmış.
Wang So ve Wook'un Hae Soo'nun yokluğunda fark etmeden birbirlerine tutunduklarını gördük. Nasıl oluyor o iş derseniz, şöyle izah edeyim. Sevdiğiniz biri artık bu dünyada olmadığında, onun da sevdiği birilerinin olduğunu hatırlayarak teselli bulursunuz. Sevdiğiniz kişinin bir zamanlar yanı başınızda olduğunun kanıtıdır bu. Wook'un merakla So'nun saltanatını takip edişi ve yaptığı işlerle içten içe gururlanışı ya da Baek Ah, Wook'un öldüğünü söylediğinde So'nun yüzünde beliren acı dolu ifade bunun bir kanıtı. Her ikisinin de içleri soğumuş, her ikisi de Hae Soo'nun gidişinin acısını birbirlerinden başka kimsenin anlayamayacağını fark etmiş. Bir şekilde sözsüz bir kader ortaklığı yapmışlar aslında. En çok içime oturan sahnelerden biri de bu oldu o yüzden.
Wang So ve Hae Soo'nun gelecekte karşılaştıkları sahne kesilmiş. Aslında böyle bir sahnenin var olduğu hem LJG hem de Jisoo tarafından onaylandı. Artık DVD'lerden mi öğreniriz yoksa bir özel bölüm gelir mi orası meçhul. Ama karşılaşmalarını muhtemelen göreceğiz.

Hae Soo'nun şarkısını duyduğumda ağladım, Wang So'nun Hae Soo'nun ölüm haberini aldığında "Benden bu kadar çok nefret ediyor olamaz değil mi?" deyişine ağladım, Jung'un küllerle bir başına oturuşuna ağladım, Wang So'nun küllere sarılıp yaralı bir kurt gibi inlemesine ağladım ama en çok da Hae Soo'nun Wang So'yu yapayalnız bıraktığını fark ettiğindeki pişmanlığına ağladım. Kim ne derse desin bana göre dört dörtlük bir dizi oldu Scarlet Heart. Eksikleri gözüme batmadı, aksine o eksiklerle daha da çok sevdim sanki. Finalin üzerinden bir hafta geçti ama hala duygulanmadan dizinin müziklerini dinleyemiyorum. Bu dizi kalbimde öyle bir yer etti ki, kolay kolay kimse yerini dolduramayacak bu gidişle. Bir ihtimal yeni sezon gelirse azıcık teselli bulurum ama o da pek mümkün görünmüyor. Yine de pozitif düşünelim ki gerçek olsun.Gerçi yeni sezon olmasa da dizinin sonu beni tatmin etti açıkçası, mutlu anları döndürüp döndürüp izlesem bana yeter.

Z.Hera diziside Park Soon Deok karakterini canlandırıyor.Bir güzel sevende 10.Prensesi çocukluğundan beri seven, generalin savaşçı kızı. Muradına eriyor ermesine Eun'un eşi oluyor. Hiç bir zaman çocukluk aşkından vazgeçmedi.Sevilmedi ama o pes etmedi  hep sevdi hep sevdi. Kocasının gönlü başkasındaydı yine sevdi. okadar sevdik sevgisi eşine de geçti:Bir güzelde o sevdi. Onun için kendini feda etti. Mutlu etti, mutlu oldu.
En acısı generalin kızının ölümünün ardından çektiği acı. Güçlü kudretli bir komutan ama tek kızını bile koruyamıyor. Bu da aslında makam mevki sahibi olmanın bile bazen hiçbir anlamı olmadığını gösteriyor. Böyle olacağını bilseydim ona mani olurdum. Gerçi bunun olacağını bilse bile yolundan dönmezdi o. Soon Deok'um öyle bir kızdı işte. Neyse o ve değişmek nedir bilmeyen.

Girl Generetion grubunun güzel sesi Seohyun Woo Hee karakteriyle karşımıza çıktı. Woo Hee karakteri hakkında pek bilgi vermek istemiyorum. Dizideki gizemini çok sevdiğim için. Onur bir Prenses. Beak Ah ile sonsuza kadar mutlu olsunlar isterdim.

Dizinin müzikleri harikaydı. EXO-CBX "For You"  "Ost Kraliçesi Taeyeon "All With You" " Locco&Punch "Say Yes" I.O.I "I Love You, I Remember You" Baek A Yeon "A Lot Like Love" EPIK HIGH&Lee Hi  " Can You Hear My Heart " Lee Hi "My Love" "Sun Hae Im "Will Be Back" SG Wannabe "I Confess" Jung Seung-Hwan "Wind" DAVICHI "Forgetting You" şarkılarını sizler için seçtim.

Albümü dinlemek için; TIKLA

İlk bölümler genel olarak eğlenceli olsa da sonra öyle bir drama bağlıyor ki bir daha çıkamıyorsunuz dramın içinden, bundan daha üzücüsü olamaz, bundan daha fazla ağlayamam diyorsunuz, sonraki bölümde daha çok ağlarken buluyorsunuz kendinizi. Fakat tavsiyem final de dahil dram olan bir dizi olsa da dram sevmeyenler için bile izlenmesi gereken bir dizi. Çok etkileneceksiniz, diziyi tüm benliğinizle hissedeceksiniz, yaşayacaksınız..

Dizi için puanım; 9/10

14 Eki 2016

Doctors / Kore Dizisi

SBS kanalının bu sene reytinglerden birinci sırada final yapan dizi Doctors. Başrollerini Park Shin Hye ve Kim Rae Won paylaşıyor. Dizinin senaristliğini Can We Get Married ve High Society tanıdığımız Ha Myung Hee yaparken, yönetmenliğini ise efsane dizi My Love From a Star dizisinde tanıdığımız Oh Choong Hwan yapmaktadır Dizinin konusu ise Yoo Hye Jung'un hayatı gençken çok zor geçmiştir.Mücadelede çok iyidir ama aynı zamanda da çok çalışkan birisidir.Zor durumları aştıktan sonra o şimdi bir doktor olmuştur.

Park Shin Hye dizide Yoo Hye Jung karakterini canlandırıyor. You're Beautiful, Heartstrings, Flower Boy Next Boy, The Heirs, Pinocchio, Entertainer, dizilerinden hatırlarsınız. Yoo Hye Jung, zor bir çocukluk geçirmesinden kaynaklı serseri bir kişiliğe sahip olduğu lise yıllarında, babası onu babaannesinin yanında yaşaması için bırakır.  Daha doğrusu hayatından kovar. Hayatında ilk defa babaannesinin ona davranışları sayesinde hayatında ilk defa değerli olduğunu hisseden Hye Jung kendine çeki düzen vererek liseye geri döner. Sınıf öğretmeni Hong Ji Hong sayesinde kendindeki cevheri fark eder. Başarılı bir beyin cerrahı olur. Park Shin Hye'nin olgunlaştığı bir rolde izlemek fazlasıyla keyif verdi.
Kim Rae Won; dizide Hong Ji Hong karakterini canlandırıyor. İtiraf ediyorum daha önce hiçbir yapımı izlemedim. Doctors bir ilk oldu. Aslında başarılı bir beyin cerrahı olan Ji Hong masada kalan ilk hastasının ardından kariyerine ara vermiştir. O süreçte öğretmenlik yapan Hong Ji Hong'un yolu sorunlu öğrenci Yoo Hye Jung ile kesişir. O yolundan şaşmayan, başarılı ve dost canlısı bir yapıya sahiptir. Sıcak kanlı oluşundan kaynaklı sorunlar yaşayacaktır. Kim Rae Won samimiyetini rolüne öyle bir yansıtarak oynamış ki izlerken gerçekten sizin gözünüz içine bakarak tebessüm ediyor zannediyorsunuz.



Lee Sung Kyung, dizide Jin Seo Woo karakterini canlandırıyor. It's Ok, That's Love, Cheese In the Trap dizilerinden hatırlayabilirsiniz. Jin Seo Woo, Yoo Hye Jung'un lise yıllarından arkadaşıdır. Sınıfın zeki ve başarılı öğrencisidir. Hye Jung'un ders çalışmasına yardımcı olmuştur. Aynı zaman Hong öğretmene karşı tek taraflı sevgi beslemektedir. Hong Öğretmenin Hye Jung ile yakınlaşmasıyla aralarındaki arkadaşlık bağı son bulur. Yıllar sonra aynı hastanede beyin cerrahı görev alırlar.

Yoon Kyung Sang; dizide Jung Yoo Do karakterini canlandırıyor. Faith, Gap Dong, Pinocchio, The Time We Were Not In Love, Six Flying Dragons dizilerinde izledim. Canlandırdığı efsane rolü Moo Yul karakteriydi. Ailesinin sahip olduğu hastanenin yönetiminde bulunmamak için başka bir hastanede başarılı beyin cerrahı olarak görev yapar. Yoo Hye Jung ve Jin Seo Woo'nun üstüdür. Jung Yoo Do, aklına geleni hemen söyleyen bir kişiliğe sahiptir. Dizinin 2.adam sendromuna sokacak olan karakteri. Kore dizilerinde ikinci erkek karakteri sevmek ender görülen bir durumdur. Fakat Jung Yoo Do yıkıp geçti bu durumu. 

Park Shin Hye'nin canlandırdığı karakterin güçlü, güzel ve zeki bir kadın olması çok hoşuma gitti. Alışılagelmiş Park Shin Hye karakterlerinden farklıydı. Shin Hye dizideki asi inatçı hiç bir şey umrunda olmayan boş vermiş serseri bir tipken ardından doktor olma süreci (pek gösterilmesi de), eskisine göre daha çok duygularına belli eden kapı arkalarında ağlamamayı bırakan başlayan, aşkı yaşayan, kırılgan olsa da o sert mizacından taviz vermeyen ve kimseye muhtaç olmayan güçlü Hye Jung karakterini çok sevdim .Durum böyle olunca Park Shin Hye'nin oyunculuğuna ön yargıyla yaklaşanların da kalbini fethetmiş oldu. Kim Rae Won izlediğim ilk yapımı olduğunu az önce dile getirdim. Ne yalan söyleyeyim ona karşı biraz önyargıım vardı. Sebebi ise, Park Shin Hye ile aralarındaki yaş farkıydı. Oyunculuğu ve mimikleriyle aradaki yaş farkını hissetmedim.  Yoon Kyung Sang'a gelecek olursak. Six Flying Dragons'da öyle bir oyunculuk sergiledi ki üzerine bir daha çıkar mı bilmiyorum ama romantik-komedi türünde yer alsa efsane işler başaracağını düşünüyorum. Klasik ikinci erkek sendromu yaşamadı. Kıza olan aşkından yataklara düşmemesi, onu seçmedi diye tavır almaması, onların aşkına saygı duyması ve Yoo Hye Jung ona karşı bir şey hissetmemesine rağmen onu sevmeye ve korumaya çalışması harika düşünülmüştü. Lee Sung Kyung'u It's Ok, Thats Love ve Cheese In the Trap dizilerinde ki rollerinin aksine daha ılımlıydı. Bazen acaba izlediğimiz o rolleri bu kız mı canlandırıyor sorusunu bile aklıma getirmedim değil. Seo Woo karakteriyle daha kötü olacağını tahmin ederken tam tersiydi aslında, iyi de oldu. Çok ağır şeyler yapıp sonra ilişkilerin bir bakıma düzelmesi hoş olmazdı bu da değişikti ikinci bayan olarak gereğinden fazla abartı değildi ama hep dedim biraz daha ön planda olmasını onunda sert görüntüsünü başarılı olmasını göstermeleri güzel olurdu.
Çok doğru :)

Kim Min Suk; dizide Choi Kang Soo karakterini canlandırıyor. Shut Up Flower Boy Band, Hi School Love On, Who Are You: School 2015, Descendants of the Sun dizilerinde izledim. Choi Kang Soo, İntern olmuş bir doktoru canlandırıyor. Dizi boyunca sevimli halleriyle güldürdü. Kim Min Suk sessiz ve derinden oyunculuğunu konuşturarak geliyor. Uzun zamandır bir dizide ağladığımı bilmem ama Kang So karakteriyle harikalar yaratacağı bir oyunculuğa imzasını atacak Kim Min Suk.

 Ji Soo dizide Kim Soo Chul karkaterini canlandırıyor. Angry Mom, Cheer Up!,Page Turner dizilerinden hatırlayabilirsiniz. Ji Soo oyuncu kadrosunda yer alan ama ara ara gözüken oyunculardan. Yoo Hye Jung'u lise yıllarından tanıyan o zamanlar ona aşık bir erkektir. Yıllarca ona hayran olmasına rağmen aralarındaki ilişki dostça kalabilmiştir. 

Bu dizi bu senenin güzel dizileri arasında yerini aldı Fakat efsane dizilerim arasına giremedi ne yazık ki. Bunun nedeni ise bu sene çok daha farklı ve değişik senaryonun arka arkaya gelmesi oldu. Dizi türünü ele aldığımda gerçekten konu ve kadrosuyla güzeldi. Olay örgüsü, oyuncuların birbirleriyle uyumu, konuk oyuncuların diziye kattığı güzellik yapımı güzel yapmaya yetiyor. Dizi güzel başladı hem de herkesin beklediğinden farklı heyecanlı hastaneye girdikleri anda ve sonrasında durağan geçti. Senaryosunda net açıklık getirilmeyen  şeyler vardı. Mesela Hye Jung'un nasıl doktor olduğu, o süreçte neler geçirdiğiyle alakalı durumlara yer verilmeliydi.

Her bölümü heyecanla izledim açıkçası. Sıkıcı diyenleri bilmiyorum kendi zevkleri ancak diziden bir çok şey öğrendim ve hiç sıkılmadım. İlk olarak hırsın her şeyi yaptırabileceğini, dikkatli olundukça her şeyin gerçekleşebileceğini, daha sonrasında kinin ne kadar saçma bir şey olduğunu öğretti. Herkesin zayıf noktaları olduğunu içlerinde bi yerde iyi biri olduğunu bu yüzden kini nefreti intikamı bırakıp mutlu olmaya bakmamız gerektiğine dair güzel öğretiler yer aldı. 

Dizinin yan karakterleri başroller kadar harikaydı. Kim Gang Hyun, Beak Sung Hyun, Jo Hyun Sik ve Min Suk dizinin ayrılmayan ekibi. Her fırsatta bir araya gelip birbirlerinin arkasını kollayan dostlar. Bir araya geldilerse mutlaka güldürecek konuşmalara denk geliyorsunuz.


Jung Yoon Do'nun amcası rolünde izlediğimiz Lee Sun Ho'yu ekranda her gördüğümde VIXX grubunun üyesi Hong Bin'i görür gibi oluyordum. İnsan insana bu kadar benzer. 


Dizinin kadrosu da konuk oyuncuları da efsaneydi. Bir kere iki çocuk babası olarak Namgung Min'i izlemek aşırı keyif verdi. Seri katil, aşık, soğuk, sıcak kanlı her karakterin içinde izledim. Bir babayı canlandırması aşırı yakışmıştır. Özellikle yaşadığı çaresizliği izlerken kendim yaşamış gibi hissettim.
Lee Sang Yeob dizinin konuk oyuncuları arasındaydı. Bu adama hayranlığım her geçen gün artıyor. Dizide aldığı role fazlasıyla yakışmıştı.

Dizi müzikleri de pek bi güzeldi. Jung Yup "It's Love" Younha "Sunflowers" Park Yongin&Kwon Soonil "NoWay" Jun Ho "You're Prrety" şarkıları benim dikkatimi çeken şarkılar oldu. 

Albümü dinle; TIKLA

Konunun işleniş şeklini sevdim. Bir taraftan baktığında bu dizi bir başarı ve azmin öyküsü. Büyükanneye duyulan sevgi ve ona ne olduğunu öğrenme azmi harika bir doktor yaratıyor. Ama aynı zamanda bu dizi iki insan arasında gelişen aşkı da çok güzel dile getirdi. Öyle ayak kaydıran, dolaplar çeviren üçüncü.insanlar olmadan iki kişinin aşkı öğrenme, birbirlerinin hayatlarında yer almanın duygusunu öğrendi. 20 bölüm boyunca yavaş yavaş sindire sindire anlatıldı. Arada hasta hikayeleri, hastane ile ilgili yönetim savaşları, bir iki yan karakter olayı da sığdırıldı. Bazen durağan ilerlese dizinin hikayesi tatmin ediciydi.