11 Şub 2020

Hotel Del Luna / Kore Dizisi



Bir Hong kardeşler klasiğiyle karşınızdayım. Dizi yayınlanalı çok oldu. Güncel takip ettim fakat anca yazabiliyorum.  Hong Jung-Eun  ve Hong Mi Ran kardeşleri bilen bilir. Bilmeyenler için kısa bir açıklama yapmak gerekirse; 

A Korean Odyssey (tvN / 2017)
Warm and Cozy (MBC / 2015)
The Master's Sun (SBS / 2013)
Big (KBS2 / 2012)
The Greatest Love (MBC / 2011)
My Girlfriend is a Nine Tailed Fox (KBS2 / 2010)
You're Beautiful  (SBS / 2009)
Hong Gil-Dong, The Hero  (KBS2 / 2008)
My Girl (SBS / 2005-2006)
Sassy Girl Chun-hyang 

Dizilerinin senaristleri olarak biliniyorlar. Bu diziler arasında on numara olanda var orta halli olanda fakat bununla birlikte sevilen yapımlar haline geldiler. Kore dizisi izleyen biri mutlaka Hong kardeşlerin yapımlarından birine düşmüşlerdir :)

TVN kanalında yayınlanan Hotel Del Luna dizisi 16 bölümden oluşuyor.  Dizi, Seul’un şehir merkezinde bulunan ve müşterilerinin yalnızca hayaletlerin olduğu 'Hotel del Luna' adlı gizemli bir otelde geçmektedir. Bu otelin CEO’su yaptığı büyük bir hatadan dolayı lanetlenerek, 1000 yıldan fazladır, bu otelde yaşamak zorunda kalmıştır. Bir gün, bir adam beklenmedik bir şekilde bu otelde yönetici olarak çalışmaya başlar. Aslında pekte beklenmedik değil :)

Lee Ji Eun nam-ı değer IU dizide 'Hotel Del Luna' adlı hayaletli bir otelin CEO’su olan Jang Man Wol karakterini canlandırmaktadır. Daha önce Dream High, You Are The Best!, Pretty Man, The Producers, Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo, My Mister dizilerinde izledim. Güzel bir bayan olmasına karşın başkalarına karşı kibar bir insan değildir. Hırçın, huysuz, herkese kuşku ile yaklaşan açgözlü birisidir. 1000 yıldan fazladır bir lanetin etkisi altındadır.
Yeo Jin Goo dizide 'Hotel Del Luna'nın yeni genel müdürü olan Koo Chan Sung karakterini canlandırmaktadır. Daha önce The Moon Embracing The SunI Miss You, Potato Star 2013QR3, Orange Marmalade, The Royal Gambler, Circle: Two Worlds ConnectedReunited Worlds, The Crowned Clown, My Absolute Boyfriend dizilerinde izledim.  Samimi ve mükemmeliyetçi bir kişiliği vardır. Mantıklı biri gibi görünmesine karşın aslında duygularıyla hareket eder. Harward mezunu olduğundan dolayı büyük oteller onunla çalışmak istemektedir. O yeni bir oteller zincirinin genel müdürü olacakken Hotel Del Luna'da işe başlamak zorunda kalır.

Bae Hae Sun dizide 'Hotel del Luna'da oda yöneticisi olarak çalışan Choi Seo Hee Bi karakterini canlandırmaktadır. Daha önce Yong-PalJealousy IncarnateWhile You Were Sleeping, Judge vs. Judge,  Wok of LoveCome and Hug MeThe TimeThe Secret Life of My Secretary,  VIP,  dizilerinde izledim. Yerinde duramayan, kıpır kıpır, pratik ve etkin birisidir.Shin Jung Geun dizide 'Hotel del Luna'da barmen olarak çalışan Kim Seon Bi karakterini canlandırmaktadır. Daha önce PinocchioWho Are You: School 2015The Time We Were Not In Love, Untouchable, Encounter dizilerinde izledim.  'Hotel del Luna'nın en uzun süredir çalışanıdır. Block B üyesi; P.O dizide 'Hotel del Luna'nın en genç çalışanı olan Ji Hyun Joong karakterini canlandırmaktadır. Daha önce Temperature of Love, Encounter, Fluttering Warning dizilerinde izledim.  Oldukça kibar ve nazik birisidir. Ancak çalışmayı hiç sevmemektedir.

Gugudan grubundan (IOI grubundan) Kang Mina dizide 'Hotel del Luna'da stajer olarak çalışmaya başlayan Yoo Na karakterini canlandırmaktadır. Daha önce 20th Century Boy and Girl dizisinde izleidm. 18 yaşında, akıllı ve enerjik bir genç kızdır. Onun hikayesinde derin bir sır gizli aslında.




Lee Do Hyun dizide bir general olan Go Chung Myung karakterini canlandırmaktadır. Daha önce Prison Playbook, Still 17, Clean With Passion For Now dizilerinde izledim. Jang ManWol’un ilk aşkıdır. Hikayenin ana özündeki ana karakter desek yeridir. Oyunculuğu parmak ısıtan cinsten.




Lee Tae Sun dizide Jang ManWol’un geçmişi ile bir bağlantısı olan Yeon Woo karakterini canlandırmaktadır. Daha önce Entertainer, Queen of Ring, Prison Playbook, Suits, ID: Gangnam Beauty dizilerinde izledim. Geçmişte Man Wol'un sağ kolu, kardeşi gibiydi. Onunla  uzun zaman beraber çalışmışlardır.




Hong kardeşlerinin yapımı olan Master Sun izleyenler ve seven kitle bu diziyi sevecektir. Aynı mantık üzerinden ilerliyor. Aynı zamanda oyuncu kadrosu daha geniş.Bu dramanın sinematografisi açıkçası birinci sınıf olduğu her sahnesinde belli. Fantastik unsurları;  iyi bir kamera çalışması, özel efektlerin ustaca kullanımı ve mükemmel düzenleme ile izleyiciye sunulmuş. Drama, hayaletlerin doğaüstü fantastik dünyasını bizlere Hotel Del Luna ekibiyle izleme yolculuğa çıkardı. 

Senaryo büyük ölçüde Man Weol'un etrafında yoğunlaşıyor. Bu da IU'nun performansını zirveye ulaşmasını sağladı.Kendini oyunculuk konusunda çok geliştirdi. Kariyerinde ilerledikçe oyunculuğunda da her geçen sene ilerlemeye başladı. Hong kardeşler başrol için IU ile çalışıyor olmaları çok mantıklı bir karar olmuş. Man Weol karakterini oynamadı aslında onu yaşadı. Acısını, mutluluğunu, aşkını, sevgisini, kızgınlığını, hayatını kendine ince ince işledi. Duygularını yüz ifadeleriyle zahmetsizce iletirken, karakterinin karmaşıklığını da ortaya çıkarmayı çok güzel başardı.

Yeo Jin Goo'nun oyunculuğunu daha çocuk oyuncuyken severdim. O duyguların çok güzel içine giriyor. Daha genç olmasına rağmen canlandırdığı karakterleri onu olgunlaştırdı. IU ile kimyalarını tutuğunu düşünüyorum. Çok çok iyi canlandırdı karakterini. 

Şimdiye kadar izlediğim kdramalarda büyük bir oyuncu kadrosuna sahip, ancak her birinin hikayesini ele almayı pek olmadı.   1,300 - 500 -  200 - 70 yıl önce. Her öykünün kendine has hissi vardı. Her biri, bir diğerinden kıymetliydi. 
Hotel Del Luna'nın 1000 yıllık tarihi




Man Weol ve Koo Chan-Sung uyumu güzel olabilir. Fakat Man Weol ve Ko Choeng-Myung arası uyumu efsaneydi. Man Weol'un hayatının işlendiği o geçmiş yıllara gitmek harikaydı. Keşke daha çok görsek daha çok izlesek hissiyatı uyandırdı. Man Weol'ün geçmişinde derin bir iz var. Onun lanetlenmesine yetecek kadar derin ve uzun bir hikaye. Ko Choeng Myung karakteri çok farklı hissettirdi.  Man weol, komutanın ihanet ettiğini düşündü ve bin yıl huzur bulamadı. Ancak komutanın sadece onu korumak için zamanında öyle davrandığı çok açıktı çok.
Sen sus gözlerin konuşsun sahnesi gibi bir şeydi.
Bakın bu çocuk bu diziden sonrada güzel yerlere gelir, iyi projelerde yer alırsa.

Bazı ilk aşklar unutulmaz. Man weo ve Chung Myung arasındaki  şey her ne ise, arka plan güzel bir şekilde işlendi. Hakkını teslim etmek lazım. İki hikaye aradaki denge iyi oturtulmuş olabilir. Fakat insan daha çok flashback görmek istiyor açıkçası. İzledikçe neredeyse ana hikayede yer almasını Chung Myung olmasını diledi bir çok insan. Açıkçası az önce de söylediğim gibi, ikisi arasındaki uyum çok başkaydı. Farklıydı hissettirdi. Bütün ana senaryoyu oluşturan temel hikaye aslında ikisinin arasındaki yaşananlar olduğu için farklı da hissetmesi gerekiyordu aslında.  Man Weol'un geçmişteki hallerini izlemek beni derinden etkiledi. O zamanki yaşadığı acı, taze olaylar karşısında gösterdiği oyunculuğu ve o doğal güzelliği, o kıyafetler içinde bile aşırı aşırı güzel oluşu. Keşke o geçmiş döneminide ayrı bir dizi yapsalarda onları izlesek .


Geçmiş öyküyü izlediğimde Yeon Woo ve Man Weol arasındaki o ilişki çok hüzünlüydü.
Özellikle Man Weol'ün bunca yıl içindeki kinin sebebi hayatında tek sevdiği ve sevildiği dostunu kaybetmiş olması. Günümüzde onu tekrar görüyor olması... 
Etkilendiğim sahnelerden biriydi.
İçimi parçalayan ikiliden biride bu oldu.
P.O'nun oyunculuğunu beğenmeyenler olmuş. Ben şahsen oyunculuğunu beğendim.
Hotel Del Luna'nın maknaesi gibi olduğu için gayet sevimli ve olması gerektiği gibiydi.
Mina ile olan uyumları izlemeye değerdi. 

Yapım ekibi ayrıca Man Weol'un kıyafetlerini seçmede olağanüstü bir iş çıkardı. Lee Ji Eun  hemen hemen tüm sahnelerinde inanılmaz görünüyordu. o kadar iiyi çalışılmış ki tam karakterine uygun  her bir kıyafet özenle seçilmiş ve tasarlanmış.
Harikaydı.
Dizide güncel olaylara, eski dizilere çok gönderme vardı. Geçen yaz Güney Kore'yi bomba gibi sarsan olaylardan, grup sohbeti, Burning Sun olayıydı... Dizide buna gönderme yapmaları o kadar mutlu etti ki beni. Gerçek hayatta da o olaya karışanların hiçbiri tatmin edici ceza almadılar aynı dizideki gibi... Dizinin ilk bölümünden beri birçok gönderme ve çıkarılacak ders var.

Otel personeli Bae Hae Seon, Shin Jung Keun, PO ve Mina geri kalanından bahsetmeden olmaz. Bu karakterlerin her birinin kendine has güçlü hikayeleri var. Dizi ilerledikçe seviyor bağlanıyorsunuz.  Otel konuklarının hikayeleri, zengin Sanchez, Grim Reaper ve tabii ki Seo Go Sook, Ma Go Shin'in birçok yüzü gibi ... ve oyuncu kadrosundaki her bir kişi harika bir detay. Eğlenceli görseller de yardımcı oldu. Hikayeler hafif korku veya çözülmesi gereken gizemlerden oluşuyor. Ancak çoğunlukla merkez olarak intikam veya özlem var. Beklenmedik bir şekilde birkaç hikayede kendinizi bulabiliyorsunuz.

Dizi kendisi kadar konuk oyuncularıyla da dikkat çekti
Lee Jun Ki
Geçen aylarda hayatına son veren ve IU'nun en yakın arkadaşı
Sulli
Kim Soo Hyun
Özledik, artık dönüşünü yapmalı.
Hotel'in yeni sahibi :)

Kim Soo Hyun, son sahnede IU'nun dizisine konuk olarak geldi.  Hotel Blue Moon olarak kesinlikle ikinci sezon gelmeli. Reply, School gibi serilerin ardından bir de hotel serisi gelse hoş olmaz mı? Dizi her şeyiyle gerçekten çok güzeldi. İzlenmeli, izletilmeli.

Dizinin müzikleri kendi kadar güzeldi. Punch & Monday Kiz "Another Day", 10cm "Lean On Me", Taeyeon "All About You", Yang Da Il "Only You", Heize "Can You See My Heart", Chungha "At The End", Gummy "Remember Me", Red Velvet "See The Star", Ben "Can You Hear Me", Paul Kim " So Long", Song Hayec"Say Goodbye", Punch "Done For Me", Taeyong NCT & Punch "Love del Luna

Albümü dinlemek için;TIKLA

"O zamanlar seni bu denli sevdiğimi bilmiyordum.Ben tekrardan aşık olacağımı bilmiyordum.Tam bir aptal gibi." -Man Weol
Dizi için puanım;10/9

23 Oca 2017

Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo / Kore Dizisi


SBS son zamanlarda güzel dizilere imza atmaya başladı. Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo onlardan bir tanesi. Dizi Çin dizisinden uyarlama. Mantık aynı fakat içerik farklı. Kore tarihini, Goryeo'nun kuruluş yıllarını ele alarak kurgulanmış. Zaten iki dizide de farklı tarihlerde geçiyor. Goryeo 918–1392; Çin dizisi ise Quing Dynasty 1644–1912 yıllarında ele alınıyor. Senaristleğini Joo Yoon Young yaparken yönetmen koltuğunda IRIS, That Winter, The Wind Blows It's Ok, This is Love gibi dizileriyle bilinen Kim Kyu Tae oturuyor.

Hikaye, Goryeo rejiminin erken dönemlerinde geçmektedir. Modern çağda yaşayan 25 yaşındaki Hae Soo (IU) tam güneş tutulması yaşandığı sırada zamanda geri gitmek suretiyle kendini Goryeo devrinde bulur ve Wang Hanesi'nin prensleri arasındaki çatışmalar ve mücadeleler arasında kapana kısılır. Orada diğer insanların korkudan titremesine sebep olan Wang So'ye âşık olacaktır.

Bundan sonrası ağır spolier içerir.

"O, güneş olmak istemedi ancak parlıyordu"
Lee Joon Ki (Junki); dizide Taejo'nun 4.oğlu olan Wang So'yu canlandırıyor. Daha önce Arang and the Magistrate, Two WeeksScholar Who Walks the Night ve She Was Pretty(konuk oyuncu) dizilerinde izledim. 4. Prens olan Wang So,  buz gibi soğuk bir kişiliğe sahiptir. O, dikkatleri üzerine çekmek istemeyen birisidir fakat doğduğu ayrıcalıklardan dolayı bu imkansızdır. Annesinin yüzünden kral Taejo onu  4. Prensin  böyle olmasının sebebi anne ve babası tarafından sevilmiyor olması. Korkutucu olmasının sebebi insanların yüzündeki yara yüzünden ona acımalarındansa korkmalarını tercih ediyor. Anne babaları tarafından sevilmeyen çocuklar mutsuz, hırçın olur ve dikkat çekmek isterler. Wang So yu izlerken öyle birini gördüm. Lee Joon Ki'nin oyunculuğunu her zaman beğendiğimi dile getiriyorum. Özellikle tarihi dizileri fazlasıyla yaktığını düşünen kesimdeyim. Geleneksel kıyafetler herkesin üzerinde hoş duruyor fakat Joon ki'de bir başka duruyor. Dövüş sanatlarındaki marifetlerini de göz önünde bulundurursak dizideki kılıç ve dövüş sahneleri göz dolduruyordu.

Eğer bu hiçbir şeyin değişmeyeceği anlamına
 geliyorsa yaşamak istiyorum


IU; dizide şimdiki zamanda yaşarken geçmişe giden Hae Soo karakterini canlandırmaktadır.  Daha önce Dream High ve Pretty Boy dizilerinde izledim. Güneş tutulması olduğu sırada suya düşmesiyle geçmişe gider.  Wang Wook'un eşi Hae'nin kuzeni olarak rekarne olmuştur. Bir anda kendini 9 yakışıklı prensin arasında bulmuştur. Diziye başlarken IU'nun oyunculuğuna dair bir çok kötü yorum okudum. Ben IU'nun oyunculuğunu sevimli bulanlardanım. Evet çok başarılı oyunculuğu yok ama sevimliliğinin vermiş olduğu enerjiyle o açığı kapattığını düşünüyorum. Netizenlerin abarttığı kadar kötü bir oyunculuğu yok. Lee Joon Ki'de dediğim gibi geleneksel kıyafetlerle güzelliğine güzellik katarak görsel bir şölen sergilediler.8. prensimiz aşkı için eşine yalvarmaya bile gitmiş.ee Hae Soo bu girmediği kalp huzur vermediği hayat yok gibi tüm prensler ona hayran ..bu hayranlık onun samimiyetinden,cesaretinden ve kararlılığından geliyor..ve onlara her bölüm yeni yheni kelimeler öğrettiğinde çocukların halerine kopuyorum 

"Aşk ve güç, ikisi de yüreğindedir."

Kang Ha Neul; dizide Taejo'nun 8.oğlu olan Wang Wook karakterini canlandırıyor. To The Beautiful You, Monstar, The Heirs Angel Eyes, Misaeng dizilerinde izledim. O, prens Wang So ile aynı babadan ama farklı annelerden dünya gelmiştir. Onun karakteri, edebiyatta ve dövüş sanatlarında yetenekli olduğu kadar da sekizinci oğul olmasına rağmen tahtın varisi olma gibi bir arzusu olduğunu görmemek imkansız. Dizinin ilk bölümleri aşırı sevdiğim şartlardan dolayı bile olsa değiştiği için sinirlendiğim karakterlerden biri oldu kendisi Rengi belli etme konusunda donuk mimiklerine hayran kalmamak elde değil. Kısacası Kang Ha Neul oyunculuğunu konuşturduğu bir yapıma daha imzasını attı. İkinci adam ya da oyuncuların gençlik yıllarını izlemek yerine onu artık başrolde görmek istiyorum. İzlerken dramın dibine vurmak istiyoruz.










"Onun hayali Goryeo’nun kralı olmak"


Hong Jong Hyun;dizide Kral Taejo'nun 3.oğlu Wang Yoo karakterini canlandırıyor. Daha önce Her Lovely Heels dizisinde izledim. Wang So ile aynı anneden dünyaya gelmiştir. Kraliçe olan annesi onu çok küçük yaşından itibaren bir kral olması için eğitmiştir. Bu durum onun kibirli ve hırslı biri olmasına sebep olmuştur.  Gel gelelim fasülyenin faydalarına. Dizi boyunca rengi en net şekilde beli eden karakter. Hareketleri, konuşmalarıyla açık açık "Ben kral olacağım" diyordu. O yüzden kötü bile olsa dizideki en dürüst karakterdi. Sırf annesi onu sevsin diye her dediğine peki diyen bir Prens. Ne yazık ki annesinin gölgesinden kurtulamadı. Hong Jong Hyun çiçek oğlan gibi olduğu bir dizide izlemiştim. Fakat sert yüz hatları ve mimikleriyle kesinlikle kötü karakter oyunculuğuna adını altın harflerle yazdırabilir. Kesinlikle düşünmeli.




Haylaz bir genç kan.

EXO üyesi Beakhyun; dizide Kral Taejo'nun 10.oğlu Wang Eun'u canlandırmaktadır. Oyunculuk çıkışını bu diziyle gerçekleştirdi. Wang Eun karakteri diğer prenslerin aksine şaka yapmaktan hoşlanan haylaz kişiliği vardır. Tahta gözü olmayan Prensi vatana ihanet suçundan öldüren 3.Prense ne desem bilmiyorum. Bıraksaydın çocuk, eşiyle mutlu mesut yaşasaydı. Eun'un en komik halleri Hae Soo'ya aşkını itiraf sahneleriydi. Beakhyun, çok iyi oynadı. Sevecen halleriyle bizi güldüren sonrasında da hunharca ağlatan bir karaktere can verdi.Diziyi izleyip Eun karakterini çok sevmeyen yoktur. Bu yeterli bence oyunculuğunun iyi mi kötü mü olmasını göstermesi açısından. Beakhyun'u bir çok dizide görmek istiyorum.

Derinliği ve zarafeti ile


Nam Jo Hyuk dizide Kral Taejo'nun 13.oğlu Wang Wook'u başka bir deyişle Beak Ah'ı canlandırıyor. Daha önce Surplus Princess Who Are You: School 2015 Cheese in the Trap dizilerinde izledim. Diğer prenslerin aksine sanata karşı doğuştan yeteneklidir. Wang So'nun en çok güvendiği kardeşidir. Taht kavgaları arasında kimsenin arkasından iş çevirmeyen iki prensten biriydi. Diğeri tabi ki Eun'du. Onun tek iş çevirdiği kişi Woo Hee oldu. Beak Ah bir de Hae Soo ile yakın arkadaş olmayı başaran biri olmayı başardı. Son anına kadar kararlarından hep ona destek çıktı. Nam Jo Hyuk büyük bir çıkış yakalayacağını önceki dizilerinde dile getirdim diye hatırlıyorum. Her girdiği role kendinden bir şeyler katmayı ihmal etmiyor. Onun hamurunda aktörlük var. Korelilerin bir tabiri var ya "Çiçek oğlan" tam da öyle .
Her zaman kardeşlerinin genci
Ji Soo dizide Kral TaeJo'nun 14.oğlu Wang Jung'u canlandırmaktadır. Aynı zamanda prenslerin en küçüğüdür. Wang So ve Wang Yo ile aynı anneden dünyaya gelmiştir. Daha önce ; Angry Mom, Cheer Up!Page TurnerDoctors, Fantastic dizilerinde izledim. Yaramaz bir kişiliğe sahip olmasının yanında savaş sanatlarına ilgilisi oldukça fazladır ve bu konuda oldukça yeteneklidir. Wang Jung kötü kraliçe ve kötü ağabeyinin dolduruşları arasında temiz kalmayı başaran bir Prens.  Hae Soo ona ilk sarıldığında, kalbi ilk kez onun için attı. Onun tek derdi Hae Soo'nun mutlu olmasıydı. Onunla arasındaki mesafeyi sevmesine rağmen her zaman korudu. Aralarında en şanslısı da oydu. Sevdiği kadın yanındaydı. Onun çocuğuna sahipti. Tutunacak tek dalı oydu. Ji Soo son yılların aranan oyuncusu. Bundan sonraki yapımlarda onu başrol görmek istiyorum.




Kalbimi istiyorsun?
İstediğiniz kadar gümüş alın.


Yoon Sun Woo dizide Kral Tae Joo'nun 9.oğlu Wang Won'u canlandırmaktadır. İzlediğim ilk yapımı. Wang Won'un annesini ailesi sayesinde çok zengindir.Prensler arasında en iyi anlaştığı ve sözünden çıkmadığı kişi Wang Yo'dur. Dizide karakter olarak sevmediğim tek Prens. Çünkü bir duruşu yok. Sürekli birilerinin arkasından iş çeviren her an herkesi satabilecek potansiyele sahip.Prens Won sadık bir insan olmadığı sürekli ikili oynamasının cezasını aldı. Bunun sonunda da hak ettiği ceza ona kesildi. Hae Soo'nun ''Bir gün Chae Ryung yüzünden çok pişman olacaksınız'' lafı da gerçek oldu. Ölmeden önce kızın ona ne hissettiğini bilerek öldü. Üzülmedim.
Ben kraliçe olacağım.
Eğer olamazsam o zaman
kim Majestelerini koruyacak?


Kang Ha Na dizide Kral Taejo'nun kızını yani prenses Hwangbo Yeon-Hwa karakterini canlandırıyor. Mirror of the Witch dizisinde izlemiştim. Wang Wook ile aynı anneden dünyaya gelmiştir.Abisinin aksine oldukça hırslı birisidir. Onun en büyük planı kraliçe olmaktır. Kralın onca çocuğu arasında en fettan olanı Prenses çıktı. Kraliçe olacak diye kötülüklerin en sağlamlarını yaptı. Kendi öz abisini sattı. Oysaki, o ölmesin diye sevdiği kadından vazgeçmişti. Wook "besle kargayı oysun gözünü" sözünün net en büyük örneği oldu. Kang Ha Na; geleceği parlak oyuncular arasında yerini alır. Bu tür karakter rollerinin hakkını vereceği kanaatindeyim. 




IU'nun sırf şu bölümdeki oyunculuğu bile yeterliydi. 
Küçük Görsel

Wang So'nun aski çok başkaydı. Başta "bir daha yanıma yaklaşma,seni öldürürürüm" diyen adam ne güzel sevdi Soo'yu Hae Soo; Wang So'nun yapayalnız, acılarla, kırgınlıklarla dolu dünyasına ilk ve tek dahil olan insan oldu. Onu dinleyen,onu düşünen, nasihat veren, onun için endişelenen, ona yardim eden, ondan korkmayan ilk insan oldu.Hae Soo, bu yaptığı bu davranışların adını "arkadaşlı" koydu Wang So "Ben sevginin o dediğin türlerinin hiç birini tatmadım. İster sevgi olsun, ister arkadaşlık hepsi ayni kapıya çıkıyor benim için" diyerek noktayı koydu. Tüm hayatı boyunca yalnızlık içinde yaşayan bu insanın tek varı yoğu bu kız oldu. Zamanla ve yavaş yavaş, ince ince aşık oldu 4.Prens...Endişelendi ve endişesini gözleriyle anlattı hep. Krallığı bile bir kenara atıp Hae Soo varsa onunla çıkıp gideceğini söyledi. Sevdiği kız suçlanmasın,ona bir şey olmasın diye 3 bardak zehir içti. Herkes sevdiği için bir şeylerden vazgeçer. Wang So canından vazgeçti sonra onun için ölümden vazgeçti.Tam iyileşmeden kızın yanına koştu. Soo idama götürülürlerken kılıcıyla engel olmaya çalıştı. Ve hiç bir prens kralın korkusundan kızın yanına yaklaşamazken bir tek o kol kanat gerdi. Onun yanında oldu. Hiçbir şeyi düşünmeden sadece ve sessiz sedasız yanında oldu...
Wang So güzel sevdi.

Wook'un aşkı ilk bölümler eşine rağmen göz doldursa da benim istediğim aşk değildi. İlk fırsatta arkasını dönmüş gibi olsa da aslında Wang Wook çok zor durumda kaldığı için böyle davranmak zorunda kaldı. Eğer kız kardeşininde işin içinde olduğu ortaya çıkarsa hain ilan edilecekler ve belki de ailecek öldürülecekler. Wang WooK un kaybedecek çok şeyi vardı. Wang WooK'un kızı gerçekten sevdiğini düşünüyordum. Prensler arasında taht hırsı yok olmayan tek kişiydi dizinin başlarında..Tabi biz senarist ne yönde yazarsa o yöne doğru bakış açımızı değiştirmek zorunda kalıyoruz.  Dizinin bir çok romantik sahnesi Wook ve Soo arasında geçtiğini düşünüyorum. Karısı öldüğünde aslında ben onu seviyormuşum diyerek tekrar Soo'nun peşinde olması gibi ayrıntılar olmasa daha hoş olurdu gibi geliyor.

Dizinin hiç kuşkusuz en asil kadını 4.Prensin eşi ve  Hae Soo'nun kuzeni olan Lady Hae'ydi. Ona kızı gibi baktı sahiplendi. Çocuğu olmamasına rağmen ona bir anne şefkati gösterdi. Onu hiç sevmeyen bir eş ile hep ilgilendi. Buna rağmen çizgisini bozmadı. Wang Wook' ise eşini kaybedene kadar onu sevdiğinin farkında değildi. Onu kaybettiği gün ben aslında onu seviyormuşum demesine rağmen bir kaç gün içinde unutması bence senaryonun gereksiz oyunlarından biriydi. Lady Hae oda gariban ta başından hiç eşinden sevgi görmedi, zorunlu bir evlilikti ama oda yinede sevdi, hep eşini düşündü eşi için yapmiyacak hiç birşey yoktu. öyleki eşinin başkasını sevdiğini anladığını ramen ses etmedi o yetmedi sırf eşi mutlu olsun diye sevdiğine kavuşmasi için yollar açtı şükür ömrü vefa etmedi o görüntüleri görmeye. Ne kadar sevsede çok zor olurdu be sevdiğini başkasiula baş göz etmek. Şu son sahne iç parçalayan cinsten..

Taht kavgaları için şu kardeşliği bitirdiniz be, vicdansızlar!

Saray hanımı Oh çok asil bir karakterdi zamanında kendi çocuğunu kaybetmişliğin verdiği acıyı biraz olsun Hae Soo'yu sahiplenerek giderdi sanki ve bir anne şefkati ile de onun yerine ölmeyi göze aldı. Keşke ölmeseydi ..Lady Oh kralın kimbilir kaç eşi arasında onun gönlüne taht kuran tek kadın. Nedimesi olarak neler çekti kralın kaç eşini onun için hazırladı ama yinede sevdi, çocuğundan ettiler yinede sevdi çok sevdiki o kadar acıya , izdiraba, kraliçenin işkencelerine dayandı pes etmedi (birileri gibi başını alıp gitmedi😒😒) sonuç kendisi gibi olmasını istemediği Hae Soo için feda etti

Wang Jung, canım benim. Mantıklı düşünemese de iyi çocuktu, Soo'yu sevse de ne başına dert oldu, ne üzdü, ne sıkıntı çıkardı, uzaktan sevdi ve sadece bekledi. Evlendikten sonra da ona iyi bakması, hâlâ arkadaşız merak etme demesi ve tabi en sonunda Hae Soo öldükten sonra Baek Ha'ya onu sevdiğini söylemesi, ağlaması, kıza hayattayken zaten kavuşamadı, aşkı ciddiye alınmadı üstüne bir de küllerini bile elinden aldılar.Dizinin güzel seven adamlarından biriydi Prenslerin en küçüğüydü.


1000 yıl öncesinin Kore'sinde devletin sürdürebilirliği adı altında bu günün deyimiyle ensest evlilik varsa bizim tarihimizde de 'Devletin Bekası' (devamlılığı) için pek çok cinayet işlenmiştir ki bu günün bakış açısıyla kabullenemeyiz ama olmuştur ve gerçektir. Birazcık tarihimizi okuyanlar Kanuninin öz evladını öldürttüğünü bilir.Bu gelenek Kardeş katli Fatihten başlayarak devam edip gitmiştir (taht üzerinde hak iddia eder diye özellikle kardeşler kan akıtılmadan boğdurulmuştur) ta ki hanedanın en yaşlı üyesi tahta çıkar kuralı getirilene dek. Doğudan Batıya her monarşinin tarihinde böyle kara sayfalar vardır. İğneyi başkasına batırırken çuvaldızı da kendimize batıralım ve olayları tarihi bağlamından koparmayalım. Adamlar tarihi gerçekleri dizilerinde kurgulamışlardı, bunu tartışmak dünyanın en saçma olayı.  Prensese gelince,küçüklüğünden beri veliaht olan yarı-kardeşlerinden biriyle evlenmeye programlanmışsa, soylular arasında ensest diye bir kavram yoksa, abisini kardeş değil de erkek olarak görebilecektir haliyle.
Bu günün mantığıyla ne taht uğruna işlenen cinayetleri ne de bu tür kardeşler arası evlilikleri onaylamamız mümkün değil ama gerçekler tarihte yerini almış, ne yazık ki bu durum böyle..

Dizinin finaline gelecek olursak;

Jung'un neden Hae Soo'nun el yazısı yüzünden mektupları kendi el yazısıyla değiştirdiğini anlamayanlar için kısaca açıklayayım. Kral, fermanları kendisi yazar ve sonra da kraliyet mührünü basar. Elinizde kralın el yazısını taklit edebilecek birinin olduğunu düşünsenize... Ülkeyi ele geçirmek isteyen ya da kraliyet emirlerini lehine kullanmayı düşünen art niyetli insanlar bunun için Hae Soo'yu kullanmaktan çekinmeyeceklerdi. Jung'un önüne geçmeye çalıştığı şey de buydu. Çünkü kralın el yazısını taklit etmek o dönemlerde suç olarak kabul ediliyor.Jung'un hata ettiği nokta mektubu kendi adıyla göndermek oldu. Eğer mektupta Hae Soo'nun adı yazsaydı olay çok daha farklı neticelenebilirdiki So'yla yüzleşirlerken Jung'un da yaptığı hatanın farkına vardığını görebiliyoruz.
Wang So ile kızının karşılaşmasında acaba Wang So küçük kızın kendisinden olduğunu anladı mı diye şüpheye düşenler olmuş. Evet, anladı. Hatta o an Hae Soo'nun neden onu bırakıp gittiğini de anladı. Muhtemelen Wang So'nun bunca yıldır kafasında oturtamadığı tek nokta buydu ve alması gereken cevabı da Jung'dan aldı. Bugüne kadar Hae Soo'nun her dileğini yerine getirdiği için bu dileğini de karşılıksız bırakmadı ve belki de onu mutlu edebilecek son şeyden de kızlarının iyiliği için vazgeçti. Sonuçta kendisi görmeyecek olsa bile bir yerlerde Hae Soo'dan bir parçanın yaşadığını bilmek Wang So'ya az da olsa bir teselli olmuştur.
Baek Ah ile Wook'un kızının karşılaşması biraz kafaları karıştırmış ve Woo Hee ile bağlantı kurulamamış. Wook'un kızı Baek Ah'nın gelecekteki eşi arkadaşlar. Dizide de muhtemelen Woo Hee'nin reenkarnasyonu gibi gösterilmeye çalışılmış. Sanırım ikisinin oğlu ilerde tahta çıkıyor. Bununla ilgili bir yazı okumuştum ama aklımda ancak bu kadarı kalmış.
Wang So ve Wook'un Hae Soo'nun yokluğunda fark etmeden birbirlerine tutunduklarını gördük. Nasıl oluyor o iş derseniz, şöyle izah edeyim. Sevdiğiniz biri artık bu dünyada olmadığında, onun da sevdiği birilerinin olduğunu hatırlayarak teselli bulursunuz. Sevdiğiniz kişinin bir zamanlar yanı başınızda olduğunun kanıtıdır bu. Wook'un merakla So'nun saltanatını takip edişi ve yaptığı işlerle içten içe gururlanışı ya da Baek Ah, Wook'un öldüğünü söylediğinde So'nun yüzünde beliren acı dolu ifade bunun bir kanıtı. Her ikisinin de içleri soğumuş, her ikisi de Hae Soo'nun gidişinin acısını birbirlerinden başka kimsenin anlayamayacağını fark etmiş. Bir şekilde sözsüz bir kader ortaklığı yapmışlar aslında. En çok içime oturan sahnelerden biri de bu oldu o yüzden.
Wang So ve Hae Soo'nun gelecekte karşılaştıkları sahne kesilmiş. Aslında böyle bir sahnenin var olduğu hem LJG hem de Jisoo tarafından onaylandı. Artık DVD'lerden mi öğreniriz yoksa bir özel bölüm gelir mi orası meçhul. Ama karşılaşmalarını muhtemelen göreceğiz.

Hae Soo'nun şarkısını duyduğumda ağladım, Wang So'nun Hae Soo'nun ölüm haberini aldığında "Benden bu kadar çok nefret ediyor olamaz değil mi?" deyişine ağladım, Jung'un küllerle bir başına oturuşuna ağladım, Wang So'nun küllere sarılıp yaralı bir kurt gibi inlemesine ağladım ama en çok da Hae Soo'nun Wang So'yu yapayalnız bıraktığını fark ettiğindeki pişmanlığına ağladım. Kim ne derse desin bana göre dört dörtlük bir dizi oldu Scarlet Heart. Eksikleri gözüme batmadı, aksine o eksiklerle daha da çok sevdim sanki. Finalin üzerinden bir hafta geçti ama hala duygulanmadan dizinin müziklerini dinleyemiyorum. Bu dizi kalbimde öyle bir yer etti ki, kolay kolay kimse yerini dolduramayacak bu gidişle. Bir ihtimal yeni sezon gelirse azıcık teselli bulurum ama o da pek mümkün görünmüyor. Yine de pozitif düşünelim ki gerçek olsun.Gerçi yeni sezon olmasa da dizinin sonu beni tatmin etti açıkçası, mutlu anları döndürüp döndürüp izlesem bana yeter.

Z.Hera diziside Park Soon Deok karakterini canlandırıyor.Bir güzel sevende 10.Prensesi çocukluğundan beri seven, generalin savaşçı kızı. Muradına eriyor ermesine Eun'un eşi oluyor. Hiç bir zaman çocukluk aşkından vazgeçmedi.Sevilmedi ama o pes etmedi  hep sevdi hep sevdi. Kocasının gönlü başkasındaydı yine sevdi. okadar sevdik sevgisi eşine de geçti:Bir güzelde o sevdi. Onun için kendini feda etti. Mutlu etti, mutlu oldu.
En acısı generalin kızının ölümünün ardından çektiği acı. Güçlü kudretli bir komutan ama tek kızını bile koruyamıyor. Bu da aslında makam mevki sahibi olmanın bile bazen hiçbir anlamı olmadığını gösteriyor. Böyle olacağını bilseydim ona mani olurdum. Gerçi bunun olacağını bilse bile yolundan dönmezdi o. Soon Deok'um öyle bir kızdı işte. Neyse o ve değişmek nedir bilmeyen.

Girl Generetion grubunun güzel sesi Seohyun Woo Hee karakteriyle karşımıza çıktı. Woo Hee karakteri hakkında pek bilgi vermek istemiyorum. Dizideki gizemini çok sevdiğim için. Onur bir Prenses. Beak Ah ile sonsuza kadar mutlu olsunlar isterdim.

Dizinin müzikleri harikaydı. EXO-CBX "For You"  "Ost Kraliçesi Taeyeon "All With You" " Locco&Punch "Say Yes" I.O.I "I Love You, I Remember You" Baek A Yeon "A Lot Like Love" EPIK HIGH&Lee Hi  " Can You Hear My Heart " Lee Hi "My Love" "Sun Hae Im "Will Be Back" SG Wannabe "I Confess" Jung Seung-Hwan "Wind" DAVICHI "Forgetting You" şarkılarını sizler için seçtim.

Albümü dinlemek için; TIKLA

İlk bölümler genel olarak eğlenceli olsa da sonra öyle bir drama bağlıyor ki bir daha çıkamıyorsunuz dramın içinden, bundan daha üzücüsü olamaz, bundan daha fazla ağlayamam diyorsunuz, sonraki bölümde daha çok ağlarken buluyorsunuz kendinizi. Fakat tavsiyem final de dahil dram olan bir dizi olsa da dram sevmeyenler için bile izlenmesi gereken bir dizi. Çok etkileneceksiniz, diziyi tüm benliğinizle hissedeceksiniz, yaşayacaksınız..

Dizi için puanım; 9/10