20 Tem 2017

Shopping King Louie / Kore Dizisi


Dizi, Kang Ji Sung, nam-ı diğer Louis ile Ko Bok Sil arasındaki ilişkiyi konu edinecektir. Louis zengin bir aileden gelmektedir. Burnundan kıl aldırmayan alışverişkolik bir kişidir. Fakat ne yazık ki elim bir kaza sonucu hafızasını kaybetmiştir. Ko Bok Sil ise adeta kanatsız bir melek misali iyi kalpli bir taşra kızıdır. Louis, gerçek aşkın ne olduğunu Ko Bok Sil ile tanıştıktan sonra öğrenecektir. 


Seo In Guk; dizide Louis / Kang Ji-Sung karakterlerini canlandırıyor. Daha önce Love Rain, Reply 1997Master's Sun, Reply 1994King of High School Life ConductHello MonsterOh My Ghost (konuk), She Was Pretty (konuk), Squad 38 dizilerinde izledim. Zengin bir aileden gelen ve Avrupa’da tek başına büyümüş olan Louis diğer bir adı ile Kang Ji Sung kibirli ve alışveriş takıntısı olan birisidir. Bir gün, hafızasını kaybeder ve kendi karakteri ile tamamen zıt biri olan Ko Bok Sil ile karşılaşır ve gerçek aşkın ne demek olduğunu Hayatın zorluklarını daha iyi anlar. Seo In Guk'un oynadığı son polisiye dizilerden sonra böyle sevimli bir dizide izlemek benim için çok ayrı bir keyifti. 

Nam Ji Hyun; dizide Ko Bok-Sil karakterini canlandırıyor. Daha önce Angel Eyes ve What Happens to My Family?  dizilerinde izledim. Bir dağ köyünde dünyaya gelen Ko Bok-Sil parlak bir kişiliğe sahip melek gibi birisidir. Kardeşinin kaybolmasıyla şehre gelen  Bok Sil'in yolu Kang Ji Sung ile kesişir. Nam Ji Hyun'un ilk keşfettiğim dizi Angel Eyes dizisinde ilk dört bölümde karakterlerin gençliği canlandırdığı zamandı. O yazımda belirttiğim üzere ana karakterlerden daha iyi performans sergilemişti. Yıllar geçtikçe canlandırdığı karakterleri pek bir sever oldum.
Yoon Sang Hyun; dizide  Cha Joong-Won yani nam-ı değer Mr Cha karakterini canlandırıyor. Daha önce Secret GardenI Can Hear Your Voice dizilerinde izledim. Online alışveriş mağazasının müdürü olan Cha Joong-Won karizmatik ve iş kolik birisidir. Müdür Cha fazla ön planda olmasa da giyimi ile dizide "ben burdayım" diyordu. Yoon Sang Hyun çok iyi bir oyuncu üzerine bir şey söylenemez sanırım.


Dizide olacaklar tahmin edilebilir cinstendi  ama bu beni hiç rahatsız etmedi. Bugün neden Kore dizilerini sevdiğimi bir kere daha anladım. Bu dizilerde  hayal dünyasındaki masumiyeti çok iyi işliyorlar. Hayal dünyaları geniş ve iyilik ile dünyanın iyi bir yere geleceğini düşünen insanlar olarak belki de bunları bulamadığımız için bu dizileri çok seviyoruz. Bugün kimse kimseye güvenmezken sırf kardeşini bulmak için yanına oğlanı alması dizi gereği bile olsa uzak bir gerçek. Çünkü kimse kimseye güvenmiyor. Dizideki tüm oyuncular ve atmosfer gerçek dünyada görmek isteyip, göremediğimiz unsurlar. Ego yok, aşağılama yok Affetmek var, sevgi var. Biz bunları çok aradığımız için dizileri bu kadar seviyoruz.

Bu zamana kadar Seo In Guk hiçbir yapımını kaçırmayan (bir tarihi dizisini izlemedim) bir takipçisi olarak Reply 1997 dizisinden sonra en çok beğendiğim dizisi, en çok beğendiğim karakteri ve en çok beğendiğim çifti oldu. Tabii bir Reply 1997 değil ama baya baya yaklaşmış bence.  Seo In Guk ve NAm Ji Hyun'un dizideki uyumunu sevdim. Fazlasıyla uyumluydular. Louis karakterini Seo In Guk'tan başkası canlandırsaydı diziden bu kadar keyif alamazdım. Onun sevimliliği, mimikleri, konuşma tarzına kadar uyumlu bir karaktere hayat verdi. Bu sebeple aşırı sevdim.
Çok sevimli, uyumlu tatlı çift


Senaristin dünyanın keşmekeşliğinden sıkılıp pozitif bir dizi yazdığını düşünüyorum. Herkesin ortak noktası, beceriksiz kötülerin bile sevimli oluşuydu. Çılgın büyükanne bile dize gelip vicdanın sesini dinledi ya daha ne olsun. Böyle güzel dizilere talebin neden az olduğunu merak edenler için söylüyorum; ilk dizinin konusunu okuduğumda ilgimi çekmemişti. Bazen konular o kadar diziden farklı veya eksik yazılıyor ki  bu da diziler için handikap oluyor.

Hiçbir kötünün aslında kötü olamayacak kadar beceriksiz olması dizide en sevdiğim yanlarındandı. Entrika tadı verdi ama uzatmadı sıkmadı. Kötüler bile gerçekten kotu değildi. Ayrıca şu çocuklukta tanışma kısmı da bence etkileyiciydi. Tahmin ettik ama bunu Bok Sil'in öğrenme şekli çok özel ve güzeldi.  Değişen tüketim alışkanlıkları ve bunda internetin rolü üzerine, içerisinde aşk ve komedi ile tatlandırılan güzel bir diziydi. Kapitalizmi hem eleştiren hem de olmazsa olmaza getiren bir senaryo. Karakterler ve hikaye biraz masalsıydı.

Görüntü yönetmenini canı gönülden tebrik ediyorum. Renk uyumunu o kadar güzel yakalamış ki, insanın huzur bulmasına neden oluyor.


Dizinin müziklerine gelecek olursam; MONSTA X "The Tigrt Moth" , MONSTA X "The Tigrt Moth"(Acoustic Ver.), JUNIEL "The Time" SunBee "Hello" GFRIEND'den UMJI "The Way" Kim So Hee "Navigation" Gyepy "Slowly" şarkılarını tavsiye ediyorum.

Sonunda "iyiler" ve "iyiliğin" kazandığı bu dizide yarı masalsı bir dünya resmedildi. Dizinin başlarında gerçek dünyayı göstermeyi de ihmal etmedi senarist. Sevginin, aşkın en saf masum halini izledik.Zaman zaman gözleri dolduracak duygusal sahneleri de olan bu diziyi çoğunlukla gülümseyerek ve gülerek izledim. Bazen klişe sahneleri olsa da yine de hiç sıkılmadım .Hayatta en değerli hediyenin de sevdiklerimizle geçirdiğimiz ve ne yazık ki zamanla unutulan anılarımız olduğunun da altı çizildi. Ölen Koboshi'yi unutamadığı için oyuncak köpeğine sarılıp uyuyan saf ve sevgi dolu kocaman çocuğumuzu özleyeceğiz. Ses efektleri de dahil müziklerin geneli de iyiydi. Cha Joong Won karakteri sıra dışı kıyafetleri ile hiç eleştiri almadı, çünkü bir şeyler veren, dolu, samimi, güzel bir diziydi ve bu tür detaylar önemsenmedi. O kadar güzeldi ki bence gerçekten güzel bi kurgu vardı. Her şey yerli yerindeydi. Aşkları sadakatleri birbirlerine güvenleri o kadar güzeldi ki bu tarz şeyler gerçekte olmayacak gibi, masalsıydı. Louie gibi şımarık ve bir o kadar da insana değer vereni, Bok Sil kadar yardım sever, büyükanne gibi insan ayırmayanı ve parada gözü olmayanı bulamayacağız. Dizi resmen benim için bu üçlüyle döndü. Onlarla ağlayıp güldüm, onlarla aynı duyguları yaşadım. Zaman zaman kötülere üzüldüm. Buradaki kötüler, kötünün iyisi gibi toz pembeliği siz düşünün. Hala izlemeyen varsa şiddetle tavsiye ediyorum. Sıradan bir konusuna karşın en içten dizilerden biriydi.

Dizi için puanım; 8,9/10

28 Eki 2016

38 Task Force / Kore Dizisi


Bad Guys dizisinin senaristi Han Jung Hoon ve yönetmeni Kim Jung Min'den bir baş yapıt daha. OCN kanalı bu tür dizilerde kesinlikle en iyi ilk üçte yer alıyor. Dizinin konusu; Vergi Tahsilat Bölümü’nün şefi  ve bir dolandırıcının yasal boşluklardan faydalanarak vergi kaçıran insanları yakalamak ve büyük miktarda ödenmemiş vergileri toplamak için birlikte çalışmaya başlar.

Ma Dong Seok; dizide Beak Sung Il karakterini canlandırıyor: Me Too, Flowers!, Shut Up Flower Boy Band ve Bad Guys dizilerinde izledim. Beak Sung Il; adil ve dürüst bir karaktere sahiptir. Vergi Dairesinde tahsilat bölümünün şefidir. Hayatı boyunca memur olarak, canını dişine katarak çalışmıştır. Fakat çabasının karşılığını ne yazık ki alamaz. Ekibi sürekli sonuncu olduğu için kendini kötü hisseder. Ma Dong Seok'u en son Bad Guys dizisinde izledim. Oradaki karakteriyle tamamiyle zıt bir karakterde görmek mutlu etti.Bu tip roller ona çok yakıştığı kadar psikopat rollerde görmekte yakışıyor.  

Seo In Guk; dizide Yang Jung Do karakterini canlandırıyor. Love Rain Reply 1997,Master Sun, Reply 1994, King of High School Life Conductv, Hello MonsterOh My Ghost dizilerinde izledim. Çekici bir dolandırıcı olan Yang Jung Do oldukça zeki, yakışıklı ve küstah birisidir. O, Şef Baek Sung-Il'i dolandırması sonucu aralarında farkında olmadan iletişim başlar. Seo In Guk farklı bir aktör. Canlandırdığı her rolün hakkını veriyor. Birbirinden farklı karakteri canlandıran bir kaç aktörden biri diyebilirim. Zeki, kendini beğenmiş veya saf roller ona fazlasıyla yakışıyor.

Girls Generetion grubundan Sooyoung, dizide Chung Sung Hee karakterini canlandırıyor. Sooyoung'u grubundan takip ettiğim için severim. Fakat daha çok hiçbir yapımını izlemedim. Sung Hee, prensip sahibi ve mantıksal bir yapıya sahiptir. Bu sebeple duygularından çok mantığıyla hareket etmeye çalışır. Vergi Tahsilat bölümünde memur olarak çalışır. Netizenlerden Sooyoung'un oyunculuğunun kötü olduğuna dair bir çok yorum okumuştum. Dizileri nasıl izliyorlar anlamış değilim. Daha önceki yapımlarını bilmiyorum ama bu dizide oyunculuğunu çok beğendim.


Seo In Guk şarkıcı olarak çıkış yapmasına rağmen kendini daha çok oyunculuğuyla gösterdi. Reply serüveni ise eşik noktasıydı diyebilirim. Bir dolandırıcıyı bir insan ancak bu kadar iyi canlandırabilirdi. Oyunculuğunu sevdiğim için bütün yapımlarını izledim sayılır. Onu bir tek tarihi dizisinde izlemedim. En kısa zamanda izlemeyi planlıyorum. Ma Dong Seok'un oyunculuğuna en çok Bad Guys dizisinde hayran kalmıştım. Yeraltı dünyasında sözü geçen bir adamı canlandıran oyuncu orada ki rolünün aksine naif, sessiz, erdemli zıt bir karaktere hayat verdi. Boşuna karakter oyuncusu demiyorum. Canlandırdığı her rolün hakkını veriyor. Sooyoung için bir itirafta bulunacağım. Dizinin ilk bir kaç bölümüne kadar Sung Hee rolünü Sooyoung oynadığının farkına varmamıştım. Rolünün içine o kadar girmiş ki fark etmedim bile. Oyunculuğunu da sevdim.

Vergi Tahsilat Bölümü Ekibi
Dışarıdan bakınca işleri kolay gibi görünen aslında zor bir işin parçaları. Onlarında aslında emir kulu olduğunu unutmamak gerek. 

Özlenecek ekip:)
Adaletin korkusuz savaşçıları diyebilir miyiz?

Song Ok Suk; dizide No Bang Sil karakterini canlandırıyor Daha önce Rooftop Prince, Bridal Mask, I Miss YouFated To Love You dizilerinde izledim. Bang Sil, ekibin tefecisi. Anlayacağınız planların para ayağı onun tarafından çözülecek. Heo Jae Ho; dizide Jang Hak Jo karakterini canlandırıyor. Daha önce Full House Take 2, Emergency CoupleMarriage Not DatingMy Unfortunate Boyfriend, Hidde n Identity dizilerinde izledim. Ekibin telefon dolandırıcısı.

Go Kyu Pil; dizide Jung Ja Wang karakterini canlandırıyor. D-Day, One More Happy Ending Moorim School, Another Miss Oh dizilerinde izledim. Ekibin klavyesi olarak geçiyor. Sizinde anlayacağınız üzere hacker olarak izleyeceğiz. Lee Sun Bin dizide; Jo Min Joo karakterini canlandırıyor. Daha önce Madame Antoine dizisinde izledim. Ekibin altın üyesi.Bireysel olarak çalışmayı sever. Herkesi çok rahat kandırabilecek potansiyele sahip.

Dizinin senaryosundan çok işleniş biçimin 2008-2012 yıllarında yayınlanan Leverage dizisiyle benzerlikleri dikkatimden kaçmadı değil. Ekibin içinde yer alan kişilerin yaptıkları işe kadar her şey aynıydı. Sadece senaryo itibariyle mantık aynı ama konu farklıydı. Öncelikle senariste saygılarımı sunuyorum. Senaryo içindeki ters köşeler takdire şayandı. Bunun en büyük etkisi kesinlikle senaristin vergi dairesiyle iş birliğiyle senaryoyu geliştirmiş olması. Zekice yazılmış,kurgusu başarılıydı.Adaletsizliğin kol gezdiği dünya da suçlulardan adaleti sağlamalarını beklediğimiz bir diziydi. Kanun adamları durur iken dolandırıcılar adaletin korkusuz savaşçıları idi. Bu senaryodan şu anlaşılıyor;dünyanın neresine gidersen git dil,din,ırk,kültür fark etmeden insanın olduğu yerde her şeyin de beklenilmesi gerektiği,suçların benzerlik gösterdiği ve bunun yapımlara konu olmasıdır.Kurgu olsa da böyle Robin Hood benzeri kahramanların çivisinin çıktığı dünyaya bizim için de yumruk salladıklarını hayal ederek hayranlık ile izlediğimiz güzel bir diziydi.

Öyle temiz ve güzel yaşa ki, gelecekte her dönem ayağına köstek olacak, geleceğini karartacak, seni daima birilerine mecbur bırakacak bir geçmişin olmasın. Daima başın dik herkesin saygı duyduğu ve örnek almak istediği kadar onurlu yaşamalı insan. Güvenilir olmak, geçmişinde birilerinin eline koz olabilecek büyük hatalar yaşamamak lazım. Dizide aslolalan güç ve para kadar yükselme hırsıyla dostlarını arkadan bıçaklayanlarında hikayesini izliyoruz. Aslında dost zannedip iyi günündeyken sırrını paylaştığın, gün gelir seni sırtından vurur ve sırrını ifşa edebileceği mesajını unutmamış senarist Sonra demiş ki; sırrını paylaşarak içini rahatlatmak için anlattıkların gün gelir senin pişmanlığın olabilir. Hele de burda ki gibi çıkar ilişkisi içinde olanlar en küçük bir hatanı bile bir kenara not edip günü geldiğinde üzerine basıp yükselmek istediğinde sana karşı kullanır mesajını da eklemeyi ihmal etmemiş. Dizinin en acı veren tarafı da buydu. 

Dizinin müziklerinden iki tanesi dikkatimi çekti. Biri SHINee grubundan Key NCT grubundan Doyoung "Cool"  diğeri ise UP10TION grubu "Run" şarkısı oldu. Zaten bu tür dizilerde şarkıların fazla ön planda olmasından yana değilim. Aksine ne kadar az şarkı o kadar iyi. En çok beğendiğim noktada aşk konusuydu. bu tarz bir dizide olması gereken boyuttaydı. Senarist dengeyi çok iyi kurmuş. Bad Guys dizisini izleyenler dizinin final sahnesini anlayabilirdi. Çünkü senarist Bad Guys dizisine gönderme yaparak bitirmesi akıllarda iki dizi birleştirilir mi sorusunu akıllarda bıraktı. Böyle bir durum meydana gelirse harika bir yapım ortaya çıkacağından hiç şüphem yok. Her iki dizi içinde ikinci sezon çekilebilir şekilde final uyguladı senarist. Diyeceğim şu ki arkadaşlar, seyir zevki yüksek bu yapımı kaçırırsanız çok şey kaybedersiniz.

15 Eki 2015

Hello Monster / Kore Dizisi


Hello Monster, cinayet suçlarında uzmanlaşmış bu konuda Amerika ve Güney Kore'de ki üniversitelerde eğitim veren Lee Hyeon, kendini polis teşkilatının Özel Soruşturma Ekibinin içimde bulur. Özel soruşturma ekibininde yer alan Cha Ji An'ın ısrarları üzerine ekibe dahil olan Lee Hyeon zeki ve kıvrak zekasıyla davaların çözülmesi konusunda büyük yardımları dokunacaktır. Konusundan anlaşılacağı üzerine fazlasıyla polisiye biraz dram biraz psikolojik temalı Hello Monster diğer bir adıyla I Remember You kendi türünün örnekleri arasında 2015'in en iyi yapımlarından biri olduğunu kanıtladı. Dizinin yazarlığını Protect the Boss dizisinin de senaristliğini yapmış olan Kwon Ki Young yaparken yönetmenliğini ise No Sang Hoon üstlenmiştir.

Lee Hyun'un küçüklüğünü Hong Hyun Teak kardeşi Min'in küçüklüğünü ise Hong Eun Teak canlandırıyor. Bu yaşta kestikleri rolü düşünecek olursak geleceğin parlak oyuncu adayları olarak kendilerini gösterdiler. Özellikle Lee Hyeon rolünde ki Hyun Teak yaşına rağmen bakışları ve mimikleriyle mükemmele yakın oyunculuk sergiledi.

Güney Kore'de "idollerden oyuncu çıkmaz" gibi saçma bir ön yargı söz konusuyken Lee Joon, Eun Ji, Dujun, Sung Jae, Yoochun gibi sayabileceğim bir sürü idol bulabilirim. Oyunculuğa yavaş ve emin adımlarla adımını atmış olan Exo'nun güzel sesi D.O (Do Kyung Soo) onlardan biri. It's Ok, That's Love performansının ardından ardı ardına film anlaşmaları yapıldığını belirtmekte fayda var. Hello Monster dizisinde D.O Lee Joon Young isimli psikopatı canlandırıyor. Bakışlar ve mimikler arası geçişlerde oyunculuğuyla göz doldurdu. Bu psikopatın davasına Lee Hyeon'un babası baktığı için tesadüf eseri karşılaştığı Lee Hyeon'un Lee Joon Young'a söylediği sır doğrultusunda senaryonun şekillendiğini dizinin finaline doğru anlaşılıyor.

Seo In Guk; Dizide Lee Hyun karakterini canlandırıyor. Love Rain, Reply 1997, Master Sun, Reply 1994 (konuk oyuncu), King of High School Lide Conduct, Oh My Ghost (konuk oyuncu) dizilerinde No Breating filmlerinde hafızalarımıza yer etti. Lee Hyun, suç psikolojisi üzerine eğitim almış ve öğretim görevlisi olarak hayatını idame ettirmekte. New York şehrinde suç soruşturmasında danışman olarak göre alırken kendine gelen gizemli e-posta ile Güney Kore'de Özel Soruşturma Ekibine dahil olur. Dahi bir çocuk olmasından dolayı suç mahalli analizi etmekte oldukça yeteneklidir. Çocukluğunda yaşadığı tramva sonucu bir çok anısı hatırlamamaktadır. Aslında onun Güney Kore'ye dönmesinde ki amaç, farklıdır. 

Jang Na Ra; dizide Cha Ji Ahn karakterini canlandırıyor. School 2013, Fated To Love Me, Mr Beak dizilerinden hafızamız da yer etti. Merkez Polis Teşkilatının Özel Soruşturma Ekibinin üyesi olan Cha Ji An, babasının ölümünün ardında yer alan gerçekleri çözmek için polis olmuştur. Onun saf görünümünün ardında fazlasıyla derin bir hikaye olduğunu ilk bölümlerden anlaşılıyor. İşini iyi yapan Cha Ji An her olaya balıklama dalan kendini olayların merkezinde bulan bir polistir. Yemediği dayak kalmadı.

Dizinin oyuncu kadrosu şekillenmeye başladığı sıralarda Seo In Guk ve Jang Na Ra'nın aynı proje içinde yer alacağını öğrendiğimde "yaş farkından dolayı acaba mı?" diyen kesimin aksine fazlasıyla sevinmiştim. Jang Na Ra yaşını gösteren biri olmadığından dolayı benim için herhangi bir sorun teşkil etmedi. Zira; Seo In Guk'un yaşı da çok küçük değil. Oyuncuların canlandırdığı Lee Hyun ve Cha Ji An arasında ki uyumu sevdim.Seo In Guk'u oyunculuğunu göz önünde bulundursak Reply 1997 dizisinden beri sıkı takip ediyorum. Her projesinde karakterlerinin üzerine biraz daha ekliyor. Ortaya harika bir oyunculuk çıkıyor. Jang Na Ra'nın oyunculuğunu ise çok naif buluyor. İnsanda daha çok izleme isteği uyandırıyor. Naifliğinden dolayı olacak Cha Ji An karakteriyle ilk başlarda polis olarak nasıl olacak gibi ön yargım olmadı değil. Fakat bölümler ilerledikçe oyunculuğunu daha fazla sevdim.
Özel Soruşturma Ekibi
Genç oyuncular Kim Jae Young; Blade Man dizisinden,  Son Seung Won'u Healer dizisinin gençlik dönemlerinden, Min Sung Wook'u Pinocchio, 3 Days, The Prime Minister and I dizilerinden, Lee Chun Hee ise Master Sun dizisinden hatırlayabilirsiniz.

Güney Kore aktörleri arasında oyunculuğunu en çok sevdiğim oyuncu Chio Won Young. Heirs, The Nightwatch Man, 3 Days, Kill Me Heal Me hafızamıza yer eden dizileri. Canlandırdığı her karakter birbirinden farklı. I Remember You dizisinde Lee Joon Ho karakterini canlandırıyor. Adli tıp takımlarının laboratuarında uzmanlaşmış yurtdışı kaynaklı bir şirketin bilim adamıdır. Emniyetle olan bağlantısı sayesinde özel delillere ve devam eden tüm suç soruşturmalarını görebilecek konumdadır. Fazlasıyla zeki bir adamdır. Bu karakterini çok sevdim. İzleyenler ve izlemek isteyenler bana hak verecekler.


Park Bo Gum; dizide Jung Sun Ho karakterini canlandırıyor. Cantabile Tomorrow ve Bridal Mask dizilerinden hatırlayacaksınız. Oyunculuğunu sevdiğim bir aktör daha. Fakat I Remember You dizisinde sergilediği oyunculukla kendinden fazlasıyla söz ettirdi.  Onun karakteri, güçlü ve savunmacı bir avukattır. Ancak müvekkilliğini yaptığı insanlar fazlasıyla acımasızdırlar. Durum böyle olunca Özel Soruşturma Ekibiyle karşı karşıya gelecekleri bir çok dava yüzünden karşı karşıya gelecekler.
Yasal Uyarı: Diziyi izlememiş olanlar kesinlikle okumasın! Bundan sonrası spolier içeriyor.
I Remember You kurgusunda efsane dizi Dexter'ı izler gördüğümüz inkar edilemez bir gerçek. Dex, abisiyle beraber annesinin ölümüne tanık olmuş sonrasında abisini kaybetmiş yıllar sonra onunla seri katil olarak karşılaşmıştı. Bu yüzden fazlasıyla Dexter havası sezdiğim için senaristin Dex hayranı olduğunu tahmin etmek güç değil. Dizinin kurgusu ve olay örgüsünün çözüm süreci izleyici ekrana kilitledi. Dizinin ilk bölümlerini dikkatli izlerseniz daha 2 ya da 3. bölümde karakterleri çözebiliyorsunuz. Özellikle Park Bo Gum'un seri katil olarak canlandırdığı karakter bazen şeytansı bazen de meleğimsi gülümsemesiyle oluşan mimik geçişlerine ba-yıl-dım.  Dizi bütün karakterleri bir yana temeli abi-kardeş ilişkisi üzerineydi. Min'in buz gibi olan bakışlarının ardından aslında  çocukluğundan beri abisine olan düşkünlüğü, yıllar boyunca ona gönderdiği mesajların abisine ulaştığını sanıp ona içten içe kızması ve Min'in aslında abisinin sevgisine muhtaç olmasıydı. İki kardeşin sahneleri gerçekten çok duygusal olmasıyla beraber Lee Hyeon'un çaresizliğiyle duvarlarla örülü kardeşinin karşısında nasıl savunmasız olduğuna tanık olduk. 

Cha Ji An'ın hikayesi de en az Lee Hyeon ve Min gibiydi. Hep bir umut söz konusuydu. Umud etmek, beklemek, bazen en kötü ihtimali düşünürken, bazen korktuğunun olmayacağını umud etmek.. Cha Ji An'ın 20yıllık umudu, beklentisi bir gecede yok oldu ve sonunda babasının ölümü ile yüzleşmesi de güzel ayrıntılardan biriydi.  Dizinin içinde zerre romantizm yer almıyor, hiçbir sevgi sözcüğü yok ama Cha Ji An ve Lee Hyeon arasında olan sahneler bildiğiniz aşk dolu. Lee Hyeon'un gülümsemesini saklaması, ona yavaş yavaş yaklaşıp dibine girmemesi, saçını okşaması, elini tutması o kadar ince işlenmiş ki izlerken keyif almamak mümkün değil.

İlk bölümden beri senaristin Lee Joon Young hakkında izleyiciye vurgu yaptığı kısım aslında dizinin en çok hoşuma giden bölümlerden biriydi. Hasta ruhlu Lee Joon Young'un aslında yaşayan bir ölü olduğu gerçeği, annesinin ona nasıl hamile kaldığı, doğduktan sonra gördüğü eziyet, nabzının fark edilmemesi, sahte kimlikle yaşaması ve finalde ki sonu.. Lee Joon Young, dünya da varlığı olmayan biri demeye getiren senaristin enteresan bir bir mesajlarından biriydi.

Benim en çok merak ettiğim olay senaristin finalde olay örgüsünü  "Acaba beklentimi karşılayabilecek miydi?" gibi soruların zihnimde dolaşması oldu. Fakat finalini izlediğimde yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal misali bir durumda olan senarist yapabileceğinin en iyisini yaptı finalde. Kötü karakterlerimiz ya ölecekti ya da hapse girecekti. Eğer bu ihtimaller üzerinde ilerleseydi diğer dizilerden ayıran o ufak denge bozulacaktı.Bu sebeple finalin ucunu açık bırakması hoşuma gitti. Durum böyle olunca  "Acaba ikinci sezon gelir mi?" sorusu akıllara yer etti. Eğer ikinci sezon gelirse güzel olacağı kanaatindeyim.

Dizinin şarkıları konusu ve oyucular kadar güzeldi. Dear Cloud "Remember" Hong Dae Kwang "It's Show" Ben "Hug Me" Lim Kim "Who Are You" Shin yong Jae "I See You" şarkıları zirveye oynayacak şarkılar. I Remember You, gerek kurgusu gerek oyunculuklarla göz doldurdu. İzlemek isteyenlerin vakit kaybetmeden izlemesi kanaatindeyim.
Dizi için puanım; 10/10

13 Eyl 2014

King of High School Life Conduct / Kore Dizisi

King Of High School Life Conduct dizisini izlemem için bir çok şey duydum. Seo In Guk onuyor diye izleme listeme almıştım fakat o kadar ısrardan dolayı izlemeye koyuldum. Lee Min Suk bir lise öğrencisidir. Aynı zamanda başarılı buz hokeyi oyuncusudur bir gün  Almanya'da yaşaya abisinin Güney Kore'den gelen bir iş teklifi üzerine ülkesine geri döneceği haberiyle sevinir. Bir akşam abisinde telefon alır başının dertte olduğunu işe başlayacağı şirkete gitmesine oymuş gibi davranmasını ister. Çünkü abi ile kardeş aralarında yaş farkı olmasına rağmen birbirlerine ikiz gibi benziyorlarmış.. O iş yerine girdikten sonra Lee Min Suk için her şey yeniden başlar, farklı bir hal alır... 


Seo In Guk'u dizide Lee Min Suk rolüyle izliyoruz. Daha önce Love Rain, Reply 1997, Master Sun, 1994(konuk oyuncu) dizilerinde ve No Breating filmini izleyenler oradan hatırlar. Lee Min Suk lise öğrencisi başarılı bir buz hokeyi öğrencisidir. Yakın arkadaşlarıyla mutlu mesut yaşamı varken bir anda kendini büyük bir şirketin pazarlama müdürü olarak bulur.. Lee Ha Na canlandırdığı Jung Soo Young karakteri ofisin ayak işlerine koşan sözleşmeli bir elemandır. Fazlasıyla saf bir karaktere sahip olmasından dolayı bir çok şeyi yanlış anlama potansiyeli çok yüksektir. Aynı şirketin müdürü Yoo Jin Woo'ya uzun süredir aşıktır, itiraf eder. İlk aşkı tarafından red edilir.. Lee Min Suk,  Soo Young red edildiğini anlar aralarında ki bir sır olarak ona yardım edecektir. Bu ara da Lee Min Suk bir süre ona aşık olacaktır.. Lise öğrencisi olan bu çocuk acaba gerçeği ona nasıl söyleyecektir?

Lee Soo Hyuk dizinin ikinci adamı Yoo Jin Woo olarak görüyoruz Soo Young'un aşık olduğu adamdır. Küçük yaşta babasının ona ve annesine yaşattıklarından dolayı insanlara güveni yoktur.İzlediğim romantik komedilerde olduğu gibi bir süre sonra farklı bulduğu bu kadını red ettiği için pişman olacaktır. Lee Soo Hyuk'u izlediğim ilk dizisi oldu. Sağolsun bana ikinci adam sendromu yaşattı. Aşırı karizmatik müdür olarak karşınızda olacak. Bıyık altı gülüşünü aşırı sevdim. Bu dizinin ardında bu çocuk kesin başrol alacağı belliydi. Dün allkpop'da okuduğum bir haber üzerine oynayacağı dizide kesinleşmiş. Dört gözle bekliyor olacağım..

Biraz dizi hakkında yorumlara geçelim. 2014'ün en çok işlenen konularından biri küçük erkek olgun bayan aşkı.. King of High School Life Conduct dizisinde de karşımızda çıkıyor. Seo In Guk Reply 1997 dramasında kendi adıma gönlümü fethetti. Oynadığı rollerde ki şapşik halleri ve yemek yeme tarzına hasta olmamak elde değil. Bu dizde bir çok yerde bu hallerini izleyeceksiniz bir bakmışsınız liseli ergen halleri bir bakmışsınız müdür olarak karşınıza çıkacak. O müdür hallerinde bile girdiği ergen tripleri beni bitirdi.. Benim anlam veremediğim mantık hatalarından biri abi kardeşin ikiz gibi benzemesi.. Çocuğun her seferinde şirketin asansöründen üstünü değilmesi gerçeğin dışındaydı.. Dizinin başrol oyuncusu Lee Ha Na'nın canlandırdığı Soo Young karakterini izlerken çıldırma raddesine geldim desem yeridir. Canlandırdığı saf halleri ve hareketleri abartı geldi hatta çok fazla abartı geldi. Diğer dizilerde olduğu gibi kızın güzelleşeceğini falan düşünenler olmuştur.Şahsen ben düşündüm. Senarist biraz ters köşe yaptı bu konuda.. Gerçi öyle bi saf halleri vardı ki bir süre sonra normalmiş gibi izliyorsunuz. Öyle saf bir kıza lise öğrencisinin ergen halleri iyiydi.. Lee Soo Hyuk ve Seo In Guk'u kapışmalarını sevdim. 

Dizinin sevdiğim üçlüsü. Lee Min Suk karakterinin liseli en yakın arkadaşları.. Aralarında ki dostluk, olaylara verdikleri tepkileri seveceksiniz. Lee Min Suk abisi yüzünden girdiği oyunda yardımları fazlasıyla dokunacak..Jo Deok Hwan karakteri  Kang Gi Young ve  Oh Tae Suk karakterini de Lee Tae Hwan'ı göreceksiniz.. Gi Young'un 83'lü olduğunu gördüğümde çok şaşırdım. Bu koreliler küçük duruyor falan diyoruz da bu kadarını bende beklemiyordum.. 

Jung Yoo Ah karaketine hayat veren Lee Yeol Eum izliyoruz. Lee Min Suk'a aşık liseli kızımız. Öyle böye değil saplantılı derecede aşık kızımız. Lee kocacığım diye etrafta dolanması falan tam yaşına yakışır şekildeydi. Yoo Ah yanı zamanda Jun Soo Young'un kız kardeşidir. Lee Min Suk yüzünden ikisinin arasında beklenmeyen sorunlar olacaktır... İpucu vermek yok :)

Seo Ing Guk'un harika bir sesi olduğunu dinleyenler bilir. Onun şarkılarını da severim. Birçok şarkı yer aldı dizide fakat benim dikkatimi çeken İki şarkı oldu bunlardan biri Seo Ing Guk'un harika bir sesi olduğunu dinleyenler bilir.  "Finding Myself", Trans Fixion "One Way" şarkıları oldu.  Diziyi genel olarak sevdim. Bir kaç mantık hatası ve başrol oyuncusunun abartılı saf halleri dışında geri kalan oyunculuklar ve konular hoş işlenmiş.. İkinci adam sendromu yaşadığım bir kaç diziden biri oldu.. Finali beklediğimden iyiydi. Komik ve eğlenceli romantik komedi seviyorsanız beklemek için bir nedeniniz yok.

11 Nis 2014

No Breathing


Dizi ve eğlence programlarından fırsat yakalamışken uzun süredir izlemek isteyip de bir türlü izlemeyi başlayamadığım "No Breathing" filmini bitirme fırsatı buldum. Tabi bunda Jong Suk ve Seo In Guk'un etkisi büyük oldu İkisininde oyunculuğunu ve karakterlerinde ki duruşlarını seviyorum.

Karakterler; Çocukluğundan bu yana yüzme sporunu kendine meslek edinmiş sayısız şampiyonlukları bulunan milli yüzücü Woo Sang (Lee Jong Suk) ve çocukluğunda yüzme şampiyonlukları olan, yüzücü babasını kendine rol model alan talihsiz bir olay sonucu önce babasını sonra annesini kaybeden, yüzmeyi bırakan Won İl (Seo İn Guk) başrollerini paylaştığı bir film. Ulusal seçmelerde rakip yüzücüyü dövdüğü için diskalifiye olan Woo Sang; düz lisede eğitim gören yaptığı hata sonucu okuldan atılan Won İl'in yolları spor okulunda kesirse neler olur? İki yakışıklı erkek olursa birde bayan aktrist olmalı değil mi? Jung Eun karakterini SNSD'nin güzel kızı Kwon Yuri canlandırıyor. Yuri'nin kendi hayatındaki gibi canlandırdığı karakter müziğe aşıktır. Ayrıca bir tarafta çocukluğundan beri ona aşık olan Woo Sang bir tarafta çocukluk arkadaşı olan Won İl acaba hangisini seçecek diye düşünüyorsanız tabi ki de bir şey söylemeyeceğim. 

Film çok çok güzel değil ama kötü de değil orta şekerdi. Seo İn Guk'un rolüne kendin ki sevimliliğini katması, her hareketi benim için olay oldu torpil geçmiyorum gerçekten öyleydi.Jong Suk'u duruşunu hep karizmatik bulmuşumdur. O da bu halini içine girdiği rollere yansıtmasını onun için avantaj olduğunu düşünüyorum.Yuri'yi ilk kez izledim biraz daha kendini geliştirirse güzel olur. Onun filmde ki etkisi söylediği "Bling Star" şarkısı oldu. Filmin karakterleri yüzücü olursa görsellikte ön planda olmalıdır. Görüntü yönetmenin hakkını yememek lazım görsellikte film çok iyiydi. Umarım seversiniz..


9 Eyl 2013

Love Rain / Kore Dizisi

                       
        "Love Rain" bu dizi bir tek beni mi böyle etkiledi bilinmez ama bazı bölümlerde gözyaşı bile döktüm. İki farklı aşkı anlatan güzel bir Kdrama olmuş. 1970'ler de yağmurlu bir günde birbirine aşık olan fakat araya giren etkenler yüzünden kavuşamayan bir çift 2012 yılında ekrar yağmurlu bir günde karşılaşır. Onların birbirlerine aşk dolu bakışlarını izlerken böyle de aşklar var mı dedirtirtti..
Bir de başka bir çiftimiz var ki; onların geçtikleri imtihan bile beni benden aldı. Aşka inanmayan bir erkek düşünün 3 saniye içinde her kızı tavlayabilecek güvene sahip.. Bir kız çıkar karşısına bir bakmıştır ki ona aşık olmuş: Bu çiftimizin birbirine kavuşabilmesi için arada ki tek engel anne ve babalarının birbirlerine aşık olması...İşte ben hangileri birbirine kavuşacak derken bazen kendimi ağlarken bile buldum..

 Dizi ilk başta 1970'ler de geçen aşkı anlatıyor. Üniversitede resim bölümde okuyan In Ha'nın aile sağlığında okuyan Yoon Hee'ye 3 saniye içinde aşık olmasıyla başlıyor hikaye. İlk beş bölüm sadece bu aşkı anlatıyor durağan geçmiş olsa da sağlam bir temel oluşturdular. 3 yakın arkadaş, karizmatik, çapkın dj her kızı tavlayabileceğini düşünen karizmatik genç Lee Dong Wook, Sevdiği kızdan başkasının portresini çizmem diyen In Ha ve onların asla doymak nedir bilmeyen dostları Kim Chang Mo.. Yoon Hee saf, temiz oluşundan mıdır bilinmez Dong Wook ona karşı olan sevgisini bile geri çeviremiyor. In Ha'dan hoşlanmasına rağmen.. Neyse ki In Ha ile bir araya geldiğini düşünürken bizim kızın hastalığı, Çocuğun askere gitmesi derken araya uzun yıllar giriyor, birbirlerinin izlerini kaybediyorlar.


Günümüzü yani 2012 yılına geldiğimizde ise; Ha Na adındaki kız bahçıvanlık eğitimi almış öğrenci değişimi ile Japonya'da okuyan burdaykende annesinin ilk aşkı olan IN HA'yı bulmak için uğraşırken bir gün trenden inerken Seo Joon (ın ha'nın oğlu olur kendisi ama kız bunu bilmez) çarpışır ve telefonları karışır. Kız telefonu geri almak için uğraşırken bu Seo Joon ise tam bir vurdum duymaz, kendini beğenmiş, her kızı 3 saniye içinde tavlayabilecek potansiyele sahip çok iyi bir fotoğrafçı olan biri. Hemen verir mi kıza telefonu ? Tabi ki de hayır.. Kız sonunda ona ulaşır ve telefonda gördüğü kar fotoğraflarını çektiği yere götürmesini ister. Ondan sonra telefonu ona verirceğini dile getirir. Diamond Snow (Elmas Kar) izlemeye getirir. Efsaneye kim bunu birlikte izlerse birbirlerine aşık olurmuş derken bu aşkın hikayeside burdan başlıyor. Buna inanmayan bir genç bir bakmışki günler geçtikçe Ha Na'ya aşık olur sürekli onu düşünür derken Kore'ye dönerler arada belli bir zaman geçer. Karşılaşırlar, birbirlerine aşık olurlar.. Bu süre zaafında dram ötesinde şeyler yaşnır. Mesala Ha Na annesinin hep ilk aşkına kavuşmasını ister. İlk zamanlar Seo Joon'un babası olduğunu bilmez öğrendikten sonra işler çok değişir. Hele bir sahne vardı ki; anne, babaları ve Seo Joon, Ha Na sırf annesi için birbirleriyle tanıştıklarını bile belli edemediler. Sonrasında Ha Na'nın dışarıda Joon'a sarılması çok duygulandırdı. Aşkının sonuna kadar arkasında oldu Joon vazgeçmek istediğinde bile başaramadı. Çünkü o da In Ha Gibi seviyordu. Ee babası sonuçta.. O sarılma sahnesinde meğersem In Ha görmüş oğlunun ve Ha Na'nın acı çektiğini gördükçe daha çok vicdan azabı çekmeye başladı tabi.. Annesinden sırf oğlu da aynı acıları cekmesin diye ayrılıverdi... Dizinin sadece ana karakterlerini bu şekilde anlatamak istedim sonuna değinmicem ki okuğunuz takdirde diziyi izlerseniz zevk alabilesiniz..

Dizinin diğer karakterlerinin hepsini tek tek ele almayacağım. Sadece dizinin genç doktoru iyi bir dost ama gizliden gizliye Ha Na'ya aşık olduğunu düşünsemde bunu hiç belli etmeden çizgisini bozmadan hep yanında oldu. Onun gülüşü ve şaşkınlarını izlemek bana kesinlikle bu drama hikayesi içinde keyif veren taraftı desem yalan olmaz. Kız kardeşi için pek aynı duyguları besleyemiyorum keza elimde olsa bi kaşık suda boğabilirdim. Bu kızımız Faith'de ki kraliçe rolündeki kadın idi...

Dizi için puanım; 8,9/10

19 Haz 2013

Master's Sun / Kore Dizisi


2013'ün en çok ses getiren dramalarından biri Master's Sun. Yakın zamanda bitmesine rağmen anca yazmaya fırsat bulabildim. Dizimizin konusu; "hayaletleri görebilen bir kadın ve onu korumaya çalışan bir adamın hikayesi. So Ji Sub cimri, kibirli tüm insan ilişkileri para ile yöneten bir yöneticidir. Hyo Jo ise onun sekreteridir. Bir gün kaza geçiren Hyo Jo bu olaydan sonra hayaletleri görmeye başlar. O andan itibaren de uykusuzluk çekmeye başlar. Ona inan Si Jub onu korumaya başlayacaktır." Dizinin türü korku-fantastik, fantastik türünde çok iyi olmasına rağmen hiç korkuya dair bir şey hissetmedim. Benden kaynaklı da olabilir genelde korku türü filmlerden korkmuyorum:)


Bu dizi herkesin bildiği üzere Hong kardeşler klasiği. You're Beautiful, Big, The Greast Love, Gumiho ve Hong Gil Dong gibi dizilerin yazan Hong kardeşler, Master's Sun dizine de el attılar. Diziyi yayınlandığı zaman izlemek için sabırsızlıkla bekledim. İzlediğime ve beklediğime değen yapımlardan biri oldu. 

Ana karakterleri kelimelere dökmek gerekirse hepsi oyunculukları bakımında zirveden inmediler diyebilir. Bu iyi oyunculukları ile bu sene konuşulmayı başardılar.

Si Ju Sub- Gong Hyo Jin


 Başrol erkek oyuncumuz olan Joo Joong Won'u izleyenlerin bir çoğunun içinden bu adam bize Secret Garden dizisinde ki Kim Woo Joo Won'u hatırlayacaktır. Aynı onun karakterinde kibirli, kendini beğenmiş, para manyağı, her ilişkiye para ile değer biçerek hayatına devam eden bir iş adamı. Kim Joo Won'dan daha cimri ve para düşkünü olduğu kesin tabi..Bütün bu özelliklerini Gong Shil ile karşılaşıncaya kadardı tabi onu değiştirebilen tek insan oldu. Bu adamda en çok sevdiğim özelliklerinden biri "Defol" derken ki hareketiydi. Bir insan bu kadar güzel defol diyemez ya insanın gidesi gelmez :) Başrol bayan oyuncumuz ise; Tae Gong Shil; rolünün hakkını son damlasına kadar verdiğine inanıyorum. Gizemli bir kaza sonucu aniden hayaletleri görmeye başlayan ve bu yeteneğiyle başa çıkmak isterken asosyal bir insan olmuş. Her seferinde hayaletleri görmüş olsa da onları ilk kez görüyormuş gibi korkması çok sevimliydi. Yağmur ve şimşekli bir gece de karşılaştığı Joong Won'un onun sığınağı olduğunu düşünür. Hatta o kadar ileri gider ki Krallıkta işe girer. Hayaletleri gördüğünü başkana kanıtlar işte bundan sonra olaylar olaylar olaylar.....

                                                                      Seo In Guk

Dizinin ikinci adamı Kang Woo(Seo In Guk); Unutulmaz dizi Reply 1997'nin en çok sevdiğim oyunculardan
birini bu güzel yapımda görmek çok muylu etti.İkinci adam gibi görünse de oynadığı karakter cidden adam gibi adam derler ya hani Kang Woo için bunu desem yanlış olmaz.Askerden terhis olduktan sonra Krallıkta güvenlikten sorumlu baş kişi olarak başlar. İlk başta takıldığı gizemli tavırlarının altından önemli bir sır çıkacağı çok belliydi. Yalnız Gong Shil ile olan çizgisini hiç bozmadı, ondan hoşlanmasına rağmen diğer dizilerde ki ikinci adamlar gibi değildi bu yüzden çok hoştu. Kang Woo için en çok güldüğüm sahne esas kızımızın hayaletleri gördüğünü öğrendiği ilk zamanlardı. Hele korkunca yüzünü elleriyle kapası falan güldürmekten alıkoymadı. Dizinin birde olmazsa olmazı ikinci kadını; Tae Yi Ryeong Krallığın modeli hem de iyi bir oyuncudur. Gelim görün ki bu kadın Gong Shil'in liseden arkadaşıdır. O yıllarda bizim


Kim Yoo Ri

Gong Shil "büyük güneş", Tae Yi Ryeong için "Küçük güneş" derlermiş. Bu yüzden esas kıza kin beslemektedir. Bir de ünlü bir futbolcu ile evlenecekken bir hayalet yüzünden düğüne engel olmak zorunda kalınca bizim esas kız hepten uyuz olur bu kadın ona. Neyse ki bunu çok fazla kullanmadı. O yüzden kötü kadın olarak hiç görmedim aksine sevdiğim bile ona. Kang Woo aşık oldu. Onun için çok çabaladı, muradına ermesi ohh be dedirtti :) Bu kadın cidden çok güzel ve alımlıydı.

Hong kardeşlerin yazdığı her dizi olay olmuştur, My Girl, Gumiho, The Greatest, Delightful Girl Chon Yang ve You're Beaustiful gibi dizileri yazmışlar üzerine Master's Sun olurda izlenmez mi? Tabi ki izlenir. Bu dizilerin hepsini izledim daha önceleri ama hala yazma fırsatı bulamadığımdan en kısa zamanda sizlerle buluşturacağım. Zaten Kdramayı seven ve müptelası olanlar eminim ki daha önceden izlemişlerdir, onlara da tekardan hatırlatmış olurum. O duyguları tekrar yaşatabilirsem ne mutlu bana.

Dizi bir çok kez beni güldürmüş olsa da bir kaç bölüm ağlattı. Onlardan biri "çocuk istismarı" ile ilgili olan bölümdü. Annenin çocuğa her vuruşunda ben de ona o şekilde vurmak istedim. Çocuğu bulup evde çıkardıkları o an gözyaşlarım sel oldu sel... Bir de sonlara doğru bir ölen bir çocuk onun kaybolduğunu sanıp deli gibi ağlayan bir anne vardı ki beni vurun dedim izlerken.. İçim parçalandı bir an o durumu yaşayan insanları düşündüm de çok zor. Hele oğlunun öldüğünü öğrendikten sonra annenin o perişan halini görmek etkiledi, yedi bitirdi beni.Ölüm kimse yakışmaz biliyorum ama çocuklara hiç yakışmıyor be :(

Diziyi izlerken aklıma Amerikan dizi olan 2006-2010 tarihleri arasında yayınlanan "Ghost Whisperer" dizisini anımsamadan geçemedim. O diziyi izlediniz mi bilmiyorum ama konular olaylar benzerdi. Yayınladığı tarihlerde deli gibi izlerdim. Bu tür dizileri seviyorsanız "Ghost Whisperer" izleyin canlarım.

Dizide geçmişe de gideceğimizden dolayı, Joong Woo'nun gençliğini Infinite grubunun üyesi "L" canlandırıyor. Her bölümde olmasada olduğu bölümlerde performansı üst düzey diyebilirim. Umarım benim beğendim gibi sizde diziyi izledikten sonra memnun kalırsınız. 

Dizi için puanım; 7/10