29 Mar 2017

Jealousy Incarnate / Kore Dizisi


Bir SBS yapımı olan Jealousy Incarnate dizisinin senaristliğini Seo Sook Hyang yaparken yönetmen koltuğuna Angel Eyes ve Hyde Jekyll, Me  tanıdığımız Park Shin Woo oturuyor. Bir yayın istasyonunda hava durumu spikeri olan Pyo Na Ri'nin hiç arkadaşı yoktur. Çevresinde herkes yalnızca kendi çıkarını düşünüyor. Sıradan bir yaşam sürmüş, hava durumu sunucusudur. Saygın bir kanalda iş kapsa da kısa sürede fark eder ki günbegün etrafında zalim bir kıskançlık ve rekabet filizlenmektedir. Na Ri; kanalın yıldızı, haber sunucusu Lee Hwa Shin'e aşıktır. Lee Hwa Shin'in yakın arkadaşı Jung Woo'yu gördükten sonra işler değişecektir. Üçü arasındaki aşkın ve rekabetini konu alıyor.Afişteki trajikomik yüz ifadesinin karakteri çok güzel yansıttığını da söylemeden geçemeyeceğim.
Jealousy Incarnate gif ile ilgili görsel sonucu
Gong Hyo Jin; dizideki Pyo Na Ri karakterini canlandırıyor. Daha önce Master's Sun, It's Ok, That's Love ve The Producers dizilerinde izledim. Pyo Na Ri'nin hayali haber spikeri olmaktı. Bununla birlikte bir yayın şirketinde sözleşmeli olarak hava durumu spikerliği yapmaktadır. Kendine yetebilen, güçlü ve sevimli biri olmasına rağmen aşk hayatında başarısız biridir. Hayatta sahip olduğu tek şey erkek kardeşidir. Gong Hyo Jin'in oyunculuğu diğer Koreli aktiristlere göre oldukça farklı. Çok beğeniyorum. İnsanın içine sokup sevesi geliyor.
Cho Jung Suk, dizide Lee Hwa Shin karakterini canlandırıyor. Daha önce The King 2hearts, Oh My Ghost ve The Legend of the Blue Sea(konuk oyuncu) dizilerinde, My Love My Bride filminde izledim. Kendisini daha önce Running Man programında izledim. Kendisi müzikal oyuncusu aynı zamanda. Lee Hwa Shin; zeki, yakışıklı, başarılı, güzel konuşarak insanların güvenini kazanan biridir. Ünlü bir muhabir ve haber spikeridir. Cho Jung Suk izlemek aşırı keyif veriyor. The King 2hearts, ve Oh My Ghost dizilerindeki oyunculuğuyla gönlüme taht kurmuş bir oyuncu. Canlandırdığı karakterlerin ruhunu size hissettiriyor. Romantik komedi için inanılmaz itici bir karakter, hani böyle bir tür için bu kadar itici bir karakter yazma riski pek göze alınmaz. Hem senaristin hem de Cho Jung Suk'un muazzam kabiliyetine veriyorum. Hwa Shin çok ince işlenmiş, kafa yorulmuş, bir alay fantazyanın ortasında aslında çok da gerçek bir karakter olmuş.
Jealousy Incarnate gif ile ilgili görsel sonucu
Go Kyung Pyo; dizide Ko Jung Won karakterini canlandırıyor. Daha önce Flower Boy Next Door, Cantabile TomorrowWarm and Cozy(konuk) ve Reply 1988 dizilerinde izledim.  Jung Won, nazik, anlayışlı, yakışıklı biridir. Bununla birlikte üçüncü nesil bir aile şirketinin varisidir. Ünlü bir tekstil şirketidir. Cho Jung Suk'un en yakın arkadaşıdır. Aynı zamanda ona sponsorudur. Go Kyung Po her geçen proje sonrasında kendi ispatlamaya devam ediyor. Onu ilk izlediğim dizisinden bu yana evrim geçirdi diye bilerim tabi ki oyunculuğuyla. En çok Reply 1988 dizisindeki karakterini çok sevmiştim.

Dizinin yan karakterleri en az başroller kadar farklı ve komikti. Öncelikle Hwa Shin'in birinci yengesi aynı yayın şirketinin deneyimli spikeri Kye Sung- Sook rolünde izlediğimiz Lee Mi Sook. Daha önce Can We Get Married? ve Love Rain dizilerinde izledim. İdealist bir kadın. Hwa Shin'in ikinci yengesi aynı yayın şirketinin deneyimli spikeri Bang Ja Young rolünde Park Ji Young. Daha öncesinde Still, Marry me, bu diziden sonra Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo dizisinde izledim. İdealist fakat bir o kadar anaç karakterli. Dizide Jung Won'un dayısı rolünde aynı zamanda Pyo Na Ri ev sahibi bir şef olan Kim Rak karakteriniPark Ji Young canlandırıyor. Gu Family Book, The Suspicious Housekeeper, Warm and Cozy ve Mirror of the Witch dizilerinde izledim. Karakterini anlatmak istemiyorum. Aşırı karizmatik bir rol olduğunu söylesem yeterli. Yengelerin aralarındaki diyalog, çekişme dizinin başından sonuna kadar çok güzel kaleme alınmış diyebilirim.

Bundan sonrası spolier içerir.

Bitmesin istemediğim dizilerden biriydi. Her karakter farklı deli ama bir o kadar tatlıydı. Gong Hyo Jin, çok başarılı oyuncu olmasıyla birlikte kötü bir senaryoda yer aldığı görmedim. Dizide öne çıkan bir isim tartışmasız Jo Jung Suk'tu. Ayrıca  Senaristi kutlamak gerekiyor başrol oyuncuları, yardımcı oyuncularıyla müzikleriyle, konusuyla muhteşem ötesi bir dizi çıkarmış ortaya. Aşkı hiç bu kadar farklı bir bakış açısıyla işlendiğini ve bu kadar güzel olabileceğini ummuyordum. Aşklarına, dostluklarına, mücadelelerine, çılgınlıklarına hem çok güldüm, hemde ağladımÇılgın aşk, delice bir aşk izlemek isteyen Lee Hwa Shin'i izlesin. Adam kadını mutlu edebileceğim mi sorusunu son çare falcı da bile arıyor, bu kısmına bayıldım. 

Senarist, kanser olayına dikkat çekilmiş, erkeklerin de meme kanseri olabileceği, bu nedenle kendilerini kontrol ettirmeleri gerektiği, sadece kadınlara has bir şey olmadığı vurgulanmış. Güzel bir çağrı ve uygulama. Dizinin bir amacı da olmuş, sadece eğlencelik değil, hayata dair gerçeklere de dikkat çekmişler. Beğendim. Dizide bunu Hwa Shin'in tedirginliği, korkusu, bilinmezlik içerisinde doktor yollarını tuttuğunda kimseye söyleyemediğin de acaba söylesem mi tereddütlerini, emin olamayışlarını, sonra kendini o soğuk ultrason odasındaki çaresizliğini derine kadar hissettirdi. Bir oyuncunun hele ki erkek bir oyuncunun böyle bir taşın altına elini koyabilmesini takdir ettim.

Üç kişilik aşk olmaz tabii ki. Ne kadar iyi arkadaş olunursa olunsun, sevgi ve aşk iki kişiliktir. Üç kişi bir arada olmaz. Tabii ki bana göre. Orada da olmadı. Biri kenara çekildi. Farklı fikirde olanlar olabilir. Tabii ki iki erkek bir kızı sevebilir. Tabii ki biri tercih edilmelidir. Ama bir arada olalım, hangimizi beğenirse filan, biraz bana uzak geldi. O kısımları beğenmedim. İnişli çıkışlı olsa da biraz bölüm uzaması olsa da güzeldi. Dediğim gibi oyuncuları ile çok güçlü bir kadrosu vardı. Oyunculuk dört dörtlüktü. Yapımdan gelen şeyler söylediklerim. Oyunculukla ilgisi yok.

Dizide gereksiz bir karakter bile yoktu herkesin ayrı bir görevi bir rengi vardı. Zaman zaman başrollerin deli olduğunu, Bu nasıl bir saçmalık deyip şok olduğunuz yerler oluyor ki bu en eğlenceli ve güzel kısmı aşkı yüzünden insanın ne derece mantığını kaybettiğini gösteriyor. Ne biliyim başlarken bu kadar beğenceğimi düşünmemiştim. Bende çok farklı bir yer edindi. Klişelerden uzak oluşu, ask üçgeni klişe gibi gözükse de konu kurgu işlenişi bakımından klişelere kafa atan adeta dalga gecen bir diziydi. Absürd ve kara mizah da barındırıyor. Konu olarak dram olmasına rağmen senarist orjinalliğini konuşturup en dram sahnede bile bir anda güldürmeyi başardı. Bu kadar dram bir konudan bu kadar komedi çıkarıp, en hüzünlü sahnelerde kahkaha attırmayı  herkes beceremez.

Dizinin müzikleri; Ra.D "Lovesome" SURAN "Step Step" J Rabbit "Monday To Sunday" Kim Taewoo "Because of You" şarkıları benim dikkatimi çeken şarkılar oldu.

Albümü dinlemek için; TIKLA

Kadın erkek ilişkileri, sürekli seçim yapmamız gerektiği ve kıskançlık şairane şekilde anlatıldı. Sadece başrol oyuncularını değil yan karakterlerin hikayelerini bile merakla bekledim. Bu dizinin bir sahnesinden bile rahatsız olmadım yada çok uzatıldı demedim. Eğer dikkatli izlerseniz hiçbir sahnenin boş olmadığını görürsünüz. Burda en büyük övgü kesinlikle senariste ait. Sonraki övgü ise muhteşem oyunculuk yapan Jo Jung Suk ve Gong Hyo Jin. Zaten başlama sebebim bu iki oyuncu asla şaşırtmadılar karakterleri onlarla bir oldu resmen. Muhteşem bir oyunculuktu. Umarım hep böyle mükemmel dizilere denk geliriz.

Bu adam boşuna müzikal oyuncusu değil.
Diziyi izlemeyenler izlemesin :)

Dizi için puanım 7,9/10

21 Oca 2015

It's Ok, That's Love / Kore Dizisi


2014'ün izlediğim en iyi yapımlarından biriyle daha karşınızdayım. Güney Kore dramaları arasında ilk psikiyatrist dizisi olan It's Ok That's Love uzun yıllar türünün en iyisi olarak kdrama sektöründe yer alacak diye düşünüyorum. Dizi yayınlandığı dönemde bir çok kişi tarafından gerek oyuncuları gerek konusu gerek müzikleriyle sevilip, sayıldı.. Dizinin konusundan oyunculardan bahsederek bahsetmek istiyorum.

Gong Hyo Jin; Ji Hea Soo karakterini canlandırıyor. Daha önce Pasta dizisiyle tanıyıp, Master Sun dizisinde ki karakteriyle sevmiş ve It's Ok That's Love dizisiyle gönlüme taht kurmuştur. En sevdiğim aktirstlerden biri. Girdiği her karakterin hakkını sonuna kadar veriyor. Bu sebeple tarzını seviyorum. It's Ok, This is Love dizisinde Hae Soo; üniversite hastahanesinin psikiyatr kliniğinde uzman doktor olarak görev yapmakta. Küçük yaştayken ablasıyla birlikte, annesini başka bir adamla yakalaması sonucunda birlikte olduğu erkekler konusunda "yakınlaşamama" sendromuna girmiştir. Çocukluğunda yaşadığı bu olay sonucu tramva yaşayan Hae Soo doktor olmasına rağmen kendisini tedavi edemez. "Kelin ilacı olsa" misali..
Zo In Sung; Jang Jae Yeol karakterini canlandırıyor. That Winter, The Wind Blows dizisinde ilk kez izledim. O diziyi izlediğimde ve yazdığımda dile getirdiğim gibi "bir erkeğe ağlamak bu kadar yakışır". Bu sözümün hala arkasındayım. Sadece iki dizisini izlemiş olmama rağmen gözümde ki en iyi aktörlerden biri. Önceleri aşk romanı yazan sonrasında polisiye/gerilim türünde roman yazmaya devam eden ünlü bir yazardır. Hobi olsun diye djllik yapmaktadır. Kendine has sırları vardır. Fakat bu sırlar hakkında bilgi vermeyeceğim zira verdiğim takdirde izlediğinizde bir anlamı olmayacaktır. Jae Yeol ve Hae Soo'nun yollarının kesişme noktası ikisinin aynı programa katılmış olmalarıdır. Bu programda psikolojik tramvalar hakkında fikir ayrılığına düşerler. Fakat, çapkın yazar boş durur mu? Psikiyatrist Hae Soo'ya yanaşmak için elinden gelenin fazlasını yapacaktır. Hae Soo, Soo Kwang ve Dong Min ile kendini aynı evde yaşıyor bulacak. Aslında hikayenin komik bölümleriydi. Bu iki oyuncunun performansı ise kendine hayran bıraktıracak kadar iyilerdi. 
Usta oyuncu Sung Dong II; Jo Dong Min karakterini canlandırıyor. Bu jenerasyon aktörler arasında en sevdiğim. İzlediğim her yapımında farklı rollerle insanı hayretler içinde bırakıyor. My Girl Friend is Gumiho, IRIS 2,  Reply 1997, Reply 1994, Gap Dong ve daha niceleri. It's Ok, That's Love dizisinde ki oyunculuğuyla kendini bir kez daha sevdirdi. Hae Soo ve Park Soo Kwang ile aynı evi paylaşıyor.Ünivertsite hastanesinin Psikiyatri Kliniğinin en başarılı doktorlarından. Çözmediği vak'a yok. İlgisini en çok çeken olay ise; Jang Jae Yeol'un abisi Jang Jae Bom olduğunu düşünüyorum. 
Lee Kwang Soo; Park Soo Kwang karakterini canladırıyor. İzlediğim tek dizisi Nice Guy. Fakat daimi izleyicisi olduğum Running Man'in Asya Prensini yakından takip ediyorum. Soo Kwang rolüne gelecek olursak; dizide Hae Soo'nun ev arkadaşıdır. Evin en küçük olmasının yanı sıra Troutte sendromuna sahip, ailesi tarafından reddedilmiş biridir. Nedir bu troutte sendromu? diye soracak olursanız. Anlatayım; tekrar tekrar meydana gelen istemsiz, hızlı, ani hareketler veya sesler içeren tiklerle karakterize edilen nörolojik veya nörokimyasal kalıtsal bir rahatsızlıktır.  Troutte sendormu daha çok müstehcen veya küfürlü sözlerin uygun olmayan ortamlarda söylenmesi ile karakterize edilen nadir ve garip bir sendromdur. Kwang Soo ise bu sendroma dair mimiklerini oldukça iyi kullanmakla birlikte harika bir oyunculuk sergiledi.

Bir dizinin kadrosu ne kadar güzel olursa olsun birbirleriyle olan uyumunu izleyenlere yansıtmıyorsa o iş çok fazla başarı sağlayamaz. It's Ok, That's Love dizisinin başarısının altında yatan en büyük pay, oyuncuların birbirleriyle olan uyumu sonrasında senaryo, müzik geliyor diye düşünüyorum. 
Dizi boyunca güleceğiniz bu tarz bir çok sahneyle karşılaşacaksınız.
Jae Yeol ve Kang Woo arasında ki iletişimi iki oyuncu o kadar iyi yansıttı ki; dizinin kopma noktalarından ilkiydi..
EXO'nun güçlü solisti D.O; dizide Han Kang Woo karakterini canlandırıyor. D.O'nun gerçek anlamda oynadığı ilk dizi. Aslında daha önce To The Beautiful You dizisinde sınıfta yer alan sahnelerin bir çoğunda repliği olmadan görünüyor. Bu sebeple gerçek anlamda ilk dizisi olduğunu dile getirdim. İlk oyunculuğu olmasına rağmen bir çok idole nazaran harika oyunculuk sergiledi. Müzik piyasası dışında oyunculukta da varım dedi. Kang Woo lise öğrencisidir. Tek hayali yazar olur annesini, babasının elinden kurtarmaktır. Bu yüzden kendine rol model seçtiği Jae Yeol'un peşini asla bırakmaz. 

 Güney Kore dizilerini ele alırsak bu türde çekilen ilk yapım. Gerçi tam emin değilim. Senaryonun çok iyi olduğunu düşünsem de ufak tefek mantık hataları da yok değildi. Fakat çok göze batmadı.Dizinin ilk yarısı olaylar ve olayların sıralanışı hızlı bir şekilde ilerlerken dizinin son yarısından sonra olaylar sadece tek bir konu üzerinde işlenmeye başlandı. Benim için her iki tarafta etkileyiciydi. İlk bölümler yazar ve psikiyatrist kızımız arasında ki aşk ve kızın yaşadığı tramvanın çözümlenmesi etkileyiciydi. Fakat beni en çok etkileyen olay dizinin ikinci yarısı oldu. Buradan sonrasını izlemeyen arkadaşları okumasa daha iyi olur. Hae Yoo'nun Jang Yeol'ün şizofren olduğunu öğrendiği ve hastane süreci tam bir dram tadındaydı. In Sung ve D.O'nun vedalaşma sahnesi oldukça trajikti. İkisine hayran kaldım.
Dizinin afişleri çok güzel. Yazımın başında paylaştığım afiş aslında bir çok şeyi anlatıyor. İlk başlarda neden bu şekilde diye düşünmüş olsam da dizi bittikten sonra taşlar bende yerine oturdu.  Psikolojik türdü çekilmiş bir dizinin afişi de böyle olmalı demekten kendimi alıkoyamadım. Zira aslında afiş bir çok şeyi anlatıyormuş.Dizinin finali tatmin ediciydi. Aslında insanlara verdiği"psikolojik sorunları olan insanları dışlamayın" mesaj kesinlikle yerine geldi diye düşünüyorum. 
Dizide küçük ama güzel ayrıntılarda yakalamadım değil hani. Ev ahalisini Running Man izlerken görmek.. Güzel ve hoş ironilerden biriydi. 

Kendi açımdan bakınca dizinin senaryosu ve oyunculukları dışında şarkıları da efsaneydi. . EXO'yu severim. Grupta Chen ve D.O'nun sesini ayrı severim. Dizinin ilk ost'u Chen "Best Luck" oldu. Sevdiğim kız gruplarından Davichi "It's Alright This is Love" dinlediğim en duygu yüklü şarkı. Her dinlediğimde tüylerim diken diken oluyor. Bir de Cursh feat Punch "Sleepless Night" Sunboat "Little Suns" Yoon Mi Rae "I Love You" dinleyip sevdiğim şarkılar. Diziyi sevdiğim kadar şarkılarını da sevdim.
Dizinin tanıtım toplantısında dikkatimi çeken en güzel fotoğraf karesi.En sevdiğim afişte ki duruş sıralamasıyla sahnedeki sıralamanın sıralamasıyla birlikte yakalanan bu kare çok hoşuma gitti

19 Haz 2013

Master's Sun / Kore Dizisi


2013'ün en çok ses getiren dramalarından biri Master's Sun. Yakın zamanda bitmesine rağmen anca yazmaya fırsat bulabildim. Dizimizin konusu; "hayaletleri görebilen bir kadın ve onu korumaya çalışan bir adamın hikayesi. So Ji Sub cimri, kibirli tüm insan ilişkileri para ile yöneten bir yöneticidir. Hyo Jo ise onun sekreteridir. Bir gün kaza geçiren Hyo Jo bu olaydan sonra hayaletleri görmeye başlar. O andan itibaren de uykusuzluk çekmeye başlar. Ona inan Si Jub onu korumaya başlayacaktır." Dizinin türü korku-fantastik, fantastik türünde çok iyi olmasına rağmen hiç korkuya dair bir şey hissetmedim. Benden kaynaklı da olabilir genelde korku türü filmlerden korkmuyorum:)


Bu dizi herkesin bildiği üzere Hong kardeşler klasiği. You're Beautiful, Big, The Greast Love, Gumiho ve Hong Gil Dong gibi dizilerin yazan Hong kardeşler, Master's Sun dizine de el attılar. Diziyi yayınlandığı zaman izlemek için sabırsızlıkla bekledim. İzlediğime ve beklediğime değen yapımlardan biri oldu. 

Ana karakterleri kelimelere dökmek gerekirse hepsi oyunculukları bakımında zirveden inmediler diyebilir. Bu iyi oyunculukları ile bu sene konuşulmayı başardılar.

Si Ju Sub- Gong Hyo Jin


 Başrol erkek oyuncumuz olan Joo Joong Won'u izleyenlerin bir çoğunun içinden bu adam bize Secret Garden dizisinde ki Kim Woo Joo Won'u hatırlayacaktır. Aynı onun karakterinde kibirli, kendini beğenmiş, para manyağı, her ilişkiye para ile değer biçerek hayatına devam eden bir iş adamı. Kim Joo Won'dan daha cimri ve para düşkünü olduğu kesin tabi..Bütün bu özelliklerini Gong Shil ile karşılaşıncaya kadardı tabi onu değiştirebilen tek insan oldu. Bu adamda en çok sevdiğim özelliklerinden biri "Defol" derken ki hareketiydi. Bir insan bu kadar güzel defol diyemez ya insanın gidesi gelmez :) Başrol bayan oyuncumuz ise; Tae Gong Shil; rolünün hakkını son damlasına kadar verdiğine inanıyorum. Gizemli bir kaza sonucu aniden hayaletleri görmeye başlayan ve bu yeteneğiyle başa çıkmak isterken asosyal bir insan olmuş. Her seferinde hayaletleri görmüş olsa da onları ilk kez görüyormuş gibi korkması çok sevimliydi. Yağmur ve şimşekli bir gece de karşılaştığı Joong Won'un onun sığınağı olduğunu düşünür. Hatta o kadar ileri gider ki Krallıkta işe girer. Hayaletleri gördüğünü başkana kanıtlar işte bundan sonra olaylar olaylar olaylar.....

                                                                      Seo In Guk

Dizinin ikinci adamı Kang Woo(Seo In Guk); Unutulmaz dizi Reply 1997'nin en çok sevdiğim oyunculardan
birini bu güzel yapımda görmek çok muylu etti.İkinci adam gibi görünse de oynadığı karakter cidden adam gibi adam derler ya hani Kang Woo için bunu desem yanlış olmaz.Askerden terhis olduktan sonra Krallıkta güvenlikten sorumlu baş kişi olarak başlar. İlk başta takıldığı gizemli tavırlarının altından önemli bir sır çıkacağı çok belliydi. Yalnız Gong Shil ile olan çizgisini hiç bozmadı, ondan hoşlanmasına rağmen diğer dizilerde ki ikinci adamlar gibi değildi bu yüzden çok hoştu. Kang Woo için en çok güldüğüm sahne esas kızımızın hayaletleri gördüğünü öğrendiği ilk zamanlardı. Hele korkunca yüzünü elleriyle kapası falan güldürmekten alıkoymadı. Dizinin birde olmazsa olmazı ikinci kadını; Tae Yi Ryeong Krallığın modeli hem de iyi bir oyuncudur. Gelim görün ki bu kadın Gong Shil'in liseden arkadaşıdır. O yıllarda bizim


Kim Yoo Ri

Gong Shil "büyük güneş", Tae Yi Ryeong için "Küçük güneş" derlermiş. Bu yüzden esas kıza kin beslemektedir. Bir de ünlü bir futbolcu ile evlenecekken bir hayalet yüzünden düğüne engel olmak zorunda kalınca bizim esas kız hepten uyuz olur bu kadın ona. Neyse ki bunu çok fazla kullanmadı. O yüzden kötü kadın olarak hiç görmedim aksine sevdiğim bile ona. Kang Woo aşık oldu. Onun için çok çabaladı, muradına ermesi ohh be dedirtti :) Bu kadın cidden çok güzel ve alımlıydı.

Hong kardeşlerin yazdığı her dizi olay olmuştur, My Girl, Gumiho, The Greatest, Delightful Girl Chon Yang ve You're Beaustiful gibi dizileri yazmışlar üzerine Master's Sun olurda izlenmez mi? Tabi ki izlenir. Bu dizilerin hepsini izledim daha önceleri ama hala yazma fırsatı bulamadığımdan en kısa zamanda sizlerle buluşturacağım. Zaten Kdramayı seven ve müptelası olanlar eminim ki daha önceden izlemişlerdir, onlara da tekardan hatırlatmış olurum. O duyguları tekrar yaşatabilirsem ne mutlu bana.

Dizi bir çok kez beni güldürmüş olsa da bir kaç bölüm ağlattı. Onlardan biri "çocuk istismarı" ile ilgili olan bölümdü. Annenin çocuğa her vuruşunda ben de ona o şekilde vurmak istedim. Çocuğu bulup evde çıkardıkları o an gözyaşlarım sel oldu sel... Bir de sonlara doğru bir ölen bir çocuk onun kaybolduğunu sanıp deli gibi ağlayan bir anne vardı ki beni vurun dedim izlerken.. İçim parçalandı bir an o durumu yaşayan insanları düşündüm de çok zor. Hele oğlunun öldüğünü öğrendikten sonra annenin o perişan halini görmek etkiledi, yedi bitirdi beni.Ölüm kimse yakışmaz biliyorum ama çocuklara hiç yakışmıyor be :(

Diziyi izlerken aklıma Amerikan dizi olan 2006-2010 tarihleri arasında yayınlanan "Ghost Whisperer" dizisini anımsamadan geçemedim. O diziyi izlediniz mi bilmiyorum ama konular olaylar benzerdi. Yayınladığı tarihlerde deli gibi izlerdim. Bu tür dizileri seviyorsanız "Ghost Whisperer" izleyin canlarım.

Dizide geçmişe de gideceğimizden dolayı, Joong Woo'nun gençliğini Infinite grubunun üyesi "L" canlandırıyor. Her bölümde olmasada olduğu bölümlerde performansı üst düzey diyebilirim. Umarım benim beğendim gibi sizde diziyi izledikten sonra memnun kalırsınız. 

Dizi için puanım; 7/10