21 Oca 2015

It's Ok, That's Love / Kore Dizisi


2014'ün izlediğim en iyi yapımlarından biriyle daha karşınızdayım. Güney Kore dramaları arasında ilk psikiyatrist dizisi olan It's Ok That's Love uzun yıllar türünün en iyisi olarak kdrama sektöründe yer alacak diye düşünüyorum. Dizi yayınlandığı dönemde bir çok kişi tarafından gerek oyuncuları gerek konusu gerek müzikleriyle sevilip, sayıldı.. Dizinin konusundan oyunculardan bahsederek bahsetmek istiyorum.

Gong Hyo Jin; Ji Hea Soo karakterini canlandırıyor. Daha önce Pasta dizisiyle tanıyıp, Master Sun dizisinde ki karakteriyle sevmiş ve It's Ok That's Love dizisiyle gönlüme taht kurmuştur. En sevdiğim aktirstlerden biri. Girdiği her karakterin hakkını sonuna kadar veriyor. Bu sebeple tarzını seviyorum. It's Ok, This is Love dizisinde Hae Soo; üniversite hastahanesinin psikiyatr kliniğinde uzman doktor olarak görev yapmakta. Küçük yaştayken ablasıyla birlikte, annesini başka bir adamla yakalaması sonucunda birlikte olduğu erkekler konusunda "yakınlaşamama" sendromuna girmiştir. Çocukluğunda yaşadığı bu olay sonucu tramva yaşayan Hae Soo doktor olmasına rağmen kendisini tedavi edemez. "Kelin ilacı olsa" misali..
Zo In Sung; Jang Jae Yeol karakterini canlandırıyor. That Winter, The Wind Blows dizisinde ilk kez izledim. O diziyi izlediğimde ve yazdığımda dile getirdiğim gibi "bir erkeğe ağlamak bu kadar yakışır". Bu sözümün hala arkasındayım. Sadece iki dizisini izlemiş olmama rağmen gözümde ki en iyi aktörlerden biri. Önceleri aşk romanı yazan sonrasında polisiye/gerilim türünde roman yazmaya devam eden ünlü bir yazardır. Hobi olsun diye djllik yapmaktadır. Kendine has sırları vardır. Fakat bu sırlar hakkında bilgi vermeyeceğim zira verdiğim takdirde izlediğinizde bir anlamı olmayacaktır. Jae Yeol ve Hae Soo'nun yollarının kesişme noktası ikisinin aynı programa katılmış olmalarıdır. Bu programda psikolojik tramvalar hakkında fikir ayrılığına düşerler. Fakat, çapkın yazar boş durur mu? Psikiyatrist Hae Soo'ya yanaşmak için elinden gelenin fazlasını yapacaktır. Hae Soo, Soo Kwang ve Dong Min ile kendini aynı evde yaşıyor bulacak. Aslında hikayenin komik bölümleriydi. Bu iki oyuncunun performansı ise kendine hayran bıraktıracak kadar iyilerdi. 
Usta oyuncu Sung Dong II; Jo Dong Min karakterini canlandırıyor. Bu jenerasyon aktörler arasında en sevdiğim. İzlediğim her yapımında farklı rollerle insanı hayretler içinde bırakıyor. My Girl Friend is Gumiho, IRIS 2,  Reply 1997, Reply 1994, Gap Dong ve daha niceleri. It's Ok, That's Love dizisinde ki oyunculuğuyla kendini bir kez daha sevdirdi. Hae Soo ve Park Soo Kwang ile aynı evi paylaşıyor.Ünivertsite hastanesinin Psikiyatri Kliniğinin en başarılı doktorlarından. Çözmediği vak'a yok. İlgisini en çok çeken olay ise; Jang Jae Yeol'un abisi Jang Jae Bom olduğunu düşünüyorum. 
Lee Kwang Soo; Park Soo Kwang karakterini canladırıyor. İzlediğim tek dizisi Nice Guy. Fakat daimi izleyicisi olduğum Running Man'in Asya Prensini yakından takip ediyorum. Soo Kwang rolüne gelecek olursak; dizide Hae Soo'nun ev arkadaşıdır. Evin en küçük olmasının yanı sıra Troutte sendromuna sahip, ailesi tarafından reddedilmiş biridir. Nedir bu troutte sendromu? diye soracak olursanız. Anlatayım; tekrar tekrar meydana gelen istemsiz, hızlı, ani hareketler veya sesler içeren tiklerle karakterize edilen nörolojik veya nörokimyasal kalıtsal bir rahatsızlıktır.  Troutte sendormu daha çok müstehcen veya küfürlü sözlerin uygun olmayan ortamlarda söylenmesi ile karakterize edilen nadir ve garip bir sendromdur. Kwang Soo ise bu sendroma dair mimiklerini oldukça iyi kullanmakla birlikte harika bir oyunculuk sergiledi.

Bir dizinin kadrosu ne kadar güzel olursa olsun birbirleriyle olan uyumunu izleyenlere yansıtmıyorsa o iş çok fazla başarı sağlayamaz. It's Ok, That's Love dizisinin başarısının altında yatan en büyük pay, oyuncuların birbirleriyle olan uyumu sonrasında senaryo, müzik geliyor diye düşünüyorum. 
Dizi boyunca güleceğiniz bu tarz bir çok sahneyle karşılaşacaksınız.
Jae Yeol ve Kang Woo arasında ki iletişimi iki oyuncu o kadar iyi yansıttı ki; dizinin kopma noktalarından ilkiydi..
EXO'nun güçlü solisti D.O; dizide Han Kang Woo karakterini canlandırıyor. D.O'nun gerçek anlamda oynadığı ilk dizi. Aslında daha önce To The Beautiful You dizisinde sınıfta yer alan sahnelerin bir çoğunda repliği olmadan görünüyor. Bu sebeple gerçek anlamda ilk dizisi olduğunu dile getirdim. İlk oyunculuğu olmasına rağmen bir çok idole nazaran harika oyunculuk sergiledi. Müzik piyasası dışında oyunculukta da varım dedi. Kang Woo lise öğrencisidir. Tek hayali yazar olur annesini, babasının elinden kurtarmaktır. Bu yüzden kendine rol model seçtiği Jae Yeol'un peşini asla bırakmaz. 

 Güney Kore dizilerini ele alırsak bu türde çekilen ilk yapım. Gerçi tam emin değilim. Senaryonun çok iyi olduğunu düşünsem de ufak tefek mantık hataları da yok değildi. Fakat çok göze batmadı.Dizinin ilk yarısı olaylar ve olayların sıralanışı hızlı bir şekilde ilerlerken dizinin son yarısından sonra olaylar sadece tek bir konu üzerinde işlenmeye başlandı. Benim için her iki tarafta etkileyiciydi. İlk bölümler yazar ve psikiyatrist kızımız arasında ki aşk ve kızın yaşadığı tramvanın çözümlenmesi etkileyiciydi. Fakat beni en çok etkileyen olay dizinin ikinci yarısı oldu. Buradan sonrasını izlemeyen arkadaşları okumasa daha iyi olur. Hae Yoo'nun Jang Yeol'ün şizofren olduğunu öğrendiği ve hastane süreci tam bir dram tadındaydı. In Sung ve D.O'nun vedalaşma sahnesi oldukça trajikti. İkisine hayran kaldım.
Dizinin afişleri çok güzel. Yazımın başında paylaştığım afiş aslında bir çok şeyi anlatıyor. İlk başlarda neden bu şekilde diye düşünmüş olsam da dizi bittikten sonra taşlar bende yerine oturdu.  Psikolojik türdü çekilmiş bir dizinin afişi de böyle olmalı demekten kendimi alıkoyamadım. Zira aslında afiş bir çok şeyi anlatıyormuş.Dizinin finali tatmin ediciydi. Aslında insanlara verdiği"psikolojik sorunları olan insanları dışlamayın" mesaj kesinlikle yerine geldi diye düşünüyorum. 
Dizide küçük ama güzel ayrıntılarda yakalamadım değil hani. Ev ahalisini Running Man izlerken görmek.. Güzel ve hoş ironilerden biriydi. 

Kendi açımdan bakınca dizinin senaryosu ve oyunculukları dışında şarkıları da efsaneydi. . EXO'yu severim. Grupta Chen ve D.O'nun sesini ayrı severim. Dizinin ilk ost'u Chen "Best Luck" oldu. Sevdiğim kız gruplarından Davichi "It's Alright This is Love" dinlediğim en duygu yüklü şarkı. Her dinlediğimde tüylerim diken diken oluyor. Bir de Cursh feat Punch "Sleepless Night" Sunboat "Little Suns" Yoon Mi Rae "I Love You" dinleyip sevdiğim şarkılar. Diziyi sevdiğim kadar şarkılarını da sevdim.
Dizinin tanıtım toplantısında dikkatimi çeken en güzel fotoğraf karesi.En sevdiğim afişte ki duruş sıralamasıyla sahnedeki sıralamanın sıralamasıyla birlikte yakalanan bu kare çok hoşuma gitti

5 May 2014

My Grilfriend İs a Gumiho / Kore Dizisi

Lee Seung Gi ve Shin Min Ah'ı izlediğim ilk yapımdı My Grilfriend is a Gumiho. Uzun süredir erteleyip bir tülü yazmaya fırsat bulamadığım 2010 yapımı en güzel dramalardan biri. Yazarı Hong kardeşler olunca daha çok sevesi geliyor her bir karakteri.Genel de izlerken dizinin konusu kadar oyuncuların uyumuna dikkat ederim  Lee Seung Gi ve Shin Min Ah öyle uyumlu bir çift haline gelmişler ki dizinin her sahnesine yansımış.

Fantastik konu barındıran her dizi ve filmi güzel olduğu sürece baş tacı etmişimdir. İşte o şanslı dizilerden biri de My Girlfriend is a Gumiho. OlaylaFantastik tarafı; Shin Min Ah yani Mi Ho'nunGüney Kore efsanelerinden dokuz kuyruklu tilkinin (gumiho) olması, romantik-komedi tarafı; Gumih'nun insan olma çabasının yanında Cha Dea Woong'un bu mücadeleye kattığı bazen komik bazende duygusal ve aşk dolu mücadelesini anlatan harika bir yapım. Bakın güzel demiyorum cidden harika. Uzun zaman önce izlediğimde sanırım soluksuz 2 günde bitirmiştim diziyi.
Onların arkadaşlık antlaşması hoi hoi :)
Mi Ho'nun her tavrını bayılarak izledim. Shin Min Ah'ın saf güzelliği dizide ki Mi Ho karakteriyle o kadar uyumluydu ki bir kez ah sıkılmadım. Dizi boyunca Cha Dae Woong'un peşinde dolaşması onun deyişiyle bir yapışkan gibi yapışması. En çok güldüğüm olaylar;sürekli çiftleşmekten bahsetmesi, eti  gördüğü zaman ki surat ifadeleri ve 500 yıla aşkın bir süredir yaşan gumiho olarak ondan küçük insanlara saygılı konuşmak zorunda olması,kabullenmemesi falan harika ayrıntılardı.Lee Seung Gi'nin canlandırdığı Cha Dae Woong karakterini al bağrına bas. O derece sevilesi bir şeydi. Lee Seung Gi'yi en çok sevdiğim koreli aktörlerden biri olduğu için o zamanlar daha bir başka izlemiştim . İlk bölümlerde Mi Ho onu yiyecek diye korkması ve ona ev aletlerini öğrettiğinde söyledikleri aşırı komikti. Mi Ho'ya karşı bir şeyler hissetmeye başladığında ondan uzaklaşmak için çabaları, Öğretmen Dong Joo'yu ondan kıskanması, Mi Ho'ya asılanlara yüzüğünü göstermesi falan çok sevimliydi çok. O bölümlerde çok gülmeme rağmen son bölümlere doğru beni helak etmişlerdi. 
No Min Woo'nun canladırdığı Öğretmen Dong Joo karakterini sevmeyenler tarafında değildim. Bir çok kez sinirlenmeme sebep olsa da geçmişte yaşadığı büyük aşkını kaybetmesinde ki pişmanlık yüzyıllarca yaşadığı vicdan azabından dolayı kızamıyordum. Yalnız aşırı karizmatik karakter. İnsanın kızası gelmiyor bir süre sonra. Kendisini bu yapımdan sonra Full House 2'de şımarık idol rolünde izlemiştim.Valla burada ki rolünü daha çok sevdim.
Kore dizilerinin olmazsa olmazları ilk aşk nunalar. Cha Dae Woong'un ilk aşkı nunası Eun Hye In rolünde Park Soo Jin göreceksiniz. Bu diziden önce onu Boys Over Flowers dizisinden Kim Bum'ın ilk aşkı olarak sonrasında Flower Boy Next Door dizisinin çatlak kızı rolünden izlemiştim. Dizide sevmediğim tek karakter bu nunaydı. Önce çocuğu parmağında oynatıyor zor kızmış gibi havalara giriyor. Sonra çocuğu çok güzel bir kıza kaptırınca kıymete biniyor. Onun meselesi aşktan ziyade Woong'u kullanmaktı. O yüzden her gördüğümde boğasım geliyordu. Mi Ho onu ne güzel korkuttu. Fakat en iyisi Öğretmen Dong Jo'nun o karizmatik haliyle korkutması. Harikaydı.

Dizinin tartışmasız Mi Ho ve Woong dışında en güzel çiftihala Cha Min Sook ve yönetmen Ban Doo Hong. Her bir araya geldiklerinde gülme krizlerine neden oldular. Yönetmen Ban'ın gözünden gözlük bir kez olsun çıkmadı. Hala'nın yeğenine düşkünlüğü, onun Mi Ho'ya olan aşkını kıskanması falan o kadar sevimliydi ki sevesim geldi onları. Tartışmasız en komik çiftiydi. Zaten yönetmen Ban rolünde Sung Dong Il oynuyordu. İzlerken eğlenmemek mümkün mü? Kendisini Reply 1994 ve Reply1997 dizilerinin baba karakterinden hatırlarsınız. Komedi konusunda hayranıyım bu adamın. Hala rolünde Yun Yoo sun oynuyor. Triplerine hayran kaldığım aktiris :)
Kim Byeong Soo karakterini Kim Min Chan canlandırıyor. 49Days garson rolünde şimdilerde God Gift ve Angel Eyes'da yer alıyor diye biliyorum. Dae Woong'un yakın arkadaşı. İyi ve temiz kalpli dost derler ya aynen o şekil. Mi Ho'yu destekleyenlerden. Ban Sun Nyeo rolünü T-ara grubunun üyesi Hyomin canlandırıyor. Bu kız da tam çatlak Dae Woong'a hayra falan amaa bizim Byeong Soo'da ona aşık. Dizi boyunca onları ayrı göremezsin hep beraberler sevimli çift :) Bir aile olurda büyükbaba olmaz mı. Tabi ki de olur. Dae Woong'un şeker mi şeker sevimli dedesi. O adamın Mi Ho'yu başından beri gelini gibi görmesi, torununu adam etmesine verdiği tepkiler süperdi. Süper dede!
Karakterlerin üzerinden geçtikten sonra hikayeye dönelim. Bizim Gumihonun insan olabilmesi için 100 gün boyunca boncuğunu insanın taşıması gerekmektedir. Fakat boncuğu taşıdığı zaman boyunca içindeki boncuğun taşımış olduğu enerjiyi kimseyle paylaşmaması için hiçbir kızla temas kurmamalıdır. mDae Woong'un bunu kabul etmesinde ki amaç geçirdiği kazadan dolayı boncuğun vermiş olduğu enerjiyle ağrı, sızı hissetmemesidir. Aksiyon filminde oynayacağından dolayı boncuğun onda kalması gerektiğini düşünür, yüz günlük anlaşmayı kabul eder: Yüz gün boyunca boncuk güvenli olarak Dae Woong'un vücudunda kalırsa geri verdiğinde insan enerjisini emdiğinden ölecektir. Eğer Mi Ho'da ondan önce boncuğu geri alırsa ortadan sonsuza dek kaybolacaktır. Bu ayrıntıyı Öğretmen Dong Joobu gerçeği bilmektedir Mi Ho'ya bu konuda tek kelime etmez.. Hikayenin özü bundan ibaret. Kim ölecek kim kalacak siz düşünün? 
Bu diziyi kdrama severlerin bir çoğunu izlediğini düşünüyorum. Kore dizileriyle yeni yeni tanışanların bu diziyi mutlaka izlemeleri gerektiğini düşünüyorum. Hatta Hong kardeşlerin bütün dizilerine göz attın derim. Ben izlerken çok güldüm, eğlendim. Bir o kadar da ağladım, içim parçalandı. Birbirini seven canları verecek kadar seven iki insanın harika hikayesi.. Diziyi uzun zaman önce izlediğim için hatırladığım kadarıyla yazabildim. Hong kardeşlerin dizilerini izleyenler bilir. Bir önceki dizilerinin başrol oyuncularını konuk oyuncu olarak mutlaka bi sonrakinde görüyorsunuz. My Grilfriend is a Gumiho dizisinden önce You're Beautiful dizisinin oyuncuları Hong Ki ve Park Shin Hye çok kısa göründüler :)
You're Beautiful'un Go Mi Nyu (Go Mi Nam) PArk Shin Hye 
You're Beautiful'un Jeremmy'si Hong ki :)
Dizi bu kadar güzel olurda Ostlar olmaz mı? Hala dinlediğim vazgeçmediğim şarkıların bir çoğu Ipod'um da yerini sağlama almış durumda. Hepsi birbirinden güzel şarklılar.. Fakat aralarında bir tane var ki nasıl güzel bir bestedir nasıl güzel sestir. Shin Min Ah seslendirdiği "Sha La La La" bu şarkıyı buraya bıraktım mutlaka dinleyin.. Klibide en sevdiği sahneyle başlatmışlar.  Sonrada şu ikisini tavsiye ederim. Shin Min Ah "I Can Give You All" ve No Min Woo (öğretmen Dong Joo) seslendirdiği "Trap" benim favorilerim. Umarım benim kadar sizde seversiniz hem diziyi hem şarkıları...

14 Mar 2014

Reply 1994/ Answer Me 1994


Bu dizi için Reply 1997'nin dizi konusunda çıtayı yükseklere çıkardıktan sonra "acaba aynı tadı alır mıyım" diye çok düşündüm. Özellikle çocukluğumun geçtiği "efsane doksanları" tekrar yaşar mıyım acaba ? diye.. Reply 1997 ilk göz ağrım olduğundan yine de birbirinden farklı bir sürü hikaye, ilk aşk, tecrübe, aile ve dostluk bağlarını dolu dolu izlediğim dizi oldu Reply 1994..
Jo Yoon Jin - Haetae - Chilbongi - Sung Na Jung - Sseureki - Binggeure - Samchunpo

"Seksenlerin sonlarında doğan biri olarak özlemle andığım çocukluğum zamanlarıydı doksanlar" diye başlamıştım Reply 1997'ye. Gerçekten dönüp geriye baktığımda ne güzel yıllardı diye düşünmeden alıkoyamıyorum kendimi. Belki Reply serisini bu kadar çok sevip, mutlu bir şekilde izlemem belki de o günleri özlediğimden kaynaklıdır.

İlk dizide olduğu gibi bir hayran kitlesiyle baş başayız. O zamanlar hayran kitlesi şimdilerde "fangirl" oalrak tabir edilen olay çok başkaymış. 90'larda Tarkan'ın ilk popüler olduğu zamanlar, konserlerinde onun için ayılıp bayılan kızları hatırlıyorum.En çok sevdiğim olay ise; çağrı cihazı kullanımı.  Aynı pansiyonda yaşayan gençlerin 20 yaşlarında ki üniversitede yaşamları, çocukluk ile olgunlukları arasında kaldıkları,aşk hayatlarıyla sınandıkları  ve en güzeli ise aile olabildikleri o güzelliği konu alıyor,  Reply 1994.

"Yirmi yaşlardayekni, hem bu şehir hem de insanlar beni korkutmuştu. Kendimizi güvende hissettiğimiz tek yer evimizdi. Tam burası Shinchon Pansiyonu"

Sung Na Jung karakterini Go Ara canlandırıyor. Na Jung  Shinchon Pansiyonun Masanlı sahiplerinin kızı. Makine Mühendisliğiyle üniversiteye giriş yapan, basketbol aşığı demek bile az kalır onun için. Çünkü o zamanların ünlü basketbolcuların nefes aldığı her anını takip ediyor etmesine de onun terini sildiği mendili bile saklayan bir kız Na Jung. Dizinin gelecekten geçmişe yad etmleri Na Jung'un düğün kasedini izlemesiyle başlar. Acaba kızımız kiminle evlendi, kimi seçti diye diye paraladım kendimi. Açıkçası beklediğim gibi sonuçlanmadığı için sonunu sevmedim.. Na Jung'un abi gibi sevdiği oppasının bugünden sonra eskisi gibi olmayacağını hissettiği an ki duyguları.. (en azından öz abisi olmadığını hissetmiştim şaşırmadım:)

"Benim birtanecik abim var. Küçük bir çocukken rüyalarımda abimle evlendiğimi görürdüm.Bir tanecik abim vardı.Ve bir de onun oyun arkadaşı üçümüz daima beraberdik.Ama bir bahar günü kötü bir yalan gibi benim birtanecik abim uzağa çok uzağa gitti.Ve o günden sonra abimin arkadaşı benim abim oldu. Abimin elleri saçlarımı okşuyor, abimin nefesinin sesi.. abimin kokusu.. hala eskisi gibi ama o günden sonra abim benim için eskisi gibi değildi.
Dizimizin Jo Yoon Ji karakterini Min Doo Hee canlandırıyor. Tiny_G adlı bir Kpop grubunun üyesiymiş az önce öğrendim. Bilgisayar mühendisliği bölümünde okuyan, pansiyonun Na Jung'dan sonra ki tek kızı.İlk başlarda sesi bile çıkmayan bu kızımız ise Seo Taiji ve Boys adlı doksanlı yıllarının revaşta olan kpop grubunun deli fanı.Aktif müzik hayatlarına son verdiklerini açıkladıklarında yemeden içmeden kesildi o kadar deli. Samchunpo ile eğlenceli bir o kadar duygusal aşka yelken açacaklar..


Sseureki yani "çöp oppa-hyung" karakterini Jung Wo canlandırıyor. Tıp fakültesinin başarılı öğrencilerinden biridir. Na Jung'un "benim bir abimin arkadaşı vardı" diye bahsettiği ilk aşkı.. Bizim çöp abi dağınık, pasaklı, unutkan ona sürekli eşyaların yerini hatırlatan Na Jung. Özellikle güldüğü zaman ki mimikleriyle ortaya komik bir görüntü çıkıyordu. Na Jung ile hep abi kardeş kalsalardı daha mutlu olurdum.

Chilbongi karakterini; Yoon Seo Seok canlandırıyor. Onu bir çok kişi Gu family Book dizisinde ki Tae Soo olarak bilir. Genç yaşına rağmen Beyzbol profesyonel liginde ünlü ve başarılı bir atıcıdır. Dizi de beş yakışıklı erkeğin arasında Seul'ü tek erkektir.Onun Shinchon Pansiyonuna yoluna düşmesi kuzeni Binggeure sayesinde olmuştur. Anne ve babası ayrı olduğundan aile sıcaklığını gördüğü pansiyona her fırsatta geliyordu.  Bir gün el gör ki zaman geçtikçe Na Jung onun ilk ve unutmadığı aşkı olmuştur. Ben dizide Chilbongi'nin tarafındaydım..

Haetae karakterini Son Hun Jun canlandırıyor. Dizi boyunca beni gülme krizlerine sokan her seferinde gözümden yaşlar gelmesini sağlayan karakter. Bilgisayar Mühendisliğinde okuyan aklı fikri kızlarda olan çapkın delikanlı.. Çapkın dediğime bakmayın her seferinde eline yüzüne bulaştırmasıyla meşhur.. Hele dönem arasında askere aldılar çocuğu orada yaşadıklarına gül gül öldüm.

Samchunpo karakterini Kim Sung Kyun canlandırıyor. Bilgisayar Mühendisliği okuyan bu arkadaş Haetae ve Yoon Ji çektiğini kimseden çekmemiştir. Seul'de kaybolması, yaşının diğerlerinden iki yaş küçük olmasına rağmen hepsinden yaşlı durması ironisine bayıldım. O ilk aşkını Yoon Ji ile buldu.. 

Binggeure karakterini Baro canlandırıyor."B1A4" kpop grubunun 1992'li üyesi. Babasının baskısı üzerine Tıp Fakültesini kazanmış. Ne olmak istediğiyle alakalı gelgitler yaşayan genç adam. Bu çocuğu izlerken sürekli yemek yediğini fark ettim..
Reply serisinin olmazsa olmaz anne-babası.. Baba karakterini Sung Dong II, anne karakterini Lee II Hwa canlandırıyor. Nasıl oluyor demeyin oluyor. İlk başta nasıl bağlayacak Reply 1997'yle diye çok kafa yordum. Orada ki aile Busan'da yaşıyordu. Bu aile ise Masan'dan Seul'e taşınmış. Baba tarafında kuzen oluyorlarmış. Benim favori karakterim her zaman olduğu gibi babaydı. Adamın her hareketi, her lafı olay.  O yüzden benim için reply serisinin olmazsa olmazları arasında birinci sırada.

Karakterlerin hepsinin hikayesini tek tek sevdim... Fakat; ben Reply 1994'de bir şeyleri eksik buldum. Dizi boyunca Na Jung acaba kiminle evlendi acaba diye düşünürken aslında senarist bir çok kez kendini belli etti. Belki değişir ümidiyle bekledim bunca zaman.. Özellikle düğün fotosunun çekildiği sahnede yüzlerin, buğulaştırmasına rağmen belliydi.. Mesela diziye hisleri kuvvetli çöp abinin kuzenini getirdiler. Ayrılacaksınız falan filan dedi bişeycikler olmadı. Gereksiz konuk oyunculardan biriydi.

"Benim için Beysbolun her şey olduğu bir zamanda. Kalbimi beysboldan daha çok ısıtan ve hızla çarptıran biri geldi. Tarihin en sıcak yazı başlamıştı ve 20 yaşımda hayatım da tıpkı mevsim gibi sıcaktı.1994 yazıydı bu.." Chilbong
"İlk kez karşılaştığın bir yabancı ile aynı yatakta uyuyorum. Yabancı bir şehirde, yabancı bir evde hiç tanımadığım insanlarla yaşıyorum. Baharın ansızın gelişi gibi.. Bu evin hali de benim için şaşkınlık verici. Seul'de ki ilk evim ShinChocun Pansiyonu. Annem elinden bir şey gelmese de Seul'de ki yaşamım için endişeleniyor.Şimdiye kadar anne babamla aynı odada bile uyumamışken artık bir oda arkadaşım var. İşin aslı ömrümde gördüğüm JeonRedorolu ilk insan o. Yapmak istediği, merak ettiği pek çok şey olan bir arkadaş." Samchunpo..

"Bazen düşünürüm. O Gün telefona cevap vermeseydim. O gün terminale gitmeseydim bize ne olurdu? Yaşamın her anı seçim.Tahta köprü de olsa karar vermelisiniz. Gitmeli miyim, dönmeli miyim? Yoksa durmalı mıyım? Nihayetinde şu an bulunduğum durum geçmişte yaptığım sayısız seçimin sonucudur O gün telefonu açtım terminale gittim. Ve seçimlerimin sonucu bugün biz olduk. Seçmediğiniz yolun aklınıza takılması normaldir.Bu yüzden pişman olunmayan bir seçim yok. Bu yüzden yaşamın doğru cevabı yok Tek yapmanız gereken seçiminizin doğru olduğuna inanıp, verdiğim kararlardan pişmanlık duymadan yaşamak.." Sampchunpo...
"Samimiyet genellikle arkada saklanır. Çok utanç ve hassas olduğundan onu itip bağrınca daha derinlere gizlenir.
Onunla başa çıkmanın sadece bir yolu var. Samimiyet kendisi ortaya çıkana kadar yalnızca gözlerine bakıp söylediklerini dinlemen gerekir.Eğer sözlerini ve düşüncelerini bir kenara koyup beklersen sen farkına bile varmadan samimiyet ortaya çıkar. Hiçbir çeşit bahane ya da kibirli tavsiye gerçek bir rahatlık olmaz. Samimiyet paylaşılınca genellikle rahatlık tam o anda ortaya çıkar. Eğer birini rahatlamak istersen o insana bakıp söylediklerini dinlemek senin için yeterli.Neyse ki benim bile fark etmediğim samimiyetimi anlayan birisi var.Varlığıyla beni rahatlatan bir abim var" Binggeure


"Tabi ki dünyada itiraf edilemeyen bir sürü karşılıksız aşk avrdır.Bu aptallar, karşılıksız aşktan
nasıl kaçabileceklerini bilendir.İşte bu yüzden karşılıksız aşk iç acıtır." Haitai

7 milyar insanın içinden hoşlandığın kişinin benden hoşlanmasının ihtimali  kaçta kaç olabilir?
(bu da kızımızın mucizesi oldu)
"En son olduğu fark etmeden "sonunca" her zaman geçip gidiyor. Dünyada ki her "son"un hüzünlü olmasının
nedeni fark etmeden geçip gitmesine izin vermenin pişmanlığıdır. 1994 sonbaharında babamın takımı Seul ikizleri son şampiyonluğunu kazandılar ve 20 yaşındaki son mevsimimiz de sonsuza kadar sürecek gibi görünüuyordu. Üstelik farkında olmadan daha da yakınlaşmıştık. Yimi yaşındayken kalplerimiz yeni bir meydan okuma heyecanıyla vuruyordu. Aşkın neye benzediğini bilmezsin kalplerimiz tutku doluydu ve hiç korku hissetmezdik. Ama şimdi geri dönüp bakınca 20 yaşındayken hissedebileceğin yalnızca heyecan, tutku ve korkusuzluk. Zamanın ne kadar kıymetli olduğunu bilmede 20lerimizin son günlerini böyle geçirdik." Na Jung
İşte bizim gençlerin yirmi yaşında ki tecrübelerinden çıkardıkları sonuçlardı az önce yazdıklarım. Geri dönüp baktıklarında aslında o yılları ne kadar korkusuzca yaşadıkları.. Açıkcası Reply 1994 benim adıma ilk filme göre daha vasat geçti Serinin ilk dizisinin yeri bende çok ayrı.. Özellikle ebedi yönden o kadar tepeye çıkarmışlardı ki sanki Reply 1994 sönük kaldı gibi geldi bana.. Onun dışında her şeyi sevdim. Özellikle dizinin on bölümü paha biçilemez derecede güzeldi. Aklıma geldikçe hala güldüğüm bir çok sahne var. Özellikle çocukluk yıllarımda benim yaptığım bir çok şakayı başka bir kültürde yetişmiş ülkenin insanlarının da yaptığını görmek sevindirdi.
Gözümden yaşlar geldi buzdoabının içinde gördüğümde :)
Hüzünlerenerek izlediğim en güzel sahnelerden biriydi..
"Benim tanıdığım en yakışıklı adamsın.. Uzun boylusun ve harika kişilğin var. Tanıdığım tüm insanların içinde sen en havalısısın Senin gibi biri beni sevdiği için ne kadar minnettarım biliyor musun? Senin sayende  kendi içimdeki cevherin farkına vardım. Kore'nin en ünlü adamı beni seviyorsa ben dört dörtlük bir kadınım demektir. Joon olur da bir gün bir çocuğum olursa ona bu konuda hava atacağım.Şu televizyonda ki  ünlü yıldız annene aşıktı diyeceğim. Bol bol hava atacağım. Beni sevdiğin için teşekkür ederim. Sayende 20'li yaşlarımı çok güzel hatırlayacağım.." Na Jung
Dizi çekilirken finalinin değiştiğini düşünüyorum. İnternette dolaşan düğün fotoğrafından anlaşılacağı üzere ya değiştirdiler ya da iki final çektiler hangisi olursa hesabı yaptılar. Açıkçası ben kocasının Chilbongi olmasından yanaydım. Ne bileyim çöp abinin olmasına hüzünlendim.Çünkü ilk görüşte chilbongi aşık oldu çöp abi ise sonradan aşık olduğunun farkına vardı.Mesela ilk bölümler damadı arkadan gösterdiklerinde vücut yapısı olarak bariz Chilbongi olduğu belliydi, saçları da onun gibiydi. Ben çok ümitliydim arkadaş.. Onun dışında herkesin mutlu mesut bir şekilde son ile bitmesine sevindim. En çok neyi özleyeceksiniz deseniz. Pansiyonda yemek yedikleri zaman ki sohbetlerini derim.. En çok neyi sevmedim derseniz
En çok şu yemek masasının etrafında ki muhbabbetlerini sevdim..

Hani yazının başında bahsetmiştim ya sizlere Reply serisinin ilk dizinden senaristler öyle güzel sürpriz yaptı ki görünce çığlık attım.  Çöp abinin Busan'da görev yapmasıyla karşımıza çıktılar o özledilğim ekip göründü. Birde otobüse hava havalı ortaya çıkmaları ahh be sizi ne sevmişim diye geçirdim içimden bende yalan yok. Yıllar sonra komşu olmaları, babalarının akraba olduğunun o zaman ortaya çıkması senaristimiz tarafından güzel düşünmüş.

"Canını sevdiklerim"
Bir şey itiraf ediyorum dizinin ostlarını diziden daha çok sevdim. Benim şarkılara karşı zaafım çok fazla. Özellikle kurgunun en güzel anlarında arkadan gelen sözler tamamlamalı. O duyguyu yansıtmalı.. Sung Si Kyung seslendirdiği "To You" , Dia'nın seslendirdiği "Farewell for Myself", Dizimin güzel kızı Go Ara'nın seslendirdiği "Start"  veeeee en güzelini sona sakladım. Dizinin oyuncuları Jung Woo,Yoo Yeon Suk,Sohn Ho Jun bebişlerimisin seslendirdiği Feeling Only you... Umarım seversiniz... İyi seyirler şimdiden..

Monstar dizisinin kötü çocuğu "Yoon  Joong Hoon" çocukların kıdemlesi rolünde
bir kaç kez karşımıza çıkıyor..
Na Jung 20 sene sonra doğan erkek kardeşi rolüyle BTOP üyesi
Yook Sung Jae