4 Mar 2024

It's Okay to Not Be Okay / Kore Dizisi

It's Okay to Not Be Okay Konusu:

Dizi, psikiyatri bölümünde çalışan bir adam (Kim Soo-Hyun) ile popüler ama antisosyal kişilik bozukluğu olan bir kadının (Seo Ye-Ji) etrafında dönmektedir. Adamın aşka ayıracak vakti yoktur. Kadın ise aşk hakkında hiçbir şey bilmemektedir. Ancak, ikisi birbirlerini tanıdıkça yakınlaşır ve aşk sayesinde zorlukların üstesinden gelir. Kayıp ruhlarını ve kimliklerini yeniden keşfederler.

Kim Soo Hyun dizide psikiyatri bölümünde çalışan Moon Kang Tae karakterini canlandırmaktadır. Daha önce Dream HighThe Moon Embracing The SunMy Love From the Starr, The Producers, Hotel Del Luna(konuk oyuncu), Crash Landing on You (konuk oyuncu) dizilerinde Secretly Greatly, Real filmlerinde izledim. Görevi, hastaların durumunu not etmek, hastaların kavga etmesi veya kaçması gibi beklenmedik durumlarla başa çıkmaktır. Çocukken anne ve babası kaybeder. Bu yüzden, küçük yaşından itibaren hem otizm spektrum bozukluğundan muzdarip abisine (Oh Jung-Se) bakabilmek hem de geçimini sağlayabilmek için sadece para kazanmaya odaklanmıştır. Yaşam şartlarının oluşturduğu günlük stresten dolayı yorgun düştükçe, gelecekte hayatının daha iyi olacağına dair umutları ya da büyük hayalleri yoktur.

Seo Ye Ji dizide popüler bir çocuk kitabı yazarı olan Go Mun-Young karakterini canlandırmaktadır. Daha önce Diary Of A Night Watchman, Moorim SchoolHwarang, Save Me, Lawless Lawyer  dizilerinde izledim. Annesi gizem romanı yazarı, babası Kore Dili Bölümü profesörüdür. Antisosyal kişilik bozukluğundan muzdariptir. Bu yüzden, çocukluğu boyunca diğer insanlarla sosyalleşme konusunda oldukça kötüydü ve diğer çocuklardan zorbalığa maruz kaldı.




Oh Jung Se dizide inanılmaz yetenekli bir illüstratör olan otizmli Moon Sang Tae karakterini canlandıracak. Daha önce I miss You,  Marry Him If You Dare, Miss Korea, Plus Nine Boys, Vampire Detective, Entertainer, Beautiful Mind, Missing Nine, Falsify, Touch Your Heart, Flower Crew: Joseon Marriage Agency, Hot Stove League, dizilerinde izledim. Moon Kang-Tae’nin abisidir ve Kang-Tae’nin en büyük yaşama sebebidir. kesinlikle izlediğim dizikleri arasında en iyi performansını bu diziyle sağladı. Kesinlikle harikaydı.

Park Gyu Young dizide bir hemşire olan Nam Joo Ri karakterini canlandırmaktadır. Suspicious PartnerRomance is a Bonus Book , Nokdu Flower,  The Devil Judge, Dali and Cocky Prince, Celebrity dizilerinde izledim. Moon Kang Tae ile aynı hastanenin psikiyatri bölümünde çalışmaktadır. Seul’deki hayatını bir kenara bırakarak, hasta annesine bakmak için hemşire olarak iş bulduğu memleketine geri döner. Onun için Moon Kang-Tae sadece bir iş arkadaşı değildir. Arkadaşlık ve aşk arasında ince bir çizgide yürümektedir.

Tüm oyuncu kadrosu, birbirleriyle kimyasına sahip olan ve kdrama tarihine geçecek muhteşem, buharlı öpücükleri paylaşan iki ana başrol ile olağanüstü bir performans sergiliyor. Hızlı tempolu, sağlıklı yavaş anlarla ve inanılmaz karakter gelişimiyle dolu.

It's Okay to Not Be Okay  dizisinde birinci bölümü izledikten sonra Oh Jung Seng'in performansına hayran kalacaksınız. Yıllar geçmesine rağmen hala onun en iyi işi diyebilirim. O kadar güzel oyunculuk sergiledi ki Gang Tae ile olan sahnelerinin çoğunda etkilenmeden edemiyorsunuz. Seo Ye Ji'nin rolü de oldukça zorlu. Moon Young kadar olağanüstü. Bu rolü onun kadar mükemmel yapabilecek birini düşünemiyorum. İlk defa onun donuk mimiklerine en uygun diziyi seçtiğini düşünüyorum. Dürtüsel, tutkulu, muhteşem giyimli, açık sözlü, ahlaki açıdan sorgulanabilir, çocuksu eğilimlere sahip kadın başrolü şüphesiz en iyi dizisiydi.

Kim Soo Hyun'un  dürüst olmak gerekirse neden bu projeyi seçtiğini ilk duyduğumda gerçekten anlamadım. Belki de daha tanınmış, ödüllü yönetmen ve yazarlarla çalışmak varken neden bu dizi diye düşünmeden edemedim. 2015'teki son dizisi The Producers sonrası 2017'deki askerlik hizmetinden tamamlamasının ardından geri dönüşünün nasıl olacağı iple çekiliyordu. Bu nedenle beklenti çok yüksekti. Fakat o kesinlikle o beklentileri karşıladı. Moon Gang Tae'nin karakteri düşünceli, çok derin ve tutarlılık gerektiren bir karakter. Duygularının çoğunu yalnızca gözleri kullanılarak aktarması gerekiyordu ve bunu mükemmel bir şekilde yaptı. Ağlama sahneleri farklı duygular,  anlamlar taşıdı ve özellikle 9. bölümdeki çöküş sahnesi kesinlikle çok iyiydi. Sanki o sahneye tüm kalbini ve ruhunu ortaya koymuştu. Bu sahne beni fazlasıyla etkiledi.. It's Okay to Not Be Okay, Kim Soo Hyun performansıyla hem uluslararası hem de yerel olarak övgü dolu eleştiriler almasına neden oldu. 
Oh Jung Sae, otizm hastası, son derece saf kalpli ve elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan sevimli bir karakteri ortaya çıkardı.

/


It's Okay to Not Be Okay  %70'ini boğazımda bir yumruyla, %10'unu göğsümde mutlu bir sıcaklıkla ve %20'sini ağlayarak geçirdim. Bu dramanın en iyi yanı akıl hastalığının akıllı ve etkili bir şekilde tasvir edilmesidir. Bu dramanın ana odağı, travmadan kaynaklanan acıyı, hayal kırıklığını ve üzüntüyü, elinizde olmayan koşullarla başa çıkmayı gösteriyor. Ancak hepsinden önemlisi, bu insanların gücünü, birbirlerine nasıl yardım ettiklerini ve işleri biraz daha iyi hale getirmek için birbirlerinden nasıl yardım aldıklarını vurguluyor.öÇok zorlu bir hayat geçirmiş insanlar arasındaki anlayış, dayanıklılık, sevgi ve dostluk temalarını güzel bir şekilde ifade ediyor. Tabii ki, tipik Kdrama tarzında, sevimsiz kinayelerden, klişelerden ve dramatik yeteneklerden yoksun değil ama tüm bunlara rağmen mesajı güçlü bir şekilde aktarıyor. Güzelliği, gözyaşı dökmenize ve sümük dökmenize neden olan yürek parçalayıcı ve duygusal anlarla dolu olmasına rağmen, çok ihtiyaç duyulan kıkırdamanızı ve içten içe kendinizi iyi hissetmenizi sağlayan yürek ısıtan anları ekleyerek karanlık tarafın aşırı güçlenmesine asla izin vermiyor.

Dizinin müziklerine gelecek olursak kesinlikle çok iyi. Janet Suhh "In Silence" Sam Kim "Breath" Lee Suhyun of AKMU "In Your Time" Kim Kyung Hee "Sew Your Heart" Benim sevdiğm OST'lar oldu.

Albümü dinlemek için; TIKLA

OST büyüleyici, yönetmen çok iyi ve korkutucu peri masalları, tüyler ürpertici animasyonları birleştiren güzel hikaye anlatımı her şeyi tam bir daire haline getiriyor. Kesinlikle aşırıya kaçmaya değer ve kaçırmak istemeyeceğiniz duygu dolu bir yolculuk.

Dizi için puanım; 9/10

4 Ağu 2020

Hot Stove League / Kore Dizisi



Dizi, liginin en altında yer alan 'Dreams' adlı bir beyzbol takımının etrafında dönecek. Kaybedenler takımı olarak adlandırılan 'Dreams', yeni bir yöneticinin (Namkoong Min) gelmesi ile daha güçlü bir takım haline gelmek için her zamankinden daha çok çaba sarf etmeye başlar.

Ülkemizde beyzbol ligi olmasını bırak ona dair bir spor dalı olduğunu sanmıyorum. Bu sebeple biraz uzak kaldığımız bir spor dalı. Beyzbola dair sadece bazı dizi ve filmleri biliyorum. Spor temalı dizi ve filmleri izlemeyi severim. Hot Stove League izlememe sebep olan ilk unsur oyuncuları oldu. Diziye başladıktan sonra konusu itibariyle beni içine çekmeyi başardı. 56. Baeksang Ödüllerin de 'En İyi Drama' ödülünü kazandığını belirtmek isterim. Sonuna kadar hak etti.


Namkoong Min dizide profesyonel beyzbol takımı 'Dreams'in yeni genel müdürü Baek Seung-Soo karakterini canlandırmaktadır. İnsanlar tarafından çok sevilmemesine rağmen insanları kendisine çeken bir kişiliği vardır. Park Eun Bin dizide profesyonel beyzbol takımı 'Dreams'in operasyon yöneticisi olan Lee Se Young karakterini canlandırmaktadır. 'Dreams' takımına çok değer vermektedir ve takımından asla vazgeçmemektedir.

Oyuncular canlandırdıkları karakterleri hayata geçirmek için harika bir iş çıkardı. Nam Goong Min'in canlandırdığı her karaktere sevgi beslesem de onu Baek Seung Soo rolünde pek sevdim. Bu karaktere de ondan başkası yakışmazdı. Başlangıçta Seung Soo bir karakterin biraz gizemli olmasına rağmen, motivasyonunu anlamak kolay değildi, hikayenin içinde daha fazla ilerledikçe, bir insanın ne kadar nazik ve sadece iyi olduğunu anlıyorsunuz.

Spora odaklanan bir drama için olmasına rağmen; güç, çalışma hayatındaki kadınlar, kayırmacılık, engellilik, vatanseverlik, ailenin işe karşı olması gibi birçok farklı önemli konuyu ele alıyor. Hepsi gerçekten doğal, yapay temalar değil. Bu şekilde hikayenin derinliğinde kendinizde bir parça hikaye buluyorsunuz.


Dizi sporla ilgili bir temaya sahip olsa da aslında değil. Neden? Daha çok o takımda bulunan oyuncular ve personel ile ilgili. Bu dramayı bu kadar iyi yapan şey, karakter odaklı olması. Beyzbol yönetiminin arkasındaki mekaniği anlamak zorunda kalmadan temelleri anlıyorsunuz. Her bir karakter ince işlenmiş. Özellikler personel ve takım arasındaki bağ cidden izlerken bağımlılık yapıyor. Her bir karakterin işlenmesinin ardından mutlaka bir mesajı oluyor. Ve bu mesajla beraber her şey anlamlı bir hal almaya başlıyor. Karakter gelişimini izlemek keyif verdi.

Dizinin müziklerini sevdim. Lee Won Suk "Cue Sign" Kevin Oh "Mind" OLIVER "Cold Wind Passes" Kim Tae Hyun "The Day Goes By" SAVINA & DRONES "Down" dizi ile uyumlu ostlar. Seveceğinizi düşünüyorum.

Takımdaki her bir karakteri ve personeli çok özleyeceğim. Umarım ikinci sezonu gelir ve kaldığı yerden devam eder. Tadı damağımızda kaldı.

Dizi için puanım; 100/100

17 Mar 2014

As One // "Seni Arayamam.. Sana yazamam.."


Hafta sonu izlediğim 2012 yapımı "As One" adlı filmin konusu beni derinden yaraladı.. Aynı ırkın evlatlarının birbirlerinden farklı yönetimlerle ülke yöneticilerinin "siz düşmansınız" dayatmasıyla yaşanan gerçek bir olayı ele almışlar, filme dönüştürmüşler. 1993 yılındaki Dünya Masa Tenisi Olimpiyatlarda aynı ırka sahip iki ülkenin birleşerek "Kore" adına yarışmasını konu alan film şu açıklamayla başlıyor;

"60 yıl önceki ateşkes antlaşmasından beri Kore dünyanın tek bölünmüş ülkesi olarak varlığını sürdürüyor.."  

 Stratejik olarak Kore yarım adası üzerinde hakimiyet kurmak isteyen SSCB ve ABD'nin bölgede kendi ideolojilerine uygun iki uydu devlet kurmalarının ardından sürtüşmeye başlayan bu iki devletin giriştiği fakat zamanının SSCB ve ABD'nin güç gösterisine dönen ve Kuzey Kore'ye Çin Halk Cumhuriyeti'nin Güney Kore'ye de Birleşmiş Milletlerin yardım ettiği anlamsız savaş..  Soğuk savaşın ilk kurbanları olmuşlardır.


Ha Ji Woon, Lee Joon suk, Oh Jun Se gibi tanıdığım oyuncularının filmde yer aldığını görüp de indirdiğim film "As One".. İzlemeye başlamadan önce beklentim pek yüksek değildi. Fakat filmi izleyip bitirdiğimde ben bu  filmi daha erken neden izlememişim sürekli ertelemişim diye kızdım.. The King 2 Haert dizisinde Ha Ji Won'u Kuzey Koreli bir asker olarak izlemiştim. O dizide Güney ve Kuzeyin arasında kalan bir aşk anlatılıyordu. Bu sefer Ha Ji Won Güney Kore'li bir masa tenisi oyuncusu "Hyun Jung- Hwa" canlandırıyor. Bu filmde ilk kez izlediğim Bae Doo Na ise Lee Boon Hee'yi canladırıyor. İlk başta bu kız neden bu kadar soğuk diye düşünürken kominizim altında yetiştirilmiş birinin normal olmasını beklemek benim hatam.. Choi Yoon Young ise; Yeon Jung karakterini canlandırıyor. Bu kızın kendine güvenine hasta oldum.. Han Ye Ri ise Soon Bok karakterini canladırıyor. Seyirci korkusu olan bu kız çok iyi işler başarıyor...

Birbirlerine düşman olarak yetiştirilmiş,farklı yönetim şekillerine sahip ülkelerin çocukları "KORE" adı altında tek yürek olursa nasıl olur sorunun cevabını 1993'de ki şampiyonada vermiş sporcular. Bir tarafta Kuzey Kore gibi kominizim adı altında sıkı yönetilen sporcular bir tarafta Güney Kore tarafında koşulları rahat, iyi olan sporcular..  Bu filme en uygun cümle "Spor kardeşliktir"  Düşünsenize o kadar zaman birlikte omuz omuza yarışıyorsun sırf ülkeler düşman diye telefonla bile konuşamıyorsun, çok acı çok..Benim gözyaşları ile bitirdiğim ender filmlerden biriydi. İzlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum..

"İki ülkenin destansı bir çaba ile bir olmayı başaran sporcuların 21 yıl önceki 1993 yılı WWTC'nin ardından bir daha hiç karşılaşmadılar."

"Seni Arayamam... Sana yazamam...
Sana Söylemem gerekir.."


"Kore adına yarışan Kuzey v Güney Kore sporcuları"onlarının hikayelerinden kaleme alındı..

26 Kas 2013

Running Man


Running Man 2013 Güney Kore yapımı aksiyon filmdir. Shin Ha Kyun filmin koşan adamadır. Running Man filmi %100 Hollywood stüdyosunda çekilen ilk Kore filmi olmasıyla beraber yapımcılığını 20th Century Fox ve CreaPicture ile birlikte yapımcılığı yapmıştır. 4 nisan 2013'de ise vizyona girmiş. 


Ana karakterimiz Jong Woo, daha olgunlaşmamış bir babadır. Oğlu ondan sadece 18 yaş küçüktür. İyi bir baba olabilmek için geçmişinde yaptığı yanlışları tekrarlamamak için çaba göstermektedir. O gündüzleri oto tamircisi geceleri ise taksiye çıkarak geçimini sağlayan bir babadır. Bir akşam taksisine müşteri olarak binen adamı ölü olur. Bu dava uluslar arası bir dava olur, baş şüpheliside panikleyerek kaçtığı içinde Jong Woo olur. Polislerden, milli teşkilat tarafından kovalanan bir adam haline gelir. Film boyunca filmin adı gibi sürekli koşuyor. Hatta bu koşunun hakkını bile veriyor ne ciğer varmış be sende demekten alıkoyamıyorsunuz kendinizi. Özellikle kaçış sahnelerinde ki efektler çok iyiydi. Koştuğu zaman başına gelenlere gülmemek elde değildi. Çok bilindik bir konu olmasına rağmen Jong Woo (Shin Ha Kyun) oyunculuğunun ve kaçarken bile güldürmesi izlerken eğlenmeme sebep oldu. Jong Woo'nun oğlu Cha Gi Hyuk (lee min ho) canladırıyor. Bu bizim bildiğim Le min ho değil arkadaşlar Rooftop Prince'de kralın adamlarından birini oynayan kişi sadece isim benzerliği. Onu o dizide güldürürken izlememe rağmen bu filmde tam tersi bir karaktere bürünmüş. 



Running Man ilk haftasında 3,317,529$ toplam giş hasılatı elde etmiştir. İlk vizyon gününden Güney Kore'de ilk sıraya yükselmiştir.. İyi seyirler..