19 Eyl 2017

Tomorrow, With You / Kore Dizisi


Bir TVN klasiği olan kaliteli yapım olan Tomorrow, With You ile karşınızdayım. Dizinin senartistliğini Dream High 2 dizisinin yazarı olan Heo Sung Hye yaparken yönetmen koltuğunda King of High School Life Conduct ve Oh My Ghost dizilerinden hatırlayacağımız Yoo Je Won oturuyor.

Dizi, bir zaman gezgini Yoo So-Joon ve onun eşi Song Ma-Rin’inarasındaki aşkı konu almaktadır. So Joon gelecekte perişan bir halde yaşadığını görür ve bunun üzerine geleceğini değiştirebilmek için Ma Rin ile ilk başlarda sevmediği halde onunla evlenir. Peki, bu onun mutsuzlukla dolu geleceğini değiştirebilecek mi yoksa her şey daha karmaşık bir hal mi alacak?


Lee Je Hoon dizide Yoo So-Joon karakterini canlandırıyor. Daha önce Fashion King, Secret Door, Signal dizilerinde izledim. Zamanda seyahat etme yeteneğine sahip olan Yoo So-Joon karakterin, bir gayrimenkul satış şirketinin CEO’sudur. Zamanda seyahat edebildiği için gayrimenkul satışlarından bir servet elde etmiştir. Lee Je Joon, Signal dizisinden sonra yer alacağı yapım kendi adıma önemliydi. Kalite bir dizinin ardından kaliteli bir yapımla geri dönmesi beni tatmin etti. Partnerinin Shin Min Ah olduğunu düşününce ortaya harika bir yapım çıkacağı beliydi.

Shin Min Ah; dizide Song Ma-Rin karakterini canlandırmaktadır. Daha önce My Girlfriend is a Nine-Tailed Fox, Arang and the Magistrate, Oh My Venus dizilerinde izleidim. O, çocukken popüler bir oyuncu olmasına rağmen bu popülerliği uzun sürmemiştir. Şimdi 30 yaşında olan Ma Rin bir fotoğrafçı olarak çalışmaktadır. O, Yoo So-Joon ile evlendikten sonra onun zamanda seyahat ettiğini öğrenir ve büyük kargaşa meydana gelir. Shin Min Ah en sevdiğim aktirstlerden biri. Onun canlandırdığı her karaktere hayran kalıyorum. İzlediğim dizileri arasında Ma Rin karakterini çok sevdim.

Çiftin kimyası olağanüstü, enstrümantal müzikler doyurucuydu. Shin Min Ah da iyiydi ama asıl Lee Je Hoon hem çok tatlı, yumuşak ve duygusal ama yeri geldiğinde dik başlı bir Yoo So Joon'u tüm bu nüanslarla canlandırarak müthiş bir iş çıkarmış. Her şeyden önce fantastik kurgu olmasına rağmen çiftimizin gerçek ilişkileri yansıtan davranışları olaylara bakış açıları yakın hissettiriyordu. Gerçek bir karı-koca hayatı izlemiş gibi oluyorsunuz. Beyin yakan kısımları da yok değildi hani. Her zamanı ayrı biçimlerde yaşayan aynı insan ve bu insanın kaderinde olmayan biri için yaşadıkları korkuları endişeleri onun için beslediği sevgi. Ma Ri'nin sadıklığı, bir eş her şeyine rağmen nasıl sevilir bunu gösterişi. Detaylar çok güzel işlenmişti. 



"O kisinin gelmesi inanılmaz bir şeydir...
 O kisi gelirken..
 O kisinin geçmişi gelecek...
 Ve o kisinin geleceği de birlikte gelir....
 O kisi tüm hayatıyla gelir hayatına "

Şimdiki davranışlarımız geleceğimizi belirler, bu yolda farklı sonuçlara yol açacak değişik seçenekler önümüze çıkabilir, seçimlerimizi dikkatle yapmalıyız ama bu arada anı da yaşamalıyız' ana fikrinden yola çıkan, fastastik ögelerle bezenmiş güzel bir aşk dizisi. Kendi kişisel dizi sıralamamda ayrı bir yeri olacak

Dikkat: Bundan sonrası spolier içerir.

5.bölümde yaptığım tahminlerim tuttu ve kızın babasının 3.bölümde bahsettiği "Kızımı kaderinde olmayan bir adamla tanıştırdım evlendiler. 3 çocukları var mutlu mesut yaşıyorlar" sözü sadece adamın olmasını istediği bir gelecekti. Dizinin sonunu iyi toparladılar tebrik etmek lazım. Son bölüme kadar sürekli teori üretip durduk ve son dakikalara kadar ne olacağını kestiremedik. Özellikle final bölümünde gerçekten çaresiz hissettim.Gerçek hayattaki bir çıkmaz gibiydi. Hele o mezar sahnesi. Doo Sik'in ölümü beni baya etkiledi. Her ne kadar ortalığı karıştırsa da o adama ayrı bir sempatim vardı. Gerek mektuplarına gerek özlemlerine, bir babanın kızını koruma isteğine. İfade edemediğim daha bir çok şey. Dizinin son 10 dakikasına kadar hiç tamam bitti hissi oluşmadı dolu dolu 16 bölümdü. Evet eksiklik vardı, keşke şöyle olsaydı dediğim kurgu bölümleri vardı, hatta bazı bölümlerin kurgusu kafamda çok farklı şekillendi. Bana bu hayal gücünü çalıştırma yolu açan dizileri, kurguları seviyorum ben.

Sonu tahmin ettiğim gibi bitti, hiç umudumu kaybetmemiştim. Çünkü, mutlu son meraklısı olmamdan kaynaklanmıyor, yerine göre pekala mutsuz sonu tercih edebilirim. Bir dizinin mutsuz sonla bitme olasılığı ilk bölümden tahmin edilebilir bir şey değildir. Oysa bu dizinin başında böyle bir izlenim bilerek yaratıldı.Şayet sonu kötü bitseydi 16 bölüm biz niye bunu izledik ki diyecektik.Öylesi bu incelikli diziye ve oyunculuklara yakışmaz, sonuna kadar direnen has izleyiciye de yazık olurdu. Böyle düşününce iyimser olmayı becerebildim.

Dizinin dikkat çeken müziklerine gelecek olursam; Seo In Guk "Flower" Kim Feel "With You" Lim Seung Bum "Destiny" Lim Hayoung "Today" Lee Sera "Relieved" bende iz bırakan şarkılar oldu.

Albümü dinlemek için; TIKLA

Kaliteli dizilerden biriydi,hele son iki bölümde içimde kopan fırtınılar ayyuka çıktı bütün bölümler boyunca soru işaretleri, açık kapılar bırakan bir çok soru çözüme kavuştu. Her şeyi zaman varken; geciktirilmiş sözler, askıya alınmış hayaller, ertelenmiş itiraflar, gerçekleştirilmeyen buluşmalar; bir gün hepsi size pişmanlık olarak geri dönmeden önce, henüz vakit varken zaman bizken ertelemeylim. 

Dizi için puanım; 8,9/10

2 yorum:

  1. Kesinlikle her bir yazınıza katılıyorum. Shin Min-a'yı hayranlıkla izlediğim bir yapında. Kimyaları müthişti, duygu aktarımları enfesti. Çoğu sahnede so-joon'un (song ma-rin'in yoo so-joon'u) muhtemel davranışlarını öncesinde sezinleyip, ardından bunu yapmasıyla havalara uçmuşluğum var. Bu beni daha da bir içine çekti dizinin. Özellikle bölüm 13'te uyandırılma seramonisini örnek verebilirim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim gibi düşünen birilerini görmek mutlu etti.
      Diğer diziler için fikirlerini merakla bekliyorum.

      Sil

Düşüncelerinizi lütfen benimle paylaşın..