24 Eki 2017

Dangal



Aamir Khan filmlerini izleme furyasına 3 Idots ile başlamıştım. O filmden bu yana izlediğim 4 filmini de beğenerek arşivime dahil ettim. İzlediğim beşinci filmi Dangal'da bir kez daha Hint ve dünya sinemasına iz bırakmış. Filme gelecek olursak Aamir Khan filmerinde her zaman ülkesinde gördüğü olumsuzlukları yansıtıp eleştirmiştir. 3 Idiots filminde eğitim sistemini, P.K filminde etnik ve dinsel ayrımcılığı, Talaash filminde fuhuş batağını ve suç zincirini esas alarak göndermelerde bulunmuştur. Bu son filmi Dangal'da ise ülkesinde spora verilen desteğin azlığından dem vurup, biraz verilecek bir destekle neler yapılabileceğini gerçek hayattan esinlenerek bizlere sunmuş. Filmdeki zaman atlamaları, mekan seçimleri iyi yapılmış. Güreşçi kızların küçüklük ve büyüklük hallerini canlandırmada oyuncu seçimlerine de dikkat edilmiş. Müzikler de her zamanki gibi güzel. Sözlerine fazla takılmadan ritme ayak uydurun. Benden söylemesi. Son olarak Güreş ile ilgili de öğretici bilgilere yer verilmiş. Hiç güreşten anlamayanlar bile izlerken güreş sporuyla ilgili faydalı birkaç bilgiye sahip olabiliyor. Sinema sever arkadaşların özellikle Hollywood dünyası dışında iyi yapımları arayanların kaçırmaması gerek bir film.

Aamir Khan filmlerinin karakteristik özelliği sizin yolu sevmenizi sağlar amerikan filmleri gibi varacağınız noktayı değil. Holywood ise sizi şaşırtır, seni şuraya götüreceğim der, sen olur dersin ve hop bambaşka bir yere gidersin, bu esnada ilk kez gördüğün yollardan geçersin senin için ilk olan bir deneyimdir. Aamir  Khan filmlerinde ise varacağın nokta değil yolda olduğun zaman ve yolun kendisi önemlidir. Seni sen yapan şey varacağın nokta değil, yolculukta geçireceğin zamandır. Bu nedenle süreler uzundur ve sen daha ilk dakikadan itibaren nasıl bir yolculuk yapacağının farkına varırsın. Hollywood filmleri evden hiç bilmediğin yerlere tek başın seyahat etmektir nereye gideceğin, nelerle karşılacağın spontane gelişir. Bollywood filmleri ise eve dönüştür; seni neyin beklediğini bilirsin ve yolculuğun keyfini çıkarmaya çalışırsın. Bu yolculuk sırasında çocukluğun, aile ilişkilerin, arkadaşlarınla, yaşadıkların, ilk aşkın veya son aşkın her şey yeniden gözünün önünden geçer. Kısacası tüm yaşadıklarını zihninde farklı yorumlarla yeniden yaşarsın. Bu bakımdan Aamir Khan filmleri bir tür meditasyon etkisi yaratır. Film bittiğinde gözünüz, kulağınız ağrımaz, zihniniz yorulmaz, çıktığınızda iyice dinlenmişsinizdir. Ve artık olgunlaşmışsınızdır çünkü film izlerken geçmişinizde yaşanan ve aklınızda takılı kalan bir problem çözülmüştür. Şişman olduğunuz için size espri yapan bir arkadaşınızı artık affetmişsinizdir, yüzünüzde iz kalan yaraya sebep olan kardeşinizi daha çok sevmişsinizdir, ilkokul öğretmeninizin size neden öyle davrandığını artık anlamışsınızdır. Dangalı izlerken babayla kızın ilk kavgasında, nasıl bir film sonu olacağını net bir şekilde tahmin ediyorsun. Film özellikle baba-kız ilişkisini çok iyi anlatmış. Duygusal yoğunluğu orta düzeyde bir başarı temalı film.

Aamir Khan'ın her filmini izledikten sonra bundan daha iyisini yapamaz herhalde diyorum ama her defasında da yeni bir konu buluyor ve daha iyisini yapıyor. Draması, heyecanı, aksiyonu tam kıvamında ilerliyor. Her filminde olduğu gibi izleyiciyi filmin içine çekmeyi cok iyi başarıyor. Film efsane, vermek istediği mesaj ve işleyişi zaten hayata bakış açınızı sorgulatır her Aamir Khan filminde bunu gördük. Yaklaşık 3 saatlik süresiyle Bollywood endüstrisinde sıkmadan izlettiriyor. Kadın ve erkeğin toplumda eşit olma gerekliliğinden tutun spordaki usulsüzlüklere kadar birçok mesaj var. Oyunculuklara gelirsek tüm ekip efsane bir de atlamadan geçilmemeli cast ekibi özenle seçilmiş kızların yıllar sonraki değişimleri ve Aamir Khan değişim evreleri çok iyi yansıtılmış. Gerçekten o kiloları almış ve sonra vermiş. Filmin yönetmenine ilk karakterin yaşlı sahnelerini çekelim sonra genç sahneler için motivasyonum olur kilo veririm yoksa kilolar benimle kalır demiş.

Sıcacık bir hikaye, muhteşem oyunculuklar, harika bir senaryo. Film her şeyden öte ders verir nitelikte. Hindistan, ülke olarak bu bakış açısını korur ve ilerletebilirse, çağdaş bir ülke olma yolunda hızlı adımlara yolunu alacaktır. Aamir Khan'a söylenecek aslında fazla bir kelime yok. Sadece Bollywood değil tüm dünyada yaşayan en iyi aktörler arasında. Film her anlamda takdire şayan edilecek bir yapım

Film için puanım; 9/10

28 May 2014

Her Çocuk Özeldir // Taare Zameen Par


"Her çocuk özeldir.." başta sevgili müdürüm Kuksitra'nın bir sabah bu filmi anlata anlata bitirememesi ile başladı bütün merakım.. İzlenecekler listemin başlarında olmasına rağmen bir türlü nasip olmamış, konusu her geçtiğinde ben bu filmi neden hala izlemiyorum diye düşünürken buldum kendimi.. O sıralar sevgili Seyhan'ın postunu görmemle artık izlemesin Emoş diyerek bir kaç zaman sonra filmin konusuna ve oyunculuğa hayret kalmış şekilde tamamladım..

Başrollerini Darsheel Safary, Aamir Khan ve Tanay Chheda'nın oynadığı 2007 yapımı Bollywood filmi.. 8 yaşındaki İshaa Awasthi biraz tembel ve haylaz olmasından dolayı babası tarafından yatılı okula gönderilmesi ve burada aynı hareketleri sergileyen İshaan'ın problemi; okula geçici olarak gelen öğretmen Ram Shanlar Nikumbh tarafından fark edilir. Çocuk özgür olmayı, korkusuz olmayı istiyor. İnsanların onu anlayamamasını garipsiyor. Aslında o, olması gerektiği gibi yaşıyor.. Onun çaba sarf etmesinden çok anne babası ve öğretmenlerin çaba sarf etmesi gerekiyordu. Bunu anlayabilen ise ancak bu duyguyu iyi bilen  Öğretmen Ram oldu.

Sosyal mesaj vereceğim derken bozmayan, şöyle bir durup düşünmenizi sağlayan, abartmayan keyifli bir seyir geçirmenizi sağlayan bir o kadar insanın içini acıtan bir yapım.  Her öğretmenin hatta ebeveynlerin izlemesi gereken, Disleksinin hayatı ne kadar zorlaştırabileceğini ama  bundan daha çok eğitim sisteminin özel durumda olan bu çocukların hayatlarını zorlaştırdığını görüyoruz. Özel duruma sahip bu çocuklar hakkında aileye, öğretmenlere düşen görevi layıkıyla vurgulayan, herkesin izlemesi gereken müthiş bir film.

Oyunculuk desen söyleyecek tek bir sözüm var; HARİKA!