24 Şub 2017

Goblin / Kore Dizisi

Gözümde efsaneleşmiş dizilerin kanalı TVN güzel dizi Goblin'e ev sahipliği yaptı. Goblin gerek kadrosu gerek senarist, yönetmeniyle merakla beklendi. Senaristliğini, Descendants of the Sun, The Heirs, Gentleman's Dignity, Secret Garden dizilerin senaristliğini yapan Kim Eun Sook yaparken, yönetmen koltuğuna Descendants of the Sun, Secret Love, School 2013, Dream High 2, Dream High yönetmenliğini yapan Lee Eung Bok oturdu. İşin içinde Kim Eun Sook varsa o işin kötü olma ihtimali yok diyebilirim. Bu sebeple yüksek beklentiler içine girdim. Her zamanki gibi beni yanıltmadı.

Gong Yoo, dizide  Kim Shin karakterini canlandırıyor. Daha önce Coffee Prince, Big dizisi, Train to Busan filminde izledim. Running Man'e katıldığı bölümleri de kaçırmadım. Kore masallarında geçen yakalaşık 900 küsur yaşında olan mitolojik varlık Goblin, geçmiş yaşamında başarılı bir komutanı canlandırıyor.  Yüzyıllardır bu dünyada dolanan Goblin'e yaşamaktan artık gına gelmiş durumda. Her şey ona aynı görünüyor. Bu sıkıcı hayattan onu kurtaracak tek kişi olan "Goblin'in Gelini" ise hiçbir yerde görünmüyor. Ancak ne vakittir bilinmez 19 yaşında bir kız olan Eun Tak tarafından çağrılıp duruyor. Kalbini delip geçen kılıcı görebiliyor olmasıyla, Goblin gelinini buldu. Gong Yoo kendini kanıtlamış başarılı bir oyuncu. Train to Busan ile zirveyi zorlarken Goblin dizisiyle nirvanaya ulaştı. Mimikleri, gülüşü, ciddiyeti ve buğulu gözleriyle sevgisini hissettiren bir adamı izleyiciye derinlemesine hissettirdi.
Kim Go Eun; dizide Eun Tak karakterini canlandırıyor. Cheese in the Trap dizisindeki Hong Seol'un aksine hayat dolu bir kızı canlandıran başarılı oyuncu Eun Tak karakteriyle harikalar yarattı diyebilirim. Euntak: Uzun zaman önce ölmesi gerektiği için yaklaşık on senedir ölüm meleğinden saklanıyor. Küçük yaşlarından beri ölüleri görebildiği için ölüm meleğinden kaçabildi bu sayede. Her zaman pozitif ve kendine güvenen ve her durumda cesaretini yitirmeyen biri. Goblin'in gelini olacak kadar cesaretlidir. Kim Go Eun sen nasıl güzel bir oyuncusun. Güldüğünü her sahnede yanaklarını sıkasım geldi. Bir film veya dizide Kim Go Eun yer alıyorsa o işte kalite vardır.
Lee Dong Wook; dizide ölüm meleği (Grim Reaper) canlandırıyor. My Girl, Wild Romance, Hotel King, Blade Man, Bubblegum dizilerinde, Roommate programında izledim. Roommate programında kişiliğine hayran kalmamak mümkün değil. Oldukça çalışkan, prensip sahibi biri. Ölüm meleği olarak kayıp ruh olduğu için Euntak'ı alıp götürmek istiyor ya da görevi gereği onu alıp götürmesi lazım. Euntak'ın yeni bir yere taşınmasından sonra durmadan onu aramaya başlar. Nihayet yüz yüze geldiklerinde ise Goblin onun hamiliğini yaptığından ona bir şey yapamaz. Fırsat kollarken Goblin ile yaşamaya başlar. Ve bir gün Sunny ile tanışır. Lee Dong Wook izlediğim dizileri arasında en çok Hotel King'de canaldırdığı ketum karakteri sevmiştim. Fakat Goblin'de ki ölüm meleği karakteriyle hepsini sildi süpürdü diyebilirim.

Yoo In Na; dizide Sunny karakterini canlandırıyor. Secret GardenQueen In-Hyun's ManMy Love From the StarMy Secret HotelOne More Happy Ending, Bubblegum dizilerinde izledim. Işıl ışıl parlayan her şeyi sevdiğinden kendisine Sunny diyor. Harika bir dış görünüşe sahip olan Sunny erkekler tarafından oldukça çekici bulunan bir kadın. Ve bu durumu kendi faydasına kullanmayı da pek iyi bilmekte. Yolda karşılaştığı ölüm meleğinin oldukça saf birisi olduğunu fark eder. Hayatında ilk kez ona hayranlık duymayan bir adamla karşılaşmış ve bu durum oldukça ilgisini çekmiştir. Yoo In Na çok farklı bir kız. Bu tür rollerin hakkını veriyor vermesine de  One More Happy Ending dizisindeki performansını ve imajını çok sevmiştim diyebilirim. Fakat bu dizideki çapkın tavırları ona çok yakıştığı inkar edilemez bir gerçek.
BTOB grubunun naif sesi Yook Sung Jae; dizide Yoo Duk Hwa karakterini canlandırıyor. Reply 1994, Age Ending in Nine Boy, Who Are You: School 2015The Village: Achiara's Secret dizilerinde izledim. Büyük bir şirketi yöneten bir ailenin torunudur. Onun ailesi Gobline hizmet eden 13.nesildir. Asi karakteri kadar tam bir baş belası olabiliyor. Amcası olaran bildiği Kim Shin sayesinde zengin bir hayat yaşamaktadır. Yook Sun Jae Who Are You: School 2015 dizisinde yakaladığı çıkışını her yeni projede daha da üst seviyelere çıkarmak için çabalan idollerden biri. Yook Sung Jae'yi daha çok büyük projelerde göreceğimizi düşünüyorum.

Bundan sonrası spolier içerir.


Oyuncular arası uyum fazlasıyla iyiydi. Bu da dizinin başarılı olmasındaki en büyük sebep. Gong Yo-Kim Go Eun aralarında o uyumu yakalayan, çift olarak vermek istedikleri mesajı veren iki karakter ile karşımızdaydı. Arada yaş farkı olmasına karşın Gong Yoo sevimliliğiyle aradaki farkı en aza indirgedi bu da izleyicilere olumlu olarak etki etti. Beni rahatsız etmedi. Lee Dong Wook- Yoo In Na arasında uyum yakalayan bir başka çiftti. Lee Dong Wook'un soğuk bakışları Yoo In Na'nın sıcak bakışları birbirine değince ortaya sıcacık bir aşk ortaya çıkardı. Lee Dong Wook-Gong Yoo arasındaki uyum diğer iki çiftin önüne geçti diyebilirim. İki ayrı karakter iki ayrı sıfat bir evde dost olabiliyormuş. Aralarındaki dostluğu ekrana öyle bir yansıttılar ki yeri geldi güldürdü yeri geldi hüzünlendirdi ama en güzeli sevdirdi. Yook Sung Jae'nin tecrübeli oyuncularla olan uyumu ise takdire şayandı. Tecrübeli oyuncuların arasında idol-oyuncu olarak rolünün hakkını vererek aralarında hiç sırıtmadı.


Genç kralımız ile Kim Shin'in hikâyesi işte böyle başlamıştı dönüp bakacak olursak her şeyin başlangıcı bana en çok bu gibi geliyor. Sarayın bitmek bilmez entrikaları, güç savaşları, güçlü olmak isteyen insanların sonu olmayan hırsları; tarihi dizlerden aşina olduğumuz bu keşmekeş elbet dizimizde de mevcuttu ve Goblinimizi gobline çeviren yolu döşeyen en büyük taşlar da onlar oldu belki de. Kralını korumak için kız kardeşini onunla evlendirip askeri gücü ile ona kol kanat germek isteyen Kim Shin, kralın yılan dilli danışmanının kışkırtmaları ve kralın gençliğin getirdiği kıskançlık, güvensizlik ve Kim Shin'in halkın gözündeki yerinden korkması sebebiyle korumak için yemin ettiği adamın kılıcıyla can verdi. Bir tek o olsa belki içi bu denli yanmazdı. Harp meydanında sırt sırta vatanları için savaştığı silah arkadaşları, onun akrabası ve hizmetkarı olmak dışında hiçbir günahı olmayan insanlar ve en en önemlisi kız kardeşi hepsi onunla birlikte can verdi ve Goblinimiz bu acıyla öbür dünyaya göçmüşken yine bu acıyla yeniden Goblin olarak dünyaya geri geldi. Kaderine böğrüne saplı kılıcı çıkaracak bir gelin yazıldı.


Goblin,senaryo açısından olmasa da, sinematografi yani görsellik açısından benim izlediğim K-Dramaların içerisinde şu ana kadar en etkileyicisi.Yönetmenle birlikte çalışan görüntü yönetmeni de iyi iş çıkarmış,onun da hakkını teslim etmeli. Her bölüm bağımsız film tadında. O yüzden diziyi teori üretmeksizin, fantastik olduğu için mantıklı neden-sonuç ilişkileri üzerine fazlaca kafa yormadan, kimi sahneler biraz ağır aksa da sinematografinin ve oyunculukların keyfine vararak izlemeyi yeğledim.



Çekim açıları,müzikler,mekanlar,tarzlar; en ince ayrıntısına kadar planlanmış. Olağandan farklı konuları her zaman severim ama fantastik olaylar işin içine girince gerçek hissettirmesini isterim. Bir 90 dakikada resmen beni olaylara bağladı ve kendi gerçekliğine inandırdı. Şaşırtıcı derecede verilen her ayrıntıyla ilk bölümü kafamda soru işareti olmadan atlattım. 

Kim Shin ve Ji Eun Tak aşkını tam da kendi deyimlerinde olduğu gibi -Hüzünlü Aşk- bize yansıtmalarını kendi adıma çok sevdim. Bu hikayenin tam olarak mutlu sonla bitmeyeceğine, izleyenleri hüzne boğup en sonunda az da olsa yine gözleri hafif yaşartacak kadar mutlu biteceğine dair işaretleri bölümlerin içerisinde sıkça verdiler. Final sahnesi de öyle oldu. Ji Eun Tak'ın ölmeyeceğini, Kim Shin'in ölüp birkaç sene sonra yeniden yaşama döndürüleceğini düşünmüştüm fakat sevgili yazarımız beni kendi hikayesiyle şaşırttı ve bol bol hüzne boğdu izleyenleri. Fakat en sonunda dediğim gibi biraz bile olsa mutlu olmalarını, bu ikilinin yıllar sonra reenkarnasyon aracılığıyla olsa da yeniden yollarının kesişmesine, Quebec'te yeniden Goblin ve Goblin'in ilk ve son gelini olarak devam etmelerini çok sevdim...  Peki, mutlu son muydu?  Hem öyle hem değil diyebiliriz buna içinde bir sürü ama olduğu için. Ama hayat da öyle değil midir en tatlı anların bile ilk cümleden gelen sonra ikinci cümlesi hep amadır.... Kar güzeldir ama soğuk, güneş sıcaktır ama kavurur, buzlu su güzeldir ama boğazı üşütür.... Eun Tak ile goblin bir araya geldiği için mutluyuz ama Eun Tak yine ölecek yine ölecek yine gelecek.... Ama neticede bir arada olacaklar. O an o saniye mutluluk belki de budur, biteceğini bildiğiniz için güzeldir, o anın kıymetini bilmek için biteceğini de bilmek gerekir.  Ölüm meleğimizin nasıl ki bir gün cezasının biteceğini bilmiyorduk goblinimiz için de öyle bir son kendi senaryomuzda yazmamız mümkün olabilir. Hayatlarını aldıklarının karşılığı olarak hayatlarına ışık getirecek, bir umut verecek anları denkleştirdiğinde belki de bizim goblinimiz de Eun Tak'ın son hayatında onunla insan olarak geçirip beraber göçerler cennete kim bilir.

Sunny ile ölüm meleğimizin aşkını da ta içimde hissettim. Senarist zayıf bırakmdı bu aşkı. Hayatta onların bir geleceği yoktu, Sunny onu ne kadar sevse de Wang Yeo'yu bağışlayabilmesi mümkün değildi, aşk her şeye yetmiyor bazen, yürek acıları, telafisi olmayan yaralar vardır ve onları kimi zaman aşk bile tedavi edemez. Duyguyu mükemmel bi şekilde izleyiciye geçirdiler. Ve nihayet her şeyi geride bırakacakları temiz bir sayfa açtılar dizinin sonunda.

''Unutmuşluğum benim huzurum olacağını düşünen sana.. Gözlerimiz buluştuğu an anlamıştım senin de bütün anıları hatırlıyor olduğunu. Kendi mutlu sonlarımızdayken bu trajedinin farkında değilmişiz gibi davranmalıyız. Dilerim bir sonraki hayatımızda beklemenin anlık görüşmeninse çokça sürdüğü bir kaderimiz olur. Bahane olmaksızın da birbirimizin yüzünü görebiliriz. Bu dünyada tek bir tanecik olan içten bir isimle. Tesadüfen karşılaştığımızda birbirimizi selamlaya bileceğimiz bir bağımız olur. Kimi zaman Kim Woo Bin, kimi zaman Wang Yeo olan sen.. Lütfen upuzun ve mutlu bir hayat sür. ''
Kim So Hyun ve Kim Min Jae tekrar bir arada görmek çok mutlu etti.

Bu diziyi Kore mitolojisi olarak düşünün ve ona göre izleyin. Hatta bunun bir peri masalı olduğunu. Kore mitoloji ve efsaneler açısından çok zengin bir kültüre sahip. Yani mitoloji/söylencelerin harmanlandığı, tümüyle fantastik, din-dışı bir kurgunun ve başka kültürlere ait hayali figürlerin bizim dini inancımıza ve kültürümüze dayandırarak eleştirmek çok mantıklı değil. Senaristlerin efsanelerden esinlenerek yazdıkları bir kurgu, hayal dünyası. Bu da diziyle alakalı bir dip not olsun.
Descendants of the Sun dizisinden sonra arkadaşlık bağını en çok hissettiğim ikili. Gong Yoo ve Lee Dong Wook'un arasındaki uyum ve kimya efsaneydi. Bir çok kez dizide ki aşkları izlemek yerine bu ikilinin tatlı tatlı atışmalarını izlemek istedim.

Goblin,senaryo açısından olmasa da, sinematografi yani görsellik açısından benim izlediğim K-Dramaların içerisinde şu ana kadar en etkileyicisi.Yönetmenle birlikte çalışan görüntü yönetmeni de iyi iş çıkarmış,onun da hakkını teslim etmeli. Her bölüm bağımsız film tadında. O yüzden diziyi teori üretmeksizin, fantastik olduğu için mantıklı neden-sonuç ilişkileri üzerine fazlaca kafa yormadan, kimi sahneler biraz ağır aksa da sinematografinin ve oyunculukların keyfine vararak izlemeyi yeğledim.

Çekim açıları,müzikler,mekanlar,tarzlar; en ince ayrıntısına kadar planlanmış. Olağandan farklı konuları her zaman severim ama fantastik olaylar işin içine girince gerçek hissettirmesini isterim. Bir 90 dakikada resmen beni olaylara bağladı ve kendi gerçekliğine inandırdı. Şaşırtıcı derecede verilen her ayrıntıyla ilk bölümü kafamda soru işareti olmadan atlattım. Lee Dong Wook'u ilk gördüğümde şapkalı haliyle Fringe deki gözcülere benzettim ,çok hoşuma gitti. Nedenini anlayamadığım tanıdık bir his vardı. O an kaptırdım kendimi.
Kim Go Eun güldükçe o yanakları sıkasım geldi. 
Şu tipe bakın :)

Ciddi takılan goblinin şımarık halleri dizinin en çok güldüğüm sahneleri desem yeridir.

Sonra sırf kıskançlığı için, sırf ona sevgili bulmak istediği için en yakın arkadaşının çantasını kesmesi





Lee Dong Wook'u boşuna sevmiyorum. Adam her haliyle karizmatik olmayı başarıyor. Girdiği her rolün hakkını veriyor. Hotel King dizisinde yer aldığı diziler ortalamaydı .Ölüm Meleği karakteriyle efsane geri döndü hissiyatını bizlere yansıttı. Bu şapkanın aynısını istiyorum. Lee Dong Wook'u ilk gördüğümde şapkalı haliyle Fringe deki gözcülere benzettim ,çok hoşuma gitti. Nedenini anlayamadığım tanıdık bir his vardı. O an kaptırdım kendimi. 


Dizi kadar müzikleri de harikaydı. CHANYEOL&PUNCH "Stay With Me . Benim en çok etkilendiğim şarkı "Crush"Beautiful" idi. Sam Kim "Who Are You"  Soyou"I Miss You" URBAN ZAKAPA"Wish" Ailee"I will go to you like the first snow" Eddy Kim "You are so beautiful" Jung Joonil "The first snow" Heize  "Round and round" MAMAMOO"Love" Roy Kim, Kim EZ "Heaven"  10cm "My eyes" . Angel Eyes dizisinden hatırlayacağımız Lasse Lindh'in  "Hush" şarkısı da dizinin naif şarkılarından biriydi

Albümü dinlemek için; TIKLA

Yıllar geçiyor, mevsimler değişiyor, ömürler değişiyor, dünyadaki konumları, meslekleri değişiyor, yaşları değişiyor, kar yağıyor, bahar geliyor, ama aşk hiç yok olmuyor.Hani bazı diziler filmler vardır ya, müziğini duyduğunuz an boğazınız düğümlenir, öküz oturur yüreğinize, gözleriniz dolar. Bu da onlardan biri oldu benim için.Hem bu kadar güldürüp, hem de bi o kadar ağlatıp nasıl bu kadar güzel bi şey çıkardılar ortaya anlamadım. Senaryosunu, kurgusunu zaten hiç söylemiyorum bile.Kolay kolay 10 üzerinden 10 vermem. Goblin, sen benim için 10 üzerinden 10'sun. Ve çok özelsin.


Dizi için puanım; 10/10

21 Mar 2016

Cheese in the Trap / Kore Dizisi


Cheese ın the Trap, Güney Kore'de oldukça popüler olan webtoondan uyarlama dizi olarak TVN kanalında ekranlara geldi. Geçmiş yazılarımı takip edenler bilir TVN kanalının şu zamana kadar yayınlayıp kötü diyebileceğim bir yapım olmadı lakin bu diziyle beraber sarsıntı yaşadım diyebilirim nedenlerini birazdan açıklayacağım. 

Dizinin webtoon yazarı Soon Ggi, senaristi Kim Han Hee olurken yönetmen koltuğunda Heart to Heart dizisinin yönetmeni Lee Yoon Jung oturmaktadır. Dizinin konusuna geçmeden önce diziyle eş zamanlı olarak webtoon devam ediyordu. Bu bilgiyi cepte tutun birazdan bu konuyla alakalı detaylı bilgilendirme yapacağım.

Dizinin konusu aslında bir çok gençlik dizisinde izlediğimiz senaryolardan farklı değil. Ailesinden hiçbir destek almadan okumaya çalışan başarılı bir üniversite öğrencisi Hong Seol ile okulun yakışıklı, gizemli ve zeki öğrencisi Yoo Jung arasında geçen bir hikaye.

Dizinin oyuncu kadrosu gençlik temalı dizi olduğundan oldukça geniş tutulmuş. 
Yer alan ana karakterler ile yan karakterler aşağıdaki gibidir.

Park Hae Jin'i daha önce My Love From the Star, Doctor Stranger ve Bad Guys dizisinde izledim. Park Hae Jin'i izlediğim yapımlarında aşık bir adamı, soğuk bir doktoru ve seri katili başarılı bir şekilde canlandırdığını göz önünde tutarsak karakter oyuncu statüsünde ilk üçte yer alabilecek seviyede diyebilirim. Abartmıyorum, Bad Guys dizisini izlemenizi öneririm. O zaman ne demek istediğimi göreceksiniz. Cheese in the Trap dizisinde ise Yoo Jung'u canlandırıyor. Büyük bir şirketin tek varisi olmasına rağmen bunu okulda sır gibi saklayan Yoo Jung aslında hislerini belli etmeden müthiş rol yapan bir karakter. Onun melek yüzünün altında sır gibi sakladığı bir dünya var. Bunu görebilen tek kişi ise Hong Seol. Kim Goo Eun'un oyunculuğu hakkında çok şey okumuş olmakla beraber daha önce hiçbir yapımını izlemedim. Bununla birlikte sergilemiş olduğu oyunculuğuna BAYILDIM. Hong Seol, kılık kıyafeti, saç stili olsun, konuşma tarzı kendine münhasır bir karakter olarak karşımıza çıktı. İyi niyetli olmasının yanı sıra oldukça başarılı bir öğrencidir. Ailesi erkek kardeşi Amerika'da okutmak istemesi üzerine kendinden fazlasıyla fedakarlıklar yapmıştır. Bir tek ailesi değil çevresindeki insanlarda bu şekilde iyi niyetini su istimal ediyor.Hong Seol için dönüm noktası ise Yoo Jung ile karşılaşmasıyla başlar. 5upsire aktör-idol grubunun lideri  Seo Kang Joon'u daha önce The Suspicious Housekeeper, RoommateCunning Single Lady, What's Happens to Family dizisinde izledim. Genç neslin en parlak oyuncusu olmasıyla birlikte ikinci adam rollerinden, başrole terfi ettirilmeli. Beak In Ho'nun vurdum duymaz, serseri biri olarak çıkıyor karşımıza. Vurdum duymaz görüntüsünün altında sıcak bir kalbinin olduğunu çok geçmeden anlaşılıyor. Jung Yoo'nun gerçek kişiliğinin çözülmesi, Beak In Ho'nun ortaya çıkması başlıyor. Seo Kang Joon'un canlandırdığı bir çok rolün aksine serseri gibi yaşamak ona yakışmış. Lee Sung Kyung'u It's Ok That's Love dizisini izleyen hatırlayabilirler. Oradaki rolün benzerini Beak In Ha karakterinde görebilirsiniz. Beak In Ho'nun ablası olarak karşımıza çıkıyor. Kardeşinin olduğu gibi onunda Yoo Jung ile bir geçmişi var. Bu kızın dizide niçin var olduğunu açıklamak istemiyorum. Zira ciddi spolier vereceğimi düşünüyorum. Lee Sung Kyung cidden o kadar sinir bozucu bir karakteri canlandırdı ki bi ara kızdan gerçekten nefret ettim. Mimikleri, bakışları, konuşma tarzı falan gerçekten nefret ettim.

 Yoo Jung&Hong Seol
Hong Seol&Beak In Ha

Uyarı:  Burdan sonrası spolier içeriyor.

İlk iki bölümü izledikten sonra beklemeye karar verdiğimi hatırlıyorum. İlk beş bölüm kendi adıma efsaneydi. Dizi fazla gündelik yaşamdan hikayeler ile doluydu. Klasik kore dramalarının aksine müthiş entrikalar, muhteşem kötü karakterler, iyilik meleği saf başrol kızımızda yoktu. Hong Seol'ün tepkileri, düşünceleri, üniversitedeki arkadaşlıkları olabildiğince gerçekçi olaylardan oluşuyor. Saf ve kötü karakterlerin olmaması dizinin daha akıcı ilerlemesi beklentiyi yüksek tuttu. 

Yazar-senarist arasındaki anlaşamazlık biliyorsunuz ki; webtoon'un devam etmesinden kaynaklıydı. Gerçek yazar kendi finalini gerçekleşmediği için spolier olmaması adına aynı sonun yapılmasını istememiş. Bir kere yanlışın biri burada. Sen neden devam eden webtoonu veriyorsun ya da TVN  neden çekmeye kalkıyor, saçma! Finalin açık bırakılmasındaki en büyük etken bu olduğu için bitmesi gereken güzel şekilde son buldu. Finalin aceleye geldiği, eksikler olduğu belliydi. Bununla birlikte abartıldığı kadar kötü bittiğini düşünmüyorum. Bu gözler daha kötü biten dizilere de tanık olduğundan, sıkıntı yaşamadım. Son bölümlerde gelişen olayları göz önünde tutarsak Hong Seol-Yoo Jung üç yıllık süreç içinde ayrı kalmaları gerekiyordu. 

Peki neden ayrı kalması gerekiyordu? 

Yoo Jung her ne kadar harika bir karakter dahi olsa kıza karşı saplantı derecesinde bağlıydı.  Mesela; Seol'e zarar veren herkesi saman altından su yürüterek haddini bildiriyor bu durumu ise sadece Kız ve In Ho fark ediyordu. Onun bu kadar psikopat derecesinde çevresindekilere güvensiz olması; çocukluğunda en çok değer verdiği babasının davranışları ve kardeş gibi büyüdüğü In Ho ve In Ha'nın ona ihanet ettiği düşüncesiydi. Fakat aralarındaki bağı göz önünde tutarsak Beak In Ho'yu dinlemeden onun hayatını mahvetmesi ise piskopatlığın zirvesiydi. İşte en çok bu sebeplerle bir ilişkinin sağlam temelleri olması için ayrılık şarttı. Herkes bir nevi kendini içsel bir hesaba çekti. Hatalar anlaşıldı, karşındakinin yerine koydu kendini. Yoo Jung babasının kendisine ve Beak kardeşlere yaptığı hatayı farketti. Hataların parayla tamir edilemeyeceğini, aslında en büyük, en korkunç canavarın sevgisizlik olduğunu izlemiş olduk. 

Ben zaman zaman In Ho'ya kızsam da aslında içten içe onu destekledim. Nedeni bilmediği bir sebepten Jung'un ihanetine uğradı. Piyanosu ve ablasından yıllarca vazgeçti. Bir kız çıktı karşısına hayatını düzeltmesi gerektiğini fark etti. Eli yüzünden vedalaştığı piyanosuna geri döndü. Hayatın zorluklarıyla mücadele ederken, yanındaki insanlara umut vermeyi başardı.Beak In Ho ve Hong Seol'un arasında hiçbir zaman bir şey olmasını istemedim. Hong Seol, In Ho'ya değer verdi. Ona veda ederken bile samimi ve içtendi. Kardeşinin yaptığı hatadan onu sorumlu tutmadı, veda edebildi.

In Ha'dan dizi boyunca nefret ettim. Hala da ediyorum. Fakat empati yaptığım vakit ona üzülüyorum. Daha çocuk yaşta anne ve babasız kalan iki çocuk. Onlara dayak atan bir ebeveyn. Ardından kurtarıcı olarak karşılarına çıkan Yoo Young Soo yani Yoo Jung'un babası... Beak kardeşler ve Jung'un kardeş gibi büyümesi, In Ho'nun Jung yüzünden başına gelenlerin ardından ablasını geride bırakmak zorunda kalması ve bir anda kardeş gibi büyüdüğü Jung'un ona sırt döndüğünü düşünecek olursak. Sevgiye aç bir kızın böyle hastalıklı bireye dönmesi normal geldi. Finalde In Ha'nın davranışları değişmesine rağmen iyileşmiş olması ve ona değer veren birini bulması güzeldi bence. 
Dizinin en sevimli çifti kesilikle Bo Ra ve Eun Tak idi. Özellile Bo Ra'nın ona karşıklık verememesi, içinde biriktirdiği neden çok sevimliydi.

Dizinin müziklerini beğendiğim. Seo Kang Joon'un idol grubunu 5urprise "Fill You, Erase You" Sweden Laundry "A Little More"  Tearline&Kim Go Eun "Attraction" Vanilla Acoustic "My Time with You" Cosmos Hippie "Maybe, I Like You" Kang Hyun Min "Such" şeklinde dikkatimi çeken şarkıları.



Dizi için puanım; 6,5/10