13 May 2014

That Winter The Wind Blows / Kore Dizisi


Dram dizilerini neden bu kadar çok seviyorum bilmiyorum. İzlerken ciddi anlamda keyif alıyorum. Yayınladığı tarihte diziyle bir çok kez karşılamama rağmen izlemek bu zamana nasip oldu. Konu itibariyle basit olduğunu düşünebileceğin bir dizi olabilir. En azından ilk başlardan bana öyle gelmişti. Fakat gerek olayların zincirleme biçimde sıralanışı, merak bırakışı ve çekimlerin yapıldığı ortamın da sizi buram buram diziye çekeceğini göz önünde tutarsak izlerken pişman olmayacağınız bir yapım.
 Oh Soo, Cheongdam'da en yakın arkadaşı hatta kardeşi diyebileceğim Park Jin Sung ile beraber  kumarbaz olarak hayatını sürdüren, sevdiği kadını kaybettikten sonra onun kız kardeşi Moon Hee Sun'a abi gibi olan bir adamdır. Ailesi onu daha bebek yaşlarda onu terk etmiş yetimhanede büyümüş ismi dahi yetimhane müdürü koymuştur.Bir de onunla aynı isime sahip ev arkadaşı kadersiz Oh Soo vardır ki o kadar sevimli bir şeydi ki Aslında zengin bir ailenin çocuğu olduğunu sürekli dile getiriyordu fakat kimse kaale almıyordu. .
Oh Young; büyük bir şirketin varisidir yalnız o da Oh Soo gibi hatta ondan daha fazla zorluklara katlanmıştır. Zengin bir kızın ne zorluğu olur diye düşünebilirsiniz.Küçük yaşta beyninde ki tümör yüzünden görme yetisini kaybetmiştir. Annesinden ve abisinden küçük yaşta ayrılmak zorunda kalmıştır. Çevresinde olan bir tane insana bile güvenmez. Babası bir süre önce vefat edince şirketin sekreterine Oh Young için abisini bulmasını vasiyet eder.
Oh Soo'nun birde baş belası, bir mafya babasının sevgilisi Jin So Ra kafayı bizim çocuğa takmıştır. Başına bütün belaları bu kadın açar. Dizi boyunca kendisinden lanet ettim.Başına açtığı iş yüzünden Oh Young gerçek abisinin o gün öldü ve yerine bizim Oh Soo geçmiştir..
Bir oyunun aşka dönüştüğü mükemmel bir yapım..Oh Young'u tanımaya başladıktan sonra onunda aslında kendisi gibi yalnız, yorgun ve terk edilmiş olduğuydu. İşte aşk bundan sonra başlar, hayattan aldıkları yaraları nasıl saracaklarının bütün cevabı dizide.
Bir iki not düşmeden geçemeyeceğim. Bu senenin en güzel ağlayan ve güzel giyinen aktörlerinden biri Oh Soo karakterini canlandıran Zo In Sung. Nasıl güzel rol kesmektir. Kör birine karşı sırf ağladığını hissetmesin diye kendini sıkması boncuk boncuk gözyaşlarını dönmesi, müthiş! Hele o giyim tarzına bayıldım. Özellikle giymiş olduğu pantolonları ve paltoları moda dergilerinden fırlamış gibi üzerinde güzel taşıdı. Oh Youg karakterini canlandıran Song Hye Kyo kendinisi Full House dizisini izleyenler iyi hatırlar. Drama dizilerinde sağır, sakat, hafızasını kaybetmiş hatta kör rolünü canlandıran bir çok oyuncu izlemişliğim var. Fakat hiç biri Hye Kyo'nun canlandırdığının heralde üzerine çıkamaz diye düşünüyorum. En azından şimdilik yok ileride ne olur bilinmez tabi Neredeyse onu gerçekten görme yetisi olmayan biri olarak görmeye başlayacaktım.Kısaca ikisinin oyunculuğu aldı başını gitti.
Park Jin Sung karakteriyle dizide Kim Bum'u izleyeceksiniz. Boys Over Flowers'un F4'ü ile zirveye çıktıktab sonra The Woman Who Married Three Time gibi gereksiz bir dizide izlemiş olsam da ona olan sevgi bağım hala sürmekte. O bebeksi suratını, gülüşünü, mimiklerini bolca izlediğimiz dizide bir de sinirli hallerini göreceksiniz ki o halini bile yadırgamadım o surata. Kim Bum'a en çok yakışan saçı kesinlikle kızıl saçlı haliydi. Moon Hee Sun karakteriniş Jung Eun Ji canlandırıyor. Reply 1997 dizisininden hasta olduğum A Pink dinlememe sebep olan kişi. Ben bu kızı aşırı seviyorum. Bir insan bu kadar mı sevimli rol yapar resmen her gördüğümde sevesim geliyor. Bu dizide Kim Bum'la çok güzel uyum sağlamışlar. Dizide ki karakteri Oh Soo'nun ölen sevgilisinin kız kardeşi olarak yer alıyor. Çocuğun Ölmüş ablasına ihanet ettiğini anladığı bildiğin burnunda getiriyor tam da Eun Ji'den beklediğim performanslar. İkisinin aşkına da bayıldım.
Dizinin öğrendiğim kadarıyla Japon versiyonu da varmış. "Ai Nante Irane Yo, Natsu" ben Japon dizilerine daha kendimi veremedim. O yüzden dizi hakkında pek bir bilgim yok. Bildiğim bir şey var ki Japon dizileri uyarlamalarının Kore'de çokça olduğu..
Benim için en güzel ayrıntı bu dizide şu sıralar askerlik yapan Yesung'un seslendirdiği "Gray Paper" şarkısı.Dizi yayınladığı zamanlarda haberi almış diziyi izlemeden şarkıyı bağrıma bastım. Bir çok kişinin sesini severim AMA Yesung ayrı be.. Onun sesi insanı ne dediğini bilmeden bile ağlatır.. Bu konuda bayanlarda tek geçtiğim SNSD'den Taeyeon'u tek geçerim. Onunda dizide seslendirdiği "Only One" şarkısı var. Ben Taeyeon için Ostların Kraliçesi diyorum. The One seslendirdiği "The Winter Story" şarkının başlangıcı her ne kadar Titanic filminin müziğini andırıyor olsa bile dinlemeye değer bir diğer Ostlardan biri.. Yalnız bu arkadaşın sesini 2AM'den Changmin'in sesine aşırı benzettim. Özellikle şarkının çıkışlarında :)
Dizi hakkında pek fazla bilgi verme gereksinimde bulunmadım. Sebebi dizinin gizemli oluşunu bozmamak.

Dizi için puanım; 7,5/10