22 Tem 2020

The Great Show / Kore Dizisi


Dizi, Wie Dae Han adlı bir siyasetçinin etrafında dönmektedir. Bir gün, Wie Dae Han’ın karşısına onun kızı olduğunu iddia eden 18 yaşındaki genç bir kız çıkar. Dahası genç kız ve genç kızın sorunlu üç kardeşi onun evine yerleşir.

Song Seung Heon dizide eski bir milletvekili olan Wie Dae Han karakterini canlandırmaktadır. DAha önce When a Man Loves, Black dizilerinde izledim. Adı 'harika' anlamına gelmektedir. 32 yaşındayken, 19. Ulusal Meclise milletvekili olarak girmiştir. Ancak 20. Genel Seçimleri kaybetti ve böylece sadece bir dönem milletvekili olabildi. Seçimleri kaybetmesinden bu yana da başarısız bir siyaset kariyerine sahiptir. Pratik zekası, sahip olduğu ses tonu ve iyi görünümü ile yıldız bir politikacıda olması gereken her şeye sahiptir. Ancak asabi kişiliği, en kritik anlarda onu aşağı doğru çekmektedir.

Lee Sun Bin dizide bir TV programı yazarı olan Jung Soo Hyun karakterini canlandırmaktadır.  Daha önce Sketch, Criminal Mindsi Missing Nine, Entourage, Squad 38, Madame Antoine: The Love Therapist dizilerinde izledim. Üniversite yıllarında, Wi Dae Han onun kıdemlisidir. Şimdilerde, güncel olayları konu alan bir TV programında yazar olarak çalışmaktadır. Güçlü bir adalet duygusuna sahiptir. Bu yüzden, başkalarının işlerine karışmadan duramaz. Bir gün, Wie DaeHan’ın yaşadığı yerin karşısındaki eve taşınır ve tamamen farklı hayat yaşamaya başlar.

Lim Ju Hwan;  dizide Kang Joon-Ho karakterini canlandırmaktadır. Daha önce Boys Over Flowers,  The Bride of Habaek, Uncontrollably Fond, Oh My Ghost, Shine or Go Crazy dizilerinde izledim. Dizide babası siyasetçi olan, Wie Dae Han ve Jung Soo Hyun'un üniversite yıllarından arkadaşıdır. Wie Dae Han ile sürekli yarış halindedir.

Dizinin konusundan anlayacağınız gibi ortada dört çocuk ve bir adam var. Annelerini  kaybettikten sonra ortada kalan ve babaları sahip çıkmayan dört çocuk. En büyükleri ile diğer üç çocuğun baba ayrı. O da kendi babasını arıyor. Drama ve komedi aslında iç içe olmuş. Komik olması için dizide abartılı olaylar çok fazla özellikle siyasi tarafta. Bu yüzden dizide absürt bulduğum yerler çok fazlaydı fakat ona da gülüp geçtim. Bekar bir adam, bir çocuk ve onun üç kardeşin aynı evdeki maceralarını izledik. 

Aslında dizinin konusu çok güzel. Eksiklikler giderilebilseydi bu dizi yürür giderdi. Fakat genel anlamda çok fazla eksiklik vardı. Bu da dizinin duygusuna beni sokamadı. Dizi bitirmemi sağlayan şey çocuklar ve Wie Dae Han arasındaki uyumdu. Finale dair merak ettiğim şey ise hepsinin sonunun ne olacağıydı. Dizide kötü karakterler vardı ama onlar bile kötü değildi. Bu sebeple diziyi izlerken sıkıldığım çok oldu. 

Dizi müziklerini sevdim. HoooW (Hoyoung & Taewoo) "Wing It!"Lee Sun Bin "Sad Night" Hyuk "You, Me and Dream" Han Hae Bin (Gugudan) "You don't come" sizlerle.


Dizi için puanım; 5,5


28 Eyl 2017

Uncontrollably Fond / Kore Dizisi


KBS kanalında 2016 yılında yayınlanan Uncontrollably Fond dizisi 20 bölümden oluşuyor. Dizinin senaristliğini Sorry, I Love You, A Love to Kill, Thank You, The Innocent Man (Nice Guy) Wonderful Days dizilerinin efsanevi senaristi Lee Kyoung Hee yaparken, yönetmen koltuğunda Park Hyun Suk oturmaktadır. Dizi ağır dram içerir. 
Konusuna gelecek olursak, Shin Joon Youngve No Eul  ayrılığı daha çocukken tatmış kalpleri kırık iki küçük çocuk. Shin Joon Young şimdilerin en iyi aktör ve şarkıcısı aynı zamanda fazlasıyla zeki ve çekici biridir. No Eul ise belgesel yapımcılığı yapmaktadır. Dürüstlükten daha çok paraya önem vermek ile birlikte, ondan daha üst seviyedeki insanlara yalakalık yapmaktan da çekinmeyen biridir. Yıllar sonra iki yetişkin birey olarak tekrar karşılaşırlar

Kim Woo Bin; dizide Shin Joon Young karakterini canlandırıyor. Daha önce Gentleman's DignityTo The Beautiful YouSchool 2013, The Heirs dizilerinde Runway Cop, Friend, The Great Legacy, Twenty filmlerinde izledim. Kore'nin en hit Hallyu starlarından biridir ve aynı zamanda oldukça kibirli ve dik kafalıdır. Hayali bir star olmak olmamasına rağmen 5 yıl önce hayatını değiştiren bir olay yasar. İleride bir yetişkin olarak yönetmen No Eul ile tekrar yolları kesişir. Jun Yeong için o, unutulmaz bir kadındır. Kim Woo Bin, girdiği her rolün üstesinden gelen ender aktörlerden biri.

Bae Suzy; dizide No Eul karakterini canlandırmaktadır. Daha önce Dream HighBigGu Family BookMy Love From the Star (konuk oyuncu) olarak izledim. Oldukça yüzsüz bir kızdir. Fakat bu yüzsüzlüğü yasadığı iki talihsiz kaza sonrasında hayatının yönünü 180 derece değiştirerek kazanabilmiştir ve paraya bağımlı hale gelmiştir. 28 yaşina bastığında, Jun Yeong ile tekrar karşılaşır.

Lim Ju Hwan, dizide Choi Ji Tae karakterini canlandırıyor. Daha önce Boys Over Flowers, Shine or Go Crazy, Oh My GhostThe Bride of Habaek dizilerinde izledim. Onun karakteri dünya da bugüne kadar görülmemiş, iyi görünümlü, eğitimli, kişilikli, görgü sahibi ve ailesi ile "mükemmel adam"dır. O, çok nazik, tatlı, sevecen ve yardımsever birisidir. O, ilk kez No Eul ile tanıştığında onun için sadece kendini üzgün hissetmiş ve onun için kendini suçlamıştır. Bu yüzden de kendi kimliğini gizlemiş ve onun etrafında kalmıştır. Zaman geçtikçe No Eul’a aşık olur ve buna rağmen ondan duygularını gizler. Ancak Shin Jun-Yeong’un tekrar ortaya çıkmasından sonra artık hiçbir şey yapmadan durmayacaktır.
Lim Ju Eun, dizide Yoon Jung Eun karakterini canlandırıyor. Daha önce HeirsEmpress Ki dizilerinde izledim. "KJ Kozmetik”in Takım Müdürü olan Yoon Jung Eun'un babası başkanlık için güçlü bir aday olarak gösterilmektedir. Onun karakteri, kraliyet ailesinden gelmektedir ve nesiller boyunca ailesi başkanlık yapmıştır. Bir gün, sarhoş bir şekilde araba kullanırken birine çarpar ve olay yerinden kaçar. Babasının gücü sayesinde de olayın üstü kapatılır. Her şeye sahip olsa da istediği tek bir şey vardır; Choi Ji Tae  ile evlenmek. Ama onun gerçekte No Eul’a aşık olduğunu anlar ve duyduğu kıskançlık ile No Eul’a kötü şeyler yapmayı planlar.


Kim Woo Bin'in oyunculuğuna gelirsek ben karakterden, umutsuzluk, kırgınlık, kızgınlık, hayal kırıklığı, çaresizlik gibi birçok duyguyu aldım özellikle;'Bir seferliğine olay çıkarmadan öl.' bir yıl ömrü olduğunu öğrenmiş kabullenemeyen, çaresiz ve kimsesiz durumdaki Jun Yeong'un gözyaşları sessiz haykırışını simgeledi. Evet bu çok fazla karakterin ölümcül hastalığının oluşu klişenin klişesi fakat senaristimiz kim ? Lee Kyoung Hee bu senarist daha önce neler yazdı neler... Kim Woo Bin'in bu rolle oyunculukta nirvana yaptığını da söyleyebilirim. Eminim ki kendisini muazzam projelerde göreceğiz bundan sonra. Ses tonu, bakışı, ağlaması, boyu posu kısacası adam her şeyiyle kusursuz.

Suzy'nin eski yapımlarını göz önünde bulundurursak oldukça başarılıydı. Sarhoş olduğu sahne ve patronlarına sevimlilik yaptığı sahneler birazcık fazla olsa da öyle yerden yere vurulacak türde değildi ben keyif aldım. Suzy'nin ses tonu sebebiyle bazı sahneler acaba mı? yani pek olmadı ? diye düşündürebilir seyirciyi pes etmeyin. Çokta rahatsız edici değil bence netizenler kızı eleştirecek bir şey bulamadı o yüzden buradan yürüyelim dediler deyip geçelim konuyu.   

Jin Kyung; dizide Shin Young Ok karakterini canlandırıyor. Daha önce The Innocent ManGu Family Book, Wonderful Days, It's Ok, This is LovePinocchio, Blood,  The Time We Were Not In LoveOh My Venus, Local Hero dizilerinde izledim. Bu dizide Shin Joon Young'un annesini canlandırıyor. Savcı olmayıp oyuncu olduğu için oğlunu red eden bir anne. 

Ben bu senaristin acıyı, sevgiyi, duyguları yansıtışını seviyorum. Dramın dibine vursa da, sürekli şu ölümcül hastalık klişesini kullansa da, mutsuz son yapsa da seviyorsunuz bir süre sonra. Kaç senarist duyguları bu kadar güzel hissettirebiliyor ki... Kaç senarist içimize tabii caizse öküz oturtabiliyor ki... Kar yağışını, kışı, yağmuru, soğuğu da benim gibi çok seviyor belli. Zaten duygu yoğunluğu oluşturmak adına karlı ortamlar birebir. Şahsen ben hemen tav oluyorum öyle ortamlara. Her izlediğim dizisinde beni derinden etkiledi, duygulandırdı senarist. Bu dizisine gelecek olursak; daha önceki yapımlarının çizgisinin dışına çıkmamış senarist. Hepsinden bir parça almış. Ölümcül hastalık, çocuğunun varlığından habersiz bir ebeveyn, aynı kıza aşık olan abi-kardeş, haksızlığa uğrayıp ölen bir aile üyesi, birbirleri için bir çok fedakarlık yapacak sürekli acı çeken bir çift. Hepsi bilindik, hepsi tanıdık ama bundan şikayetçi miyim tabii ki hayır. Zaten senaristin "neyi" değil "nasıl" anlattığına bakıyorum ben, onun sevdiğim yanı bu.

Senarist daha önceki yapımlarında yaptığı gibi konuyu erkek karakter üzerinden daha çok sunuyor bize. Onun bakış açısı, onun duyguları, onun iç sesleriyle. Kızın hikayesini daha yüzeysel ve hızlı geçiyor. Gerek Misa, gerek A Love to Kill, gerek Nice Guy hatta Wonderful Days bile yine bu şekilde ilerliyordu. Açıkçası bi bayan olarak erkek gözünden işlenmesi hoşuma gidiyor benim de. Hele iç sesler en sevdiğim anlatım şeklidir.

Senaristin diğer yapımlarındaki gibi bu dizide de; müzikleriyle, mekan seçimiyle, durgun ve sakin havasıyla, senaryonun işlenişiyle, yaşattığı duygu yoğunluğuyla aradığım şeyi bulacakmışım gibi geliyor bana. Umarım ilerleyen bölümlerde bu düşüncemde haklı çıkarım. Zira dizi şu anda "Sadede geleceğim, az sabredin." der gibiydi.Unutmadan ekleyeyim senaristin replik seçimleri, cümleleri çok hoş oluyor gerçekten. Misa'daki unutulmaz replikler en büyük kanıtı bunun. Nice Guy çevirirken de bayılmıştım cümlelerine.
Bu dizide de bizi etkileyecek sözler kullanacaktır eminim. Nitekim iki bölüm sonundaki beni büyüleyen o karlı sahnede ilk dokunaklı replik geldi...
"Bu kızın Eul olması imkansız.
Eul olamaz.
Kesinlikle benim Eul'um değil."

Hikayenin başlangıcının ikilinin yeniden karşılaşması şeklinde oluşu hoşuma gitti.. Bu ikili neler yaşadı da ilişkileri bu hali aldı karakterlerin şu an ki durumlarının sebebi ne? Jun Yeong'un ailesi ile olan durumu ve kızın paraya olan ihtiyacı... Hayattan nasıl bir darbe aldı da bu kız böyle yaşamak zorunda kaldı? ilk bölümde seyircinin merak olgusuyla dizinin içine girmesini sağladı.

Bundan sonraki bilgilerin içerinde spolier vardır.

Karakterler nasıl yazıldıysa onu oynuyor oyuncular. Eul karakterini bize gayet iyi yansıttı bence Suzy. Yerine o, bu olsaydı demeniz saçma. En muhteşem oyuncuyu koyun, sevmiyorsaniz yine sevmez, sıkıcı bulurdunuz. Dizi bu kadar izlendiyse Woo Bin ve Suzy'nin etkisi çok çok büyük, Suzy olmasaydı daha başarılı olurdu tarzı söylemler komik ve yersiz. Dizi ile ilgili illa bir suçlayacak birini arıyorsanız senaristi suclayın beklentilerinizi karşılamadığı için, oyuncuları değil. Final bölümünde bu tarz yorumlar görmek garip yani, eleştirinin de mantıklı olanı makbul. Ben diziyi de oyuncu kadrosunu da oldukça kaliteli buldum, son iki bölüm senaryo da nirvanaya ulaştı diyebilirim.

Bu zamana kadar oğluna onca lafı söyleyen bendim sanki.Ben oğluma istediğimi söylerim ama başkasına laf söylettirmem hesabı. Şimdi oğluna iyi davranmaya başlıyorsun diye seni affettik sanma, bunca zaman hiç yoktan ona neler çektirdiğini de unutmaz bu izleyici... 

Uzun zamandır böyle ağladığımı hatırlamıyorum. Bu dizi ilk yarıda bırakmak zorunda olduğum diziydi, 7.bölümünden sonraydı sanırım. O sıralar dram izleyecek durumda değildim. Bu sebeple bıraktım. Yaklaşık 15 gün önce başladım ve bugün sonunda bitirdim. Aşırı dram yüklüydü ki bu konusundan bile belli oluyor ama yine de insanın kalbini böyle sevgiyle ısıtan ama o ölüm hissiyle yakan bir diziydi.

İyisiyle kötüsüyle bir diziyi daha bitirdik. Ne kadar ağlasam da olabilecek en gerçekçi sondu ve özellikle bitiş sahnesini sevdim. Karakterlerin hayatlarında neler olacağı hayal gücümüze kalmış. Eul karakterini çoğu kişi sevilmese de ben çok sevdim, hayatın içinden gelen bir karakterdi. Dizi boyunca da çok çekti. Buruk da olsa sonunda gülümsemesi beni mutlu etti.Umursamaz olarak adlandıranlar olmuş ama hayır, bu güçlü olduğu gösteriyor. Acı dolu bir gülüştü (gözlerinde görebilirsiniz), buruktu ama hayatın devam ettiğini de gösterdi bize. Joon Young'ın kendisinden istediği gibi mutlu yaşıyor Eul. Ona kavuşacağı günü bekliyor. Sözünü tutuyor: "Yarın da görüşelim". 

Suzy "Ring My Bell"  Kim Woobin "Picture In My HeadKim NaYoung "Say Goodbye" Kim Bumsoo "I Love You" Hyolin "I Miss You" New Empire "A Little Braver"  Midnight Youth "Golden Love" New Empire "ACROSS THE OCEANS" Wendy x Seulgi  "Don't Push" Junggigo "Only You".. Her dramanın şarkıları güzel oluyor. O an o sahnenin büyüsünü izleyiciye bir şekilde yansıtıyorlar. Fakat bu dizinin şarkıları çok başkaydı. Albümde yer alan bütün şarkıları dinlemeniz için tavsiye ediyorum.

Albümü dinlemek için; TIKLA

Başından sonuna kadar keyifle izledim. Çok güzel bir diziydi. Son iki bölüm çok ağlattı beni Sadece ortalarda bir iki bölüm yavan geçmiş olabilir fakat sonlara doğru toparladı ve çok da güzel bitti. Çok alışmıştım bu diziye, ne çabuk da bitti. Bölümleri izlerken zaman nasıl geçmiş anlamadım. Bir dram izlemeye hazır değilseniz lütfen diziyi kapatın ve başka bir şeyler izleyin. Senaryo da oyuncular da çok güzel ve kaliteli olmasının yanı sıra dramla alıp veremediğiniz yoksa bu diziyi eleştirmez sonuna kadar izlersiniz seveceğinize garanti veriyorum. Fakat dram sevmiyorsanız sakın yaklaşmayın zira ağır dram içerir.

Dram sever biri olduğum için
Diziye için puanım; 10/10

22 Eyl 2017

The Bride of Habaek / Kore Dizisi


TVN dizisinin yapımlarından biri olan  The Bride of Habaek kdrama tarihinin en düşük reytingini aldı. TVN dizilerinden beklenmeyecek bir son diyebilirim. Dizinin konusu; Bu dizi, Su Tanrısı Habaek'e ( Nam Joo Hyuk) adak olarak sunulup onun kölesi haline gelen  Doktor Yoon So Ah'ın (Shin Se Kyung) yaşadıklarını anlatmaktadır. 

"Ben ortanca çiçeklerinin Kralıyım,
suların efendisiyim, senin efendinim, Ha Baek’im."
Nam Joo Hyuk dizide Habaek karakterini canlandırıyor. Daha önce Surplus PrincessWho Are You: School 2015Cheese in the Trap, Moon Lovers: Scarlet Heart RyeoWeightlifting Fairy Kim Bok-Joo dizilerinde izledim. Suların efendisi (tanrısı) Ha Baek karakteri, dünyaya geldiğinde güçlerini kaybederek geldi. Nam Joo Hyuk, sevdiğim gelecek gördüğüm genç aktörler arasında. Kişisel oyunculuğu fazlasıyla iyi olan oyuncunun karakter seçimini ne yazık ki sevemedim. Ona bu tür rol pek gitmemiş diyebilirim.


 "Diğer insanların ne durumda olduklarına
bakmak için bile vaktim yok."
Shin Se Kyung, dizide So Ah karakterini canlandırıyor. Daha önce When a Man Loves, Fashion King, Blade Man, The Girl Who Sees SmellsSix Flying Dragondizilerinde izledim. psikiyatrist olan So Ah,  küçükken babasının yardımseverliğe olan aşırı sevgisinden dolayı maddi açıdan zorluk yaşamıştır. İşleri kötüye gitmektedir. Six Flying Dragons dizisinden sonra daha iyi bir diziyle ekrana dönebilirdi.



İlgili resim
"Yapılan her hareket beraberinde
her zaman bir sonuç doğurur."


Lim Ju Hwan, dizide Hoo Ye karakterini canlandırıyor. Daha önce Boys Over Flowers, Oh My Ghost, Uncontrollably Fond  dizilerinde izledim.  bir tatil beldesinin CEO’u olan Hoo Ye çevresindeki insanlardan farklı olan So Ah’a aşık olur. Lim Ju Hwan'ı daha iyi rollerde görmek istiyorum. Kötü karakter oynamak zordur. Fakat Ju Hwan bunu başaran ender oyunculardan biri. Bana kalırsa dizinin öne çıkan ismi kesinlikle kendisiydi. Bundan sonra onun daha güçlü yapımlarda izlemek istiyorum.






"Kim önümde durmaya cüret eder?!"


Krystal, dizide Moo Ra karakterini canlandırıyor. Daha önce  The Heirs, My Lovely Girl, The Legend of the Blue Sea (konuk oyuncu) dizilerinde izledim. dizide olağanüstü bir varlık olan ve yüzlerce yıldır insanlar arasında yaşayan Moo Ra , şimdi bir oyuncu olarak hayatını sürdürmektedir. Onun karakteri Ha Baek’i tek taraflı olarak sevmektedir ve So-Ah’dan ise nefret etmektedir. Krystal aşırı güzel olmasıyla beraber soğuk ve sıcak karakterlerde iyi iş çıkardığını düşünüyorum.




Sadece ortanca çiçeğinin efendileri birlikte mi oynar?
Gerçekten yalnız birisi miyim?"

Gong Myung dizide Bi Ryum karakterini canlandırmaktadır. Daha önce Entertainer, Drinking Solo, Hwajung dizilerinde izledim. Rüzgârın efendisi olan B Ryum karakterini canlandırmaktadır. O, Moo Ra’ya tek taraflı bir aşk beslemektedir. Bu dizi bir de kendisine yaradı diyebilirim. Dizi boyunca sevdirdi kendini.






Dizide yer alan oyuncuların her birini severim. Oyunculuklarını da başarılı bulmakla beraber Shin Se Kyung'un Six Flying Dragon dizisinden sonra oyunculuğu sevmeye başladım. O dizinin ardından seçtiği yapım yanlıştı. Nam Joo Hyuk ile uyumunu ne yazık ki sevemedim. Bir eksiklik söz konusuydu. Bunların aksine Krystal ve Gong Myung arasındaki uyuma bayıldım. Krystal'in oyunculuğunu sevmekle beraber rolüne uygundu fakat onu daha iyi yapımlarda görmeyi tercih ediyorum. Hoo Ye karakter derinliği ve hikayenin gidişatı açısından bakarsak bence adam gizli başroldü. Esas kızla yollarını kesiştiren çok fazla bağ kurgulanmış, ek olarak SEO'nun varoluş sancıları, geçtiği ıstıraplı yollar falan bunlar hep ana karaktere yüklenen dramlar olur normalde. Bence böylesine derin işlenmemeli ya da her karakter böyle derin işlenmeliydi.

So Ah ve Heaberk arasında şu sahneyi görünce efsane film Romea ve Julliet de ki akvaryum sahnesi aklına gelen tek benimdir heralde 


Kdrama sektörünün şu zamana kadar ki en düşük reyting alan dizisi olarak tarihe adını yazdırdı. Böyle olmasındaki sebep ise gerçek konunun Goblin dizisini geçecek derecede olması şeklinde yorumlara denk geldim. Şahsen  mangasını bilen biri olarak bu yorum çok mantıklı. Çünkü dizinin ismini duyunca çok şaşırmıştım. Bride of the Ha Baek pek çoğunuzun bildiği gibi tarihi bir manga (çizgi roman). İçerisinde inanılmaz tarihi ve mitolojik öğeler barındıran her sayfası bir sanat eseri olan bir manga üstelik. Bunu nasıl dizi yapacaklar en az 60-70 bölüm sürer derken, dizi yayınlanmaya başladı. Üstelik çok da sevilen oyuncularla çekilmişti. Ama ne görelim, Kore'nin belki de en ünlü tarihi çizgi romanından uyarlanmış bu dizinin çizgi romanla hiçbir alakası yoktu. Dahası çizgi romanın yüksek seviyedeki edebi değerinden bir nebze olsun nasiplenmemişti. Pardon da o zaman ne diye bu diziyi Bride of the Ha Baek diye çekiyorsunuz? Madem çizgi romandan alacağınız tek öğe karakterlerin isimleri olacaktı, o zaman başka isimlerle özgün bir senaryo yazsaydınız. Gerçekten o muhteşem eserin hikaye örgüsüne, karakter detaylarına, mitolojik kurgusuna, özgün hikayesine yazık oldu. Çizgi romanı okuyan herhangi birisi, bu diziye bi taraflarıyla güler, "Ayol siz ne yaptınız?" diye. Yani bir de akıllarınca çizgi romandan da bir şeyler katalım demişler iyice ellerine yüzlerine bulaştırmışlar. 

Konusu farklı diziler çok severim ki o sebeple bu diziden beklentim yüksekti ama sanki dizide her şey baştan kurgulanmamıştı da akışına göre bir şeyler eklenip çıkarılmıştı. Bir bütünlük yoktu, akıcılık konusunda başarılı değildi. Bazı şeyler zorlama gibi olmuş. Konu güzeldi aslında ama dediğim gibi işleniş bana güzel gelmedi. Kadro aslında çok güzel ama aralarındaki uyum donuktu ve samimi gelmedi. Bazı yerler epey komikti, güzeldi. Habaek'in habire çok yüce ve güçlü olduğundan bahsettiler ama gösterdikleri sadece sevdiği kızdan yediği ihanet ve dünyaya gelince güçlerini kaybeden biri. İlk bölümlerde kızı kurtarış sahneleri çok havalıydı ama onunla kaldı. Kötü yorumlara rağmen iyi olacağını düşündüm ama gerçekten çok durağandı güçlerini kullanmadılar bile sadece kız binadan düşerken Habaek'in kurtardığı sahne güzeldi. Daha fantastik daha heycanlı şeyler bekliyordum gerçekten aşırı durağandı. İlk bölümleri ortalamaydı ama sonlara doğru gerçekten sıkılmaya başlamıştım yine de final sahnesi iyiydi.

Dizide güzel bulduğum en güzel detay Hebeak'in her akşam kızı sokakta beklemesiydi. Hoş güzel bir sahne olarak hafızama kazındı.


Dizinin müziklerini çok sevdim. Savina&Drones "Glass Bridge"  Lucia "Without You" Junggigo "Reminds Me of" Kassy "The Day I Dream" Kim EZ "Pop Pop" Yang Da Il "The Reason Why" şarkı listemde yerlerini aldılar.

Albümü dinlemek için; TIKLA

Şimdi arkadaşlar eğer fantastik konulu dizileri seviyorsanız diziye başlayın derim. Ama başlamadan önce şunu aklınızda tutun bu dizinin Goblin ile bir alakası yok. Hatta ve hatta dizinin kendi mangası ile bile alakası yok . Sadece mangadan esinlenip farklı senaryolu bir şeyler yaratmış senarist. Fantastik dizi sever biri olarak bu türde izlediğim diziler arasında ortalama oldu. Ben oyuncuları sevdiğim için izlediğim bir dizi oldu.

Dizi için puanım; 5