24 Şub 2017

Goblin / Kore Dizisi

Gözümde efsaneleşmiş dizilerin kanalı TVN güzel dizi Goblin'e ev sahipliği yaptı. Goblin gerek kadrosu gerek senarist, yönetmeniyle merakla beklendi. Senaristliğini, Descendants of the Sun, The Heirs, Gentleman's Dignity, Secret Garden dizilerin senaristliğini yapan Kim Eun Sook yaparken, yönetmen koltuğuna Descendants of the Sun, Secret Love, School 2013, Dream High 2, Dream High yönetmenliğini yapan Lee Eung Bok oturdu. İşin içinde Kim Eun Sook varsa o işin kötü olma ihtimali yok diyebilirim. Bu sebeple yüksek beklentiler içine girdim. Her zamanki gibi beni yanıltmadı.

Gong Yoo, dizide  Kim Shin karakterini canlandırıyor. Daha önce Coffee Prince, Big dizisi, Train to Busan filminde izledim. Running Man'e katıldığı bölümleri de kaçırmadım. Kore masallarında geçen yakalaşık 900 küsur yaşında olan mitolojik varlık Goblin, geçmiş yaşamında başarılı bir komutanı canlandırıyor.  Yüzyıllardır bu dünyada dolanan Goblin'e yaşamaktan artık gına gelmiş durumda. Her şey ona aynı görünüyor. Bu sıkıcı hayattan onu kurtaracak tek kişi olan "Goblin'in Gelini" ise hiçbir yerde görünmüyor. Ancak ne vakittir bilinmez 19 yaşında bir kız olan Eun Tak tarafından çağrılıp duruyor. Kalbini delip geçen kılıcı görebiliyor olmasıyla, Goblin gelinini buldu. Gong Yoo kendini kanıtlamış başarılı bir oyuncu. Train to Busan ile zirveyi zorlarken Goblin dizisiyle nirvanaya ulaştı. Mimikleri, gülüşü, ciddiyeti ve buğulu gözleriyle sevgisini hissettiren bir adamı izleyiciye derinlemesine hissettirdi.
Kim Go Eun; dizide Eun Tak karakterini canlandırıyor. Cheese in the Trap dizisindeki Hong Seol'un aksine hayat dolu bir kızı canlandıran başarılı oyuncu Eun Tak karakteriyle harikalar yarattı diyebilirim. Euntak: Uzun zaman önce ölmesi gerektiği için yaklaşık on senedir ölüm meleğinden saklanıyor. Küçük yaşlarından beri ölüleri görebildiği için ölüm meleğinden kaçabildi bu sayede. Her zaman pozitif ve kendine güvenen ve her durumda cesaretini yitirmeyen biri. Goblin'in gelini olacak kadar cesaretlidir. Kim Go Eun sen nasıl güzel bir oyuncusun. Güldüğünü her sahnede yanaklarını sıkasım geldi. Bir film veya dizide Kim Go Eun yer alıyorsa o işte kalite vardır.
Lee Dong Wook; dizide ölüm meleği (Grim Reaper) canlandırıyor. My Girl, Wild Romance, Hotel King, Blade Man, Bubblegum dizilerinde, Roommate programında izledim. Roommate programında kişiliğine hayran kalmamak mümkün değil. Oldukça çalışkan, prensip sahibi biri. Ölüm meleği olarak kayıp ruh olduğu için Euntak'ı alıp götürmek istiyor ya da görevi gereği onu alıp götürmesi lazım. Euntak'ın yeni bir yere taşınmasından sonra durmadan onu aramaya başlar. Nihayet yüz yüze geldiklerinde ise Goblin onun hamiliğini yaptığından ona bir şey yapamaz. Fırsat kollarken Goblin ile yaşamaya başlar. Ve bir gün Sunny ile tanışır. Lee Dong Wook izlediğim dizileri arasında en çok Hotel King'de canaldırdığı ketum karakteri sevmiştim. Fakat Goblin'de ki ölüm meleği karakteriyle hepsini sildi süpürdü diyebilirim.

Yoo In Na; dizide Sunny karakterini canlandırıyor. Secret GardenQueen In-Hyun's ManMy Love From the StarMy Secret HotelOne More Happy Ending, Bubblegum dizilerinde izledim. Işıl ışıl parlayan her şeyi sevdiğinden kendisine Sunny diyor. Harika bir dış görünüşe sahip olan Sunny erkekler tarafından oldukça çekici bulunan bir kadın. Ve bu durumu kendi faydasına kullanmayı da pek iyi bilmekte. Yolda karşılaştığı ölüm meleğinin oldukça saf birisi olduğunu fark eder. Hayatında ilk kez ona hayranlık duymayan bir adamla karşılaşmış ve bu durum oldukça ilgisini çekmiştir. Yoo In Na çok farklı bir kız. Bu tür rollerin hakkını veriyor vermesine de  One More Happy Ending dizisindeki performansını ve imajını çok sevmiştim diyebilirim. Fakat bu dizideki çapkın tavırları ona çok yakıştığı inkar edilemez bir gerçek.
BTOB grubunun naif sesi Yook Sung Jae; dizide Yoo Duk Hwa karakterini canlandırıyor. Reply 1994, Age Ending in Nine Boy, Who Are You: School 2015The Village: Achiara's Secret dizilerinde izledim. Büyük bir şirketi yöneten bir ailenin torunudur. Onun ailesi Gobline hizmet eden 13.nesildir. Asi karakteri kadar tam bir baş belası olabiliyor. Amcası olaran bildiği Kim Shin sayesinde zengin bir hayat yaşamaktadır. Yook Sun Jae Who Are You: School 2015 dizisinde yakaladığı çıkışını her yeni projede daha da üst seviyelere çıkarmak için çabalan idollerden biri. Yook Sung Jae'yi daha çok büyük projelerde göreceğimizi düşünüyorum.

Bundan sonrası spolier içerir.


Oyuncular arası uyum fazlasıyla iyiydi. Bu da dizinin başarılı olmasındaki en büyük sebep. Gong Yo-Kim Go Eun aralarında o uyumu yakalayan, çift olarak vermek istedikleri mesajı veren iki karakter ile karşımızdaydı. Arada yaş farkı olmasına karşın Gong Yoo sevimliliğiyle aradaki farkı en aza indirgedi bu da izleyicilere olumlu olarak etki etti. Beni rahatsız etmedi. Lee Dong Wook- Yoo In Na arasında uyum yakalayan bir başka çiftti. Lee Dong Wook'un soğuk bakışları Yoo In Na'nın sıcak bakışları birbirine değince ortaya sıcacık bir aşk ortaya çıkardı. Lee Dong Wook-Gong Yoo arasındaki uyum diğer iki çiftin önüne geçti diyebilirim. İki ayrı karakter iki ayrı sıfat bir evde dost olabiliyormuş. Aralarındaki dostluğu ekrana öyle bir yansıttılar ki yeri geldi güldürdü yeri geldi hüzünlendirdi ama en güzeli sevdirdi. Yook Sung Jae'nin tecrübeli oyuncularla olan uyumu ise takdire şayandı. Tecrübeli oyuncuların arasında idol-oyuncu olarak rolünün hakkını vererek aralarında hiç sırıtmadı.


Genç kralımız ile Kim Shin'in hikâyesi işte böyle başlamıştı dönüp bakacak olursak her şeyin başlangıcı bana en çok bu gibi geliyor. Sarayın bitmek bilmez entrikaları, güç savaşları, güçlü olmak isteyen insanların sonu olmayan hırsları; tarihi dizlerden aşina olduğumuz bu keşmekeş elbet dizimizde de mevcuttu ve Goblinimizi gobline çeviren yolu döşeyen en büyük taşlar da onlar oldu belki de. Kralını korumak için kız kardeşini onunla evlendirip askeri gücü ile ona kol kanat germek isteyen Kim Shin, kralın yılan dilli danışmanının kışkırtmaları ve kralın gençliğin getirdiği kıskançlık, güvensizlik ve Kim Shin'in halkın gözündeki yerinden korkması sebebiyle korumak için yemin ettiği adamın kılıcıyla can verdi. Bir tek o olsa belki içi bu denli yanmazdı. Harp meydanında sırt sırta vatanları için savaştığı silah arkadaşları, onun akrabası ve hizmetkarı olmak dışında hiçbir günahı olmayan insanlar ve en en önemlisi kız kardeşi hepsi onunla birlikte can verdi ve Goblinimiz bu acıyla öbür dünyaya göçmüşken yine bu acıyla yeniden Goblin olarak dünyaya geri geldi. Kaderine böğrüne saplı kılıcı çıkaracak bir gelin yazıldı.


Goblin,senaryo açısından olmasa da, sinematografi yani görsellik açısından benim izlediğim K-Dramaların içerisinde şu ana kadar en etkileyicisi.Yönetmenle birlikte çalışan görüntü yönetmeni de iyi iş çıkarmış,onun da hakkını teslim etmeli. Her bölüm bağımsız film tadında. O yüzden diziyi teori üretmeksizin, fantastik olduğu için mantıklı neden-sonuç ilişkileri üzerine fazlaca kafa yormadan, kimi sahneler biraz ağır aksa da sinematografinin ve oyunculukların keyfine vararak izlemeyi yeğledim.



Çekim açıları,müzikler,mekanlar,tarzlar; en ince ayrıntısına kadar planlanmış. Olağandan farklı konuları her zaman severim ama fantastik olaylar işin içine girince gerçek hissettirmesini isterim. Bir 90 dakikada resmen beni olaylara bağladı ve kendi gerçekliğine inandırdı. Şaşırtıcı derecede verilen her ayrıntıyla ilk bölümü kafamda soru işareti olmadan atlattım. 

Kim Shin ve Ji Eun Tak aşkını tam da kendi deyimlerinde olduğu gibi -Hüzünlü Aşk- bize yansıtmalarını kendi adıma çok sevdim. Bu hikayenin tam olarak mutlu sonla bitmeyeceğine, izleyenleri hüzne boğup en sonunda az da olsa yine gözleri hafif yaşartacak kadar mutlu biteceğine dair işaretleri bölümlerin içerisinde sıkça verdiler. Final sahnesi de öyle oldu. Ji Eun Tak'ın ölmeyeceğini, Kim Shin'in ölüp birkaç sene sonra yeniden yaşama döndürüleceğini düşünmüştüm fakat sevgili yazarımız beni kendi hikayesiyle şaşırttı ve bol bol hüzne boğdu izleyenleri. Fakat en sonunda dediğim gibi biraz bile olsa mutlu olmalarını, bu ikilinin yıllar sonra reenkarnasyon aracılığıyla olsa da yeniden yollarının kesişmesine, Quebec'te yeniden Goblin ve Goblin'in ilk ve son gelini olarak devam etmelerini çok sevdim...  Peki, mutlu son muydu?  Hem öyle hem değil diyebiliriz buna içinde bir sürü ama olduğu için. Ama hayat da öyle değil midir en tatlı anların bile ilk cümleden gelen sonra ikinci cümlesi hep amadır.... Kar güzeldir ama soğuk, güneş sıcaktır ama kavurur, buzlu su güzeldir ama boğazı üşütür.... Eun Tak ile goblin bir araya geldiği için mutluyuz ama Eun Tak yine ölecek yine ölecek yine gelecek.... Ama neticede bir arada olacaklar. O an o saniye mutluluk belki de budur, biteceğini bildiğiniz için güzeldir, o anın kıymetini bilmek için biteceğini de bilmek gerekir.  Ölüm meleğimizin nasıl ki bir gün cezasının biteceğini bilmiyorduk goblinimiz için de öyle bir son kendi senaryomuzda yazmamız mümkün olabilir. Hayatlarını aldıklarının karşılığı olarak hayatlarına ışık getirecek, bir umut verecek anları denkleştirdiğinde belki de bizim goblinimiz de Eun Tak'ın son hayatında onunla insan olarak geçirip beraber göçerler cennete kim bilir.

Sunny ile ölüm meleğimizin aşkını da ta içimde hissettim. Senarist zayıf bırakmdı bu aşkı. Hayatta onların bir geleceği yoktu, Sunny onu ne kadar sevse de Wang Yeo'yu bağışlayabilmesi mümkün değildi, aşk her şeye yetmiyor bazen, yürek acıları, telafisi olmayan yaralar vardır ve onları kimi zaman aşk bile tedavi edemez. Duyguyu mükemmel bi şekilde izleyiciye geçirdiler. Ve nihayet her şeyi geride bırakacakları temiz bir sayfa açtılar dizinin sonunda.

''Unutmuşluğum benim huzurum olacağını düşünen sana.. Gözlerimiz buluştuğu an anlamıştım senin de bütün anıları hatırlıyor olduğunu. Kendi mutlu sonlarımızdayken bu trajedinin farkında değilmişiz gibi davranmalıyız. Dilerim bir sonraki hayatımızda beklemenin anlık görüşmeninse çokça sürdüğü bir kaderimiz olur. Bahane olmaksızın da birbirimizin yüzünü görebiliriz. Bu dünyada tek bir tanecik olan içten bir isimle. Tesadüfen karşılaştığımızda birbirimizi selamlaya bileceğimiz bir bağımız olur. Kimi zaman Kim Woo Bin, kimi zaman Wang Yeo olan sen.. Lütfen upuzun ve mutlu bir hayat sür. ''
Kim So Hyun ve Kim Min Jae tekrar bir arada görmek çok mutlu etti.

Bu diziyi Kore mitolojisi olarak düşünün ve ona göre izleyin. Hatta bunun bir peri masalı olduğunu. Kore mitoloji ve efsaneler açısından çok zengin bir kültüre sahip. Yani mitoloji/söylencelerin harmanlandığı, tümüyle fantastik, din-dışı bir kurgunun ve başka kültürlere ait hayali figürlerin bizim dini inancımıza ve kültürümüze dayandırarak eleştirmek çok mantıklı değil. Senaristlerin efsanelerden esinlenerek yazdıkları bir kurgu, hayal dünyası. Bu da diziyle alakalı bir dip not olsun.
Descendants of the Sun dizisinden sonra arkadaşlık bağını en çok hissettiğim ikili. Gong Yoo ve Lee Dong Wook'un arasındaki uyum ve kimya efsaneydi. Bir çok kez dizide ki aşkları izlemek yerine bu ikilinin tatlı tatlı atışmalarını izlemek istedim.

Goblin,senaryo açısından olmasa da, sinematografi yani görsellik açısından benim izlediğim K-Dramaların içerisinde şu ana kadar en etkileyicisi.Yönetmenle birlikte çalışan görüntü yönetmeni de iyi iş çıkarmış,onun da hakkını teslim etmeli. Her bölüm bağımsız film tadında. O yüzden diziyi teori üretmeksizin, fantastik olduğu için mantıklı neden-sonuç ilişkileri üzerine fazlaca kafa yormadan, kimi sahneler biraz ağır aksa da sinematografinin ve oyunculukların keyfine vararak izlemeyi yeğledim.

Çekim açıları,müzikler,mekanlar,tarzlar; en ince ayrıntısına kadar planlanmış. Olağandan farklı konuları her zaman severim ama fantastik olaylar işin içine girince gerçek hissettirmesini isterim. Bir 90 dakikada resmen beni olaylara bağladı ve kendi gerçekliğine inandırdı. Şaşırtıcı derecede verilen her ayrıntıyla ilk bölümü kafamda soru işareti olmadan atlattım. Lee Dong Wook'u ilk gördüğümde şapkalı haliyle Fringe deki gözcülere benzettim ,çok hoşuma gitti. Nedenini anlayamadığım tanıdık bir his vardı. O an kaptırdım kendimi.
Kim Go Eun güldükçe o yanakları sıkasım geldi. 
Şu tipe bakın :)

Ciddi takılan goblinin şımarık halleri dizinin en çok güldüğüm sahneleri desem yeridir.

Sonra sırf kıskançlığı için, sırf ona sevgili bulmak istediği için en yakın arkadaşının çantasını kesmesi





Lee Dong Wook'u boşuna sevmiyorum. Adam her haliyle karizmatik olmayı başarıyor. Girdiği her rolün hakkını veriyor. Hotel King dizisinde yer aldığı diziler ortalamaydı .Ölüm Meleği karakteriyle efsane geri döndü hissiyatını bizlere yansıttı. Bu şapkanın aynısını istiyorum. Lee Dong Wook'u ilk gördüğümde şapkalı haliyle Fringe deki gözcülere benzettim ,çok hoşuma gitti. Nedenini anlayamadığım tanıdık bir his vardı. O an kaptırdım kendimi. 


Dizi kadar müzikleri de harikaydı. CHANYEOL&PUNCH "Stay With Me . Benim en çok etkilendiğim şarkı "Crush"Beautiful" idi. Sam Kim "Who Are You"  Soyou"I Miss You" URBAN ZAKAPA"Wish" Ailee"I will go to you like the first snow" Eddy Kim "You are so beautiful" Jung Joonil "The first snow" Heize  "Round and round" MAMAMOO"Love" Roy Kim, Kim EZ "Heaven"  10cm "My eyes" . Angel Eyes dizisinden hatırlayacağımız Lasse Lindh'in  "Hush" şarkısı da dizinin naif şarkılarından biriydi

Albümü dinlemek için; TIKLA

Yıllar geçiyor, mevsimler değişiyor, ömürler değişiyor, dünyadaki konumları, meslekleri değişiyor, yaşları değişiyor, kar yağıyor, bahar geliyor, ama aşk hiç yok olmuyor.Hani bazı diziler filmler vardır ya, müziğini duyduğunuz an boğazınız düğümlenir, öküz oturur yüreğinize, gözleriniz dolar. Bu da onlardan biri oldu benim için.Hem bu kadar güldürüp, hem de bi o kadar ağlatıp nasıl bu kadar güzel bi şey çıkardılar ortaya anlamadım. Senaryosunu, kurgusunu zaten hiç söylemiyorum bile.Kolay kolay 10 üzerinden 10 vermem. Goblin, sen benim için 10 üzerinden 10'sun. Ve çok özelsin.


Dizi için puanım; 10/10

22 Şub 2017

The Legend of the Blue Sea / Kore Dizisi

Kore'nin ilk tarihi hikaye kitabındaki denizkızı hikayesinden alınan motiflerin mevcut olduğu fantastik-romantik dizidir. Joseon dönemindeki bu kitapta, gerçek bir karakter olan Kim Dam Nyeong'un balıkçıların yakaladığı deniz kızlarını ve adamlarını tekrar denize salması anlatılmaktadır. Dizide ise dünyadaki son denizkızı dahi bir dolandırıcı ile tanışır. Denizkızı bundan sonra karada hayatta kalma savaşı verecektir.Tarih öncesinde birbirini tanıyıp aşık olan eski savcı günümüzde nitelikli bir dolandırıcı olan Hae Joon Jae  ile her daim deniz kızı olup da eski adı Se-Hwa yeni adı Sim Cheong  her dönem tekerrür eden imkansız aşkları ve sürekli tekrar eden lanetli kaderlerinin günümüzdeki reenkarne hallerini anlatan bir dizi.


Jun Ji Hyun; dizide Sim Chang/Sea Hwa karakterlerini canlandırıyor. Daha önce My Love From the Star dizisinde, My Sassy Girl ve Assassination filmlerinde izledim My Love From the Star dizisiyle gönlümün sahibi olan aktirist oldu. Sim Chang dizide bir karaya çıkmış, aşık bir deniz kızını canlandırıyor. Sim Chang deniz kızı olarak yaşadığı için karaya çıktığında insanlara dair alışkanlıklara aşina değil. Kara çıktığında karşılaştığı ilk insan Heo Joon Jae oluyor. Jun Ji Hyun beni bir kez daha hayal kırıklığına uğratmadı. Sayesinde epey güldüm. Polis arabasında çıkardığı sesler. Karakolda peçete kutusundan mendil çekerken ki çoşkusu ve o bakışları... Harika bir oyunculuk sergiliyor. Trafik lambasına beklerken kırmızı ışığa bakıp orada ki duruşu taklit etmesi... Mağazada kabinden elbise başında çıkması...Yemek yerken ki o halleri güldürdü. Sayesinde ilk bölümler keyifli dakikalar geçirdim. Boşuna sevmiyorum seni Jun Ji Hyun!

Lee Min Ho; dizide Heo Joon-Jae / Dam Ryung karakterlerini canlandırıyor. Daha önce Boys Over FlowersPersonal TasteCity Hunter, Faith, The Heirs dizilerinde Gangnam Blues filminde izledim. Günümüzde canlandırdığı Heo Joon Jae karakteri dolandırıcı, Joseon Dönemi'nde karakteri Dam Ryung ise validir. Heo Joon Jae iki arkadaşıyla beraber dolandırıcılık yaparak geçimlerini sağlamaktadır. Bir gün kaldığı otel odasında gizemli bir kadınla karşılaşır. Çaresiz, hiçbir şey bilmeyen bu kadına yardım eder. Tabi ki bir çıkar doğrultusunda. Joon Jae, Lee Min Ho'nun canlandırdığı karakterlerin karması gibiydi. Lee Min Ho'yu seviyorum. İyi bir oyuncu oynadığı dizilerdeki karakterlerin hakkını veriyor.Fakat sevimli ve romantik erkek rollerini daha iyi canlandırdığını düşünüyorum.
İlgili resim
Lee Hee Joon; dizide Jo Nam-Doo karakterini canlandırıyor. İzlediğim ilk yapımı. Dizide dolandırıcığı Heo Joon Jae'ye öğreten, Joon Jae evini terk ettiğinde sokakta ona sahip çıkan abisi. Ekibin komik ama zeki üyesi. Birazdan sömüren taraf diyebilirim. Lee Hee Joon; rolünün içine girdi. İzledikçe zıpır bir dolandırıcı hissiyatına sahi,p oluyorsunuz.

CROSS GENE grubunun lideri Shin Won Ho; dizide Tae-O karakterini canlandırıyor. Daha önce Big dizisinde izledim. Ekibin en küçüğü hem de hacker'ı. Tae O'nun bir kaç bölüm sesini kullanmadan sadece mimikleriyle rolünün hakkını verdi. Onun içten içe Sim Chang'a duyduğu hayranlık ve tatlı tatlı kıskanması şirindi. Gözlükleri ve kulaklıklarıyla bir diziyi bitirdi diyebilirim. Won Ho'yu ilk Big dizisinde izledim. O zaman da oyunculuğu sevimli bulmuş, dizi camiasında daha çok görmek istemiştim. Bu dizi onun miladı oldu diyebilir miyiz? Daha çok ekranlarda görmeyi diliyorum.
The Legend of the Blue Sea dizisinde Jun Ji Hyun ve Lee Min Hoo'nun oynayacağını öğrendiğimden beri merakla bekledim. Dizinin senaristi My Love From the Star'a imzasını atmış olan Park Ji Eun olurken yönetmen koltuğuna City Hunter Master's Sun Doctor Stranger dizilerin yönetmeni Jin Hyeok oturdu. İnanılmaz güzel, heyecanlı ve farklı başlayan diziyi finale doğru biraz sıkıcı hale getirdi sevgili senarist. Ortalara doğru nasıl başladığını unutturacak kadar sıradanlaşan bir dizi. Buna en büyük etken senaryonun tamamen klişelerden örülü olması. Aslında fantastik, özgün ve ilgi çekici bir hikaye gibi görünse de hiçbir sürprizi ya da albenisi yok. Geçmiş ve geleceği bağlamak sıkça kullanılan bir teknik ama bu seride tamamen içi boş ve manasız olarak kaldı. Durum böyle olunca devreye oyuncuların hatırı devreye girdi.  

Bu kadın her türlü karakterin hakkını veriyor. 
Çokta sevimli oluyor.

Gülme krizine girdiğim iki sahneden sadece ikisi

Lee Min Ho'yu severim bütün dizilerini izledim. Fakat beklentimi yüksek tutmamı sağlayan oyuncu Jun Ji Hyun oldu. Kendisi her zamanki gibi beni yanıltmadı. Lee Min Ho, şu zamana kadar canlandırdığı bütün rollerin karışımı bir karakterle karşımızdaydı. Oyunculuğu hakkında çok fazla olumsuz yoruma denk geldim.Bununla birlikte oyunculuğu beni rahatsız etmedi. Her zaman ki Lee Min Ho idi. İlk bölüm resmen Sim Chang karakteri ortalığı silip süpürdü. Özellikle  mimikleriyle, bakışlarıyla ve oyunculuğu gerçekleştirdi. Konuşmamasına bile bir süre sonra alıştım. Çünkü kadın mimikleri ve beden diliyle derdini en güzel şekilde anlattı. Lee Min Ho'nun canlandırdığı Heo Joon Jae karakteri biraz oturmamıştı. Özellikle kılıktan kılığa giren bir dolandırıcıyı oynuyorsan çok daha parlak bir oyunculuk sergilemek gerekirdi. Başarılı oyuncu burada sönük kaldı diyebilirim. Bu sebeple diziyi ayakta tutan Lee Min Ho değil Jun Ji Hyun'un oyunculuğu oldu. 


GOT7 grubunun üyesi Jinyoung dizide Lee Min Ho'nun gençliğini canlandırıyor. Dream High 2, When a Man Loves ve My Love Eun Dong dizilerinde izledim. Özellikle My Love Eun Dong dizisinin ilk 4 bölümünde canlandırdığı karakter sayesinde diziye başlamıştım. The Legend of the Blue Sea dizisinde daha çok yer almasını isterdim. Duygularını çok güzel izleyiciye yansıtıyor. İyi bir oyuncu yetişiyor.


Deniz kızı Sim Chang'ın bayan süklüm püklüm olmaması ve katilin karşısındaki güçlü duruşu, dizide Jun Ji Hyun'nun sokak tayfasını izlemek en çok hoşuma giden yönleri oldu.  Yalnız bu Sim Chang karakteri bana bir önceki dizisindeki karakteri hatırlattı. Sadece uzaylıya olan aşkından sonra deniz kızına dönüşmüş gibiydi :)
Lee Min Ho'nun dizilerini yakından takip edenler bilir. 
Heirs dizisinde buna benzer bir sahne mevcut.
Toplu saça karşıyız :)


Dizinin yıldızlar geçidi gibi. Konuk oyuncularında hakkını yememek lazım

Juyn Ji Hyun'un My Sassy Girl filmindeki partneri Cha Tae Hyun.

The Heirs dizisinde annesi rolünde izlediğimiz Kim Sung Ryoung.


Lee Min Ho'nun The Heirs dizisinden birlikte rol aldığı Krystal.

The King 2hearts ve Oh My Ghost dizilerinde izlediği başarılı oyuncu  Cho Jung Seok

Surplus Princess, Discovery of Love, Oh My Ghost, Weightlifting Fairy Kim Bok Joo, Splash Splash Love dizilerinden izlediğim Kim Seul Gi.

Jun Ji HYun'un My Love From the Star dizisinde birlikte rol aldığı arkadaşı Hong Jin Kyung.

Ben dizinin müzikleri beğendim. Lyn  "Love Story" Yoon Mirae "A World That Is You" Jung Yup "Lean On You" Lee Sun Hee "Wind Flower" Sung Si Kyung "Someday, Somewhere" Ken- VIXX "Fool" CoffeeBoy "Why Would I Do This" Se Jeong (gugudan)- If Only  benim dikkatimi çeken şarkılar oldu.

Albümü dinlemek için; TIKLA

Lee Min Ho ve Jun Ji Hyun ikisi de çok iyi oyuncular. Senaryo sıradan ve yetersiz gelsede onlar sayesinde bu kadar reyting oldu şimdi kimse inkar etmesin. Yani bu ikilinin fan kitlesinin hakkı  ödenmez. 20 bölüm bu senaryo için çok fazlaydı. 16 bölüm gayet ideal olurdu. İki oyuncu zaten kendini izlettiriyor.Boş zamanlarınızda sizi güldürüp hüzünlendirecek tatlı bir dizi izlemek istiyorsanız, kaçırmadan izleyin. 

Dizi için puanım; 6/10

10 Şub 2017

That Sugar / Belgesel


Yaklaşık 2 ay önce izlediğim  Avustralya yapımı bir belgeseli sizinle paylaşmak istiyorum. Şekerin hem bedenen hem de ruhen insanlar üzerinde nasıl korkunç etkiler yarattığını, çok akıcı ve de aslında eğlenceli şekilde anlatan 1,5 saatlik belgeselde, kalori artırımına gitmeden ve içinde şeker olduğu herkes tarafından bilinen dondurma ve çikolata gibi besinlerle de beslenmeden, iki ay boyunca vücuduna şeker yükleyen bir adamın hikayesi anlatılıyor. Özellikle hiç düşünmeden tükettiğimiz içecekler, soslar, mısır gevrekleri gibi ürünlerdeki devasa şeker miktarı resmen yüzümüze vuruluyor.Büyük şirketler tarafından nasıl da güzel kamufle edildiği de filmde kendine yer bulan diğer bir konu.

Yediğime içtiğime az da olsa dikkat eden birisi olarak salça dahil olmak üzere sosların içinde şeker olabileceği aklımın ucuna bile gelmezdi. Evimizde bulunan salçanın 100 gramında 12.5gr şeker olduğunu görünce epey şaşırdım. Bu da yaklaşık 3 küp şeker ediyor. 1 kiloluk salçanın içinde 30 tane küp şeker var demek oluyor ve biz farkında olmadan tüketiyoruz.

Belgeselde; rafine şeker içermeyen ürünlerle aldığı günlük 2.300 kaloriyi beslenme alışkanlığını değiştirerek 60 gün boyunca şeker içerikli gıdalarla değiştiriyor. meyveli yoğurt, gazlı içecek, soslar vs.
60 günün sonunda sadece fiziki olarak sağlığının bozulmasının yanında yorgun ve en önemlisi ruhen de çökmüş hissediyor. Yani sadece kilo almıyor.

Rakamlarla ise:
(önemli olan ve unutulmaması gereken bu rakamlara aynı kalori ile ulaştı yani günlük 2.300 kalori ki bu da beslenmenin önemini gösteriyor)
8,5 kg aldı.
vücut yağ oranı %7 arttı.
inanılmaz ama bel ölçüsü tam 10 cm arttı yani göbekten kilo aldı.

Sağlıklı beslenmeye çalışan kişiler bile bazen iradesine yenik düşebiliyor ama bu filmi izledikten sonra bir şeker zerresini bile ağzınıza atarken bin kere düşüneceksiniz. Zira ben izlediğimden bu yana yaklaşık 2 aydır şeker içerikli hiçbir şey tüketmiyorum. Ayrıca, Amerika'nın mısır şurubu üretimi ve şekerin sağlığa zararının olmadığı konusundaki ispat çalışmaları da yüzeysel olarak anlatılmış. Bence bu konu ayrı bir belgeselin konusu bile olurKilonuzdan şikayetçiyseniz ve ne kadar dikkat etsem de kilo veremiyorum diyorsanız, bu filmi bir izleyin. Bir film izledim ve hayatım değişti cümlesini kuracağınıza eminim.

25 Oca 2017

Weightlifting Fairy Kim Bok Joo / Kore Dizisi


2016 yılının sonlarında 2017'nin başlarında sonlanan sevimli dizi Weightlifting Fairy Kim Bok-Joo, tartışmasız en sevimli diziler kervanına adını yazdırdı. MBC kanalında yayınlanan dizinin senaristliğini King of High School Life Conduct ve Oh My Ghost hatırlayacağımız Yang Hee-Seung yaparken yönetmen koltuğuında Oh Hyun Jong oturuyor.

Sporcu bir kadının hayatına ve ilişkilerine odaklanıyor. Hikayesi kampüste geçen olan dizi, ana hikaye ekseninde hayallerinin peşinden koşan atletlerin mücadelelerini de anlatıyor. Dizinin en önemli esin kaynağı ise Güney Koreli şampiyon atlet Jang Mi Ran.
Lee Sung Kyung dizide Kim Bok Joo karakterini canlandırıyor. Daha önce It's Ok, This is LoveCheese in the Trap, Doctors dizilerinde izledim. Kim Bok Joo; başarılı bir halterci. Gücünü eski bir halterci olan babasından alıyor. 20 yaşlarında olan genç bir bayandır. O, Spor Akademisinde 2. sınıftadır. Bölümü halterdi. Kim Bok Joo; arkadaş canlısı, adaletsizlik görmeye dayanamayan ve öfkesine hakim olamadığı içinde sıkça kavgalara karışan birisidir. Ancak bütün bunların altında kırılgan bir kalbi vardır. Lee Sung Kyung son yıllarda canlandırdığı karakterlerle dikkatleri üzerine çekti ve başrolü bu diziyle kaptı. Her tip karakteri canlandırabilecek potansiyele sahip bknz: Cheese in the Trap ve Doctors dizileri. İki farklı karakteri bu kadar iyi taşıyabilecek oyuncu çok az. Kim Bok Joo ise her iki rolün karışımı gibiydi. Dizideki şivesi ve mimiklerine hayran kalmamak elde değil.
Nam Joo Hyuk; dizide Jung Joon Hyung karakterini canlandırmaktadır. Daha önce Surplus Princess,  Who Are You: School 2015, Cheese in the Trap, Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo dizilerinde izledim. Jung Joon Hyung, mükemmel ama bir o kadar da şanssız bir yüzücüdür O, Kim BokJoo ( ile aynı Spor Akademisi 2. sınıf öğrencisidir. Yüzme takımındadır. Kural dışı bir başlangıç yaptığı için diskalifiye olan Joon Hyung, geçmişinde yaşadığı bi olaydan sonra büyük bir travma geçirmiştir. Nam Joo Hyuk, Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo ile gösterdiği çıkış ile başrolü kaptı. Oyunculuğu o kadar doğal ki izlerken gerçekten o karakteri size yaşatıyor.
Lee Jae Yoon, dizide Jung Jae Yi karakterini canlandırıyor. Daha önce Golden RainbowWitch's Romance, Heart to Heart, Another Miss Oh dizilerinde izledim. Jung Ye Ji, Jung Joon Hyung abisidir. Tesadüf eseri Kim Bok Joo'yla karşılaşır ve ona yardımcı olur. Başarılı bir doktordur. Kardeşine fazlasıyla düşkündür. Le Jae Yoon'un hem iyi hem kötü karakterleri iyi bir şekilde taşıyabiliyor. Bununla birlikte romantik ve düşünceli erkek rollerinde daha iyi olduğunu düşünüyorum. O tip rollerde farklı bir karizma taşıyor. Tabiri caizse çiçek çocuklar gibi olabiliyor.
Kyung Soo Jin, dizide Song Shi Ho karakterini canlandırmaktadır. Daha önce Age Ending in Nine Boy dizisinde izledim. Song Shi Ho, Joon Hyung'un  eski kız arkadaşıdır. Jimnastikte 3. yılındadır. Güney Kore'ye geri dönen Shi Ho, jimnastik uğruna terk ettiği Joon Hyung'a geri dönmek ister. Kyug Soo Jin'in oyunculuğu orta şeker. Aslına bakarsanız dizi kadrosunda ısınamadığım tek oyuncuydu diyebilirim. Bu rolünden kaynaklı değil. Ondan eksik bir şeyler vardı. Fakat nedir bilmiyorum. Oyunculuğu soğuk geldi.

Dizinin daha yeni başladığı zamanlarda gördüğüm fotoğraf ve videolar sayesinde deli gibi başlamak istediğim ama bir dizi bitmeden başlama kuralını bozmamak için dayanmaya çalıştığım ama dayanamayıp başladığım sevimli dizi. Dizinin mutluluk verici ve iyileştirici bir özelliğe sahip olduğunu söyleyebilirim. Arkadaşlıklar, aile ilişkileri, diğer ilişkiler her şeyi çok güzel bir şekilde yansıttılar. Özellikle de sevgiyi. Dizinin çok belirli bir konusu yoktu. Bununla birlikte sıcak ve sevgi doluydu hiç bir bölüm sıkmadı.

Spolier olabilir bu paragraf, izlemeyenler okumasın!
Book Joo'nun amcası ile bayan antrenör arasındaki olayları işlememiş olaylar hoş olurdu. Senaryoda gereksiz bulduğum  tek şey diyebilirim. Çokta fazla göze batmıyor Joon Hyung'un  Ben anlayamadım neden bu kadar yumuşak bir tutum sergiledi. Belki biraz ağır olacak ama sadece doğurmakla anne olunmaz. Kaç sene olmuş kadın bir kere aramamış sormamış paraya ihtiyacı olduğu için dönmüş. Dönmüşken de bir çocuğum vardı sanki buralarda bir ona da bakayım demiş. Sinir oldum. Birde Bok Jo'nun Dr. Jae Yi  aşık olduğu sahnelerde her kızın yaşayacağı duygu tramvalarına ne demeli. Onu bir dakika bile görebilmek için Haltere ters olan zayıflama işlerine bile giriyor olması. Saf ve temiz duygulardı. İlk kez bir erkek ona kadın gibi davrandı. Bir halterciye. Bu yüzden fazla samimiydi bu dizi.















Dizinin en güzel olaylarından biride bir çok komik sahneye denk geliyor oluşumuzdu. Mesela iki abi kardeş arasındaki fark ise çok güzeldi. Hikayesi sıradan kahramanlar bizden birileriydi. İkinci erkekler ikinci kadınlar güçlü aileler ve ilişkiler yoktu. Eski kız arkadaşın yaptıkları gerçek hayatta sıradan kıskanç eski bir kız arkadaşın yapabileceği şeylerdi ya da eski kız arkadaştan hoşlanan kıdemlinin Joon Hyung'a yaptıkları normal hayatta olabilecek sıradan insan olaylardı. her şey doğaldı. Bu sebeple samimiyet kokan bir diziydi.

Dizinin başrolleri arasındaki uyum diziyi baştan sonra götüren unsurlardan biri oldu. İkisinin arasındaki kimya uyumlu olunca ortaya izlemesi keyifli bir dizi ortaya çıktı. 
Dizi boyunca klişelerin dışında bir çok komik sahneye denk gelebilirsiniz. :)



Samimi oluşlarının verdiği çekim ise izleyicilere güzel yansıdı


Özellikle dizinin gerçekçiliği, doğallığı, Kore deyimiyle 'makjang'dan yani K-Dramalarda bol bol kullanılan klişelerden, duygu sömürüsünden uzak duruşu, hiç bir sahnede sıkıcı olmayışı, kurgu geçişleri, dostluk, aile, sevgi-aşk ilişkileri, gençlerin ve genç sporcuların sorunları gibi hayattan ayrıntılar, çiftin doğal kimyasının yarattığı sinerji ve oyun gücü, yönetmenin yorumuyla birleşince bu iddiasız ama şeker-şurup tadındaki dizi beni kendine kıskıvrak bağladı, izlerken gülümsetti ,mutlu etti, içim kıpır kıpır oldu.

Tipik Lee Sung Kyung hareketleri :) Az çok onu takip edenler bilirler.
İzlemeyenler için Doctors dizi ekibinin Running Man'e katıldığı bölümünü öneririm.

Üniversite hayatında yurtta kalan arkadaşlar az çok bilirler bu güzelliği. Sürekli yanınızda olan iki güzel dost. Swag tadında dostluklar yaşadığım için kendimi şanslı hissediyorum. Zira diziyi izlediğimde bir çok yerde kendi arkadaşlıklarıma tanık oldum diyebilirim. Hayatınızın dizisi olamaz belki ama aşkı,arkadaşlığı,dürüstlüğü,aileyi hatta düşünün eski kız arkadaş olmayı bile çok güzel işlemiş bir dizi kendisi. Soldaki Lee Jo Young ilk dizi çıkışı devamı gelir. Sağdaki Cho Hye Jung. Daha önce Because It's The First Time ve Cinderella and Four Knights dizilerinde izledim. Aşırı sevimli. 


Dizi konuk oyuncu geçiti gibiydi. 
Lee Sung Kyung'un yakın arkadaşı olan Lee Jung Suk.
 
Surplus Princess dizisininde çıkış yapan Nam Joo Hyuk'un o dizide rol arkadaşı Kim Seul Gi.
 Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo dizisinde birilikte rol alduğı Girls Generetion grubundan Seohyun

Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo dizisinde birlikte rol aldığı ve yakın arkadaşı olan Ji Soo.

Dizinin müziklri, Kim Jong Wan&NELL "You&I" Han Hee Jung "Dreaming" Standing Egg "I'll pick you up" Kim Min Seung "From now on" Lee Hae In "Permeate " benim dikkatimi çeken şarkıları. Albümü dinlemek için sizi aşağıya alayım.

Albümü dinlemek için; TIKLA

2016'da yayınlanan bir çok iyi diziye nazaran konusu basit de olsa, bu kadar sağlam, tıkır-tıkır işleyen, tuzağa/tekrara düşmeyen ve açık vermeyen bir senaryoya sahip değildi. Üstelik kararında son buldu diyebilirim Hayatınızın dizisi olamaz belki ama aşkı,arkadaşlığı,dürüstlüğü,aileyi hatta düşünün eski kız arkadaş olmayı bile çok güzel işlemiş bir dizi kendisi. Keşke şurada şu olsaydı dediğim bir sahne,senariste sinirlendiğim bir an yaşamadım.Her şey yerindeydi ve güzeldi.Kore dizilerinde son dakikalarda yaşadığım mutluluğu ben bu dizide baştan sona kadar yaşadım. 

Sorumuzu unutmayalım
ACABA MESSİ'Yİ SEVER MİSİNİZ?

Dizi için puanım; 8/10