Cem Yılmaz; senaritliğinin kendisinin yapmış olduğu Herşey Çok Güzel Olacak, G.O.R.A, Hokkabaz, A.R.O.G, Yahşi Batı gibi gişe hasılatı yapmış filmlerin ardından Pek Yakında filmiyle kendini bir kez daha kanıtladı.
Filmin konusu; Hayatını korsan DVD satarak ve birtakım kanunsuz işler yaparak kazanan Zafer, bir gün karısından büyük posta yer ve anlar ki bu işleri bırakmazsa evliliği bitecektir. Kanunsuz işrlere zinhar tövbe eden Zafer, ailesini geri kazanmak için figüranlık yaptığı eski oyunculuk günlerine geri döner. Amacı o günlerden gelen sinemacı dostlarıyla yeniden bir ekip kurmak ve 1970'lerden bu yana hayata geçirilmemiş fantastik bir proje olan "Şahikalar Kötülüğün Sonu" adlı filmi çekmektir. Fakat kurduğu ekibin yetenekleri de bir noktaya gelir ve takılır. Şimdi hepsini eğlenceli, komik bir o kadar da duygusal macera bekler-Cem Yılmaz'ın dördüncü kez yönetmen koltuğuna oturduğu Pek Yakında filmini ilk kez tek başına yönetti. Yeşilçam'a sinemasında ki yıldız sistemine ve sinema sektöründe ki sıkıntılara her zaman olduğu gibi zeki göndermelerde bulunmuş. Ayrıca; Cem Yılmaz'ın neredeyse her filminde bilim kurguya yaptığı göndermeler ve mutlaka o tarz kostüm çalışmaları yer vermesi gözlerden kaçmadı. Fİlmde karakterler gayet güzel çizilmiş ve canlandırılmış, kadroya diyecek yok. Cem Yılmaz'ın kemiklemiş kadrosu iş başında. Erkek oyuncu kadrosu; Zafer Alagöz, Özkan Uğur, Ozan Güven, Cengiz Bozkut gibi oyuncular değişmezken ilk defa Çağlar Çorumlu'yu bir Cem Yılmaz filminde görmüş bulundu, filmin yıldızlarından biriydi diyerek iyi kide görmüşüz diyorum. Bayan oyuncular arasında bu sefer Cem Yılmaz'a Tüli Özen eşlik ediyor. Zerrin Tekindor, Hare Sürel ve Aşyen Gruda gibi isimleri görmek mümkün.
Senaryonun; ekrana yansıttığı akışı sıkıntısız, tadında ilerledi. Beni bu süre zaafında sıkmadı diyebilirim. Aksine her sahnesi aklıma kazındığı yer yer hüzünlendiren ve göndermelerin bol bol olduğu efsanevi bir film olmuş. Film için film yaparak kısa bir klip gibi olsa da filmin sonuna eklediği Şahikalar filmi ise; daha dikkat çeken bir film olarak görülebilir. Özetlemek gerekirse komediden çok duygusallığın ön pland olduğu farklı bir hikayeye sahip olan bu film sinemamızın arşiv anlarına adını yazdırdığı düşünüyorum.
Büyük üstad Mahzar Alanson film müziğini yaparsa; buyrun efenim kulaklarınızın pası silinsin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Düşüncelerinizi lütfen benimle paylaşın..