9 Ağu 2017

Dunkirk


2. Dünya Savaşı'nın ilk yıllarında Nazi Almanyası'nın net bir üstünlüğü vardır. Mayıs 1940'ta İngiltere, Kanada, Fransa ve Belçika'ya ait müttefik ordularından 400 bin asker, Fransa'nın İngiltere'ye çok yakın Dunkerque (Dunkirk) bölgesinde Alman Ordusu tarafından karadan tamamen kuşatılmıştır. Almanlar bu askerleri hava bombardımanlarıyla yok etmeyi planlarken, İngiliz Başbakanı Churchill'in yönlendirmesiyle askerleri kurtarabilmek için çok tehlikeli ve savaşın gelişimi açısından hayati önemde bir tahliye operasyonu başlatılır. Dunkirk, filmi, 2. Dünya Savaşı'nın seyrini etkileyen olaylardan Dunkirk Tahliyesi'ni karadan, havadan ve denizden farklı bakış açılarıyla izleyiciye aktarıyor.

Öncelikle Dunkirk günümüz Hollywood sinemasının duvarlarını yıkan bir film Sovyet film tarzını benimsemiş. Bu da kısaca ana karakter yerine bir grup bir veya bir alandaki olayları anlatan tarzda ancak bu tarz o kadar nadir ki bu filmde eleştiri olarak karakter gelişimi yok gibi yorumlar geliyor. Ancak Nolan çok başarılı bir yönetmen olduğunu bir kere daha kanıtlayıp çok zor bir şeyi başararak karakter gelişimi olmadan da kaliteli işler olabileceğini gösterdi. Hatta filmi öyle bir halde yaptı ki karakter gelişimi olsaydı bu film sıradan bir filme dönebilirdi. Film, kusursuz olmuş zaman kavramanın aslında herkese göre değişebildiğini gösteren anlarla doluydu. Çoğu insanın filmle ilgili eleştirisi aşırı yüzeysel oluyor. Gerçi onlarda haklı. Son zamanlarda Hollywood furyasında olan her şeyden azar azar verip herkesi çekelim gibi bir gayesi olmadan bir film yapılmış.Bu tarz filmlerin başarılı olması çok zordur bunun için her şeyin harika yapılmış olması gerekir ve her şey harika olsa bile işin içine çok azda şans lazım oluyor çünkü bu tarz filmler gerçek sinema kültürü sever insanlar tarafından beğenilse de seyirciyi içine çekmekte zorluk yaşıyor ancak Nolan zaman kavramını kendine göre yazarak aslında her olayı farklı açılardan farklı zamanlarda göstererek seyircinin ilgisini taze tutmayı başarabilmiş ben filmi aşırı derecede beğendim.

Bu filmi diğer savaş filmlerinden ayırmak gerekiyor çünkü arka planı savaş olsa da Nolan'ın bize göstermek istediği daha çok insanın bir savaşta nasıl zorluklar yaşadığı ve bu zorluklarla mücadele edip nasıl hayatta kalmayı başardığını anlatmış.Yani kısaca bu filmde çatışma sahneleri yerine insana ve psikolojilerine yönelmiş.Ve bunu kesinlikle muhteşem yapmış. Ama doğrusunu söylemek gerekirse Nolan'dan gerçek bir savaş filmi görmeyi çok isterdim. Bu denli büyük çapta maliyetli bir filmde efsane çıkarma, çatışma, patlamalar vs. fena olmazdı. Muhtemelen herkesin beklediği de buydu ki bir çok kişi hayal kırıklığına uğradı. Benim karşılaştığım gayet iyiydi,  memnunum. Sonuçta yine farklı bir film ve yine Nolan.

Oyunculara gelirsek öyle pekte ön planda olan oyuncu yoktu çünkü senarist rolleri herkese eşit dağıtmış ve fazla da diyalog sahneleri de bulunmuyor. Ama Tom Hardy, Cillian Murpy ve Mark Rylance'ı görmek çok iyi geldi. Bunların dışında müzikler tabii ki yine Hans Zimmer'a ait. Aynı zamanda filmin görsel efektleri, sinematografisi gibi teknik dalları da oldukça başarılı bu senenin tartışılmasız en başarılı filmlerinden birisi.Film dediğimiz sanat içinde büyük oranda matematik barındırır her unsuruyla bir denklem çıkarır ortaya. Bu bilmem kaç bilinmeyenli denklemi çözebilen isimlerden biride Christopher Nolan. Film esnasında adeta tepenize bombalar yağıyor, tekneden gemiye gemiden kumsala savruluyorsunuz, ciğerlerinize su doluyor, yüzünüz gözünüz petrol oluyor, korkuyorsunuz, seviniyorsunuz. Tam da bu kadar gerçekçiydi. Tom Hardy bir maske arkasında (Bane karakterine atıfla) birkaç sahneyle bile muazzamdı. Bunun dışında Nolan filmlerinin değişmez yüzü Murphy, genç oyuncu Fionn Whitehead, Jack Lowden vs. hepsi üstüne düşen rolleri kusursuz halde beyaz perdeye yansıtmışlar.

Televizyonda  Christopher Nolan'ın Kanal D haberdeki kısa röportajını izledim, diyor ki; "18-19 yaşındaki kişilerin ailesini bırakıp savaşa gitme ve dönüş hikayesini anlattık, oyuncuları tanınmayan kişilerden seçerek gerçekçiliğe önem verdik" diyor. Christopher Nolan bu hikayeyle 100 dakikalık Dunkirk filmini yaptıysa demek ki Nolan Çanakkale'de 15 yaşında cepheye omuzunda silahla giden bıyığı dahi terlememiş çocukların kahramanlıklarını bilse Batman gibi 3 seri film çekerdi herhalde.

Çoğu kimse bu filmi Er Ryan'ı Kurtarmak ile kıyaslamışlar.Bence böyle bir kıyaslama yapmak hem Er Ryan filmine saygısızlık olur hem de Dunkirk'ü anlamadığınız sonucunu çıkarır.Bu filmde kahraman bir ana karakter yok,kaldı ki gemisini kurtaran kaptan misali herkes kendisinin kahramanı (ya da bize göre korkağı).  Tarihle ilgileniyor ve 2. dünya savaşı hakkında yeterli bilgiye sahipseniz filmin tam olması gerektiği gibi olduğunu anlarsınız. Şimdi burada Dunkirk olayını tamamen anlatacak değilim ilgisi olan araştırmıştır fakat Dunkirk İngiltere ve Fransa için kader belirleyicidir. 2. Dünya savaşına devam etmelerini sağlayan yegane olaydır. Nazi Almanya'sının yok edici gücüyle ezilen Fransa'nın kalan askerleriyle, onlara yardım etmek için yola çıkan fakat herhangi bir başarı elde edemeyen İngiliz askerlerinin bir nevi dramına şahit olduk filmde, öncesinde belki birkaç sahneyle durumun vaziyeti daha iyi anlatılabilirdi fakat Nolan izleyicilerin biraz bir şeyler okuyup gelmesini istemiş belli ki. Olay sırasında tanklarını ve ordularını durduran Almanya ( ki neden böyle bir hamlede bulundukları hala tartışılır, filmde bizi havadan avlamak varken neden tanklarını harcasınlar denmiştir fakat bu yetersiz bir açıklamadır bana göre ) savaşı kaybetmelerini sağlayan en büyük 2. hatayı yapmıştır. (ilk hataları ise Rus topraklarının coğrafi şartlarını bilmeden Rusya'ya saldırmaları, ve Nazilerin göz nuru tanklarının bataklığa saplanıp kalmasıdır) Konunun bir kısmına hakim biri olarak filmi çok beğendiğimi söyleyebilirim. Bir savaş filmi olarak değil, bir kurtulma mücadelesi olarak bakıyorum filme.

Son olarak (bu kısmı biraz spoiler olabilir) filmde çok fazla diyalog yoktu doğru fakat bir diyalog vardı ki gayet etkileyici;
- What do you see?
- Home

2 yorum:

  1. Aylardır bu filmi bekledim. Ama yorumlar yüzünden kararsız kalıyorum :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben yorumlara bakmadan sırf Nolan filmi diye gittim. Az denebilecek diyolog, farklı bakış açıları ve savaştan kaçanları konu alan bir film. Efektler efesaneydi görüntü desen yine zirveye çıkardı Nolan. Ben beğenen kesimdeyim😌

      Sil

Düşüncelerinizi lütfen benimle paylaşın..