16 Ağu 2017

Circle: Two Worlds Connected / Kore Dizisi

"İki Dünya… Onların aradıkları tek bir gerçek var.”


Bir TVN klasiği güzel bir diziyle daha sizlerle birlikteyim. Dizinin senaristliği Kim Jin-Hee, Yoo Hye-Mi, Ryoo Moon-Sang, Park Eun-Mi yaparlarken yönetmen koltuğunda Min Jin Ki oturmaktadır. Dizi İki farklı zamandan oluşacak. Birincisi günümüzde (2017), ikincisi 2037'ye ilerleyecek. İnsanlar, dünyaya gelen uzaylılardan yararlanmaya çalışırlar ve ardından gelen ittifak, direniş ve sevgi konusunu içerir.

Uzaylı ya da değil, önemli değil. 
Sadece unut ve yaşa."

Yeo Jin Goo; dizide Kim Woo Jin karakterini canlandırıyor. Daha önce The Moon Embracing The Sun, I Miss You, Orange Marmalade dizilerinde izledim. 2017 yılında yaşayan ve bir üniversite öğrencisidir. Küçük yaşta babası kaybolmuş, ikiz kardeşide hapise girmiştir. Her şeyden uzak kendi halinde üniversitesini okurken gizemli intiharlar meydana gelir ve olaylar silsilesi burada başlar. Jin Goo çocuk oyuncu olarak başladığı kariyerine başarılı bir aktör olarak yaşamına devam ediyor. Ses tonu ve gülüşü kesinlikle efsane!



"Bekle, nerede olursan ol seni bulacağım."
Kim Kang Woo; dizide Kim Joon Hyuk karakterini canlandırıyor. Daha önce Goodbye, Mr Black dizisinde izlemiştim. 2037 yılında yaşayan ve bir dedektif olan Kim Joon Hyuk'un yaşadığı zaman iki alana ayrılmıştır. Birine 'akıllı bölge' denilmektedir. Bu bölgede suç, hastalık ve mutsuzluk duygusu olmaksızın yenilikçi bir sitem vardır. Diğer bölgeye 'genel bölge' denilmektedir. Bu bölgede ise 'akıllı bölge'nin tam tersidir. Burada suç ve hastalık kol gezmektedir. Joon Hyuk 'genel bölge'de dedektif olarak görev almaktadır. Kim Kang Woo aşırı karizmatik Oyunculuğu da kendisi kadar iyi diyebilirim.


 "Benimde bir uzaylı olduğumu
düşünüyor musun?"
Kong Seung Yeon; dizide Han Jung Yeon karakterini canlandırıyor. Daha önce My Lovely GirlSix Flying Dragons dizilerinde izledim. dizide 2017 yılında yaşayan ve bir üniversite öğrencisi olan Jung Yeon karakterini canlandırmaktadır. Onun karakteri, Woo Ji  ile aynı üniversiteye gitmektedir. Bir gün, arkadaşı birden bire ölür. Bundan şüphelenen Jung Yeon gerçeği araştırmaya karar verir. O, 2037 yılında gerçekleşen gizemli bir davanın anahtar figürüdür. Kong Seung Yeon'un bende bıraktığı iz Six Flaying Dragons dizisiyle oldu. O dizide olduğu gibi bu dizide güçlü bir karaktere hayat veriyor. Güzel işler başaracak aktristlerden biri.


"Mantıklı olan kötü duygular hissetmemektir."

Lee Gi Kwang; dizide Lee Ho Soo karakterini canlandırıyor. Daha önce Me Too, Flower! dizisinde izledim. Dizide 2037 yılında yaşayan Ho Soo, 'akıllı bölge'de bir kamu görevlisi olarak görev almaktadır. Gizemli bir dava için akıllı bölgeye geçen dedektif Joon Hyuk ile davanın peşine düşerler. Eski Beast adıyla bilinen şimdi isimleri Highlight olan grubun üyesidir. Gi Kwang çok fazla dizisine hakim değilim. Bununla birlikte bu diziden sonra hepsini izlemeye karar verdim.





An Woo Yeon,dizide Woo-Jin'in  ikiz kardeşi olan Kim Beom Gyoon karakterini canlandırmaktadır. Daha önce Bubble Gum, Jealousy Incarnate, Strong Woman Do Bong-Soon dizilerinde izledim. Onun karakteri, takıntılı olabilecek derecede uzaylılar hakkında komplo teorileri olan birisidir. An Woo Yeon gümbür gümbür geliyor. Strong Woman Do Bong Soon ile güzel bir çıkış yakalayan genç aktör, bu diziden sonra dört farklı projede daha yer alacak.




Bölümleri 2 kısma ayırmışlar, ilk kısımda günümüzü 2. kısımda 2037'yi izliyoruz. 2. kısmın adı Cesur Yeni Dünya. Ardından gelen bir çok dizi, film, romana esin kaynağı olmuş Aldous Huxley'in Cesur Yeni Dünya'sından bir çok iz görüyoruz. Sırf bunun için bile türünü seven biri olarak bile izlenir. Huxley'in Brave New World/Cesur Yeni Dünyası bilim kurguda önemli bir dönemeç olmasıyla birlikte burada bir biçimde anmaları hoş olmuş. 

Dizinin konusu alıştıklarımızdan çok farklı, taze bir konu bu yüzden işlenen cinayetlerle, kaybolan kardeşlerle bir de içine 2037 hikayesinin girmesiyle çok heyecanlı. Yıl 2017 de olsa 2037 de olsa hep parası olanlar yaşıyor. Kore'nin o dönemdeki toz bulutu altındaki hali çok korkutucuydu. Geçmiş ve şimdiki zaman şeklinde oluşu ve bunu işleyişleri mükemmeldi. Senaryo, kurgu, oyunculuklar tam yerindeydi. Hiçbir sahne olmadı ki 'ne gereksiz, bu olmasa da olurmuş, ne mana' dediğim, ya da hiçbir ayrıntı olmadı ki boşu boşuna gösterilmiş, bir bulmaca çözer gibi izledik diziyi resmen. Son zamanlarda izlediğim en iyi dizilerden biriydi. Fantastik diziler arasında da en'lerle yarışır cinstendi. Zira zor bir kulvar ve genelde ele yüze bulaşır ama bu sefer olmuş. Tek eksiği sinematografiydi, keşke daha fazla bütçesi olsaymış da geleceği daha iyi gösterebilselermiş. He bir de bilim etiğine teğet geçmişler, biraz daha yer verilebilirmiş sanki ama 12 bölüm için gayet tadındaydı. Dizi son iki bölüme kadar her şey geçmiş ve şuan ki zaman programlı olduğundan daha yavaş ilerledi ve son iki bölüm her şey bir anda bir nihayete kavuştu gibi durdu. Aslında her şey bir anda açığa çıkmadı. Senarist bunları önceki bölümlerde hissettirdi zaten. Bir çok izleyici 16 bölüm olsaydı diyordu ama zaten artık adım adım final içerisine girdiğimi 9. 10. bölümlerde hissettirmişti bize senarist. Ekstra 4 bölüm daha bizi fazlası ile boğar ve sıkardı. 
Dizide ikisinin diyalogları en çok hoşuma giden kısım oldu :)


Uyarı: Spolier içerir

Dizi farklı bir sonla bitebilir miydi? Evet. Ama önemli olan sonu değil sürecin kendisiydi, o yüzden nasıl bittiği pek de önemli değil zira hiçbir son tatmin etmeyecek zaten bizi. Oyuncuların hepsi iyiydi ama Byul, Bluebird ve Jung Yeon'a can veren Kong Seung Yeon bence çok çok iyiydi. Bum Gyun'un 2037'de neden gözlük takmadığına bile değindiler. İki kardeşin bir uzaylının gelmesiyle neler yaşadığını izledik. O bakımdan uzaylı neden geldi gibi kısımlara çok takılmadım. İleri teknolojiyi getirmek için gelmiş olabilir ama Byul'un dediği gibi insanların açgözlülüğü böyle bir şey gerçekten yaşansa benzer sonuçları doğurur sanırım. Hikaye tam dizinin adına uygun şekilde bağlandı bence. İkinci sezon için de açık kapı bıraktılar. Sonunda dizide yer almış tüm karakterleri göstermeleri de ayrıca hoşuma gitti.

Yorumlardan anladığım kadarıyla bir çok kişi 2022 de çekilen fotoğrafa senaristin açıklık getirmediğini söylüyor. Ama ben öyle olduğunu düşünmüyorum. 2022 de ilk başarılı klon (yani hayatta kalabilen klon) yapılıyor. Woo Jin den alınan bellek klona yüklenmeden önce fotoğraf çekildi ve ondan sonra klona Woo Jinin hafızasını yükleyip, uyuttular. Boşuna yönetmen ilk başarılı klonun 2022 de olduğunu gözümüze sokmazdı. Orada ki amaç 2022 de çekilen fotoğrafa atıf yapmaktı. Finalle ilgili yorum yapmaktan ve Woo Jin'in 2022'deki fotoğrafına açıklama getirmekten asıl yazmak istediklerimi atladığımı fark ettim. Son bölümde verilen mesajları ciddi anlamda beğendim. Prof. Park'ın "Tek istedikleri mutlu olmaktı, ben de istediklerini verdim onlara" sözleri ve bunun bedelinin bizi biz yapan anılarımızı unutmak ve bizi insan yapan duygularımızı yaşamamak olduğunu anlatan Lee Ho Soo'nun konuşması üzerine çok şey yazabilirim ama kısaca günümüz değerleri ve içinde yaşadığımız sisteme finalde sağlam bir gönderme yapıldı. Konuşmayı Lee Ho Soo'ya yaptırmaları da çok hoşuma gitti ve izlediğimiz hikayesini düşününce ona yakışırdı zaten.


Bir de son sahnede Jung Yeon'un gözlerinin değişmesi 2. sezon için açık kapı bırakmak amaçlı olabilir diye düşünmüştüm ilk izlediğimde ama klon Woo Jin ile uzaylı Byul aşkı mantığını da tamamlayan nokta oldu bence. Umarım 2. sezonu olur dizinin. Bilim kurgu bir dizide karakterlerle bağ kurmadan uzaylılar konusuna girilseydi sanırım bu kadar beğenilmezdi dizi. Şimdi artık 2. sezon olursa rahatlıkla girebilirler o konulara. 

Dizide iki güzel şarkıyı sizinle paylaşacağım. Kwak Jin Eon "Walk with Me" U JI (BESTie)Feat. Andup - "Alive" benim dikkatimi çeken dizilerden biri. Bilim kurgu severler için biçilmiş kaftan bir dizi. Umarım beğenirsiniz.

Dizi için puanım; 9/10

27 Ara 2013

The Moon That Embraces The Sun / Kore Dizisi

Yabancı veya Türk olsun dönem dizilerini hep sevmişimdir. Eski zamanların aşkları, dostukları ve özellikle kıyafetlerini izlerken kendimi tarihi bir yolculuğa çıkmış gibi hissediyorum. Bu yüzden elimden geldiğince bir çok tarihi dönemleri anlatan yapımları izlemeye çalışıyorum.. Kore dizileri arasında izlemekten keyif aldığım bir çok dönem dizisi olmasına rağmen "The Moon That Embarce Sun" yani Güneşi Kucaklayan Ay.. sen sevdiklerim arasında yeri almayı başardı.


Dizi; Kral Lee Hwon'un veliaht prens iken kaybettiği Heo Yeon Woo'ya olan aşkını ve özlemini anlatıyor. Bundan önce ilk bölümler Kralın; veliaht prens döneminde Heo Yeon Woo'ya nasıl aşık olduğunu onun veliaht prenses apansız ölümle yüzleşir. Veliaht Prens ona olan özlemi ve ona olan sevgisi ile 8 yıl geçiriyor.. Kral olduktan sonra sürekli hasta olan Hekimlerin bile fayda edemediği bir hastalığı vardır.. Bütün acısını içinde yaşadığı için yıllarca veliaht prensesin ölümüyle kendini suçlar.. Hekimler fiziksel olarak bir rahatsızlık göremedikleri için büyüye başvururlar. Bir gece odasına ondan habersiz "tılsım" adı verilen bir Wol adında şaman gönderirler. Bu şamanın yıllar önce kaybettiği Heo Yeon Woo'ya benzerliği onu gören herkesin dikkatini çekecektir, özellikle Kralın...

Yeo Jin Goo / Kim Soo Hyun
Kim You Jung/Han Ga In
Lee Min Ho/Jung IL Woo
Siwam/Song Jae Hee
Kim So Hyun/Kim Mim Seo
Jin Ji Hee/Nam Bo Ra
Lee Won Geun/ Song Jae Rim

Geleceğin oyuncuları..
Diziye başladığınızda çocuk oyuncuların performansı ile karşı karşıya kalacaksınız. Jung Il Woo ve Kim Soo Hyun yok diye izlememezlik yapmayınız. Zira dizinin temasını bu 6 bölüm oluşturuyor. Kore dramalarına aşina olanlar oyuncuların gençlik dönemlerini canladıran çocukların uzun küçük yaşlardan beri bu sektörün içinde olduğunu bilirler. Yeo Jin Goo,Kim Yoo Jung, Kim So Hyun, Siwan ilk bu diziyi izlediğimde keşfettim. Özellikle Yeo Jin Goo ve Kim Yoo Jung'un sergiledikleri oyunculuk harikaydı. Birbirine oaln aşkı, özlemi, sevgiyi, kaybetme acısını öyle güzel canlandırdılar ki ikisine de tam not vermiştim. Sonrasında oynadıkları dizilerde kendilerine bana ispatladılar.. Kim So Hyun rolü gereği pek fazla işlevi olmasa da; Jin  Goo ile oynadığı I Miss You dizisiyle ikisinin birbirini oyunculuk bakımında tamamladıklarını düşünüyorum, zira hayran kalmıştım.. Geleceğin can yakan oyuncuları olacağından şüphem yok :) Lee Min Ho'ya gelecek olursak isim benzerliğini yesinler senin :) Kariyeri de onun gibi olmasını umuyorum. Rooftop Prince, Running Man ve şu sıralar Prime Minister and I dizisinde oynuyor. Çok iş yapacak çok.. Si Wan'ı ilk kez izlememe rağmen asil bir ailenin çocuğunu oynamak bir insana bu kadar yakışmazdı heralde :) Bu genç oyuncuların iyi olmalarındaki sebep bana göre küçük yaşlardan beri beraber oynuyor olmaları.
Dizinin akıcılığı, sürükleyici dışında güzel bir son ile veda etmesiyle, izledikten sonra araştırdığım da fark ettim ki Sungkyunkwan Scandal'ın senaristi ile aynı kişiymiş. Senaryonun sadeliği, güzelliği senaristin anlatmak istediği olayların sebep, gelişme(sıkmadan) sonuç ilişkisinin dengede tutması ve buna oyuncuların canlandırdığı karakterlere bürünmesi güzel dizi olmasına olanak sağlamış.. Kim Soo Hyun'un Dream High dizinden sonra kendini ne kadar geliştirdiğine izlerken tanık oluyoruz. Bir kralın dik duruşu ile sevdiği kadına duyduğu özlemin arasında ki o ince çizgi varya hani işte onu yapabilen ender oyunculardan biri olduğuna. Oynadığı  dizinin ya da filmin hakkını vermesini geçtim el attığı attığı her projede kendini daha fazla geliştirdiğine inanıyorum. O yüzden onu izlerken sıkılmadan, senaryoya aldırmadan sevebiliyorum. Jung Il Woo'nun canladırdığı Prens Yang Myung karakterini sevdim Kore dizilerinde genelde ikinci adam-kadın rolünde ki kişiler sevgisinden ötürü kötü karaktere bürünürler. Dizin kötü adamı bu sefer ikinci adamımız değildi. Aksine karmakarışık bir kişiliğe sahip, duyguları gülerek gizleyen, zeki ve güçlü bir karakterdi.. Özgürlüğüne düşkün oluşu ve sevdiği kadına sahip olabilmek için önemliydi..Dizide sevmediğim tek şey başrolün sahibi Han Ga In; oynadığı karakter ne kadar güzel olursa olsun oyunculuğunda bir şeyler eksikti. Bana göre sadece cocukluk yıllarını canladıran ufaklık ile çok benziyor olmaları. Kim Soo Hyun genelde oynadığı karakterlerle uyum içinde görünür. Han Ga In ile bu uyumu yakaladığını düşünmüyorum. Bunun dışında beğenmediğim bir yanı yok. 
  •  Nelerden etkilendiğime gelince; Veliaht Prense amansız hastalığa tutulduktan sonra gizi ay köşkünden uzaklaştırılırken. Prensin akıttığı, çaresiz kaldığı bu an.. Yeo Jin Goo'nun oyunculuğu ile ileride ne işler başaracak diye düşünmeden edemiyorum.. 

Kraliçe'nin emri üzerine yanına yaklaşamadığı için isyaaann..
  • En çok kimi mi sevdim; Kralın sadık hizmetkarı Hyung Sun'ı karakteri sevdim. Neden mi? Kral ile diyalogları, gülmesi, yürüşünü sevdim. Prens sürpriz yapacak diye çatıya çıkıp çiçekler attı. Diyeceğim o ki her şekle girdi desem abartı olmaz.

Toparlayacak olursam, başrolde ki kadın oyuncusunun bana soğuk gelişi olumsuz yönlerinden biriydi. Dönem dizilerinde hikayenin akıcılığı önemlidir. The Moon That Embarce The Sun dizisi de akıcılık, ilk altı bölüm çocuk oyuncuların sergilediği performans ile başardığını düşünüyorum. İlk altı bölümü izleyeceğim zaman sıkılır mıyım diye düşünürken beni diziye çekmeyi başardılar. Geriye Kim Soo Hyun, Jung Il Woo ve Han Gi An'ın dizinin gelişme sonuç ilişkisini iyi oyunculuklarıyla bağlamak kalmıştı. Genel olarak sevdiğim izlediğim için mutluyum.. Dizinin Ostlarına gelecek olursak FT Island'ın "You Don't Know My Feelings"  ve Kim Soo Hyun'un "The One and Only You" .. Diziyi uzun zaman önce izlemiş olmama rağmen hala açar açar dinlerim.. Kim Soo Hyun için Dream High izleyenler bilir sesinin güzelliğini..

Dizinin çekimleri zamanında eğlendikleri belli değil mi

10 Ara 2013

I Miss You / Kore Dizisi

Bu ara yayınladığı sırada izleri takip ettiğim için önceden izlediğim dizileri yazma fırsatı doğdu. Daha izlemediğim binlerce dizi var diyebilirim ama yavaş yavaş hepsini izlemeye çalışacağım. I Miss You dizisini Yoo Chun ve Yoon Eun Hye oynadığını gördüğümde izleme listeme almıştım. İzlemek ise bu yaza kısmet oldu..


 Dizi baştan sonra ağır dramı işliyor. Küçük yaşta birbirlerini seven 15 yaşında ki Lee Soo Yeon ve Han Jung Woo beklenmedik olaylar silsilesi ile ayrılmak zorunda kalırlar. Yaşadıkları ibretlik olaylar onların birbirlerinden ayrı kalmasına sebep olur. 14 yıl sonra yolları kesişir, hayatlarının sınavını atlatmak zorunda kalırlar. Bir adam yaşadığı aşkın dışında yaşadığı vicdan azabıyla birlikte 14 yıl boyunca bu kadını bekler. Dilek olay 14 yıl..

Bu iki aşkın başrolün de sevdiğim iki oyuncu Yoon Eun Hye ve Park Yoochun gibi isim yer alıyor. Dizi yayınlandıktan bir süre sonra izleme fırsatım olmuştu. O yüzden büyük beklentiler içinde değildim. Konusu ne dibine vurmuş olduğundan dizi boyunca bir çok sahnesinde ağlamaktan kendimi alamadım dostlar.. Eun Hye ve Yuchun oyunculuğunu ayrı bir yere koyuyorum. Fakat 15 yaşında ki hallerini canlandıran; Kim Soo Hyun ve Yeo Jin Goo.. Bu iki genç oyuncu kesinlikle gelecekte çok iyi işlere imza atacak..


Kim Soo Hyun sonrasında I Hear Your Voice öncesinde The Moon That Embrace The Sun ve RooftofpPrincede izlememe rağmen bana onun oyunculuğunu net bir şekilde gösterdiğine inanıyorum. Özellikle konuşmasa bile bakışlarıyla her duyguyu hissettirebilir.. En çok bu dizide sevdim onu.. Yeo Jin Ku'ya gelince; onu ilk The Moon That Embrace The Sun dizinde izleme fırsatım olmuştu. Fotoğraflarda da anlaşılacağı üzere çok sevimli gülüşü var. İzlerken duyguyu vermeyi bırakın o sıcaklığını bile hissedebilirsiniz. Yoochun oyunculuğunu sevememe rağmen(çok da iyi olmasada) bana göre 15 yaşında ki halini canlandıran Jin Ku oyunculuğuyla ondan daha büyük işler başarmış diyebilirim.. Şunu da dile getirmek istiyorum bu iki genç oyuncu sadece 4 bölüm dizide yer alıyor. Dizinin bana göre kopma noktası bu ikisinin oyunculuğuydu..

şu duruşunda bile dram akıyor
YooChun dizilerinin sanırım hepsini izlemiş bulunmaktayım. İzlediklerimin arasında en çok ağlattığı dizi I Miss You oldu. Keza Rooftop Prince dizisinde çok fazla gülmeme sebep olmuştu. Dramların aranan yüzü olmalı. Ağladığında ağlata bileceğini birer bir yaşadım diyebilirim. Rolünün ağırlığını empati yaparak canlandırdığını düşünüyorum yoksa bu kadar ağlamam imkan yok. Han Jung Woo; Lee Soo Yeon için mal, mülk, aile herkesten vazgeçti bu çocuk. Haksızlığa uğradığını düşündüğü an onun yanında olan dedektifin izinden polis oldu.. Soo Yeon'u bulabilmek içindi. 14 yıl bekledi, tek bi kadını sevdi..

Lee Soo Yeon rolünü ise Yoon Eun Hye canlandırıyor. Güzelliğinin dışında çok sevimli bir yüzü var. Özellikle ağladığında burnunun kızarması falan onu daha tatlı yapıyor. Sevdiğim bayan oyuncular sınırlı ama Eun Hye sevilmeyecek hatun değil :) Soo Yeon'un yaşadıkları ve hala yaşıyor olabilmesi bile mucize gibiydi. Hatta Jung Woo'yu affetmesi bile mucize gibiydi. Kızın başına ne geldiyse sevdiği çocuğun babası yüzünden geldi. Bunu her ne kadar 14 yıl sonra kadar öğrense de pişmanlık duyardım diye düşünüyorum. Ama çocuk yemedi içmedi 14 yıl boyunca kızı bekleyince bizim Soo Yeon'da tabi etkilendi :) Bence en büyük etkisi ise 14 yıl boyunca annesinin yanında yaşaması oldu diyebilirim ona ileride değinicem dostlar.
Yoo Seung Ho; Birde bizim Harry vardı ki kötü olmaya zorlanmış bir adam gibiydi. Han Jung Woo'nun babasının kardeşi. Kardeşi dediğime bakmayın bunlar 15 yaşında iken o 12 yaşında bir veletti. Onu öldürmek isyteyen Han Tae Joon'dan kaçıyordu onun yüzünden bir ayağı topal kaldı ve o sıra ona yardım eden Soo Yeon'a o sahip çıktı. Çünkü aynı adam tarafında haksızlık gören bu iki çocuk kaçmak zorunda kaldı.. Aslında 14 yıl boyuca kıza o sahip çıktı, okuttu, stilist olmasını sağladı.. Ama gel gör ki o büyük aşkı yenemedi. Yalvardı yanında kalması için. Nafile... Sadece şunu dile getirmek istiyorum ki böyle bir suratın kötü karakter olmasını kaldıramadım.. Başka biri olsa daha güzel olurdu. Soo Yeon'un Harry diye telefuzu da çok hoşuma gitmişti.
  • Olaylar silsilesinin başlangıcı kaçırılma olayları falan vardıd a en beteri kızın tecavüze uğradığı sahne idi. Nutkum tutuldu, adama ne kadar sövmüşümdür bilmiyorum. Çocuğun yüzünde ki korku, çaresizlik; kızın haykırışları... Sonra Jon Woo'nun kızı bırakıp gitmesi.. En çok ona deli gibi kızdım izlerken. İkisinin oyunculuğu zirveye çıktı.. Öyle bir şey yapması gerekti ki onu daha çok sevelim dimi? 15 yaşında bir çocuk babasına resti çekti. Evi terk etti. Kızın annesinin yanında 14 yılını geçirdi.. O kadın affettikten sonra bize laf mı düşer çingular.. Üstüne üstük ölü gibi yaşayan bu kızı bulabilmek için polis oldu. So Yeonun günlüğüyle, şemsiyesi ve fotoğrafları ile avuttu kendini... 14 yıl boyunca beklemiş olması mucize hele bir erkek için :))
  • Dizinin en çok ağladığım ve en çok sevdiğim sahneleri eş.. Anne ile Jong Woo arasında ki konuşmalar. Ona sevgilim diye seslenmesi.. Canı sıkıldığı zaman kadının yanına gidip seni özledim diyerek sarılması.. Kadın ilk zamanlar zor kabullense onun aslında iyi bir çocuk olduğunu anlaması 14 yıl boyunca onu büyütmesi örnek davranıştı. Hele bir de geri dönen kızını görünce kızı için değilde oğlu için endişelenmesi çok ağlattı be senarist buralarda..
  • Young Seung Ho'nun oynadığı karakter Harry'e tam olarak oturmamıştı. İlk başlarda çok iyi rol kesmiş olsa bile kötü karakter öyle sevimli bir surata gitmemiş arkadaş. Çocuk zorla kötü oldu. Böyle rollere üzülüyorum. Sonunda kaybeden onlar oluyor. O zaman kardeşim ne diye kötü oluyosun. İşte bu sebepten Harry karakterinin iyi yanlarını sevsem de kötü yanlarını sevemedim. Sonuçta küçük yaşta kaçmış olsa bile onunda iyi bir son ile bitmesini isterdim. Dizinin benim adıma kötü yanı buydu.. Bir de Harry'nin yıllar sonra annesinin ölmediğini öğrenmesi onu görmeye gittiğinde ki oyunculuk öldürdü beni. Öyle bir çocuğun kaybetmemesi lazımdı be arkadaş ne olursa olsun.. Sonunda deliler hastanesine kapattılar çocuğu.
  • Yoochun'nun gerçek hayatta sesinin ne kadar güzel olduğunu bilirsiniz. Dizide öyle bir ironi vardı ki gül gül öldüm. Sesinin dizide kötü olduğunu karaoke yaparak  göstermesi falan komikti :)
  • Dizide bir Nam Eun Joo (Jang Mi İn Ae) varlığıyla yokluğuyla bir bir karakteri canlandırdı. Tek artısı ölen dedektifin kızı olması Soo Yeon'un üvey kardeşi ve annesinin onu büyütmüş olmasıydı.
  • Bir de Han Jong Woo'nun polis arkadaşlarını sevdim özellikle ortağını.. Şu suralarda Eun Hye ile güzel bir dizide oynadı..Ordada onun abisi rolündeydi. Neyse; onun Jong Woo'ya sensiz ben naparım tarzı şeyler konuşması çok güzeldi. Dizinin en çok güldüğüm sahneleri sadece onlara aitti
  • Dizideki aşk üçgeni kurgu falan güzeldi. Kızın yaşadıklarını anlayan bir Jong Woo.. Sırf o yanında olsun diye bildiği her şeyi hatırlamıyormuş gibi yapan Harry.. Seçim tabi ki Jong Woo oldu..
Ağır dram olmasına rağmen sıkılmadan izlediğim dizilerden biri olmayı başarmıştı I miss You.. Eğer ciddem ağlamak istiyorsanız izleyin derim.. Taş kalpli biri de izlese ağlar benden söylemesi.. İyi seyirler..