15 May 2018

I'm Not a Robot / Kore Dizisi

MBC kanalında yayınlanan I'm not Robot dizisi 30 dakika 32 bölümden oluşuyor. Yönetmenliğni Jung Dae Yoon yaparken senaristliğini Kim Seon Mi yapmaktadır. Dizi, insanlara karşı alerjisi olduğu için şimdiye kadar hiç kız arkadaşı olmamış bir adam ile robot gibi davranan bir kadının arasındaki aşk hikâyesini anlatmaktadır.


Yoo Seung Ho dizide Kim Min-Kyu karakterini canlandırıyor. Daha önce Arang and the Magistrate, I Miss You, Imaginary Cat, RememberRuler: Master of the Mask dizilerinde izledim. dizide Kim Min-Kyu karakterini canlandırmaktadır. Min-Kyu, Kore’nin en büyük finansal şirketinin birincil hissedarı ve yöneticisidir. Maddi durumu iyi olduğu kadar mükemmel bir görünüşe de sahiptir. Ancak insanlara karşı alerjisi olduğu için şimdiye kadar hiç kız arkadaşı olmamıştır. Bir gün, bir robot gibi davranan Jo Ji-A (Chae Soo-Bin) ile tanışır ve ona aşık olur. 
Chae Soo Bin dizide Jo Ji-A karakterini canlandırıyor. Daha önce Spy, Cheer Up!Love in the Moonlight, Shopping King Louis, Rebel: Thief Who Stole the People, Strongest Deliveryman, Where Star Land dizilerinde izledim. dizide genç bir girişimci olan Jo Ji-A karakterini canlandırmaktadır. Onun EQ’su (duygusal zekâsı) oldukça yüksektir ancak çok zeki birisi değildir. Yardıma ihtiyacı olan insanlara yardım etmekten asla çekinmez. Bu yüzden, hayali insanların ihtiyaç duyduğu şeyleri yapmaktır. Babası bir oto tamircisidir. Robot mühendisi olan eski erkek arkadaşı Baek-Gyun (Uhm Ki-Joon) bir gün ondan bir robot gibi davranmasını ister.

Uhm Ki Joon; dizide Hong Baek Gyun karakterini canlandırıyor. Daha önce Defendant dizisinde izledim. Beak Gyun profesördür.Gizlice dünyanın en gelişmiş android robotu 'Aji3' üretmiştir. Aji 3'nin görünüşü Ji A'ya benzemektedir. Ji A'nın eski sevgilisi olan profesör onun unutamadığı için onun görünüşü kullanmıştır. Uhm Ki Joon Defendant dizisinden sonra böyle bir rolde görmek ilk başta bocalamama neden oldu. Birbirinden zıt iki karakter.




 Santa Maria dizinin tartışmasız  Santa Maria ekibi oldu. Park Se WanSong Jae Ryong ve Kim Min Kyu diziye ciddi olarak keyif kattılar. 

  • Min Kyu bana göre hastalığını sadece aşk ile yenmedi, gerek Santa Maria ekibiyle kurduğu dostluk gerekse çocukluk arkadaşları Yoo-Cheol ve Ri-El yardımıyla atlattı. Ailesi öldüğünde yapayalnız kaldığı dünyası artık dolu dolu... 

Ortam ve renk olarak bu sahneyi çok sevdim:)
  • Hani bazı diziler vardır insanı yormayan izledikçe keyif veren işte I'm not a Robot o türden bir dizi oldu. Ortalama bir romantik-komedi
  • dizinin en sevdiğim yönü kötülerin olaylarını uzatmadılar çok fazla dram yoktu çiftimizin tatlı halleri daha çoktu bol bol aşk vardı bazıları saçma yerleri var mantıksız dese de bu dizi zaten efsanevi insan üstü olayları olan bir dizi yani çokta mantık aramak saçma bence bu tarz dizilerde ki kore de böyle efsane dolu diziler çok yapılır o zaman Goblin de Gu Family bookta saçmaydı mantık hataları vardı denir o zaman dizileri aa şurası mantıklı burası mantıksız diye izlemek düşüncesi bana saçma geliyor. Hayatın içinden bir dizi olsa tamam anlarım ama olağan üstü olaylar işleniyor zaten.
Bu çocuğu böyle güzel gülüşü varken sevgili senaristler neden ağlatır ki seni
  • Öyküyü allegorik olarak da okumak mümkündü: toplumdan bir nedenle soyutlanmış bireyin sevginin gücüyle topluma geri dönme çabası. Düz okursak android robot ve yapay zeka ve kimi sakıncaları da işlenmişti.(Aji3'ün öldürücü bir silaha dönüştürülme olasılığı)Çift tatlı, uyumları iyiydi. Peri masalı gibi sonunda her şey tatlıya bağlandı. Askerlik Kore'de baya hassas bir mevzu, gitmeyeni bırakın geç gitmek için sebepler üreteni veya görevini polis olarak yapanı bile yerden yere vuruyorlar. Baya gündem oluyor bu mesele. Ünlüler çok çekiyor oradan biliyorum az çok. Askerlik sahnesiyle başlamak bir hata olmuş bence, zira dizi biterken o çocuk hastalığı geçmesine rağmen hala askere gitmemiş olsaydı, kötü örnek olması dolayısıyla baya eleştiri alırdı senarist. Başka usulsüzlükler bu kdar tepki almazken, konu askerlik olunca akan sular duruyor Kore'de, toplumsal hafızada illa ki bir temeli vardır ama ben bilmiyorum açıkcası bu duyarlılığın sebebini. O yüzden bana çok net şekilde milletin ağzını kapamak için o gereksiz 2 seneyi eklemişler gibi geldi. Kore toplumu bölünmüşlükten ve nükleer güce sahip Kuzey Koreden ötürü paranoyak olmuş bir toplum sanıyorum. O yüzden askerliğe önem veriyorlar ve bizdekinin tersine,bir yolunu bulup yapmayana müsamaha göstermiyorlar. Yoo seung Ho,akıllı davranmış ve genç yaşında askerliğini yaparak 2014 Aralığında terhis oldu. Onu dizide ordu temsilcisi gibi göstermeleri hayli manidar

Böyle bir robotum olsun istiyorum

  • Tabi eksikler yok değildir. Madam X kim? Hapishanede olan adamın suçu hafifledi mi, gerçek suçlu yakalandı mı? Başroldeki yakışıklı çocuğumuzun arkadaşlarıyla arası gerçekten düzeldi mi, iyi anlaşıyorlar mı? Son sahnede herkes ne için acele ederek işlerini bırakıp çıktı? Yeni Android robot neye benziyor? Bu tip önemli ve can alıcı soruların cevabı yoktu. 
  • İnsan ne kadar ertelemek istese de, bir yerde bittiğini kabul etmek zorunda kalıyor, her güzel şeyin bir sonu vardır öyle değil mi? Bu kadar güzel bir dizinin sonunu getirmek her ne kadar üzücü olsa da, şimdiye kadar izlediğim en doyurucu sonlardan biriydi. Bunun için senaristi ve tabi ki o güzelim sahneleri çeken yönetmeni tebrik ediyorum, biz izleyicilere çok güzel bir görsel şölen sundular. Hatta Kore’liler artık mutlu son yapabiliyormuş dedirtti bana Faith’in sonu hala içimde bir uhdedir.
  • Dizi müzikleri  JUNIEL "Here I stand" Kim Yeon Ji "Words Of My Heart" The Hidden "Thousand Times" dizileri benim dikkatimi çeken dizilerden oldu.
Albümü dinlemek için; TIKLA
  • Dizimize gelirsek, gerçekten insanı sıkmayan izledikçe mutluluğunu katlayan bir aşk sundu bizlere, ve tabi sonunda aşk kadar dostluk ve arkadaşlığında kazandığı bir diziydi. Ortalama bir dizi olduğunu belirtmek istiyorum.
Dizi için puanım; 6/10

15 Kas 2017

Ruler: Master of the Mask / Kore Dizisi




MBC kanalının tarihi dizlerinden biriyle devam ediyoruz Ruler: Master of the Mask. Dizinin konusu kısaca; Gerçek karakterlerin üzerinden kurmaca bir hikayenin işleneceği dizide, 1700'lerin Joseon'ununda veliaht prensin sınırlı su kaynaklarıını kendi çıkardıkları ve keyfilerine kullanan güçlü kimselere karşı verdiği mücadele konu alınacak.

"Pyunsoo-hwe' yi yıkıp
insanlar için olan bir Joseon kuracağım."




Yoo Seung Ho; dizide Kral Lee Sun karakterini canlandırıyor. Daha önce I Miss You, Imaginary Cat, Remember  dizilerinde izledim. Dizide Veliaht Prens Lee Sun'ın halkı için, halkı ezerek servet ve güç toplamış olan 'Pyunsoo-Hwe' adlı bir örgüte karşı yalnız ve çaresizce mücadele eder. Yoo Seung Ho, askerden sonra bir döndü ekranlara pir döndü. Onu ilk kez tarihi bir dizide izledim. Bu zamana kadar neden izlemedim onu da bilmiyorum ama daha çok tarihi dizilerde izlemek istiyorum. Bir de dram olan yapımlarda değilde romantik-komedi türünde izlesek fena olmaz :)

"Neden babamı öldürdün!?!”"


Kim So Hyun dizide Han Ga Eun karakterini canlandırıyor. Daha önce The Moon Embracing The Sun, Rooftop Prince, Ma Boy, I Miss You, IRIS 2, I Can Hear Your Voice, The Suspicious Housekeeper, Triangle, The Girl Who Sees Smells, Who Are You: School 2015, Page Turner, Goblin dizilerinde izledim. Ga Eun; Adalet duygusu güçlü oldukça zeki bir kızdır. Bir gün, babasını Veliaht Prens Lee Sun idam ettirir ve Ga-Eun ondan bunun intikamını almaya çalışır. Kim So Hyun'u çocukluğundan bu yana ekranlarda. Kim So Hyun'un asaletini çok seviyorum. Canlandırdığı her karaktere bir şeyler katıyor. Fakat bu dizideki oyunculuğu çok iyi olmasına rağmen ona çizilen karakteri sevmedim, sevemedim.

"Senin için agasshi (genç bayan),
gerçek bir kral olacağım.”



Infinite grubundan L; dizide Lee Sun karakterini canlandırıyor. Daha önce Shut Up Flower Boy Band, Master's Sun, Cunning Single Lady, My Lovely Girl, The Time We Were Not In Love dizilerinde izledim. Onun karakteri oldukça zeki birisidir. Düşük sınıftan biri olmasına rağmen Ga Eun ona nazik davranır. Ona okuma ve yazmayı öğretir. O, veliaht prensin dublörü, kral olarak yerine geçer. Myun Soo; ilk kez tarihi bir dizide yer aldı. O zaman sorarım sana daha önce neden yer almadın?  Oyunculuğunu o kadar çok geliştirdi ki izlerken aşırı keyif aldım. Daha çok ekranlarda görmek istiyorum






"Veliaht prensin kalbini kazanacağım.”




Yoon So Hee, dizide Kim Hwa-Goon karakterini canlandırıyor. Daha önce Let's Eat, Marriage Not Dating, My Love Eun-Dong, Queen of Ring dizilerinde izledim. Onun karakteri, büyükbabası ile bir savaş içerisinde olan Veliaht Prens Lee Sun’a aşıktır. Yoon So Hee, yeni dönem oyuncular arasında kendi adıma dikkat çeken oyuncular arasında yer alıyor. Bu diziyle beraber iz bıraktı diyebilirim. Sayısını bile hatırlamadığım kadar çok dizi, film izledim. İlk defa ikinci kadın karakter sendromu yaşadım. Oyunculuğu, aşkı, sevgisini o kadar iyi yansıttı ki gerçekten sendrom yaşayan tek kişi olmadığımı düşünüyorum.

Seung Ho çok iyi bir oyuncu. Ayrıca severim oyunculuğunu askerden dönmesini az beklemedim. Bununla birlikte çok güzel ağlıyor, iyi dram oynuyor diye her seferinde dram türü dizilerde rol alması biraz can sıkmaya başladı. Romantik-komedi türü dizilerde kendini göstermeli diye düşünüyorum. Dizideki oyunculuğu her zamanki gibiydi. Kim So Hyun aslında küçüklüğünden beri rol aldığı her dizisinin hakkını vermiş iyi bir oyuncu. Mesela Goblin dizisinde iki üç sahnesi var ama muazzam.(Kraliçe kıyafeti içinde çok güzel duruyor ve okla vuruluş sahnesi bir numara) Bu dizide ana karakter oyuncu ama böyle bir sahnesi yok kızın. Yani yönetmenlere ve yapımcılara iş düşüyor hem kıyafet hem makyaj hem de göz alıcı sahneler bu dizide hiç yoktu desem yeridir. Fakat iyinin üstünde performans sergileyen iki oyuncu vardı. Bu konuda çıtayı arşa çıkaran Yoon So Hee ve Heo Jun Ho oldu.  

Bundan sonrası spolier içerir.

Genele bakarsak güzel bir diziydi. Aksak yönleri var mıydı? Vardı. Son bölümde kızın babasının, Hwa Go'nun anılmasını güzel buldum. İyi bir şey yapılmış. Ama son bölümlerde mesela Dae Mok'un etkisiz hale getirilmesi olayı çok basit kaldı. Bu kadar kolaydı da niye şimdiye kadar yapılmadı diyor insan.  Ayrıca herkesi yakaladığında kralın muhafızını niye yakalamıyorsun veya gözden kaçıyor anlamadım ve aynı kişi nasıl kralın gelininin kafilesine komutan olarak atanıyor. Ben bu kızı kendime kraliçe olarak alacağım ama onu almaya kıytırık 2 kişi yolluyorum ama başlarında da eski kralın muhafızı var. Bu ne ilgisizlik, bu ne biçim değer verme, sevme. Olmamış.

Bak şu diziye, gör güzelliğini. Sevdiği kişi uğruna hiçbir hainlik yapmadan, hep seven, uğrunda ölen bir kadının aşkına. Her ne kadar başrol oyuncusunu sevsek de aklımızda kalan Hwa Gun karakteri oldu.

Bu diziyle de ilk kez 2. kız sendromu yaşadım. Hwa Gun da benim için uzun süre unutmayacağım bir karakter.  Gae Eun için dizinin başından son bölümlere kadar aktif olsun, değişsin diye bekledim. En son umudumu yitirdim onu öyle kabul ettim. Karşısında Hwa Gun gibi bir karakter olmasaydı Gae Eun'u destekleyebilirdim ama fark çok açıktı. Kim So Hyun'un oynadığı karakteri ilk defa beğenmedim. Kız müthiş bir oyuncu bu konuda sıkıntı yok. Gae Eun hep başı derde giren oldu. Hep saf saf ortada dolaşan oldu. Hep ağlayıp sızlayan oldu. Hwa Gun ise örgüt liderinin kızı olmasına rağmen dedesine karşı geldi. Prensin hayatını bizzat kaç kez kurtardı. Zaten baştan sona örgüte ihanet edip prense yardım etti. Çıtayı fezaya taşıyan gelincik tarlasını yakmasıydı. Ölmeyi hak etmedi. Hwa Gun mutlu olmalıydı bence.Öldüğü bölüm benim için finaldi. Diğer bölümleri atlaya atlaya izledim. Onu hatırladıkları her sahnede gözlerim doldu. Gon ve Hwa Gun'un babasını görünce bile gözlerim doldu. Bir daha böyle etkilediğim bir karakter olur mu bilemiyorum.

Diziye karşı intibam olumlu ancak yine de bir virgül koymadan edemiyorum. Kral bir örgüte giriyor.(Prensken) Kral oluyor. Sonra diyor ki ben o örgütü tanımıyorum falan. Çocuğunu zehirliyorlar. Su dağıtım yetkisi alıyorlar. Ancak prensi alamıyorlar. Şimdi prensi zehirleyen adam nasıl oluyor da prense ulaşamıyor. Ki büyüdü veliaht olacak ama hala bu örgüt prense ulaşamıyor. Prensi de maskeyle koruyorlar Kim görürse. Nitekim kızın biri şak diye atladı korunaklı prensin serasından içeri daldı o kadar muhafız varken yani. Demek ki neymiş prense ulaşılabilinirmiş. Küçük bir kız başarabiliyorsa koskoca örgüt elbette başarır. Bunlar bana hata olarak yansıdı. İnandırıcı gelmedi. Ki daha seradan bahsetmiyorum. Bu kadar modern bir sera o zamanlar vardıysa. Bu geri kalmışlık niye. 20.yy. serası yapmışlar. Olmamış. Diğer her şey güzel.

Dae Mok'un ölüm sahnesi bana muhteşem kraliçedeki Mishıl karakterini hatırlattı.Ne demişti  Mishıl teslim olamadığın zaman yürür ölüme doğru gidersin, böylesine iradeli sağlam karaktere sahip birinin teslim olması da saçma olurdu gururuna yediremezdi ve en iyi yolu seçti kendini öldürerek. Sonu tahmin ettiğimiz gibiydi. Lee Sun'unda fedakarlık yaparak öleceğini biliyordum  Dizi genel olarak çok güzeldi entrikanın tadına vara vara izledik. Hwa Gun un ve diğer ölenlerin son sahnede gelmeleri de ayrı anlam kattı diziye.

L (INFINITE) "Its Okay Even If Its Not Me" Kim So Hyun "Can't You Hear My Heart" K.Will "The Person I Love" Yang Yo Seob "The Tree" Kei (Lovelyz) "Star And Sun" Zia " Even If I Want" Bolbbalgan4 "From The First Time You and Me" Hwang Chi Yeul "Even A Little While" Kim Yeon Ji "Between Seasons" Kim Na Young "I'm OK" Hwan Hee "Twinkle" Gavy NJ "Heartful of Love" Kim Greem "Only The One" SURAN "Water Orchid" Yoo Sung Eun "Hidden Tears" dizinin müzikleri. Her biri birbirinden güzeller. 

Dizi için puanım; 7/10

14 Haz 2016

Remember:War of the Son / Kore Dizisi


2015'in sonlarında başlayan  Remember: Wat of the Son 2016 yılında başarılı bir grafik çizen dizinin senaryosunu  The Attonery filmin senaristi Yoon Hyun Ho yaparken yönetmenliğini ise Lee Chang Min yaptı. konu olarak bir çok intikam dizileriyle benzerlik taşımasına rağmen oyuncular ve olay örgüsü sayesinde izleyiciyi ekrana kitleme konusunda başarılı oldular. Dizinin konusundan kısaca söz edecek olursam; Seo Jin Woo fotoğrafik hafızaya sahip başarılı bir öğrencidir. Anne ve abisini trafik kazasında kaybeden Jin Woo babasıyla mutlu bir hayat sürmektedir. Bir akşam komşuları olan Jun A öldürülmüştür. Cesedi ise Jin Woo'nun babası Seo Jae Hyuk bulmuştur. Bununla birlikte bir gün önce sabaha kadar çalışan Jae Hyuk ormanlık alana nasıl geldiğini ve cesedi nasıl bulduğunu hatırlamamaktadır. Durum böyle olunca cinayet babanın üzerine kalmıştır. Babasının suçsuz olduğuna emin olan Seo Jin Woo ise babasını adını temize çıkarmak için büyük savaşın içinde kendini bulacaktır.
Yoo Seung Ho; dizide Seo Jin Woo karakterini canlandırmaktadır. Arang and the Magistrate, I Miss You, Imaginary Cat dizilerinden hatırlayabilirsiniz. Jin Woo; lise yıllarında mutlu bir hayat sürerken babasının cinayet ile suçlanması sonucu ölüm cezasına çarptırılmasının ardından, fotoğrafik hafızası sayesinde en genç avukatlardan biri olarak hayatına devam etmektedir. Onun tek bir amacı vardır gerçek suçlunun cezasını çekmesidir. Yoo Seung Ho'yu I Miss You dizisinden sonra ilk kez bir yapımda izleme fırsatı yakaladım. Askere gittiği için Seung Ho'nun oyunculuğunu uzun süre bekledik. I Miss You yapımını izleyenler bilir dramın en derine kadar işlenen bir diziydi oradaki oyunculuğuna bir tık yukarı taşıyarak iyi bir iş çıkardığını düşünüyorum.
Park Min Young; dizide Lee In A karakterini canlandırıyor. Sungkyunkwan Scandal, City Hunter, Healer dizilerinden hatırlayacaksınız. Jin Woo ile üniversitede hukuk öğrencisiyken tanıştı. Jin Woo'nun babasına haksız yere ölüm cezası verilmesi üzerine savcı olmaya karar veren In A bu davaya kendini adayacaktır. Farklı ve asil bir havası olduğundan mı bilemem ama oyunculuğunu seviyorum. Remember: War of the Son gibi ağır  dram temalı yapımlardan daha fazla görmek istiyor olmama rağmen bundan sonraki dizisinde romantik komedi temasıyla görmek istiyorum.


Namgung Min; dizide Nam Gyoo Man karakterini canlandırıyor. Can You Hear My Heart, I Need Romance 3, My Secret Hotel, The Girl Who Sees Smells dizilerinden hatırlayacaksınız. Nam Gyoo Man dizinin burnu havada, her şeyi parayla çözebileceğine inanan, babasının gözüne girmek için her haltı yapabilecek karakterimiz. Öfeksiyle ilgili problemleri yüzünden başına açılmayan iş kalmayan karakterin en büyük düşmanı ise Jin Woo'dur.
Park Sung Woong, dizide Park Dong Ho karakterini canlandırıyor. Onu hatırladığım ilk dizisi Bridal Mask idi. Geçen sene yayımlanan Hidden Indentity dizisinde etkisinde kaldığım oyunculardan biri. Park Dong Ho başarılı bir avukattır. Küçük yaşta babasını trafik kazasında kaybetmiştir. Babasının yakın arkadaşı ona sahip çıkmış, okutmuş ve iyi yerlere gelmesini sağlamıştır. İşinde başarılı olduktan sonra yardıma ihtiyacı olan insanlara avukatlık yapmaya başlamıştır. Jin Woo'nun babasının davasını alarak ana karakterimizle yolları kesişmiştir.

Jeon Kwang Leol, dizide Jin Woo'nun babası Seo Jae Hyuk karakterini canlandıyor. Hello Monster dizisindeki baba karakterini canlandırmıştır. Cinayetle şuçlanan Jae Hyuk talihsiz bir olay yaşar ve alzhemir olmuştur. Olay anına dair bir şey hatırlamakla kalmaz kendi oğlunu bile anımsamamaktadır. Ekrana her geldiğinde içimin acıdığı karakter.

Dizinin senaristi ve yönetmenini tebrik etmek lazım. Ortaya harika bir yapım çıkardılar. Dizi ilk yayınlandığında daha ilk bölümde yaşananlarla kendini belli etti. Remember: War of the Son dizisini izlerken  Miracle in Cell No:7 filmini anımsamadan edemedim. Bir çok ortak noktası söz konusu olmasıyla beraber  masum babalarını şereflerini tekrardan geri kazanmalarını sağlamak için verdikleri savaş harikaydı. Senarist Yoon Hyun Ho hikayeyi abartmadan bölümleri sürükleyici bir şekilde ekrana yansıttılar.

Dikkat! Bundan sonrası spolier içerebilir. İzlemediyseniz okumanızı tavsiye etmem.
Dizinin hikayesine el atmadan önce oyuncular için bir şey yazmak istiyorum. Seung Ho'nun oyunculuğunu seviyorum Her fırsatta dile getiriyorum fakat Seung Ho'nun oyunculuğunu seviyor ve beğeniyorum. Jin Woo karakterinin babasıyla karşılaştığı sahnelerde rolünün hakkını sonuna kadar verdiğini düşünüyorum. Özellikle son bölümler zirvede bir oyunculuk sergiledi. Park Min Young Ve Yoo Seung Ho arasındaki uyumu sevemedim. Yapbozun eksik bir parçası varmış gibiydi hep bir şeyler eksik. Park Dong Ho karakterini canlandıran Park Sung Woong mahkeme sahnelerine bayıldım.

Namgung Min öyle bir oyunculuk sergiledi ki rol yapmadı adam ruhuyla karaktere can verdi. Öfkesi yüzünden girdiği nöbetler, mimikleri, psikopat bakışları ve gülüşlerini izlerken ondan nefret eder hale getirdi. Şu zamana kadar zengin, umursamaz, aşık, seri katil gibi karakterlere hayat vermesine rağmen Nam Gyoo Man rolüyle bu türün en iyisi diyebilecek kadar büyük konuşabilirim. Çünkü ilk defa "baba" diye ağlayarak kendini astığı sahnede kötü karakter için içim acıdı. Fakat üzülmedim yaptığı kötülüklerin cezasını çekmesi gerekiyordu.

Dizinin senaryosunda her şey güzel hoştu bununla birlikte Nam Kyu Man'in babasına karşı olan tutumunun ve davranışlarının arkasında yatan nedenin ne olduğu hakkında bir açıklama ve onu bu duruma itmiş olabilecek geçmişini flashbacklerle göstermiş olsalardı harika olmaz mıydı? Babasını hayal kırıklığına uğratmaktan bu kadar çekinmesinin ve babasına bu denli düşkün olmasının altındaki bir nedeni vardı kuşkusuz. Bu tabi sadece bir düşünce. Dizinin harika ve izlenebilir olma gerçeğine gölge düşünen bir nedende değil.

Lee Wong Jun dizide Suk Joo Il karakterini canlandırıyor. Ben bu aktörün oynadığı her rolü severdim. Fakat bir tek Dong Ho'ya sahip olması dışında sevmedim. Daha önce Emperes Ki, Hidden Indentity, The Girl Who Sees Smells izlediğim şu hatırladığım dizileri. Kötü karakter ona yakışmamış, sevmedim.

Dizinin müzikleri;K.Will "Cold" Jooyoung "Can You Hear Me" Jang Jane"Don't You Know" Boby Kim "Cuz I Could say I Love You" Frozen Epica  Last Set şarkıları dizinin ilgi çekenleri.

İlk bölümden son bölüme kadar "adalet"i arayana karakterler haksız yere işlemediği bir suçun cezasını çeken alzheimer hastası olan bir babanın adını temize çıkarmak için oğlunun haksızlığa karşı verdiği mücadeleye şahit olduk. Bir tarafta babası için mücadele eden Jin Woo diğer tarafta para ve mevki ile her şeyi kazanabileceği düşüncesinde olan aslında elinde bir şeye sahip olmayan Nam Gyo Man. Birbirine zıt olan iki karakterinin ağır dramla birleştirilmiş hikayesini izlemek isteyenler için ideal bir yapım. Kesinlikle izleyin.

Dizi içi puanım; 9,7/10

10 Ara 2013

I Miss You / Kore Dizisi

Bu ara yayınladığı sırada izleri takip ettiğim için önceden izlediğim dizileri yazma fırsatı doğdu. Daha izlemediğim binlerce dizi var diyebilirim ama yavaş yavaş hepsini izlemeye çalışacağım. I Miss You dizisini Yoo Chun ve Yoon Eun Hye oynadığını gördüğümde izleme listeme almıştım. İzlemek ise bu yaza kısmet oldu..


 Dizi baştan sonra ağır dramı işliyor. Küçük yaşta birbirlerini seven 15 yaşında ki Lee Soo Yeon ve Han Jung Woo beklenmedik olaylar silsilesi ile ayrılmak zorunda kalırlar. Yaşadıkları ibretlik olaylar onların birbirlerinden ayrı kalmasına sebep olur. 14 yıl sonra yolları kesişir, hayatlarının sınavını atlatmak zorunda kalırlar. Bir adam yaşadığı aşkın dışında yaşadığı vicdan azabıyla birlikte 14 yıl boyunca bu kadını bekler. Dilek olay 14 yıl..

Bu iki aşkın başrolün de sevdiğim iki oyuncu Yoon Eun Hye ve Park Yoochun gibi isim yer alıyor. Dizi yayınlandıktan bir süre sonra izleme fırsatım olmuştu. O yüzden büyük beklentiler içinde değildim. Konusu ne dibine vurmuş olduğundan dizi boyunca bir çok sahnesinde ağlamaktan kendimi alamadım dostlar.. Eun Hye ve Yuchun oyunculuğunu ayrı bir yere koyuyorum. Fakat 15 yaşında ki hallerini canlandıran; Kim Soo Hyun ve Yeo Jin Goo.. Bu iki genç oyuncu kesinlikle gelecekte çok iyi işlere imza atacak..


Kim Soo Hyun sonrasında I Hear Your Voice öncesinde The Moon That Embrace The Sun ve RooftofpPrincede izlememe rağmen bana onun oyunculuğunu net bir şekilde gösterdiğine inanıyorum. Özellikle konuşmasa bile bakışlarıyla her duyguyu hissettirebilir.. En çok bu dizide sevdim onu.. Yeo Jin Ku'ya gelince; onu ilk The Moon That Embrace The Sun dizinde izleme fırsatım olmuştu. Fotoğraflarda da anlaşılacağı üzere çok sevimli gülüşü var. İzlerken duyguyu vermeyi bırakın o sıcaklığını bile hissedebilirsiniz. Yoochun oyunculuğunu sevememe rağmen(çok da iyi olmasada) bana göre 15 yaşında ki halini canlandıran Jin Ku oyunculuğuyla ondan daha büyük işler başarmış diyebilirim.. Şunu da dile getirmek istiyorum bu iki genç oyuncu sadece 4 bölüm dizide yer alıyor. Dizinin bana göre kopma noktası bu ikisinin oyunculuğuydu..

şu duruşunda bile dram akıyor
YooChun dizilerinin sanırım hepsini izlemiş bulunmaktayım. İzlediklerimin arasında en çok ağlattığı dizi I Miss You oldu. Keza Rooftop Prince dizisinde çok fazla gülmeme sebep olmuştu. Dramların aranan yüzü olmalı. Ağladığında ağlata bileceğini birer bir yaşadım diyebilirim. Rolünün ağırlığını empati yaparak canlandırdığını düşünüyorum yoksa bu kadar ağlamam imkan yok. Han Jung Woo; Lee Soo Yeon için mal, mülk, aile herkesten vazgeçti bu çocuk. Haksızlığa uğradığını düşündüğü an onun yanında olan dedektifin izinden polis oldu.. Soo Yeon'u bulabilmek içindi. 14 yıl bekledi, tek bi kadını sevdi..

Lee Soo Yeon rolünü ise Yoon Eun Hye canlandırıyor. Güzelliğinin dışında çok sevimli bir yüzü var. Özellikle ağladığında burnunun kızarması falan onu daha tatlı yapıyor. Sevdiğim bayan oyuncular sınırlı ama Eun Hye sevilmeyecek hatun değil :) Soo Yeon'un yaşadıkları ve hala yaşıyor olabilmesi bile mucize gibiydi. Hatta Jung Woo'yu affetmesi bile mucize gibiydi. Kızın başına ne geldiyse sevdiği çocuğun babası yüzünden geldi. Bunu her ne kadar 14 yıl sonra kadar öğrense de pişmanlık duyardım diye düşünüyorum. Ama çocuk yemedi içmedi 14 yıl boyunca kızı bekleyince bizim Soo Yeon'da tabi etkilendi :) Bence en büyük etkisi ise 14 yıl boyunca annesinin yanında yaşaması oldu diyebilirim ona ileride değinicem dostlar.
Yoo Seung Ho; Birde bizim Harry vardı ki kötü olmaya zorlanmış bir adam gibiydi. Han Jung Woo'nun babasının kardeşi. Kardeşi dediğime bakmayın bunlar 15 yaşında iken o 12 yaşında bir veletti. Onu öldürmek isyteyen Han Tae Joon'dan kaçıyordu onun yüzünden bir ayağı topal kaldı ve o sıra ona yardım eden Soo Yeon'a o sahip çıktı. Çünkü aynı adam tarafında haksızlık gören bu iki çocuk kaçmak zorunda kaldı.. Aslında 14 yıl boyuca kıza o sahip çıktı, okuttu, stilist olmasını sağladı.. Ama gel gör ki o büyük aşkı yenemedi. Yalvardı yanında kalması için. Nafile... Sadece şunu dile getirmek istiyorum ki böyle bir suratın kötü karakter olmasını kaldıramadım.. Başka biri olsa daha güzel olurdu. Soo Yeon'un Harry diye telefuzu da çok hoşuma gitmişti.
  • Olaylar silsilesinin başlangıcı kaçırılma olayları falan vardıd a en beteri kızın tecavüze uğradığı sahne idi. Nutkum tutuldu, adama ne kadar sövmüşümdür bilmiyorum. Çocuğun yüzünde ki korku, çaresizlik; kızın haykırışları... Sonra Jon Woo'nun kızı bırakıp gitmesi.. En çok ona deli gibi kızdım izlerken. İkisinin oyunculuğu zirveye çıktı.. Öyle bir şey yapması gerekti ki onu daha çok sevelim dimi? 15 yaşında bir çocuk babasına resti çekti. Evi terk etti. Kızın annesinin yanında 14 yılını geçirdi.. O kadın affettikten sonra bize laf mı düşer çingular.. Üstüne üstük ölü gibi yaşayan bu kızı bulabilmek için polis oldu. So Yeonun günlüğüyle, şemsiyesi ve fotoğrafları ile avuttu kendini... 14 yıl boyunca beklemiş olması mucize hele bir erkek için :))
  • Dizinin en çok ağladığım ve en çok sevdiğim sahneleri eş.. Anne ile Jong Woo arasında ki konuşmalar. Ona sevgilim diye seslenmesi.. Canı sıkıldığı zaman kadının yanına gidip seni özledim diyerek sarılması.. Kadın ilk zamanlar zor kabullense onun aslında iyi bir çocuk olduğunu anlaması 14 yıl boyunca onu büyütmesi örnek davranıştı. Hele bir de geri dönen kızını görünce kızı için değilde oğlu için endişelenmesi çok ağlattı be senarist buralarda..
  • Young Seung Ho'nun oynadığı karakter Harry'e tam olarak oturmamıştı. İlk başlarda çok iyi rol kesmiş olsa bile kötü karakter öyle sevimli bir surata gitmemiş arkadaş. Çocuk zorla kötü oldu. Böyle rollere üzülüyorum. Sonunda kaybeden onlar oluyor. O zaman kardeşim ne diye kötü oluyosun. İşte bu sebepten Harry karakterinin iyi yanlarını sevsem de kötü yanlarını sevemedim. Sonuçta küçük yaşta kaçmış olsa bile onunda iyi bir son ile bitmesini isterdim. Dizinin benim adıma kötü yanı buydu.. Bir de Harry'nin yıllar sonra annesinin ölmediğini öğrenmesi onu görmeye gittiğinde ki oyunculuk öldürdü beni. Öyle bir çocuğun kaybetmemesi lazımdı be arkadaş ne olursa olsun.. Sonunda deliler hastanesine kapattılar çocuğu.
  • Yoochun'nun gerçek hayatta sesinin ne kadar güzel olduğunu bilirsiniz. Dizide öyle bir ironi vardı ki gül gül öldüm. Sesinin dizide kötü olduğunu karaoke yaparak  göstermesi falan komikti :)
  • Dizide bir Nam Eun Joo (Jang Mi İn Ae) varlığıyla yokluğuyla bir bir karakteri canlandırdı. Tek artısı ölen dedektifin kızı olması Soo Yeon'un üvey kardeşi ve annesinin onu büyütmüş olmasıydı.
  • Bir de Han Jong Woo'nun polis arkadaşlarını sevdim özellikle ortağını.. Şu suralarda Eun Hye ile güzel bir dizide oynadı..Ordada onun abisi rolündeydi. Neyse; onun Jong Woo'ya sensiz ben naparım tarzı şeyler konuşması çok güzeldi. Dizinin en çok güldüğüm sahneleri sadece onlara aitti
  • Dizideki aşk üçgeni kurgu falan güzeldi. Kızın yaşadıklarını anlayan bir Jong Woo.. Sırf o yanında olsun diye bildiği her şeyi hatırlamıyormuş gibi yapan Harry.. Seçim tabi ki Jong Woo oldu..
Ağır dram olmasına rağmen sıkılmadan izlediğim dizilerden biri olmayı başarmıştı I miss You.. Eğer ciddem ağlamak istiyorsanız izleyin derim.. Taş kalpli biri de izlese ağlar benden söylemesi.. İyi seyirler..