18 Ara 2023

King the Land / Kore Dizisi

 



JTBC'nin popüler romantik-komedi dizisi "King the Land" tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Başrollerinde Lee Jun Ho ve Im Yoon Ah'ın yer aldığı dizi yayını boyunca en yüksek reytinge ulaşarak ekranlara veda etti. Böylece dizinin dün gece yayımlanan final bölümü ülke çapında ortalama yüzde 13,8'lik bir reytingle dizi için yeni bir rekor kırdı. Dizi, otel endüstrisinde geçen hikayeler hakkında romantik-komedi dramasıdır. 

King the Land Konusu

Dizi, otel endüstrisinde geçen hikayeler hakkında romantik-komedi dramasıdır. Goo Won sahte gülümsemelere dayanamayan The King Group'un chaebol varisidir. The King Group bünyesinde yer alan King of the Land, zengin otelcilere hizmet veren bir cennet olan VVIP iş salonudur. Burada Goo Won mesleğinin doğası gereği istemediği zamanlarda bile her zaman parlak bir gülümsemeye sahip olan Cheon Sa Rang ile tanıştığında içtenlikle gülümseyebilecekleri mutlu günler bulmak için yola çıkarlar. 

Lee Jun Ho dizide otellere, havayoluna ve dağıtım şirketlerine sahip olan King Group'un varisi Goo Won karakterini canlandırmaktadır. Daha önce  Memory, Good Manager, Rain or Shine, Wok of Love, Confession dizilerinde izledim Parlak zekası, doğuştan gelen zarafeti ve büyüleyici cazibesi ile romantizm hariç her şeyde iyidir. Ancak küçükken aniden kaybolan annesine dair hiçbir şey hatırlayamamaktadır.

Im Yoon Ah dizide sadece gülümsemesiyle bile dünyayı daha parlak bir hale getiren “Smile Queen” Cheon Sa Rang rolünü üstleniyor. Daha önce Love Rain, Prime Minister & I, The K2, The King in Love, Big Mouth  dizilerinde izledim. En mutlu çocukluk anısı nedeniyle Goo Won'un ailesine ait olan King Hotel'de çalışmaktadır. Kusursuz olarak sağladığı müşteri hizmetleri ile lobinin danışma masasındaki pozisyonundan otelciler için rüya gibi bir yer olan King the Land'e kadar yükselir. Tek hayali insanları mutlu eden bir otel işletmecisi olmaktır. Ancak bu isteği King Hotel'in halefi Goo Won ortaya çıkınca son bulur. Çünkü ikili birbirlerinin tam tersidir ve sürekli olarak çatışmaktadırlar.

Go Won Hee dizide, Cheon Sa Rang'ın arkadaşı ve King Air'in uçuş görevlisi Oh Pyeong Hwa karakterini canlandırmaktadır.nKim Ga Eun dizide, tutku dolu bir satış kraliçesi olarak tanınan Kang Da Eul'u canlandırmaktadır.

Junho ve Yoona'nın göze çok hoş geldiğine şüphe yok ve bir araya geldiklerinde mükemmel göz ziyafeti oluşturuyorlar. Aralarındaki kimya tartışmasız çok iyiydi. Junho ise İdol olarak en iyi aktörlerden biri. Onu romantik komedi türünde izlemek hoşuma gitti. Yoona da iyiydi. Bir çok dizisini izledim kendi gibi olduğu bir dizide ilk kez izledim. Bu nedenle dizinin kurtarıcı özelliği iki başrolün uyumu ve kimyası. Dizinin estetiği çok hoş, açıkçası çok büyük bir bütçesi vardı ve bu yüzden çok iyi çekildi. 

Drama, son on yılda ve hatta öncesinde hüküm süren eski Kore romantik komedilerine yönelik nostaljik duyguları geri getiren bir hikayeyle sorunsuz bir başlangıç ​​yaptı ve bitti. Romantizm tatlı ve başroller arasındai uyum iyiydi. Kdramaların eskiden izleyenler bilir, dizilerin en belirgin özellikleri klişeler. Güney Kore izleyiciside bu tür dizileri özlemiş olacak ki yayınlandığı tarihlerde JTBC'nin en yüksek reytingini aldı.Bu dizide klişelerle dolu romantik komedi. Bu tür dizileri sevenler için çıtır çerez güzel bir dizi.

Dizi için puanım; 6,9/10

5 Nis 2019

Wof of Love / Kore Dizisi



Dizi, bir zamanlar oldukça ünlü olan bir şefin (Junho) mesleğinde dibe battıktan sonra tekrar hayata tutunma mücadelesini konu almaktadır.
  • 2pm grubundan şarkıcı-oyuncu Junho dizide bir şef olan Seo Poong karakterini canlandırmaktadır. Junho daha önce Memory, Good Manager, ust Between Lovers dizilerinde izledim. Eskiden ünlü bir şefti ve en iyi Çin restoranında şeflik yapmıştı. Ancak bir gün mesleğindeki bu popülaritesini kaybeder ve pis bir mahalledeki kapanmanın eşiğinde olan küçük bir Çin restoranında çalışmaya başlar.
  • Junho idollerden oyuncuda olur kavramını yıkanlardan biri. Hem dram hem romantik komedinin üstünden rahatlıkla gelebildi. O kadar iyi geldi ki izlediğim dizileri bitsin dahi istemedim. 2pm grubu olarak güzel yerlere gelip kendilerini zaten ispatlayan 2.nesil idollerden. Fakat oyunculuk bakımında ciddi manada iyi işler ortaya koyduğunu düşünmekteyim. 
  • Jang Hyuk dizide Seo Poong’un çalıştığı Çin restoranının sahibi aynı zamanda bir tefeci olan Doo Chil Seo karakterini canlandırmaktadır. Eski bir çete üyesi olan Chil Seo 5 yıl boyunca hapishanede yatmıştır. Korkutucu görünümüne rağmen insani duygularını kaybetmemiştir ve ilk aşkı söz konusu olduğunda oldukça aşırı tepki vermektedir.
  • Jung Ryeo Won dizide zengin bir ailenin kızı olan Dan Sae Woo karakterini canlandırmaktadır. Onun hayatı yediği bir kase jajangmyundan sonra değişir. Jung Ryeo Won canlandırdığı karakterleri genel olarak sevdim fakat ona en çok yakıştırdığı roller daha çok salaş olanları. Junho ile aralarındaki 11 yaş dizi boyunca kendini hissettirmedi. Zira güzel oyuncu çokta yaşını gösteren biri değil. 
  • Dizide aşk üçgeni var mıydı? Vardı. Seo Poong'un delicesine sevdiği nişanlısının o para için terk etmesi gibi. Evet ona gerçekte yetenekle neler yapabileceğini gösterdi. Bir de diğer tarafta onun gibi yara almış Chil Seo ve Sae Woo vardı. Bu üçünün arasında bir aşk üçgeni varmış gibi ilerlese de aslında kardeşiliği aşk için satmayan iki adamın hikayesini izledik.
  • Geneksel Çin ve Kore mutfağının detaylarına yer verildi. Bir hamur açmanın inceliklerine kadar detaylı işlenmesi güzeldi.
  • Dizi için düşüncem bazı zamanlar akıp gitse de bazı zamanlar sıkıldığımda oldu. Genel hattıyla dizi yormadı.
  • Her insanın hayatında sarp yokuşu vardır. Dizideki her karakter kendi hayatlarında bir yarası vardı. Onlar o sarp yokuşlarını geçebilmek için bir araya geldiler. Yara almış insanların hem birbirlerinin yaralarını sarıp, iyileştirdiği hem de bizim ruhumuzu şenlendirdiği güzel bir komediydi. Arada hüzünlendirse de çoğu zaman güldürdü.

2 Mar 2018

Just Between Lovers / Kore Dizisi


Dizinin yönetmen koltuğunda ise 2012 yapımı "Nice Guy" ve 2014 yapımı "Wonderful Days" dizilerinin yönetmeni Kim Jin-Won oturmaktadır. Dizinin senaristliğini ise 2013 yapımı "Secret" dizisinin kaleme alan Yoo Bo-Ra yapmaktadır.

Lee Gang Doo'nun  hayali futbolcu olmaktır; fakat bir kaza bu hayalini yerle bir eder. Kazada babası ölür, onunsa bacağı kırılır. 3 yılı rehabilitasyon tedavileriyle geçer. Artık iyileşmiştir fakat yıllarını kaybetmiştir. Bu sırada Ha Moon Soo ile karşılaşır.Ha Moon Soo mimari modeller üretmektedir. O da kardeşini kaybettiği bir kazanın izlerini taşımaktadır. Geride kalan olmanın suçluluk duygusu omuzlarındadır. Tüm bu duyguları bastırarak hayatını ciddiyetle yaşar. Lee Gang Doo ile karşılaştıktan sonra baştırılmış duyguları dışa vurmaya başlar.

Şimdiden uyarıyorum yazı spolier içerir.


2pm grubunun üyesi Lee Junho; dizide Lee Gang Doo karakterini canlandırıyor. Daha önce Memory, Chief Kim dizilerinde Twenty, Cold Eyes filmlerinde izledim. Gang Doo Onun karakteri anne ve babası vefat etmeden önce el üstünde tutularak rahat bir şekilde büyümüştür ve hayali birgün futbolcu olmaktır. Ancak geçirdikleri talihsiz bir olay sonucu babası ölür ve kendisinin de bacağı kırılır. 3 yıl boyunca rehabilitasyon görür. Hiçbir ağır yükü taşıyamaz haldedir. Bir gün, annesini de kanserden dolayı kaybeder. Böylece annesinin borçları ile kardeşiyle yalnız kalır. Mümkün olduğunca her şeyi yaparak para kazanmaya çalışır. Ancak Moon Soo ile tanıştıktan sonra hayatı tamamen değişir.Ondan sonra  geçmişinde sıkışıp kalmış adam ilk kez yarınını planlayan biri olur. Ben Junho'nun oyunculuğunu severim
Won Jin A; dizide Ha Moon Soo karakterini canlandırıyor. İzlediğim ilk yapımı oldu. mimari modeller yapan Ha Moon Soo, geçirdikleri bir kazada küçük kardeşini kaybetmiştir. Bu kazadan sağ kurtulduğu için suçluluk duymaktadır. Suçluluk duygusunu bastırmaya çalışarak yaşamını sürdürür ve annesine bakarken güçlü kalmaya çalışır. Bir gün, Kang-Doo ile tanışır ve bastırıp gizli tuttuğu duygularını açığa vurmaya başlar. O, acılara göğüs germiş kadın olarak ilk kez geçmişi ile yüzleşecektir. ileride çok iyi işlere imza atacak bir aktirst olacak.



Lee Ki Woo, dizide Seo Joo-Won karakterini canlandırıyor. Daha önce Flower Boy Ramen Shop, Miss Korea, Memory, Doctors dizilerinde izledim. dizide bir mimarlık firmasında müdür olarak çalışan Seo Joo-Won, nazik ve kibar bir karaktere sahiptir. Moon Soo'nun mimarlık üzerine yeteneğini fark edip şirketinde çalıştıracak. Uzun zamandır ekranlarda göremiyorduk bu dizide naif tarafını izliyor olmak hoştu.


Kang Ha Na; dizide Jung Yoo-Jin karakterini canlandırıyor. Daha önce Miss Korea ve Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo dizilerinde izledim.  Dizide bir inşaat şirketinde ekip lideri olarak çalışan Jung Yoo-Jin kendine güvenen birisidir ve büyüleyici bir hayat yaşamaktadır. Ancak, yalnızlık çeken biridir. Onun Gang Doo ile olan uyumunu çok sevdim diye bilirim.  Moon Lovers: Scarlet Heart Ryeo dizisinden sonra onu böyle bir dizide izlemekte ayrı keyif verdi. Farklı bir havası var. Onu biraz daha cıvıl cıvıl olacağı rollerde görmek isterim

Çıkış noktasında delikanlı yaşta hayatı kararmış,desteksiz kalmış, haliyle dışı kabuk bağlamış ama içi yumuşacık, kırılgan bir genç adam vardı. Bir de ortak geçmiş ve yazgılarının farkına varmaksızın,unutulmuş bir eski şarkının izinde hayatının aşkını bulan bir genç kız. Hem somut hem soyut bağlamda yaraları sağaltma,sevginin gücüyle arınma ve her şeye karşın yaşama tutunma öyküsü vardı. İhmallerin, kazanın yaşamdan alıp kopardığı 48 kişiye adanmış, geride kalanların acılarını kendi sözcükleriyle ve böylesi faciaların bir daha yaşanmaması dileğiyle ölümsüzleştirdikleri anlamlı bir anıt projesi vardı. Çok güzel,anlamlı diyaloglar,replikler vardı. Son tahlilde organ bağışının önemine ilişkin mesajlar vardı. Dizinin geçtiği ortamlar dizinin rengi falan kore filmlerine benziyor dizilerinde genelde her şey renkli güzel olur fakirse bile evi sevimli olur ama bu dizi film gibiydi pis ve kenar mahalle olması çok gerçekçi buldum. Gang Doo'nun bize geçirdiği buram buram ıssızlık hissi bolca empati kurmamızı sağladı ve normalde es geçmemiz muhtemel ayrıntılar dikkatimizi çekti. Farkındalık oluşturdu. Dizi ve film seyretmenin bu yanını seviyorum. Bazen başınıza gelmeden hayata dair yeni şeyler keşfediyorsunuz.. Hele ki böyle önemli meseler güzelce işlenince hedef tam on ikiden vuruluyor, o yüzden ayrı bir takdir ediyorum yapımcıları, tutması kuvvetle muhtemel ve çok daha kolay işlenebilir konulardansa, başarı ihtimali kesin olmayan ve hassas bir konuya bulaşma cesareti gösterip altından kalkmayı başarmışlar.

Dizinin içindeki o sakinlik, sessiz ama sorgulatan çığlıklar ve tüm o karakterlerin Kore dizi dışına çıkmış orijinal ve renk renk katmanları tüm diziyi heyecanla izlememe sebebimdi. Klişelerden uzaktı. Moon-Soo Gang Doo'nun omzunda uyuduğu sabah Gang Doo'nun uzattığı eli gerçekten tutmak için uzatmış olması, kadın başrolün bu denli dobra ve cesur olabilmesi, yılışıkça değil kararlılıkla sevdiği adama destek olması, uzun zaman sonra bir Kore dizisinde özgüveni bu kadar az olan bir erkek başrole hayat verilmesi.. Gerçek hayatta karşılaşmamızın çok zor olduğu tesadüflerin bu dizide keyifle işlenmesi, Halmoni ve Sang-Man karakterlerinin verdiği mesajlar ve filozofiler, organ bağışı farkındalığı ve psikolojik sağlığın öneminin vurgulanması.


Senaryo iyi çatılmış, her şey bir başka şeye bağlanmıştı. Örnekse Gang Doo'nun hastalığı durduk yerde ortaya çıkmadı, geçmişteki göçük kazasının gencecik bir bedeni sakatlamasından temelleniyordu. Klişelerden olabildiğince uzak durulmuştu. En beklenilir olanın tersine, Gang Doo'nun hastalığının ciddiyetini kavradığında Moon Soo'dan kaçmayıp sıkı sıkıya sarılması K-Drama evreninde pek görülmüş bir şey değildi. 'Şimdi elimi tutarsan bir daha bırakmam' sözüne sonuna kadar sadık kaldı.Ya da Gang Doo Halmoniden kalan arsayı sattığında ancak tefeciye olan borcunu ödeyebildi. Zengin olmadı çünkü burada sihirli değnek yoktu. Tersi olsaydı hiç mi hiç hoşuma gitmezdi. Moon Soo ise yılmayan, kendince haklı nedenlerle kısa bir süreliğine duraksar gibi olsa da uzatmayıp hep aşkının arkasında duran küçük ama güçlü genç bir kadındı. 

Sang Man'dan Gang Doo'ya, Seo Joo Won'dan Tae In Ho'ya, Halmoni'mizden Moon Soo'ya kadar her karakter o kadar çok anlamlıydı ki. Hepsinin taşıdığı bir mesaj vardı. Saf kötü ya da saf iyi karakterlerden ziyade bir insanın hem karanlık hem de aydınlık yanlarının olabileceğini çok güzel gözler önüne serdi bu dizi. Her iyiliğin iyilik doğuramayacağı ya da her kötülüğün kötülük gütmeyeceği gerçeğiyle yüzleştirdi seyirciyi. Bir nevi Yin Yang anlayışı gibiydi bana göre. Karakterlerin yanlışlarına da doğrularına da empati kurmamızı sağladı ve bence bu yapımı özel kılan da buydu. Nefret ettiğim kimse yoktu dizide. İlk bölümde Gang Doo'yu dövüp sonrasında ateşkes sağlayan Ahjussi dahil olmak üzere.

Gönül gözüyle gören bilge bir Sang Man, ahde vefa diyen bir Madam, Gang Doo'daki cevheri görüp destekleyen bir Halmoni gibi derinlikli karakterleri tanıdık ve sevdik. Kendi hesabıma,defolu Direktörü ve Madama olan aşkını bile katlanılır buldum.

Bir bina çöktü,çok sayıda insan öldü. Bir deprem oldu çok sayıda insan öldü.Bir sel oldu çok sayıda insan öldü.Sadece bu cümlelere tutunan anmalarımızla, her sene tekrarlanan acılı söylemlerimizle ve ardından gelen günlük hayatlarımızın acılarımızın yasını tutmaya bile izin vermediği bir yaşam savaşında bir dizi izledim.
Bu dizi ölenlerin yasını değil kalanların ''sessiz sitemsiz'' acısını serdi gözlerimizin önüne. Kapı önünde yevmiyeci torununu bekleyen ve öldüğünü bile kimselerin fark etmediği nine. Enkaz altında günlerce kalıp da çıkış fırsatını ilk gördüğünde yanındakini önce yollayan yeni yetme bir delikanlı. Aldıkları tazminatın utancıyla birbirlerinin yüzüne bakamayan karı,koca. Enkaz kaldırma çalışmasının maliyetini düşünüp, çıkmamış cesetlerin üstüne yeniden aynı kusurlarla bina yapmaya kalkışan inşaat firması.

99 depremini hatırlayan biri olarak benim için şu sahne çok anlam içeriyor.
Duygulanmadan edemediyorum.

Senaryo, reji, sinematografi, oyunculuk, müzikler, kamera, kurgu, ekip çalışması diyorum. Fazla söze gerek yok,mükemmele yakındı. Ağır bir melodram değil, yürek parçalayan acılı feryatlar değil, bu yıkımla yaşamları farklılaşmış, genel nedenin ötesine geçip aile içi bireysel acılar gibi yaşadıkları bir rutine dönen mutsuzluklarıyla sizler ve bizler. Herkes durduğu yere göre yaşamış/yaşıyor acısını. Kocası kendini sorumlu tutup intihar eden bir kadın asıl sorumlu olan inşaatçı oğlunu okutup büyütmek için evlenip hatta onu sevebiliyor. Kızkardeşinin doğumgünü pastasını aldın ve inşaatta işi uzayan babanı bekliyorsun etrafındaki güzel spor ayakkabılar ya da rujunu süren bir kız tüm ilgini çeken.Ve bir an da enkaz altında günlerce kalıp ardında acı dolu tedaviler ve hiç bitmeyen travmalarınla kimsesiz bir serseriye dönüşüyorsun. Ah be ne güzel oynadın Junho.

İki kişi arasında olup biteni yanı başlarında olsalar da kimse bilemez. Bir yanını gördüyse şayet, mümkün değil öte yanını göremez. Oysa bizler çok şanslıydık, adeta her noktaya serpiştirilmiş gizli kameralarla, türlü çeşit açılardan, yakından uzaktan sadece aşıklar arasında olan bitene bir bir tanık olduk. Lee Gang Doo ve Ha Moon Soo bir yerlerde gerçekten yaşıyorlar, bizim gibi nefes alıp veriyorlardı sanki. Paralel evrendeymiş gibiydik.Gün oldu, birlikte sevindik, gün geldi onlarla birlikte üzüldük. İşin tuhafı, hüzünlü ama insanı karamsarlığa garketmeyen bir öyküydü, iyimserliğimi ve umudumu hiç yitirmedim.Dışı sahte yaldıza bulanmışcasına özentili,lakin içi 'kof ve fos' bir yapım değildi. Her birimiz dizide kendimizden ya da çevremizden bir şeyler bulduk.

Dizi müziklerine gelecek olursam "Junho (2PM) "No Need for Words?" Zitten " I Open My Eyes"  Savina & Drones, Kim Kyung Hee "Aurora" Ra.D "Just Missing You" Lee Si Eun "What You Do To Me?"  Chang Min "Stand By Me" Ryu Ji Hyun & Kim Kyung Hee (April 2nd) "Where We" dinelemenizi tavsiye ederim. Dizi kadar müzikleride dikkat çekici.

Albümü dinlemek için; TIKLA

Kişisel dramların yanı sıra toplumsal dramların da es geçilmediği bir kurgu. Junho rolünün hakkını kat be kat fazlasıyla verdi. Won Jin Ah da işte yetenek dedirtti. Resmen dizi yavaş yavaş tüm benliği sarıyor. İlk başladığımda bu kadar saracağını düşünmedim ama her bölümde daha fazla bağlandım. İçinde çok güzel mesajlar var. Karanlığa girmeden ışık görünmez. Bilinen her şeyi anlatmak yerinen zamana bırakmak en iyi çözümdür. Zamanla karşıdakinin durumu çözmesi.Kendi özel hapishanelerimiz. Dışarı bakan yüzümüzün gülmesi içimizde ağlamamız. Daha çok acı çekmiş insanın daha az acı çekeni teselli etmesi.Her bir bölüm bu sıradan iki insanın yaşadıklarında kendimize ait bir parça bulunabilir. Kısacası izleyin izlettirin.

Dizi için puanım; 10/10

29 Haz 2015

Twenty

Twenty filminin senaristliğini ve yönetmenliği başarılı isim olan Lee Byung Hun üstlendi. Onun kaleminden çıkan diğer yapımlar; Sunny, Love Forecast, T.O.P'ın son filmi olan Tazza: The Hidden Card.

IMDB puanı: 7.6

Film,Lise yıllarından bu yana  arkadaş olan Choi Ho (Kim Woo Bin), Dong Woo (Lee Joon Ho) ve Gyung Jae (Kang Ha Neul) 'nin 20 yaşlarında ki serüvenlerini konu alıyor. Gençliğin verdiği tecrübesizlikler, aralarında ki arkadaşlık bağı, arkadaşlıkları, çapkınlıkları gibi bir çok öğeyi içinde barından gençlik filmi. 

Choi Ho; güzel bir kız arkadaşa (Jung Min Soo) sahip olsa dahi gözü hep dışarıdadır. Hayata dair pek bir amaca sahip olmadığından ne istediğini bilmez. Ta ki bir kaza sonucu tanıştığı Eun Hye (Jung Joo Yeon) ile karşılaşana kadar. 

Dong Woo; Hayata dair tek amacı çizgi roman sanatçısı olmaktır. Ailesinin şirketi iflas etmiş, babası terk etmiştir. Yaşadıkları maddi zorluklar yüzünden birden fazla yarı zamanlı işte çalışıp ailesine ve okul masraflarını karşılamaktadır. Onun en büyük destekçileri arkadaşları ve So Hee (Lee Yoo Bi)'dir.

Gyung Jae; üniversite birinci sınıf öğrencisidir. Hayata dair en büyük amacı büyük bir şirkette yönetici olarak çalışmaktır. 

Jung Min So; üç arkadaşın lisede aşık olduğu arkadaşlarıdır.

Lee Yoo Bi; Gyung Jae'nin kardeşidir. Dong Woo gibi çizgi roman sanatçısı olmak için hazırlanmaktadır. Dong Wo'ya aşıktır.

Çok fazla belirgin bir son olmasına gerek yok zaten gençlik yıllarının zor ve anlamsız yere geçen çabalarını anlatan bir film. Sonuç olarak askere gitmeleri ile çılgın gençlik zamanları sona eriyor. Gayet açıklayıcı olduğunu düşünüyorum. Güney Kore sinema sektöründe ki bir çok filme nazaran iyi bile diyebilirim.

Oyunculukları beğendim. Kim Woo Bin ve Kang Ha Neul benim gözümde oyunculuğunu günden güne geliştiren aktörler arasında hızla ilerlemekte Joon Ho'nun oyunculuğu kliplerde izlediğim kadarını biliyordum. İzlediğim ilk yapımı. Oyunculuk bakımında üstesinden geldiğini düşünüyorum.

Gençlik temalı bir film olduğu için beklentim çok yüksek değildi Fakat filmde sevdiğim oyuncular yer aldığı için beklediğim filmlerden biriydi. Ben izlerken sadece keyif aldım. Fakat fragmanına aldanıp komedi bir yapım beklemeyin. Filmin içinde yer alan bir bir kaç komik sahne olduğunu söyleyebilirim. Bu sebepleri göz önünde bulundurursak çerez filmlerden biri olarak izleyebilirsiniz. 

Filmin müzikleri Junho ve Lee Yu Bi'nin seslendirdiği "Cupid's Arrow" Sweet Sorrow&Kim Woo Bin "Twenty" şarkılarını dinlerken eğleneceğinizi umuyorum.

Fragman için; TIKLA
Filmin afişlerini de beğendim.

14 Ağu 2014

Bu Aralar Ne Dinliyorum?--2

Taeyang'ı nasıl anlatsam bilemiyorum. Big Bang üyelerine göre bir tık daha fazla sevdiğim üye Taeyang. Sesini seviyorum be öyle böyle değil çok seviyorum. Farklı bir ses tınısı var.Öyle bir solo albümü yayınladı ki sesinde ki tınıyı beğenmemek elde değil ki.  Zirveye en çok yakışan idollerden biri. Albümün tamamını dinlediğimde sevmediğim bir tane şarkı bile yer almıyor. Itunes'de yayınlandığı ilk gün indirdim böyle kaliteli şarkılar kaçmaz, kaçırılmamalı. Eyes Nose Lips şarkısını ilk dinlediğimde bana kattığı o duygu varya uzun süredir Türkçe olsun yabancı olsun dinlediğim hiçbir şarkıda hissetmediğim şeydi. Duygularımı galiba fazla bastırmışım, ortaya çıkardı hepsini..
"Eyes, Nose, Lips"
"1AM"
Canlı performansları arasında en çok sevdiğim Tablo ile "Eyes, Nose, Lips" şarkısına Inkagoya'da yaptıkları düet oldu. Ayrıca albümde G-Dragon'la birlikte yaptığı "Stay With Me" es geçmek olmaz.Albümde yer alan  "Let Go" ve "Throw Away" şarkıları en az diğerleri kadar etkileyici. Taeyang'ın sevdiğim performansları Inkagoya, M!Countdown 1AM göz atabilirsiniz.
Infinite'nin geri dönüşünü yakından takip etmeme rağmen işlerimin yoğunluğundan bir türlü kaleme alamadım. Infinite'nin hızına yetişemedim kısa zaman arayla önce "Last Romeo" sonra "Back" şarkısıyla geri dönüş yaptılar. Last Romeo şarkısı listesi Orion Weekliy Single Chart listesinde ikinci sırada yer ald Günlerdir severek dinlediğim Back şarkısı ile dünya müzik listesi Bıllboard'un birincilik sırasını bile ele geçirdi şarkı. Jeff Bengamin Bıllboard'un kpop yazarlarından olur. Infinite'nin bu güzel şarkısı ile ilgili makale dahi yazmış, sitede görünce açıkçası şaşırdım. "Back" müzik videosu en az şarkı kadar hoş olmuş, Sunggyu'nun küçük kardeşini kurtarma girişimini anlatıyor fakat şarkının hikayesi kayıp sevgilisine geri dönmek isteyen erkekler hakkında.. İki şekilde de şarkıya uyan hikayeler..  Beni kendine bağladı şarkı..
Şarkının birde Dans Performansıyla olan ikinci versiyonu yayınlandı.
Hazır Infinite grubundan söz etmişklen grubun küçük gözlü lideri  Sunggyu'nun başında söylediği solo kısım beni benden aldı. Senini beğendiğim idollerden biri.  Immortal Song 2'da "My Heart Is Like a Star" ve kendi solo albümünde seslendirdiği "I Need You"performansını da severim. 
Beast'in geri dönüşü tamamladı bitti Good Luck şarkısından dolayı kafayı sıyırmış olsam da albümünü dinledikçe bu ara dinlemekten keyif aldığım bir diğer şarkı "Sad Movie". Bu şarkının alt yapısını dizi ostlarından birine benzetiyorum günlerdir düşünüyorum bir türlü aklıma gelmedi.Ayrıca geçen ayın başlarında 2PM'in sevimli üyesi Junho solo albümünü yayınladı. Albüm tanıtımları yayınlanana kadar her video her yazıyı takip etmeme rağmen "Feel" şarkısını pek sevemedim.  
Dört gözle beklediğim geri dönüşler var, yazmam gereken bir sürü grup var. Kshowları takip etmekten bazen dizi, film izlemeye fırsatım olmuyor. Birde üstüne yoğun iş temposu eklenince ancak dinlediğim şarkıları yazma eğiliminde bulunabiliyorum. Fakat en yakın zamanda gruplarla alakalı kaldığım yerden devam.