23 Mar 2015

Kill Me, Heal Me: İyileştir Beni / Kore Dizisi

Kill Me, Heal Me dizisi şu zamana kadar izlediğim diziler arasında gerek konu olarak gerek oyunculuk bakımından beni derinden etkileyen yapımlarndan biri oldu. Amerikan yapımları arasında Fringe, bilim-kurgu türünün tek örneği iken  Güney Kore dizileri arasında Kill Me, Heal Me gerek konu gerek oyunculuk bakımdan ilk sırada yerini aldı. 
Kill Me, Heal Me dizisinde; zengin bir ailenin varisi olan Cha Do Hyun'un çocukluğunda yaşadığı ağır tramva sonucu ruhunda oluşan parçalanmalar sonucu Cha Do Hyun'u 7 ayrı kişiliğe bölünmesi, buna sebep olan olaylar ve tedavisi süresini anlatan 20 bölümlük harika bir yapım.  
Çoklu kişilik bozukluğu (Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu) hakkında kısaca bilgilendirme yapalım. İki ya da daha fazla birbirinden ayrı kimlik ve kişiliğin aynı kişide bulunması, bu farklı kişiliklerin birbirinden farklı davranış, ilişki kurma biçimi ve tutumlar içine girmesi karakterizedir. Bu kimlikllerden ya da kişilik durumlarından en az ikisi kişinin davranışlarını zaman zaman denetim altına alır. Kişilik sayısı genelde 5-10 arasındadır. Fakat; 90 kişiliğe bölünmüş vakalardan söz konusu. Bununla alakalı kitaplar yer almakta fakat okumanızı pek tavsiye etmiyorum. Psikolojik açıdan sarsılabilirsiniz. Bir kişilikten diğerine geçiş ani oluyor. Diğer kişiliğe ve onun baskınlığı sırasında yaşadığı olaylar amnestiktir, hatırlamaz. Tedavi de öncelikle farklı kimlikler birbirini ayrı ayrı tanımaya çalışır ve bu bozukluğa sebep olan travma değerlendirilir. En son aşamada kimliklerin birleştirilmesini sağlayarak sonuç elde edilir.
Başrol oyuncumuz Ji SungCha Do Hyun ve diğer kişilikleri canlandırıyor. Başarılı oyuncu Ji Sung; daha önce Secret Love ve Protect The Boss dizisinde izleme fırsatı bulmuştum
Cha Do Hyun; ruhu parçalara bölünen karakter, Shin Se Gi; psikopat kişilik
Perry Park özgürlüğüne düşkün kişilik, Ahn Yo Seob intahara meyili kişilik
Ahn Yo Na; Yo Seob'un ikizi o kişiliğe karşı çıkardığı kişilik, Mr X hakkında bilgi vermeyeceğim :)
Nana; 7 yaşında ki küçük kız kişiliği
7 ayrı insan, 7 ayrı karakter ve müthiş oyunculuk. Ji Sung oynadığı her karakter ayrı ayrı ödüllere layık görülmeli. Büyük ihtimal Asya'da bir çok otorite tarafından yılın oyuncusu seçilir diye düşünüyorum. Oyuncumuzun;  Se Gi gibi sert erkek Perry Park gibi aksanlı ve küfürbaz, Ahn Yoseob gibi intihara meyilli, Ahn Yo Na gibi ergen kız, MR X gibi beklenmedik ve Na Na gibi  7 yaşında ki kız çocuğuna dönüşümleri, kişilikler arası geçişleri insanı kendine hayran bırakacak nitelikte oyunculuk ortaya koyuyor. 
Bir diziye başladığımda bir çok şey hakkında tahminlerim oluyor fakat senarist Jin Soo Wan'ın olayları anlatımı, geçişleri, sağ gösterip sol vurması gibi teknikleri final bölümü de dahil olmak üzere tempoyu hep yukarıda tutarak devam etti. 
Özellikle; Cha Do Hyun'u yaşadığı tramva sonucu parçalanan ruhunun oluşumunda kişiliklerin ortaya çıkışlarını senarist başarıyla ortaya koyduğunu söyleyebilirim.

Hwang Jung Eum; dizide Oh Ri Jin karakterini canlandırıyor. Psikiyatri bölümünden mezun olmuşi daha yolun çok başında 1 senelik tecrübesi olan başarılı bir doktor. Oh Ri Jin ailesinin biricik kızıdır. Hastaneden kaçan hastasını bulmak için gece kulübüne giden Doktor Oh şans eseri kendini önce  hastasının yanında olan Cha Do Hyun ile karşılaşır. Ona engel olmak isterken yere seren Oh Ri Jin farkında olmadan Do Hyun'un ruhunda ki Se Gi'nin ortaya çıkmasına sebep oldu ardından Se Gi kişiliğiyle olaylı bir şekilde tanışmış oldu.  Se Gi, ilk görüşte Doktor Oh'a aşık olmuştur..
Jung Eum'u bir çok dizide izleme fırsatım oldu. Can You My Heart, Full House 2 ve Secret Love dizilerinde ki performansının aksine Oh Ri Jin karakterinde kendi bulduğu rollerden biri diyebilirim. Güney Kore aktiristleri arasında oyunculuğu sevdiğim ilk üç oyuncudan biri olan Jung Eum'un, Ji Sung ile beraber ilk dizisi değil. Bundan önce 2013 yılında yayınlanan Secret Love adlı dizisinde rol aldılar. Hwang Jung Eum oyunculuğu ile kendine hayran bırakmıştı. Fakat "Kill Me, Heal Me" dizisinde kestiği psikiyatrist rolü onun için biçilmiş kaftan diyebilirim. Oh Ri Jin karakterininde küçük yaşta yaşadığı bir tramva vardır. Fakat zihninde oluşturuduğu koruma kalkanı ile çocukluğuna dair anılarını hatırlamaz. 
Park Seo Joon; dizide Oh Ri Jin'in ikiz kardeşi Oh Ri On karakterini canlandırıyor. Park Seo Joon daha önc Witch Romance ve Dream High 2 dizilerinde yer aldı. Özellikle Witch Romance dizisinde ki performansıyla geleceği parlak oyunculardan biri olduğunu gösterdi. Kill Me Heal Me dizisinde Oh Ri Jin'in abisi olmasının yanı sıra Omega takma ismiyle psikolojik romanlar yazan bir yazardır. Ailesi dışında bu gerçeği kimse bilmemektedir. İlk bölümler göreceksiniz ki herkesin, her şeyle bir bağlantısı vardır. Dizi bu tabi bağlantılı olacak diye düşünebilirsiniz. Fakat senarist olaylara öyle bir  mantıksal yaklaşımlar suncak ki her bölüm sizi  farklı düşüncelere sevk edecek. Zihninizde kurduğunuz hiç bir olay gerçekleşmeyecek. Çünkü öyle bir atağa çıkacak ki beklediğiniz sorunun cevabını finale doğru alacaksınız.
İlgili resim
Finale doğru senarist öyle bir rota çiziyor ki insanın izleyip diziye veda edesi bile gelmiyor. Yazımın başında çoklu kişilik bozukluğunu açıklarken diziyle alakalı farkındalık yaşadım. Aslında senaristin her olayın ince ayrıntısına kadar hastalığı tasvirlemesi hoşuma gitti. Dizinin her bölümünde kırılma anı söz konusuydu. Ben Ji Sung'ın canlandırdığı her kişiliği aşırı sevdim. Bi ara okuduğum yorumlarda bile "iyileşmese keşke" diyenlere bile rastladım. İzleyenlerin bu şekilde düşüncesine sebep olan tabi ki Ji Sung'ın "oyunculuğu" oldu. Onun için yazacak, konuşacak o kadar çok şey var ki kelimelerle ifade etmek bile zor gelir. Senarist'in oluşturduğu kişiliklere hayat verdi.. Ana karakter Cha Do Hyun olmasına rağmen Shin Se Gi için bir çok kişide ayrı bir hayranlık oluştu. Bütün kişilikler bi yere Ahn Yo Na karakteriyle genç bir ergen kızı canlandırması, onlar gibi davranması harkülade bir oyunculuktu.. Her kişiliğin kendine has bakışlarıyla çözebildik onlar olduğunu..
Dizinin gelişme bölümünde hikayeye dair bir çok olaya rast geleceksiniz. Kişiliklerin oluşuna sebep olan olayları eksiksiz olarak cevabını alacaksınız. Fakat Cha Do Hyun'un iyileşme süresince "kişiliklerle anlaşma" başka bir deyişle "onlara veda" ettiği sahnelerde ki oyunculuk, harikaydı.. Her kişiliğin vedası çok güzel işlenmişti de Perry Park'ın yarattığı o sahneyle vedası uzun süre konuşuldu Güney Kore dizi sektörüde. Beni de en çok etkileyen Perry oldu.. 
-
Dizinin yan karakterleri kişiliklerin gölgeside kaldı diye düşünüyorum. Olmasa da olurdu aslında. Biraz da dizinin oyuncu kadrosu geniş görünsün diye düşünülmüş olabilir. Gerçi dizinin bu kadar tutulacağını tahmin etmeyerek oluşturulmuşta olabilir. Cha Do Hyun'un kuzeni Oh Min Seok rolünde; Cha Ki Joon rol alıyor. Kill Me, Heal Me dizisinde bir kaç hafta önce final yapan Misaeng'in oyuncularından biriydi kendisi. Dizi de Cha Do Hyun'u alt etmek isteyen bir varis olarak göreceksiniz onu..

Kill Me,Heal Me dizisinde gereksiz bulduğum bir diğer karakter ise; Cha Do Hyun'un ilk aşkı olup kuzeniyle nişanlı olan Han Chae Yoo karakteriyle Kim Yoo Ri. Daha önce Master's Sun adlı dizide izlemiştim. Dizide ne yaptığını hatta neden bu dizide yer alıyor diye düşündüğüm bir karakter olarak dizide gereksiz bulduğum kişi oldu ne yazık ki..
Dizinin konusu, oyucuları kadar müzikleride güzeldi. İlk bölümden beri her bölüm duymaya alıştığımız Jang Jae In&Na Show'un seslendirdiği  "Auditory Halluycination", başrol oyuncusu Ji Sung'ın seslendirdiği "Manchurian Violet" dizinin oyuncularından Park Seo Joon'un seslendirdiği "Letting You Go" Moon Myung Jin'in seslendirdiği "Unspeakable Secret" Lee Yu Rim "This Feeling" Luna&Choi'nin seslendirdiği "Healing Love" diziyi izlerken aşina olacağınız şarkılarla sizleri baş başa bırakıyorum.
Albümü dinlemek için; TIKLA
Önerim; SADECE İZLEYİN..

18 Mar 2015

8 Saniye



Film, Berlin'de doğup büyümüş olan Esra İnal'ın hayat hikayesini anlatmakta yani senaryo yaşanmış bir hikayeyi konu alıyor. Aslında Esra'nın hayat hikayesinden daha çok, rüyaların gerçek dünyaya taşmasıyla yaşadığı gel-gitleri anlatıyor. Çarpıcı hikayesini film de kendi canlandırıyor. 
Böcek Yapım'ın üstlendiği ve yönetmenliğini Ömer Faruk Sorak'ın yaptığı "8 Saniye" sıradışı filmin dış çekimleri Almanya'da tüm iç çekimleri ve rüya sahneleri ise Türkiye'nin İstanbul, Mardin, Tuz Gölü'nde çekilmiş. Filmin son sahneleri ise Meksika'da çekilmiş. Esra İnal'a filmde Fırat Çelik, Fahri Yardım, Mehmet Kurtuluş, Salih Kalyon gibi isimler eşlik ediyor. Yılmaz Erdoğan ise; derviş rolüyle karşımıza çıkıyor. Ayrıca "Dört Anlaşma" (The Four Agreements) kitabının yazarı Don Miguel Ruzi de konuk oyuncu olarak görüyoruz. BöceklFilm; BKM, GalataFilm ve Barefoot Films'in ortak yapımı "8 Saniye" filminin görüntü yönetmenliğini Emmanuel Kadosh üstlenirken müziklerini ise Meksikalı Gustavo Farias yapmıştır.

 Esra İnal

Esra İnal'ın ilk oyunculuk deneyimi olmasına rağmen oldukça başarılı olduğu gözlerden kaçmıyor.Film Esra'nın Berlin'de yaşayan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmesiyle başlar. Ablaları tarafıdan büyütülen Esra küçükken görmeye başladığı ilginç rüyalarla, uykuları kaçmaya başlamıştır. Seneler geçtikten sonra özel ilişkilerinde sorun yaşamaya başlar. Başkalarının Esra'nın hayatında söz sahibi olmask istemesi ve kısıtlama istekleriyle çatışır. Aslında temel sorun ilişkileri değilde kendi içinde yaşadığı çıkmazdır. Çocukluğundan beri derin rüyalar görür ve bu rüyaları anlamlandırmaya çalıştıkça, günlük yaşamda dahya büyük sorunlar yaşar. Gördüğü rüyaların ortak noktası daha önce hiç tanımadığı bir adam tarafından sürekli korunmasıdır. Her seferinde bu durum korkutsa da sonunda bir karar verir ve kilit noktayı bularak peşinden gitmeye başlar.
Filmin geçişleri harika denebilecek kadar iyiydi. Yani rüyadan gerçek hayat uzanan dokunuşları bir hayli güzel. Zaten bu konuda hiç bir masraftan kaçmamış. Rüyalar dünyasında doşalan Esra'yı ve onun hayatına dokunan insanları anlatılıyor. Fakat kötü davanan insanlar yok, kendi hayatını yaşayan Esra'nın hayatına dahil olan insanlar var. Film bir açıdan kadına açılan özgürlük kapısı görevini üstlenmeye çalışıyor, hayatında ki insanın hayatındaki insanları affederek insanın hayatla barışık hale geleceğinin üstünü çiziyor bunu kahramanın açmazlarıyla anlatıyor.
"Korkma seni korkutmalarına izin verme.." sözleriyle
Yılmaz Erdoğan "derviş rolüyle izleyicilerin karşısına çıkıyor.

Yılmaz Erdoğan

8 Saniye filmini izlerken tüyleriniz diken diken olacak. Bir çok kişinin kendinden bir şeyler bulabileceğini düşünüyorum. Filmi izlerken bir bakmışsınız yüzünüzde tebbessüm bir bakmışsınız gözleriniz de yaş bulabilirsiniz. Senaryo; her ne kadar içerik olarak ağır olsa da, aynı zamanda hayatın özünü basit bir şekilde çözümleyerek sunuyor. Film bitiminde, bir çok farklı düşünceyle ayrılacaksınız belki de sorgulamak sizin de bir özelliğiniz olacak. Benim kişisel görüşüm, filmden etkilenmek ve hayatımızda bir şeylerin değişiminde filmin etkilerini yansıtmak için duygusal, hassas, detaycı ve bunlara karşı da ruhen güçlü olmak gerekir. İnsanların genelde yanlış yaptığı şeyleri de göz önüne seren film, yeni bir bakış açısı oluşturuyor.
Esra İnal'ın filmde ki enerjisi pozitif etki katmış yani kendi hayatını güzel, samimi ve dolu bir biçimde canlandırıyor. Görsel efektlerin filme katkısı da bir hayli başarılı. Rüyalar aleminde ve onların yansımasına farklı bir yerden baktığı için izlenebilir. Filmin adının neden "8 Saniye" olduğuna dair bilgi vermek yerine filmi izlerken bulmanızı isterim. Çünkü cevabı, ilginç ve beklenmedik. İmkanınız varsa, ilk fırsatı değerlendirerek filmi izleyebilir, Esra ile birlikte iç yolculuğunuza başayabilirsiniz.
Fragman için; TIKLA

17 Mar 2015

Kafemiz.Biz


Kaburgalı bulgur pilavı yanına, çikolatalı pasta yiyip, projemizin akış diyagramını çizerken oluştu "Kafemiz.biz" fikri. İşte böyle bir karışım bulacaksınız bizim Kafemiz'de..

İremce'de; Endüstri Mühenfisi, Yönetici Koçu, şehri yaşamayı seven bir annenin eşsiz kurabiyeleriniz, sağlıklı atıştırmalıklarını tadarken, şehir hayatı, annelik ve Mühendisliğe koçluk bakış açılı sohbetlerin tadına doyamayacaksınız 

Emoş Kafe'de Peyzaj lisansının üzerine bir de Uluslararası İlişkiler lisansı yapmış, Kalite Mühendiliği alanında kendini geliştirmesine karşılık hobi olarak Sosyal Medya Uzmanlığına merak sarmış bir genç bakışın; tiyatro dizi, film, müzik ve kitaplar hakkındaki özgün paylaşımlarıyla bambaşka bir dünyaya dalacaksınız.
Hilal Kafe'de profesyonel öğrenci bir Endüstri Mühendisinin kalite, liderlik ve koçluk deneyimlerini inovatif bir bakış açısıyla birleştirdiği ve üstüne annelik deneyimlerini, eğitimleri, kitapları, çocukları, zihin haritalarını, fütürizmi kattığı sohbetlerinden inanılmaz keyif alacaksınız.
www.hilal.kafemiz.biz

Bizim ortak yanımız yüreğimizle bakmamız...

Bizimle;
"Baktığın Yere Gidersin.."

www.kafemiz.biz 

Facebook sayfası için,
TIKLA
Twitter hesabı için;
TIKLA

12 Mar 2015

Murat Dalkılıç Galaxy S6'yı Sizin İçin Keşfetti!


Murat Dalkılıç, Barcelona'da gerçekleşen görkemli Samsung Galaxy S6 lansmanına gitti.  Yaşadığı eğlenceli anları, inanılmaz deneyimleri ve Galaxy S6’nın şahane özelliklerini sizin için anlattı.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

The 100 // 1.Sezon


Öncelikle dizisinin konusundan kısaca bahsedeceğim..97 Yıl önce nükleer saldırısı sonrasıı dünyanın büyük bir kısmı yok olmuş bir çok medeniyet çökmüştür. Hayatta kalan 12 farklı ulustan, toplam 400 kişi ise dünyayı terk etmiştir. Yıllar içinde uzayda "Ark" adlı uzay gemisinde 3 nesil yetiştirmiştir ve insan sayısı 4000'e kadar çıkmıştır. Ark denilen bi geminin yönetimi nüfus kontrolünü ellerinde tutabilmeleri için sert uygulamalarla dolu bir düzen sağlamışlardır. Yaşam kaynakları tükenme noktasına gelmiştir. Ark'ın yöneticileri bir araya gelip hayatta kalma hesapları yaparlar. Hepsinin ortak düşüncesi Dünya'ya dönmektir Fakat Dünya'nın halen yaşanabilir olup olmadığı hakkında bilgileri yoktur. Bunu test etmek için 100 adet mahkum genç insanı Dünya'ya gönderirler.Bu çocukların kimi Ark ile bağlantısını koparmak, kimi hükümetin verdiği görevi yerine getirmek ister. Bu sebeplerden dolayı kendi aralarında ayrışmalar oluşur.. Fakat kısa süre içinde birbirlerine kenetlenen ve iş birliği yapan gençler ortaya çıkar.

Clarke; karakterini Eliza Taylor canlandırıyor. İzlediğim ilk yapımı. Dizinin ilk bölümleri soğuk tavırlarıyla ön plana çıkıyor. Koloniden gelen bu çocuklara hükümet tarafından verilen görev yerine getirme bilincinde olan kızımız. Fakat soğuk tavırları bir süre sonra yerini yaşam mücadelesine kaptırmış savaş veren bir kıza dönüşecek.. Doğru söylemek gerekirse dizi oyuncuları arasında ısınamadığım tek karakter. Gerçi biraz da oynadığı karakterden kaynaklı olabilir. Dizi boyunca hiç gülerken görmedim. 


Bellamy Blake karakterini ise Bob Morley canlandırıyor. 100 çocuk arasında olmayan dünyaya gönderilen gemiye gizlice giren suçlulardan biri. Onun tek amacı kardeşi Octivia'yı korumaktır. Dizini başlarında lider olma çabaları beni çileden çıkarsa da 1. sezonun sonlarına doğru sevdiğim karakter haline geldi. Octivia'ya olan düşkünlüğüne bayılıyorum. Bellamy'nin hırslı karakteri hoşuma gidiyor. 1. sezonun ilk başlarında  lider tavırları insanı çileden çıkaracak raddeye getirse de sezon ortasından sonra efsane Bellamy olarak karşımıza çıkıyor. Şahsen ben 2. sezonda ki Bellamy'e hayran kaldım.


Octavia Blake karakterini güzel oyuncu Marie Avgeropoulos canlandırıyor. Bellamy'nin korumaya çalıştığı biricik kardeşi. 100 kişi arasında suçu olmayan tek çocuk. Sebebi; Kolonin katı kuralları var demiştim. Her aile sadece bir çocuğa sahip olam zorunluluğu olduğundan annesi yıllarca kızını dairesinde ki gizli bir odada sakladı. Ortaya çıkınca da mahkum oldu. Octivia hovarda, vurdum duymaz karakter gibi görünse de bölümler ilerledikçe onda ki cevherler birer birer ortaya çıkmaya başlayacak.

Finn Colins karakterini Thomas Mcdonell canlandırıyor. Finn'in dünya da çizdiği yol diğer arkadaşlarına göre daha farklı onun amacı dünyalılar-Ark'lar arasında barışı sağlayabilmek. Finn ile Clarke arasında duygusal yakınlaşma dizinin ilk bölümden kendini hissettirdi. Bilim kurgu dizisinde aşk üçgeni olması kadar bir şey olamaz heralde bu sebeple Finn'in ilk başlarda yaşadığı kafa karışıklığına sinir olan bir tek ben olmamıştır diye düşünüyorum. Thomas Mcdonnell bence dizide geri planda kalan oyunculardan biri diye düşünüyorum. 2. sezonda öldürü ir darbe var ki dillere destan.. 




Jasper Jordan karakterini Devon Bostick canlandırıyor. Ark'da ailesi nesiller boyunca eczacı olarak çalışmakta. Bu sebeple ilaçlar konusunda arkadaşlarına yardımı dokunmuştur.Dizide samimi bulduğum iki karakterden Jasper'ın en sevdiğim özelliği cesareti. Her olayda korkmasına rağmen kendini öne atarak cesaretini göstermesi takdire şayan durumlardan biriydi. Durum böyle olunca ben kahramanın şeklinde havaya girmesi de normal tabi ki. Monty üzme Jasper, bozuşuruz canım!

Monty Green karakterini Güney Kore asıllı Christopher Larkin canlandırıyor. Aarkta ailesi nesiller boyu mühendis olarak çalışmıştır. Dizide samimi bulduğum ikinci karakter. Jasper ile olan arkadaşlıklarını sevmemek mümkün değil. İyi, kötü her olayda birbirlerini kollamaları güzel. Monty 1. sezonda pek fazla görünmedi. Buna rağmen sevdirdi kendi. Bozulmayan karakterlerden biri. Güney Kore oyuncu diye kayırıyor olabilirim ne de olsa kan çekiyor.
Güzel ona her olayın ardından Monty ve Jasper'ın yaptığı meşhur hareketi

John Murphy karakterini Richard Harmon canlandırıyor. Genç oyuncular olarak tanıdığım tek oyuncu. Daha önce :Kanada yapımı Continuum dizisinde izlemiştim. Murphy ilk bölümler herkese kök söktüren kötü çocuk. Hatta bir bölüm "Murphy Kanunları" temasında geçti. O bölümü izleyenler ne düşünür bilmiyorum fakat ne kadar kötü olursa olsun haksızlık yaptıklarını düşünüyorum.1. sezon içinde feleğin çemberinden geçen en zor şartlarda ayakta kalan tek karakter diye düşünüyorum.


Raven Reyes karakterini Lindsey Morgan canlandırıyor. Bu kız tam bir mühendislik dehası olarak yer alıyor dizide. Ark'tan ayrılmasının tek sebebi sevgilisi Finn. Ailesinden kimse hayatta olmadığı için ailesi olarak bildiği sevgisili Finn için yapamayacağı hiç bir şey yok. Bu dizinin kızları cesaretleri konusunda erkeklerden bi tık önde desem kimse itiraz etmez diye düşünüyorum. Dizide ilk gördüğümde bu kız kesin sıkıntı çıkarır diye düşünmüştüm fakat yanıldım. 





Oyuncuların kısa tanıtımının ardından senaryoyu ele alalım. Senaryo bilim kurgu temalı olmasına rağmen bilime dair birinci sezonda pek bir şeye rast gelmedim. 1. sezonun büyük bir kısmı gençlik dizisi havasında geçtiği için Kurgu ilk bölümler fazla parçalanmış diye düşünüyorum. Fakat senarist birinci sezonun sonlarına doğru ve ikinci sezonun şu aralar yayınlanan bölümlerine kadar kendini toparladı. Yine kurgusal bakımda eksikler olsa da kendini izlettirmeyi başardığını düşünüyorum. Bir tek ben bu şekilde düşünmemiş olacağım ki dizi 3.sezon onayı bile aldı. 
1.sezonun ilk bölümleri durağan geçiyor gibi görünse de sakın bırakmayın ortalarından sonra kendini toparlayıp sürükleyici bir hal alıyor. 2011 yılında Terra Nova dizi vardı. 1 sezon yayınlanmış 2.sezon onayı alamamıştı. Bu insanlar diziden anlamıyor der konuya devam ederim. The 100 dizisinde yer yer Terra Nova havası sezmedim değil. 
Genel olarak dizi kendini izlettiriyor hatta sevdiriyor bile. Ben 2. sezonu 1. sezona göre daha çok sevdim. Diziyi izlerken senaristin olaylar karşısında ters köşe yapmasından dolayı ikinci sezon daha akıcı geldi. Uzun soluklu dizileri izlediğim vakit ilk sezonu genelde diziyi anlama amaçlı düşünüyorum. Sonrası zaten The 100 dizisinde konular peşi sıra  işlenmiş oluyor.
Dizinin müzikleri harika. Ben aşırı sevdim. 2.bölümde yayınlanan "Can't Preted by Tom Odell" şarkı listemde yeri almış bulunmakta. Diziyi takip etmeye devam edeceğim. 

24 Şub 2015

Healer / Kore Dizisi

2014 yılının sonlarına doğru senaristler aldı başını gidiyor. Kendi adıma Misaeng, Pride and Prejudice, Healer, Kill Me Heal Me dizileriyle gözümde çıtayı yükseltiler. Bu diziler her bölüm  hayretler içerisinde bırakarak bitirdi. Healer'da bunlardan bitanesi. Gerek oyuncularıyla gerek kurgusuyla kendini ispatladı. 

Healer nam-ı değer ""şifacı".. Ne yapar bu şifacı? Ana karakterimiz Jung Hoo "gece kuryesi" olarak çalışmaktadır. Gece kuryesi olabilmek için özel olarak eğitilmiş iş dövüşmeye gelince üstün yetenekleriyle çatıdan çatıya atlama gibi potansiyelleri olarak yetiştirilirler. Jung Hoo ise şifacı olarak bu işte en iyisidir. Kimse onun kim olduğu bilmez. Çünkü gece kuryesinin ilk şartı; kimliğini gizlemektir. Bir diğer şartı; kim için çalıştığını bilmeden işlerini halletmektir.
Ji Chang Wook; Seo Jung Hoo karakterini canlandırıyor. Bizim meşhur şifacımız. itiraf ediyorum Ji Chang Wook'un izlediğim ilk yapımı. Running Man programına konuk olduğu programı izlemiş, oradan tanıyordum. Jung Hoo karakterinin babası küçük yaşta vefat etmiş annesi ise terk etmiştir. Kısaca feleğin çemberinden ağır şartlarla geçmiştir. Bir gün bi adam çıkar (eski şifacılardan kim kaldı) karşısına "babasını tanıdığını" söyler. Şifacı olarak bildiği her şeyi ona hocası öğretmiştir. Jung Hoo'nun tek hayali bir ıssız bir ada satın alıp orada yalnız yaşamak. Hayatında olan iki insan vardır. Bunlardan biri "ajumma" diye seslendiği hacker patronu bir diğeri patrona çalışan getir götür işlerini Dae Young'tur. Bir gün şifacıya patronu tarafında bir iş verilir. Chae Young Shin adında ki kızın DNA örneğini almasıdır. Jung Hoo için işler bundan sonra değişecektir.
Park Min Young; Dizide Chae Young Shin karakterini canlandırıyor. Park Min Young daha önce Lee Min Ho'nun dizisi City Hunter ve Sungkyunkwan Scandal dizisinde izlemiştim. Chae Young Shin internette yayınlanan bir haber ajansının magazin muhabiridir. Avukatlık yapan hobi olarak kafe işleten bir babanın evlat edindiği biricik kızı. Tek hayali hayranı olduğu  Kim Moon Hoo gibi başarılı bir muhabir olmaktır. Chae Young Shin'in bir gün yoluna bir ada çıkar. Onu köşeye sıkıştırır, tırnağı keser. İlk başta anlam veremezse de onun meşhur şifacı olduğunu anlar. Uzaktan uzağa görmediği, bilmediği, tanımadığı bir adama hayranlık duymaya başlar.. Chae Young Shin gerçek ailesi hakkında hiçbir şey bilmez. Küçük yaşta yaşadığı tramva sonucu geçmişine dair anılarını hatırlamaz.
Yoo Ji Tae; dizide başarılı muhabir Kim Moon Hoo karakterine hayat veriyor. Dizileri çok fazla tercih etmiyor daha çok film sektöründe yer alıyor. Çocukluğu abisi ve arkadaşlarıyla birlikte geçti. Dizinin ilk bölümleri ve sonrasında ara ara geçmişte ki o arkadaşlığın nereye vardığı güzel bir kurguyla karşımıza çıkıyor. Kim Moon Hoo yıllarca sessiz kalarak kendini daha fazla suçlu hisseder. Dizi hakkında görüşlerimde detaylı olarak dile getireceğim. Şifacımıza Chae Young Shin'in DNA örneğini talep eden kişidir. Oyunculuğuyla, karakteriyle, duruşuyla mükemmel bir oyunculuk çıkaran Yoo Ji Tae insanı izlerken kendine hayran bırakıyor. Gülüşü ve ciddi tavırlarına büründüğünde birbirinden bağımsız iki insan haline dönüşüyor.
Kim Mi Kyung; Şifacımızın patronu hacker şifacımız ajummayı canlandırıyor. Bu yaş grubunun oyunculuğunu en çok beğendiğim aktirist Sungkwankyung Scandal, Faith, I miss You, 7st,Grade Civil Servant, Master's Sun, The Heirs, It's Ok, That's Love, Age Ending Nine Boy dizilerinde izledim. Birbirinden bağımsız roller olmasına rağmen Heirs dizisinde ki dilsiz rolüyle kalbimde yerini edindi. Fakat bu yapımda ki ajumma rolüyle taht kurmayı bırak kalbimi en derin yerlerinin sahibi oldu. Böyle bir karakter insanın hacker yapar. Elinde örgü ülkede hacklemediği yer kalmadı, tren bile durdu hey yavrum hey..(gerçi hackleme olayında saçma bulduğum tek olaydı fakat pek fazla umursamadım zaten) Ajumma eski bir polis. Jung Hoo bile ismini, evini, nasıl biri olduğunu bilmez.. Herkesin kulağında böyle bir ses olsun insan daha ne ister..

Dizinin konusu bir çok kişiye City :Hunter dizisini hatırlattı. Hatta onun gelişmiş hali diye laf bile dolandı etrafta.kurgusal bakımdan benzerlikleri mevcut. Ben biraz da çatıdan çatıya atlaması gibi kurgusal yapıları  Mirors Edge oyununa benzettim. Umarım benim gibi düşünen birileri vardır. Gerçi düşünmeleri için oyunu oynamış olmaları gerekli. 
Dizinin temasını oluşturan efsane ekip. İlk bölümler bu fotoğrafta ki gençlerin ara ara hikayesini işleyerek  başlıyor. 
 Chae Yong Shin'in DNA testinden sonra Kim Moon Hoo 'dan kızı izlemesi işini alırlar. Jung Ho'nun anlayamadığı tek şey neden Chae Yong Shin? diye düşünür. Kılık değiştirerek onun yanında yer alamaya karar verir. Böylece kafasında ki soru işaretlerinin birbir cevabını alacağını düşünür. Fakat işler pek istediği gibi gitmez Jung Hoo'nun bu fotoğrafı Kim Moon Hoo'nun evinde görmesiyle kıza olan soldaki öz babası sağda ki annesinin şimdi ki eşidir. Kim Moon Hoo'nun öz abisidir. En sağda ki sürpriz olsun.. 
Yalnız yaşamaya alışkın bir adam kılık değiştirerek Chae Young Shin'in çalıştığı internet gazetesinde pısırık bir muhabir olarak işe başlar. Kafasında ki soruların cevabını ararken kendini aşkın ortasında bulur şifacımız.
Chae Young Shin; Hiç görmediği, bilmediği, yanı başında olmasına rağmen, sesini bile duymadığı  bir çok kez hayatını kurtaran şifacıya aşık olur..
Ji Chang Wook oyunculuğunu konuşturuyor. Hatta konuşturmakla kalmıyor insanın içini ısıtan bakışlarıyla izleyenleri kendine hayran bırakıyor. İnsanların gözünde öyle bir çıta yükseltti ki bir insan nasıl böyle bakar diye düşünür olduğunuz kendinizi. Emperes Ki dizisinde aslında kendini ispatlamış. Onu da izlemeye başlayınca fark ettim. 2014 hiç kuşkusuz kariyerinin en iyi dönemini geçirdi. Her bölüm öyle mimikler öyle sahneler gördük ki "böyle de bir tek dizilerde olur" diyerek avuttuk kendimizi. 
Örneklendirelim :(

Park Min Young oyunculuğu üst düzey olmamasına rağmen oynadığı her dizi geneli ortalamanın üstünde oluyor. En büyük sebep ise partnerleriyle uyumu diyebiliriz. Ji Chang Wook ile olan uyumu ise gözle görülür şekilde belliydi. Hatta izlediklerim arasında en iyisiydi. Özellikle ikisinin çatıda olan sahnesi zirveyi zorlar. 
Bir yerde okumuştum "Eğer kaderlerinde varsa birliktelik elbet bir gün tekrar kavuşacaklardır.." şeklinde. Sadece şu iki sahne için bile yeterli şu cümleyi anlatmaya..
 Dizimizin gülerken bile kötü olabilen adamı Kim Moon Sik karakteriyle Park Sang Won. Kim Moon Ho'nun öz abisi. Gençlik yıllarında arkadaşının aşkı Choi Myung Hee içten içe aşıktır. Gözü öyle kör olmuş ki kendine bile inanamadığı kötülüklere sebep olmuş. Bunlardan biri Chae Young Shin'i kaybolması gibi. İşin özünde kaybolmasına sebep olmamış sadece kaybolduktan sonra aramamıştır. Bir insan kötülük yaptıkça heralde duyguları da köreliyor. Kim Moon Sik ile kardeşinin ters düşmesi Chae Young Shin'in izini bulmasıyla başlar.. Tek zayıf noktası eşidir.
Do Ji Won; Kim Moon Sik'in eşi Choi Myung He olarak karşımıza çıkıyor. Yıllarca öz kızını öldü bilen Myung  Hee kızıyla alakalı bile her konuda kriz geçiren bir kadın. Kriz anında ki ifadeleri canlandırması harikaydı..
Park Sang Myeon; dizide Chae Young Shin'i evlatlık alan babası Chae Chi Soo karakterine hayat verdi. Avukat olarak geçimini sağlayan babası hobi olarak kahve dükkanı işletiyor. Dizide merak ettiğim olaylardan biri Young Shin'i nasıl evlatlık aldığıydı. En çok onun cevabını aldığım için mutluyum.

Dizinin ana karakterin tek bir cümleyle anlatın deseler; Tam da böyle olur.
Dizide en çok korktuğum şey senaristlerin Kim Moon Ho'yu bir anda kötü karakter yapacak olmalarıydı. Eğer öyle bir saçmalık olsa bütün düşüncelerim yerle bir olurdu. Neyse ki böyle bir durum yaşanmadı. Aksine bölümler ilerledikçe onun çocuklara sahip çıkması geçmişten bu zamana kadar sessiz kalmasının bile üstünü örttü. Jung Ho ve Young Shin'e çocukluklarında ki gibi gerçek bir amca oldu. Harika bir oyuncu izledik.. 
Senaristlerin hakkını yememek lazım. Kurgu o kadar iyiydi ki finale doğru karşılıklı ataklarla geçen olaylar silsilesi izledik. Başka bir deyişle "karşılıklı gollerle beraberlik sağlandı." finalde öldürücü şutlarıyla bir taraf galip geldi.. Finalinin heyecanı güzeldi. Fakat eksikler vardı. Fakat finale gölge düştü mü ? Tabi ki hayır! aksine sadece küçük bir ayrıntı benim için. 20 bölüm boyunca izleyenleri her bölüm için tatmin etmeyi bırakın özendirdiler.. 
Dizinin oyuncuları, senaritleri, aşk sahneleri kadar müzikler de harikaydı. Daha önce hiç Michael Learn To Rock dinlediniz mi bilmiyorum. Dizide "Eternal Love" şarkısını kullandılar. Harika bir seçim. Bebe Mignon "You" Yeal Mayer "When You Hold Me Tight", Just "Because Of You" dizinin başrolü Ji Chang Wook güzel sesiyle "I'll Protect You" Tei "What My Eyes Say" şarkılarını çok sevdim. 
Albüm için TIKLA!  
Ji Chang Wook ve Park Min Young'un aşk sahnelerinde dinledikçe içimize içimize işledi. Bu diziyi izlemek için beklemeyin. Pişman olmayacaksınız.
Esas oğlana sorarlar "Ne istiyorsun?"
-Yüksekçe bir yer, yılın ilk karı ve sevdiğimin elleri..
Esas kıza sorarlar "En sevdiğiiz şeyler nelerdir?
-Fotoğraf makinasının, çıkardığı deklaşör sesi, kocaman elleri ve gülümseye gözleri"

8 Şub 2015

Whiplash

Küçük yaşlardan itibaren bateri çalmaya başlayan Andrew, işinde tam anlamıyla br usta olmak ister.Üniversite tercihinde de ülkenin en iyi müzik okulu olarak gördüğü Shcarffer Konservatuarına girer. Henüz 19 yaşındadır ama dersler harici var gücüyle çalışır. Bür gün okulun en sert hocalareından biri olan caz duayeni Tere'nce Fletcher'in dikkatini çekeri. Fletcher, Andrew'ü okulun en parlak öğrencilerinin seçildiği ve sürekli yeni yarışmalara hazırlanan orkestraya seçer. Başarısı kadar acımasızlığıyla da ün yapmış olan Fletcher, Andrewun kapasitesin sonuna kadar kullanmadan asla başarmış sayılmayacaktır. Genç bateristin önünde sadece mesleki bir test değil, psikolokik bir sınavdır...

2014 yılının filmlerinden olmasına rağmen tam da 5 dalda Oscara aday gösterildikten sonra oscara aday gösterildikten sonra ülkemizde vizyona giren Whiplash bir konservatuar öğrencisi ile aşırı sert öğretmeninin müzik, güç, disiplin üzerinden işleyen ilişkisini anlatıyor. Caz ve bateri burada bir araç ama gilme ritmini, inanılmaz enerjisini veren de onlar. Öyle güzel bir kurgu var ki Whiplash'in müthiş bir zamanlama duygusuyla filme acayip bir  dinamizm katıyor. Doğaçlama bir caz performansına tanık oluyorsunuz. Bu sadece bir tek senaristin değil yönetmeninde başarısı diye düşünüyorum. Fİlmin yönetmeni 1985'li Damien Chazelle. Hikayede yarattı beklenmedik olayları seyirciye aktarma şekli muazzam.
Senaryonun yanı sıra müthiş iki oyunculuk izliyorsunuz. Fleche (J.K Simmons); sert davranışlarının ona kattığı karimzası, psikopatlığıyla, gösterişli yazılmış sahneleriyle seyirciyi etkisi altına alan bir karakter. Oscar'a yardımcı erkek oyuncu kategorisini şimdiden garantilemiş gibi.Genç oyuncu Miles Teller'ında fiziksel zorlayınıcı Andrew rolüyle son derece başarılı olduğunu söylemek mümkün.
Bir çok aksiyon sahnelerinden alamadığımız zevki sert ve dinamik sahneleriyle filmden çok bir enerji bombasıyla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Özellikle final sahnesiyle hafızalarımıza derin mesajlar vermesine sebep oluyor.. En kısa zamanda izlemenizi tavsiye ediyorum.

2 Şub 2015

Mr. Beak / Kore Dizisi


2014 yılında bir çok güzel yapım geldi geçti. Mr. Baek onlardan biri miydi? Benim için değildi. Dizi biraz fantastik biraz romantik biraz da komedi türündeydi. İyi oyuncuların bir araya geldiği bir yapım olmasına karşın senaryoda bir çok mantık hatası söz konusuydu fakat çok fazla sorun teşkil etmiyor bu durum. Kdramalarda genç çocukların olgun erkek olarak karşımıza alışkındık fakat 70 yaşında ki adamların genç birine dönüşmesine alışkın değildik..Konusu; Dizi ikinci bir şans verilen 70 yaşındaki Go Bong karakterini konu alıyor. 70 yaşında bir otelin CEO'su bir kaza sonucu mucizevi şekilde 30 yaşlarına geri dönüyor. Haytatı boyunca sadece para kazanmayta odaklanmış cimri bir karakterdir. Hiç aşık olmamasına rağmen kendine fazlasıyla aşık bir karakterdir. Genç bedene sahip olduktan sonra sahibi olduğu otelin alt kadrosunda işe başlayacaktır.
Dizinin ana karakteri; Shin Ha Kyung; dizide iki karakteri canlandırıyor. 70 yaşında ki zengin iş adamı Choi Go Bong karakteri.. Bildiğiniz huysuz, paradan başka hiç bir şeyi önemsemeyen çevresinde dost olarak gördüğü herkesin onun parası için yanında olduğu zanneden bir adam.. Go Bong; 70 yaşında bir adam olarak genç bir kadından etkilenmiştir. 
35 yaşında ki Choi Shin Hyeong karakterlerine hayat verdi. Shin Hyeong; Go Bong'un oğlu olarak devam etti. Aslında biraz mecbur kaldı. Yaşlı bir adamın bir anda gençleşmesini hiç bir açıklaması olamaz tabi ki de.. Shin Ha Kyun daha önce izlediğim Running Man filminde ki gibi deli dolu bir rol olmuş. 
Jang Na Ra; Dizinin başrol oyuncusu Eun Haa So karakterini canlandırıyor. Daha önce School 2013 ve Fated To Love You dizisinde izledim. Fated To Love You dizisinde ki rolünün aksine açık sözlü bir karakteri canlandırıyor. İki dizide canlandırdığı rolleriyle ödülerin sahibi oldu. Güney Kore aktirstleri arasında en iyi ağlayan oyunculardan. Ağladığı zaman boncuk boncuk dökülüyor göz yaşları. Bu yüzden her hangi bir dramda rol almasını istiyorum..
Lee Joon; Mblaq grubunun eski üyesi.. Tam da bu dizi çekilirken ayrılma kararı aldı. Her ne olursa olsun aldığı karar konusunda onu destekliyorum. Kendi adına aldığı en iyi kararlardan biri. Lee Joon'un oyunculuğunu seviyorum. Oyunculuk sergileyen idoller arasında benim gözümde bir numara.Özellikle IRIS 2 ve Gap Dong dizisiyle sergilediği o müthiş oyunculuk günlerce konuşuldu. Mr. Baek dizisinde Choi Tae Han karakterini canlandırdı. Choi Go Bong'un biricik ve asi oğlu. Babasını içten içe çok seven, hayatı boyunca ondan sevgi görmediği için asi davranan bir yapıya sahip. Babasının sözde ölümünün ardından onun için döktüğü gözyaşlarıyla bunu anlayabiliyoruz.. Babasının ölümünün ardından bir anda Choi Shin Hyeon adından bir abi çıkması onun için işleri ne kadar iyi hale getirecek? Bir de buna hoşlandığı kadından dolayı sözde abisiyle arasında savaş olursa neler olur kimbilir?
Dans en çok ona yakışıyor. Diziler dışında artık bunu göremeyecek olmak çok üzücü.. . 

Dizinin vermek istediği mesaj çok açıktı. Hayatımızın kıymetini bilmediğimiz, geçmişimizin hayal kırıklıkları ile dolu dolduğu, maneviyattan ziyade maddiyata veriğimiz değeri, dün mü mutluyduk, bugün mü, yarın mı mutlu olacağız,sevdiklerimize  "seni seviyorum" diyemediğimiz bir dünya.. Sevdiklerimizin kıymetini kaybedince veya kaybetmeye yakın zaman anlamayalım. Dizinin verdiği mesaj herkesin dünyasında olan sorunlar değil mi?.Dizide oluşan mantık hatalarını bile geride bırakmasına sebep olan bir konu olduğu için pek de sorun yaratmadı benim için. Bu sebeple izlerken keyif aldım. Özellikle Choi Go Bong ve oğlu Choi Tae Han arasında ki çekişmeler eğlenceliydi. İkisininde sevimli hallerini düşünecek olursak izlerken ister istemez keyif alıyorsunuz. 
Dizinin ostları da kaliteliydi. JYJ'nin güzel sesi Jansu'dan "That Time When I Loved You" Moon Myung Jin "Mr Baek" Na Yoon Kwon&Sunny Hill'den Jubi "Love On" şarkılarını sevdim. Hem dinlemesi hem söylemesi güzel şarkılar..
"Sevdiklerinizin kıymetini bilin"