Bir TVN klasiği daha. Deserving of the Name ( Live Up to Your Name, Dr.Heo) dizisi 16 bölümden oluşuyor. Senaristliğini Kim Eun Hee yaparken yönetmen koltuğundan My Secret Hotel dizisinde hatırlayacağımız Hong Jong Chan oturuyor. Dizinin konusu, Heo Im, Joseon'da akupunktur ve moksibüsyonun en iyisi olarak kabul edilen oryantal bir doktordur. Düşük statüsünden dolayı başarısı engellenir. Bir gün, Heo Im zamanda yolculuk yapar ve günümüz Seul'unde kendisini bulur. Choi Yeon Kyung adında bayan bir doktorla tanışır. Bu doktor sadece modern tıbba inanmaktadır.
Kim Nam Gil dizide Heo Im karakterini canlandırıyor. Daha önce Don't Look Back : The Legend of Orpheus ve Bad Guy dizilerinde izledim. dizide Joseon Hanedanlığı döneminde yaşayan Heo Im karakterini canlandırmaktadır. O, Joseon’un en iyi akupunktur ve moxibustion (ağrının ısıtma yoluyla tedavisi) doktorudur. Ancak bir cariyeden dünyaya geldiği için hor görülmektedir ve başarısı engellenmektedir. Heo Im fakirler için gündüz çalışıyor ve geceleri üst düzey yetkililerin evlerine ziyaretler yaparak bir servet kazanıyor. Mükemmel akupunktur becerileri ile ünlüdür. Bir gün başına bir iş gelir ve kendini günümüzde bulur. Kim Nam Gil, dört sene sonra bir diziyle geri dönüş yaptı. Romantik komedinin,komedi kısmını üstlendiği bir dizi olmuş. Özellikle Kim Nam Gil'i ilk bölümlerde izlerken gülme krizlerine bile girebilirsiniz. Yeni dünya keşfini izlemek keyif verecek, garanti veriyorum.
Kim A Joong, dizide Choi Yeon-Kyung karakterini canlandırıyor. Daha önce Wanted dizisinde izledim. dizide günümüz Seul’ünde yaşayan Choi Yeon Kyung, başarılı bir kardiyoloji doktorudur ve sadece modern tıbbın gerekli olduğuna inanmaktadır. Soğuk kalpli biri gibi görünen bir doktodur. Bunun nedeni taşıdığı duygusal yaralardır ve ayrıca onun bir sırrı vardır. Kim A Joon Wanted dizisinde çok iyi bir anne karakterine bürünmüştü. Şimdide bir kardiyolog olarak karşımızda. Rolünün o kadar çok içine girmiş ki gerçek bir doktor izliyormuş gibi hissettim. Hastalarıyla eşleşme sağlayamayan bir doktorken küçük bir genç kızın onu ne kadar değiştirdiğini evre evre o duyguyu yaşattı. Oyunculuğunu gerçekten çok beğendim.
Kim Nam Gil'in dizilerini izleyenler bilir dizilerinde ölmesiyle meşhurdur. Bu dizide de geçmiş-gelecek arası geçişler, ölümcül darbelerin akabinde gerçekleşmesi bana muazzam bir ironi gibi geldi. Adam bu defa bir kere ölmüyor defalarca ölüyor.Güzel düşünülmüş ayrıntılardan biri diyebilirim.Çiftimizin kimyasını çok beğendim. Gerçekten birbirleri arasındaki uyum o kadar iyiydi ki bir ara gerçekten birbirlerine aşık iki insan gibi hissettirdiler. Kim Nam Gil'i sırf dış görünüşü dolayısıyla sempatik bulmuşumdur. Bu dizide de tatlı mı tatlıydı.Hele günümüze ilk geldiği zamanki şaşkınlıkları görülmeye değerdi.
Ambulans, hastane, asansör, modern tıbbın çalışanları, gereçleri... ile ilk tanışma sahnelerinde ki adamın şaşkınlığı sevimliydi hatta günümüze gelince bildiğin şapşala döndü. Joseon Döneminden günümüze zaman yolculuğu yapmış birinin keşfi nasıl olabilecekse bu kadar olur .Bu sahneleri izlemek eğlenceliydi.
Farklı zamanlarda yaşayan iki doktor, biri daha insancıl ama kendince ait bazı nedenler yüzünden paragöz diğeri katı, hastalarıyla yakın diyalog kurmuyor ama paraya önem vermiyor, yetecek kadar kazanıyorum diyor. Bir biçimde karşılaşan bu iki doktor ve iki anlayış çerçevesinde bir bakıma günümüzde kimi akademik çevrelerde tartışılan,'insancıl tıp' (Humanistic Medicine) anlayışı ele alınıyor. Modern Tıp uygulamalarında ağırlık kazanan çok sayıda test, MR, vücut taramaları vd. ölçümler doktorları tanı koymada daha kesin sonuçlara götürse de doktor-hasta ilişkisini mekanik, duygusuz bir temele oturtmakta...bence dizi biraz da bu konuyu irdeliyor. Zaman yolculuğu Dr.Yeon Kyung'u belki de daha farklı düşünmeye itecek, iki doktor birbirlerini dengeleyip kötü yanlarını törpüleyecekler .
Hastanenin bulunduğu bölgenin geçmişte ormanlık alan olması, Heo nun geçmişte para vs sakladığı yerin günümüzde otobüs son durağı olması nedeniyle her olay olduğunda faklı yerlere geçiş yapıyorlar. Ayrıca ilk başta okla vurulduktan sonraki düştüğü nehir günümüzde neredeyse kurumak üzere olan etrafı park haline getirilmiş şehrin tam içinde kalan bölge olmuş.Bizlere zamandaki geçişleri birde bu yönden gösterdiklerini düşünüyorum. Senarist bu konuyu yazarken geçiş yerlerini ciddi ciddi araştırdı mı bilmiyorum ama şahsen şu anda bulunduğum yerde 500 sene önce ne vardı? nasıldı? bilmeyi çok isterdim. Bu yer geçişlerinin Seul izleyicileri için güzel bir detay olduğunu düşünüyorum.
Bölümlerin birinde Hekim Heo Ga Im 'Savaşın ve rütbenin olmadığı bu dünya...' demesi ve dizinin, için de bulunduğumuz düzenin insanlık tarihinin en medeni dönemiymiş izlenimi vermesi dikkatimi çekti. Senaryo gerçekten bu durum düşünülerek mi hazırlandı bilemiyorum ama şunu söylemeliyim ki çok yanlış bir kanıksama.Öncelikle insanlar gerçekten bir dizi, bir film izlediklerinde kurgulanan dünyanın gerçek olduğu algısına kapılıyor. Özellikle tarihi dizilerde. Arkadaşlar tarih televizyonda, ekran karşısında öğrenilmez. Her yazar, her senarist, her inanç kendi tarihi görüşünü yansıtır. Senaryo gereği yapılan değişikler ve maddi kazanç cabası. Senaristin algısına gelecek olursak; bu dünya da kadın değer gören bir varlık ve insanların birbirine verdiği değer öncekinden farklıymış gibi bir anlam çıkarıyorum. İnsanları iyileştirildiği yerde bile V.I.P hastaları ( müşterileri ) olan, onun dışında ki insanlara muamele gösterirken çok özenilmeyen ( yani bana göre hastanede bile bir kast sistemi olan ), doktorların bile arasında ihtiras kavgası olan, üst rütbeli kimsenin alt zümredeki insanı yerip üstünü çiğneyen, sözde kadının eşit ve değer gören bir dünyada kadın,erkek bir doktordan başarılı olabiliyorken garip karşılanan yer 21.yy. Bütün bunlar sadece bu dizi de bizlere gösterdikleri medeni dünyanın kareleri. Asya tarihi hakkında az çok bilgi sahibiyim ancak içinde yaşadığımız dünya hakkında şunları söyleyebilirim; çocuk işçiler, savaşta yetim kalan çocuklar, şiddet gören kadınlar, güçsüz insanları sindiren mevkii sahibi insanlar, canı yanmasın diye can yakmaktan çekinmeyen insanlar var. Tüm saydıklarım geçmişe oranla daha az yaşanılan şeyler gibi gelebilir ama değiller. Televizyonda daha az görüyoruz diye azaldı zannediyoruz ama aldanıyoruz. Her geçen gün yoksulluk artıyor, açlıktan ölen insan sayısı artıyor ve obez insan sayısı çoğalıyor. Fakir ülkeler daha fakir zengin ülkeler daha zengin oluyor. Ve bunlar sözde medeniyet sahibi insanların yaptıkları çağdaş hareketler.
Dizinin müziklerine gelecek olursam; Min Kyung Hoon - BUZZ "Here I Am" Hyorin "Always" Park Jae jung "Not Gonna Wait" The Barberettes "Beauty Queen" Car, the garden "Dream Or Reality"
Konu da zaman yolculuğu gibi yine klişe unsurlar olsa da modern tıp ile akupunkturun/alternatıf tıpın uyumu ve birlikteliği yine merak uyandırıyor. 2 karakterde sanki mesleklerinde zamanla oluşan yıpranma yani hastaların acı ve hissettiklerine karşı duyarsızlaşma, duygusal açıdan savunma maksatlı kalkan oluşturma mevcut.Yetenekli doktorlar olsalar da hastaları ile ilişkilerinde empati kuramadıkları için başarıları sancılı olmasına rağmen mesleğinin en iyisi olmanın yanında ideallerini sorgulama ve insanlıklarını bulmalarının yolculuğunu izleyeceğiniz bir dizi sizlerle.
Dizi için puanım; 7/10
Aslında güzel başlamıştı benim için.. medikal drama olması zaten başlı başına izlemem için yeterli nedendi amaaa.. işte amaları çok olan da bir diziydi.. senaryo daha iyi yönlendirilebilirdi.. normalde böyle bir diziyi 2-3 günde bitirirdim ama bir şeyler sarmadı , ara vere vere izledim.. bölümler durağandı.. dramda bana pek duygu yansımadı.. başroller arası etkileşimi bile alamadım bana yapay geldi.. belki bu sektöre aşina biri olduğum için böyle hissettim bilemiyorum:( en ilginç kısım yalnız benim için sakal ve bıyıklarını kestiği zamandı .. işte o bölüm ufak bi şok geçirdim.. bir insan sakal ve bıyık olmadan bu kadar mı yaşlı gösterir sempatikliği bu kadar mı azalır? Aynı kişi mi diye kaç kez de kontrol ettim inanamadım:))) bu kadar güzel konu keşke daha farklı ele alınsaydı:(
YanıtlaSilAynı sektörün içinde olduğun için olabilir kuzum. Dört dörtlük bir dizi değildi. Bunun sebebi de senaristin kararsızlığı oldu. Sürekli bir şeyleri karıştırdı diye düşünüyorum. Bu da senaryoda kopukluklara neden oldu. Fakat bir yerde ayrışıyoruz ilk defa. Beni de oyuncular arasındaki etkileşim çekti diziye. Eğer onu hissetmesem izlemez yarım bırakırdım:)
Sil