JTBC kanalında yayınlanan Age of Youth dizisi 12 bölümden oluşuyor. Üniversite öğrencileri Yoon Jin-Myung (Han Ye-Ri), Jung Ye-Eun (Han Seung-Yeon), Song Ji-Won (Park Eun-Bin), Kang Yi-Na (Hwa Young) ve Yoo Eun-Jae (Park Hye-Soo) aynı evi paylaşırlar.Jin-Myung maddi açıdan kendini desteklemek ve okumakla meşguldür. Uyku eksikliğinden muzdariptir. Ye-Eun sevgilisine sadıktır, neyi sevip sevmediği konusunda nettir. Ji-Won parlak bir kişiliğe sahiptir ve içki içmeyi çok sever. Yi-Na güzel görünümü sayesinde popülerdir. Eun-Jae ürkektir, ama erkekler konusunda benzersiz bir zevki vardır.
Park Hye Soo dizide Yoo Eun Jae karakterini canlandırıyor. Daha önce
Yong-Pal, bu dizinden sonra
Introverted Boss dizisinde izledim. Yoo Eun Jae üniversiteye başladığı için yeni bir evde bambaşka insanlarla yaşayacaktır. Ürkek karakterlidir. Haksızlığa uğradığı zamanlarda bile sesini çıkarmayan bir modundan asla taviz vermedi. Dizinin bir bölümde diyor ki "Kafamın üstünde dolaşan çantalar benden habersiz yenen reçelim, ödünç istenip geri verilmeyen kalemim" Bu duruma tepki verebilmesi bile uzun sürdü. Bu hayatta yaşımız ne olursa olsun bu tür olaylarla karşılaştığımız zamanlar oldu. Bir çoğumuz tepki verdi ama veremeyen kesimde bir o kadar mevcut. İşte Yoo Eun Jae dizide onların temsilcisi gibiydi.
Park Eun Bin; dizide Song Ji-Won karakterini canlandırıyor. Daha önce
Dream High,
Entertainer,
Father, I'll Take Care of You dizilerinde izledim. Ji Won parlak bir kişiliğe sahip olmasıyla birlikte içmeyi çok sevmektedir. Neşeli, eğlenceli kısaca girdiği ortamın havasını değiştiren bir kimayaya sahiptir. Kendini asla ezdirmeyen bir yapısı vardır. Arkadaşlarını her daim korur kimseye ezdirmez, sahip çıkar. Song Ji Won dışa dönük oluşuyla içine kapanık olan insanlara tepki olarak oluşturulmuş bir karakter gibi. Her daim neşeli, olduğu gibi ve korumacı insanları temsil ediyor Song Ji Won.
Han Seung Yeon, dizide Jung Ye Eun karakterini canlandırıyor. Daha önce Jang Ok Jung, Living by Love, Her Lovely Heels, dizilerinde izledim. Jung Ye Eun, kendisini erkek arkadaşına adamış, ne sevip ne sevmediği çok iyi bilen birisidir. Fakat erkek arkadaşına olan bağımlılığı onun bir çok hata yapmasına sebep oluyor. İnsanlar hakkında ne düşündüğünü içinde tutmadan söyleyen, birden hiddetli karaktere sahiptir. Ev arkadaşlarıyla sürekli bir çatışma halinde olsa da, içten içe onlara beslediği sevgi görülmeye değer. Jung Ye Eun hoşlanmadığı şeyleri karşı tarafa söyleme konusunda aşırı davranan kişileri temsil ediyor.
Ryu Hwa Young dizide Kang Yi-Na karakterini canlandırıyor. Daha önce Ex-Girlfriends' Club, Come Back Mister,
Mad Dog dizilerinde izledim. Güzel bir kadım olmasından dolayı popüler Kang Yi Na. Elinde güzelliğinden başka bir şeyi olmayan karakterimiz bu durumu kullanarak rahat bir hayat sürmeyi tercih ediyor. İnsanların yaşam mücadelesi ona anlamsız geliyor. Fakat onun arkadaş sevgisi farklı boyutlarda çok güzel. Reelde cinsiyet fark etmeksizin bu şekilde yaşayan insanları temsil ediyor.
Han Ye Ri; dizide Yoon Jin Myung karakterini canlandırıyor. Daha önce Imaginary Cat,
Six Flying Dragons dizilerinde izledim. Kendi maddi durumunu sağlamakla ve derslerine çalışmakla meşgul olan Yoon Jin Myung hayat mücadelesi içinde yaşayabilmek için oradan oraya koşturan bir karakter. Bu mücadele içinde kendini olgunlaştırmak zorunda olan güçlü kalmak için çabalayan biridir. Türlü zorluklara rağmen yıkılmadan, pes etmeden yaşamını sürdüren insanlardan sadece biri. Yoon Jin Myung yaşadığı yaşam mücadelesi ders niteliğindeydi. Bitmek bilmeden çalışan insanları temsil ediyor.
Yoon Park; dizide Park Jae-Wan karakterini canlandırıyor. Daha önce
What Happens to My Family?; Discovery of Love, Come Back Mister,
Uncontrollably Fond,
Introverted Boss, Magic School dizilerinde izledim. Bir İtalyan restoranında şef olan Park Jae Wan, Jin-Myung’un (Han Ye-Ri) daddy long legs’dir. Yoon Park sevdiğim oyunculardan biri iyi kötü her karaktere giriyor ama aşırı naif bir oyunculuğu var.
Shin Hyun Soo dizide Yoon Jong Yeol karakterini canlandırmaktadır. Daha önce
Remember,
The Universe's Star, Ruler: Master of the Mask dizilerinde izledim Jong Yeol, Eun-Jae’nin okulda kıdemlisi ve ondan hoşlanmaktadır. Dizide şüphesiz en sevdiğim karakterlerden biri oldu.
Son Seung Won; dizide Im Sung Min karakterini canlandırıyor. Daha önce
Healer,
Hello Monster dizlerinde izledim. Ji-Won’un arkadaşı olan Im Sung Min karakterini canlandırmaktadır.
Basit bir dizi gibi göründüğü, durağan işlendiği ve ilgi çekmediği doğru. Çünkü gerçek hayatın kendisi. Çünkü diğer dizilerde olduğu gibi "ben bunları yaşayamam"lı imkansız hayal dünyasından görünen bir tarafı yok, tamamen bizden hissettiriyor. İnsanın içine işliyor bu dizi. Anime izleyenler bilir, slice of life diye bir tür vardır. Sıradan insanların sıradan hayatlarını konu eder. Bu dizide tam bir slice of life türünde olmuş. Bir dizi ancak bu kadar doğal, sade olup bir o kadar da sıcak, içten ve sürükleyici olabilir.İzlerken gerçek insanların hayatını izliyormuşum hissettim.
Resmen günlerdir dizinin sekmesi yanda açık ve benim yazacak, aynı anda, hem o kadar şeyim var hem o kadar hiçbir şeyim yok ki. Gerçek olan şeyleri anlatmak için kelimeler sıraya dizilmez, doğru kelimeler asla yoktur. Çünkü yaşadığın şey gerçektir. Kelimeler gerçek gibi olmayan şeyler için vardır, gerçek olan şeyleri anlatamazsın. Mesela sevdiğin insana sarıldığında gözlerin otomatik olarak kapanır ve o geçen saniyeler içinde gittiğin yeri, hissettiğin şeyi asla tam olarak anlatamazsın, kelimeler o an için yetersizdir. Bu dizi de benim için öyleydi. Her karakter o kadar gerçekti kelimelerimi onları tanımlamak için her bir araya getirmeye çalışmak yetersiz kalıyor. Hayat hakkında henüz hiçbir şey bilmeyen, hayatın hiçbir şeyin görmemiş insan ya izlediğinden hiçbir şey anlamaz ya da hayatı anlar da çıkar bu dizinin içinden. Her karakter üzerine uzun uzun düşünüp anlamamız ve çevremizdekileri de o gözle yaklaşmamız gerek. Eğer bunu yaparsak Dünya daha iyi bir yer olur, gerçekten.
Kadınların yaşadığı sorunlar yer alıyor dizide. Konular çok güzel işlenmiş. Patron tacizine maruz kalmak sadece hayatını devam ettirebilmek için, sevgili şiddeti, hayat kadını diye toplum tarafından dışlanan kişilerinde çok büyük zorluklar yaşadığı gibi. Hayatta hiç bir şey göründüğü gibi kolay ve berrak olmuyor. Her karakterde bir şeyler bulmanız kendinizden mümkün.
Bundan sonrası spolier içerir.
İş yerindeki psikolojik baskı hakkında bir çok şey öğretti dizi. Taciz bir tek fiziksel tacizle sınırlı kalmayıp, sürekli çalışanı hakkında konuşan, zorlayıcı görevler vermek gibi Dünya üzerinde yaygın olan ve ülkemizde de çokça rastladığımız bir sorun. Yoon Ji Myung, yarı zamanlı çalıştığı restaurantın iş verenin her türlü tacizine, yıldırma politikası, sözlü saldırı gibi bir çok yaşadığı olaylardan baskı yaşayan insanlara dikkat çekti senarist. Toplumda yaşam mücadelesi yüzünden bu tür olarak sessiz kalan bir çok insan söz konusu. Geçen yaz bir bankada çalışan bir kadın, iş yerinde gördüğü mobbing yüzünden yaşamına son verdi.
Bu dünyada var olmamızın sebebi anne ve babamız. Her türlü zorluğun karşısında çocuklarını koruyup kollayacağını düşündüğümüz güzel insanlar. Gerçek sevgiyle birbirine bağlı olmalarına karşın, bu sevgiyi gösterebilen var gösteremeyen var. Bu konu Yoo Eun Jae üzerinden yürütülüyor. Annesinin küçük bir çocuk gibi davranmasında yakınıyor. Yılan gördükleri sahnede arkasına yaslanan annesine bende korkuyorum yılanlardan diyerek anlatmaya çalışmıştı.
Kadına şiddet. Dünya üzerinde yaygın olan en büyük problemlerden biri. Ne yazık ki ülkemizde kadına şiddet sıkça rastladığımız bir durum. Erkeğin tamamiyle aciziyetiyle alakalı, güç gösterme eğilimi. Bu konu Jung Ye Eun'un üzerinde yürütüldü. Kendini adadığı adamın karanlık yüzünü görememesi ve bunun ortaya çıkmasıyla bir mesajdı aslında. Kimseye öyle körü körüne bağlanmayın. Herkesin insan olduğunu unutmayın.
Dizide hep kötü olaylar gösterilmedi tabi ki. En güzeli beş ev arkadaşının dostlukları oldu. Kaygıları olan Eun Jae bile kendini sıcacık ortamın içinde buldu. Bir evin içinde olan tartışmalar tabi ki olur. Buna rağmen içten içe birbirlerini her zaman desteklediler. Kötü şeyler yaşamalarına rağmen, derdimizi dinleyen insanların oluyor oluşu efsane. Gerçek arkadaş dediğimizde aklınıza gelen ilk insanı sevin, destekleyin. Karakterlerin değişimine 12 bölüm boyunca sindire sindire şahit olduk.Ben Yoon Sunbae'nin depozito parasıyla 1 aylığına Çin'e gitmesine ya da Kang Sunbae'nin hayatına farklı şekilde yön vermesine şaşırmadım aksine sevindim. Özellikle bu iki örnek kızların birbirini nasıl etkilediğinin en güzel örneği.
The Sopranos adında bir amerikan yapımı bir mafya dizisi var. Dizinin final sahnesinde tüm aile üyeleri bir restoranda yemek yiyorlar ve ekran kararıyor. Eleştirmenler finali inanılmaz beğenmişti. Ben ilk başta anlam verememiştim ama yani her şey şimdi olduğu gibi ilerleyecek hayatlarına devam edecekler mesajı verildiğini bir yazıda okumuştum. Dizinin finali için de ayı şeyi düşündüm.
Kimse kusursuz değildi. Kimse başrol de değildi. Muhtemel herkesin sahip olabileceği hayatları kamerayla izlemişiz gibiydi her şey, işte o kadar gerçekti. O kadar herkesten bir parça vardı ama aslında hiçbirimize aitti. Hiçbirinin hayatı dizilerdeki gibi koskocaman değişmedi. Sihirli bir değnek dokunmadı kimseye, herkes yaşadıklarından ibaretti. En olmadık zamanda, tesadüf ya beyaz atlı prensler belirmedi sahnelerde. Onların haricinde başka biri hayatlarına girip de hayatlarını hayal edilesi hale getirmedi. Hiçbir şey masal gibi değildi, öyle anlatılmadı, öyle de bitmedi. Tüm bu sebeplerden ötürü, sonu da gayet dizinin kendisi gibi gerçekti. Hiçbir zaman mutlu sona ulaşamazsınız, daha doğrusu sona ulaşamazsınız. Çünkü sonsa eğer ölmüşsünüz demektir. Eğer hayattaysanız mutlu ya da mutsuz son yoktur. En dibe vursanız da hayat devam ediyordur, sorunlar da mutluluklar da bitmeyecektir. Aynı 12 bölüm boyunca izlediğimiz iniş çıkışlar gibi, hayatın devam etmesiyle bitti dizi, yani bitmedi, aynı hayatlarının da bitmeyişi gibi. Beni tatmin etti, aklımda da bir soru işareti kalmadı, gayet kıvamındaydı.
Diyecek fazla bir şey bulamıyorum. İçimi ısıtan bir dizi oldu. Aşina olduğumuz dramalara nazaran hepimizin günlük hayatta karşılaşabileceğimiz durumlar ele alınmıştı. Belki de bu yüzden hepimiz karakterlerden bir parçayı kendimizde gördük. Dizideki kızların bağı çok çok hoşuma gitti. Belki de içimi ısıtan şey tam olarak budur bilemiyorum. Dizide birbirinden farklı 5 kız ve hepsi birbirini sorguluyor. "Neden böyle yapıyor? Çok saçma." gibisinden. Sonradan bir bakıyorsun hepsinin gerekçeleri mutlaka böyle olmasında bir gerekçe olduğunu görüyorsun. Bu benim çevremdeki insanları anlamaya başlamamı sağladı. Diziden çıkarabileceğimiz dersleri yazmak istesem buraya sığdıramam. Ama ben o tırnağın kopma sahnesinde bu dizide yüreğimi bıraktım, o an benim için efsaneleşti bu dizi. Umarım herkes benim izlediğim gibi bakar bu diziye ve hayatına katar öğrendiklerini. Hayatınıza anlam katacak ve farklı bir açıdan bakmanızı sağlayan müthişli bir diziydi.. Anlaya anlaya, sindire sindire, izleyin izlettirin.
Dizi için puanım; 10/10