3 Eki 2015

Angry Mom / Kore Dizisi

Angry Mom, 2014 MBC kanalının senaryo yarışmasının birincisi.

Bir anne için okulda şiddete maruz kalan evladı söz konusu olunca bir anne her şey yapabilir. Kızının yaşadığı travma sonucunda çaresiz kalan Jo Gang JA kiminle savaşacağını bilmediği için sahte kimlik üzerinden kızının okuluna öğrenci  Jo Bang Wool olarak kayıt olmasıyla başlayan hikaye eğlenceli sahnelere ev sahipliği yaparken senarist dramı eksik etmeden harika mesaj vermeyi ihmal etmiyor.

Diziye başlayacaklar için önerim; izlemelisiniz. İlk bölümler karışık ve dram yüklü gelse de bırakmadan devam ederseniz harika bir mücadeleyle karşı karşıya kalacaksınız. Yediden yetmiş yediye izleyen bir çok kişinin ders alacağı senaryolardan biri. "Bir anne nasıl olur da liseye gider de anlaşılmaz" şeklinde ön yargılı yaklaşmak yerine, dizinin vermek istediği mesaja odaklanın derim. Aklınızda oluşan algı bir süre sonra bu kadın tıpkı liseli gibi duruyor şeklinde değişeceğine eminim.


Dizide anne Jo Kang Ja karakterini  Kim Hee Seon canlandırıyor. Faith dizisini izleyenler onu yakından tanıyabilirler. Jo Kang Ja'nın uğruna lise yıllarına döndüğü kızı Oh A Ran karakterini ise Kim You Jung canlandırıyor. Çocukluğundan beri ekranlarda You Jung Golden Rainbow, The Moon Embracing The Sun, Mag Queen gibi dizilerinden hatırlayabilirsiniz. Bu kız oyunculuğu dışında çok asil geliyor.

Anne-kız arasında ki ilişki ilk bölümlerde ergenliğe girmiş bir kızın annesine tavır yapması şeklinde bir algı oluşturdu. Fakat olaylar çözülmeye başladığı andan itibaren anne-kız arasındaki ilişki kendini toparladı ve olması gerektiği şekilde ilerledi. Birbirlerinin hem arkadaşı hem kardeşi hem koruyucusu oldular. Özellikle A Ran'nın yaşadığı şiddet sonrası geçirdiği tramvadan kaynaklı annesinin lise öğrencisiymiş gibi davranarak okula gelmesi aslında bu duruma tanık olan annelerinin iç dünyasının dışa yansımış hali de diyebiliriz.


Okul temalı senaryo olunca idealist bir öğretmen dizide yer almalı değil mi? Dizide ki öğretmenimiz Park No A karakterini; Ji Hyun Woo canlandırıyor. Queen In Hyun's Man ve Lovers of Music dizileriyle zihnimize kazındı. Park No A karakteri yeni öğretmenliğe adım atmış olmasıyla öğrenciler üzerindeki otoritesi bi hayli zayıf olmasından kaynaklı sorunlar yaşayacak. Fakat, Park No A'nın yaşayacağı olaylar meslek hayatı boyunca yaşamak istemeyeceği, kötülüğün kol gezdiği, insanların acımasızca öldürüldüğü bir çok kötülüğe tanık olmasıyla, olgunlaşan bir öğretmenliğin hikayesine tanık olacağız.
Dizinin kilit isimlerinden biri Go Bong Do karakterini Ji Soo canlandırıyor. Oynadığı ilk yapım. Dizi de ki performansıyla bir çok otoritenin dikkatini çekerek gelecek vaad eden oyuncular arasına girdi diyebilirim. Go Bong Do; Hayatta kalabilmek için kötü adamların arasında kendini kaybeden bir çocuk. Dizide her çocuğun hikayesine tanık oluyoruz. Her biri birbirinden kötü olmasına karşın en çok onun hikayesi üzdü. 
Dizide Hong Sang Tae karakterini; B1A4 grubun üyesi Baro canlandırıyor. Reply 1994 Binggeure karakteriyle hafızalara kazındı. Baro'yu dizinin ilk yarısından itibaren neden dizide yer aldığına dair hiç bir fikrim yoktu. Dizide varla yok arasında geçip gitti. Okulun varisi olması hasebiyle dizide yer almasıyla varlığını dizinin ikinci yarısında hissettiğimi söyleyebilirim. Babası tarafından hor görülen kötü bir tabirle çöp gibi davranılan, annesinden uzak tutulan bir çocuk.
Dizi sektörünün gelmiş geçmiş en komik üçlüsü. Ekrana her çıktıklarında gülme krizlerine girdiğim vefakar dostlar. Olayların çözülmesi sürecinde etkileri büyük oldu.
Kraliçe Hang Gong Joo karakteriyle; Go Su Hee canlandırıyor.

Bir annenin canı pahasına ve sadece kendi çocuğu için değil, diğer bütün çocuklar için savaşıp korumaya çalışan bir annenin hikayesi ve bunları yaparken yaşadıkları zorlukları konu alan bu dizi benim gibi bir çok kişi üzerinde etki bıraktı. En çok ağladığım kısım okulun yıkımı sonucu eşini kaybeden Kang Ja'nın dramı ve Ji Yi Kyeong ölümü sonrası fazlasıyla ağladım diyebilirim.

Dizide ki anne; kendi kızını korumak pahasına liseli biri gibi gözükerek onu hiç yanından ayırmayan bir anne..
Hiç bir zaman yılmayıp kendi imajını zedelemeksizin diğer insanlara da gerçeği söyleyen ve bunun için her fırsatı değerlendiren bir anne..
Çocuğuna zorbalık yapan kişileri buluğ kendi imkanlarıyla kendine bir kılı. bulup, bu kılıçla bütün sorulara cevap bulan bir anne..
Bütün bu davranışlarıyla bir erkeği etkileyen ve kendisinin yaşını öğrenince parmakla yaş hesabı yaptıran bir anne.
Ve bu savaşın sonucunda kendi ordusuyla galip gelen bir anne..
"Çünkü, düşman ne kadar güçlüyse zafer o kadar büyüktür."

Dizinin ostları; Ali "Crying crying crying" Ali "I Love You, I'm Sorry"Ashbun "Sunny Side Up" benim dikkatimi çekenler oldu.
Albümü dinlemek için; TIKLA

Güzel bir dizi, iyi bir senaryo ve başarılı oyuncular. 16 bölüm kendini sevdirerek ve heyecanla izletti. Paranın galip geldiği fakat sonunda adaletin yerini bulduğu harika bir yapım. İzlemelisiniz.

17 Eyl 2015

Warm and Cozy / Kore Dizisi


Warm adn Cozy dizisinin senaristliğini Hong kardeşler yaparken, yönetmenliğini ise Hong kardeşlerin büyüğü olan Hong Kyun üstlenmiştir. Hong kardeşlerinin Güney Kore dizi sektöründe ki yeri tartışılmaz derecede iyi yerdeler. My Girl, Couple or Trouble, Gong Gil-Dong, The Hero, You're Beautiful, My Grilfriend Gumiho, he Greatest  Love, Big, Master's Sun gibi dizi sektöründe isim yapmış yapımlara imza attılar. Son olarak ise Warm and Cozy ile geri dönüş yaptılar.
Lee Jung Joo çocukluk aşkı Beak Gun Woo elde edebilmek için 18 yaşındayken Jeju adasına giderek elinde ki resimle biz kardeşiz gibi saçma bir yalan uydurur. Kızın yalanı ortaya çıktığı vakit asıl amacını öğrenir Beak Gun Woo. Kızın Jejudan ayrılacağı sırada on yıl sonra kendine güvenen bir kız ile karşılaşacağını söyleyerek sözleşirler. 10 yıl sonra Jeju adasına giderken yolları kesişen gençlerin yaşayacakları macerayı konu alan dizi hiç kuşkusuz romantik komedi türünün hakkını  verenlerden.
Kang So Ra; dizide Lee Jung Joon karakterini canlandırıyor. Dream High 2, Doctor Stranger, Misaeng dizilerinde izledim. Lee Jung Joon fazlasıyla saf bir karakter. İyi niyetli oluşundan kaynaklı başına gelmeyen kalmıyor. Çocuk yaştan itibaren kendi ayakları üzerinde durduğu için paranın kıymetini fazlasıyla bilmektedir. Seul'de büyük bir şirkette çalıştığı sırada işten çıkarılınca soluğu hayatını yeni baştan yazmakta bulur. İyi niyetinden faydalanan arkadaşı yüzünden bütün parasını Jeju adasındaki harabe bir eve yatırmıştır. Dizinin can alıcı noktaları aslında bu hikayenin ardından başlıyor. Kang So Ra'yı severim fakat oyunculuğundan pek haz etmiyordum. Misaeng dizisinden sonra ön yargımı az da olsa kıran So Ra Warm and Cozy ile durağan olan oyunculuğunu harekete geçirdi fikrindeyim. Mimik yapmadığı sürece tabi ki!

Yoo Yeon Seok, dizide Lee Gun Woo karakterini canlandırıyor. Gu Family Book, Reply 1994 dizilerinde izledim. Lee Gun Woo zengin bir ailenin üçüncü çocuğudur. Hem abisi hem ablası farklı babaların çocuklarıdır. Ailenin şımarık oğlu olarak yetiştirilen Gun Woo, ilk aşkını etkilemek için başarılı bir aşçı olmuştur. Fakat işler yıllar sonra Lee Jung Joon ile karşılaşınca değişmeye başlayacak. Yoo Yeon Sook'un oyunculuğuna gelecek olursam, Reply 1994 dizisinde canlandırdığı Chilbong karakteriyle bir çok kişinin kalbini fethetti. Warm and Cozy dizisiyle ilk başrolünü kapmış bulundu. 

Kim Sung Oh; dizide Hwank Wook karakterini canlandırıyor. Secret Garden müptelası olanlar onu çok iyi hatırlar. Bununla birlikte benim aklımda yer etmiş en iyi projesi ise The Night Watchman dizisinde canlandırdığı kötü karakter Sadam. Güney Kore dizilerinde izlediğim en iyi kötü karakter canlandıranlardan biri olarak kişisel tarihime geçti. Warm and Cozy dizisinde Jeju adasında kendine yeni bir sayfa açmış olan belediye başkanını canlandırıyor. Lee Jung Joon'dan ilk gördüğü an hoşlanan başkan sakin karakterine rağmen aşkı için mücadele ediyor olmasından dizide ki tavrı açıkça ilk bölümden belli oluyor

İlk yarısında karakterlerin tek taraflı aşkına tanık olurken dizinin ikinci yarısında ise bir nevi karakterlerin gelişimini izliyoruz. Dizinin teması için söylenecek en iyi söz;  "Benim sevdiğim beni sevmez, beni seveni ben sevmem". Bu olgu üzerine kurulmuş olan senaryo yer yer klişeleri es geçmeden yapamıyor. Senaryo güçlü bir ekiple hazırlanmasına karşın ilk bölümler aldığım hazzı son bölümlere yaklaştıkça ne yazık ki yaşayamadım. Olay örgüsü çözülmeye başladığı andan itibaren havada kalan bir çok sahne söz konusu oldu. Bu da izleyicileri diziden kopmasına sebep oldu diyebilirim. Fakat bu sorunun dışında dizi hem komedi hem duygusallığı bir arada iyi götürdü. 
Kang So Ra'yı seviyor olmama karşın oyunculuğunu beğenmiyorum. Oyunculuk mesleği icra etmesine rağmen mimik kullanma konusunda fazlasıyla kötü. Geçmiş dizilerine rağmen bu dizide az da olsa toparlamış gördüm. Ayrıca Kang So Ra'nın Yoo Yeon Seok arasında ki uyum etkileyici olmasına rağmen Kim Sung Ok ile uyumu bir o kadar kötü olduğunu düşünenlerden biriyim.
Diziyi izlenir kılan unsurlardan biride başrol tadında ki yardımcı karakterler. Gun Woo'nun abisi rolünde izlediğimiz Lee Sung Jae ve aşık olduğu kadın Kim Hee Jung arasında geçen aşk hikayesini izlerken eğleneceğinize garanti veriyorum. Lee Sung Jae harika bir karakter oyuncusu. Özellikle kötü adam tiplemesinde üzerine tanımıyorum diyebilirim. Gu Family Book dizisinde ki Jo Gwan Woong karakteriyle benim gözümde en iyi kötü karakter diyebilirim. Böyle bir karakterin ardından The Suspicious Housekeeper dizisinde ki baba rolü ve bu dizide ki aptal aşık tiplemesiyle harika işler çıkardığını düşünüyorum.
Dizinin temasının içinde bir çok yanlış anlaşılma söz konusu olduğu için en iyisini de dizinin yaramaz çocuğu Jung Poong San karakteriyle Jin Young gerçekleştiriyor. Jin Young'u B1A4 grubunun üyesi olarak da bilin bilir. Oyunculuğu fazlasıyla sevimli fakat o yanlış anlaşılmalar yok mu fena halde dizinin gidişatına etki ediyor. Bu konuda spolier vermemek adına susuyorum.
Dizi hakkında pek bir şey yazamıyorum. Tek bir şeyi ağzımdan kaçırırsam konu büsbütün bozulur diye sessiz kalarak yazımın sonuna gelmeyi planlıyorum. Onun öncesinde dizinin konuk oyuncularından bahsetmeden olmaz kanaatindeyim.
Greatest Love Master's Sun gönderleri harika düşünülmüş. Bir Hong kardeşler klasiği olan bir önce ki yapımın başrol oyuncularını yeni yapımlarında konuk etmeleri kısmına girmiyorum bile. Harikasınız!
Master Sun dizisinin yakışıklı oyuncusu So Ji Sub!
Girls Generetion güzel yüzü Seohyun dizinin 13.bölümden yer alıyor.
Dizinin müziklerine gelecek olursam; Sistar grubunun harika sesi Hyolyn "Come a Little Close", Ballad kralım K.Will bebeğimin sesinden "Thank U" Sunny Hill "Without You", Sonnet Sun "For You" benim dikkatimi çeken şarkıları oldu. Diziyi izlemek isteyenler büyük beklenti içinde olmadan izlerlerse tadından yenmez romantik-komedi izlemiş olurlar. Fakat benim gibi büyük beklentisi olacaklar için bir çok sebepten ötürü hayal kırıklığı olabilir. Ben izlerken keyif almaya çalıştım umarım siz beğenirsiniz.
Albümü dinlemek için; TIKLA

7 Eyl 2015

Artık anne-babalar üzülmesin!



16 genç, 16 anne, 16 baba, 16 kardeş...
Allah rahmet eylesin..
Başımız sağ olsun.
Allah zalimlere fırsat vermesin..

Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna

Yılllardır eksiklerini hissettikleri şeyin birbirlerinin varlığı olduğunu anlayan, yalnızlıklarına gömülmüş iki kişinin aşk hikayesi. Temiz ama tutkulu, ölüm kokan ama yaşam dolu bir aşkın hikayesi. "hasta bir köpek kadar yalnız olan" bir kadının "şimdi ben gidiyorum fakat ne zaman çağırsan gelirim" yakarışı; "küçüklüğünden beri saadeti israf etmekten korkan" bir adamın "çağıracağım" diyen umudu.. Her okuduğunda yeni bir son beklenip, aynı sonla biten; biten başka hiçbir sonun yakışmayacağı bir hikayedir. Kelimelerin yan yana durduğunda ağladığını, yalvardığını, sevindiğini gösteren; umut yazgılı ama umutsuz hikaye..

Kitabın ana fikrini Sabahattin Ali'nin bir sözüyle anlatmak gerekirse;

"Dünya'nın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir! Niçin bunu anlamaktan kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz"

Kitabın gidişatı ve sonu insanın içini burkar. Raif Efendi ve Maria Puder'in düş gibi başlayan ve süren trajediyle sonlanan aşkının hikayesidir. Diyalogları muhteşem, karakter tahlilleri derin. Okurken göz yaşartır, iç burkar, of çektirir. Başladığınızda elinizden bırakamazsınız. Bir süre sonra kendinize "Birini tanımak hem bu kadar zor hem de bu kadar kolay nasıl olur? Bir insan hem bu kadar talihsiz hem bu kadar şanslı nasıl olabilir" diye sorarsınız kendinize.

Kitaptan aklımıza kalan detaylardan biri Maria Puder'in bir insanı ancak belli bir noktaya kadar tanımanın mümkün olduğundan bahsettiği bölümdür. O noktayı geçmeye çalışmak, daha fazlasını talep etmek iki insanı ancak uzaklaştırır.

İnsanın gözlerini yaşartan bu eser basit bir aşk ve kavuşmama hikayesi değildir. İnsan ruhuna ve duygularına dair yerinde analizler ve tespitler de içerir. Kürk Mantolu Madonna kitabını okumayanlara tavsiyede bulunmak boynum borcu.
"İnsanlar birbirlerini ne kadar iyi anlıyorlardı. Bir de ben bu halimle kalkıp başka bir insanın kafasının içini tahlil etmek, onun düz veya karışık ruhunu görmek istiyordum. Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir. Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz? Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçındığımız halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatıyla öteye geçiveriyoruz?”

Oh My Ghost / Kore Dizisi

Son zamanlarda yayınladığı dizilerle kendinden sıkça söz ettiren kanal TVN, sıcacık bir diziyle daha izleyicileri buluşturdu. Senarist Yang Hee Seung ve yönetmen Yoo Je Woo daha önce King of High School Life Conduct ile güzel işlere imza atmasının akabin de Oh My Ghost dizisinde tekrar bir araya geldiler. 
Ünlü bir restorantta şefin yardımcısı olarak çalışan Na Bong Sun, büyük annesinin şaman olması yüzünden aynı kanı taşıdığı için hayaletleri görebilmektedir. Bu durum onda güvensizlik, içine kapanıklık olarak geri dönmüştür. Shin Soon Ae içinde hala kini olan ve bu yüzden öbür tarafa geçememiş hayalettir. Bir şekilde Na Bong Sun'u bedenini ele geçirir. Bu sırada baş şef olan ve aynı zamanda retaurantın sahibi olan Kang Sung Woo ile farklı bir aşkın kapıları aralanır. Dizi romantik komedinin yanı sıra içinde fantastik öğelerin bulunduğu  bir yapım.
Park Bo Young, dizide Na Bong Sun karakterini canlandırıyor. A Werewolf Boy ve Hot Young Bloods filmlerinde izlememe rağmen Bo Young'un izlediğim ilk dizisi Oh My Ghost dizisi. Na Bong Sun kendini bildi bileli hayaletleri görmesine rağmen hala alışmamış, insanlardan uzaklamış durum böyle olunca içine kapanmış bir karakter. Şef Kang Sun Woo onu kendini gençliğine benzettiği için aslında kendi bile farkında olmadan gizliden gizliye onu kollamaktadır. Na Bong Sun ise şefe karşı duygular beslemektedir.
Jo Jun Suk; dizide Kang Sun Woo karakterini canlandırmaktadır. You're the Best dizisine sevmiş olup The King 2 Heart dizisinde sergilediği performans ile kendine hayran bırakmıştır. Jo Jun Suk dizi ve filmlerden daha çok müzikal duayeni olarak bilinen oyunculardan biridir. Hem sesi güzel hem oyunculuğu. Kendinden emin popüler bir şef olan Kan Sun Woo iyi görünümüyle kadınlar arasında sevilen bir tip olmasına rağmen ikili ilişkiye tamamen uzak durmaktadır. 
Kim Seul Gi; Dizide Shin Soon Ae karakterini canlandırıyor. Flower Boy Next Door, Surplus Princess, Kill Me Heal Me, Discovery of Love dizilerinde izledim. Oynadığı her karakterin hakkını veren ve gülmekten karnınıza ağrılar sokabilecek bir oyuncu. Shin Soon Ae dizide ki hayalet karakter. 35 yaşında, hiç evlenmemiş ve ani bir ölüm yaşamıştır. Bununla birlikte ölümüne dair bir şey hatırlamaz. Hiç evlenmemiş olması onu ruhlar arasındaki en çok pişman duyan hayalet haline getirmiştir. Mitolojide bilindiği gibi en intikamcı hayaletler bekar/bakire hayaletlerdir. Shin Soon Ae bu sebeple öbür tarafa geçememektedir. Amacına ulaşmak için bir insan bedenini kullanmak zorundadır. Onun için kobay Na Bong Sun'dan başkası değildir.

Dizi 49 Days'i andıran bir konuya sahip olmasına karşın dramın yanından teğet geçen bir yapım Oh My Ghost. Park Bo Young'un çift yönlü oyunculuğuna tanık oluyoruz. Na Bong Sun gibi olduğunda Güney Kore dizilerinden çokça rastladığımız ezik, sessiz, korkak bir karakter iken Shin Soon Ae'nin bedenine girdiği andan itibaren tam tersi bir karaktere bürünen Park Bo Young oyunculuğu göz dolduran cinsten. Sergilemiş olduğu oyunculuğun hakkını vermek lazım. Jo Jun Suk, canlandırdığı Kang Sun Woo karakterinin dünyasına kadar girmenizi sağlamakla kalmıyor kullandığı mimikleriyle izleyiciyi kendine hayran bıraktırıyor. Kim Seul Gi ise daha önce canlandırdığı birbirinden çatlak karakterlerinin yanına bir yenisini daha ekledi. Son bölümlere doğru gerçekleşen duygusal sahnelerde sergilediği oyunculukla beni ağlatmayı başardı.
Dizide hayaletin Na Bong'un bedenini ele geçirmesiyle iki ayrı karakterin birbirinden tamamıyla zıt aşkına tanık oluyoruz. Sen hangisini sevdin ya da sen hangisini seçmesini isterdin diye sorsanız inanın cevap vermek güç. Ben daha çok şefin şapşik hallerini sevdim.

Dizinin ana karakterinin dışında en güzel unsurlardan biri ise yardımcı oyuncuların yer aldığı karakterler diye düşünüyorum. Her zaman söylediğim gibi dizinin başarılı olmasında yardımcı oyuncuların payının yüksek olduğunu düşünüyorum.Oh My Ghost dizisinde yardımcı oyuncuların payı oldukça fazlaydı.
Li Ju Hwan; dizide Choi Sung Jae karakteri olarak polis memuru aynı zamanda şefin kız kardeşinin eşini canlandırıyor. Görünüşte iyi kalpli, insanlardan yardımını esirgemeyen bir polis memuru olarak kalbimizi fethetse de aslında melek görünümlü bir şeytan olduğunu söylemekte fayda var. Fakat kendisi ile ilgili ayrıntılar dizinin ilerleyen bölümlerde ortaya çıkacağı için üzerinde pek fazla durmaya niyetim yok. Fakat Li Ju Hwan'ın oyunculuğu takdire şayan. Özellikle melek ve şeytan karakterleri arasında ki geçiş ise görülmeye değer.

Yardımcı oyuncu konusunda beni en çok güldüren ise mutfak içinde ki sahneler oldu. Dört farklı şef dört faklı komik adam bir de bunların arasında Na Bong Sun'un bedenini ele geçirmiş çatlak hayaleti düşünecek olursak bol kahkahalı sahnelerle baş başa kalacaksınız.

En güzel ayrıntılardan biri ise sos şefi Heo Min Soo karakterini canlandıran Kang Ki Young dizide girdiği her karede diziyi bir tık daha yukarı çıkardığını düşünüyorum. Herkesin arkasından sevimli bir şekilde atıp tutan ama yüzlerine sanki onları söyleyen o değilmiş gibi her seferinde şapşal davranışlarda bulunduğu için izlerken fazlasıyla keyif aldım. Heo Min Soo'yu King of High School Life Conduct dizisinden hatırlayacaksınız. Sos şefi Min Soo ile sürekli ters düşen ona boyun eğmeyen bununla birlikte içten içe seven Seo Joon karakterini ise Kwak Si Yang canlandırıyor. Jo Dong Cheol karakterini Cho Min Chul, Choi Ji Woong karakterini ise Oh Eui Sik canlandırıyor. İkisini de izlediğim ilk yapımı.


Dizinin en duygusal iki sahnesi. İzlerken ağladığımı itiraf ediyorum.

King of High School Life Conduct dizisinde beraber çalışan iki dost
Kang Ki Young ve Seo In Guk
Seo In Guk'un diziye konuk oyuncu olarak gelmesi büyük jest.

Oh My Ghost dizisini izleyeme başladığınız andan itibaren kendinizi samimiyetle işlenmiş bir hikayenin içinde bulacaksınız. Bu hikayenin yanına bir de harika oyunculuklar eklenince tadından yenmez bir dizi daha tarihin tozlu sayfalarına kaldırılmış oldu.
Şef hayalete mi Bong Sun'a mı aşık?
Hayaletin ölümünün arkasında sır perdesi nedir?
Bong Sun ve hayalet arasında ki ilişki ne olacak ?
gibi soruların cevaplarını bulduğumuz bir final ile karşılaştığım için ayrıca mutluyum. En azından benim aklımda tek bir sorunun cevabını vermemezlik yapılmadı.
İzlerken keyif aldığım ve fazlasıyla imrendiğim mutfak ortamı, o yakınlık, samimiyet, her sorunun altından beraber kalkabilmek gibi izleyicide iyi bir algı oluşturuldu. Dizinin müzikleri ise en az karakterler gibi samimiyet doluydu. Dizinin başrol oyuncusu Park Bo Young'un güzel sesinden "Leave"  en'ler listemde yükselişe geçti. Ben "Stay" Jay Park "Eyes" Han So Hyun&Jamie Park "Oh My Ghostess" Dizide Jo Jung Suk'un seslendirdiği şarkı "Gimme a Chocolate".

Albümü dinlemek isteyenler için; TIKLA

27 Ağu 2015

Valid Love / Kore Dizisi


TVN her zaman olduğu gibi farklı bir yapım ortaya koyarak farkını gösterdi. Dizinin senaristliğini Me Too! Flowers dizisinin senaristi olan Kim Do Won yaparken, yönetmen koltuğunda Han Ji Seung yer alıyor. Valid  Dizi 20 bölümden oluşuyor. Dizinin başrollerinde Uhm Tae Woong, Lee Si Young ve Lee Soo Hyuk yer alıyor.

Uhm Tae Woong daha önce izlediğim tek dizisi 7th Grade Civil Servant, Lee Soo Hyuk King Of High Life Conduct, White Chrismas, Vampire İdol dizilerinde izlemiş her sene oynadığı dizilerle gelişim gösterdiğini düşünüyorum. Lee Si Young; Boys Over Flowers, Playfull Kiss dizilerinde izleme fırsatı yakaladım. 

Kim Il Ri'nin (Lee Si Young) ergenlik yıllarında; Jang Hee Tae (Uhm Tae Woong) kız lisesinde geçici biyoloji öğretmeni olarak görev alır. O genç kız öğretmenine aşık olur. Bir kaç olay sonucu uzun bir süre ayrı düşen çift evlilik camiasına giriş yapar. Tae Hee öğretmenliği bırakmış bir balıkçılık araştırmasında çalışır günlerce evine gelemez. Eşinin ailesiyle yaşayan Il Ri ise monoton bir hayat sürdürürken mahallerine taşınan marangoz Kim Joon (Lee Soo Hyuk) ile kaçamak görüşmeler yaşamaya başlar. İki adam arasında kalan bir kadının hikayesine tanık olacaksınız.



Günümüzde aşkı ve evliliği kolay sananlara bu dizi ibret olacak mesajlar içeriyor. Severek evlenmiş bir kadının aradan geçen yıllar içerisinde sıradanlaşan evliliğini düşünürken hayatına yeni giren birisinin farklı hissettirip heyecanlandırması üzerine yaptığı ilk şey aldatmak. İşte HATA burada başlıyor. Sonrasında yaptığı hatanın vicdan azabı ve yaşadığının aslında aşk olmadığı, geçici bir macera olduğunu anlıyor. Arada kalmalar kararsızlıklar ve gitgeller aşkın manasını, gerçekliğini öğretiyor. Senarist; bu aldatmanın onu geliştirdiği ve olgunlaştırdığı vurgusunu ön plana çıkarsa da bu yaptığını haklı çıkarmaz tabi ki! -Bunun sonucunda kadın tecrübe kazandı, balıkçı hatayı kendinda aradı. Üzüldü, yıprandı, aldatıldı yinede karısı anlamaya çalıştığını gösterdi.



Dizinin teması Kore dizilerinin aksine alışılmışın dışına çıkarak belli bir  çizgide ilerledi. Yazar Kim Do Woo ve yönetmen Ha Ji Seung  üç karakterin bakış açısını yakalayarak kişiliklerini  ve birbirine olan mücadelelerini göstermeyi tercih etti.. Dizide aşktan daha çok karakterlerin gelişimini ön plana çıkarmayı tercih edip,  konu olarak hazmı kolay olmayacak durumlara tanık olmamızı sağladılar. Finaline doğru karakterlerin hayatlarına çizdikleri yön doğrultusunda senaristin uygun gördüğü final hoşuma gitmedi. İlk bölümlere yakaladığı rüzgarı daha iyi değerlendirebilirdi diye düşünüyorum. 

Dizini şarkıları Kang San Ae "How Nice Would It Be", Eddy Kim "Empty Space", Jang Pil Soon "Time Hurts" dizinin öne çıkanları.Ortalama bir diziydi, büyük beklentilerle izleyenler için hayal kırıklığı olabilir. Fakat dizinin farklı bir havası olduğunu düşünecek olursak arada farklı yapımlar izlemek isteyenlerin hoşuna gidecektir.

17 Ağu 2015

İyi ki varsın!

Hilal Erdoğan Balaban; üç çocuk annesi, endüstri mühendisi, yirmi yılı aşkındır yönetici ve  onun değimiyle kendisini öğrenmeye kitlemiş bir yaşam koçu.

Bir çok mesai arkadaşının sahip olmak isteyeceği türden bir müdür düşünün. 
Yeri geldiği zamanlarda size bir öğretmen gibi yaklaşıp, yirmi seneyi aşmış bilgi birikimini sizinle paylaşarak sahip olduğu tecrübelere hakim olmamızı sağlayan, hiç sıkılmadan sorduğunuz her sorunun cevabını veren.
 
Yeri geldiği zaman ise, yaşam tecrübesiyle sizi bir abla gibi sahiplenip öğütler veren, yürüdüğünüz yolda size her daim destek olanların en başında gelen..

Saatlerce sizi dinleyip hiç yargılamadan fikirlerinizi destekleyen,
utandırmadan, rencide etmeden doğru yolu bulmanız konusunda size "ince" mesajlar veren,
 kendinizi bulmanız konusunda farkındalık yaşatan,
koyduğunuz hedefleri icraata geçirmeniz konusunda sizi cesaretlendiren.
 
En güzeli ise konumunuza, yaşınıza bakmaksızın fikirlerinizi önemseyip, değerlendiren aklına yatınca icraata döken bir abla..

Ben şanslıyım!

Tecrübeleriyle, fikirleriyle, eğitimleriyle her an yanımda olduğu için..

Bundan sonra ki yıllarda her daim yanımda olmasını dilediğim, canım ablam beraber geçireceğimiz nice güzel yıllara inşallah..

İyi ki varsın; sevgili yaşam koçum..









11 Ağu 2015

I Older For You / Kore Dizisi


I Older For You "Naver Online" aracılığıyla Plada isimli web romanından uyarlama mini dizi olarak ekranlara geldi. Dizi başarılı bir şef olan Yeo Gook Dae ile reklam şirketinde çalışan Park Song Ah arasında ki ilişkiyi konu alıyor.
Yeo Gook Dae (Yunho); genç yaşında harika yemekler yapan ve Plada isimli restaurantın sahibidir. Özel günler için ayrıca kutu konsepti yapmasıyla meşhurdur. Gook Dae genel olarak sakin bir yapıya sahiptir. 33 yaşında ki genç şefin daha önce başından bir evlilik geçmiştir. Bu durum kalbinde derin yaralara sebep olmuştur. Park Song Ah (Lee Ga Eun) ise reklam şirketinde çalışan bir genç kızdır. Hayatta ki tek ailesi kendisinden bir yaş küçük erkek kardeşidir. Kardeşinin isteği üzerine Plada'ya giden genç kız orada gördüğü yakışıklı şefe karşı duygular beslemeye başlar. Aralarında oluşan çekimden dolayı karmaşık durumlar içinde bulacaklar kendilerini.

Başrollerinde TVXQ grubunun üyesi Yunho ve Lee Ga Eun yer alıyor. Dizide reklam şirketinde Park Song Ah'ın Kevin isimli takım lideri olarak yer alan Jang Seung Jo'yu unutmamak gerek. Güney Kore aktörleri arasında benim nezdimde güzel gülen ender oyuncular arasında yerini aldı. Yunho'nun oyunculuğunu tarihi dizi "The Night Watchman" dizisinde soğuk karakterini, dövüş sahnelerini fazlasıyla beğenmiştim. Fakat romantik-komedi türünde yer alacaksa mimiklerini kullanması açısından daha çok çalışması gerek diye düşünüyorum. Lee Ga Eun'u daha önce I Can Hear Your Voice ve Inspiring Generetion dizilerinde izlemiştim. Dram temalı her dizinin altından kalkabilecek kapasite olduğunu söyleyebilirim.
16 bölümden oluşan dizi 23 dakika sürmektedir. Dizide, her an bir çok şey olabilir mantalitesi içinde kısacık bölümleriyle dramın dibine vurduklarını söyleyebilirim. Her bölümün sonunda ya şaşırtıyor ya üzüyor izleyicileri. Mini dizi seveler için ideal olduğunu söyleyebilirim. Dizinin ostları çok hoşuma gitti  Lee Ga Eun'un seslendirdiği "I Older You", Just "It's Still Not Too Late", Jangheum Band "I Loving", Yeon Kyoo Seung "Older You" benim dikkatimi çeken şarkıları. 
Beklenti içinde olmadan diziyi izlerseniz keyif alacağınızı düşünüyorum. Aksi halde sıkılma oranınız oldukça yüksek.

The Last 5 Years


The Last 5 Years (SOn 5 Yıl), Not: Seni Seviyorum ve Muhteşem Yaratıklar gibi filmlerde yarattığı romantizm ile kendisini kanıtlamış olan Richard LaGravenese bu defa yönetmenliğin yanında filmin senaristliğini de üstleniyor. Filmin müziklerini yapan besteci Jason Robert Brown, hikayesinin ana temasına kendi hayatından esintisini katmış olsa gerek ki deneyimsizlikleri senaryo da fazlasıyla belli oluyor.

Dilmin hikayesi iki karakter üzerinden ilerliyor. Jamie Wallerstein, umut eden, yetenekli ve kariyerinde yükselişe geçmiş olan bir roman yazarıdır. Cahy Hyatt ise, oyunculuk kariyerinde sorunlar yaşayan, hırslı genç bir aktristtir. Birliktelik yaşayan bu ikilinin hayatları, Jamei'nin son romanıyla edebiyat dünyasında başarıyı yakalaması ve Catthy'nin müzikal oyunlarda ayakta kalmaya çalışareak hayatına devam etmesiyle değişir. Filmi izlerken istemeden alışıla gelmiş bir aşk hikayesinin içinde buluyoruz kendimizi. Bir yazar olarak hedeflemiş olduğu en uç noktaya gelen Jamie, şöhretin vermiş olduğu sarhoşluğun içinde dolanırkni hedefi Broadway'de sahneye çıkmak olan Cathy'nin şansı ise sevgilisi kadar yaver gitmiyor maalesef. Jamie'yi kıskanmasıyla başlayan alışılagelmiş ilişki problemlerinin üstüne şöhretin farklı basamaklarında verdikleri mücadele de eklenince ikilinin arasında büyük sorunlar ortaya çıkmaya başlar.

The Last 5 Years her ne kadar müzikal film kategorisinde yerini almış olsa da, fazlasıyla sıradanlaşmış senaryosu ile sınıfta kalmayı hak eden bir yapım. Aslında filmin en büyük kozu olan müziklerin ön planda olması gerekirken ne yazık ki orada bile çuvallayarak beklenilenin oldukça altında kalıyr. Basit yazılmış diyalogların filmin melodik parçalarıyla bütünlük sağlamamasından dolayı müzikal olarak adlandırılan film neredeyse bir şiir dinletisi haline bürünüyor. Hem konunun klişe oluşu, hem de müziklerinin umut vaad etmediğini düşünecek olursak gözlerimizi filmde ki oyunculuklara çevirmek zorunda kalıyoruz. Cathy Hyatt rolünde izlediğimiz Anna Kendrick, filmin kayda değer oyunculuğunu yerine getiren tek kişi diyebilirim. Böylesine basit bir senaryo karşısında bile yetenekleri sayesinde elinden gelenin fazlasını yaptığını görmek güç değil. Fakat kendisini bir müzik fenomeni olmasına rağmen müzikal temalı filmlere fazla bulaşmaması kariyeri açısından daha iyi olur düşüncesindeyim. Ayrıca Kendrick'in filmde ki partneri Jordon'la aralarında ki uyumsuzluk ve onun kendine has mimik bazlı sıkıntıları film boyunca oldukça göze batıyor.

Bu kadar olumsuzluğun yanında filmin görselliğine, sahne geçişleri ve montaj tekniklerine söz söylemek yanlış olur. İşlenen senaryonun bayatlığı yüzünden bunun gibi olumlu yapılanmalar yine de filmi başarısını kurtarmaya yetmediği gibi izleyiciye de pek umut vaad etmiyor. Sonuç olarak izleseniz bir şey kazanmayacağınız, izlemezseniz bir şey kaybetmeyeceğiniz bir film The Last 5 Yers, sıradan bir müzikal olarak sinema dünyasında ki yerini almış bulunuyor.

3 Ağu 2015

Colt 45


Senaryosunu Fathi Bediar'ın ve yönetmenliğini ise 2014 yılında çektiği Alleluia ile Cannes Film Festivali'ne dahil olmayı başarmış Belçikalı Fabrice Du Welz'in üstlendiği Colt 45 (Büyük Tuzak), 20'li yaşlarında ki Vincet Miller etrafında dönüyor. Genç ve yetenekli polis memuru olan kahramanımız keskin nişan konusunda üstün yeteneğe sahiptir. Polis teşkilatı içinde atış eğitmenliği görevini yerine getiren ve her attığını vuran Vincet'i üstleri sahada görev almasını istese de o, polis olan babasını gizli bir görv sonucu kaybettiği için teşkilatın içinde kalmayı tercih eder. Fakat, Vincet'ın haytaı kendisi gibi aynı yeteneğe sahip olan polis teşkilatının yobazlaşmış üyelerinden biri olan Milo(Joey Star) ile tanıştıktan sonra değişmeye başlar. Vincet'ın kısa süre içinde istemeden, babasının en yakın arkadaşı olan Christian Chavez (Gerard Lanvin) da yer aldığı iki polis arasında geçen bir kavganın içine dahil olması, artık içindeki cevheri çıkarmasının zamanının geldiğini gösterir.
Komploya kurban gitme, kötülerle aynı tarafta olmaya zorlanma, polis teşkilatı içinde ki ihanetler gibi yer alan klişeleri düşünecek olursak, senaryoda yaratıcılık konusunda ki eksiklikler fazlasıyla göze çarpıyor. Örneğin en büyük sıkıntılardan birisi, üzerinde durulmadan kuru bir telefon görüşmesiyle gerçekleştirilen Vincent ile Chavez arasında ki baba-oğul ilişkisi. Senarist Fathi Beddiat, karakterlerin derinliğine girmek yerine ilişkiyi üstün kötü işleyerek seyirciye karşı inandırıcılık konusunda biraz yalpalanıyor.Filmin ilk yarısında dramatikleşen olaylari ikinci yarısından sonra alışıla gelmiş aksiyon sahneleri ve yaratılan gerilimle beraber kısa sürede çözülüyor. Çekimlerin başarısından kaynaklanan çatışma sahneleri sert ve yerinde, atmosfer ve kurgu düzgün fakat nedense sizi içine çekemeyecek kadar tek düze ilerleyen bir yapısı var filmin. Heyecan ve gerilime ağırlık verilmesi gereken yerlerde gereksiz karakter tahlilleri, ,izleyicinin filme olan bağlılığının azalmasına neden oluyor.

Yönetmenin konunun alt metnine yerleştirdiği, Fransız polisinin kendi içinde gerilim yaratan gruplaşmalarını ve entrika zincirini dürüstçe anlatması sanırın bu işlerin nasıl yürüdüğünün bir örneği. Daha önce elle tutulu yapımlarda oynamış Joey Starr ve Fransızların başarılı aktörlerinden Garard Lanvin'in oyunculuklarının yanında Vincet'i canlandıran genç Ymannol Perset'ın fazlasıyla sönük kalmasını henüz oynadığı ilk film olmasına bağlıyoruz.

Fransız aksiyonu Colt 45'in güzel müziklerle süslenmiş aksiyon sahneleriyle dolu olmasına rağmen, klişelere bürünmüş senaryosu ve orta seviyede ki oyunculukları yüzünden seyret unut tarzında bir film olarak kalacağı kesin.

Eleştiri yazlılarım için; TIKLA

Begin Again


2013 yapımı olan "Begin Again" Mark Ruffalo, Keira Knightley, Marron 5 grubunun solisti Adam Leving gibi başarılı isimlerin yer aldığı romantil-müzikal türünde bir yapım. Yönetmeliğini "Once" filmiyle harikulade bir çıkarmış olan John Carnet üstlenmekte. Fakat ne yazık ki Begin Again, her ne kadar "Once" havasını yaşatan bir yapım olsa da, ne oyunculukları ne de müziği ile onun kadar başarılı bir film değil. Fakat kendi içinde ki "indie" ruhunu senaryonun yanı sıra, kurgusunda ve görüntü yönetiminde de bir bütün olarak ele almayı başardığı için epey tutarlı ve keyifli bir film ortaya çıkmış.

Begin Again'in hikayesi, kariyerinde düşüşe girmiş, kızına babalık yapamamış ve eşinden ayrılmış bir prodüktör olan Dan (Mark Ruffalo) ile sevgilisi tarafından aldatılınca kalbi kırık şekilde New York şehrine geri dönmüş Gretta(Keira Knightley) üzerine odaklanıyor. İkisi adeta doğdukları günden bu yana bir müzik grubu kurmak için bekliyormuş gibi uyumlu bir çift olarak filme renk katıyorlar. Filmde en etkileyici rolü olmayan Dave(Adam Leving)  ise müzik piyasasına yeni adım atmış biri olarak karşımıza çıkıyor. Keira Knightley'in oyunculuğunu sevdiğim söylenemez ama filmde Gretta karakterini sevdiren bir yanı var. Her rolüm altından başarıyla kalkan Mark Ruffalo ise dilmde canlandırdığı karakterin seyircide bıraktığı samimiyet hissi ile yine tecrübesini konuşturuyor. Senaryo her ne kadar klişe görünüyor olsa bile aslında oyunculukların dozunda oluşu, filmde yer alan şarkılar, klip tadında ki grösellikler ve samimiyetin ön planda tutulması sayesinde klişelik olayı sizi rahatsız etmiyor. İzlerken çoğu yerde hikayeye odaklanmak yerine, şarkılarda olduğu gibi o anı size yaşatan anın tadını çıkarıyorsunuz. Tabi ki bu durum filmin senaryosunun vasat  olduğu anlamına gelmiyor, aksine doğallık ve sadeliğiyle yer alan diğer öğelere yoğunlaşmamızı sağlıyor.
Begin Again, müzik piyasasının geldiği son duruma ve müzik kirliliğine hafiften göndermeler yapmayı ihmal etmiyor ve doğal yollardan yapılan kayıtlar, amatör enstrüman düzenekleri ile müziğin içtenliğini gözler önüne sererek seyirciye keyifli anlar yaşatıyor. Film boyuncua müziğin gündelik yaşamın sıradan akışını sanki özelmiş gibi gösteren keyifli anlar yaşatıyor. Film boyunca müziğin gündelik yaşamın sıradan akışını sanki çok özelmiş gibi göstermesi ve hayatı anlamlı kılması çok doğru bir yaklaşım olmuş. Hikayen,n de bu düşününce üzerine inşa edilmesi bana göre filmin elle tutulur tek yanı. Ayrıca, Gretta ve Dan'in, iki jak çıkışlı bir çoğaltıcı vasıtasıyla, aynı playist ile kulaklarını doldururken, New York sokaklarını aşındırmaları filmdeki en etkileyici ve akılda kalıcı sahnelerinden birisi. İzlerken insan ilişkilerine, aile bağlarına ve bir şarkının nasıl hayata geçirildiğine tanık olduğumuz Begin Again, aslında aieisnden, sevgilisinden ya da hayatta bir şekilde darbe alıp yıkıma uğrayan insanların hayat hikayesi. Senarist ve yönetmenin el ele verip seyirciye "aslında hayal dünaysının içine çok dalmadan da her şey yoluna girebilir, güçlü kal, kendin ol" mesajını  yollaması ise neredeyse filmin ana temasını oluşturmuş durumda.

Müziğe hep yakın olan ve müziksiz yaşamayanlar için oldukça ideal bir yapım olan Begin Again, izlemeyene çok bir şey kaybettirmeyeceği gibi izleyene ise keyifli bir akşam geçirtebilir cinsten.

Eleştiri yazılarımı popülersinema.com'da okumak için; TIKLA

9 Tem 2015

Güneşin Kızları


Evrim Alasya, Dizide Güneş karakterini canlandırıyor. İlk bölümün Güneş'in hayatına tanıklık ederek başladı. Güneş, İzmir'de yaşana Edebiyat öğretmenliği yapman genç bir kadındır. Birbirinde güzel üç kızı vardır. Kızlarını tek başına büyüttü. Tek başına bir anne olmasına rağmen yeri geldiğinde bir babadan farksız hakkını vererek büyütmüştür çocuklarını. Eşinin kayıplara karışmasına rağmen hiçbir zaman, onun yokluğunu hissettirmiyor.
17 yaşındaki birbirinden tamamen zıt karakterli, çift yumurta ikizi olan kızları Nazlı, Selin onlardan iki yaş küçük olgun kardeşleri Peri kendi kendi hallerinde anneleriyle mutlu bir hayat sürmektedir. Güneş'in karşısına bir gün İstanbullu iş adamı Haluk Mertoğlı çıkar. Haluk ve Güneş birbirlerine aşık olurlar. 

Kimdir Güneş'in Kızları?
Burcu Özbek; Dizide çift yumurta ikizlerinin büyüğü olan Nazlıyı canlandırıyor. Muhteşem Yüzyıl dizisinden Huricihan rolünün canlandırmıştı. Nazlı dizinin hırçın kızı. İkizlerden büyük olanı sadece 5 dakika farkla. Nazlı, inatçı, başı beladan kurtulmayan, kavgacı, meraklı bir genç kız. Dizide sürekli birilerine bağıran bir, volkan gibi patlayan biri varsa işte kesin nazlıdır. Hırçınlığı çevresindekilere zarar verse de, en çok kendisi acı çekiyor. Resim yapabilen Nazlı, Grafitiyi en iyi şekilde sokaklarda ifade edebiliyor. Nazlı karakteri hakkında ki yorumlarıma gelecek olursak, ilk bölümlerde ki hırçınlığı konusunda fazla abartıya kaçıldığını düşünüyorum. Gerçi 3.bölümde görüldüğü üzere yavaş yavaş normale dönecek gibi görünüyor. Bunun dışında Nazlı için işler daha karmaşık bir hal alacağı kesinleşti gibi. Onun hırçınlığını "aşk" yenecek gibi duruyor.
Hande Erçel; Dizide çift yumurta ikizlerinin küçüğü Selin'i canlandırıyor. İkiz kardeşi Nazlı'yla iki zıt karaktere sahip. Aynı annenin kızları olmak dışında ortak noktaları yok denilecek kadar az. Kardeşler arasında en süslü olanı. Çok bilmiş tavırlarının yanı sıra hayatı doya doya yaşamak onun felsefesi. İnsanlara güvenme konusunda çoğu zaman çuvallasa da, asla duygularından vazgeçmiyor. Duygularını gizlemek yerine ortada yaşamayı tercih ediyor. Selin'in burnu havada tavırları bölümler ilerledikçe değişecek kanaatindeyim. Umarım öyle bir hal içine girilmez. Zira dizinin içinde yer alan neşe kaynağını bitirmiş olurlar. İlk bölümlerde onu tanımak yerine daha çok Haluk'un oğlu Ali ile kapışmalarına şahit olduk. İkisi arasında gelişecek olaylar hem dizinin seyrini attıracağı hemde Selin'i tanıyacağımız düşüncesindeyim.
Miray Akay; Dizi de Güneş'in en küçük kızı Peri'yi canlandırıyor. Daha önce  Benim adım Gültepe, 20 Dakika gibi dizileri izleyenler Miray'ı hatırlayabilir. Bildiğim kadarıyla dizinin en küçük üyesi. Per; İkizlerden 2 yaş küçük. Onun hayat felsefesi ise; insanları mutlu etmek. Utangaç, insanlara güven veren bir kız. Kendi sıkıntısından çok başkalarının sıkıntılarını önemseyen Peri dizinin olgun kız kardeşi. Peri'nin dizide ki seyrini gerçekten merak ediyorum.


Emre Kınay; Usta oyuncu Haluk Mertoğlu karakterini canlandırıyor. Haluk karakterinin iki farklı tarafı var. İyi kötü benzetmesinden ziyade aydınlık-karanlık tarafı desek yerinde olur. Dizinin ilk 3 bölümüne kadar Haluk'un daha çok aydınlık yani sevimli, aşık, sempatik tarafına tanık olduk. Ara ara karanlık tarafına dair izlenimler yakalasak dahi açıklığa kavuşmuş bir şeye rast gelmedik. Diziyi kendi adıma ilginç kılan tarafı ise, Haluk karakterinin içinde ki gizem. Emre Kınay'ı hemen hemen her rolde izledik. Fakat çift karakterli oluşundan kaynaklı, Haluk karakterinin büründüğü karanlık tarafına ilk kez tanık olacağım için beni heyecanlandırıyor. 
Tolga Sarıtaş; Dizide Haluk'un oğlu Ali Mertoğluğunu canlandırıyor. Tolga'yı daha önce Muhteşem Yüzyıl, Benim Adım Gültepe gibi dizilerde izleme fırsatı yakaladım. Muhteşem Yüzyılda Şehzade Cihangir'i harika oyunculuğuyla canlandırdı. Ali Mertoğlu; Zengin ailenin biricik oğlu, yakışıklı, havalı. Bir o kadar çalışkan bir çocuk. Hayatı pek fazla ciddiye almıyor gibi görünüyor. Aslında tam tersi.Çocukluğunda yaşadığı tramvalar sonucu yüzünde kocaman bir maskeyle yaşıyor. Onun kalbi kırık.. Babasıyla hiçbir zaman ideal bir ilişkiye sahip olmamasının verdiği sıkıntıları da yaşamakta. Dizinin içinde ki gizem konusu çözülünce çocukluğuna dair yaraların izlerini öğreneceğiz.
Tolga Sarıtaş, replik olmadığı sahnelerinde gözleriyle anlatmak istediği duyguları izleyiciye geçirebiliyor olması önemli hususlardan. Bu da karakterini benimsediğinin göstergesi. Özellikle duygu geçişleri çok iyi. 
(Muhteşem Yüzyıl'da Şehzade Cihangir'in ölüm sahnesinde başardığını düşünüyuorum)
Berk Atan; Dizide Rana Mertoğlu'nun üvey oğlu Savaş Mertoğlu'nu canlandırıyor. Haluk'un yeğenini canlandırıyor. Tam bir motor düşkünü. 1 sene öncesine kadar çok sevilen, popüler bir çocuk olan Savaş. Kız arkadaşının  aniden ortadan kaybolması sonucu hayatı tepetaklak olmuştur. Öfke sorunu sebebiyle zaman zaman bayılmalar, uyandığı vakit o saatlerde ne yaptığını hatırlama sorunu yaşamaktadır. Kız arkadaşı Melisa'a bu akşamlardan birinde kayboldu. Onun hayatı eski gibi olmamış, arkadaşlarından uzaklaşmak zorunda kaldı. Dizinin bir diğer gizemli kısmı ise Melisa'nın kaybolması olayında yatıyor. Berk Atan güler yüzlü olmasına rağmen depresif karakter Savaş'ın hakkını veriyor.


Meltem Gülenç; Dizide Haluk'un ablası ve Savaş'ın annesi rolünde Rana Mertoğlu karakterini canlandırıyor. Hiç evlenmemiş, İstanbul hanımefendisi, kibar olan Rana'nın herkes gibi sırları var. Benim Rana'ya dair merak ettiğim husus, Savaş'ı evlat edinme süreci ve neden evlenmediği Altından dokunaklı bir hikaye çıkacağı aşikar. Zira bu kadar donuk ve mesafeli olmasının altında sebepler vardır. 
Funda İlhan; Dizide Haluk'un eski eşi ve Ali'nin annesi Sevilay karakterini canlandırıyor. Başarılı modacı. Eski eşi Haluk'un tekrardan evlenmesini kabullenemiyor. Çünkü, Haluk'u hala seviyor olması. Saplantılı şekilde aşıktır. Ali'nin babasının yanında kalmasını istemesinde Mertoğlu evinde kendi varlığını yaşattığını düşünmesi için.
Ali'nin annesine söylediği en doğru söz
Kanat Heparı; Dizide Melisa'nın abisi Mert karakterini canlandırıyor. Ali'nin en yakın arkadaşlarından biri. Kardeşinin kaybolmasında Savaş'ı suçladığından hareketleri fevri olan Mert'in kızlarla da arası pek iyi olmamış. 
Sarpcan Köroğlu; Dizide Ali'nin en yakın arkadaşı Emre karakterini canlandırıyor. Yaptığı espirilerle  daha sempatik hale getiriyor kendini. Bu sebeple beni en çok güldüren karakter.Arkadaş grubunda olan Tuğçe ile aşk yaşayıp ayrıldılar. Fakat Selin'i ilk gördüğü anda etkilendi. Aşk üçgenlerinden biri.
İrem Helvacıoğlu; Dizide Ali'nin en yakın arkadaşı Tuğçe karakterini canlandırıyor. Daha önce Muhteşem Yüzyıl, Kurtlar Vadisi gibi yapımlarda yer aldı. Tuğçe, Emre'nin eski sevgilisidir. Onu unutamadığından, Selinle düşman gibi olmasında en büyük etken Emre. Tuğçe'nin sevdiğim yanı sadık bir dost olması.
Sarper Arda; Dizide Tuğçe'nin kardeşi Can karakterini canlandırıyor. Ablasının aksine sakin bir yapıya sahipOses Türkiye'yi takip edenler tanıyabilir. Hadise'nin finalistlerinden biriydi. Dizide Güneş'in en küçük kızı Peri'ye karşı hisle beslemekte.
Teoman Kumbaracıbaşı; Dizide Haluk ve Rana'nın kardeşi Ahmet Mertoğlunu canlandırıyor. Şu ana kadar olan bölümlerde görülmedi. Anladığım kadarıyla dizide ki İnci karakterinin eşi diye düşünüyorum.

Dizinin içinde bir çok aşka tanık olmakla kalmayıp aşk üçgeni içinde kalacak karakterlerimizin yapacakları seçimler şimdiden merak uyandırıyor. Benim en çok merak ettiğim Selin ve Ali arasında ki yakınlaşma olacak. Düşman gibi savaş halinde olan ikilinin yakınlaşma sürecini merak ediyorum. Bir de Melisa ortaya çıkarsa Savaş ve Nazlı arasında ki olaylar nereye sürüklenecek derken diziye iyice kendimizi kaptıracağız .

Son sıralarda kendini çok fazla tekrarlayan diziler olduğundan ara vermiştim. Bir süre önce Aşk Yeniden dizisiyle giriş yaptığın Türk dizilerine GÜNEŞ'İN KIZLARI dizisiyle atağa çıktım.  Oyunculuğuna saygı duyduğum ustalar ve oyunculuk konusunda iyi işler başaracağına inandığım oyuncular olduğu için tartışmasız güzel olacağını düşünüyordum. Fakat;  beklediğimden daha iyi çıktığını söyleyebilirim. Dizinin  başlangıcı güzel oldu. Devamında gelişecek aşk, ihanet, aile ilişkileri gibi öğeleri izleyeceğimizi düşünüyorum. Fakat benim merak ettiğim unsur, dizinin içinde ki gizemlerin çözüm süreci. Umarım mantıklı ve olumlu şekilde sonuçların. Benim bu yaz sezonu yeni bölümlerini iple çekeceğim dizi olmayı başardılar.

1 Tem 2015

Bad Guys / Kore Dizisi

Dizinin senaristi Han Jung Hoon yaparken yönetmenliğini Kim Jung Min üstlenmiştir. Dizi 2014 yılında 11 bölüm olarak OCN kanalında yayınlandı.

Artan şiddet suçlarıyla mücadele etmek için Polis Şefi Oh Goo Tak  suçlulardan oluşan bir ekip kurar. Gangster Park Woong Cheol, üstün zekasıyla en geç seri katil Lee Jung Moon ve kiralık katil olarak Jung Tae Soo ekibe dahil edilen kişilerdir. Ekibin bir diğer üyesi ise polis müfettişi Yoo Mi Young'tur. Polis ve suçlulardan oluşan bu ekip artan cinayetlere çözüm bulacaktır. Yaşayacakları bir çok farklı duyguyu bu süreç dahilinde öğrenecekleri bir kurgu gözler önüne seriliyor dizide. 
Kim Sang Joon;  Dedektif Oh Goo Tak karakterini canlandırıyor. Daha önce yazmış olduğum City Hunter, Master's Sun, Golden Rainbow, Doctor Stranger dizilerinden hatırlayabilirsiniz. Dedektif Oh lakabı kuduz köpektir. Cinayet masasının en iyi dedektiflerinden biridir. Kızına düşkün bir babadır. Seri cinayet davasını incelerken biricik kızının bu seri cinayete kurban gittiğini öğrenir. Kızının katilini arayacağım diye mesleğini su istimal edecek duruma gelmiştir. Uzaklaştırma alır. Melek gibi adam gider yani hırslı, acımasız, bakışlarıyla insanı korkutan bir adam haline dönüşür. 2 yıl sonrasında tekrar bir seri cinayet davası söz konusudur. Acımasız cinayetler işlenir. Tek çare Dedektif Oh Goo Tak'dır. 3-4 tane çılgın köpeğe ihtiyacı vardır. Katillerin, suçluluların dilinden anlayan suçlu insanlardan bir ekip kurar. 

Ma Dong Seok; dizide Park Woong Cheol karakterini canlandırıyor. Daha önce yazdığım Mee Too, Flower!, SShut Up Flower Boy Band dizilerinde Rockin' on Heaven's Door filminde yer aldı. Woong Cheol karakteri otoriter, hırslı bir yapısı var. Seul Dong Bang ekibinden biri yakalanınca tutuklanıp hapse girdi. Yer altı adamları arasında söz geçen biri. Yumrukları konuşmaya başladı mı, kimse önünde duramıyor.

Jo Dong Hyuk; Jung Tae Soo karakterini canlandırıyor. Daha önce izlediğim Inspiring Generetion dizisinden tanıyorum. Tae Soo karakteri; duygusal, temkinli bir yapıya sahip. O bir kiralık katil. Farklı yöntemler kullandığından onunla  ilgili hiçbir şey öğrenemedikleri biri. Bu yüzden polis yakalayamamış, kendi teslim olmuştur. Bu olayın arkasında ki hikaye içler acısı. Oyunculuk desen efsane. Hele o dövüş sahneleri falan harikalar yarattığını söyleyebilirim.

Park Hae Jin; dizide Lee Jung Moon karakterini canlandırıyor. Daha önce My Love from Star, Doctor Stranger dizilerinde izledim. Sevdiğim oyunculardan biri. Lee Jung Moon karakteri soğuk kanlı ve zeki. Hwa Jin Dong davasının zanlısı. 12 yaşındayken IQ'su 165'miş. Güney Kore'de ki Mensa IQ akademisine küçük yaşta giren ilk üye. Matematik olimpiyatlarını kazanan en genç insan.En şaşırtıcı özelliği ise en genç seri katil olması(!) Psikopat kontrol listesinde en yüksek puan 40  olmasına rağmen o 38 almış. Fakat işlediği öne sürülen hiçbir cinayeti hatırlamıyor.

Dizinin senaryosuna bayıldım. Aksiyon ve suç temalı yapımlarında hem gizemi sağlayabilmek hem de aksiyonu zirveye çıkarabilmek marifet ister. Senarist gizem konusunda yönetmen ise aksiyon sahneleri konusunda iyi işler başardı. Güney Kore'de aksiyon dizilerinde dikkat ederseniz polis dahi sadece yumruklarını konuşturuyor. Alışılmışın dışında olduğu için ilk başlarda yadırgamıştım. Sonrasında teakwondo gibi dövüş sanatına sahip bir ülkenin dramalarından başka bir şey beklemek saçma olurdu. Dizi deki dövüş sahnelerinin bir kaçında saçmalıklar olsa da genel olarak ele aldığımız da güzeldi.  

Ma Dong Seok ve Jo Dong Hyuk'un oyunculuğuna harikalar yarattılar. Park Hae Jin'in sürekli etrafı süzen gerilimli bakışlarını izlerken vermek istediği imajı yakaladığı konusunda hem fikir olacağımızı düşünüyorum. Kim Sang Joon'un oyunculuğunu severim. En güzel baba rolünü oynayan aktörlerden biri. Burada kızdan sonra ne kadar değiştiğini göreceğiniz bir baba var. Psikopat bakışları varken bir anda gülümsemesi görünce korkar insan. 3 suçlunun çözeceği her dava sonunda cezai indirim almak için yarış halinde olsalar bile bir süre sonra insan hayatını kurtarmanın ne kadar kutsal olduğunu öğrenip daha duygusal yaklaşmaları güzeldi.
Gang Ye Won; dizide Yoo Mi Young karakterini canlandırıyor. İzlediğim ilk yapımı. Dizide ekipten sorumlu müfettişi canlandırıyor. Bu tür bi dizide rolüne yakışmayan tek oyuncu diyebilirim.Zira ne yapmak istediğini anlamadığım karakterlerden biriydi. 
Kang Shin Il; dizide komiser Nam Goo Hyun karakterini canlandırıyor. Dedektif Oh Goo Tak'ın dava arkadaşı. Personal Taste, Lie To Me, Secret Love, Emergency Couple, Triangle, Pinocchio gibi dizilerde izleme fırsatı buldum.  İlk bölüm seri katili yakalamak isteyen polis oğlunu kaybeder. Bunun üzerine uzaklaştırma alan Oh Goo Tak'ı görevine getirir. Böyle bir ekip kurarlar.


Dikkat! Bir sonra ki  paragraf spolier içerebilir. 

Dizinin kurgusu başlangıcından finaline kadar gizem içinde gidiyor. Kurgu gibi görünen akıl almaz olayları günlük hayatta haberlerde görüyor olmamız da çok acı. Dizi, bir çok vahşi cinayet konusunda dersler veriyor. Organ ticareti bunlardan bir tanesi. İnsanlık kavramına dair güzel noktalara değindiler. Lee Jung Moon'un kendini keşfediş sürecinde ki gizemi sonuna kadar tadında tutmaları güzeldi fakat seri katil damgasını boşuna boşuna yediğini görmek üzdü. Woong Cheol ve Tae Soo'yu ekipte ki diğer arkadaşları Jung Moon'u öldürmek için kimin tuttuğunu öğrendiğimde şok geçirdim. Orada ki olay örgüsünün peşi sıra çözülmesi dizinin başlarında karşımıza çıkan bir çok soruya açıklık getirdi. Final 86 dakika sürdü, film tadındaydı. Sorular cevaplarını buldu. Savcının seri katil olduğunu öğrenip Jung Moon'u masum olduğunun ortaya çıkmasına sevindim. Diğer taraftan  iki olaya üzüldüm biri; Tae Soo'nun hoşlandığı kadına "kocasını ben öldürdüm" diye itiraf etmesi bir diğeri Şef Oh Goo Tak'ın kızının babasının hırsı uğruna kim vurduya gitmesine üzüldüm. 

Senaristin dilinden anlatmak gerekirse; Hayvanları yakalamak için başka hayvanları kullanmaktan bahsettiler ve solucanı oltaya takıp balığı yakaladılar. 

Dizinin müzikleri; Yoon Hyung Ryul "Break Up", ROO "Reason" şeklinde dikkatimi çeken iki şarkı vardı. Aksiyon-gizem temalı dizileri seviyorsanız hiç kaçırmayın. Kurgu ve oyunculuk konusunda iyi işler çıkaran bir ekiple karşı karşıya kalacaksınız. Özü sözü favori dizilerim arasına girdi Bad Guys. 11 bölüm nasıl geçti anlamadım. Tadı resmen damağımda kaldı. OCN kanalının bu zamana kadar en çok izlenen dizisi olmuş. 2. sezon gelir sinyalini finalde verdiğini düşünüyorum. Umarım bir sezon daha izleriz.
Kesinlikle 2. sezonu hak eden bir ekip
Dizi için puanım; 10/10