Drama kurgusal bir ülkede, hayata geri dönen ruhlar etrafında dönmektedir. Tarihte veya haritalarda olmayan bir ülke olan kurgusal Daeho ulusunda geçen fantastik-romantik dizi, "hwanhonsool" (ölülerin ruhunun yaşama dönüşü) ile insanların ruhlarını değiştiren sihir nedeniyle kaderleri çarpışan insanların hayatlarını sergilemektedir
Alchemy Of Souls'un üslup yaklaşımı kuşkusuz işlerin biraz daha sertleştiği noktadır. Yönetmenliğini Park Joon Hwa'nın (' Bring It On, Ghost', 'What's Wrong With Secret Kim?' ve 'Touch Your Heart') yönettiği dizi, şık ve muhteşem sahneler ve palet şemalarından oluşan muhteşem bir dizi sundu.
Lee Jae Wook dizide, Daeho ülkesinde yaşayan ve Jang ailesinin asil ancak belalı genç efendisi olan Jang Wook karakterini canlandırmaktadır. Tüm ulusun konuştuğu trajik bir doğum geçmişine sahiptir. Dünyaya karşı olan memnuniyetsizliğini öfkeyle dışa vurur. Ancak rakipsiz bir suikastçi olan Mu Deok (Jung So Min) ile karşılaştıktan sonra hayattaki amacını buluran Jang Uk rolünde başarılı olacağından hiç şüphem yoktu. Jang Uk'un tüm tonlarını gösterme konusunda harika bir iş çıkarıyor. İster çekici bir Genç Efendi, ister istekli bir öğrenci ya da tutkulu bir aşık olsun, Jang Uk'un karakterinin hakkını vermeyi başardı. Etkileyici ve sahnenin atmosferini nasıl ayarlayacağını biliyor.
Shin Seung Ho dizide Daeho'nun veliaht prensi olan Go Won rolünü canlandırmaktadır. Tek hayali cömert ve yardımsever bir kral olmaktır. Shin Seung Ho Veliaht Prens olarak büyük bir dikkatle geliştirildi ve dürüst olmak gerekirse karakteri beklenmedik bir yönde gelişti; Jang Uk'la olan arkadaşlığı ya da Mu Deok'la olan teaser partisi olsun, onun hikayede pek bir işi olmayacağını düşündüğüm halde başkalarıyla olan etkileşimlerini sevdim. Dizideki kendini en çok öne çıkarak karakterlerden biri diyebilirim. Bu nedenle gelişimini izlemek keyifliydi.
- Dizinin harika bir hikayesi var. Yeni ve orijinal. Hong kardeşler her zaman olduğu gibi hayal güçleriyle yepyeni bir dünya yarattılar. Olay örgüsü, dönemeçleri ve dönüşleriyle çok ilgi çekici ve merak uyandırmaktadır. Sizi her zaman diziyi izlerken ekranda tutmayı başarıyor.
- Üç boyutlu ve çok yönlüdürler. Karakterlerin dizinin sonuna kadar orijinal hallerine sadık kalacak şekilde büyük bir özenle inşa edildiğini görüyoruz
- Dizinin bir diğer olumlu yönü de karakterler arasındaki kimya. İlişkileri ne olursa olsun, ekrandaki tüm karakterlerin birbirleriyle inanılmaz bir kimyası olduğunu görülmektedir.
- Konu, komedi, aksiyon, gerilim veya fantezi olsun, dizinin tüm türlerinin hakkını veriyordu. Komedi sahneleri, özellikle de Mu Deok ile Veliaht Prens arasındaki sahneler muhteşemdi. Bir o kadarda aksiyon sahnelerini beğendimi söyleyebilirim.
- Oyuncuların oyunculuğunu izlemek bir zevk. Oyuncu kadrosunun çoğunluğu olağanüstü performanslar sergiledi Başta ana karakterler olmak üzere bize duygularını hissettirdiler ve onlarla birlikte yaşattılar.
- Dizide hoşuma giden bir diğer şey de diğer wuxia (antik çin kurgusu) dizilerinden ne kadar farklı olduğu. Wuxia dizilerinde uzun peruklu erkekler ve karmaşık saç stillerine sahip kadınlar yaygındır. Ancak burada erkeklerin çoğu kısa saça ve çeşitli saç stillerine sahipken, kadınların çoğu kakül, kısa saç vb. gibi modern saç stillerine sahip. Hatta bazı karakterlerin saçları bile renkli. İlk başta bundan rahatsız oldum ama sonra çeşitliliğin bu diziyi daha akılda kalıcı kıldığını fark ettim.
- Dizinin ses efektleri inkar edilemeyecek kadar güzel. Bana her sahne için doğru hisleri sağladı. OST'lerin hepsi de mükemmeldi! yazının sonunda bu konuya değineceğim.
- Aşırı sahne tekrarı. Her an bir şey söylendiğinde yaşananların hatırlatılmasına ihtiyaç duyacak kadar kötü bir hafızamız olduğunu düşünüyorum.
- Dizideki inkar edilemez bir diğer kusur da kadın başrol Nak Su'nun yeterince kullanılmaması. Baş belası bir kız olarak tanıtıldı ve sonrasında yalnızca aşka ilgisi olmaya indirgendi.
- Dizide inkar edilemeyecek kadar çok romantik unsur var. Daha az ekran süresi verip bunun yerine dizinin diğer kusurlarını iyileştirmeye odaklanabilirlerdi.
