25 Nis 2016

Fashion King / Kore Dizisi


Bu ara güncel dizileri takip ederken eskilere göz atmayı ihmal etmiyorum. Fashion King 2012 yılında yayınlanan başrollerinde Yoo Ah In, Shin Se Kyung, Lee Je Hoon, Kwon Yuri'nin paylaştığı türünün ne olduğuna karar veremediğim bir dizi. 

Yoo Ah In; dizide Kang Young Gul karakterini canlandırıyor. Alaylı olarak moda sektöründe bulunan, parlak bir zekaya sahip hırslı tasarımcı olarak karşımıza çıkıyor. Kendi çapında bir şirketiyle yaşayıp giderken karşısına çıkan bir kız yüzünden hayatı başladığı yerden bambaşka yerlere gelir Kısaca feleğin çemberinden çok sağlam geçer. 

Yoo Ah In; Sungkyunkwan Scandal, Jang Ok Jung, Living In Love, Six Flying Dragons dizilerinde hatırlayacaksınız. İlk olarak Sungkyunkwan Scandal dizisiyle dikkatimi üzerine çekti bununla beraber iki tarihi diziyle gönlümdeki yerini pekiştirdi.  

Park Se Kyung; dizide Lee Ga Young karakterini canlandırıyor. Küçük yaşta anne ve babasını kaybeden Ga Young o sıralar yanlarında çalıştığı bir hanım tarafından büyütülür. Kendi aralarında çıkan anlaşmazlık sonucu onları terk eder. Kimsesi olmayan kız Kang Young Gul'un yerinde işe başlar. New Yorkta bulunan en iyi moda okulunu burslu olarak kazanır, patronu olan Young Gul tarafından Amerika'ya gönderilir. 

Park Se Kyung; The Girl  Who Sees Smells, Six Flying Dragons yarıda bırakıp tamamlamayı düşündüğüm Blade Man dizisinden hatırlayabilirsiniz.



Fashion King dizisinin güzel olan tek yönü Ah In ve Park Se Kyung'un aralarındaki kimyanın güzel oluşuydu. Her ne kadar sonlara doğru senaryo amacından sapmış olsa bile ikisinin birlikte olduğu sahneleri izlerken keyif aldım. Park Se Kyung'un son yapımları göz önünde bulundurursak oyunculuğunu konusunda ne kadar geliştiğini görüyoruz. İlk bu dizide izlesem bir sonraki yapımları izlemek için iki kere düşünebilirdim. Fakat ilk Yoochun ile olan dizisi The Girl Sees Smells performansı görmem daha iyi olmuş. Ah In'i tarihi dizi ve melodramların aksine romantik komedi türünde daha çok görmek istiyorum.

Lee Je Hoon; dizide Jung Jae Hyuk karakterini canlandırıyor. Ağzında altın kaşıkla doğmuş velihat olarak karşımıza çıkıyor. Başarılı anne ve babaya sahip olunca kendini kanıtlaması gereken bir velihat olduğunu belirtmekte fayda var. Dizide ikinci adam olarak karşımıza çıkıyor. Lee Je Hoon'un izlediğim ilk yapımı. Bu sene yayınlanan başarılı Signal dizisinin başrolü olarak ekranlardaydı.  Jung JAe Hyuk karakterini zerre sevmedim, sevemedim.

Girls Generetion grubunun güzel sesi olarak bildiğimiz Kwon Yuri, dizide Choi An na karakterini canlandırıyor. Amerikada mutlu olmasa bile başarılı bir hayatı olmasına rağmen sırf eski erkek arkadaşı Jung Jae Hyuk kendi affettirmek, vicdanını rahatlamak adına kendi şirketinde baş tasarımcı olarak başlamasını sağladı. Yuri'yi daha önce No Breathing filminde izlemiş olup dizi olarak takip ettiğim ilk yapımı. Bu sene Local Hero dizinden takip ettim.

Senaryo dizinin ilk yarısına kadar güzel devam ederken ikinci yarısından sonra çok kötü bir hal aldı. Bir kere 20 bölüm oldukça uzun geldi. 16 bölümde bitirilmiş olsa belki biraz daha toparlanırdı Fakat öyle bir finale denk geldim ki, şu zamana kadar izlediği yerli-yabancı bütün dizilerin en kötüsüydü. Öyle bir son ile karşılaşınca "Bu nasıl final?" böyle sorusuyla baş başa kalıyorsunuz. Yoo Ah In bile bu dizinin senaryosunu kurtaramadı. Dizi hakkında yazacak çok şey olmasına rağmen Yoo Ah In için yazımı burada bitiriyorum. Harcayacak zamanınız varsa şayet izleyin eğer yoksa hiç vakit kaybetmeden daha güzel dizilere odaklanın derim.

Diziye puanım; 5,5

15 Nis 2016

Heechul&Jungmo&Wheein

Sm Station haftalık şarkı yayınlama geleneğine devam ediyor. Super Junior grubundan Heechul, Trax grubundan Jungmo ve Mamamoo grubundan Wheein "Narcissus" şarkısı yayımlandı.
Şarkının bestesi Jungmo, sözler ve klip senaryosu Heechul'a ait. Birbirlerini seviyor olmalarına rağmen ayrılmak zorunda kalan çifti konu alıyor.


Önceki şarkıları dinlemek için; TIKLA

8 Nis 2016

Sm Station Şarkıları


Sm Entertainment kendi bünyesinde bir çok düet projesiyle ses getirdi. Bu kez Lee Soo Man'ın yeni projelerinden biri SM STATİON. Şirket içinde bulunan sanatçılar ile başka şirketlere bağlı sanatçılar arasında gerçekleşecek düet projesi. 3 Şubat tarihinden itibaren bir hafta arayla cuma günleri yeni şarkılarla karşımıza çıkmaya başladılar. 
SM Station'un ilk geri dönüşü  3 Şubat tarihinde Girls Generetion grubunun naif sesi Taeyeon'dan oldu. Sanatçı "Rain" şarkısını tek olarak seslendirdi. Harika bir sese sahip olduğunu bilmeyen yok.
Sm Station projesinin 19 Şubat talihlisi EXO'nun güzel sesi D.O ve Yoo Young Jin'in seslendirmesiyle "Tell Me (What is Love)" oldu. Yoo Young Kin paçayı oluşturup sözlerini yazarken D.O'nun vokaliyle mükemmel bir denge oluşturmuşlar. Şarkının türü Slow Jam. Klip ise düetin yapım aşaması ve seslendirme anlarının fotoğraflarıyla süslenmiş.
Sm Station projesinin 26 şubat talihlisi Yoon Mi Rae oldu. Düet yayınlanmadan hemen önce şarkıcı Descendants of  The Sun dizinde seslendirdiği şarkıyla kendinden oldukça söz ettirdi. Şarkının yazarı Yoon Mi Rae-Matthew Tishler olurken yapımcılığını  Kenzie gerçekleştirdi Videoda, şarkının kayıt edildiği andaki kamera arkası görünüyor. 
4 Mart tarihinde SM Station iş birliği bu sefer Red Velvet grubundan Wendy ve Eric Nam arasında gerçekleşti. Her ikisinin sesini çok sevdiğim için sevdiğim düetler arasında yerini aldı. Şarkıları "Spring Love" ile güzel uyum sağladıklarını düşünüyorum. Kliplerini izlerken eğlendikleri her hallerinden belli oluyor.
Sm Station projesinde 11 Mart tarihinde Girls Generetioon'un görseli olarak bilinen YoonA'nın ilk solosu olan "Deoksugung Stonewall Walkway" şarkısında ona 10cm eşlik edecek. Romantik sözleri olan şarkıda akustik gitar ve piyano ile beraber tatlı bir melodiyle insanı dinlendiren bir şakıyla karşımıza çıktılar. Romantik sözler demişken, hikayesi bir efsanede türetilme. Her hangi bir çift bu geçitten yürürse sonunda ayrılmasıyla alakalı. Yani çift orayı beraber yürür ise sonsuza kadar beraber kalacağını anlatıyor. Çok sevimli bir şarkı olarak kayıtlara geçildi. Yonna ise sesiyle netizenleri alt ettiği için mutluyum.

Sm Station projesinin 18 Mart düeti Shinee grubunun solisti Jonghyun ve Heritage arasında gerçekleşti. Jonghyun'un içinde bulunduğu hiçbir şarkının kötü olduğuna rastlamadım. "Your Voice" şarkısıyla yine hayal kırıklığı yaşatmadı. Caz ve R&B tarzında olan şarkıya vokallerin  duygu yüklü sesleriyle kalpleri hoplatacak. Şarkıya klip çekimi gerçekleşmedi.
Sm Station projesinin 25 Mart şarkısı ise f(x) grubundan Amber'dan geldi. Amber'in seslendirdiği "Borders" şarkısı çıktığı gibi şarkı listelerinde üst sıralara yükseldi. Amber arka planda tekrar eden piyano sesiyle vokal ve rap konusunda hünerlerini ortaya seriyor. Bu kızı seviyorum. 
Sm Station projesinin 1 Nisan düeti ise solo bir düet ile gerçekleşti. Bu düetin isimleri ise; Piyanoda Moon Jung Jae flüt Kim II Ji 1"Regrets and Resolutions"perfrmansıyla düet ile karşımıza çıktılar. Dinlerken bir müzikaldeymiş hissi uyandırdı.


Sm Station projesinin 8 Nisan düeti EXO'nun harika sesi Chen ve rapçi Heize'nin sesinden "Lil'l Something" şarkısı oldu. Sm Entertainment, Vibe'dan Ryu Jae Hyun tarafından yazılan düet şarkısının klibi yayımlandı. Klipte göreceğiniz üzere bir defilenin sahne arkasındaki aşkı konu alıyor.Onu yüz kişi arasına sokun hepsine tek tek şarkı söyletin hiçbirini görmeyeyim çok rahat Chen'in sesini ayırt edebilirim. Sesinin tınısı çok farklı ve yüksek notalara rahatlıkla çıktığı için olacak etkileyici bir sese sahip. Bu sebeple  Chen'in sesini sevmemek mümkün değil. 

Sm Station projesinde şu zamana kadar yayımlanan bütün şarkılarını sizlerle paylaştığım. Şarkılar her cuma yayımlanmaya devam edecek.

4 Nis 2016

İpana Luxe Perfection Beyazlatıcı Diş Macunu yorumlarım


Doğru makyaj, dolgun kirpikler, bakımlı bir cilt, hacimli saçlar… En önemlisi de beyaz dişlerle sağlıklı, güzel bir gülümseme! Bu yüzden diş bakımına ve beyaz olmasına oldukça özen gösteriyorum. Sürekli yeni ürünleri deneyimlemeyi de seviyorum. Burada raflarda gözüme çarpan ve Amerika’nın en büyük diş macunu markası olan Crest aslında Procter and Gamble’ın Türkiye’de sunduğu İpana markasıyla tamamen aynı içeriklere sahipmiş. Dünyada ilk defa beyazlatıcı bantları üreten bir marka olduğu için 3 boyutlu Beyazlık ailesi oldukça ilgimi çekti. Son zamanlarda market alışverişine gittiğim her mağazada ve televizyonlarda sıklıkla İpana’nın yeni ürünü olan Perfection’a denk gelince ve özellikle 3 günde %100’e kadar lekesiz iddasını duyunca denemek istedim ve hemen aldım.
İpana’nın en hızlı ve en güçlü beyazlatıcı diş macunu ünvanına sahip bu diş macunu ile deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Diş hekimimin de daha beyaz bir diş için önerdiği İpana 3D White Perfection ile güvenle, bembeyaz gülebiliyorum.
Perfection diş macunu 3 Boyutlu Beyazlık ailesinin en ileri ve etkili beyazlatıcı diş macunu teknolojisini içeriyor. Böylece diş minesine zarar vermeden sadece 3 günde diş yüzeyindeki lekeleri %100’e kadar etkin biçimde çıkarıp ve bembeyaz bir gülümsemeye sahip olmamızı sağlıyor.
Performansına gerçekten çok şaşırdım. Etkisi inanılmaz! İlk kullanımdan itibaren bile diş yüzeyindeki lekeleri çıkarma etkisini farkediyorsunuz. Keskin nane tadıyla ferahlığı sağlıyor, böylece uzun süre ferah bir nefese de sahip oluyorsunuz. Beyazlatma etkisi bu kadar iyiyken diş mineme hiç bir zarar vermediğini bilmek de çok güzel.
Procter and Gamble’ın tüm dünyada pazara sunduğu en gelişmiş beyazlatıcı diş macunu olan 3 Boyutlu Beyazlık Luxe Perfection İpana ile Türkiye’de de raflarda yerini aldı. Denediğinizde bana hak vereceksiniz:) Kullanmadan kesinlikle inanmazdım, deneyince etkisini gördüm ve mükemmel sonuç aldım.
Tam bir bakım sağlamak için aynı ailenin Oral-B 3D White Luxe ağız bakım suyunu da kullanıyorum. O da diş macunu ve fırçasının ulaşamadığı alanlardaki lekeleri bile çıkararak uzun süre, keskin bir ferahlık sağlıyor.
Unutmadan küçük bir not ekleyeyim; P&G ve İpana ürün performansına o kadar güveniyor ki, memnun kalmazsanız paranızın 2 katını iade ediyor. Bu nedenle beyazlatıcı etkisini kendiniz de görün diye bence gerçekten denemeniz gereken bir ürün.
Ürünü satın almak isterseniz tıklayınız!
P.S. Bana bu bilgiler yetmedi, ağız ve diş sağlığı üzerine daha çok şey merak ediyorum diyenleri aşağıdaki siteye alalım. 
http://www.agizbakimuzmani.com/
#ipanaperfection  #gülüşünügöster
İçerik Kaynak: http://kokoshgirl.com/
Video Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=B7MDJzarokU

Bir boomads advertorial içeriğidir.

21 Mar 2016

Cheese in the Trap / Kore Dizisi


Cheese ın the Trap, Güney Kore'de oldukça popüler olan webtoondan uyarlama dizi olarak TVN kanalında ekranlara geldi. Geçmiş yazılarımı takip edenler bilir TVN kanalının şu zamana kadar yayınlayıp kötü diyebileceğim bir yapım olmadı lakin bu diziyle beraber sarsıntı yaşadım diyebilirim nedenlerini birazdan açıklayacağım. 

Dizinin webtoon yazarı Soon Ggi, senaristi Kim Han Hee olurken yönetmen koltuğunda Heart to Heart dizisinin yönetmeni Lee Yoon Jung oturmaktadır. Dizinin konusuna geçmeden önce diziyle eş zamanlı olarak webtoon devam ediyordu. Bu bilgiyi cepte tutun birazdan bu konuyla alakalı detaylı bilgilendirme yapacağım.

Dizinin konusu aslında bir çok gençlik dizisinde izlediğimiz senaryolardan farklı değil. Ailesinden hiçbir destek almadan okumaya çalışan başarılı bir üniversite öğrencisi Hong Seol ile okulun yakışıklı, gizemli ve zeki öğrencisi Yoo Jung arasında geçen bir hikaye.

Dizinin oyuncu kadrosu gençlik temalı dizi olduğundan oldukça geniş tutulmuş. 
Yer alan ana karakterler ile yan karakterler aşağıdaki gibidir.

Park Hae Jin'i daha önce My Love From the Star, Doctor Stranger ve Bad Guys dizisinde izledim. Park Hae Jin'i izlediğim yapımlarında aşık bir adamı, soğuk bir doktoru ve seri katili başarılı bir şekilde canlandırdığını göz önünde tutarsak karakter oyuncu statüsünde ilk üçte yer alabilecek seviyede diyebilirim. Abartmıyorum, Bad Guys dizisini izlemenizi öneririm. O zaman ne demek istediğimi göreceksiniz. Cheese in the Trap dizisinde ise Yoo Jung'u canlandırıyor. Büyük bir şirketin tek varisi olmasına rağmen bunu okulda sır gibi saklayan Yoo Jung aslında hislerini belli etmeden müthiş rol yapan bir karakter. Onun melek yüzünün altında sır gibi sakladığı bir dünya var. Bunu görebilen tek kişi ise Hong Seol. Kim Goo Eun'un oyunculuğu hakkında çok şey okumuş olmakla beraber daha önce hiçbir yapımını izlemedim. Bununla birlikte sergilemiş olduğu oyunculuğuna BAYILDIM. Hong Seol, kılık kıyafeti, saç stili olsun, konuşma tarzı kendine münhasır bir karakter olarak karşımıza çıktı. İyi niyetli olmasının yanı sıra oldukça başarılı bir öğrencidir. Ailesi erkek kardeşi Amerika'da okutmak istemesi üzerine kendinden fazlasıyla fedakarlıklar yapmıştır. Bir tek ailesi değil çevresindeki insanlarda bu şekilde iyi niyetini su istimal ediyor.Hong Seol için dönüm noktası ise Yoo Jung ile karşılaşmasıyla başlar. 5upsire aktör-idol grubunun lideri  Seo Kang Joon'u daha önce The Suspicious Housekeeper, RoommateCunning Single Lady, What's Happens to Family dizisinde izledim. Genç neslin en parlak oyuncusu olmasıyla birlikte ikinci adam rollerinden, başrole terfi ettirilmeli. Beak In Ho'nun vurdum duymaz, serseri biri olarak çıkıyor karşımıza. Vurdum duymaz görüntüsünün altında sıcak bir kalbinin olduğunu çok geçmeden anlaşılıyor. Jung Yoo'nun gerçek kişiliğinin çözülmesi, Beak In Ho'nun ortaya çıkması başlıyor. Seo Kang Joon'un canlandırdığı bir çok rolün aksine serseri gibi yaşamak ona yakışmış. Lee Sung Kyung'u It's Ok That's Love dizisini izleyen hatırlayabilirler. Oradaki rolün benzerini Beak In Ha karakterinde görebilirsiniz. Beak In Ho'nun ablası olarak karşımıza çıkıyor. Kardeşinin olduğu gibi onunda Yoo Jung ile bir geçmişi var. Bu kızın dizide niçin var olduğunu açıklamak istemiyorum. Zira ciddi spolier vereceğimi düşünüyorum. Lee Sung Kyung cidden o kadar sinir bozucu bir karakteri canlandırdı ki bi ara kızdan gerçekten nefret ettim. Mimikleri, bakışları, konuşma tarzı falan gerçekten nefret ettim.

 Yoo Jung&Hong Seol
Hong Seol&Beak In Ha

Uyarı:  Burdan sonrası spolier içeriyor.

İlk iki bölümü izledikten sonra beklemeye karar verdiğimi hatırlıyorum. İlk beş bölüm kendi adıma efsaneydi. Dizi fazla gündelik yaşamdan hikayeler ile doluydu. Klasik kore dramalarının aksine müthiş entrikalar, muhteşem kötü karakterler, iyilik meleği saf başrol kızımızda yoktu. Hong Seol'ün tepkileri, düşünceleri, üniversitedeki arkadaşlıkları olabildiğince gerçekçi olaylardan oluşuyor. Saf ve kötü karakterlerin olmaması dizinin daha akıcı ilerlemesi beklentiyi yüksek tuttu. 

Yazar-senarist arasındaki anlaşamazlık biliyorsunuz ki; webtoon'un devam etmesinden kaynaklıydı. Gerçek yazar kendi finalini gerçekleşmediği için spolier olmaması adına aynı sonun yapılmasını istememiş. Bir kere yanlışın biri burada. Sen neden devam eden webtoonu veriyorsun ya da TVN  neden çekmeye kalkıyor, saçma! Finalin açık bırakılmasındaki en büyük etken bu olduğu için bitmesi gereken güzel şekilde son buldu. Finalin aceleye geldiği, eksikler olduğu belliydi. Bununla birlikte abartıldığı kadar kötü bittiğini düşünmüyorum. Bu gözler daha kötü biten dizilere de tanık olduğundan, sıkıntı yaşamadım. Son bölümlerde gelişen olayları göz önünde tutarsak Hong Seol-Yoo Jung üç yıllık süreç içinde ayrı kalmaları gerekiyordu. 

Peki neden ayrı kalması gerekiyordu? 

Yoo Jung her ne kadar harika bir karakter dahi olsa kıza karşı saplantı derecesinde bağlıydı.  Mesela; Seol'e zarar veren herkesi saman altından su yürüterek haddini bildiriyor bu durumu ise sadece Kız ve In Ho fark ediyordu. Onun bu kadar psikopat derecesinde çevresindekilere güvensiz olması; çocukluğunda en çok değer verdiği babasının davranışları ve kardeş gibi büyüdüğü In Ho ve In Ha'nın ona ihanet ettiği düşüncesiydi. Fakat aralarındaki bağı göz önünde tutarsak Beak In Ho'yu dinlemeden onun hayatını mahvetmesi ise piskopatlığın zirvesiydi. İşte en çok bu sebeplerle bir ilişkinin sağlam temelleri olması için ayrılık şarttı. Herkes bir nevi kendini içsel bir hesaba çekti. Hatalar anlaşıldı, karşındakinin yerine koydu kendini. Yoo Jung babasının kendisine ve Beak kardeşlere yaptığı hatayı farketti. Hataların parayla tamir edilemeyeceğini, aslında en büyük, en korkunç canavarın sevgisizlik olduğunu izlemiş olduk. 

Ben zaman zaman In Ho'ya kızsam da aslında içten içe onu destekledim. Nedeni bilmediği bir sebepten Jung'un ihanetine uğradı. Piyanosu ve ablasından yıllarca vazgeçti. Bir kız çıktı karşısına hayatını düzeltmesi gerektiğini fark etti. Eli yüzünden vedalaştığı piyanosuna geri döndü. Hayatın zorluklarıyla mücadele ederken, yanındaki insanlara umut vermeyi başardı.Beak In Ho ve Hong Seol'un arasında hiçbir zaman bir şey olmasını istemedim. Hong Seol, In Ho'ya değer verdi. Ona veda ederken bile samimi ve içtendi. Kardeşinin yaptığı hatadan onu sorumlu tutmadı, veda edebildi.

In Ha'dan dizi boyunca nefret ettim. Hala da ediyorum. Fakat empati yaptığım vakit ona üzülüyorum. Daha çocuk yaşta anne ve babasız kalan iki çocuk. Onlara dayak atan bir ebeveyn. Ardından kurtarıcı olarak karşılarına çıkan Yoo Young Soo yani Yoo Jung'un babası... Beak kardeşler ve Jung'un kardeş gibi büyümesi, In Ho'nun Jung yüzünden başına gelenlerin ardından ablasını geride bırakmak zorunda kalması ve bir anda kardeş gibi büyüdüğü Jung'un ona sırt döndüğünü düşünecek olursak. Sevgiye aç bir kızın böyle hastalıklı bireye dönmesi normal geldi. Finalde In Ha'nın davranışları değişmesine rağmen iyileşmiş olması ve ona değer veren birini bulması güzeldi bence. 
Dizinin en sevimli çifti kesilikle Bo Ra ve Eun Tak idi. Özellile Bo Ra'nın ona karşıklık verememesi, içinde biriktirdiği neden çok sevimliydi.

Dizinin müziklerini beğendiğim. Seo Kang Joon'un idol grubunu 5urprise "Fill You, Erase You" Sweden Laundry "A Little More"  Tearline&Kim Go Eun "Attraction" Vanilla Acoustic "My Time with You" Cosmos Hippie "Maybe, I Like You" Kang Hyun Min "Such" şeklinde dikkatimi çeken şarkıları.



Dizi için puanım; 6,5/10

15 Mar 2016

Dinlemeden Geçmeyin!

Lee Hi şarkıyı o kadar duygulu ve içten seslendirmiş ki dinlerken derinlere dalmadan edemiyorsunuz.
Kendinizi uzaklara çok uzaklara gitmiş hissi veriyor.
Bu sebeple böyle şarkılar yıllandıkça güzelleşir, 
bir kere yakaladı mı peşinizi bırakmayan özel şarkılardan olur.
Zamanla en sevdiğiniz şarkılar biri sayar, bıkmadan dinler durursunuz.




14 Mar 2016

One More Happy Ending / Kore Dizisi


One More Happy Ending gerek konusu gerek oyuncularıyla 2016 yılının eğlenceli dizileri arasında yerini aldı. Romantiklik komedi türünün örneklerinden olan dizi, romantik kavramından ziyade komedi kısmına ağırlık vermesinin yanı sıra ucundan ise drama göz kırpmış diyebilirim. Jang  Na Ra ve Jung Kyung Ho'nun şu zamana kadar kötü bir yapımda oynadıklarını görmedim. Aksine kaliteli yapımlara imzalarını attılar. Bu sebeple konusuna bile bakmadan izlediğim dizilerden biri. 

Hong Ae Ran-Han Mi Mo-Go Dong Mi-Beak Da Jung
Dizinin ana karakterleri yukarıda resimde yer alan Ha Mi Mo, Ae Ran, Dong Mi, Da Jung talihsiz bir olay sonucu dağılmak zorunda kalan Angels grubunun üyeleri. O günden bu yana birbirleriyle olan arkadaşlıklarını sürdüren üyeler haftanın en az bir günü buluşarak, hayatlarında yer alan her olayı konuşarak çözüyorlar. 

Jang Na Ra; Dizide Han Mi Mo karakterini canlandırıyor. Daha önce School 2013, Fated To Love You ve Hello Monster dizilerinde izledim. Jang Na Ra'nın oyunculuğu seviyorum. Çıt kırıldım sesini girdiği her role empoze etmesiyle her izlediğim dizisinde başarılı buluyorum. Dizideki Han Mi Mo karakteri ise Angel grubunun dağılmasına sebep olan kavganın mimarıdır. Başında bir evlilik geçen Mi Mo, grubun dağılmasının ardından evlenmek isteyenlerin başvurduğu bir şirketin ortaklarından biridir. 

Jung Kyung Ho, dizide Song Soo Hyuk karakterini canlandırıyor. Daha önce Cruel City, Falling For Innocence dizilerinde izledim. Kyung Ho her rol için biçilmiş kaftan. Özellikle şu rolde oynamalı şeklinde düşündüğüm bir şey yok. Bunun sebebi ise içine girdiği rolleri yaşıyor olması. Aldığı paranın hakkını sonun kadar hak ediyor. Daha çok kıymeti bilinmeli diye düşünüyorum. Song Soo Hyuk dizide ünlülerin hayatını dikizleyen bir paparaziyi canlandırıyor. İşine her ne kadar saygı duymasam bile onun "babalığına" saygım ise bir o kadar fazla. Tek başına, küçük bir  çocuğa hem anne sevgisi hem baba sevgisini vererek büyütmek kolay iş değil. İşte bu da dizide ki baba Soo Hyuk'a saygım üst seviyede. 
Kwon Yool, dizide Goo Hae Joon karakterini canlandırıyor. Daha önce Let's Eat 2 dizininde izleme fırsatı buldum. Dizide başarılı bir doktor olarak Soo Hyuk'un en yakın arkadaşını canlandırıyor. İkisinin arasındaki arkadaşlık bağı oldukça güçlü. Daha önce başından evlilik geçmiş olan Hae Joon eski eşiyle aynı hastanede çalışmaktadır. Evliliği ise duygularını belli etmekte güçlük çektiği için sonlanmıştır.
Yoo In Na; dizide Go Dong Mi karakterini canlandırıyor. Secret Garden,Queen In Hyun's Man, My Love From The Star, My Secret Hotel dizilerinden hatırlıyoruz. One More Happy Ending kadrosunda hiç kuşkusuz ilk dikkat çeken oyuncu In Na diyebiliriz. Go Dong Mi karakteri için girdiği kılık ve tarzı daha önceki rollerinin aksine oldukça farklıydı. Aşırı beğendim. Angel adlı grubun en silik üyesi olarak biliniyor. Grubun dağılmasının ardından ilkokul öğretmeni olarak çalışmaktadır. Yaşamış olduğu ilişkilerin hiçbirinde yüzü gülmemiş tabiri caizse evde kaldığını düşünmektedir. 
You Da In; dizide Beak Da Jung karakterini canlandırıyor. İzlediğim ilk dizisi. Angel grubunun dağılmasının hemen ardından 20'li yaşlarında evlenen Da Jung, dışarıdan bakıldığında harika bir evliliğe sahip gibi görünüyor da olsa aslında karı-koca zorlu bir süreç içinde kaybolup gitmişler. Bir kadın en çok anne olmak ister. Da Jung ve Gun Hak evlat sahibi olabilmek adına çok acı çektiler. Dizi boyunca üzgün hissettiğim tek çift onlardı ve başrol rol oyuncularından çok mutlu olmalarını istedim. İzlerken hak vereceksiniz.
Seo In Young; dizide Hong Ae Ran karakterini canlandırıyor. İzlediğim ilk dizisi. Kendisi Jewerly adlı kpop grubunun üyesiymiş. Hong Ae Ran Angel grubu dağıldıktan sonra model olarak yoluna devam etmiştir. Uzun süreli bir ilişkisi olan Hong Ae Ran sevgisili Band Dong Bae ile evlenme kararı almış. Gel gelelim onun evliliğe karşı ön yargıları vardır. Durum böyle olunca korkuları v endişeleri artmaktadır


Cruel City'de "Doktorun oğlu" rolünden bu yana Jung Kyung Ho'nun oyunculuğunu aşırı seviyorum. Büründüğü her rolün hakkını veriyor. Bununla birlikte izlerken keyif alıyor, yanaklarından mıncırmak istiyor, Acaba böyle bir karakter var mı ? düşüncesine hakim oluyorsunuz. Dizide Jang Na Ra ile olan uyumunu o kadar sevdim ki, dizi bitmesin istedim.. Özellikle ikisininde sarhoş olduğu sahneler gülme krizleri yaşarken diğer yandan dram sahnelerinde etkilendim. İtiraf sahnesi favorimdi.
Kim Dan Yul; dizide Song Min Woo karakterini canlandırıyor. Soo Hyuk'un hayattaki tek pırlantası. Annesizliği hissettirmemek için şımarttığı tek evladı. Dizide eğer bu çocuğun yüzünü güldürmeselerdi ciddi ciddi burada çirkefe yatardım. Zira; babasına olan düşkünlüğünden dolayı ona görücü usulü yemekler ayarlaması çok tatlıydı.
Bana bu çocuğu kardeş olarak verir misiniz?

Diziyi izlerken samimiyet duygusunu zirvede hissediyorsunuz. En çokta baba-oğlu arasındaki ilişkisinde. Her ne kadar senaryoda ibaret bile olsa  Jung Kyung Ho ve Kim Dan Yul'un bir ara gerçekten baba oğlu olduğu düşünerek izledim. Fazlasıyla gerçekçiydi. 


Beni derinden etkileyen hikaye Da Jung ve Gun Hak arasında hikaye oldu. Aynı evin içerisinde iki ayrı yaşam. Birbirlerini sevmelerine rağmen konuşamıyor olmaları çok üzücü. Bu derin acının temelini gösterdiklerinde insanın içi sızlıyor. Zor günler. İki oyuncunun uyumuna deseniz bayıldı. Gun Hak rolünde izlediğimi Kim Tae Hoon bir çok başarılı yapımda kilit ismi olarak izledik. Özellikle kötü karakter oyunculuğunu harika başarıyor. Hong Ae Ran ve Dong Bae arasındaki ilişkiyi izlerken çıldırmamak elde değil. Kadın tutku istiyor fakat evlilikten kaçıyor. İkisinin arasındaki uyumda görülmeye değer hele saç başa kavga ettikleri sahneler efsane. Go Dong Mi ve Jung Woo arasındaki ilişki ise en belirsiz olanıydı. Tam Dong Mi aradığı aşkı buldu derken birde yaş farkı çıkınca gel gitlerle devam eden sevimli bir hikaye izledik.



Senarist, senaryosunda başından kadar samimiyet olgusunu korumuş. Çiftlerin yaşadığı sorunlar bir çok insanın günümüzde başına gelen olayları derinlemesine işlemesini sevdim. Bazılarımız Han Mi Mo gibi hayatımızın aşkı bekler, bazılarımız eşlerimize "Hayır git" derken aslında "Sana çok ihtiyacım var" dememek için kendimizi tutar, bazılarımız evliliğin getirdiği sorumluluktan korkar, bazıları ise sadece ikinci bir şans ister. Senarist tamda bu duyguların üzerine yoğunlaşarak izleyicinin kalbine nokta atışı yaptı.

Dizinin müzikleri en az dizi kadar harikaydı. Kyuhun "Where's my heart" Ben "Sometimes" Elsa Kopf "If" Hong Dae Kyung "Love Begins". Bana kalırsa en iyi Kyuhyun'un seslendirdiği şarkıydı. Birde Angel'ın efsanevi şarkısı Always For You. 
ANGEL HAYRANLARI TOPLANIN 
Klip olayını kim düşündüyse efsane
2NE1 grubunun sevilen üyesi Sandra Park, Angels grubunun sevilmeyen ve sivrilen üyesi Seul A olarak konuk oyuncu olarak dizide yer aldı.
Bir diğer konuk oyuncu ise  Amerika'nın ünlü sunucularından Conan O'brien. Dizide kendine eş arayan biri olarak görünmesi çok orjinal düşünce. Korecesi ise gayet hoş.

Dizi olabilecek en harika şekilde final yaptı. Başrol oyuncuları ya da yan karakterleri geçtim. Han Mi Mo'nun yanına evlenmek için gelenler bile diziye yakışmıştı. En güzeli ise klişeden az da uzak ilişkilere tanık olduk Daimi bir gülümsemeyle, eğlenerek izledim. İzleyenlerin çok şey kazanacağı bir dizi.

11 Mar 2016

She Was Preety Uyarlaması "İlk Aşkım" Geliyor!


Ülkemizde uyarlama dizilerinin popülaritesini günden güne arttırınca, bizim Türk yapımcılar ise soluğu son yıllarda oldukça popüler olan Güney Kore dizi sektöründe aldılar. 

Boys Over Flowers (Güneşi Beklerken)  Whats Happens To My Family (Baba Candır) Temğatation Of An Angel (Beni Affet) A Gentleman's Dignity, My Housband Got A Family (Kocamın ailesi) The Man From Nowhere, Rooftop Prince (Osmanlı Tokadı) I'm Sorry I Love You (Bir Aşk Hikayesi) Bread, Love And Dreams (Aşk Ekmek ve Hayaller) The Innocent Man (Günahkar) dizileri uyarlama diziler olarak ekranlarımızda yer aldı. Bu dizilerin orjinal hallerini izledim ve Türk versiyonlarının bir çoğunu başarısız buldum. Sebebi ise  Türk yapımcıların dizi tutmaya başladığı an senaryoyu değiştirip entrika uğruna arap saçına dönüştürmeleri. Durum böyle olunca orjinalini sevdiğimiz diziden eser kalmıyor. 

Bu uyarlam furyasına MBC kanalının 2015 yılının sevilen dizisi She Was Preety diziside dahil oluyor.  MF Yapım tarafından çekilecek olan dizi ATV'de "İlk Aşkım" adıyla yer alacak. Dizinin yönetmenliğini Bedrana Meriç'in uyarlama senaryosunu ise Aksel Bonfil ve Hakan Bonomo yazacak. 

Dizinin başrollerinde "Beni Böyle Sev" dizisinin başrolünden hatırlayacağınız Zeynep Çamcı ve "Kocamın ailesi" dizisinin oyuncusu Gökhan Alkan yer alacak. Yardımcı rollerde ise Gonca Sarıyıldız ve Yiğit Kirazcı olduğu ise onaylandı.
Dizinin ise Nisan ayında ekranlara gelmesi bekleniyor. Umarım She Was Preety dizisinin yakaladığı başarıyla birlikte izleyicilere o duyguları yansıtabilirler. 
Başarılar "İlk Aşkım" ekibi!

28 Şub 2016

Beyaz ve Sağlıklı Dişlere Kavuşmanın En Pratik 5 yolu


Bugün hayalinizdeki beyaz ve sağlıklı dişlere en pratik şekilde kavuşma yollarını paylaşacağım. İşte dişlerimi korumamı sağlayan ve rahatça gülümseme nedenim 5 diş temizleme pratiğim :)

Beyaz ve Sağlıklı Dişlere Kavuşmanın En Pratik 5 yolu

1. Rutinlerinize Uyun
Hayatta en önemli şey sanırım sizin için iyi olan ne varsa alışkanlık haline getirmek. Spor yapmak, sağlıklı beslenmek gibi aslında kişinin kendisine bakması ve temizliğine dikkat etmesi de önemli. İşte bu yüzden diş temizliği rutinlerinizi belirleyin ve ona uyun.
Her sabah ve gece yatmadan önce dişlerinizi mutlaka fırçalayın! Bu alışkanlığınızı halen kazanamadıysanız bugün zaman kaybetmeden kendiniz ve diş sağlığınız için büyük karar verebilirsiniz.

2. Size Uyanı bulun!
Nasıl ki giydiğiniz kıyafetler tarzınızı yansımadığında kendinizi o kıyafetin içinde yabancı gibi hissediyorsunuz, aslında kişisel bakımlarınız da öyle. Diş ve diş ati yapınıza en uygun fırçayı bularak diş temizliğinizi daha verimli yapabilirsiniz.

3. Kendinize Zaman ayrın!
Bir şeyi yapıyor olmak kadar onu doğru sürede ve doğru şekilde yapmak da çok önemli. Özensiz bir biçimde yaptığınız hiçbir şey tam olmayacaktır. O yüzden dişlerinize ve kendinize zaman ayırın. Bu zamanı doğru fırçalama teknikleriyle yaparsanız emin olun kısa sürede farkı siz de fark edeceksiniz.

4. Bazı Ayrılıklar Çok Güzel!
Vedalar ve ayrılıklar hep can yakar ama aslında bazı ayrılıklar size çok iyi gelebilir :) Nasıl mı? 3 ayda bir diş fırçanızla vedalaşın ve hijyen açısından önemli bu değişikliği bir alışkanlık haline getirin.

5. Yol Arkadaşınızı İyi Seçin!
Geldik en önemli maddeye. Diş fırçanızı seçtiniz, kendinize zaman ayırdınız, her şeyi tam yaptınız ama diş temizliğinde istediğiniz verimi halen alamıyor musunuz? O zaman doğru diş macununu kullanmıyor olabilirsiniz. Bu konudan mustarip olanlara önerim; Procter and Gamble’ın dünyada pazara sunduğu en gelişmiş beyazlatıcı diş macunu olan 3 Boyutlu Beyazlık Luxe Perfection İpana olacak.
Yeni İpana 3D White PERFECTION diş macunu İpana’nın en hızlı ve en güçlü beyazlatıcı diş macunu. Perfection diş macunu 3 Boyutlu Beyazlık ailesinin en ileri ve etkili beyazlatıcı diş macunu teknolojisini içerir. Böylece diş minesine zarar vermeden sadece 3 günde diş yüzeyindeki lekelerin %100’e kadarlık kısmını etkin biçimde çıkarıyor. Ben bu ürünü çok sevdim, satın almak isterim derseniz tıklayınız.

Tüm bu maddeleri eksiksiz yerine getirenler olarak bol bol gülümsemeyi hak ettik sanırım :)

P.S. Bana bu bilgiler yetmedi, ağız ve diş sağlığı üzerine daha çok şey merak ediyorum diyenleri aşağıdaki siteye alalım.  
http://www.agizbakimuzmani.com/

#ipanaperfection  #gülüşünügöster

İçerik Kaynak: http://www.e-gunlugum.com/
Video Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=RZ5ymuChrW0

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

16 Şub 2016

SS301 "Ur man is Back"

Kpop'ın efsanesi sayılabilecek sayısız başarılara imza atmış SS501 grup dağılmamasına rağmen 7 yıllık özlemin ardından SS301 alt grubu olarak geri dönüşünü gerçekleştirdi. Alt grupta Kim Hyung Jun, Kim Kyu Jong, Heo Young Saeng üyeler yer alıyor.  Grubunun geri kalan iki üyesi Kim Hyun Joong ve Park Jung Min ise vatani görevini yerine getiriyor. SS501 grubunun Love Ya; Love Like ThisForever, One Only Day, Sometime, Boys Over Flowers dizisini izleyenlerin bildiği efsanevi şarkı Because, I'm Stupid gibi sayabileceğim efsane şarkılar çıkar arşivden. 

Double S 301 bugün Ertanal 5 isimli albüm ile geri dönüşünü gerçekleştirdi. Triple S'i uzun bir süre bekleten üyeler gerçekleşen bu geri dönüşün ardından yoğun bir programla karşı karşıya kalacak. Mart ayında Seul'de yapılacak konserin biletleri 3 dakika içinde bitmiş olması bile Triple S'lerin nasıl özlemle beklediklerinin göstergesi değil mi? İşin güzel yanı ise bu grubun hayranı olmayan fakat desteklerini esirgemeyen bir insanlarda bir hayli fazla.
Grubunun geri dönüş tanıtımlarında yayınlanan skeç tarzı olan video, herkesin anlayabileceği, öğrencilik hayatının acısını gözler önüne seriyor. 

"Pain" şarkısının klibi yayınlandı.

Şarkı da biraz latin biraz trot esintisi görebiliyoruz. Bu sebeple herhangi bir türe ait demek güç.Şarkı; yumuşak anlarda ki piyano sesi şarkıda enstrümantal bir hava olarak oldukça mükemmel bir his uyandırıyor.
"Erternal 5" albümünde ikisi enstrümantal olmak üzere yedi şarkı ve her bir üyeye yönelik üç solo şarkı içeriyor. 
Albümü dinlemek isteyenler için; TIKLA

12 Şub 2016

Interstellar


Gelmiş geçmiş en iyi birkaç bilim-kurgu filminden biri olan Insterstellar (Yıldızlararası) filminin senaryosu Nolan kardeşlerin elinden geçerken yönetmen koltuğuna ise Christopher Nolan oturuyor. Ünlü yönetmen tabiri caizse her geçen gün Steven Spielberg'ün yerini almaya bir adım daha yaklaşıyor. Yönetmenlik kariyeri boyunca ilk filminden bu yana kadar kötü diyerek eleştirebilecek hiçbir yapıma imza atmadı. Bir ekol haline gelen Nolan yine destansı bir şovu bizlere gururla sundu. Şimdiye kadar hep merak konusu olan uzayda ki kara delikleri tema edinen film; Amerika'nın Büyük Burhan döneminde yaşanan kuraklıktan ilham alınarak 1930'larda ekonomik kriz yaşanırken bir yandan kuraklık ve rüzgar erozyonunun önlenememesi sebebiyle toprak toza dönüşmüş. Kirli 30'lar olarak anılan dönemde yaşayan insanlarla çekilen 2012 tarihli The Dust Bowl belgeseli Nolan kardeşlere ilham olmuş.

Filmin ana karakterleri Matthew McConaughey, Anna Hathaway, Jessica Chastain, Elyes Gabel, Wes Bentley ve Matt Damon  filmin ana karakterleri olarak yer alıyorlar.
Yasal Uyarı: Bundan sonra ki 3 paragraf spolier içeriyor.
En güzel sahnelerden biri de kuşkusuz bağıl açısal hızı sıfırlayıp kendilerini ana gemiye bağladıkları sahne oldu. İzafiyet bir kez daha devreye çıktı. Hem de bildiğimiz basit lise 1 hız fizik kuralları ile.

2.gezegende kaşiflerin henüz yüzeye ulaşamadıklarını izledik. Gökyüzünde donmuş amonyak bulutlarının üstünde yaşamaya devam etmişler. Aşağıda ne olduğuna dair hiç bir fikirleri yok. İşte burada insanoğlu faktörü devreye giriyor.Yabancı bir galakside, bambaşka kuralların işlediği bir gezegenin üstünde bile kendi türümüzü öldürmekten çekinmiyoruz. En temel yaratılış hikayeleri de tam bunu anlatıyor. Cooper ve Dr Man'ın kavgası da bunların göstergesiydi. Milyonlarda ırka ev sahipliği yapan dünyanın döngüsü bile yüz yıllarca bu şekilde devam etti. Benim bu sahneden anladım buydu.

Geçmişe ve 3.boyuta mesaj göndermek harika bir düşünce idi. O ana ve mekan giden gravitonları fiziksel olarak etkileyerek, geçmişe mesaj göndermek, dokunabilmek. Burası sicim teorisi ile filmi bana göre zirveye çıkardığı an. Olur da gelecekte gravitonlarla mesajlaşırsak nasıl olacağını Nolan bize göstermiş oldu. Solucan deliğinin de, hayaletin de aslında Cooper'ın hayatta kalma mücadelesini sınırları aşarak zamanın içinde yolculuğu olduğunu anlıyoruz. Bununla birlikte aslında  Solucan deliğinden geçerken 5.boyuttan,4. boyuta iniş sırasında aslında orada olduğunu görünce etkisinde çıkamıyoruz.

Filminden bir alıntı ile aslında bi nevi Nolan'ın anlatmak istediği düşünceyi görebiliyoruz. 

"Şimdi dinle, aşk bizim icat ettiğimiz bir şey değil. Bu gözlemlenebilir bir şey.Güçlü de. Balki daha fazlasıdır, henüz anlamadığımız bir şeydir. Belki bir kanıttır. Belki de daha ileri bir boyutun bilinçle algılayamadığımız eseridir. On yıldır görmediğim ve muhtemelen ölü olduğunu bildiğim birine uzay boyunca sürüklendim. Aşk, zamanın ve uzayın boyutlarını aşan bildiğimiz tek şeydir. Belki de onu anlamasak da ona inanmalıyız."

Uzay solucan delikleri, bilinmezlik ve zaman kavramı. hiç Kimsenin henüz açıklayamadığı şeyleri film yapmak nasıl bir deliliktir? Nasıl bir özgüvendir? Bu kadar insanı bilinmezlere sürükleyen bir film yapabilmek nasıl bir başarıdır Sevgili Nolan? Cristopher Nolan, bu dönemin tartışmasız en değerli, kıymetli yönetmen-senaristlerden biri. Film durağan bir şekilde başlamasına rağmen sonlarına doğru akıl almaz bir hale dönüşüyor. Özellikle 5.boyut kavramını gözümü kırpmadan izledim. Okullarda öğretilen denklem ve teorileri alıp gerçek hayatta nasıl olur sorunun cevabını filme aktarmışlar. Denklemlerin sıkıcılığının aksine ortaya tam bir başyapıt çıkmış. Konusu, kurgusu zekice planmış. Çok uzun yıllar geçse bile tadından bir şey kaybetmeyecek harika bir film. 

11 Şub 2016

Emperess Ki / Kore Dizisi


Emperess Ki; 2013'ün Ekim ayında başlayıp 2014'ün başlarında son bulmuş 51 bölümden oluşan tarihi dizi. Normalde 50 bölüm olarak planlanan dizi bir bölüm daha uzaltıldı. Senaristliğini Jang Young Chul, Jung Kyung Soon yaparken yönetmen koltuğunda ise Han Hee oturuyor.

Emperess Ki, konusunun yanı sıra oyuncu kadrosunun zengin olması fazlasıyla dikkat çekiyor.51 bölümlük tarihi dizi olduğundan oyuncu sirkülasyonu bir hayli fazla. Ana karakterlerden kısaca bahsetmek dışında diğer karakterleri dizi hakkında ki yorumum arasında görebilirsiniz.



Konun çıkış teması; Cengiz Han'ın kurduğu Yuan Hanedanlığına 37 yıl hükümdarlık eden Demir Leydi olarak bilinen İmparatoriçe Ki'nin hayatından esinlenilerek tarihi gerçeklerden bir nebze şaşılarak kurgulanmış bir dizi diyebiliriz.

Nyang/Empress Ki karakterini başarılı aktirist Ha Ji Won canlandırıyor. Secret Garden, The King 2 Hearts, As One yapımlarından hatırlayabilirsiniz. Çocukluğunda, annesi dahil olmak üzere bir çok kadının esir düşüp Yuan'a zorla cariye gönderiliyor ve ölüyor. Küçük kız ise ans eseri hayatta kalır. O dönemler  kadınlar için bir dönem olduğundan hayatının bundan sonra ki senelerinde Nyang adında erkekmiş gibi davranmayı tercih ediyor. Yıllar sonra annesinin kaderini yaşayarak Yuan'a cariye olarak gönderilir. İmparatoriçe ve bir sonra ki imparatorun annesi olarak konumunu koruyacak. En düşük pozisyondan en yüksek pozisyona giden zorlu ama bir o kadar büyülü bir yolun dizi boyunca tanığı olacaksınız. Ha Ji Won her ne kadar erkek gibi bir görünüme sahip olmasa bile dizide yer alan aksiyon sahnelerinin vazgeçilmez unsurları olan ok atma ve dövüş tekniklerini harika bir şekilde yerine getirdiği düşüncesindeyim.


Wang Yo karakterini Jo Jin Mo canlandırıyor. Koryo'nun kendi halinde ülkesini kaybetmek üzere olan bi yandan da kral olmaya çalışan bir kral. Tarihi gerçeklere bakacak olursak aslında Wang Yo hakkında edilecek iyi bir yönü dahi bulunmamakta. Dizide ki karakterinin aksine kadınlara düşkün, cani bir kraldır. Koryo Kore'nin temeli olduğundan olacak ki prestijlerini korumak adına Wang Yo karakterini kendi çapında fazlasıyla iyi bir karakter olarak ortaya çıkarmış. Jo Jin Mo'nun oyunculuğu ve dövüş sahneleri oldukça güzeldi. Bununla birlikte dizinin içinde ki aşk üçgeninin içinde yer alacak olan Koryo Kral'ın çok aşık tripleri açık konuşmak gerekirse izlerken çok bunalttı.
Yuan İmparatoru Ta Hwan/Togon Temur karakterini Ji Chang Wook canlandırıyor. Emperess Ki dizisiyle büyük bir ün kazanan oyuncu sonrasında başarılı dizi Healer'da yer aldı. Tarihte; Cengiz Han ve  Kubilay Han'ın soyundan gelen Togon Temur, 50 yıl boyunca Yuan'ın tahtında kalacak, günümüzde bilge Kral olarak anılacak. Senaristin kurgusunda ise  ilk bölümlerde Bilge Kral olarak bilinen Togon Temur'un aksine anne babası kaybetmiş, tahtın varisi olmasına rağmen El Temur tarafından korku içinde yaşamış bir karakter ortaya koymuş. Dizide yer alacak intikam sürecinin baş karakteri olarak göz dolduracak. Ji Chang Wook duygu geçişlerini en iyi yapabilen aktörler arasında yer aldığı kanaatindeyim. 

Dizinin başrolleri kadar konuşulan yardımcı karakterlerden kısaca bahsetmek gerekirse;

Tarihi bir kurgu var ise orada mutlaka entrikanın dibine vuracak kötü karakterler tabi ki mevcut olacak. Sınırlarını sonuna kadar zorlayan El Temur sülalesi ve yardakçıları da diziye bu konuda oldukça  katkı sağlıyor. Öyle bir evlat ki bunlar  kötü olan babalarının kanına sahip olduklarını sonuna kadar belli ettiler. Danashri Togon Temur'un ilk eşi. Kötü bir İmparatoriçe nasıl olur canlı örneği. Güç ve kıskançlık için yapamayacağı kötülük yok.

Dizinin olmazsa olmaz karakterlerinden biri de Kraliçe Dowager. Dizinin başından sonuna kadar Togon'u kullanarak bir yerlere gelebilmek umuduyla bir şeylerin peşinde koştu. En büyük yanlışı ise Koryolu olan Nyang'ın, Yuan'a karşı içten içe duyduğu nefreti bilmesine rağmen El Temur'a karşı zafer kazanmak uğruna hem saray içinde hem saray dışında ona sağlamış olduğu güç oldu.  Bayan; ara ara sinirlendiğim ama genel olarak sevdiğim karakter. Ölümüne kadar olan süreçte İmparatora Togon'a, Nyang'tan daha fazla saygı duydu. Eksik bile olsa her adımını haber verme ihtiyacı duydu en azından arkasından iş çevirmedi. Gerçi bazı zamanlarda kendini El Temur gibi yapmasa daha iyi bir adam olabilirdi o ayrı. Tal Tal; dizinin zeka küpü, adaletli, doğruyu yanlışı anında tespit eden, Koryo Kralı Wang Yoo'yu sevmemesine karşın hakkını teslim eden bir komutan. Dizi boyunca Nyang'a karşı sevgisi olduğu düşünülse de kanımca onun duyduğu şey hayranlık hissidir. Tarihe gelecek olursak; Tal Tal aslında Togon ile yakınlığı ile biliniyor. İmparatoriçe Ki ile aralarını bozmak için bir çok entrika döndürmüştür. fakat senaristler dizide bu yakınlığı Nyang vermiştir.Bir adamın sessizliğiyle, zekasıyla nasıl harikalar yapılacağını senarist güzel kurgulamış.Dokman; sadık bir hizmetkar nasıl olur canlı örneğiydi. Koryolu olmasına rağmen benim vatanım yok dese de Nyang ve diğerlerine olan yardımlarından aslında gizliden gizliye sürekli vatanını destekledi.Onu diğer Koryolulardan ayıran ise, ekmek yediği kaba tükürmemiş olması. Yani diyeceğim şu ki; hiçbir yanlışı olmayan Togon'a , belli bir noktaya kadar Kraliçe Dowager'e hep sadakat göstermiş, Nyang'ı desteklemiş ama Koryo ortaklığını ise kesin dille reddetmiş olması onu  harika kılmıştır.

Dizide Wang Yoo'nun yersiz kahramanlıkları normal şartlarda hoşumuza gidebilirdi lakin Togon'un İmparatoriçe Ki'ye olan sevgisi her şeyi sıfırladı gözümde. Tahtta az denecek kadar az kalmış, kadın düşkünü, sapkın ve 35 sene yaşamış. Wang Yoo'nun senaristler tarafından efsane bir karakter haline dönüştürmeleri hiç hoş değil. Mesela; bir kız uğruna ülkesini tamamen gözden çıkardığı yersiz kahramanlıklara girişmesi saçmaydı. Zira bu adam sıradan bir Koryo'lu değil ki Kral olarak biliniyor. Ülkesine bu konuda zerre yardımcı olamadığı düşüncesiyle birlikte 51 bölümde Koryo için yaptığı tek şey sanırım kağıt para olayını çıkarması oldu.

Tarihte İmparatoriçe Ki 1315 yılında Koryo'da dünyaya gelmiş. 35 sene cariye hayatı yaşamıştır. İmparator'un eşi Tanashli öldüğünde onu İmparatoriçe yapmak istemesine rağmen başaramamıştır. Bayan'ın ölümünün ardından 2. İmparatoriçe konumunda yerini almıştır. Oğlu, velihat Prens Ayu tahta geçtikten sonra ortadan kaybolduğu bilinmektedir. Akibeti ne olduğu konusunda bir bilgi yoktur. Tarihte adı geçen en büyük destekçisi ise Harem Ağası Park. Dizide ki Ki'yi kötü bir karaktere büründürme çabaları bence oldukça vasattı. Sürekli etrafta mavi boncuk dağıtan biri haline getirilmiş bir İmparatoriçe izledik. En çok kızdığım ise Togon Temur'a olan sevgisini geç belli etmesi oldu. Cariyelikten İmparatoriçeliğe yükselirken bile, intikam uğruna abuk sabuk işler peşinde olması da biraz şov bence.


13 yaşında tahta geçmiştir. Yaşı küçük olduğu için devlet işleriyle pek işi olmamıştır. Devletin işleri Bayan tarafından yönetilmiştir. Aklı ermeye başladığında Bayan'ın uyguladığı yönetimden memnun kalmayıp görevi devralmış, onun yerine ise Tal Tal'ı geçirmiştir. Kıtlık baş gösterdiği dönemlerinde siyasi ilgisini kaybetmiş onun yerine devlet işlerini Ki'ye ve oğlu Ayu'ya bırakmıştır. Kendisi bilge kral olarak bilinen biri hükümdar haline gelmiştir. Yuan'ın bilinen son hükümdarıdır.

Dizide zaman ve mekan kavramları dışında Togon ve Ki'nin hemen hemen bütün olaylarında benzerlikler var. Wang Yoo için aynı düşünceye sahip değilim. Bu tip tarihi dizileri kurgu üzerine yapılandırdıkları için mantıksal hatalar söz konusu olabiliyor. Dizinin başladığı sahne yüzünden mecburi değişiklikler olduğu kanısındayım. Hatta dizi tekrar yayınladığı sırada bir çok sahnenin değiştiğini okuduğumu söyleyebilirim. Tarihi dizi izlemek isteyenler için ideal bir yapım. Sırf oyuncu kadrosunun zenginliği için bile izlenir.

Dizinin müzikleri; Dizinin başrol oyuncusu Ji Chang Wook seslendirdiği "To The Bufferly" 4MEN "Thorn Love" Wax "Love wind" ZIA "The Day" Soyu "Once More" Park Wan Kyu "Wind Breeze" Jansu "I Love You" dikkat çeken şarkıları.

Albümü dinlemek için; TIKLA

6 Şub 2016

Hayallerindeki eşi karşılarında buldular!


Antalya Migros AVM, sanal gerçeklikle hayallerinizdeki kişiyi gerçeğe dönüştürüyor. 


Bir boomads advertorial içeriğidir.

4 Şub 2016

Limon Ağacı-Sandy Tolan



1967 yılının yaz aylarında, Altı Gün Savaşından uzak olmayan bir tarihte, genç bir Filistinli adam ve iki kuzeni İsrail'in Ramla kasabasına giderler. Yaklaşık yirmi yıl önce ailelerinin terk etmek zorunda kaldığı çocukluklarının geçtiği evi görmek isterler. Gitmiş oldukları Ramla kasabasında ise; bir kuzenin yüzüne kapı kapanır, diğerinin yaşadığı o evi okula dönüştürülmüştür. Fakat Bashir, kendisini içeri davet eden Daila tarafından karşılanır. Sonrasında başlayan ebedi dostluk...

Daila Eşkanzi Yahudi bir kız, Beşir Hairi ise Arap bir çocuktur. Onların öyküsü, kanlı, buhranlı bir savaşın ortasında adeta bataklıkta açan saf ve temiz bir çiçek gibi sımsıcak. Dostlukları ne savaşın içinde ne de savaşın dışında aslında tam da ortasında. Aynı romana ismini vermiş LİMON AĞACI gibi.

Kitapta yer alan İsrail-Filistin tarihi ile ilgili kısımları oldukça ayrıntılı ve objektif. Zaman zaman okurken çok fazla ayrıntı olduğundan zorlamış olsam bile İsrail ve Filistin arasında geçen diyaloglar yaşanmışlıkla dolu olduğu hissettim. Bir yaşamın nasıl değiştiğini, iki tarafın insanlarının nasıl adapte olmaya çalıştıklarını, yazar tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Olayların gerçek yaşamdan alınması da kitaba ayrı bir hava kattığını söyleyebilirim. Kitabın sonunda yer alan teşekkür bölümü ve kaynakalr kitabın ne kadar emek çekilerek hazırlandığını gösteriyor. Konunun gerçek olması ve şu sıralar kanayan bir yaradan bahsediyor olması ise kitabı okunur kılıyor. 

Sözün özü kitap ders çıkarılacak nitelikte. Finalini yaptıktan sonra etkisini uzun bir süre üzerimden atamadım. Aklıma her geldikçe tüylerimin diken diken olduğu ve bir çok insana umut ışığı olan bir eser ortaya çıkardığı için yazara minnet duyuyorum. Yakın tarihte yaşanan Filistin- İsrail arasındaki yaşanmışlıkları objektif olarak öğrenebilirsiniz. Bende bıraktığı en derin his; Allah kimseyi vatansız bırakmasın oldu. Mutlaka okumanız gerektiğini düşündüğüm bir roman.

2 Şub 2016

Whats Happens to My Family? / Kore Dizisi


Güney Kore dizileri bir sezonda kısa bölümleriyle biliniyor. Fakat bir sezonda 50-150 bölümleri arasında yayınlanan aile dizilerini unutmamak lazım. Whats Happen to My Family dizisi de onlardan biri. Yayınlandığı dönemde reytinglerde üst sırada yer alan dizi bir ailenin çevresinde geçen acı,tatlı olayları ele alıyor.
Bir baba, üç çocuk, bir kardeş, bir yeğen, bir damat ve bir anda karşılarına çıkan bir genç kız aynı evde yaşamaya başlarsa neler olur? Senaryo, net bu düşünce üzerine kurulu. 



Dizide yer alan oyuncuların bir çoğunu daha önce görmüş geçirmiştik. Dizi yayınlandığı tarihlerde başlama sebebim Park Hyung Sik ve Seo Kang Joon. Bununla birlikte diziye devam etme nedenim tecrübeli oyuncu Yoo Dong Geun oldu. Tecrübesini konuşturarak efsane bir baba karakteri ortaya çıkardı demek yerinde olur. Benim gibi bir çok izleyicinin fikrinin bu şekilde değiştiğini düşünüyorum. Dizide dikkat çeken oyunculardan biri Seo Wool karkateriyle Nam Ji Hyun oldu. Daha önce Angel Eyes adlı dizinin ilk dört bölümden yer aldı. Angel Eyes dizisinin yazımda belirttiğim gibi ilk dört bölüm Nam Ji Hyun ve Kang Ha Neul sergilediği oyunculuk sonrası dizi sarmadı. Çünkü, çıtayı çok yükseğe çıkardılar. Durum böyle oyuncu Nam Ji Hyun'un bu dizide ki oyunculuğu kendi açımdan merak uyandırıcı oldu. Beklediğimin üstünde harika bir oyunculuk sergiledi. 

Dal Bong-Seo Wool-Eun Ho arasında gelişecek aşk üçgeni. 

Cha ailesinin büyük kızı Kang Shim karakteri hayatını işine adamış bir kadın. Müdürü Tae Joo arasında geçen her diyalog çok komik olurken başarılı bir doktor olan ailenin zeki ortanca oğlu Kang Jae ve Hyo Jin arasında gelişen diyaloglar bir o kadar ilginç. Dizi ve karakterler hakkında anlatacak yazacak çok şey var. Bununla birlikte spolier adına fazla karakterleri derinlemesine işlemek yerine yüzeysel anlatmayı tercih ettim.

Senarist; 53 bölüme kızgınlık, kırgınlık, üzüntü, nefret duygusu gibi insana ait duyguları sığdırmasıyla beraber bir dolu kahkaha, aşk, sevgi, bağlılık gibi unsurları da ihmal etmeden harika bir iş ortaya koydu. İlk bölümden son bölüme kadar dizide yer alan karakterlerin gelişimini, olgunlaşmasına tanık oluyoruz. Bu süreç içinde zaman zaman gözyaşlarınız tutmakta zorlanacağınız anda olacak gülme krizlerine girdiğiniz anda.  Dizi de baba figürü Cha Soon Bong'u canlandıran başarılı oyuncu Yoo Dong Geun   efsane karakter olmakla birlikte bir çok ebeveynin duygularına tercüman oldu. Hayat gailesine dalmış evlatların ebeveynlerine olan 
davranışları sonucu yaşanan kırgınlıkları ele alan dizi finale doğru aile olmanın önemini, güzelliğini çok iyi derecede ekrana yansıttı. Sevdiklerimiz hayattayken gereken değeri vermemiz gerektiği konusunda ciddi uyarılarda bulundu. 

Whats Happens to My Family şu sıralarda ülkemizin TRT kanalında "Baba Candır" isimli dizi olarak ekranlarda. Güney Kore yapımı bu dizi kadar ülkemizde dikkat çektiğini belirtmek isterim.