10 Eyl 2013

You Have Fallen For Me / Kore Dizisi

Bu diziyi You're Beautiful dizisini izledikten sonra izleme fırsatı yakayabildim. İki başrol oyuncusunu farklı bir yapımda bir araya gelmiş olarak görmek mutlu etti beni.. You're Beautıful'da ki az çok içim buruk olmuştu.  Belki de Jung Jong Hwa ve Park Shin Hye olan sempatimden olabilir. Bu sefer kısaca karakterlerden bahsetmek istiyorum.
Jung Jong Hwa/ Lee Shin
Uygulamalı müzik gitar üzerine eğitim görmektedir. The Stupid adlı grubun gitaristi ve sahibidir. Gitar çalmak onun için bir hayat amacıdır bu özelliği babasından gelmektedir. Lee Shin'in peşinden ünlü olduğundan bir çok kız vardır. Fakat o dans hocasından hoşlanmaktır. Onun için sorundur ki karşılık alamaz. Bu yüzden çok acı çeker gelin görün ki iddaa üzerine hayatına bir anda giren Kyu Won ilerleyen zamanlarda yakınlaşmaya başlar...

Park Shin Hye /Kyu Won
Geleneksel müzik alanında eğitim görmektedir. Gayegum denilen müzik aletini çalmakta oldukça başarılıdır. Ailesinde dünyanın 3 pansori sanatçısı bulunan Lee DOng Jin torunudur. Biraz asosyal büyümüş bir kız olmasından kpop gruplarını çevresinde olup biteni pek bilmez. Yönetmen Suk ve Lee Shin ile tanıştıktan sonra işler değişir. Lee Shin ile iddaaya girer bu kaybeder 100 gün boyunca onun kölesi olur. O ne isterse yapmak zorunda olduğundan bir süre sonra buna alışır herşeyi kendiliğinden yapmaya başlar. Sonrasında ondan hoşlandığının farkına varır olaylar olaylar olaylar :)
Song Chang-eui/ Kım Suk Hyun
Üniversitede yapılacak olan gösterinin sevimli yönetmenidir. Genç yaşında olmasına rağmen Brodway'de çalıştıktan sonra Kore'ye dönüş yapar. Seul sanat akademisinin 100. yıl gösterisinin yönetmeni olur. Geldiği akedemide bir sorun vardır onun için eski sevgilisin dans öğretmenliği yaptığı okuldur. İlk başlarda bu yönetmenin Kyu Won'dan hoşlandığını düşünsem de eski aşkını lee Shinden kıskanınca derin bir oh çekmiştim:

So E Hyun/Jung Yoon Soo

Hem genç hem de çok güzel bir dans öğretmeni. Bu kadını izlerken resmen asillik akıyor her tarafından dediğime eminim:) Üniversite zamanında Suk ile büyük bir aşk yaşamış hayalleri gerçekleştirmek için onu terk etmiştir. Bir kaç sonra yıl ayak bileğinden sakatlandığından Kore'ye geri döner. Kendisine aşık Lee Shin'den kendini sorumlu hissetse de yinede onu bir erkek gibi değilde kardeş gibi görmesi mantıklıydı.. Suk ile birlikte olmalarına sevinmiştim İçten içe Kyu Won'u Yönetmenden kıskandığı çok belliydi..
Park Shin Hye hem beğeniyorum hem seviyorum bence çok sevimli, duru bir güzelliği var. Bu diziyi sevmemde ki bir başka amaç ise Jung Jong Hwa'nın oynuyor olmasıydı. Kyu Won'a karşı duyduğu kıskançlık,sevgi aşkı güzel ifade ettiğini düşünüyorum.  Bir de BOF'da Ji Hoo karakteri vardı ki ne güzel sevmişti.. işte Lee Shin karakteri bana sevgili olana kadar bu duyguyu verebilmişti.
Güzel bölümlerde vardı, mesela Lee shin dans öğretmeninden beklediği cevabı alamayınca gözleri dolu dolu o yağmurda yürümesi onun peşinden Kyu Won gitmesi bir gitar dükkanın orada ellerini yağmura uzatmaları falan çok hoştu(bence). Bir diğeri de Kyu Won babasının ölüm haberini aldıktan sonra yağmurda yürümüş yine aynı dükkanın önünde ağlaya ağlaya durduğu sahneydi. Onun için endişelenen Kyu Won peşinden gidip oraya vardığında tam ona gidecekken dans öğretmeninin Lee Shin'e sarılıp teselli ettiğini gördüğündeki o an güzeldi. Sonrasın da kızımı yataklara düşmüştü ertesi gün okula gitmeyince Lee Shin, onu aramaya geldiğini öğrenmişti. Aslında bu taş kalpliymiş gibi görünen çocuğun kalbini yumuşatmaya başlamıştı..
Kyu Won'un bundan sonraki kararı Lee Shin'i unutmak istemesiydi, bunu ona dile getirdiğinde üzülmüştüm ama birazda iyi olmuştu..Bizim çocuk ondan sonra hoşlanmaya başlamıştı.. 100. yıl gösterisi için kampa gittiklerinde bir akşam ikisi yıldızların kaydığında dilek tutmalarından bahsederken Lee Shin kendi dileğini "benim dileğim senin benden tekrar hoşlanman" olurdu demesiyle bir şeyler başladığını gösterdi bizlere
Anlam veremediğim iki şey vardı biri Lee Shin'in bir burkulma ile kolundan ameliyat olması ve bunu Kyu Won'dan saklaması bir diğeri ise anlamsız finaliydi..

Görüşmek üzere, hep mutlu olun:)

9 Eyl 2013

Love Rain / Kore Dizisi

                       
        "Love Rain" bu dizi bir tek beni mi böyle etkiledi bilinmez ama bazı bölümlerde gözyaşı bile döktüm. İki farklı aşkı anlatan güzel bir Kdrama olmuş. 1970'ler de yağmurlu bir günde birbirine aşık olan fakat araya giren etkenler yüzünden kavuşamayan bir çift 2012 yılında ekrar yağmurlu bir günde karşılaşır. Onların birbirlerine aşk dolu bakışlarını izlerken böyle de aşklar var mı dedirtirtti..
Bir de başka bir çiftimiz var ki; onların geçtikleri imtihan bile beni benden aldı. Aşka inanmayan bir erkek düşünün 3 saniye içinde her kızı tavlayabilecek güvene sahip.. Bir kız çıkar karşısına bir bakmıştır ki ona aşık olmuş: Bu çiftimizin birbirine kavuşabilmesi için arada ki tek engel anne ve babalarının birbirlerine aşık olması...İşte ben hangileri birbirine kavuşacak derken bazen kendimi ağlarken bile buldum..

 Dizi ilk başta 1970'ler de geçen aşkı anlatıyor. Üniversitede resim bölümde okuyan In Ha'nın aile sağlığında okuyan Yoon Hee'ye 3 saniye içinde aşık olmasıyla başlıyor hikaye. İlk beş bölüm sadece bu aşkı anlatıyor durağan geçmiş olsa da sağlam bir temel oluşturdular. 3 yakın arkadaş, karizmatik, çapkın dj her kızı tavlayabileceğini düşünen karizmatik genç Lee Dong Wook, Sevdiği kızdan başkasının portresini çizmem diyen In Ha ve onların asla doymak nedir bilmeyen dostları Kim Chang Mo.. Yoon Hee saf, temiz oluşundan mıdır bilinmez Dong Wook ona karşı olan sevgisini bile geri çeviremiyor. In Ha'dan hoşlanmasına rağmen.. Neyse ki In Ha ile bir araya geldiğini düşünürken bizim kızın hastalığı, Çocuğun askere gitmesi derken araya uzun yıllar giriyor, birbirlerinin izlerini kaybediyorlar.


Günümüzü yani 2012 yılına geldiğimizde ise; Ha Na adındaki kız bahçıvanlık eğitimi almış öğrenci değişimi ile Japonya'da okuyan burdaykende annesinin ilk aşkı olan IN HA'yı bulmak için uğraşırken bir gün trenden inerken Seo Joon (ın ha'nın oğlu olur kendisi ama kız bunu bilmez) çarpışır ve telefonları karışır. Kız telefonu geri almak için uğraşırken bu Seo Joon ise tam bir vurdum duymaz, kendini beğenmiş, her kızı 3 saniye içinde tavlayabilecek potansiyele sahip çok iyi bir fotoğrafçı olan biri. Hemen verir mi kıza telefonu ? Tabi ki de hayır.. Kız sonunda ona ulaşır ve telefonda gördüğü kar fotoğraflarını çektiği yere götürmesini ister. Ondan sonra telefonu ona verirceğini dile getirir. Diamond Snow (Elmas Kar) izlemeye getirir. Efsaneye kim bunu birlikte izlerse birbirlerine aşık olurmuş derken bu aşkın hikayeside burdan başlıyor. Buna inanmayan bir genç bir bakmışki günler geçtikçe Ha Na'ya aşık olur sürekli onu düşünür derken Kore'ye dönerler arada belli bir zaman geçer. Karşılaşırlar, birbirlerine aşık olurlar.. Bu süre zaafında dram ötesinde şeyler yaşnır. Mesala Ha Na annesinin hep ilk aşkına kavuşmasını ister. İlk zamanlar Seo Joon'un babası olduğunu bilmez öğrendikten sonra işler çok değişir. Hele bir sahne vardı ki; anne, babaları ve Seo Joon, Ha Na sırf annesi için birbirleriyle tanıştıklarını bile belli edemediler. Sonrasında Ha Na'nın dışarıda Joon'a sarılması çok duygulandırdı. Aşkının sonuna kadar arkasında oldu Joon vazgeçmek istediğinde bile başaramadı. Çünkü o da In Ha Gibi seviyordu. Ee babası sonuçta.. O sarılma sahnesinde meğersem In Ha görmüş oğlunun ve Ha Na'nın acı çektiğini gördükçe daha çok vicdan azabı çekmeye başladı tabi.. Annesinden sırf oğlu da aynı acıları cekmesin diye ayrılıverdi... Dizinin sadece ana karakterlerini bu şekilde anlatamak istedim sonuna değinmicem ki okuğunuz takdirde diziyi izlerseniz zevk alabilesiniz..

Dizinin diğer karakterlerinin hepsini tek tek ele almayacağım. Sadece dizinin genç doktoru iyi bir dost ama gizliden gizliye Ha Na'ya aşık olduğunu düşünsemde bunu hiç belli etmeden çizgisini bozmadan hep yanında oldu. Onun gülüşü ve şaşkınlarını izlemek bana kesinlikle bu drama hikayesi içinde keyif veren taraftı desem yalan olmaz. Kız kardeşi için pek aynı duyguları besleyemiyorum keza elimde olsa bi kaşık suda boğabilirdim. Bu kızımız Faith'de ki kraliçe rolündeki kadın idi...

Dizi için puanım; 8,9/10

5 Eyl 2013

You're Beautıful / Kore Dizisi


Kore'nin ünlü gruplarından A.N.JELL; 3 popüler üyesinin yanına sesi güzel olan Go Mi Nam adında 4.bir kişi katılır. Dizinin bütün olaylar silsilesi bu üyenin katılması ile başlar. Rahibe olmak isteyen Go Mi Nyu.. Bir menajer onu görmeye gelir ve ikiz kardeşi Go Mi Nam'ın sadece 1 aylığına yerine geçmesini ister. Çünkü Go Mi Nam göz kapaklarından ameliyat olmuştur. Kardeşi için menajerin teklifini kabul eder. Anjell grubundan bahsetmek gerekirse;
Jang Geun Suk/Hwang Tea Kyung

Anjell grubunun solisti, lideridir. Grubun en popüler üyesi olup aynı zamanda huysuz, kendini beğenmiş, titiz bir kişiliğe sahiptir. Saç modeli ve dudak hareketlerini diziyi izlerken farketmemek mümkün değil. İlk başlarda dudak hareketlerine anlam veremesem de ona farklı bir hava kattığını fark ettim. Dizi de Go Mi Nam ile aralarında duygusal yakınlaşma olduğu zamanlarda daha çok sevmeye başladım oynadığı karakteri..

Park Shin Hye/ Go Mi Nam - Go Mi Nyu

Yukarıda bahsettiğim gibi ikiz kardeşinin yerine erkek kılığında geçerek gruba dahil olmuştur. Bu süre içinde diğer grup üyeleri ile aynı evde yaşamaya başlar. 


Jung Yong Hwa/Kang Shin Woo

Grubun en nazik üyesidir. Go Mi Nam'ın kız olduğunu ilk günde fark eder. Onu sürekli koruyup kollar, yakalanmaması için elinde geldiğince yardım eder. Fakat onun böyle bir fedakarlık yaptığını Go Mi Nam bilmez. Zaman geçtikçe ona aşık olmaya başlar.  Kız olduğu ortaya çıktıktan sonra

Lee Hong Ki / Jeremy

Dizinin güler yüzlü, muzip, sevecen bir o kadar sevimli üyesidir. Go Mi Nam yüzünden çok çekmiştir. Çekmiştir dediğime bakmayın aslında en çok güldüğüm sahneler onun sürekli yanlış anladığı anlardı. Go Mi Nam'ın erkek olduğunu düşündüğünden grup üyelerinin ona karşı bu kadar samimi olmasını anlayamıyordu hatta onların gay olduklarını bile düşündü :) Kız olduğunu öğrendiği zamandan sonra ona daha yakın davranır ona aşık olur. Aşkına karşılık alamaz.. Ona açıldığı zaman ki sahnede ağlaması beni bitirmişti onunla beraber ağladım desem yalan olmaz..
Benim açıkcası en sevdiğim karakter Jeremy idi. 
Şu zamana kadar o kadar Kore dizisi izledim Go Mi Nam kadar safını görmedim. Kang Shin Woo ona aşkını sürekli verdiği örneklerle anlattı, hadi onu da geçtim kız olduğunu anladığını bile belli etti bu kadar mı saf olur bi insan, gereksizdi.. 
En çok güldüğüm sahnelerden biri de Go Mi Nam'ın aşkı ile duygu patlaması yaşadığında yanında Hwang Tea Kyung olduğunda manajerinin ona öğrettiği gibi burnunu geriye doğru iterek durur bunu göre Tea Kyung ona domuz tavşan adını koyar.. Annesiz büyüyen Hwang Tea Kyung ve bu yüzden duygularını her daim bastırdığını anlaşılıyor. İşin  kötü tarafı annesi onu bir adam için terketmiştir ve bu adam Go Mi Nam'ın babasıdır... ( küçük ayrıntılar hakkında bilgi vermeyeceğim.. )
Shin Woo karakteri konusunda sonuna kadar aşkı için sürekli mücadele etti yani en sonunda Hwang Tea Kyung'u sevdiğini bildiği halde aslında en baştan beri kız olduğunu anladığını ve ona aşık olduğunu dile getirmiştir o gün yine red cevabı alır ..
Hwang Tea Kyung annesinin Go Mi Nam'ın babası için terketmediğini öğrenir daha doğrusu babasının, onun annesi için bir şey hissetmediğini verilen şarkının aslında Go Mi Nam'ın annesi için olduğunu öğrendikten sonra daha çok pişmanlık duyar.. Çünkü Go Mi Nam'dan ayrılmıştır..
ikiz kardeşi yerine döndükten sonra grupta Tea Kyung hariç hepsi ile vedalaşır ve uzaklara gider..  Ama dizi mutlu son ile bitti.. Her Kore dizisinde olduğu gibi final yine vasattı benim için.. Güzel olan tek şey ise konserde söylediği ilk şarkıyı Go Mi Nyu için söylemiş ve herkesin içinde ona aşkını itiraf ettive bitti.. En azından birazda sonunu kapatabilirlerdi..
Benim sevdiğim diziler arasında yer aldı. En çok özleyeceğim karakter ise Jeremy :)

Kendinize iyi bakın :)



4 Eyl 2013

Secret Garden / Kore Dizisi


Bu dizi bir çok düşünce ile beni benden alanlardan biri. Sadece başroller arasında geçen bir hikaye olsa da diğer oyuncuların performansları da akıllarda kalmadı desem yalan olur. Ayrıca şimdi bunu söylemeden geçemicem ama ilk defa bir kore dizi için "off bu nasıl final" demedim en azından tatminkar bıraktılar.

Hyun Bın / Kım Joo-Won

Zengin bir ailenin oğlu, Amerika'da eğitimini görmüş bir çok yabancı dil bilen, her fırsatta kendini öven, kendini beğenmiş, kibirli ve insanlara tepeden bakan bir kişilik. Yalnız bu şekilde anlatınca çok itici bir adam gibi gelmiş olsa da dizide bu karakteri çok sevdim. Gil Ra Im'i ilk gördüğünde aşık olmasıyla beraber bir kez olsun vazgeçmedi. Çünkü Gıl Ra Im onun çevresindeki kadınlardan oldukça farklı. Kım Joo Won'un ise bu konuyla alakalı dizide ki replikleri çok komikti. Mesela;
Gıl Ra Im'i gördükten sonra sürekli onu düşünüp yanında hayalini gördüğü anda "Ali Baba'nın bir çiftliği var" diyerek kendi dikkatini dağıtması, yaptığı her jestin ardından "Bir cemiyet lideri böyle davranır" demesi.. Ayrıca üzerinde sık sık gördüğümüz parlak eşofmanı için "bu sıradan bir eşofman değil İtalya'da ünlü bir tasarımcı üzerinde ki pulları teker teker işledi"demesi.. Bu replikleri dizi boyunca çok duyduk ve beni bir çok kez güldürdü..

Ha Ji Won/Gil Ra Im

Gıl Ra Im annesiz büyümüş, 17 yaşındayken itfaiyeci babasını kazada birisini hayatını kurtarırken ölmüş. Daha sonrasında yalnız ve fakir olarak büyümüş. Hayatını dublörlük yaparak kazanan güçlü, gururlu, güler yüzlü tatlı bir kız. Gıl Ra Im'in de dizide komik replik ve davranışları vardı. Mesala; Kım Joon Wo'ya kızdığında "Ölmek mi istiyorsun" diyerek ayağına vurması, Yine çok kızdığında "5. kaburgan 6. olsun mu?" demesi ile Kım Joon Won'un dikkatini çekmiştir..

Yoon Sang-Hyun/ Oska

Kım Joon Won'un kuzeni. Çok zengin bir ailenin oğlu olmasına rağmen şirkette çalışmak yerine şarkı söylemeyi seçmiştir. Hatta Kpop sektörünün ünlü şarkıcılarındandır. Yaşı 34 olmasından dolayı popüleritesi düşmeye başlamıştır. Sesinin kötü olmasına rağmen onu seven fanları olduğu için daha çok işlerine asılmaya başlayan şeker gibi bir abi. Çapkın bir kişiliğe sahip olmasına rağmen yıllar önce ayrıldığı Seul'ü unutamamıştır gelin görün ki bir anda Seul ortaya çıkar. Oska ilk başlarda çevresinde görmekten hoşnut olmasa da zaman geçtikçe onunla nasıl ayrıldığını hatırlar ve yine aşık olur. Ayrıca Oska iyi bir arkadaş ve Gıl Ra Im'i sürekli koruyup, kollamıştır. 

Kim Sarang/ Yoon Seul

Zengin bir ailenin güzel kızı Seul. Ailesinin zorlaması ile Kım Joon Won ile görücü usulü görüşür. Başkan, Seul'e yüz vermez fakat biraz ısrarcı davranır fakat sonradan amacının Oska'nın etrafında olmak olduğunu dizinin ilerleyen bölümlerde anlamaya başladık ve aşkları da tatlıya bağlanır..
Kım Joon Won'un kocaman arazi üzerine yapılan bir gölet karşısındaki evi çok güzeldi. Çevresi camla çevrili olan bu evin bir tarafının sadece kitaplarla çevrili olması ve kar yağdığında ki görüntü oldukça hoş duruyordu. Gıl Ra ım'i camdan dışarı bakarak düşündüğü bölümler vardı.. Devasa kitaplığı gördüğünde Gıl Ra Im kocaman kitaplığı olan bir ev gördüğünü ve böyle kitaplığa sahip olmak istediğini söyleyerek Kım Joon Won'un okuduğu kitapları okumaya başlar. Dizidede Alis Harikalar Diyarından alıntıları sıkça duyacaksınız..


Az çok fantastik olan dizimizde Gıl Ra Im ile Kım Joon Won ilk kez ruhları değiştiklerindeki halleri görülmeye değerdi. Kım Joon Won'un kendisi gibi olması için Gıl Ra Im'e yaptığı baskılar ve onun bedenindeyken yaptığı muziplikler çok komikti. 
Kım Joon Won o kadar aşık ki Action School'un kampa gittiklerinden onların peşinden gidip bütün ekibin olduğu evde yerde yatan Gıl Ra Im'in yanında türlü şekillere giren Kım Joon Won'u öyle görmek çok eğlenceliydi. 
Fakir kız olan Gıl Ra Im'i isteyemen bir anne düşünün neler yapabilir. Elinden geleni ardına koymayan bu kadın kızımızı çok üzer. Joon Won'dan uzak durmaya başlayan kızımız duygularına söz geçiremeyip Loel'in yılbaşı partisine onu görmeye gider. Oska ile karşılaşır ve onu görmeden gitmemesini söyleyerek onu bir güzel süsler. Kım Joon Won  beklediği cevabını o gün veren kızımız, birbilerinin çekimlerine dayanmayıp bütün cemiyetin karşısında öpüşmeye başlarlar ve cemiyet tarafından uzun süre dillerden düşmeyecek bir sahne idi. 
Dublör olarak rol aldığı bir sahnede kaza geçiren Gıl Ra Im'i öyle görmeye dayanamayan Kım Joon Won önce bir mektup yazar sonrasında Gıl Ra Im'in bedenini alıp yağmur yağan yere gidip ruhlarını değiştirir. (bunu çok kimse yapmaz) 
Bu adam bu kadını kendi canını ona verecek kadar sevmesi, ikisininde ruhları değiştiğinde rüyalarında gördükleri ve aslında sihirlerinin Gizli Bahçe değilde Gıl Ra Im'in babasının kızına iyilik için yaptığı bir sihir olduğunu anladığımız sahne.. Ben ağlamıştım bu sahnelerde..
Sonrasında gelen mutlu son.. İlk başta dediğim gibi izlediğim Kore dizileri arasında en azından beni tatmin eden bir son ile son bulması güzeldi.. 

26 Ağu 2013

Dream High 2 / Kore Dizisi

Dream High izleyenler bilir ki aynı okulda geçmesine rağmen konu olarak birbirinden bağımsız seri dizisi diyebilirim. İlk başta acaba ilki kadar iyi olur mu diye düşünmedim değil. Dizinin oyuncuları ilk dizide ki gibi idollerden oluşuyor. Hatta bu dizide Kpop idollerinin hayatından çok şey öğrenebilirsiniz. 



Maddi sıkıntılar içinde ki Kırın Sanat Okulun da artık öğrencilerin yeteneklerinden ziyade çalışkanlıklarına seçimler başlamıştır.Ve devletin çıkarmış olduğu "Gençler sanatçıları koruma" adı altında ki yasa da genç yaşta olan sanatçıların saat aksam 10'dan sonra dışarı çıkmalarını yasaklamıştır. Bu yasadan ve kişsel hatalarından dolayı popüler grup olan HERSHE ve EDEN faaliyetlerine ara vermek zorunda kalmışlardır. Bu genç idollerimiz  Kırın Sanat Okulu'n da  eğitime başlarlar. Eski ve idoller arasında tabi ki de çekişmeler olacaktır.

Dizinin bir sürü başrol oyuncusu var ama JB biraz daha ön planda. Esas kızımız olan Shin He Sung'u Jin Yoo Jin'e göre önce davranarak kapan genç idolümüz. Her yeteneğe sahip tamamiyle dizide mükemmel bir idolü canlandırıyor. 

Jin Yoo Jin ise rock müzik konusunda hayalleri olan fakat idoller geldikten sonra kendini JB ile yarışın içinde bulup dans, pop müzik söylerken bulur fakat finale doğru kendi özüne döner. En azından beklediğim bir durumdu. Gerçi ben Jin Yoo'dan çok finalinden Jin Yoo Jin ile birlikte olmasını istesem de olmadı, O da Jinwoon'u sevdiğimden dolayı :D 

Shin He Sung Kırın Sanat okulu tarafından notlarından dolayı seçilmiş öğrencilerden biridir. Fakat o bunu daha sonradan öğrenir. Çünkü sesi ve yeteneği olmadığı halde tek hayali şarkıcı olmaktır. Okula o şekilde girdiğini öğrendikten sonra okula bırakma kararı alır. Bütün hayallerinin bittiğini zannetiği bir anda arkadaşları onun yazmış olduğu şarkıyı Jin Yoo Jin önderliğinde söylerle bu şarkı herkes tarafında sevilir. Aslında iyi bir söz ve beste yazarı olabileceğinin farkına varır ve pes etmez okula döner. Onu ikna eden kişi ise bu olayların dışında JB'dir. Aralarında ki aşk ise bundan sonra başlar...

Dizi de en çok izlemekten keyif aldığım ise Nana'nın iki sevdalısı.. ikinci sezonda genel olarak müzik dünyasında ki olabilecek her türlü sorunu ve çözümlerini anlatan bir sezon olmuş. ilk sezonda daha çok öğrencilerin kendi içlerinde vermiş oldukları bir savaş varken ikinci sezonda tamamı ile karşılıklı birbirleriyle yarış halindeler. İkisi arasında seçim yapamayacağım. Çünkü ikisini izlerken de çok eğlendim. İlk sezonda Jason-Pil Suuk ikilisini.. ikinci sezonda ise Jin yoo Jin ve JB arasındaki çekişmeleri ve Jin Yoo Jin'in komik tepkileri ve mimiklerini izlemekten büyük keyif aldım.  

Finali ilk sezonda olduğu gibi açık kapı bırakarak bitmiş bir sezon finali vardı. Fakat ikinci sezonun ki bence daha iyiydi en azından bütün oyuncular bir müzikalde toplanmışlardı..

Dream High / Kore Dizisi


Dizi afişte ki 6 sanat öğrencisi ve onların bu yolda yaşadıkları, destek veren öğretmenlerinin hakkında bir yapım. Bu dizi büyük şirketlerin ortak yapımı. Prodüksiyon ve konuk oyuncuları bile birer kpop yıldızı. İlk bölüm de yer alan Kım Hyun Jung kısa görmek bile güzeldi. Dizinin 6 başrol oyuncusu var bunlardan 5'i şarkıcı biri oyuncu.. Dizinin öğretmen kadrosunuda sevmeden geçemedik. Oyunculara kısa tanıtalım..

Bea Su Ji/Hye Mi

Dizinin 1994'lü en küçük başrol oyuncusu. Kendisi Miss A grubunun en küçük üyesi Suzy. Dizide de görüleceği üzere sesi çok güzel. İlk diziyi izlemeye başladığımda biraz soğuk gelmesine rağmen kendini sevdirmeyi başardı. Hatta Suzy'nin bundan sonra ki dizilerinin hayranı bile olmadım değil :)
Taec Yeon/Jın Gook-Hyun Shi Hyuk

 Dizinin bir diğer erkek başrolü , kendisi 2PM grubunun üyesi.Sesi ve dansı konusunda gayet başarılı. Rap konusunda 2PM'i dinleyenler bilir başarılı. 
Kim Soo Hyun / Song Sam Dong

Dizinin şarkıcı olmayan tek oyuncusu. Dizimizin bir diğer erkek başrolü. Kim Soo Hyun'un sesini çok beğeniyorum. Özellikle oynadığı her kdramının mutlaka Ostlarına el atmıştır. Dizide Hye Mi'ye aşık çocuğu oynuyor. Kim Soo Hyun'u izlediğim ilk dizisi olmasıyla bende yeri çok ayrıdır.

Ham Eun Jung/Yoon Beak He

Bir diğer başrol oyuncumuz T-ara grubunun lideri şarkıcımız. Dizide güzel sesi ve danslarıyla onu küçük gören bir zamanlar yakın arkadaş oldukları Hye Mi'ye kanıtlama ve kötülük yapma çabasındadır. Neyse ki doğru yolu bulacak zorlu yollardan geçtikten sonra tabi..

Jun Wooyoung/ Jason

Dizinin son erkek başrolü. O da 2PM grubunun üyesi.Hatta grubunun en iyi seslerinden biri. Dans konusunda kıvraklığı falan kliplerini izlediğimde dikkatimi çekiyor. Dizide en çok sevdiğim karakterlerinden biriydi Sebebi rol yapsa bile aslında kendi gibiydi..

IU/ Kım Pil Suuk

Kızların en son başrol oyuncusu.IU bu kızın sesine hasta olmamak mümkün değil, Bana göre dizi de sesi en güzel olan kişi. İlk 9 bölümüne kadar şişman gezdi. Jason'a olan aşkında 200 içinde 30 kilo verdi:) Dizinin finalinde de sizi küçük bir sürpriz bekliyor olabilir:) Size tavsiye solo olarak bu kızı dizi dışında da dinleyin.

Görüldüğü üzere dizinin her bir üyesi neredeyse Kpop'dan fırlamış gibi.. Başroller bu şekilde olunca siz bir de konuk oyuncuları düşünün. Kım Hyun Jung, Super Junior Leetuek ve Eynhyuk, 2 AM Nichjhun ve Chansung, Miss A'nın diziye konuk olması  vs.. Durum böyle olunca dizinin şarkıları da güzel olmazsa olmaz.
Karakterler ise genel bir dramada geçen konuyla aynı bunun yanına müzik ve dans da gelince izlemeye doyamıyor insan.Dizi ikici yarısından sonra efsaneleşmeye başladı. İzlemekten daha çok keyif almaya başlıyor  insan.
Dizide en çok güldüklerim arasında Pil Suuk ve Jason çifti idi. Özelikle Pil Suuk zayıfladıktan sonra Jason'ın o karşı hislerinin oluşmaya başladığı dönemler komikti. Çünkü daha kendine bile itiraf edebilecek durumda değildi. İkisininde birbirini kıskanması ve birbirlerine itiraf ettikleri an güldürdüler. Dizinin en eğlenceli çifti ikisiydi.
Sam Dong'un ise kulağındaki sorun üzücüydü ama müziğe olan tutkusu bunu bile aşabileceğini gösterdi. Tabi bizim esas kızımız Hye Mi sayesinde oldu.Sahne performansı esnasında işitme sorunu yaşarken Hye Mi'nin yaptığı hareketlerle şarkıyı başarı ile seslendirdi ve sonunda çok ağladı esas oğlumuz
Kdrama dizilerin de olduğu gibi Hye Mi, Sam Dong ve Jin Gook arasında geçen bir aşk üçgenimiz vardı. Kızımız önce Jin Gook'a karşı yakınlık duydu arada geçen bazı olaylar uzak kalmalarına sebep olunca her anında onun yanında olan ve ondan bir beklentisi bile olmadan sevdi. Ben onun sevgisini daha samimi buluyodum ve sonunda zaten kazanda o oldu..
Dream High genel olarak güzel dizi beğendim.İzlediğim Kore dizilerinin finallerini beğenemiyorum senaryoyu çok havada bıraktıları için olabilir. 

Kendinize çok iyi bakın :)

20 Ağu 2013

Medcezir / The OC


Amerika'nın zamanında izlenme rekoru kıran dizi The OC, Medcezir ismiyle uyarlanıyor. Dizinin başrollerin de Serenay Çetinkaya ve Çağatay Ulusoy oynuyor. Genelde uyarlama dizileri konusunda bizim senaristlerin başarılı oldukları söylenemez ya da ben orjinallerini bildiğimden izlerken zevk almıyorum. The Oc'de sevdiğim yapımlardan biriydi açıkçası merak içinde beklemedeyim. 
The OC amerikada 2003-2007 yılları arasında komedi/drama dizisi olarak yayınlandı.The Oc 50'nin üstünde ülkede gösterimi oldu.Özellikle dizide ki müzik seçimleri konusunda oldukça başarı sağlamıştır.Dizi müziklerinden ise 6 adet albüm yapılmıştır.Bu kadar başarı sağlayan bir dizinin Türk versiyonun nasıl olacağı ise merak konusu..
Bekleyelim ve görelim..

Faith / Kore Dizisi



Goryeo Dönemi'nde (918-1392) gelişen sağlık görevlisi Kangchan'ın öyküsünü anlatmaktadır. Kangchan örnek tıbbi çalışmalarından dolayı sonunda onurlu bir hekim olmuştur. Dizi, ilk hekimlik aşamasından Kang-chan'ın "" konumuna ulaşmasına kadar Kang-chan'ın yaşamını kapsamaktadır. Özel Kwangsewon sağlık kurumunda çalışırken Kang-chan insanlara umut ve yeni bir hayat vermektedir.

Goryeo Hanedanlığının komutanı Choi Young ve günümüzden geçmişe gitmek zorunda kalan doktoru; Dr. Yoo Eun So'nun yaşadıkları güzel aşkın hikayesi...
Lee Min Ho / Choi Young

Goryeo Hanedanlığının muhafız birliğinin komutanı. Bir söz verdimi onu tutmak için herşeyi yapan onurlu, dürüst karakterde. Kralın gözde adamı, her konuda akıl danışmanı. Kralı Goryeo topraklarına ulaştırabilmek için savaşan, kılıcı sağlam komutan. Kraliçe yaralanınca, Cennetin Kapısı denilen yer yıllardır kapalı olmasına rağmen açılmış ve burdan geçip "cennet" diye tabir edilen yere yani 2012 yılına gelmiştir. Doktolar konresinde semiren veren Dr. Yoo Eun Soo'yu görmesiyle kraliçe için onu kaçırır ve kendi zamanına götürür.
Kılıç kullanma konusunda döneminin en iyilerinden olan komutanın bir de özel güçleri vardır. Ona has olan bu gücünde ise elleriyle karşısıda ki kişiye yıldırım gönderebiliyor fakat sonrasında oldukça güçsüz düşüyor. Pek kullanmıyor o sebepten. 
Kim Hee Sun / Yoo Eun Soo

Geryeo komutanı tarafından kaçırıldıktan sonra neye uğradığını şaşıran doktor kraliçeyi yanında götürdüğü aletler ile iyileştirir. O dönemlerde bu tür yaraları iyişeleştirmek zor olduğundan Cennet'ten gelen kadın olarak bakılır ve Kral tarafından "Hekim Başı" ünvanını alır. 
Komutanın geri götüreceğine dair verdiği söz alır. Hekim başının cennetten geldiği kısa bir süre sonra ülke geneline yayılır. Ülkede güçlü bir yere sahip olan Gi Chul cennete gidebilmenin hesaplarına başlar.

Ryu Duk Hwan/King Kong Min

Geryeo hanedanlığının kralı olur kendisi.10 sene kadar Yuan Hanedanlığında yaşayan ve kral olarak ülkesine döner. Ülkesini Yuan krallığından korumak için aykata kalmaya çalışır. Diğer krallardan farklı olduğundan başarısız olacağını düşünürler. Bir çok kez ölümden döner tabi ki komutan her seferinde kurtarır onu. Kraliçe ile bu dönemlerde aşkları filizlerin. 

Park Se Young/Prenses Noh Guuk

Yuan Prensesi iken ailesinin Geryeo'yu ele geçirebilmek için kralla evlendirilir. Kral ile kraliçe arasında ki aşk bir süre sonra alevlenir. Kraliçe sürekli krala destek olur. Yeri geldiği zamanlar da bile Kral'a siyasi fikirlerini anlatır. Hamile olduğunu öğrendikten bir süre sonra kralın amcası tarafından kaçırılan kraliçe bebeğini düşürür. Eşini geri getirmesine karşılık tahtı bile geri vermeyi söyleyen kral eşine bağlılığını belli eder. Komutan kraliçeyi kurtarır ve gerek kalmaz.

Yoo Oh Sun/Gi Chul

Goryeo Hanedanlığından Prens. Siyasi ve maddii olarak çok güçlü. Prensin de kendine has bir gücü var "buzbüken" karşısında ki kişiyi elleriyle dokunduğundan soğuk hava vererek öldürebiliyor. Kendisinin tek derdi cennete gidip delik kalbini iyileştirebilmek. Sahip olduklarıyla doymayan her zaman daha fazlasını isteyen bir karakter.
 Shin Eung Jun/Hwa Soo In

Ateş büken bir özel güce sahip bu kadın Prens Gİ Chul'un manevi kardeşi olarak ilan ettiği, bütün kötü işlerinde kullandığı dizinin kötü karakterinden biri. Dokunduğu her kişiyi yakarak öldürebilen bir yetenek sahibi.
Sung Hoon /Chun Eum Ja

Nağmazen denilen bir güce sahip.Elinde ki flütü üfleyerek yaydığı titreşimlerle önünde duran herkesin kulaklarından kan gelip öldürene kadar çalıyordu. Duyma konusunda çok hassas olan bu arkadaşta yakınında konuşulan bütün konuşmaları ayırt edebiliyordu. Gi Chul'un manevi kardeşi ve baş adamıdır. Generalin bu arkadaşı öldürdüğü sahnede derin bir oh çekmiştim.

2012 yılına gelip Eun Soo'yu kaçırırken onlara yardım ettikten sonra geri göndereceğine dair söz verdikten sonra ikna olur. İlk başta nerde olduğuna dair şaşkınlık yaşayan Eun Soo hemen geri dönmeye çalışırken Young engel olur kraliçeyi iyileştirmesini söyler ve ona direnen Eun Soo komutanın kılıcını alır ve ona saplar. Günler geçtikçe onu iyileştirmek için uğraşır. Sarayda kralı kraliçeyi ve herkesi kendine hayran bırakır. Özellikle konuşma tarzı ve yaptıklarıyla herkesin sevgisini kazanır. Ona sert davranan komutan Young bile bir süre sonra ondan etkilenmeye başlar.
Zaman geçtikçe Eun Soo bile kapı açılana kadar birşeyler öğrenmeye başlar. Young ona ata binmeyi, bıçak kullanmayı onun dışında hayatta kalabilmesi için bir çok şeyi öğretir.

General konumu gereği ve geçmişinde yaşadıklarından dolayı pek gülümseyen bir yapıya sahip. Hekim başı onuda güldürmeyi başarmıştır. Bir gün ona sarı çiçek verir hatta onu generalin kulağının arkasına takar ve güler. General şaşkın şaşkın alır yere atar ama hekim başı gittikten sonra o çiçeği alır ve saklar. 
Dizinin gelişme bölümlerde sürekli olaylar, entrikalar, siyasi gücün kimin elinde olacağına dair mevzular ceryan eder.Generalin tek amacı vardır kralı korumak ve ardından hekim başını geri gönderebilmektir. Verdiği sözleri tutması onun için şereftir. Ama bir sorun var ki generali sevmeye başlayan hekim başı geri dönmek istemiyordur.Birbirlerini sevmeye başlayan bu ikili arasında duygu dolu anlar yaşanır. 
Bu şekilde devam eden olayların arasında kötü prens Gİ Chul'un elinde hekim başının ilgisini çekecek belgeler vardı. Aslında bu belgelerin hekim başının kendi el yazısıyla yazdığı günlüklerdir.Ve dizinin son kısmında hekim başının gelecekti halinin yazdığı ve o günden yüzyıl önceye bırakmış olduğunu anlıyoruz.
Tarih ve dönem dizilerini çekmek genel olarak çok zordur. Bunu kurgulayıp seyirciyi etkilemek için o döngüyü oluşturmak için yapılan her çalışma önemlidir bana göre. Fakat bu tarih dizisinde olaylar örgüsünün işlenişi beni çok etkiledi.
Dizinin bir güzel yanı ise; muhafız alayının olduğu sahneler.. Hiç kimse arka plana atılmamış. Komutana olan bağlılıkları ve komutanın onlara olan bağlılıkları saf bir şekilde işlenmiş. 
Bir diğer bahsetmek istediğim ise; kralın amcasının tahta geçebilmek için oynadığı oyunlar, entrikalar dizinin bundan sonra ki bölümde ne olacak demekten alıkoyamadım kendimi. Entrikaların arasında sırf komutanı korumak için hekim başı onla nişanlanır fakat düğün zamanı sevdiği kadını onların elinden almak için herkesin önünde hekim başını öper. Sayı olarak da çok olan askerlerin hepsini kılıcı ve yumruklarından geçiri oradan hekim başını çıkarır. Onu koruyabilmek için yanında tutar. Hatta en güvenli yerin muhafız alayı olduğunu düşünen hekim başı kraldan izin olarak muhafız olur ve kıyafetlerini giyer. Bir anda neye uğradığını şaşıran komutanın hoşuna gider en güzel sahnelerden biriydi..

5 yıl önce Cennetin kapısından kaybettiği sevgilisini, aynı yerde onu beklerken birbirlerine kavuşması, birbilerine bakışları..

İzlerken içimin acıdığı o sahne. Dolu dolu gözler birbirine hasret bakışlar.. 
Mutlaka geri dönecek umuduyla bekleyenin bakışı..
Geri dönüp kaybettiği sevgilisine kavuşmanın bakışı..

19 Ağu 2013

City Hunter / Kore Dizisi

Dizinin konusu;Lee Yoon Sung (Lee Min Ho) henüz bir aylıkken ölen babasının en yakın arkadaşı tarafından kaçırılır ve babasıyla birlikte ölen 20 askerin intikamını almak için eğitilir.. 17 yaşındayken tüm bunları öğrenir ve bambaşka bir insan olmak üzere kendini geliştirir. Yıllar sonra mükemmel kariyeriyle ile Seul’e dönen Yoon Sung uzman olarak Choong Wa Dae’de çalışmaya başlar fakat asıl görevi çeşitli yasadışı suçlara da bulaşmış olan 5 kişiden babasının ve Nampo Limanı’nda ölen askerlerin intikamını almaktır..Görüldüğü üzere, intikamın cidden hissedildiği bir dizi izledim. Lee Min Ho'nun drama dizilerinden sonra başarıyla bu rolün hakkını verdiğini düşünüyorum. Dizi de drama sahnelerin yok demiyorum fakat daha az seviyede tutulmuş. Diziyi genel olarak sevdim sadece bir kaç abartı sahneleri vardı onları ileryen bölümlerde anlatıcam.
Dizini City Hunter'ı yani şehir avcısı anlaşılacağı üzere Yoon Sung'dur. Babasını öldürenlerin intikamını alabilmek için yıllarca bekledi. O gün gelip çattığında Seul'e yerleşir. Onu yetiştiren babasının hazırlarladığı intikam planları ölüme dayalı olduğundan Yoon Sung pek bu şekilde sonlanmasının taraftarı değil. Çünkü o insanlarında bir ailesi var felsefesiyle ilerledi dizi boyunca.

Dizinin bir diğer karakteri Kim Na Na (Park Min Yung) şu zamana kadar izlediğim diziler arasında gülüşü, bakışı, güzelliğiyle sevidiğim bayan oyuncularda biri oldu kendisi. Kim Na Na küçükken ailesi trafik kazası geçirmiştir, annesi o kaza da ölür babası komada olan bir kızımız. Bu yaşadıklarına rağmen yüzünden gülücüğünü kaybetmemiş güçlü bir karakteri vardır. Kirasını ödeyebilmek, babasının hastane masfrafları için bi çok işte çalışıyor. Yoon Sung'la zaman geçtikçe, aralarında ki olaylar geliştikçe daha çok bağlanıyor. Hatta Dizi boyunca sevgili olmuyolar ama aralarındaki bağ ve tutku yüzünden birbirlerinden uzak kalamıyor. Ee bir de hem başkanın koruması hem de Yoon Sung'un judo hocası olunca ister istemez sürekli bir aradalar.
Benim ikisi arasında en çok etkilendiğim sahnelerden biri; intikam aldıklarının koruması görevini yapan Na Na'nın  Yoon Sunn'u vurduğu sahne kesinlikle çekim olarakda çok beğenmiştim. Sonrasında şehir avcımızın belli etmemek için uğraşları falan derken Kim Na Na'nın bir çok kez hayatını kurtardıktan sonra onun sadece parçaları birleştirmesi kalıyor ve Yoon Sung'un "City Hunter" olduğunu anlıyor. Hatta yaptığı şirinlikler anlaşmalar ile ona yardım bile etmeye başlıyor. Sadece bir sorun var Yoon Sung'un üvey babası;

asker dostlarını o şekilde öldürüldüklerine şayit olduktan sonra hayatını tamamiyle intikam üzerine kurdu. Hatta Yoon Sung'u bu sebepten annesinden kaçırdı, onuda intikam almak için sadece maşa olarak kullandı.Yalnız şunu söylemden edemicem kendisi bana göre çok iyi karakter oyuncusu. İntikamını aldı güzel plan hazırladı belki kendince haklıydı ama o konuda Yoon Sung gibi düşünenlerdendim,öldürmek yok sadece ceza vermek yeterli. Bu adamda kızdığım bir başka şey ise; Kim Na Na ile oğlunun bir araya gelmesine engel olmaya çalışmasıydı. Gerçi bir sahnede Na Na resmen adama meydan okudu.
City Hunter'da baştan sonra onurlu ir şekilde hayatını bile ortaya koyarak araştırma yapan hatta yeri geldiğinde babasını bile tanımayan savcı Kim Young Joo. İnsan işine bu kadar bağlı olabilir mi  şehir avcısının kim olduğunu öğrenebilmek için uğraştı dizi boyunca sonlarına doğru anlamasına rağmen hiçbişey yapmadı çünkü Yoon Sung'un amacını anlamıştı. Sonunda canınında bile olsa bu adam çok uğraş verdi her şey için...Sadece ilk başlarda Na Na ile aralarında bişey olur diye çok sinir oluyordum neyse ki sadece kısa bir süre tek taraflı oldu. 
Benim diziden etkilendiğim bir çok sahne oldu sadece aralarından iki tanesini bile şu an düşününce etkileniyorum. Bunlardan biri; Yoon Sung ve Kim Na Na arasında ki ayrılma anı gerçi bunu bile yaparken şehir avcısı onu ne kadar sevdiğini belli ediyor.

'Beni dinle. Sana yalvarıyorum. Eğer seni bulmaya gelirsem beni kabul etme. Birbirimize doğru çekilsek de sen görmezden gel. Beni tanıdığın için üzgünüm seni tereddütte bıraktığım için üzgünüm. Babamın bana neden aşık olma dediğini, şimdi tamamen anlıyorum.' -Yoon-sung
Bir diğer sahne ise; final bölümünde Yoon Sung ile üvey babası Lee Jin Pyo arasındaki vurulma sahnesi. Başkanı yani Sung'un öz babasını intikamın son adamı olduğu için öldürmeye ant içmiş orda öz babasının önüne atlayan Yoon Sung vuruluyor. Başkanın koruması Kim Na Na ise üvey babayı vuruyor ikiside yerde yatarken birbirlerinin ellerini tutmaya çalıştıkları o an etkileyiciydi

City Hunter'a yakışmayan bir final olmuştı bir baba oğulun vurulduğu sahne güzeldi. Ama sonrasında ne oldu Yoon Sung kimle gitti ? Nereye gitti ? Öz babası ile ne oldu? Kim Na Na ile ikisi arasında ne oldu dizi boyunca doğru dürüst kavuşamadıkları aşka ne oldu falan diye bir sürü açık kapı bırakmışlar. Bir süre sonra yapımcı "Kim Na Na ile gitti" demiş olsa bile seyircilere bu izlenimi veremediler...
Her bitirdiğim Kore dizisinden sonra dediğim gibi Kore dizilerini sevelim arkadaşlar..
Kendinize iyi bakın

14 Ağu 2013

Personal Taste / Kore Dizisi





Gel gelelim Lee Min Ho'nun başrolünü oynadığı "Personal Taste " dizisine. BOF'da ki gibi aşık olduğu kadına tutkuyla bağlı fakat ne yazık ki bir Gu Jun Pyo değil. Beklentilerimin altında olan bir dizi olmasına rağmen izlerken zevk almadım desem yalan olur. İzlerken Park Gae In rolünü oynayan arkadaşa ilk başlar da fazlasıyla uyuz oluyodum. Bu kadar saf bir insan olamaz ya..
JinHo ile ev arkadaşı olduktan sonra o da kendini bir şekilde sevdirmeye başladı. En azından karakterin özelliklerini neden bu şekilde saf olduğu öğrenmiş oldum. 5 yaşında annesiz kalmış, prof. bir baba var ama kızını tamamiyle dışlamış. Bu kız kendini koruma adına geçmişte ki üzüntülerini düşünmeme pahasına bildiğin bilinç altında gizliyordu. JinHo ile de böyle bir konuşma geçiyordu sanırım. 



Jin Ho ile ev arkadaşı oldular birbilerine uyuz olmalarına rağmen paylaşımlar artıkça da yakınlaşmalar olmaya başladı. Jin Ho'ya çok kızmıştım ilk başta iş için de olsa kızın evine yerleşti. Her ne kadar daha sonra değişmiş olsa bile :) Yalnız en çok Gae In'in saflığından dolayı yanlış anlamaları güldürdü. Koskaca Lee Min Ho'yu dizide de olsa gay yaptı. O sahneler tartışılmaz komikti :) bir de gay diye çocukla her şeyi konuşabiliyordu.  Hele gay müdürün bunu duyup sonra onunda tercihinin farklı olduğu öğrendiği sahne daha bi komikti..
dizide yer alan diğer karakterle; çıban başı Jo Eun Ji tam bir yılan..Kıskanç, pislik, elindekilerle yetinemeyen aciz bi kadın. Gae In'in uzun süreli olan ilişkisinde ki çocuğu elinden aldı. Yetmemiş gibi Jin Ho asılmaya kalktı tabi zeki adam yer mi ? Tabi ki de yemedi :) Çok gereksiz bir karakter daha var ki ona uyuz olmamak mümkün değil. 
Gae In'nin uzun süre çıktığı çocuk Han Chang Ryul. Bu adam aslında özünde iyi bir insan ama kızımıza yaptıklarıdan ötürü ona gıcık olmamak elimde değil. Ev arkadaşı Jo Eun Ji ile evlenmeye kalkışırlar bunu nikahta öğrenir bizi kız. Tabi evlenemezler !! :) Her ikisini de sevmediğim için çok bahsetmek istemiyorum.
Birbirlerine aşık olduklarında daha bi eğlenceli oldu Gae In ve Jin Ho çiftimiz. Bir de öncesinde Gae In'in hisleri oluşmaya başladığı zamanlarda Jin Ho içi erkek kılığına girmesi falan ne kadar saf bir aşk olamaz.
Gae In babasını sevemedim. Hem yıllarca kızıyla ilgilenmesin olanları öğrendikten sonra Jin Hoo'ya çemkirsin, yok öyle ya ! Karşılaştıklarında Jin Hoo güzel bi konuşma ile adamın hatalarını yüzüne vurunca "Ohhh içimin yağları eridi" diye kendim sevinir oldum.

Final beklediğimden daha kötüydü. Kore dizileri finalleri çok sade tutuyor yada bizim beklentilerimiz çok üst düzeyde:)