23 May 2015

Cruel City / Kore Dizisi


Cruel City; 2013 yılında yayınlandı. 20 bölümden oluşuyor. Aksiyon ve gizem üzerine kurulmuş senaryosuyla dikkat çekiyor. Dizinin yönetmenliğini Lee Jung Hyun, senaristliğini ise; Yoo Sung Yeol yapmaktadır.

Konusu; Uyuşturucu mafyasıyla mücadele etmek için oluşturulan özel timin mafya ile mücadelesini konu alıyor. Fakat özel tim mafya içinde ki üyeleri yakalamak isterken; örgüt içindede iktidar mücadelesi söz konusu. Dizide güç dengeleri bir çok kez değişiyor. Scale, Mett Kim (kırk canı var), Kim Pong, Safari  ve örgütün başı Başkan Jo derken hepsinin gücüne bir çok kez görüyoruz.

Dizi içinde kullanılan ve yaşanılan iktidar kavgasını en iyi özetleyen söz;

 “Kanunsuz insanlar onları öldürebilecek kişilere saygı duyup itaat ederler.”

Jung Kyung Ho; dizide Jung Shi Hyun karakterini başka bir deyişle Doktor'un Oğlunu canlandırıyor. Kendisini tanımama rağmen izlediğim ilk yapımı. Doktor'un Oğlu bu konuma gelene kadar bir çok zorluklarla karşı karşı kalmıştır. Annesini küçük yaşta kaybetmiş, yetimhanede büyümüştür. Uyuşturucu kartellerinin ipliğini dışarı çıkarmak için mücadele edecek. Fakat bu mücadeleyi kendisi dışında sadece bir kişi biliyor olacak. Örgütün içinde bulunan herkes aslında Doktor'un Oğlu olarak bilinen bu adamın örgütün liderinin başını ezip en tepeye çıkmak istediğini düşünecek (!) Bu yolda masum
Lee Jae Yoon, Uyuşturucu kartellerini yakalamak için kurulan özel timin başında ki dedektif  Ji Hyung Mi karakterini canlandırıyor. Cruel City dizisinden sonra rol aldığı Golden Rainbow, Witch's Romance ve Heart to Heart dizilerinde izledim. Dedektif rolü çok yakışıyor. Ji Hyung Mi, özel timde yer alan sevdiği kadın, dedektif Lee Kyung Mi ile beraberdir. Babası sözü geçen bir savcıdır. Fakat onun dedektif olmasını hatta narkotiğin başında olmasını istememiştir. Özel Tim'in görevi örgütün bütün üyelerini ele geçirmektir. Fakat Dedektif Ji'nin bir süre sonra tek hedefi Doktorun Oğlu olmuştur. Öyle bir senaryo oluşturmuş ki senarist bütün oklar bir anda Doktorun Oğluna dönmektedir.

Nam Gyuri, Han Soo Min karakterini canlandırıyor.Efsane dizi 49 Days dizisinde güzel performansıyla göz doldurmuştu.Yetimhanede ona ablalık yapan sonrasında himayesine alan özel tim dedektiflerinden Lee Kyung Mi ile beraber yaşamaktadır. Her zaman ablası gibi polis olmak tek hayaliydi. Polis oldu olmasına fakat onu bu süreç içinde zorlu görevler bekliyor olacak. Fakat dizide rolüne yakıştırmadığım tek bir kişiydi malesef. İzlerken hak vereceğinizi umuyorum.



Yoon Hyun Min; dizide Kim Hyun Soo karakterini canlandırıyor. Inspiring Generetion, Witch's Romance, Dıscovery of Love dizilerinde izledim. Yoon Hyun Min'in oyunculuğu harika. İzlediğim dizilerin her birinde farklı rollerin içinde olduğu için her karakteri rahatlıkla canlandırabilen bir oyuncu. Soo karakteri mafya içinde yapılanmış, Doktorun Oğlunun en yakın adamı, kardeşi, dostu. Onun için hayatını feda edebilecek derecede birbirlerini koruyorlar. İkisinin arasında ki dostluğun temelinin atıldığı hikaye ve sonrası izlemeye değer olduğunu düşünüyorum.
Kim Yu Mi; Dizide Lee Jin Sook karakterini canlandırıyor. İzlediğim tek yapımı. Jung Shi Hyun annesinin en yakın arkadaşı. Annesinin ölümünden sonra Shi Hyun'u bi nevi o sahiplendi her anında yanında oldu. Sürekli korudu, kolladı. Jin Sook da Doktorun oğlunun her daim yanında oldu Soo gibi. Fakat elinde büyümüş birine bir şey hissediyor olması gerçekçi gelmedi. Bu ayrıntı dışında , tavırları, soğukkanlı oluşu girdiği karakter içinde harika işler yaptığını düşünüyorum.

Choi Moon Sung; dizide Moon Duk Bae karakterini canlandırıyor. Nam-ı değer Safari! Emperes Ki ve Heart to Heart dizilerinde izledim. Moon Sung'un dizide gördüğüm an işte bu dizi olur dedim. Zira kullandığı şivey, konuşma tarzı, stili, saçlarını gördüğüm an aranan kan bulundu dedim. Safariyle efsane yarattı desek yeridir. Uyuşturucu örgütünün içinde ki sözü geçen üyelerden. Acımasız! Safarinin dizide sırtından bıçaklamadığı, ikili oynamadığı bir insan kalmadı. Jung Shi Hyun karakterine "Doktorun Oğlu" lakabını veren kişi. Aslında birbirlerine bu denli düşman olmalarının ardında yatan hikaye, senaristin hayal gücünü  hayran kaldım. 
Dizi; hikayesiyle, kurguyla, işlenişi ve finaline kadar harikaydı.Senaryonun bu denli iyi olmasında ki başlıca nedenlerden biri, düşük pozisyonda ki karakterden en üst pozisyonda ki karaktere kadar her birinin kısa da olsa hikayesine yer verilmesi oldu. Başrol ve yardımcı roller arasındaki denge muazzamdı. Bu denge sayesinde seyir zevki yüksek yapım ortaya çıktı. 
Bir çok aksiyon dizi veya filmi izledim silahın en az sopanın ve bıçağın en çok kullanıldığı mafya dizisiydi.Etrafta yumruklarını silah olarak kullanan polisler dahi mevcuttu. Operasyonlar dışında silah kullandığına pek rastlamadım. İyi ve kötü adamların sürekli değişmiş olmaları. Dizide öyle bir adalet sistemi var ki polisleri resmen yerle bir etmişler.Hele savcılık resmen örgütün bir parçası gibi. Böyle adalet olmaz olsun tarzında.

Senaryonun giriş, gelişme harika işlenirken finalde bir çok olayın yarım kaldığını düşünsem de harika  izlenilebilir yapım ortaya çıkıyor. Dizinin konusu aksiyon olduğundan romantizme çok fazla yer verilmedi. Bu bir eksik mi? Bence değildi. Fakat, dizide herkesin karakteri üzerine öyle oturmuş ki sadece Han Soo Min karakterini Nam Gyuri dışında başka biri oynasa harika olurdu. 

Dizinin bir çok dövüş sahnesi kaliteliydi.Fakat bir sahne vardı ki biraz abartıya kaçtığını düşünüyorum. Doktorun Oğlunun kavag ederken ceketiyle adam dövüp bu şekilde giymesi mesela :)
Yasal Uyarı: Bundan sonra ki paragraf spolier içerebilir. 
Final hakkında bir kaç yorumum olacak. İlk ihtimal; Soo Min'in doktorun oğlu öldükten sonra gördüğü Kyung Yi ve Shi Hyun'un çocukluklarını görmesi ve sonradan kaybolması öldüğünü gösterirken, bir diğer ihtimal de son sahnede beyaz takımlı halde görülmesi ölmüş izlenimi verip  ıssız bir adam gibi hayatına devam ediyor izlenimi olarak algılanabilir. Ben şahsen ikinci ihtimali göz önünde bulundurdum. Zira göstermiş olmaları mantık dışı kalırdı.

Dizinin şarkıları efsaneydi! Benim dinlemekten keyi aldığım şarkılar;  Jo Jung Hee "Everyday", Hye Rim "Butterfly" Kim Young Jin "Wound". Dizinin müziklerini kaliteli ve seçkin bulduğumu söyleyebilirim.
Bütün albümü dinlemek isteyenler için; TIKLA

13 May 2015

Japon-Türk Yapımı "Ertuğrul"

 Ertuğrul filminin konusu Türk-Japon dostluğunun mimarı olan iki ayrı olayın sinemaya uyarlaması şeklinde olacak. Japon-Türk yapımı Ertuğrul filminin yapımcılığını Japonya tarafından Ertuğrul Film Partners, Türkiye tarafında sie Kültür ve Turizm Bakanlığı üstlenirken, uygulayıcı yapımcısı Böcek Yapım. Yönetmen koltuğuna ise; Mitsutoshi Tanaka oturuyor. Tarih danışmanlığını ise, İskender Pala yapıyor.

Filmlere bile konu olacak bu dostluk nasıl başladı diye düşünüyorsanız? 

Birinci dostluk simgesi;
Ertuğrul Fırkateyn; 1887 yılında bir Japon heyetinin İstanbul'a gelmesiyle başladı her şey. Dönemimin Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamit'in emriyle iade-i ziyaret olarak Japonya'ya gönderilmesi kararklaştırılan Osmanlı Fırkateyni Ertuğrul, İstanbul'a dönüş yolunda fırtınaya yakalanıyor, Kashinozaki Feneri'ne yönelen gemi kayalıklara çarparak 681 kişik mürerrebatı ile birlikte sulara gömülür. Kurtulabilen sadece 69 kişidir. Onlarda Japon köylüler tarafından uzun süre misafir ediliyor. Denizden çıkarabilen 150'ye yakın naaşlar için fener yakınlarına gömülüyor. Daha sonra Türk-Japon simgesi olarak anıt dikiliyor.

 İkinci dostluk simgesi;
Filmde yer alacak bir diğer olay ise; İran-Irak Savaşı'nın sürdüğü sıralarda gerçekleşti. 1985 yılında, Saddam'ın emriyle Tahran hava sahasının sivil uçaklar için bile güvenli olmayacağı açıklanır. Tüm Avrupa ülkeleri dahil olmak üzere uçak göndererek vatandaşlarını Tahrandan tahliye eder. Bir tek o süre zaafı içinde Japonya uçak gönderemez. Dönemin başbakanı Turgut Özal devreye girer ve 215 Japon vatandaşı kurtarırlar.
Filmin Japonya ayağında ki çekimleri tamamlandı. Türkiye çekimlerine başlandı. "Ertuğrul" filmi her iki ülkenin ileri gelmiş oyuncu kadrosuyla kendinden söz ettireceğe benziyor.

Türkiye'den kimler yer alıyor. Kenan Ece, Alican Yücesoy, Uğur Polat, Mehmet Özgür, Deniz Oral, Tamer Levent, Melis Babadağ. Japonya tarafından, Seiyou Kutsuna, Yui Natsukawa, Yukiyoshi Ozawa gibi Japonya'nın ileri gelen oyucuları yer alıyor.


Ertuğrul filmi iki ülkenin tarihi açısından önemli yer taran bu iki olayın yeni kuşaklara aktarılması takdire şayan. Pek çok kişi Ertuğrul Fırkateyn hakkında bilgi sahibi değil. Japon-Türk olayını tescilleyen bir olaydır. İki ülke arasında ki dostluğun tekrardan hatırlanması açısında iyi düşünülmüş projelerden biri. Japon sineması Türkiye'de çok bilinmez ama oldukça iyi işler çıkaran ülkelerden biridir. Bu yapımın bizi sinema açısında daha ileriye götüreceğini düşünüyorum. Bu yılın kasım ayında vizyona girmesi bekleniyor.

12 May 2015

The 100 // 2.sezon

The 100; Bilim-kurgu türü olmasına rağmen 1.sezonda gençlik dizisi tadında geçmesiden dolayı eleştirelere neden oldu. Eleştiriler işe yaramış olacak ki senaristler durumu ikinci sezonla birlikte toparladı. Seyir zevki yüksek bir yapım ortaya çıktı. 
Ark'tan dünyaya gönderilen 100 çocuk her ne kadar zor zamanlar yaşıyor gibi görüsenlerde aile gibi kenetlendiler birbirlerine. Yeri geldi ailelerini karşılarına aldılar, yeri geldi sevdikleri için öldüler (!) 2.sezon gerçekleştirilmesi imkansız bir kurtuluş hikayesini konu alıyor. İlk bölümle beraber dikkatimizi çeken nokta ise karakterlerin vahşi ortama uyum sağlamış olmaları. Karakterlerin bu müthiş değişimleriyle alakalı dikkatimizi Octivia çekiyor hatta " kırk yıllıdır ok atıyor, savaşıyor" izlenimlerini yüksek seviyede hissediyorsunuz. Gel gör ki; senelerini bir göz odada geçirmiş kız süper kahramandan farksız dövüşmesi ve ok atması fazlasıyla abartıya kaçtığını düşünüyorum. Fakat o naif kıza sert görünümü yakışmış mı? Yakışmış!
The-100-season-2-episode-12-Octavia
The 100 konu olarak ele aldığımızda 2.sezonda taşlar yerine oturuyor. İnsanlar ve arktan gelenlerin arasında ki savaş, nükleer savaştan etkilenen gün ışığına çıkamayan medeni (!)  dağ insanlarının iç yüzleri ve amaçları gibi bir çok sorunun cevabının çözüleceği 2.sezon dolu dolu geçiyor. 1.sezonun aksine akıl oyunları, savaş, barış, ölüm ve ihanet dolu bir sezon ile karşı karşıya kalacaksınız. Ark'takiler dünyaya iniyor. Çocuklar çil yavrusu gibi bir yerlere dağılıyor. Bir kısmı ormanda, bir kısmı dağ adamlarının elinde.
Kimdir bu dağ adamları?
Teknoloji sayesinde nükleer sızıntısından kurtulabilen,  kullandıkları teknolojiyle hayatta kalabilen insan topluluğu. İl kortaya çıktıklarında İyi mi kötü mü ? bilemiyorsunu.  Fakat, hep bit yeniği olduğunu hissediyorsunuz. Aslında amaçlarına baktığımda herkes kendi halkı için savaş veriyor. Onlarda bi bakıma haklı. Tuttuğum taraf değiller. Üzgünüm. 
Yasal Uyarı: Bundan sonrası spolier içerebilir. 
Finn and Bellamy
İlk sezona göre en çok yol kat eden karakterlerden biri de Bellamy. O lider havasında dolaşan çocuk gitti. Yerine arkadaşlarını kurtarmak için savaş veren bir çocuk geldi. Murphy ile olan düşmanlığını bile göz ardı etti
.2.sezonda dikkat çeken olaylardan biri ilk sezonda barış için uğraşan Finn'in Clarke bulacağım diye cinnet geçirmesi oldu. Bildiğin katliam yaptı. Bedelini ağır şekilde ödedi. Açık konuşmak gerekirse bu kadarını beklemiyordum. Senatristler ters köşe yaptı.
olurlarsa olsunlar kızamıyorsun. Sonuçta herkes kendi halkının iyiliği, özgürlüğü için savaşıyor. Fakat Ark çocuklarının birbirlerine olan bağlılıkları bu amacı yerle bir ediyor. Herkes bi nevi özgürlük peşinde. Söylemeden geçemeyeğim; ellerininde imkanlarla Jasper, Monty ve diğer çocukları kurtarma operasyonu kurgu bakımında beklediğimden daha iyiydi.
The-100-season-2-episode-15-Lexa12.sezon da Lexa rolüyle Alycia Debnam Carey karşımıza çıkıyor. Dünya da yaşayan insanların lideri. Lexa dişe diş, kana kan felsefesini kendine amaç bilmiş. Bizden bir gidiyorsa sizden bir gidecek hesabı. Bu en çok Clarie ve Finn adına büyük yaralara sebep olacak. Buna rağmen Clarke'in her seferinde Lexa'nın her dediğini yapması, Lexa ile kurduğu acımasız planla, masum insanların ölümüne sebep olması gibi. Ee o zaman "Nerde senin ideolojin?" sorusunu akıllara geliyor. Zira; Lexa'dan yediği son dakika ihaneti. Clarke'in aldığı en güzel darbe oldu. Hak etti!
the-100-season-2-episode-12-spoilers
Arktan dünyaya gelenler arasında en çok Murphy çekti insanlardan. Yaptığı kötülüklere rağmen iyi bir çocuk olmayı başardı. Tekrardan çocukların güvenini kazanması lazımdı. O da oldu. Murphy'nin, Jaha ile çıktığı kurtuluş yolculuğunda  bir çölü aştılar. Deniz aşırı bir bir bölgeye ulaştılar. Jaha'nın tabiriyle halkını kurtarabileceği bir yer mi? Orası muamma! 
The 100 2. sezon final bölümünün sonlarına doğru intihar videosu ortaya çıkıyor. Büyük ihtimal nükleer savaşiın başladığı yıllarda çekilen bir video. Kırmızı elbiseli bir kadının hologramı görünüyor. Ark'tan haberi olan biri. 3. sezon da  her şeyin başlangıcı olan nükleer savaşın nasıl ortaya çıktığı, nedenleri gibi bir çok sorunun cevabını bulacağımızın sinyallerini verdilerini düşünüyorum. En önemlisi, herkes kurtuldu derken kendini sorumlu tutan Clarke nereye gidiyor? 3 seznu bekleyip görelim.

11 May 2015

Jang Hyun Seung Solo Çıkışı!

İşlerimin yoğunluğu dolayısıyla uzun bir süredir post yazmaya fırsat bulamıyordum. Otomotiv sektöründe çalışanlar bilir sürekli bir denetim sürekli bir aksiyon mutlaka vardır. Durum böyle olunca yazılarımı aksatmak zorunda kaldım. Bu süre zaafı içinde aldığım en güzel haber ise BEAST üyesi Jang Hyun Seung'un 08.05.2015  saat 00:00 solo çıkışını yapmış olması.
Hyun Seung'un "My" isimili albümde R&B ve Hiphop tarzında 6 şarkı yer alıyor. Albümün başlık şarkısı ise "You're The First". Hyun Seung'un favori şarkısı ise Break Up With Him. 


     Beste: Black Eyed Victory (Choi Kyusong-Rado)
     Şarkı Sözü: Sam Lewis
     Aranje:  Black Eyed Victory
     Teaser

     Beste: Black Eyed Victory
     Şarkı Sözü: Black Eyed Victory- Sam Lewis-Giri Boy
     Aranje: Black Eyed Victory
     Teaser

      Beste: Black Eyed Victory
      Şarkı Sözü: Kush, Tokki
      Aranje: Black Eyed Victory
      Teaser
     Beste: Sam Lewis
     Şarkı Sözü: Sam Lewis
     Aranje: Sam Lewis, CJ
     Beste: Sam Lewis
     Şarkı Sözü: Sam Lewis, Yeyo
     Aranje: YeYo
     Teaser
     Beste: Sam Lewis
     Şarkı Sözü: Sam Lewis, CJ
     Aranje: Black Eyed Victory, Sam Lewis
     Teaser

It's Me, solo albümün tanıtım şarkısı, Groove tarzında. Ses nitekliklerini ve yoğunluğunu taşıyan bir tarz. Aynı zamanda orta tempo, nadiren hızlı tempo akınlarıyla oluşmuş bir tarz.
Solo albümün ana şarkısı olan You're The First hip hop türünde. Albümde ki favori şarkım. Canlı melodisiyle kendini dinlentiriyor.
Hyun Seung R&B, hip hop türünde olan Break Up With Him şarkısında Tokki ile düet yapıyor. Bu şarkıyla vokal yeteneğini bir kez daha ortaya çıkarmış. Aynı zamanda Hyun Seung'un albümde ki favori şarkısı olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.
Sexy Joke adından da anlaşılacağı üzere Hyun Seung'un olgun karakterini, espirili sözleriyle ortaya çıkardığı  şarkı.
Come Out, karşısında ki kıza güzel olduğunu anlatan itiraf şarkısı. Albümde ki favori şarkım.
I Love You şarkısı, R&B tarzında. Kişinin ayrılık sonrası yaşadığı ikilemi ele alıyor. Eski sevgiliye duyulan özlem ve nefretin bir arada olduğu şarkı.
Beast grubuna saygım ve sevgim çok büyük. Çıkış yaptıkları dönemden bu yana en çok gelişme gösteren gruplardan biri. Canlı performanslarda hem dans edip hem şarkı söyleyebilmek büyük meziyet. Sesleri zerre kaymadan, hangi ses tonuyla başladılarsa bitişe kadar aynı ses tonuyla bitirebilen ender gruplardan.Grubun ana vokalı her ne kadar Yoseob olsa da her birinin sesi ayrı ayrı güzel. Hyun Seung'un, Hyuna ile olan trobublemaker çıkışından sonra solo albüm bekliyordum. Özellikle 12:30 şarkısında Hyun Seung'un ses rengine hayran kalmıştım. O yazımda bunu dile getirdiğimi hatırlıyorum. Solo albüm gelmeli artık diye düşünüyordum. Ben albümde ki her şarkıyı sevdim. Her albümde olduğu gibi favori şarkılarım tabi ki var. Ama siz hepsini dinleyin.
You're The First video klip
 Benim gibi görsel hafızaya sahip olanlar için bir de Hyun Seung'u canlı performansını izlemeli .

9 May 2015

Doğuş Otomotiv Trafik Hayattır!


Araç kullanırken telefonla konuşmayın, hayatı susturmayın!
Çünkü Trafik Hayattır!

Hayatımızın en önemli unsuru haline gelen trafik güvenliği konusunda farkındalık yaratmayı hedefleyen ve örnek uygulamalar geliştiren Trafik Hayattır platformu iletişim faaliyetlerine ara vermeden devam ediyor. Toplumsal sorumluluk alanı içerisinde trafik güvenliğine öncelikli olarak önem veren Doğuş Otomotiv, Trafik Hayattır ile trafikte saygı kültürünü yaygınlaştırmayı hedefliyor.

Trafik güvenliği konusunda Türkiye’nin en istikrarlı kurumsal sorumluluk markası haline gelen Trafik Hayattır platformu 10 yılı aşkın süredir, çeşitli bilinçlendirme projelerini başarıyla yürütüyor.

Trafik güvenliğini ve yaya güvenliğini sağlamada en önemli unsurlardan cep telefonu kullanımına, farklı projeleriyle dikkat çeken Trafik Hayattır platformu, yeni bir animasyon yaparak ‘araba kullanırken cep telefonu ile konuşmanın’ dikkat dağınıklığına sebep olduğunu vurguluyor.

Cep telefonu kullanımı her geçen gün artıyor. Buna paralel olarak şehir içi kazalarında da artış söz konusu. Cep telefonu ile konuşmanın reaksiyonları %80 azalttığı gerçeğini göz önüne alırsak Trafik Hayattır bu konuya eğilerek doğru bir strateji uyguluyor.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

24 Nis 2015

Full House Dizisinin Türk Versiyonu Geliyor!


Rain'in oynadığı Full House dizisinin Türk versiyonu "3 Oda 1 Aşk" dizisi ile ekrana gelecek olan dizinin başrolünde Güney Kore uyarlaması dizilerin aranan yüzü Seçkin Özdemir'in oynaması bekleniyor. Yapımcılığını Med Yapım-Fatih Aksoy üsteleneği 2004 Full House dizisinden uyarlanacak. Show TV'de yayınlanması beklenen dizi için Seçkin Özdemir'e teklif götüren Fatih Aksoy cast çalışmalarında oldukça titiz davranıyormuş. Romantik-komedi türünde ki diziyi daha önce Güney Koreden uyarlama olan Bir Aşk Hikayesi ve Günahkar dizilerini de yöneten Barış Yök çekecek. Bayan oyuncunun kararı hala verilmedi.

Full House dizisinin kısaca konusundan bahsedeyim. Babalarından kalan evde yaşayan iki kız kardeşlerden, büyük kız nişanlısı ile birlikte büyük bir borca girince babasından kalan evi satmaya karar verir. ama bu kararı kız kardeşinden saklar. Kardeşini yurtdışına tatili göndererek evi satmayı planlar. Tatil yapacağı yere gitmek için bindiği uçakta genç yakışıklı bir çocukla karşılaşır. Pek hoş olaman karşılaşmadan sonra kader ağlarını örer. Geri dönmek zorunda kalan kız eve geldiğinde, ablası eve uçakta karşılaştığı çocuğa satmıştır.

Aşk Yeniden dizisinin yakaladığı başarının ardından Fatih Aksoy iş başında! Şahsen bir taraftan merak ediyorum. Bir yandan etmiyorum. Malum Güney Kore'den uyarlama Türk dizilerin başarılı olduklarını düşünmüyorum.

Hyde Jekyll, Me / Kore Dizisi


Psikolojik-fantastik tür olan Hyde Jekyll, Me diziyle karşınızdayım. Dizinin adı ve konusu yayınlandığı an; aklıma direkt Robert Louis Stevenson  1886 yılında yayımladığı kısa romanı Dr. Jekyll and Mr Hyde geldi. Kısa bir bilginin ardından dizi hakkında görüşlerime geçeceğim. Benim romanı okuma fırsatım olmadı fakat filmini izlemiştim. Film kişilik bölünmesi üzerine Londrada yaşayan saygın biri olan Dr Jekyll'nin zaman zaman şevhet düşkünü bir Mr. Hyde'a dönüşmesi olayını gözlemlemesi anlatılmaktadır. İki farklı kişiliğin, iyinin ve kötünün çatışmasını anlatmakta. Bugüne kadar onlarca müzik albümü, televizyon dizisi, müzikal, bilgisayar oyunu ve çizgi romana ilham veren bir eser. Durum böyle olunca Güney Kore gibi dizi sektörü gelişmiş bir ülke, neden böyle bir yapım bizim ülkemizde yer almasın deyip, işe koyulmuşlar.


Hyun Bin, aynı beden içinde iki farklı karakteri canlandırıyor. Bunlardan biri  Goo Seo Jin. Wonderland şirketinin üçüncü nesilden tek varisi, ailesinin tek oğludur. Küçük yaşta yaşadığı talihsiz travma sonucu kişilik bozukluğu yaşamaktadır. Bu nedenle spor yapmak ve şirkete gitmek dışında dışarıya çıkmaz, içki içmez, eğlenmez. Kısaca asosyal, katı ve soğuktur. Aşk ve evliliğe asla inanmıyor.  

Hyun Bin, aynı beden içinde canlandırdığı bir diğer karakter ise Robin. Seo Jin'in yaşadığı tramva sonucu ortaya çıkmıştır. Hayatta istediği şeyi elde edebilmek için sonuna kadar savaşabilecek cesur, korkusuz, sıcak, nazik ve hayat dolu bir karakter. Ayrıca Seo Jin'in aksine muhteşem gülüşü her daim ortaya çıkarmaktan  eksik kalmıyor. Ünlü çizgi roman yazarıdır.


Hyun Bin'i uzun bir aradan sonra ekranlarda görmek mutlu etti. Secret Garden sonra ekranlarda görememiştik onu. Dört sene boyunca neredeydi bu adam diye merak edenlere, 22 aylık askerlik görevini yerine yetirdi. 2014 yılında "The Fatal Encounter" filmiyle sinema dünyasına, 2015 yılında "Hyde Jekyll, Me" dizisiyle geri dönüşü yaptı. Hyun Bin'in oyunculuğunu beğendim. Aynı beden içinde iki farklı karakteri canlandırmak zor iş. Katı, düşüncesiz, soğuk bir adam iken; düşünceli, nazik ve sıcakkanlı karaktere dönüşümler meziyet ister. Goo Seo Jin ve Robin arasında ki geçişlerden ötürü başarılı buldum Gerçi ilk bölümde Hyun Bin'in performansı çok yüksek değildi fakat sonrasında olay örgüsü çözümlenmeye başladıkça ivme tavan yaptı. Tabi bu konuda Hyun Bin'in oyunculuk tecrübesini es geçmemek lazım. Goo Seo Jin ve Robin arasında kurallar olması, birbirlerinin yaşam alanlarına müdahale etmemeleri, kişilik bölünmesi konusuna farklı bir hava kattı diye düşünüyorum.
Han Ji Min; dizide Jang Ha Na karakterini canlandırdı. Wonderland tema parkında (oyun parkı) yer alan sirkin işletmecisidir.Bu sirk ailesinden ona kalan sorumluluktur. Ailesinde yadigar kalan sirkin kapatılmaması için bağlı olduğu şirket Wonderland'in başkanı Goo Seo Jin ile karşı karşıya gelecektir. Tanımaya değer ve tanıdıkça bağımlılık yapan, mücadeleci ve bi o kadar duygusal karaktere sahiptir. Han Ji Min'in Rooftop Prince dizisinden sonra ekranlarda ki ilk dizisi. Hyde Jekyll, Me dizisinden önce, Hyun Bin ile  "The Fatal Encounter"  filminde rol aldılar. Han Ji Min sevdiğim oyunculardan biri.Fakat; Hyde Jekyll, Me dizisinde ki oyunculuğunu vasat buldum. Onun yer aldığı bir çok sahneyi sıkılarak izledim diyebilirim. Aynı bedende iki farklı insan arasında kaldığınızı düşünsenize, ne zor seçim. 

Aynı beden içinde farklı kişilik aynı kadına aşık olursa?
Jang Ha Na-Goo Seo Jin

Jang Ha Na-Robin

Sung Joon; Dizinin hipnoterapist olan Yoon Tae Joon karakterini canlandırıyor. Oldum olası Sung Joon'un oyunculuğu beğenirim. Her rolün hakkını verecek kapasiteye sahip olduğunu Hyde Jekyll, Me dizisinde gösterdi. İlk bölümden son bölüme kadar yer aldığı her sahne de başarılıydı. Sung Joon izlemek isteyenler için;  Lie To Me, Shut Up Flower Boy Band, Can We Get Married, Gu Family Book, I Need Romance 3, Discovery Of Love dizilerine göz atabilirler.


Girls Day grubunun güzel üyesi Hyeri; dizide Min Woo Jung karakterini canlandırıyor. Robin karakteri onun lisede ki ilk aşkıdır.  Aynı zamanda Robinin hayran kulübünün başkandır. Hyeri'nin oyunculuğu gelişirse efsane biri haline dönüşebilir.
Dizinin senaristinden çok yönetmeninin çıkardığı işi daha çok beğendim. Çektiği mekanlar, renkler, parlak ışıklar, akvaryum kullanarak, izlerken sizi masal diyarında dolanıyormuş hissi vermeyi başardı. O dönem içinde bulunan mevsim öğelerini de iyi değerlendirdi. Hyde Jeklly, Me; ilk bölümünde yer alan goril sahnesi olmasaydı daha kalite başlangıç yapabilirdi. Gereksiz aksiyon yarattılar. Ortada çözülmesi gereken olayların çözülme sırası, işlenişi başarılıydı. 
Hyde Jekyll, Me; Kill Me, Heal Me dizisiyle aynı dönemde yayımlandığı ve her iki dizide kişilik bölünmesi temasına sahip olduğundan haliyle karşılaştırmalar yapıldı. Özellikle iki başrol oyuncusu arasında ki karşılaştırılmayı normal buluyorum. Fakat iki farklı konu iki farklı rol tabi ki biri diğerine göre daha iyi olacak bu da insanlara göre değişebilir. Zevk meselesi. Benim düşüncem;  Ji sung; rolünü adeta yaşadı, yaşattı. Hyun Bin ise; oyunculuğuyla aynı bedende iki farklı kişilik yarattı. İzlerken karakterleri ayıramadık. Bence ikisi de birbirinden bağımsız iki rol.
Dizinin şarkılarına gelecek olursak; Dizinin efsane ilk 3 şarkısı;  Beak Ji Young "Because Of You".Park Boram "Falling", Yoo Hyun Sang "Embrace" Diğeleri ise; Epitone Project&Lucia "Maybe" Kim Bom Soo "Only You". Diziyi genel olarak ele alırsak ben sevdim. Konusu, oyuncular ve Hyun Bin için izlenir. 

20 Nis 2015

Two Weeks/ Kore Dizisi


Two Weeks 2013 yılında yayınlan Güney Kore dizilerinden. Konu hem dokunaklı hem macera dolu. Hayatının baharından sevdiği kadından ayrılmak zorunda kalan, yıllar sonra o kadından lösemi hastası çocuğu olduğunu öğrenen Jang Tae San'ın ibretlik kaçışını ele alıyor.  Bu tür dizileri yayınlandığı dönemde izlemek yerine final yaptıktan sonra izlemeyi tercih ederim. Malum; bölümlerin bittiği andan itibaren bir hafta beklemek zorunda kalırsınız. 
Lee Joon Gi; Dizinin ana karakteri Jang Tae San karakterini canlandırıyor. İlk izlediğim yapımı Arang and the Magistrate dizisi. Two Weeks ile kendisinin oyunculuğunu sevmemek mümkün değil. Jang Tae San; annesini küçük yaşta kaybetmiş, genç yaşta hayatın zorluklarıyla karşılaşmış bir karakter. Bir gün işlemediği bir suçla ile itham edilir. İki hafta boyunca kaçak olarak yaşamak zorunda kalan şanssız bir adamdır. Jang Tae San'ın, dünya da en sevdiği kişinin hayatını kurtarmak ve suçsuzluğunu ispatlamak için sadece iki haftası vardır.. Lee Joon Gi'nin oyunculuğuna laf yok. Özellikle "baba" karakterinin hakkını verdiğini düşünüyorum. Güney Kore dizi sektörü oldukça geniş fakat iyi oyuncular ender. Two Weeks dizisiyle görüyoruz ki Lee Joon Gi rolünün hakkını sonuna kadar verdi.
Park Ha Sun; Dizide Jang Tae San'ın ilk ve son aşkı, kızının annesi Seo In Hye karakterini canlandırıyor. Park Ha Sun'u daha önce Three Days ve şu sıralar izlediğim Temptation dizisinden tanımaktayız. Seo In Hye'nin kızının hastalığından dolayı yüzüne bile bakmayacağı eski sevgilisi Jang Tae San'dan yardım istemesi dizinin başlangıç noktası oluyor. Olaylar bir süre sonra karmaşık bir hal alacaktır. Park Ha Sun'un kadar izlediğim yapımlarını da göz önünde bulundurursak oyunculuğunu vasatın üstünde buluyorum. In Hye karakterinin içine giremediği gözden kaçmıyor. Kızı hasta olan bir anneyi canlandıran bir oyuncu o  duyguyu hissettirmeli diye düşünüyorum.
Lee Chae Mi; Seo Soo Jin karakterini canlandırdı. Daha önce Golden Rainbow, Lovers Of Music, It's Ok, That's Love, The Night Watchman, Age Ending İn Nine Boy dizilerinde rol aldı. Bu ufaklık, küçük boyuna rağmen büyük oyunculuk sergiledi. O bitmek bilmeyen gülüşüyle ekrana kitledi. Kiminle karşılıklı oynadıysa üst seviyede oyunculuk sergiledi. Çocuk oyuncular arasında geleceği parlak olanlardan. 
Lee Joon Gi-Lee Chae Mi; baba-kız rollerinin hakkını verdiler.  Jang Tae San'nın kızını yaşatabilmek için döktüğü gözyaşı, çektiği sıkıntı, verdiği mücadelede tek dayanağı kızın hayaliydi.
Dizinin ana karakterleri kadar, yardımcı karakterlerde kendinden söz ettiriyor. Dizide savcı Park Jae Kyung rolünde izlediğimiz, Kim So Yeon'un aksiyon-macera türlerinde başarısını IRIS serisini izleyenler hatırlar. Two Weeks dizisinde ki savcı rolü onun için biçilmiş kaftan. Fakat romantik-komedi türünde ki başarısını da göz ardı etmemek lazım. Bakınız: I Need Romance 3. Savcı Park Jae Kyung'un tek bir amacı vardır. Babasının ölümüne sebep olduğunu düşündüğü  kişilerden adaletin önünde intikam almaktır. 
Seo In Hye'nin nişanlısı dedektif Im Seung Wo karakterini, Ryu Soo Young canlandırıyor. Two Weeks, karakterleri arasında en çaresiz, en suçsuzu. Seo Soo Jin'in sağlığına kavuşması ve sevdiği kadınla mutlu, mesut yaşamaktır. Kim Chae Mi küçük yaşına rağmen sergilediği dev oyunculukla, Ryu Soo Young'un tecrübesi bir araya geldiğinde ortaya çıkacak işi siz düşünün.. 

16 bölümden oluşan dizinin yönetmen koltuğunda Son Hyun Suk ve Choi Jun Kyung yer alırken, senaryosunu  So Hyun Kyung yapmıştır.. 
Dizinin senaryosunu başarılı buldum. İlk bölümde başlayan heyecanı son bölüme kadar hissediyorsunuz. "Acaba bundan sonra ne olacak?" sorusunu olay örgüsü çözülene kadar bir kaç defa kendinize soracaksınız. İyiler ve kötüler arasında ki savaşın karşılıklı ataklarıyla, heyecanı üst noktaya hissedeceksiniz. Bir çok dizide olduğu gibi mantık hatalarına rastlıyoruz. Fakat, senaryoda ki gel gitler sayesinde göz ardı edilebiliyor. Senarist aksiyon ve duygusal öğeleri birbirinden bağımsız bir o kadar dozunda kullandığından dolayı seyir zevki yerinde bir yapım ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Ayrıca senaryo da geçmiş ile gelecek arasında ki bağıntıyı dozunda bırakmış senarist.
Oyuncuların birbirleriyle uyumunu sevdim.  Chae Mi'nin başrol oyuncularıyla olan uyumunu en iyisiydi. Benim dizi hakkında olumsuz tek düşüncem Park Ha Sun'un yapay oyunculuğu oldu. Bunun dışında senaryo dozundaydı.

"Nell Run" Lee Bo Kyung "Heart Hit", Yoo Seung Woo "The Day You Come", Ahn Ye Seul "Love Leaves" şarkıları dizinin dikkat çeken şarkıları.Bir babanın kızının geleceği için kendi adını temize çıkarmak ve onun yaşaması için verdiği mücadeleyi izlemek isteyenler için ideal yapım.

17 Nis 2015

Mabel Matiz- Gök Nerede Albümü



2011 yılında kendi adını taşyan ilk albümü ile müzik dünyasına giriş yaptığı günden bu yana müzik eleştirmenleri hem de müzikseverlerin ilgisini kazanan Mabel Matiz.2013 yılında "Yaşım Çocuk ardından arayı fazla açmadan "Gök Nerede" adlı yeni albümü şubat ortasında Zoom/DMC etiketiyle yayımlandı. Albümün, tüm aranjelerini "Yaşım Çocuk" albümünde çalıştığı Can Güngör yaptı.
Albümde 14 şarkı bulunuyor. 9 şarkının sözü ve müziği Mabel Matiz'e ait. Üç şarkıyı müzisyen arkaşdaları birlikte yazan Mabel Matiz. Usta söz yazarı ve şarkıcı Nazan Öncel'in seslendirdiği "Bir Hadise Var" şarkısını, Gök Nerde albümünde tekrardan seslendirdi.
Türkçe sözlü pop müik dünyasına yerleşik algıları,yıkan, farklı tarzı, olanüstü sözleri ve baş döndürücü melodileriyle ülkemizde büyük hayran kitlesi yakalayan Mabel Matiz, yeni albümüyle beklenilenin üstünde bir iş daha çıkardı. Albümde ki özel şarkım "Gel".. Fakat Nazan Öncel'in meşhur şarkısı "Bir hadise Var" şarkısı da Mabel Matiz'in yorumuyla harika olmuş.
O kadar içine kapanmış ki kalbim, iç sesi var hiç sesi yok!
Mabel Matizin şarkılarını dinlediğimde hissettiğim tek duygu, huzur. Harika ötesinde.. Bir yaz gecesi eve dönerken fondaki müziğiyle seni selamlayan komşu gibi.. Bu albümde MAbel Matiz ne hissettiği değil de niye öyle hissettiğinin üzerine gittiği çok belli. Dışa vurduğu bir albüm. Onun değişiyle "Gök Nerede" dünyayı yeniden anlama, değişme, değiştirme hissini temsil eden, olumlu arayışın simgesi gibi" albüm..Mabel Matiz'in müziklerde hem kişisel hem toplumsal pek çok kanaldan besleniyor. Şark sözlerinde hem bireysel hem toplumsal hafızasından pek çok şey aktarıyor. Dile getirilen her şeyin evren de bir yerde bir şeylere dokunacağına ve bir şeyleri değiştireceğine inandığı her şeyi bir müzik dili kullanarak bu albümde toplamış Mabel Matiz. 
Bu albümü dinlemenizi öneririm.
Albümde yer alan şarkılar;

14 Nis 2015

Teen Wolf 5. Sezon: Tanıtım Videosu

Beğenilen gençlik dizilerinden Teen Wolf'un 5.sezonun ilk resmi fragmanı MTV Film Ödülleri gecesinde görücüye çıktı. Bizim geç kurtların fena halde başı dertte gibi görünüyor. "Villiain" isimli 20 saniyelik videoda gençlerin yeni düşmanlarına dair izlenimler elde ediyoruz. 

Dizinin yapımcısı Jeff Davis, bu sezonda genç kurtların artık birer yetişkin olmaya başladığını, yeni düşmanlarla karşılaşacağını belirtti. Aynı zamanda Teen Wolf izleyenlere kötü bir haberimde Derek rolüyle bildiğimiz, sevdiğimiz Tyler Hoechlin ne yazık ki dizinin ana kadrosundan ayrıldığı haberi de doğrulandı.

Dizi, 29 Haziran Pazertesi akşamı 5. sezon prömiyerini yapacak.

5.sezon 20 bölümden olacak dizinin ilk bölümü Kalifornia'da çekilecek. İlk bölüm için 2.500.000 dolar harcandığını düşünecek olursak, çekim için efektlerinin yüksek kalite olacağı belli oldu. Sadece ilk bölüm için 20 konuk oyuncu yer alacak. Kadroda değişiklikler elbette ki var. Derek gidiyor fakat as oyuncuların yanına bir de Brett Talbot yeni sezon kadrosuna dahil oldu. 5. sezon çekimlerinde Isaac görülmüş hadi hayırlısı :)

Özledik be:)

Love Forecast

fa

2015 yapımı Love Forecast filminin senaristliğini Park Jin Pyo, Lee Byung Ho ve  Lee Han yaparken yönetmenlik koltuğuna filmin senaristlerinden Park Jin Pyo üstlenmiştir. Yapımcılığını ise CJ Entertainment şirketi üstlenmiştir.. Filmin başrollerinde sevilen oyuncular Lee Seung Gi ve Moon Che Won yer almaktadır.

Lee Seung GiMy Girlfriend is a Nine Tailed FoxThe King 2 HeartGu Family Book ve You're All Surrounded dizilerinde rol almıştır. Love Forecast ise uzun metrajlı ilk filmidir. Joon Soo karakterini canlandırmaktadır. Joon Soo;  ortaokulda öğretmenlik yapmaktadır. Aşık olduğu kız için her şeyini vermeye hazırdır. Her şeyi yapıyor olsa bile, o sonunda terkedilen biri olur.
Moon Chae Won; izlediğim dizileri arasında Fair Lady, Princess Man, Nice Guy ve Good Doctor yapımlarında ki poerformansını hala unutumam. Romantik-komedi türünden ziyade dram ve tarih konu almış yapımlarda daha başarılı olduğunu düşünüyorum. Hyun Woo karakterini canlandırmaktadır. Hyun Woo karakteri ise hava durumu spikeridir. Güzel görüntüsünün aksine, aşırı hareketleri ve sert üsluplu bir konuşma tarzı vardır. 
İki yakın arkadaş düşünün, biri diğerine aslında aşık fakat sırf onu kaybetmemek adına yıllarca sessiz kalmış. Enterasan bir konu diyemeyceğim ama sırf Lee Seung Gi ve Moon Chae Won arasında ki uyum için bile izlenebilecek bir film. Filmde, komik öğelere ağırlık verilmiş. Güleceğiniz bir çok sahne mevcut. Fakat, ne yazık ki romantik öğeler için aynı düşünce içinde değilim. Filmin konusu  "Film harikalar mı?" derseniz. "Hayır, tabi ki "derim.. Başrol oyuncularının birbirleriyle olan uyumu ve güldüren öğelerin çokluğundan dolayı izlemek için ideal bir film. Lee Ji Hoon'un seslendirdiği "Paradise" şarkısını es geçmemek lazım.
Love Forecast filmi fragman için; TIKLA

7 Nis 2015

Heart To Heart/ Kore Dizisi


Son zamanlarda Güney Kore dizi sektöründe psikolojik vak'aların türünde diziler revaçta. It's Ok, That's Love dizisinin başlattığı bu akıma tutulan yapımlardan biri de "Heart to Heart" dizisi. TVN kanalı dizi yaparda kötü olur mu? Tabi ki olmaz! Kaliteli her işin arkasına mutlaka isimlerini yazdırıyorlar. Dizi 16 bölümden oluşuyor. Senaristliğini Coffee Prince dizisinden hatırladığımız Lee Jung Ah yaparken yönetmenliğini ise yine aynı diziden hatırladığımız Lee Yoon Jung yapıyor. Heart to Heart dizisi sosyal anksiyete bozukluğu ve onu tedavi eden psikiyatrist arasında ki komik bi o kadar dramatik hikayeyi konu alıyor. Bu türün diğer örneklerinden konu olarak basit kalsa da size yaşattığı samimiyet duygusunun içinde bulacaksınız kendinizi.
Choi Gang Hee; Cho Hong Do karakterine hayat veriyor. Daha önce Protect The Boss ve 7th Grade Civil Servant dizilerinde izleme fırsatı bulmuştum. Oyunculuk bakımında pasif bulduğum aktirstlerden biri olmasına rağmen Heart to Heart dizisiyle oyunculuğunu geliştirdiğini görebiliyoruz. Cho Hong Do karakteri; sosyal anksiyete bozukluğuna sahiptir. Sosyal ortama girdiğinde ya da insanlar etkileşim halinde olduğunda yüzünde kızarıklık meydana geliyor. Dış dünyayla bütün bağlantısını büyükannesi sağlamıştır. Onun vefatından sonra bütün işlerini kendi yapmak zorunda kalmıştır. Meraklı bir kişiliğe sahip olduğundan öğrenmek istediği her şeyi kitaplar ve internet aracığıyla sağlamıştır. Büyükannesinin ölümünden sonra çalışmak zorundadır. Kendi görüntüsünü gizlemek için büyükannesinin kılığına girer onun adını kullanır. Zengin bir ailenin yanında hizmetçi olarak yarı zamanlı olarak çalışır. Onun en büyük hayali platonik olarak aşık olduğu polis memuru Jang Doo Soo ile evlenmektir. Rahatsızlığı dolayısıyla karşısına çıkamaz ama her gün aralıksız yemek hazırlar, evinin önüne bırakır. Sakin sakin bir hayat yaşarken iyileşmeye karar verir.. 
Chun Jung Myung; Ko Yi Seok karakterini canlandırıyor. Aktörün izlediğim ilk yapımı. Heart to Heart dizisinde ki performansını gördükten sonra diğer yapımlarına bakmaya karar verdim. Ko Yi Seok zengin bir ailenin tek oğludur. Aile şirketinde çalışmak yerine Psikiyarist olmayı tercih etmiştir. Çapkın kişiliğinin yanı sıra biraz da farklı bir doktortur. Fakat genç psikiyaristinde geçmişinde yaşadığı acı hatıralardan kaynaklanan psikolojik sorunları mevcuttur. Hastaları çok konuştuğunda farkında olmadan dikkat dağınıklı yaşamaktadır. Chun Jung Myung'un oyunculuğuna dair bilgim olmadığını dile getirmiştim. Fakat Heart to Heart çerçevesinde ele aldığımızda harika performans ortaya çıktığını söyleyebilirim. Oyunculuğunda hissettiğim ilk duygu kesinlikle, samimiyet oldu..
Lee Jae Yoon; Jang Doo Soo karakterini canlandırıyor. Daha önce Golden Rainbow dizisinde izlemiştim. Doo Soo başarılı polis memurudur. Her akşam evinin önüne yemek bırakan Cho Hong Do'ya olan ilgisi geçmişe dayanmaktadır. Ona platonik olarak aşık bu kıza karşı hislerini merak içinde bekledim. Lee Jae Yoon oyunculuğu Golden Rainbow dizisinden bu yana geliştiğini söyleyebilirim.
Wonders Girl grubunu üyesi Ahn So Hee; Ko Yi Seok'un kız kardeşi Ko Se Ro karakterini canlandırıyor. Aile içi anlaşmazlıklar yüzünden Amerika'da büyüyen büyüen Se Ro okulu bırakma kararı alıp oyunculuk kariyerine başlamayı planlamıştır.Ahn So Hee'nin Wonder Girls üyesi olması dışında pek bilgiye sahip değilim. İlk dizi oyunculuğunu Heart to Heart dizisiyle gerçekleştirmiş. Bir çok oyuncuya göre iyi işler yapacağını düşünüyorum.

Küçük bir itirafla dizi hakkında ki düşüncelerime başlıyorum. Yüzlerce dizi film izledim. İlk kez bir yapım hakkında yanıldım. Heart to Heart dizisinin beni; duygusal, şaşırtıcı, merak uyandıran, sürükleyici, kimi zaman gerçeklerle bağdaşan kimi zaman masalsı dünyanın içine soktu diyebilirim. Diğer psikolojik vak'alarını işleyen dizileri göz önünde bulundurursak konu olarak basit kaldı diyebilirim. Fakat;  Tabiri caizse Ko Yi Suk karakteriyle Chun Jung Myung resmen döktürdü. Dizinin sonları yaklaştıkca sergilediği rol, insanı hayretler içierinde bırakacak seviyedeydi. Oynadığı sosyal anksiyete bozukluğunu canlandırması beklediğimden iyi olduğu için Choi Gang Hee'nin oyunculuğuna karşı olan ön yargılarımda son bulmuş oldu.  Dizide güleceğiniz sahneler haricince ağlamaktan içinizin şişeceği sahnelerde mevcut. Komedi sahneler daha fazla tabi ki.

Diziyi izleyecekler için uyarım spolier verebilirim. Dizi konusunda eleştirim senaristin sağ gösterip sol vurmak istemesi. Dizinin ilk bölümleri eğlenceli, komik bir şekilde devam ederken drama bağlamaları şaşırtmadı. Son zamanlarda Güney Kore dizi sektöründe komedi sonrası dram moda oldu. Senarist Lee Junh Ah'da bu modaya uyanlardan biri oldu ne yazık ki. Dram yapıyorsun madem biraz kısa tut o kadar uzatmanın manası yoktu. Çünkü senarist hikayenin içinde ki dramı öyle bir hale getirdi ki resmen insanın duygu dünyasını sarsacak kıvama getirdiler. İşte bu yüzden dramın uzaması mantıksız geldi.
,
Her şey bir kenarada dizinin içinde ki şarkılar efsane! Sahnelerin arasında çalan her şarkı birbirinden güzel. Fakat benim için iki şarkı harikaydı. Tearliner feat Zitten "Love Lies" Low "End Project" seslendirdiği şarkıları dizinin içinde bir çok kez duyacaksınız. İzlerken hem sözleri hem verdiği duyguyla sahnelere kapılıp gideceksiniz. Umarım sevdiğiniz bir yapım olur. İyi seyirler

2 Nis 2015

The Tale Of Princess Kaguya

Studio Ghibli'nin kurucularundan biri olan Isao Takahata 1999 tarihli "Komşularım Yamadalar" filminden 14 yıl sonra çektiği ilk film olan The Tale Princess Of Kaguya; yaşlı bir çiftin ormanda buldukları sihirli bir bebeği büyütme macerasını, masalsı ve şiirsel bir dille anlatıyor. Takahata ustanın dağların tatlı ve haşarı kızı Heidi'nin anime yaratıcısı olduğunu ve hemen ardından da Ateşböceklerinin Mezarı gibi en iyi savaş filmlerinden birini çektiğini de ekleyelim araya. Duygysal öğeleri inanılmaz biçimde üst seviyelerde tutan bu filmde gözyaşı dökmeyen birine henüz rastlamadım. Savaş ağlatır, savaşa ağlanır. Savaşta ki çocuklara daha çok ağlanır!
Filmin kısaca konusu şu şekilde; Bir gün yaşlı bir oduncu ve onun karısı tarafından bambu ağacının parıldayan sapında bulunan avuç içi büyüklüğünde ki gizemli küçük kız, hızlı büyüyerek, güzeller güzeli bir kadına dönüşür. Kendisiyle karşılaşan her insan bu kızdan etkilenir. Prensler bu gizemli kızla evlenebilmek için sıraya. Fakat Kaguya'nın aradığı aşk daha başkadır. 
253004.jpg-r_640_600-b_1_D6D6D6-f_jpg-q_x-xxyxx
Eski bir Japon efsanesinden uyarlama bir hikaye olan The Tale Princess Of Kaguya sulu boya çizimleriyle farklı bir dünyanın kapılarını aralıyor. Kullandığı renklerle tıpkı Kaguya'nın hüznüne eşlik ediyormuş hissi kaplıyor ruhumuzu. Bir bambu ağacının oduncu ve karısına armağını olan Kaguya'nın hayatı iki yönlü ilerliyor. İlkinde doğanın içinde insanlarla mutlu hayat süren bir Kaguya, diğeri ise babasının onu prensesler gibi yaşatmak isteğiyle başka bir yaşam formuna geçiyor. Anime'nin en güzel hali oduncunun ellerinde prenseslere gibi olan Kaguya'nın hali denilebilir. Genel olarak ele aldığımızda film size biraz uzun gelebilir fakat her sahneye eşit olarak yoğunluk verdiğinden dolayı izlenebilir güzel bir film çıkıyor ortaya. 
Ghibli animeleri biraz daha "büyükler" için gibi gelirdi bana ama  "The Tale Princess of Kaguya"  tam bir çocuk masalı tadında olmuş. Özellikle iyi çizimleri olaran kaliteli ve keyifli bir film. Oscar Ödüllerinde en iyi animasyon türünde aday gösterildiğini belirterek son veriyorum. İzlemek isteyenler için; İyi seyirler..