21 Mar 2016

Cheese in the Trap / Kore Dizisi


Cheese ın the Trap, Güney Kore'de oldukça popüler olan webtoondan uyarlama dizi olarak TVN kanalında ekranlara geldi. Geçmiş yazılarımı takip edenler bilir TVN kanalının şu zamana kadar yayınlayıp kötü diyebileceğim bir yapım olmadı lakin bu diziyle beraber sarsıntı yaşadım diyebilirim nedenlerini birazdan açıklayacağım. 

Dizinin webtoon yazarı Soon Ggi, senaristi Kim Han Hee olurken yönetmen koltuğunda Heart to Heart dizisinin yönetmeni Lee Yoon Jung oturmaktadır. Dizinin konusuna geçmeden önce diziyle eş zamanlı olarak webtoon devam ediyordu. Bu bilgiyi cepte tutun birazdan bu konuyla alakalı detaylı bilgilendirme yapacağım.

Dizinin konusu aslında bir çok gençlik dizisinde izlediğimiz senaryolardan farklı değil. Ailesinden hiçbir destek almadan okumaya çalışan başarılı bir üniversite öğrencisi Hong Seol ile okulun yakışıklı, gizemli ve zeki öğrencisi Yoo Jung arasında geçen bir hikaye.

Dizinin oyuncu kadrosu gençlik temalı dizi olduğundan oldukça geniş tutulmuş. 
Yer alan ana karakterler ile yan karakterler aşağıdaki gibidir.

Park Hae Jin'i daha önce My Love From the Star, Doctor Stranger ve Bad Guys dizisinde izledim. Park Hae Jin'i izlediğim yapımlarında aşık bir adamı, soğuk bir doktoru ve seri katili başarılı bir şekilde canlandırdığını göz önünde tutarsak karakter oyuncu statüsünde ilk üçte yer alabilecek seviyede diyebilirim. Abartmıyorum, Bad Guys dizisini izlemenizi öneririm. O zaman ne demek istediğimi göreceksiniz. Cheese in the Trap dizisinde ise Yoo Jung'u canlandırıyor. Büyük bir şirketin tek varisi olmasına rağmen bunu okulda sır gibi saklayan Yoo Jung aslında hislerini belli etmeden müthiş rol yapan bir karakter. Onun melek yüzünün altında sır gibi sakladığı bir dünya var. Bunu görebilen tek kişi ise Hong Seol. Kim Goo Eun'un oyunculuğu hakkında çok şey okumuş olmakla beraber daha önce hiçbir yapımını izlemedim. Bununla birlikte sergilemiş olduğu oyunculuğuna BAYILDIM. Hong Seol, kılık kıyafeti, saç stili olsun, konuşma tarzı kendine münhasır bir karakter olarak karşımıza çıktı. İyi niyetli olmasının yanı sıra oldukça başarılı bir öğrencidir. Ailesi erkek kardeşi Amerika'da okutmak istemesi üzerine kendinden fazlasıyla fedakarlıklar yapmıştır. Bir tek ailesi değil çevresindeki insanlarda bu şekilde iyi niyetini su istimal ediyor.Hong Seol için dönüm noktası ise Yoo Jung ile karşılaşmasıyla başlar. 5upsire aktör-idol grubunun lideri  Seo Kang Joon'u daha önce The Suspicious Housekeeper, RoommateCunning Single Lady, What's Happens to Family dizisinde izledim. Genç neslin en parlak oyuncusu olmasıyla birlikte ikinci adam rollerinden, başrole terfi ettirilmeli. Beak In Ho'nun vurdum duymaz, serseri biri olarak çıkıyor karşımıza. Vurdum duymaz görüntüsünün altında sıcak bir kalbinin olduğunu çok geçmeden anlaşılıyor. Jung Yoo'nun gerçek kişiliğinin çözülmesi, Beak In Ho'nun ortaya çıkması başlıyor. Seo Kang Joon'un canlandırdığı bir çok rolün aksine serseri gibi yaşamak ona yakışmış. Lee Sung Kyung'u It's Ok That's Love dizisini izleyen hatırlayabilirler. Oradaki rolün benzerini Beak In Ha karakterinde görebilirsiniz. Beak In Ho'nun ablası olarak karşımıza çıkıyor. Kardeşinin olduğu gibi onunda Yoo Jung ile bir geçmişi var. Bu kızın dizide niçin var olduğunu açıklamak istemiyorum. Zira ciddi spolier vereceğimi düşünüyorum. Lee Sung Kyung cidden o kadar sinir bozucu bir karakteri canlandırdı ki bi ara kızdan gerçekten nefret ettim. Mimikleri, bakışları, konuşma tarzı falan gerçekten nefret ettim.

 Yoo Jung&Hong Seol
Hong Seol&Beak In Ha

Uyarı:  Burdan sonrası spolier içeriyor.

İlk iki bölümü izledikten sonra beklemeye karar verdiğimi hatırlıyorum. İlk beş bölüm kendi adıma efsaneydi. Dizi fazla gündelik yaşamdan hikayeler ile doluydu. Klasik kore dramalarının aksine müthiş entrikalar, muhteşem kötü karakterler, iyilik meleği saf başrol kızımızda yoktu. Hong Seol'ün tepkileri, düşünceleri, üniversitedeki arkadaşlıkları olabildiğince gerçekçi olaylardan oluşuyor. Saf ve kötü karakterlerin olmaması dizinin daha akıcı ilerlemesi beklentiyi yüksek tuttu. 

Yazar-senarist arasındaki anlaşamazlık biliyorsunuz ki; webtoon'un devam etmesinden kaynaklıydı. Gerçek yazar kendi finalini gerçekleşmediği için spolier olmaması adına aynı sonun yapılmasını istememiş. Bir kere yanlışın biri burada. Sen neden devam eden webtoonu veriyorsun ya da TVN  neden çekmeye kalkıyor, saçma! Finalin açık bırakılmasındaki en büyük etken bu olduğu için bitmesi gereken güzel şekilde son buldu. Finalin aceleye geldiği, eksikler olduğu belliydi. Bununla birlikte abartıldığı kadar kötü bittiğini düşünmüyorum. Bu gözler daha kötü biten dizilere de tanık olduğundan, sıkıntı yaşamadım. Son bölümlerde gelişen olayları göz önünde tutarsak Hong Seol-Yoo Jung üç yıllık süreç içinde ayrı kalmaları gerekiyordu. 

Peki neden ayrı kalması gerekiyordu? 

Yoo Jung her ne kadar harika bir karakter dahi olsa kıza karşı saplantı derecesinde bağlıydı.  Mesela; Seol'e zarar veren herkesi saman altından su yürüterek haddini bildiriyor bu durumu ise sadece Kız ve In Ho fark ediyordu. Onun bu kadar psikopat derecesinde çevresindekilere güvensiz olması; çocukluğunda en çok değer verdiği babasının davranışları ve kardeş gibi büyüdüğü In Ho ve In Ha'nın ona ihanet ettiği düşüncesiydi. Fakat aralarındaki bağı göz önünde tutarsak Beak In Ho'yu dinlemeden onun hayatını mahvetmesi ise piskopatlığın zirvesiydi. İşte en çok bu sebeplerle bir ilişkinin sağlam temelleri olması için ayrılık şarttı. Herkes bir nevi kendini içsel bir hesaba çekti. Hatalar anlaşıldı, karşındakinin yerine koydu kendini. Yoo Jung babasının kendisine ve Beak kardeşlere yaptığı hatayı farketti. Hataların parayla tamir edilemeyeceğini, aslında en büyük, en korkunç canavarın sevgisizlik olduğunu izlemiş olduk. 

Ben zaman zaman In Ho'ya kızsam da aslında içten içe onu destekledim. Nedeni bilmediği bir sebepten Jung'un ihanetine uğradı. Piyanosu ve ablasından yıllarca vazgeçti. Bir kız çıktı karşısına hayatını düzeltmesi gerektiğini fark etti. Eli yüzünden vedalaştığı piyanosuna geri döndü. Hayatın zorluklarıyla mücadele ederken, yanındaki insanlara umut vermeyi başardı.Beak In Ho ve Hong Seol'un arasında hiçbir zaman bir şey olmasını istemedim. Hong Seol, In Ho'ya değer verdi. Ona veda ederken bile samimi ve içtendi. Kardeşinin yaptığı hatadan onu sorumlu tutmadı, veda edebildi.

In Ha'dan dizi boyunca nefret ettim. Hala da ediyorum. Fakat empati yaptığım vakit ona üzülüyorum. Daha çocuk yaşta anne ve babasız kalan iki çocuk. Onlara dayak atan bir ebeveyn. Ardından kurtarıcı olarak karşılarına çıkan Yoo Young Soo yani Yoo Jung'un babası... Beak kardeşler ve Jung'un kardeş gibi büyümesi, In Ho'nun Jung yüzünden başına gelenlerin ardından ablasını geride bırakmak zorunda kalması ve bir anda kardeş gibi büyüdüğü Jung'un ona sırt döndüğünü düşünecek olursak. Sevgiye aç bir kızın böyle hastalıklı bireye dönmesi normal geldi. Finalde In Ha'nın davranışları değişmesine rağmen iyileşmiş olması ve ona değer veren birini bulması güzeldi bence. 
Dizinin en sevimli çifti kesilikle Bo Ra ve Eun Tak idi. Özellile Bo Ra'nın ona karşıklık verememesi, içinde biriktirdiği neden çok sevimliydi.

Dizinin müziklerini beğendiğim. Seo Kang Joon'un idol grubunu 5urprise "Fill You, Erase You" Sweden Laundry "A Little More"  Tearline&Kim Go Eun "Attraction" Vanilla Acoustic "My Time with You" Cosmos Hippie "Maybe, I Like You" Kang Hyun Min "Such" şeklinde dikkatimi çeken şarkıları.



Dizi için puanım; 6,5/10

15 Mar 2016

Dinlemeden Geçmeyin!

Lee Hi şarkıyı o kadar duygulu ve içten seslendirmiş ki dinlerken derinlere dalmadan edemiyorsunuz.
Kendinizi uzaklara çok uzaklara gitmiş hissi veriyor.
Bu sebeple böyle şarkılar yıllandıkça güzelleşir, 
bir kere yakaladı mı peşinizi bırakmayan özel şarkılardan olur.
Zamanla en sevdiğiniz şarkılar biri sayar, bıkmadan dinler durursunuz.




14 Mar 2016

One More Happy Ending / Kore Dizisi


One More Happy Ending gerek konusu gerek oyuncularıyla 2016 yılının eğlenceli dizileri arasında yerini aldı. Romantiklik komedi türünün örneklerinden olan dizi, romantik kavramından ziyade komedi kısmına ağırlık vermesinin yanı sıra ucundan ise drama göz kırpmış diyebilirim. Jang  Na Ra ve Jung Kyung Ho'nun şu zamana kadar kötü bir yapımda oynadıklarını görmedim. Aksine kaliteli yapımlara imzalarını attılar. Bu sebeple konusuna bile bakmadan izlediğim dizilerden biri. 

Hong Ae Ran-Han Mi Mo-Go Dong Mi-Beak Da Jung
Dizinin ana karakterleri yukarıda resimde yer alan Ha Mi Mo, Ae Ran, Dong Mi, Da Jung talihsiz bir olay sonucu dağılmak zorunda kalan Angels grubunun üyeleri. O günden bu yana birbirleriyle olan arkadaşlıklarını sürdüren üyeler haftanın en az bir günü buluşarak, hayatlarında yer alan her olayı konuşarak çözüyorlar. 

Jang Na Ra; Dizide Han Mi Mo karakterini canlandırıyor. Daha önce School 2013, Fated To Love You ve Hello Monster dizilerinde izledim. Jang Na Ra'nın oyunculuğu seviyorum. Çıt kırıldım sesini girdiği her role empoze etmesiyle her izlediğim dizisinde başarılı buluyorum. Dizideki Han Mi Mo karakteri ise Angel grubunun dağılmasına sebep olan kavganın mimarıdır. Başında bir evlilik geçen Mi Mo, grubun dağılmasının ardından evlenmek isteyenlerin başvurduğu bir şirketin ortaklarından biridir. 

Jung Kyung Ho, dizide Song Soo Hyuk karakterini canlandırıyor. Daha önce Cruel City, Falling For Innocence dizilerinde izledim. Kyung Ho her rol için biçilmiş kaftan. Özellikle şu rolde oynamalı şeklinde düşündüğüm bir şey yok. Bunun sebebi ise içine girdiği rolleri yaşıyor olması. Aldığı paranın hakkını sonun kadar hak ediyor. Daha çok kıymeti bilinmeli diye düşünüyorum. Song Soo Hyuk dizide ünlülerin hayatını dikizleyen bir paparaziyi canlandırıyor. İşine her ne kadar saygı duymasam bile onun "babalığına" saygım ise bir o kadar fazla. Tek başına, küçük bir  çocuğa hem anne sevgisi hem baba sevgisini vererek büyütmek kolay iş değil. İşte bu da dizide ki baba Soo Hyuk'a saygım üst seviyede. 
Kwon Yool, dizide Goo Hae Joon karakterini canlandırıyor. Daha önce Let's Eat 2 dizininde izleme fırsatı buldum. Dizide başarılı bir doktor olarak Soo Hyuk'un en yakın arkadaşını canlandırıyor. İkisinin arasındaki arkadaşlık bağı oldukça güçlü. Daha önce başından evlilik geçmiş olan Hae Joon eski eşiyle aynı hastanede çalışmaktadır. Evliliği ise duygularını belli etmekte güçlük çektiği için sonlanmıştır.
Yoo In Na; dizide Go Dong Mi karakterini canlandırıyor. Secret Garden,Queen In Hyun's Man, My Love From The Star, My Secret Hotel dizilerinden hatırlıyoruz. One More Happy Ending kadrosunda hiç kuşkusuz ilk dikkat çeken oyuncu In Na diyebiliriz. Go Dong Mi karakteri için girdiği kılık ve tarzı daha önceki rollerinin aksine oldukça farklıydı. Aşırı beğendim. Angel adlı grubun en silik üyesi olarak biliniyor. Grubun dağılmasının ardından ilkokul öğretmeni olarak çalışmaktadır. Yaşamış olduğu ilişkilerin hiçbirinde yüzü gülmemiş tabiri caizse evde kaldığını düşünmektedir. 
You Da In; dizide Beak Da Jung karakterini canlandırıyor. İzlediğim ilk dizisi. Angel grubunun dağılmasının hemen ardından 20'li yaşlarında evlenen Da Jung, dışarıdan bakıldığında harika bir evliliğe sahip gibi görünüyor da olsa aslında karı-koca zorlu bir süreç içinde kaybolup gitmişler. Bir kadın en çok anne olmak ister. Da Jung ve Gun Hak evlat sahibi olabilmek adına çok acı çektiler. Dizi boyunca üzgün hissettiğim tek çift onlardı ve başrol rol oyuncularından çok mutlu olmalarını istedim. İzlerken hak vereceksiniz.
Seo In Young; dizide Hong Ae Ran karakterini canlandırıyor. İzlediğim ilk dizisi. Kendisi Jewerly adlı kpop grubunun üyesiymiş. Hong Ae Ran Angel grubu dağıldıktan sonra model olarak yoluna devam etmiştir. Uzun süreli bir ilişkisi olan Hong Ae Ran sevgisili Band Dong Bae ile evlenme kararı almış. Gel gelelim onun evliliğe karşı ön yargıları vardır. Durum böyle olunca korkuları v endişeleri artmaktadır


Cruel City'de "Doktorun oğlu" rolünden bu yana Jung Kyung Ho'nun oyunculuğunu aşırı seviyorum. Büründüğü her rolün hakkını veriyor. Bununla birlikte izlerken keyif alıyor, yanaklarından mıncırmak istiyor, Acaba böyle bir karakter var mı ? düşüncesine hakim oluyorsunuz. Dizide Jang Na Ra ile olan uyumunu o kadar sevdim ki, dizi bitmesin istedim.. Özellikle ikisininde sarhoş olduğu sahneler gülme krizleri yaşarken diğer yandan dram sahnelerinde etkilendim. İtiraf sahnesi favorimdi.
Kim Dan Yul; dizide Song Min Woo karakterini canlandırıyor. Soo Hyuk'un hayattaki tek pırlantası. Annesizliği hissettirmemek için şımarttığı tek evladı. Dizide eğer bu çocuğun yüzünü güldürmeselerdi ciddi ciddi burada çirkefe yatardım. Zira; babasına olan düşkünlüğünden dolayı ona görücü usulü yemekler ayarlaması çok tatlıydı.
Bana bu çocuğu kardeş olarak verir misiniz?

Diziyi izlerken samimiyet duygusunu zirvede hissediyorsunuz. En çokta baba-oğlu arasındaki ilişkisinde. Her ne kadar senaryoda ibaret bile olsa  Jung Kyung Ho ve Kim Dan Yul'un bir ara gerçekten baba oğlu olduğu düşünerek izledim. Fazlasıyla gerçekçiydi. 


Beni derinden etkileyen hikaye Da Jung ve Gun Hak arasında hikaye oldu. Aynı evin içerisinde iki ayrı yaşam. Birbirlerini sevmelerine rağmen konuşamıyor olmaları çok üzücü. Bu derin acının temelini gösterdiklerinde insanın içi sızlıyor. Zor günler. İki oyuncunun uyumuna deseniz bayıldı. Gun Hak rolünde izlediğimi Kim Tae Hoon bir çok başarılı yapımda kilit ismi olarak izledik. Özellikle kötü karakter oyunculuğunu harika başarıyor. Hong Ae Ran ve Dong Bae arasındaki ilişkiyi izlerken çıldırmamak elde değil. Kadın tutku istiyor fakat evlilikten kaçıyor. İkisinin arasındaki uyumda görülmeye değer hele saç başa kavga ettikleri sahneler efsane. Go Dong Mi ve Jung Woo arasındaki ilişki ise en belirsiz olanıydı. Tam Dong Mi aradığı aşkı buldu derken birde yaş farkı çıkınca gel gitlerle devam eden sevimli bir hikaye izledik.



Senarist, senaryosunda başından kadar samimiyet olgusunu korumuş. Çiftlerin yaşadığı sorunlar bir çok insanın günümüzde başına gelen olayları derinlemesine işlemesini sevdim. Bazılarımız Han Mi Mo gibi hayatımızın aşkı bekler, bazılarımız eşlerimize "Hayır git" derken aslında "Sana çok ihtiyacım var" dememek için kendimizi tutar, bazılarımız evliliğin getirdiği sorumluluktan korkar, bazıları ise sadece ikinci bir şans ister. Senarist tamda bu duyguların üzerine yoğunlaşarak izleyicinin kalbine nokta atışı yaptı.

Dizinin müzikleri en az dizi kadar harikaydı. Kyuhun "Where's my heart" Ben "Sometimes" Elsa Kopf "If" Hong Dae Kyung "Love Begins". Bana kalırsa en iyi Kyuhyun'un seslendirdiği şarkıydı. Birde Angel'ın efsanevi şarkısı Always For You. 
ANGEL HAYRANLARI TOPLANIN 
Klip olayını kim düşündüyse efsane
2NE1 grubunun sevilen üyesi Sandra Park, Angels grubunun sevilmeyen ve sivrilen üyesi Seul A olarak konuk oyuncu olarak dizide yer aldı.
Bir diğer konuk oyuncu ise  Amerika'nın ünlü sunucularından Conan O'brien. Dizide kendine eş arayan biri olarak görünmesi çok orjinal düşünce. Korecesi ise gayet hoş.

Dizi olabilecek en harika şekilde final yaptı. Başrol oyuncuları ya da yan karakterleri geçtim. Han Mi Mo'nun yanına evlenmek için gelenler bile diziye yakışmıştı. En güzeli ise klişeden az da uzak ilişkilere tanık olduk Daimi bir gülümsemeyle, eğlenerek izledim. İzleyenlerin çok şey kazanacağı bir dizi.

11 Mar 2016

She Was Preety Uyarlaması "İlk Aşkım" Geliyor!


Ülkemizde uyarlama dizilerinin popülaritesini günden güne arttırınca, bizim Türk yapımcılar ise soluğu son yıllarda oldukça popüler olan Güney Kore dizi sektöründe aldılar. 

Boys Over Flowers (Güneşi Beklerken)  Whats Happens To My Family (Baba Candır) Temğatation Of An Angel (Beni Affet) A Gentleman's Dignity, My Housband Got A Family (Kocamın ailesi) The Man From Nowhere, Rooftop Prince (Osmanlı Tokadı) I'm Sorry I Love You (Bir Aşk Hikayesi) Bread, Love And Dreams (Aşk Ekmek ve Hayaller) The Innocent Man (Günahkar) dizileri uyarlama diziler olarak ekranlarımızda yer aldı. Bu dizilerin orjinal hallerini izledim ve Türk versiyonlarının bir çoğunu başarısız buldum. Sebebi ise  Türk yapımcıların dizi tutmaya başladığı an senaryoyu değiştirip entrika uğruna arap saçına dönüştürmeleri. Durum böyle olunca orjinalini sevdiğimiz diziden eser kalmıyor. 

Bu uyarlam furyasına MBC kanalının 2015 yılının sevilen dizisi She Was Preety diziside dahil oluyor.  MF Yapım tarafından çekilecek olan dizi ATV'de "İlk Aşkım" adıyla yer alacak. Dizinin yönetmenliğini Bedrana Meriç'in uyarlama senaryosunu ise Aksel Bonfil ve Hakan Bonomo yazacak. 

Dizinin başrollerinde "Beni Böyle Sev" dizisinin başrolünden hatırlayacağınız Zeynep Çamcı ve "Kocamın ailesi" dizisinin oyuncusu Gökhan Alkan yer alacak. Yardımcı rollerde ise Gonca Sarıyıldız ve Yiğit Kirazcı olduğu ise onaylandı.
Dizinin ise Nisan ayında ekranlara gelmesi bekleniyor. Umarım She Was Preety dizisinin yakaladığı başarıyla birlikte izleyicilere o duyguları yansıtabilirler. 
Başarılar "İlk Aşkım" ekibi!

28 Şub 2016

Beyaz ve Sağlıklı Dişlere Kavuşmanın En Pratik 5 yolu


Bugün hayalinizdeki beyaz ve sağlıklı dişlere en pratik şekilde kavuşma yollarını paylaşacağım. İşte dişlerimi korumamı sağlayan ve rahatça gülümseme nedenim 5 diş temizleme pratiğim :)

Beyaz ve Sağlıklı Dişlere Kavuşmanın En Pratik 5 yolu

1. Rutinlerinize Uyun
Hayatta en önemli şey sanırım sizin için iyi olan ne varsa alışkanlık haline getirmek. Spor yapmak, sağlıklı beslenmek gibi aslında kişinin kendisine bakması ve temizliğine dikkat etmesi de önemli. İşte bu yüzden diş temizliği rutinlerinizi belirleyin ve ona uyun.
Her sabah ve gece yatmadan önce dişlerinizi mutlaka fırçalayın! Bu alışkanlığınızı halen kazanamadıysanız bugün zaman kaybetmeden kendiniz ve diş sağlığınız için büyük karar verebilirsiniz.

2. Size Uyanı bulun!
Nasıl ki giydiğiniz kıyafetler tarzınızı yansımadığında kendinizi o kıyafetin içinde yabancı gibi hissediyorsunuz, aslında kişisel bakımlarınız da öyle. Diş ve diş ati yapınıza en uygun fırçayı bularak diş temizliğinizi daha verimli yapabilirsiniz.

3. Kendinize Zaman ayrın!
Bir şeyi yapıyor olmak kadar onu doğru sürede ve doğru şekilde yapmak da çok önemli. Özensiz bir biçimde yaptığınız hiçbir şey tam olmayacaktır. O yüzden dişlerinize ve kendinize zaman ayırın. Bu zamanı doğru fırçalama teknikleriyle yaparsanız emin olun kısa sürede farkı siz de fark edeceksiniz.

4. Bazı Ayrılıklar Çok Güzel!
Vedalar ve ayrılıklar hep can yakar ama aslında bazı ayrılıklar size çok iyi gelebilir :) Nasıl mı? 3 ayda bir diş fırçanızla vedalaşın ve hijyen açısından önemli bu değişikliği bir alışkanlık haline getirin.

5. Yol Arkadaşınızı İyi Seçin!
Geldik en önemli maddeye. Diş fırçanızı seçtiniz, kendinize zaman ayırdınız, her şeyi tam yaptınız ama diş temizliğinde istediğiniz verimi halen alamıyor musunuz? O zaman doğru diş macununu kullanmıyor olabilirsiniz. Bu konudan mustarip olanlara önerim; Procter and Gamble’ın dünyada pazara sunduğu en gelişmiş beyazlatıcı diş macunu olan 3 Boyutlu Beyazlık Luxe Perfection İpana olacak.
Yeni İpana 3D White PERFECTION diş macunu İpana’nın en hızlı ve en güçlü beyazlatıcı diş macunu. Perfection diş macunu 3 Boyutlu Beyazlık ailesinin en ileri ve etkili beyazlatıcı diş macunu teknolojisini içerir. Böylece diş minesine zarar vermeden sadece 3 günde diş yüzeyindeki lekelerin %100’e kadarlık kısmını etkin biçimde çıkarıyor. Ben bu ürünü çok sevdim, satın almak isterim derseniz tıklayınız.

Tüm bu maddeleri eksiksiz yerine getirenler olarak bol bol gülümsemeyi hak ettik sanırım :)

P.S. Bana bu bilgiler yetmedi, ağız ve diş sağlığı üzerine daha çok şey merak ediyorum diyenleri aşağıdaki siteye alalım.  
http://www.agizbakimuzmani.com/

#ipanaperfection  #gülüşünügöster

İçerik Kaynak: http://www.e-gunlugum.com/
Video Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=RZ5ymuChrW0

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

16 Şub 2016

SS301 "Ur man is Back"

Kpop'ın efsanesi sayılabilecek sayısız başarılara imza atmış SS501 grup dağılmamasına rağmen 7 yıllık özlemin ardından SS301 alt grubu olarak geri dönüşünü gerçekleştirdi. Alt grupta Kim Hyung Jun, Kim Kyu Jong, Heo Young Saeng üyeler yer alıyor.  Grubunun geri kalan iki üyesi Kim Hyun Joong ve Park Jung Min ise vatani görevini yerine getiriyor. SS501 grubunun Love Ya; Love Like ThisForever, One Only Day, Sometime, Boys Over Flowers dizisini izleyenlerin bildiği efsanevi şarkı Because, I'm Stupid gibi sayabileceğim efsane şarkılar çıkar arşivden. 

Double S 301 bugün Ertanal 5 isimli albüm ile geri dönüşünü gerçekleştirdi. Triple S'i uzun bir süre bekleten üyeler gerçekleşen bu geri dönüşün ardından yoğun bir programla karşı karşıya kalacak. Mart ayında Seul'de yapılacak konserin biletleri 3 dakika içinde bitmiş olması bile Triple S'lerin nasıl özlemle beklediklerinin göstergesi değil mi? İşin güzel yanı ise bu grubun hayranı olmayan fakat desteklerini esirgemeyen bir insanlarda bir hayli fazla.
Grubunun geri dönüş tanıtımlarında yayınlanan skeç tarzı olan video, herkesin anlayabileceği, öğrencilik hayatının acısını gözler önüne seriyor. 

"Pain" şarkısının klibi yayınlandı.

Şarkı da biraz latin biraz trot esintisi görebiliyoruz. Bu sebeple herhangi bir türe ait demek güç.Şarkı; yumuşak anlarda ki piyano sesi şarkıda enstrümantal bir hava olarak oldukça mükemmel bir his uyandırıyor.
"Erternal 5" albümünde ikisi enstrümantal olmak üzere yedi şarkı ve her bir üyeye yönelik üç solo şarkı içeriyor. 
Albümü dinlemek isteyenler için; TIKLA

12 Şub 2016

Interstellar


Gelmiş geçmiş en iyi birkaç bilim-kurgu filminden biri olan Insterstellar (Yıldızlararası) filminin senaryosu Nolan kardeşlerin elinden geçerken yönetmen koltuğuna ise Christopher Nolan oturuyor. Ünlü yönetmen tabiri caizse her geçen gün Steven Spielberg'ün yerini almaya bir adım daha yaklaşıyor. Yönetmenlik kariyeri boyunca ilk filminden bu yana kadar kötü diyerek eleştirebilecek hiçbir yapıma imza atmadı. Bir ekol haline gelen Nolan yine destansı bir şovu bizlere gururla sundu. Şimdiye kadar hep merak konusu olan uzayda ki kara delikleri tema edinen film; Amerika'nın Büyük Burhan döneminde yaşanan kuraklıktan ilham alınarak 1930'larda ekonomik kriz yaşanırken bir yandan kuraklık ve rüzgar erozyonunun önlenememesi sebebiyle toprak toza dönüşmüş. Kirli 30'lar olarak anılan dönemde yaşayan insanlarla çekilen 2012 tarihli The Dust Bowl belgeseli Nolan kardeşlere ilham olmuş.

Filmin ana karakterleri Matthew McConaughey, Anna Hathaway, Jessica Chastain, Elyes Gabel, Wes Bentley ve Matt Damon  filmin ana karakterleri olarak yer alıyorlar.
Yasal Uyarı: Bundan sonra ki 3 paragraf spolier içeriyor.
En güzel sahnelerden biri de kuşkusuz bağıl açısal hızı sıfırlayıp kendilerini ana gemiye bağladıkları sahne oldu. İzafiyet bir kez daha devreye çıktı. Hem de bildiğimiz basit lise 1 hız fizik kuralları ile.

2.gezegende kaşiflerin henüz yüzeye ulaşamadıklarını izledik. Gökyüzünde donmuş amonyak bulutlarının üstünde yaşamaya devam etmişler. Aşağıda ne olduğuna dair hiç bir fikirleri yok. İşte burada insanoğlu faktörü devreye giriyor.Yabancı bir galakside, bambaşka kuralların işlediği bir gezegenin üstünde bile kendi türümüzü öldürmekten çekinmiyoruz. En temel yaratılış hikayeleri de tam bunu anlatıyor. Cooper ve Dr Man'ın kavgası da bunların göstergesiydi. Milyonlarda ırka ev sahipliği yapan dünyanın döngüsü bile yüz yıllarca bu şekilde devam etti. Benim bu sahneden anladım buydu.

Geçmişe ve 3.boyuta mesaj göndermek harika bir düşünce idi. O ana ve mekan giden gravitonları fiziksel olarak etkileyerek, geçmişe mesaj göndermek, dokunabilmek. Burası sicim teorisi ile filmi bana göre zirveye çıkardığı an. Olur da gelecekte gravitonlarla mesajlaşırsak nasıl olacağını Nolan bize göstermiş oldu. Solucan deliğinin de, hayaletin de aslında Cooper'ın hayatta kalma mücadelesini sınırları aşarak zamanın içinde yolculuğu olduğunu anlıyoruz. Bununla birlikte aslında  Solucan deliğinden geçerken 5.boyuttan,4. boyuta iniş sırasında aslında orada olduğunu görünce etkisinde çıkamıyoruz.

Filminden bir alıntı ile aslında bi nevi Nolan'ın anlatmak istediği düşünceyi görebiliyoruz. 

"Şimdi dinle, aşk bizim icat ettiğimiz bir şey değil. Bu gözlemlenebilir bir şey.Güçlü de. Balki daha fazlasıdır, henüz anlamadığımız bir şeydir. Belki bir kanıttır. Belki de daha ileri bir boyutun bilinçle algılayamadığımız eseridir. On yıldır görmediğim ve muhtemelen ölü olduğunu bildiğim birine uzay boyunca sürüklendim. Aşk, zamanın ve uzayın boyutlarını aşan bildiğimiz tek şeydir. Belki de onu anlamasak da ona inanmalıyız."

Uzay solucan delikleri, bilinmezlik ve zaman kavramı. hiç Kimsenin henüz açıklayamadığı şeyleri film yapmak nasıl bir deliliktir? Nasıl bir özgüvendir? Bu kadar insanı bilinmezlere sürükleyen bir film yapabilmek nasıl bir başarıdır Sevgili Nolan? Cristopher Nolan, bu dönemin tartışmasız en değerli, kıymetli yönetmen-senaristlerden biri. Film durağan bir şekilde başlamasına rağmen sonlarına doğru akıl almaz bir hale dönüşüyor. Özellikle 5.boyut kavramını gözümü kırpmadan izledim. Okullarda öğretilen denklem ve teorileri alıp gerçek hayatta nasıl olur sorunun cevabını filme aktarmışlar. Denklemlerin sıkıcılığının aksine ortaya tam bir başyapıt çıkmış. Konusu, kurgusu zekice planmış. Çok uzun yıllar geçse bile tadından bir şey kaybetmeyecek harika bir film. 

11 Şub 2016

Emperess Ki / Kore Dizisi


Emperess Ki; 2013'ün Ekim ayında başlayıp 2014'ün başlarında son bulmuş 51 bölümden oluşan tarihi dizi. Normalde 50 bölüm olarak planlanan dizi bir bölüm daha uzaltıldı. Senaristliğini Jang Young Chul, Jung Kyung Soon yaparken yönetmen koltuğunda ise Han Hee oturuyor.

Emperess Ki, konusunun yanı sıra oyuncu kadrosunun zengin olması fazlasıyla dikkat çekiyor.51 bölümlük tarihi dizi olduğundan oyuncu sirkülasyonu bir hayli fazla. Ana karakterlerden kısaca bahsetmek dışında diğer karakterleri dizi hakkında ki yorumum arasında görebilirsiniz.



Konun çıkış teması; Cengiz Han'ın kurduğu Yuan Hanedanlığına 37 yıl hükümdarlık eden Demir Leydi olarak bilinen İmparatoriçe Ki'nin hayatından esinlenilerek tarihi gerçeklerden bir nebze şaşılarak kurgulanmış bir dizi diyebiliriz.

Nyang/Empress Ki karakterini başarılı aktirist Ha Ji Won canlandırıyor. Secret Garden, The King 2 Hearts, As One yapımlarından hatırlayabilirsiniz. Çocukluğunda, annesi dahil olmak üzere bir çok kadının esir düşüp Yuan'a zorla cariye gönderiliyor ve ölüyor. Küçük kız ise ans eseri hayatta kalır. O dönemler  kadınlar için bir dönem olduğundan hayatının bundan sonra ki senelerinde Nyang adında erkekmiş gibi davranmayı tercih ediyor. Yıllar sonra annesinin kaderini yaşayarak Yuan'a cariye olarak gönderilir. İmparatoriçe ve bir sonra ki imparatorun annesi olarak konumunu koruyacak. En düşük pozisyondan en yüksek pozisyona giden zorlu ama bir o kadar büyülü bir yolun dizi boyunca tanığı olacaksınız. Ha Ji Won her ne kadar erkek gibi bir görünüme sahip olmasa bile dizide yer alan aksiyon sahnelerinin vazgeçilmez unsurları olan ok atma ve dövüş tekniklerini harika bir şekilde yerine getirdiği düşüncesindeyim.


Wang Yo karakterini Jo Jin Mo canlandırıyor. Koryo'nun kendi halinde ülkesini kaybetmek üzere olan bi yandan da kral olmaya çalışan bir kral. Tarihi gerçeklere bakacak olursak aslında Wang Yo hakkında edilecek iyi bir yönü dahi bulunmamakta. Dizide ki karakterinin aksine kadınlara düşkün, cani bir kraldır. Koryo Kore'nin temeli olduğundan olacak ki prestijlerini korumak adına Wang Yo karakterini kendi çapında fazlasıyla iyi bir karakter olarak ortaya çıkarmış. Jo Jin Mo'nun oyunculuğu ve dövüş sahneleri oldukça güzeldi. Bununla birlikte dizinin içinde ki aşk üçgeninin içinde yer alacak olan Koryo Kral'ın çok aşık tripleri açık konuşmak gerekirse izlerken çok bunalttı.
Yuan İmparatoru Ta Hwan/Togon Temur karakterini Ji Chang Wook canlandırıyor. Emperess Ki dizisiyle büyük bir ün kazanan oyuncu sonrasında başarılı dizi Healer'da yer aldı. Tarihte; Cengiz Han ve  Kubilay Han'ın soyundan gelen Togon Temur, 50 yıl boyunca Yuan'ın tahtında kalacak, günümüzde bilge Kral olarak anılacak. Senaristin kurgusunda ise  ilk bölümlerde Bilge Kral olarak bilinen Togon Temur'un aksine anne babası kaybetmiş, tahtın varisi olmasına rağmen El Temur tarafından korku içinde yaşamış bir karakter ortaya koymuş. Dizide yer alacak intikam sürecinin baş karakteri olarak göz dolduracak. Ji Chang Wook duygu geçişlerini en iyi yapabilen aktörler arasında yer aldığı kanaatindeyim. 

Dizinin başrolleri kadar konuşulan yardımcı karakterlerden kısaca bahsetmek gerekirse;

Tarihi bir kurgu var ise orada mutlaka entrikanın dibine vuracak kötü karakterler tabi ki mevcut olacak. Sınırlarını sonuna kadar zorlayan El Temur sülalesi ve yardakçıları da diziye bu konuda oldukça  katkı sağlıyor. Öyle bir evlat ki bunlar  kötü olan babalarının kanına sahip olduklarını sonuna kadar belli ettiler. Danashri Togon Temur'un ilk eşi. Kötü bir İmparatoriçe nasıl olur canlı örneği. Güç ve kıskançlık için yapamayacağı kötülük yok.

Dizinin olmazsa olmaz karakterlerinden biri de Kraliçe Dowager. Dizinin başından sonuna kadar Togon'u kullanarak bir yerlere gelebilmek umuduyla bir şeylerin peşinde koştu. En büyük yanlışı ise Koryolu olan Nyang'ın, Yuan'a karşı içten içe duyduğu nefreti bilmesine rağmen El Temur'a karşı zafer kazanmak uğruna hem saray içinde hem saray dışında ona sağlamış olduğu güç oldu.  Bayan; ara ara sinirlendiğim ama genel olarak sevdiğim karakter. Ölümüne kadar olan süreçte İmparatora Togon'a, Nyang'tan daha fazla saygı duydu. Eksik bile olsa her adımını haber verme ihtiyacı duydu en azından arkasından iş çevirmedi. Gerçi bazı zamanlarda kendini El Temur gibi yapmasa daha iyi bir adam olabilirdi o ayrı. Tal Tal; dizinin zeka küpü, adaletli, doğruyu yanlışı anında tespit eden, Koryo Kralı Wang Yoo'yu sevmemesine karşın hakkını teslim eden bir komutan. Dizi boyunca Nyang'a karşı sevgisi olduğu düşünülse de kanımca onun duyduğu şey hayranlık hissidir. Tarihe gelecek olursak; Tal Tal aslında Togon ile yakınlığı ile biliniyor. İmparatoriçe Ki ile aralarını bozmak için bir çok entrika döndürmüştür. fakat senaristler dizide bu yakınlığı Nyang vermiştir.Bir adamın sessizliğiyle, zekasıyla nasıl harikalar yapılacağını senarist güzel kurgulamış.Dokman; sadık bir hizmetkar nasıl olur canlı örneğiydi. Koryolu olmasına rağmen benim vatanım yok dese de Nyang ve diğerlerine olan yardımlarından aslında gizliden gizliye sürekli vatanını destekledi.Onu diğer Koryolulardan ayıran ise, ekmek yediği kaba tükürmemiş olması. Yani diyeceğim şu ki; hiçbir yanlışı olmayan Togon'a , belli bir noktaya kadar Kraliçe Dowager'e hep sadakat göstermiş, Nyang'ı desteklemiş ama Koryo ortaklığını ise kesin dille reddetmiş olması onu  harika kılmıştır.

Dizide Wang Yoo'nun yersiz kahramanlıkları normal şartlarda hoşumuza gidebilirdi lakin Togon'un İmparatoriçe Ki'ye olan sevgisi her şeyi sıfırladı gözümde. Tahtta az denecek kadar az kalmış, kadın düşkünü, sapkın ve 35 sene yaşamış. Wang Yoo'nun senaristler tarafından efsane bir karakter haline dönüştürmeleri hiç hoş değil. Mesela; bir kız uğruna ülkesini tamamen gözden çıkardığı yersiz kahramanlıklara girişmesi saçmaydı. Zira bu adam sıradan bir Koryo'lu değil ki Kral olarak biliniyor. Ülkesine bu konuda zerre yardımcı olamadığı düşüncesiyle birlikte 51 bölümde Koryo için yaptığı tek şey sanırım kağıt para olayını çıkarması oldu.

Tarihte İmparatoriçe Ki 1315 yılında Koryo'da dünyaya gelmiş. 35 sene cariye hayatı yaşamıştır. İmparator'un eşi Tanashli öldüğünde onu İmparatoriçe yapmak istemesine rağmen başaramamıştır. Bayan'ın ölümünün ardından 2. İmparatoriçe konumunda yerini almıştır. Oğlu, velihat Prens Ayu tahta geçtikten sonra ortadan kaybolduğu bilinmektedir. Akibeti ne olduğu konusunda bir bilgi yoktur. Tarihte adı geçen en büyük destekçisi ise Harem Ağası Park. Dizide ki Ki'yi kötü bir karaktere büründürme çabaları bence oldukça vasattı. Sürekli etrafta mavi boncuk dağıtan biri haline getirilmiş bir İmparatoriçe izledik. En çok kızdığım ise Togon Temur'a olan sevgisini geç belli etmesi oldu. Cariyelikten İmparatoriçeliğe yükselirken bile, intikam uğruna abuk sabuk işler peşinde olması da biraz şov bence.


13 yaşında tahta geçmiştir. Yaşı küçük olduğu için devlet işleriyle pek işi olmamıştır. Devletin işleri Bayan tarafından yönetilmiştir. Aklı ermeye başladığında Bayan'ın uyguladığı yönetimden memnun kalmayıp görevi devralmış, onun yerine ise Tal Tal'ı geçirmiştir. Kıtlık baş gösterdiği dönemlerinde siyasi ilgisini kaybetmiş onun yerine devlet işlerini Ki'ye ve oğlu Ayu'ya bırakmıştır. Kendisi bilge kral olarak bilinen biri hükümdar haline gelmiştir. Yuan'ın bilinen son hükümdarıdır.

Dizide zaman ve mekan kavramları dışında Togon ve Ki'nin hemen hemen bütün olaylarında benzerlikler var. Wang Yoo için aynı düşünceye sahip değilim. Bu tip tarihi dizileri kurgu üzerine yapılandırdıkları için mantıksal hatalar söz konusu olabiliyor. Dizinin başladığı sahne yüzünden mecburi değişiklikler olduğu kanısındayım. Hatta dizi tekrar yayınladığı sırada bir çok sahnenin değiştiğini okuduğumu söyleyebilirim. Tarihi dizi izlemek isteyenler için ideal bir yapım. Sırf oyuncu kadrosunun zenginliği için bile izlenir.

Dizinin müzikleri; Dizinin başrol oyuncusu Ji Chang Wook seslendirdiği "To The Bufferly" 4MEN "Thorn Love" Wax "Love wind" ZIA "The Day" Soyu "Once More" Park Wan Kyu "Wind Breeze" Jansu "I Love You" dikkat çeken şarkıları.

Albümü dinlemek için; TIKLA

6 Şub 2016

Hayallerindeki eşi karşılarında buldular!


Antalya Migros AVM, sanal gerçeklikle hayallerinizdeki kişiyi gerçeğe dönüştürüyor. 


Bir boomads advertorial içeriğidir.

4 Şub 2016

Limon Ağacı-Sandy Tolan



1967 yılının yaz aylarında, Altı Gün Savaşından uzak olmayan bir tarihte, genç bir Filistinli adam ve iki kuzeni İsrail'in Ramla kasabasına giderler. Yaklaşık yirmi yıl önce ailelerinin terk etmek zorunda kaldığı çocukluklarının geçtiği evi görmek isterler. Gitmiş oldukları Ramla kasabasında ise; bir kuzenin yüzüne kapı kapanır, diğerinin yaşadığı o evi okula dönüştürülmüştür. Fakat Bashir, kendisini içeri davet eden Daila tarafından karşılanır. Sonrasında başlayan ebedi dostluk...

Daila Eşkanzi Yahudi bir kız, Beşir Hairi ise Arap bir çocuktur. Onların öyküsü, kanlı, buhranlı bir savaşın ortasında adeta bataklıkta açan saf ve temiz bir çiçek gibi sımsıcak. Dostlukları ne savaşın içinde ne de savaşın dışında aslında tam da ortasında. Aynı romana ismini vermiş LİMON AĞACI gibi.

Kitapta yer alan İsrail-Filistin tarihi ile ilgili kısımları oldukça ayrıntılı ve objektif. Zaman zaman okurken çok fazla ayrıntı olduğundan zorlamış olsam bile İsrail ve Filistin arasında geçen diyaloglar yaşanmışlıkla dolu olduğu hissettim. Bir yaşamın nasıl değiştiğini, iki tarafın insanlarının nasıl adapte olmaya çalıştıklarını, yazar tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Olayların gerçek yaşamdan alınması da kitaba ayrı bir hava kattığını söyleyebilirim. Kitabın sonunda yer alan teşekkür bölümü ve kaynakalr kitabın ne kadar emek çekilerek hazırlandığını gösteriyor. Konunun gerçek olması ve şu sıralar kanayan bir yaradan bahsediyor olması ise kitabı okunur kılıyor. 

Sözün özü kitap ders çıkarılacak nitelikte. Finalini yaptıktan sonra etkisini uzun bir süre üzerimden atamadım. Aklıma her geldikçe tüylerimin diken diken olduğu ve bir çok insana umut ışığı olan bir eser ortaya çıkardığı için yazara minnet duyuyorum. Yakın tarihte yaşanan Filistin- İsrail arasındaki yaşanmışlıkları objektif olarak öğrenebilirsiniz. Bende bıraktığı en derin his; Allah kimseyi vatansız bırakmasın oldu. Mutlaka okumanız gerektiğini düşündüğüm bir roman.

2 Şub 2016

Whats Happens to My Family? / Kore Dizisi


Güney Kore dizileri bir sezonda kısa bölümleriyle biliniyor. Fakat bir sezonda 50-150 bölümleri arasında yayınlanan aile dizilerini unutmamak lazım. Whats Happen to My Family dizisi de onlardan biri. Yayınlandığı dönemde reytinglerde üst sırada yer alan dizi bir ailenin çevresinde geçen acı,tatlı olayları ele alıyor.
Bir baba, üç çocuk, bir kardeş, bir yeğen, bir damat ve bir anda karşılarına çıkan bir genç kız aynı evde yaşamaya başlarsa neler olur? Senaryo, net bu düşünce üzerine kurulu. 



Dizide yer alan oyuncuların bir çoğunu daha önce görmüş geçirmiştik. Dizi yayınlandığı tarihlerde başlama sebebim Park Hyung Sik ve Seo Kang Joon. Bununla birlikte diziye devam etme nedenim tecrübeli oyuncu Yoo Dong Geun oldu. Tecrübesini konuşturarak efsane bir baba karakteri ortaya çıkardı demek yerinde olur. Benim gibi bir çok izleyicinin fikrinin bu şekilde değiştiğini düşünüyorum. Dizide dikkat çeken oyunculardan biri Seo Wool karkateriyle Nam Ji Hyun oldu. Daha önce Angel Eyes adlı dizinin ilk dört bölümden yer aldı. Angel Eyes dizisinin yazımda belirttiğim gibi ilk dört bölüm Nam Ji Hyun ve Kang Ha Neul sergilediği oyunculuk sonrası dizi sarmadı. Çünkü, çıtayı çok yükseğe çıkardılar. Durum böyle oyuncu Nam Ji Hyun'un bu dizide ki oyunculuğu kendi açımdan merak uyandırıcı oldu. Beklediğimin üstünde harika bir oyunculuk sergiledi. 

Dal Bong-Seo Wool-Eun Ho arasında gelişecek aşk üçgeni. 

Cha ailesinin büyük kızı Kang Shim karakteri hayatını işine adamış bir kadın. Müdürü Tae Joo arasında geçen her diyalog çok komik olurken başarılı bir doktor olan ailenin zeki ortanca oğlu Kang Jae ve Hyo Jin arasında gelişen diyaloglar bir o kadar ilginç. Dizi ve karakterler hakkında anlatacak yazacak çok şey var. Bununla birlikte spolier adına fazla karakterleri derinlemesine işlemek yerine yüzeysel anlatmayı tercih ettim.

Senarist; 53 bölüme kızgınlık, kırgınlık, üzüntü, nefret duygusu gibi insana ait duyguları sığdırmasıyla beraber bir dolu kahkaha, aşk, sevgi, bağlılık gibi unsurları da ihmal etmeden harika bir iş ortaya koydu. İlk bölümden son bölüme kadar dizide yer alan karakterlerin gelişimini, olgunlaşmasına tanık oluyoruz. Bu süreç içinde zaman zaman gözyaşlarınız tutmakta zorlanacağınız anda olacak gülme krizlerine girdiğiniz anda.  Dizi de baba figürü Cha Soon Bong'u canlandıran başarılı oyuncu Yoo Dong Geun   efsane karakter olmakla birlikte bir çok ebeveynin duygularına tercüman oldu. Hayat gailesine dalmış evlatların ebeveynlerine olan 
davranışları sonucu yaşanan kırgınlıkları ele alan dizi finale doğru aile olmanın önemini, güzelliğini çok iyi derecede ekrana yansıttı. Sevdiklerimiz hayattayken gereken değeri vermemiz gerektiği konusunda ciddi uyarılarda bulundu. 

Whats Happens to My Family şu sıralarda ülkemizin TRT kanalında "Baba Candır" isimli dizi olarak ekranlarda. Güney Kore yapımı bu dizi kadar ülkemizde dikkat çektiğini belirtmek isterim. 

29 Oca 2016

Reply 1988 / Kore Dizisi

Sokakta delicesine oynayan son nesil olarak doksanlara  karşı zaafımı her fırsatta dile getiririm. TVN kanalının sırasıyla Reply 1997 ve Reply 1994 dizilerinde o yılları tartışmasız efsane yaşatmasının ardından seksenlere de el atarak Reply 1988 yayınlandı. O dönemi yaşamış, özlemiş olan herkesin içinde bir parça burukluk yaşatacağına emin olduğum bir dizi.

Dizi ilk olarak şu sözlerle başlıyor.
"Yıl 1988. Soğuk günlerdi fakat yüreğimiz yanıyordu. Çok fazla şeyimiz olmasa dahi halkımızın yüreği sıcacıktı. Elbette günümüzdeki şeylerle kıyaslarsak tam bir "analog çağı"ydı. Yine de, 18. yaşımızın son demlerini yaşıyorduk. Spor ayakkabı ve elbette bir sürü koy giyiniyorduk. Yeni şarkıları walkmanlerimiz ile dinliyorduk."


Reply 1988 diğer bir adıyla Answer Me 1988 olarak biliniyor. Dizi, bir mahallede yaşayan beş farklı ailenin hayatı, dostlukları, aşkları, komşuluk ilişkileri ve aile bağlarını esas alıyor. 1988'i diğer iki seriden ayıran iki fark var. Biri komşuluk ilişkileri bir diğeri ise drama daha fazlasıyla yer vermiş olması

Dong Ryong-Taek-Duk Sun-Jung Hwan-Sun Woo
Duk Sun karakterini Girls Day grubunun üyesi Hyeri canlandırıyor. Hyeri daha önce Hyde Jekyll, Me dizisinden hatırlayabilirsiniz. Duk Sun karakteri; Reply 1997 ve 1994 dizilerinin de vazgeçilmez teması olan "başrol kızın ileri ki yıllarda eşi kim olacak?" sorusu üzerine kurulu bir senaryonun ana karakteri. Duk Sun; Sung Dong Il ve Lee Hwa Il ailesinin 3 çocuklu ailesinin ortanca çocuğu.Beş arkadaş arasında tek kızdır.

Jung Hwan karakterini 1986'lı oyuncu Ryoo Joon Yeol canlandırıyor. Kim Sung Kyun ve Ra Mi Ran ailesinin iki çocuğunun en küçüğü. Jung Hwan; çevresinde sevgisini belli etmeyen ve bu huyuna rağmen ailesine ve arkadaşlarına düşkün bir karakter. Beş arkadaş arasında sözünü esirgemeyen kişidir.

Teak karakterini Park Bo Gum canlandırıyor. Cantabile Tomorrow ve Hello Monster dizisinden hatırlayabilirsiniz. Taek; beş arkadaş arasında en sakin, IQ'su çok yüksek bir baduk oyuncusunu canlandırıyor. Annesini kaybetmiş babası Go Gil Dong ile  yaşayan tek çocuktur.

Sun Woo karakterini Go Gyung Po canlandırıyor. Daha önce Flower Boys Next Door ve Cantabile Tomorrow dizilerinden hatırlayabilirsiniz. Babasını kaybetmiş annesi Kim Sung Yoon ve kız kardeşi Jin Goo yaşamaktadır. Beş arkadaş arasında en olgun ve zeki olanıdır.

Dong Ryong karakterini Lee Dong Hwi canlandırıyor. İzlediğim ilk yapımı ama son olmayacak. Yoo ailesinin en küçük oğludur. Beş arkadaş arasında gereksiz bilgilere sahip olandır.

Mahalleye sonradan taşınan Taek'in ekibe katılımı;

"Annesi öldükten sonra onun kokusuyla dolu memleketindne ayrılıp Seul'e gelmişler.Bu baba ve oğlun neden bu özellikle burayı seçtiğini kesinlikle bilmiyoruz. Ama eminim ki buranın dört kafadarı kendilerine yeni bir arkadaş buldular. Teak sessiz bir çocuktu. Bu yüzden bu taşkın çocuklar ona fazla geliyor olabilir. Yaramazlıklar yapsak bile hep bizim yanımızdaydı.Her zaman ifadesiz yüzü vardı tabi. Ama yine de hep bizimleydi. Hala burada zamanın gücüyle yeni arkadaşlıkla kuruluyor. Böylelikle suskun çocuk dört gürültücüyle arkadaş oldu. Beş kişi haline geldik.

Sung Bo Ra karakterini; Ryoo Hye Young canlandırıyor. Sung ailesinin bir numaralı kızları, Duk Sun ve No Eul'un zeki ablası. Sert mizacının altında sevgi pıtırcığı yatan ama babası gibi sevgisini belli edemeyen karakter.

Sung Ne Eul karakterini Choi Sung Won canlandırıyor. İzlediğim ilk dizisi Sung Bo Ra ve Sung Duk Sun'un küçük kardeşleri. Fakat ablası rolünde ki iki kızdan yaşının büyük olduğunu belirtmek isterdim. Dizi boyunca yaptığı tahminler, sürekli tv başında olması ve ablalarından yediği dayaklara bayıldım.

Kim Jung Bong karakterini Ahn Jea Hong canlandırıyor. Sung Jung Hwan'ın  abisi. Dizide ki en sevdiğim karakterlerden biri kendisi. Özellikle son bölümlere doğru mutlu olmalı dediğim karakterlerden biri.
Kim Sung Kyun-Ra Mi Ran-Lee Hwa Il-Sung Dong Il-Choi Moo Sung-Kim Sun Young
Dizinin gençleri kadar ebeveynlerin yaşamlarını da ele alan dizi her birinin çocuklarına olan düşkünlükleri, aile yaşantıları ve birbirleriyle olan dostluklarını nasıl uzun yıllar sürdürdüklerinin kanıtı gibiydi. Anne ve babalar bu şekilde dostluk kurunca çocuklarının kuracağı sağlam arkadaşlıkların bir nevi temeli atıldı diyebiliriz. Her bölüm birisinin hikayesine tanık olduk. Çocuksu tarafına tanık olduğumuz Kim Sung Kyun, sevgisini içinde yaşayan Taek için iyi bir baba olan Moo Sung, tek bir maaş ile çocuklarını kadın başına büyüten Sun Young, çocuklarının mutluluğunu kendi hislerinin önünde tutan Hwa Il ve ong Il, eşi ve çocuklarından sevgi bekleyen Ra Mi Ran'ın hikayelerine tanık oluyoruz. Onların hikayelerini izlerken gözyaşları sel olup giderken, samimiyetin dibinde bulacaksınız kendinizi.
Sung Bo Ra karakterinin dilinde şu sözler etkileyen sahnelerden biri diyebilirim. "Bazen annemin beni utandırdığını düşünürdüm. Bazı zamanlarda gururu da kendine güveni kaybettiği zamanlar oluyor. Kendisinden çok bizi koruma iç güdüsüyle didindiği o zamanlar anlamazdım. Ve benim yüzümden böyleydi. Gerçek sevigiyi diğeri için duyduğun endişe kendi gururunun üstüne çıkmasına bir köşeye fırlatıp atmasına bu yüzden anneler güçlüdür." 
"Annemizi teselli edebilecek yaşa geldiğiniz zaman sadece "seni seviyorum" "teşekkür ederim" demenin yetmediği zamanlar olur. Şu an annenizin gönlünü hoş tutmak istiyorsanız "anne, san a ihtiyacım var" demeniz yeterli olacaktır. 

"Bazen insanı en çok kendi ailesi ihmal eder. Fakat asıl önemli olan nedir? Nihayetinde önümüze çıkan engelleri aklımızla değil, elimizi tutup asla bırakmayacak birinin yardımıyla aşabiliriz.İşte o eli uzatan kişi ailemizdir.En cesur kahramanlar bile günün sonunda ailesinin yanına döner." Duk Sun
"Zaman akıp gidiyor bu yüzden zaman vedaları yaratır ve insanlar pişmanlıklarıyla bırakır. Eğer birini seviyorsanız ona bunu şimdi söyleyin. Yoksa geçen zaman pişmanlığa  dönüşebilir. Bazen zamanın bize bıraktığı en büyük hediye sevdiklerimizin anılarıdır." Duk Sun  
Taek ve babası arasındaki ilişki gözler kalbin aynasıdır misali, birbirlerine sevdiklerini dile getirmeseler bile her hareketleriyle belli eden babao-oğul. Bu yüzden senaristin şu sözleri derinden etkiledi
"Duygular kelimelerle ile ifade edilebilirler. Sıcacık açıklamanın sebebi de budur. Bu soğuk acımasız dünya sıcaklığı ve hayatın kendisinin bir hediye olduğunu hatırlayabilmek boş laf şaka ya da klişe değildir. Bir kişinin olduğu gibi karşısındakine sıcaklığı saf haliyle hatırlatabilmesidir. " 

Uyarı: Bundan sonraki paragraf sadece spolier içeriyor.

 Duk Sun gelecekte kiminle evlendi sorusunun cevabını senarist dizi boyunca bas bas bağırdı. İzleyicilerin bir kısmı dizinin içinde yer alan küçük ayrıntıları kaçırdıklarından büyük ayrıntıların içinde kayboldular. Aslında dizinin başından sonuna kadar bir çok ipucuyu gözler önüne serdi fakat kabullenmek biraz zor oldu sanırım.  Dizi boyunca bir çok kişi Jung Hwan olacağı gerçeğini gözleri kapalı gördükleri düşüncesindeyim. Bununla birlikte aslında başından beri ayrıntıları göz önünde tutarsak Taek olduğu belliydi. Benim için hangisi olsa üzüleceğim için taraf tutmadım. Sadece anlam veremediğim diziyle alakalı iki şey söz konusu, ilki son iki bölüm Jung Hwan'ın az gösternmiş olmaları. İkincisi ise; diğer reply serisinde olduğu gibi bu dizide beş arkadaşın son halleri bir arada gösterilmediği oldu. Onun dışında dizide eksik ya da yanlış bulduğum bir sahnesi olmadı.


Güney Kore dizilerinde  School ve Reply serisinde yer alan oyuncular, bu diziler sonrasında şansları açılıyor, başarı elde ediyorlar. Bu dizilerin oyuncu seçimini kim yapıyorsa harika bir iş çıkardığı düşüncesindeyim. 1988'in oyuncu kadrosu şekillenmeye başladığı sırada Hyeri'nin başrol olacağı konusu fazlasıyla tartışıldı. Bununla birlikte dizi yayınlanmaya başladığı andan itibaren "ondan oyuncu olmaz" diyenlere oyunculuğu ile efsane cevap vermiş oldu. Duk Sun karakterine hayat veren Hyeri kesinlikle bu senenin parlayan bütün ödüllerinin sahibi olacak. Özellikle Jung Hwan ile olan bir sahnesinde(ne olduğunu açıklamayacağım)gerçekten ağladığı ve uzun bir süre o sahneyi çekemediklerinin haberini okudum. 
Reply 1988 dizisinin klişe haline gelen selamlaşması.
Bu dizinin parlayan oyuncularından biri de Jung Hwan karakteriyle Ryoo Joon Yeol. Geç keşfedilmiş bundan sonra bir çok yapımda göreceğimiz şansı açılan oyunculardan biri. Park Bo Gum; üzerine konuşulacak bir oyunculuk sergiledi. Bir önceki yapımında seri katil olarak rol alan oyuncu bu sefer temiz kalpli bir baduk oyuncusu olarak karşımızda. Onun oyunculuğunu seviyorum.
Çocukları yemek yerken mutlulukla izleyen ebeveyn:)
Bundan delicesine keyif alan çocuk :) 
İzlerken Teak karakteri kadar eğlendim

Reply 1988'i diğer serilerden ayıran en güzel özellik komşu bağları idi. Ben sitede büyümüş bir çocuğum. Çocukluk yıllarım doksanların son yıllarıydı. Okula servisle giderdim. O servis gelmeden 1 saat önce bütün arkadaşlarım ve ben oyun oynamak için dışarı çıkardık. Analog çağının son demlerini yaşadığı bu dönemde hatırladığım komşuluk ilişkileri, arkadaşlık ilişkileri daha samimiydi. Reply 1988'de komşuluk ilişkilerine bayıldım. Kendimi  çoğu zaman dizinin içinde buldum. 80'lerde yaşamış olmasam bile senaristin vermek istediği duyguyu, arkadaşlıktan öte dostluğu, her daim birlikte geçirdiğin komşularınla aile olabilmeyi,  fedakarlık, saflık gibi insani duyguları derinlemesine yaşatan bir dizi. 

İki kız kardeşin kıyafet kavgası, gizli günlük okumalara kadar yaptıkları çekiştirmelere bayıldım. Ablamın bu yazımı okuyacağını bildiğim için sırası gelmişken itiraf edeyim; Ablacığım, senin günlüklerini, şiirlerini gizli gizli okurdum. Serinin bu dizisinde, güldürmekten daha çok drama ağırlık verildiği için her bölüm mutlaka bir gözyaşı döktüm. Taek'in yaşadığı anne özlemini dindirmek isteyen çocukluk arkadaşlarının annelerinin çocukluklarından çok onu düşünmesi harikaydı. Sun Woo'nun annesine olan şefkati, saygısı, üzmemek için çırpınışları, Jung Hwan'ın soğuk ve umursamaz görüntüsünün altında gizli olan sahip çıkışı, Dong Ryong'un yanlarında olmasına rağmen ailesine olan özlemini, Bo Ra'nın sert mizacının içinde ki yumuşak yüreğinin derinliklerindeki samimiyeti izlerken yaşamamıza sebep oldular.

Diziyi izlemek isteyenlere önerim; İZLEYİN. Çünkü bu dizi de sende varsın. Annen, kardeşin, arkadaşların hatta komşuların da var. Öylesine içten öylesine dostane. Her bölüm ayrı bir mesaj içeren bu dizide, eğer 80'li dönemlerde yaşamışsanız nerede o eski günler şekilde düşündürür,  80'ler de yaşamamış biriysen şayet keşke o dönemlerde yaşama şansımız olsaymış şeklinde zamana yakınırken bulursunuz kendinizi. Her yaşa her kesime hitap eden, zaman zaman gözyaşı sebebi, kimi zaman gülmekten karnınızı ağrıtan, bazen derin düşüncelere daldıran bazen de umudunu asla kaybetme diye bas bas bağıran bir serinin içinde olacaksınız. Teknoloji çağının içinde gençliğini geçiren biri olarak nerede o analog çağında ki aşklar diyerek şiddetle önerdiğim bu dizi hayatınıza çok şey katacak.

Dizinin müzikleri kendi kadar harikaydı. Feel Kim "Youth" Oh Hyuk "A Little Girl" Park Boram "Hyehwadong" Kihyun "As time goes time" Girls Day Sojin "Everyday with You"
Albümü dinlemek için; TIKLA

Reply 1997: istediğim gibi ilerleyen bir seri ve istediğim çift
Reply 1994: En çok güldüğüm hatta serinin komedi bakımından birincisi.
Reply 1988: Aile ortamı ve komşuluk ilişkilerini izlerken ağladım, serinin bu konuda en iyisi

Dizi için puanım; 10/10

25 Oca 2016

Gülümsemeye dair şaşırtıcı gerçekler: Hangi gülümseme ne anlama geliyor?


Vücut dili kullanımının en belirgin özelliklerinden olan gülümsemenin farklı çeşitleri, altında farklı anlamlar barındırıyor. Tıpkı hissederek gülümsemenin ve mutlu olmadığımız halde gülümsemenin karşımızdaki kişiler tarafından hissedilebiliyor olması gibi, nasıl güldüğümüzün de karşımızdaki kişiler tarafından algılanış biçimi farklılıklar gösterebiliyor.
Dudakları kapatarak gülümsemek
Dudaklar kapalı şekilde gülümsemek, gülümsemenin en yaygın olarak kullanılan çeşitlerinden biri. Kolay yapılabiliyor olması, gülümsemek istemediğimiz ancak gülümsememiz gereken durumlarda karşı tarafa kibar ve nazik bir tepki vermeyi daha kolay hale getiriyor. Dudaklar kapalı olarak gülümsemek, çoğunlukla samimi algılanmayan bir gülümseme biçimi. Gerçekten hissederek gülümseyen kişilerden dişlerini göstererek gülümsemelerini bekliyoruz. Her ne kadar orta dereceli bir samimiyet belirtisi olarak algılansa da, karşımızdaki kişinin gülümserken dişlerinin beyazlığına güvenmiyor oluşunun ya da dişlerindeki problemleri gizlemek isteyişinin de dudaklarını sıkı şekilde kapatarak gülümsemeyi tercih etmesinin sebebi olduğunu da aklımızın bir köşesinde bulundurmakta fayda var.
Kendini beğenmiş gülümseme
Kendini beğenmiş ve odağın kendisinde olmasını isteyen insanların çoklukla kullandığı bu gülümseme çeşidinde, dudaklar genelde kapalı ve gülümseme sağa ya da sola çekilmiş olarak bulunuyor. Zaman zaman dudakların aralık olduğu ya da üst dudağın biraz daha kalkık tutulduğu durumlarda da gözlenebiliyor. Dudaklarla birlikte kaşlarda da bir tarafı kaldırmak gülümsemeyi tamamlayıcı olarak kullanılabiliyor.
Kendini beğenmiş şekilde gülümseyen insanların bir çoğu bulunduğu ortamda lider konumunda olmak isteyen ve odak noktası olmak isteyen kişiler. Kalabalık bir ortamda iletişim kurduğunuz kişilere bir süreliğine bu şekilde gülümsemeye devam ettiğinizde sizinle konuşurken çok daha dikkatli ve gergin olduklarını hissedebilirsiniz.
Yarım gülümseme
Kendini beğenmiş gülümsemeye oldukça benzeyen bu gülümseme türü, asimetrik bir görüntü yarattığı ve tam olarak ne yaptığınızın anlaşılmaması nedeniyle en karmaşık ve en farklı tepkiler alabileceğiniz gülümseme çeşidi. Kendine güven, utanma, ilgi, kızgınlık, dominantlık gibi birbirinden çok farklı duyguları yansıtabiliyor.
Ağız açık gülümseme
Ağız açık olarak gülümseme, dişlerin tamamının gösterildiği gülümseme çeşidinden farklı olarak, kahkaha atarken çekilmiş bir fotoğraf görüntüsünü andırır. Bu gülümseme de, şaşırtıcı şekilde çoğunlukla yapay ve samimiyetsiz bir imaj yansıtır. Her ne kadar yapay olsa da, bu şekilde gülümseyen kişiler çoğunlukla umursamaz, ben merkezci ve eğlenceli kişiler olarak tanımlanır. Özellikle fotoğraflarda fotojenik görünmenin en kolay yollarından biri, tüm dişleri göstermek ve ağzınızı olabildiğince açmak. Tabii ki öğle yemeğinde dişinizde maydanoz kalmadığından ve dişlerinizin yeterince beyaz olduğundan emin olduktan sonra:)
Bu içerik http://www.uplifers.com/ tarafından hazırlanmıştır.

Bir boomads advertorial içeriğidir.