18 Haz 2016

Seviyor Sevmiyor // Uyarlama Hakkında

Mart ayında She Was Pretty dizisinin uyarlama furyasına dahil olduğundan bahsetmiştim. "İlk Aşkım" diğer bir adıyla "Seviyor Sevmiyor" olarak geçen çarşamba günü ekranlara geldi. She Was Pretty izlerken çok keyif aldığım için uyarlaması konusunda tereddütlerim söz konusuydu. Seviyor Sevmiyor dizisinin reklamları dönmeye başladığında ister istemez "galiba senaryoya sadık kalacaklar" düşüncesine hakim oldum. 

Dizinin ilk bölümünü izlediğimde She Was Prrety dizisiyle bire bir uyarlamasını gördüm diyebilirim. Repliklerden mekana kadar her şeyi birebir uygulamaları, yapboz, şemsiye, jackson çorapları gibi bir çok ayrıntıyı es geçmemeleri açıkçası mutlu etti.


Benim tereddüt ettiğim tek bir şey var. She Was Pretty dizisnde Kim Shin Hyuk karakterini canlandıran Choi Siwon'un dizide sergilemiş olduğu oyunculuğu izleyenler hatırlar. Mimiklerini çok iyi derecede kullanarak rolüne entegre ederek eğlenceli bir hal almasını sağlayarak bir üst seviyeye çıkarmış olmasıydı. Burada onun karakterini canlandırarak Yiğit Kirazcı'ya büyük bir pay düşüyor diyebilirim. Belki onun gibi Jackson (Jeksıın) diyemeyecek ama en azından onun kadar duygu yansıtabilir diye düşünmek istiyorum. Aksi halde benim için başarısız bir dizi olarak kalabilir.

High Society / Kore Dizisi



Sung Joon, Park Hyung Sik gibi sevdiğim oyuncuların yer aldığı High Society dizisi senaristliğini Ha Myung Hee yaparken yönetmen koltuğuna ise Choi Hyeong Hun oturuyor. Dizinin konusu; Jang Yoon Na, Chaebol denilen Kore'de aile şirketinin varislerinden biridir. Fakat kendi ayakları üzerinde durabileceğine inandığı için abisi hariç ailesinden gizli olarak yarı zamanlı bir işte gerçek kimliğini gizleyerek çalışmaktadır. Tek hayali parası yerine kendisi olduğu için sevebilecek bir adamla tanışıp evlenmek. 

Diziyi yayınlandığı sıralarda izlediğimde yarım bırakmıştım. Bir şeye başladığımda yarım bırakmayı sevmediğimden aylar sonra izleme gereği duydum. O sıralarda yarım bırakmamın sebebi dizinin beni şaşırtmamış olmasıydı. Dizinin daha ilk bölümden finalinin nasıl olacağını kestirebiliyoruz. İki ayrı aşk hikayesine tanık oluyoruz. Bir tarafta zengin kız fakir olan diğer tarafta fakir oğlan zengin oğlan. Her iki ilişkide engeller zengin olanların aileleri. 

Jang Yoon Na ve Choi Joon Gi arasındakiler ikinci çiftimizin aşkı kadar masum değildi ne yazık ki. Yoksul ama mutlu bir ailenin çocuğu olan Joon Gi'nin hırsı uğruna Yoon Ha'yı kullanmak en büyük hatası oldu. Ben Uee ve Sung Joon arasındaki uyumu sevmedim. Uee'nin oyunculuğunu donuk buluyorum. Golden Rainbow dizinde izlediğimden bu yana oyunculuk konusunda pek bir şey katmamış kendine. Sung Joon için aynı duyguları paylaşmıyorum tabi ki de. Diziyi bir nevi onun için izledim diyebilirim.

Dizinin kendi adıma dikkat çeken ismi Lee Ji Yi karakteriyle fakir kızımızı canlandıran Lim Ji Yeon oldu. Daha önce rol aldığı filmler olmasına rağmen çıkış yaptığı ilk dizi High Society oldu. Park Hyung Sik ile olan uyumunu sevdim. Hyung Sik ise Nine: Times Time Travel I, Heirs, Whats Happens to Family dizisinden sonra güzel bir çıkış yakaladığını düşünüyorum. 

High Society dizisini sevmeme nedenlerimden biride Yoon Ha'nın ailesi oldu. O kadar sinir bozucu karakterler ki izlerken bile insanı çileden çıkardı. Senaristin en büyük hatası kesinlikle duygusuz bir aile yaratması olmuş. Kardeşleri, babayı her şeyi geçtim anne karakterini o kadar ruhsuz yaratmış. Bu da diziden soğumama sebep oldu. Fakat Chang Soo karakterinin annesini de bir o kadar sevmedim. Senarist ortayı bulamamış.

Dizinin müzikleri arasında en çok Jung Yup "Dazzling Day" Park jHyung Sik "You're My Love" şarkıları dikkatimi çeken şarkılarıydı. İzleyecek olanların bir şey kazanmayacağı izleyenlerin de bir şey kaybetmeyeceği bir dizi. İşin aslı Sung Joon ve Park Hyung Sik izlemek istiyorsanız, ben sizi tutmayayım. 

14 Haz 2016

Remember:War of the Son / Kore Dizisi


2015'in sonlarında başlayan  Remember: Wat of the Son 2016 yılında başarılı bir grafik çizen dizinin senaryosunu  The Attonery filmin senaristi Yoon Hyun Ho yaparken yönetmenliğini ise Lee Chang Min yaptı. konu olarak bir çok intikam dizileriyle benzerlik taşımasına rağmen oyuncular ve olay örgüsü sayesinde izleyiciyi ekrana kitleme konusunda başarılı oldular. Dizinin konusundan kısaca söz edecek olursam; Seo Jin Woo fotoğrafik hafızaya sahip başarılı bir öğrencidir. Anne ve abisini trafik kazasında kaybeden Jin Woo babasıyla mutlu bir hayat sürmektedir. Bir akşam komşuları olan Jun A öldürülmüştür. Cesedi ise Jin Woo'nun babası Seo Jae Hyuk bulmuştur. Bununla birlikte bir gün önce sabaha kadar çalışan Jae Hyuk ormanlık alana nasıl geldiğini ve cesedi nasıl bulduğunu hatırlamamaktadır. Durum böyle olunca cinayet babanın üzerine kalmıştır. Babasının suçsuz olduğuna emin olan Seo Jin Woo ise babasını adını temize çıkarmak için büyük savaşın içinde kendini bulacaktır.
Yoo Seung Ho; dizide Seo Jin Woo karakterini canlandırmaktadır. Arang and the Magistrate, I Miss You, Imaginary Cat dizilerinden hatırlayabilirsiniz. Jin Woo; lise yıllarında mutlu bir hayat sürerken babasının cinayet ile suçlanması sonucu ölüm cezasına çarptırılmasının ardından, fotoğrafik hafızası sayesinde en genç avukatlardan biri olarak hayatına devam etmektedir. Onun tek bir amacı vardır gerçek suçlunun cezasını çekmesidir. Yoo Seung Ho'yu I Miss You dizisinden sonra ilk kez bir yapımda izleme fırsatı yakaladım. Askere gittiği için Seung Ho'nun oyunculuğunu uzun süre bekledik. I Miss You yapımını izleyenler bilir dramın en derine kadar işlenen bir diziydi oradaki oyunculuğuna bir tık yukarı taşıyarak iyi bir iş çıkardığını düşünüyorum.
Park Min Young; dizide Lee In A karakterini canlandırıyor. Sungkyunkwan Scandal, City Hunter, Healer dizilerinden hatırlayacaksınız. Jin Woo ile üniversitede hukuk öğrencisiyken tanıştı. Jin Woo'nun babasına haksız yere ölüm cezası verilmesi üzerine savcı olmaya karar veren In A bu davaya kendini adayacaktır. Farklı ve asil bir havası olduğundan mı bilemem ama oyunculuğunu seviyorum. Remember: War of the Son gibi ağır  dram temalı yapımlardan daha fazla görmek istiyor olmama rağmen bundan sonraki dizisinde romantik komedi temasıyla görmek istiyorum.


Namgung Min; dizide Nam Gyoo Man karakterini canlandırıyor. Can You Hear My Heart, I Need Romance 3, My Secret Hotel, The Girl Who Sees Smells dizilerinden hatırlayacaksınız. Nam Gyoo Man dizinin burnu havada, her şeyi parayla çözebileceğine inanan, babasının gözüne girmek için her haltı yapabilecek karakterimiz. Öfeksiyle ilgili problemleri yüzünden başına açılmayan iş kalmayan karakterin en büyük düşmanı ise Jin Woo'dur.
Park Sung Woong, dizide Park Dong Ho karakterini canlandırıyor. Onu hatırladığım ilk dizisi Bridal Mask idi. Geçen sene yayımlanan Hidden Indentity dizisinde etkisinde kaldığım oyunculardan biri. Park Dong Ho başarılı bir avukattır. Küçük yaşta babasını trafik kazasında kaybetmiştir. Babasının yakın arkadaşı ona sahip çıkmış, okutmuş ve iyi yerlere gelmesini sağlamıştır. İşinde başarılı olduktan sonra yardıma ihtiyacı olan insanlara avukatlık yapmaya başlamıştır. Jin Woo'nun babasının davasını alarak ana karakterimizle yolları kesişmiştir.

Jeon Kwang Leol, dizide Jin Woo'nun babası Seo Jae Hyuk karakterini canlandıyor. Hello Monster dizisindeki baba karakterini canlandırmıştır. Cinayetle şuçlanan Jae Hyuk talihsiz bir olay yaşar ve alzhemir olmuştur. Olay anına dair bir şey hatırlamakla kalmaz kendi oğlunu bile anımsamamaktadır. Ekrana her geldiğinde içimin acıdığı karakter.

Dizinin senaristi ve yönetmenini tebrik etmek lazım. Ortaya harika bir yapım çıkardılar. Dizi ilk yayınlandığında daha ilk bölümde yaşananlarla kendini belli etti. Remember: War of the Son dizisini izlerken  Miracle in Cell No:7 filmini anımsamadan edemedim. Bir çok ortak noktası söz konusu olmasıyla beraber  masum babalarını şereflerini tekrardan geri kazanmalarını sağlamak için verdikleri savaş harikaydı. Senarist Yoon Hyun Ho hikayeyi abartmadan bölümleri sürükleyici bir şekilde ekrana yansıttılar.

Dikkat! Bundan sonrası spolier içerebilir. İzlemediyseniz okumanızı tavsiye etmem.
Dizinin hikayesine el atmadan önce oyuncular için bir şey yazmak istiyorum. Seung Ho'nun oyunculuğunu seviyorum Her fırsatta dile getiriyorum fakat Seung Ho'nun oyunculuğunu seviyor ve beğeniyorum. Jin Woo karakterinin babasıyla karşılaştığı sahnelerde rolünün hakkını sonuna kadar verdiğini düşünüyorum. Özellikle son bölümler zirvede bir oyunculuk sergiledi. Park Min Young Ve Yoo Seung Ho arasındaki uyumu sevemedim. Yapbozun eksik bir parçası varmış gibiydi hep bir şeyler eksik. Park Dong Ho karakterini canlandıran Park Sung Woong mahkeme sahnelerine bayıldım.

Namgung Min öyle bir oyunculuk sergiledi ki rol yapmadı adam ruhuyla karaktere can verdi. Öfkesi yüzünden girdiği nöbetler, mimikleri, psikopat bakışları ve gülüşlerini izlerken ondan nefret eder hale getirdi. Şu zamana kadar zengin, umursamaz, aşık, seri katil gibi karakterlere hayat vermesine rağmen Nam Gyoo Man rolüyle bu türün en iyisi diyebilecek kadar büyük konuşabilirim. Çünkü ilk defa "baba" diye ağlayarak kendini astığı sahnede kötü karakter için içim acıdı. Fakat üzülmedim yaptığı kötülüklerin cezasını çekmesi gerekiyordu.

Dizinin senaryosunda her şey güzel hoştu bununla birlikte Nam Kyu Man'in babasına karşı olan tutumunun ve davranışlarının arkasında yatan nedenin ne olduğu hakkında bir açıklama ve onu bu duruma itmiş olabilecek geçmişini flashbacklerle göstermiş olsalardı harika olmaz mıydı? Babasını hayal kırıklığına uğratmaktan bu kadar çekinmesinin ve babasına bu denli düşkün olmasının altındaki bir nedeni vardı kuşkusuz. Bu tabi sadece bir düşünce. Dizinin harika ve izlenebilir olma gerçeğine gölge düşünen bir nedende değil.

Lee Wong Jun dizide Suk Joo Il karakterini canlandırıyor. Ben bu aktörün oynadığı her rolü severdim. Fakat bir tek Dong Ho'ya sahip olması dışında sevmedim. Daha önce Emperes Ki, Hidden Indentity, The Girl Who Sees Smells izlediğim şu hatırladığım dizileri. Kötü karakter ona yakışmamış, sevmedim.

Dizinin müzikleri;K.Will "Cold" Jooyoung "Can You Hear Me" Jang Jane"Don't You Know" Boby Kim "Cuz I Could say I Love You" Frozen Epica  Last Set şarkıları dizinin ilgi çekenleri.

İlk bölümden son bölüme kadar "adalet"i arayana karakterler haksız yere işlemediği bir suçun cezasını çeken alzheimer hastası olan bir babanın adını temize çıkarmak için oğlunun haksızlığa karşı verdiği mücadeleye şahit olduk. Bir tarafta babası için mücadele eden Jin Woo diğer tarafta para ve mevki ile her şeyi kazanabileceği düşüncesinde olan aslında elinde bir şeye sahip olmayan Nam Gyo Man. Birbirine zıt olan iki karakterinin ağır dramla birleştirilmiş hikayesini izlemek isteyenler için ideal bir yapım. Kesinlikle izleyin.

Dizi içi puanım; 9,7/10

13 Haz 2016

Fantastic Duo / Kore Programı


Güney Kore dizileri kadar programlarıyla da dikkat çekiyor. Son zamanlarda dikkatimi çeken programlardan biride Abnormal Summit programının sunuculuğundan hatırlayacağımız Jun Hyun Moo'nun önderliğini yaptığı Fantatic Duo programı. 

Kore'de ki en iyi sanatçıların hayranlarıyla yaptıkları düeti konu alıyor. Akıllı telefona indirilen programla belirlenen şarkıyı seslendiriyorlar. Katılım sınırsız. Fakat bu katılımın arasından sadece üç kişi seçiliyor. Bu kişiler arasından bir tanesi de düet hakkını kazanıp o hafta gelen üç ünlü sanatçı ve hayranlarıyla ayrıca bir önce ki programın galibiyle yarışacak. Programın seyri bu şekilde ilerliyor.Her hafta bir tema seçip gelen sanatçılar hayranlarıyla o tema üzerinden şarkılarını seslendiriyorlar. Ayrı özel düetler yayınlanıyor. Müzik evrenseldir sözünü kanıtlar sonuna kadar kanıtlayan bir program. Aynı dili konuşmasak dinlerken yaşatıkları o duyguyla zaten kendimizden geçmiş oluyoruz.

İlk bölümlerde Big Bang grubundan Taeyang yer aldı. Sesinin güzelliğine zaten hayranım. Big Bang'in Loser şarkısıyla telefon üzerinden yapılan düete dünya üzerinde çok fazla insan katıldı. Bunların arasına Winner üyeleride yer almdı. Buyrun. Katılanlar arasında seçilen üç kişi arasındaki mücadelede güzeldi. Kazanan Lim Chang Jung oldu.

Final'de seslendirdikleri Eyes,nose,lips şarkısıyla etkiletyici performans sergilediler. 
Taeyang'ın daha önce bir bayanla düeti olmamış. İlk kazer Lim Chang Jung ile deneyimlemiş oldu.

İlk bölümden bu yana haftalardır birinciliği kimselere kaptırmayan Kraliçe Lee Sun Hee ve Lee Yi Jin'in seslendirdikleri her şarkıda duygu patlaması yaşadım. İlk bölüm seslendirdikleri "I Always Miss You" harikaydı. Fakat beni etkilen sekizinci bölümdeki "I Want to Know" düetleri oldu. 
Lee Sun Hee'nin yaptığı en güzel düet Kyuhyun ile olan. Kyuhyun'un en büyük hayalide gerçeklemiş oldu.

Geçen bölümlerin birinde Aliee yer aldı. Programın şu zamana kadar seslendirilen en iyi performanslarını gerçekleştirdiler. Sevilen şarkısı Heaven ile üst düzey bir performans olan düeti gerçekleştirdiler.

10 Haz 2016

Gus - petit oiseau, grand voyage / Minik Kuş


Orjinal adı Gus-petit oiseau, grand voyage olan Fransız yapımı animasyon İngilizce adı Yellow Bird olurken biz de ki çevirisi Minik Kuş olarak yapılmıştır. Filmin senaristliğini Cory Edwards ve Antonie Barraud yaparken yönetmen koltuğuna ise Christian De Vita oturmuştur. 

Filmde yer olan kuşlar Ornitolog Guilhem Lesaffre'nin kitabındaki anekdotlardan yola çıkılarak yapılmıştır. Bir baba ve oğlunun yanlış yönde olan bir kuşu izleyerek görseller oluşturduğunu ve aynı hafta içerisinde Ornitolog Guilhem Lesaffre2nin kuş göçleri hakkında konuşmalarına denk gelen senarist bu durumu işaret olarak kabul ederek bu filmi yazmaya karar vermiş.

Soğuk ve korkunç kışın yaklaşması ile sıcak ülkeleri yollarını tutan göçmen kuş sürüsü, liderleri Darius'un peşinden bir bir havalanmaya başlar. Uzak bir yolculuğun ardından mola bahanesi ile yere inen ve bir kaç yemek ile karınlarını doyuran kuşlar, liderleri Darius'un hastalandığı ve yola devam edemeyeceğini öğrenirler. Bu durumda aralarından en güçlü ve zeki kuşu lider seçmeleri gereken kuşlar, tamamen şans eseri sakar ve bilgisiz bir kuş olan Gus'u lider kabul ederler.Bu karar sürüyü bir bilinmezliğe sürüklerken Gus'a bu yolculuk kendisini keşfetmesi için büyük bir şans olacaktır.

Film eğitici ve öğretici mesajlar içeriyor. Göç eden kuşların avcılardan kaçış sürecini izlediğimde içim burkuldu. Üzüldüm. Filmde bunlar gibi eğitici bir çok mesaj içeriyor. Yetişkin ve çocukların sıkılmadan rahatlıkla izleyecekleri orta seviyede bir animasyon. animasyonu tavsiye ederim.



23 May 2016

Descendants of the Sun / Kore Dizisi


Gerek oyuncu kadrosu gerek senaryosuyla 2016 yılının hiç kuşkusuz en iyi yapımı Descendants of the Sun. Geçtiğimiz yıl askerlik görevini tamamlayan Song Joong Ki, Descendants of the Sun dizisiyle ekranlara pir döndü diyebiliriz. Oyuncu kadrosunun yanı sıra dizinin senaristliğini Secret Garden, Gentleman's Dignity ve Heirs gibi başarılı dizin yazarlığı yapan Kim Eun Sook'un payı büyük. Dizinin yönetmen koltuğunda ise Dream High, Dream High 2, School 2013 ve Secret  gibi popüler dizelerle adını duyurmuş olan Lee Eung Bok oturuyor.

Dizi BM'lere bağlı Güney Kore askerleriyle bir grup doktorun yaşadığı bir dizi hikayeyi konu alan dizi tartışmasız şu zamana kadar yayınlanan en yüksek reytinglere ulaşan dizisi oldu. 


Song Joong Ki; dizide Yoo Shi Jin karakterini canlandırıyor. Daha önce My Fair Lady, Nice Guy, Sungkyunkwan Scandal dizilerinden, Penny Pinchers, A Werewolf Boy filmlerinden hatırlayacaksınız. Yoo Shi Jin; yurtdışında görev alan özel kuvvetler birliğinin başındaki yüzbaşdır. Yoo Shi Jin kendine güvenen, esprili, başarılı bir asker olarak karşımıza çıkıyor. Song Joong Ki girdiği her rolün hakkını veren bir aktör. Canlandırdığı karakterleri adeta yaşıyor, içine giriyor bize de sadece izlemesi kalıyor.

Song Hye Kyo; Dizide Kang Mo Yeon karakterini canlandırıyor. Daha Full House ve The Winter, The Wind Blows dizilerinden hatırlayacaksınız. KAng Mo Yeon karakteri dizide, özel bir hastanede cerrah olarak çalışan tek hedefi profesör olmaya çalışmak olan doktorken bir anda kendini gönüllü doktor olarak bulur. Song Hye Kyo'nun oyunculuğunu The Winter, The Wind Blows dizisinde kör bir karakteri canlandırdığı zaman sevmiştim. Doktor rolünün ise hakkını sonuna kadar verdiği kanaatindeyim.
Jin Goo; Dizide Seo Da Young karakterini canlandırıyor. Ad Genius Lee Tae Baek dizisinde, Northern Limit Line filminde izledim. Jin Goo'nun kendini tam anlamıyla ifade ettiği dizisi ise Descendants of the Sun dizisi oldu. Seo Da Young; Yoo Shi Jin ile aynı birlikte çavuş olarak görev almakta. Gençliğinde yapmış olduğu hataları askeriyeye girmesiyle geride bırakan başarılı, gözü pek bir askerdir. Sert mizacının ardında pamuk bir kalbin sahibidir. O aşkıyla mesleği arasında sıkışıp kalacak. 

Kim Ji Won; Dizide Yoon Myeong Joo karakterini canlandırıyor. The Heirs, Gap Dong dizilerinden hatırlayacaksınız. Heirs adlı dizide buzlar kraliçesini canlandırmasıyla nefretleri üzerine toplamıştı. Bu dizide canlandırmış olduğu Yoon Myeong Joo askeriyede doktor olan bir askerdir. Seo Dae Young'a karşı duyduğu tarifsiz aşka tanık olacaksınız. İlk bölüm Ji Won göründüğünde elektriği tutturamasa sonrasında Myeong karakteriyle zirveye adını yazdırdı. 



Biri asker biri doktor. Biri barışı sağlamak, insanları yaşatmak için gerekiyorsa öldürmek zorunda kalan, bir diğeri kötü bile olsa insan vasfı altında onların yaşamını kurtarmak için savaşan; aslında işin özüne inersek aynı şey için çabalayan iki farklı insan. Yoo Shi Jin ve Kang Mo Yeon..Bu ilişki Yoo Shi Jin götürdü. Kang Mo Yeon'un haklı korkuları, bekleyişi olduğu için bu ilişki Yoo Shi Jin götürdü. Kadın sevdi fakat adam daha çok sevdi. İzlemeyenler için bu ilişkinin detayına girmeyeceğim. Yoo Shi Jin'in bakışları için izlenir. 

İki asker. Babası ordunun başındaki komutan, kendisi rütbesi yüksek bir asker, sevdiği adam başçavuş. Babasının engellerine rağmen çabalayan birbirlerine olan aşkları bir an bile değişmeyen Seo Dae Young ve Yoon Myeong Joo.
 Hikaye bazında ele aldığımızda Seo Dae Young ve Myeong Joo severek ayrı kalmak zorunda kalan bir çift fakat ayrı dediğime bakmayın ikisi de asker. Üstüne üstük kadın, adamın üstü. Myeong Joo komutan olan babasını karşısına alacak kadar Baş çavuş Seo Dae Young ise askerlik görevine son verebilecek kadar aşık. Jin Goo ve Ji Won dizideki kimyası izleyiciyi etkisi altına alacak kadar etkileyici. Jin Goo'nun sergilediği oyunculuk Song Joong Ki kadar hafızlara kazındığı kanaatindeyim. Bu düşüncem Jin Won içinde geçerli.

Descendants of the Sun dizisindeki hikayelerinin özeti; Sen imkansızsın, sensizlik imkansız adlı harika bir aşk hikayesi.
Shinee grubunun lideri Onew; dizide doktor Lee Chi Yoon canlandırıyor. Onew'in oyunculuğuna ba-yıl-dım. Daha önce  hiçbir yapımını izlemedim bu sebeple oyunculuğu konusunda bilgim olmadığı için eleştirme hakkını kendimde görmüyorum. Bununla birlikte depremin konu alındığı bölümde ardı ardına canlandırdığı, izlerken beni hüngür hüngür ağlattığı o sahne var ya; işte o an bence Onew için zirveye çıktığı andı. 
Birbirlerinin dilini bilmeden birbirlerine bağlanan doktor-hasta ilişkisindeki en derin mesaj. Dilini dahi bilmiyorsan yardım et!

Hümanizm duygusunun ağırlıklı olduğu; sağlık ekibinin din, dil, ırk ayrımı yapmadan insanlara yardım ettikleri sahnelerin birinde topuklu ayakkabısının topuğu kırıldıktan sonra ayakları kan içinde kalan Doktor Kang'a hastasının kendi postallarını vermesi ve bu sahnenin dizide verilmek istenen o müthiş düşünce için; kaleminize sağlık güzel yürekli senaristler. 

Super Star K3 yarışması birincisi Kim Min Suk; dizide Kim Gi Bum karakterini canlandırıyor. Shut Up Flower Boy Band, Hi! School Love OnWho Are You School 2015 dizilerinden hatırlayacaksınız. Descendants of the Sun dizisindeki rolü ve sevimliliğiyle dikkatleri üzerine çeken Min Suk içinde dönüm noktaası oldu diyebilirim. Dizinin son bulmasıyla yakın zamanda yayınlanacak olan Doctor dizisi kadrosuna dahil oldu. Kim Gi Bum rolüyle karşımıza çıkan şarkıcı-aktör ilk bölümden kendini sevdiriyor. Seo Dae Young'un cüzdanını çalan Gi Bum'u hastanelik eden Wolf ve Big Boss sonrasında çocuğu peşindeteki çetelerden kurtarır. Kendi gençliğine benzettiği için Seo Dae Young onu askeriye dahil olması için fırsat verir ve girer. 



Dizinin dört ana karakterinin yanı sıra yan rollerdeki oyuncuların iyi olması, dizinin performansını zirveye taşıyan unsurlardan biri. Normal şartlarda herhangi bir Güney Kore dizisinde çok fazla gereksiz karakterler söz konusu oluyor. Diziyi izlerken herhangi bir sıkılma ya da bu oyuncu neden bu dizide hissini yaşamadım. 

Alpha Team'in Uruk'a gelen gönüllü doktorları karşıladıkları an.
Benim Yoo Shi Jin ve Kang Mo Yeon arasındaki bağı derinlemesine hissettiğim ilk sahne diyebilirim. TIKLA


Song Joong Ki'nin Descendants of the Sun yayınlanmadan önce röportajına denk gelmiştim. Diziyi izleyen insanlar duygu dolu bir aşka tanık olacaklarına dair demeç vermişti. O an korenin aşk konulu dizilerini bildiğim için aslında pek inandırıcı gelmemişti. Ancak diziyi izledikten sonra bu düşüncem yerle bir oldu. Zira aşkı dibine kadar hissettirdiler. 
Dizinin Uruk diye çekilen sahneleri Yunanistanda
çekildi.
Senaristler, entrika, aşk üçgeni olmadan sadece aşkı konu alarak izleyicileri ekrana kilitlemeyi başardı. Birbirini seven ancak engeller nedeniyle kavuşamayan insanların yaşadığı ayrılık öyküsüne değinerek hem melodramı hem aşkı bir arada ekrana yansıtarak, nokta atışı yaptıkları kanaatindeyim. Senaryoda ağırlıklı olarak aşkı konu almasına karşın insani yardım, gönüllü çalışma gibi konulara değinmeyi ihmal etmediler. 
Çekimin gerçekleştiği mekanlar, çekim açıları ve kullanılan tekniklerle sinema filmi tadında yapım ortaya çıktı. Özellikle olayların hızlıca ilerlemesi ilk dakikada klişelere çelme takan bir dizi olacağını gösterdi.  İlk bölümde sevgili olan Yoo Shi Jin ve Kang Mo Yeon yine aynı bölümde ayrı düşmelerini; Güney Kore yapımlarında  en az 16 bölüme yayarlar. Fakat senaristlerimiz cesur davranıp bu klişeyi yerle bir ettiler.

Dizinin popülaritesi konusundan ziyade ilk bölümler Song Joong Ki sayesinde artarken devamında Jin Goo'nun performansıyla çıtayı en tepe çıkardı diyebilirim.



Soong Joon Ki tabi bu gülüşüyle çıtayı arşa yükseltti :)


Dizi Kore tarihinin en iyisi diyemem o kadar bilgiye vakıf değilim fakat en iyileri arasına girer. İçini ısıtan, aşkı olduğu gibi anlatan, çıtayı her bölümüyle yükselten, oyuncuları, senaryosu, görsel efektleri, muhteşem müzikleri, zaman zaman aşkı, komediyi, dramı; zaman zaman savaşı, yardımlaşmayı, dostluğu, insan hayatının ne kadar değerli olduğunu, pes etmemeyi duru bir şekilde anlayan nadir dizilerden. En azından patrondu, okuldu, şirketti, aşk üçgeni-beşgeni, yüzsüz kadın yan roller, zengin kız fakir oğlan gibi klişeleşmiş dizilerden farklı olduğu için izleyicilere nefes aldırdı.

Askerlerin yüz bakımı da önemli tabi :)

Dizinin reytingleri her geçen bölüm zirveyi kimseye kaptırmadı. %42,5 oran ile Güney Kore televizyonlarından en yüksek reyting oranına Man of the Star dizisinin ardından zirveye yerleşti. Dizi daha yayınlandığı sırada Çin durur mu senaryoyu hemen satın aldı

Dizinin müzikleri yayınlandığı andan beri hala listelerde. Haftalarda liderliği kimselere bırakmadılar. tYoonMirae "Always" EXO'nun güzel sesi Chen ve xPunch "Everytime" Davichi "This Love" Gummy "You My Everything" Lyn "With You" K.Will "Talk Love" XIA (Jansu) "How Can I Love You" SGWANNABE "By My Side" MC The Max "Wind Beneath Your" Mad Clown&Kim Na Young "Once Again" şarkıları dizi kadar ses getiren ostları oldu. Şarkılardan bahsetmişken Red Velvelet'in diziye konuk olduğunu belirtip aşağıda askerleri izleyebilirsiniz.

En Sevdiğim Solo Çıkışlar



Bu ara solo çıkışlar oldukça dikkat çekiyor. Jung Eun Ji, Tiffany, Jessica, Nam Woo Hyun solo çıkışlarını gerçekleştirdi.
Jung Eun Ji solo çıkışını Dream adlı albümüyle gerçekleştirdi. Eun Ji bu albümü babasına ithaf etti. Mini albümün çıkış şarkısı ise Hopefully Sky. Şarkının teması Eun Ji'nin yurt dışında çalışan babasına özlemini konu alıyor. Klibinde bu temayı harika bir şekilde ekranlara yansıtmakla kalmamış, o hissi yakalamışlar. Şarkının sözlerinde beni en çok etkileyen kısım; "En büyük gökyüzü var ya, işte sen benim gökyüzümsün" diyor babası için. Albümde yer alan diğer şarkılarında içeriği babasına yazıldığını hatırlatmak isterim. Ballad tarzında bir albüm olduğu için dinlerken duygulandıracak. Gurbette olanlara evindeymiş hissi uyandıracak duygusal şarkılarla dolu bir albüm olmuş. Jung Eun Ji sever biri olarak çok başarılı olmasını istiyorum.

Girls Generetion grubunun Teayeon'dan sonraki ikinci solo çıkışı nihayet Tiffany gerçekleştirdi. "I Just Wanna Dance" mini albümü altı parçadan oluşuyor. Albüme adını verdiği I Just Wanna Dance şarkısının klibini yayınladı. Şarkıda seksenli yılların etkisi ile tempolu pop şarkısı olarak karşımıza çıktı. Tiffany'nin klibinde ve şarkının performansında dans ediyor. Yalnız şarkıda yüksek notalara mükemmel şekilde çıkıyor. Dans edip şarkı söylemek zor sanat olmasına rağmen şarkıcı iyi iş çıkardı.


Infinite grubunun kadife sesi Nam Woohyun ilk solo mini albümü "Write" ile çıkışını gerçekleştirdi. Albüm genel olarak slov tarzda olmasıyla birlikte çıkış şarkısı "Nodding" benim gözümde en iyi ballad şarkısı özelliğini taşıyor. Woohyun sesiyle yüreklere dokunuyor. Woohyun'un albümdeki bütün şarkılar kaliteli. That Person ve Gravity şarkısını aşırı beğendim.
Write albümünü dinlemek için; TIKLA

Girls Generetion grubunun eski üyesi Jessica, "With You J" ilk solo albümünün "Fly" şarkısıyla çıkışını gerçekleştirdi. Bu albüm gruptan ayrılışı üzerinden iki yıla yakın zaman geçmesinden sonra kpop sektöründeki ilk faaliyeti oldu. Albümün çıkış şarkısı "Fly" beklediğimden çok çok iyi çıktı. Ayrıca Jessica'ya bu şarkıda rapçi Fabolous eşlik ediyor. Albümün geri kalan beş şarkı en az çıkış şarkısı kadar kaliteli. 

Jessica Fly şarkısının dışında Love Me The Same şarkısını da kliplendirdi.
Albümü dinlemek için; TIKLA

Inside Out- Ters Yüz


Gerilmiş bir yay hissiyatı içinde izlediğim, Disney ve Pixar'ın ortak yapımı olan Inside Out (Ters Yüz)'un orjinal fikri Pete Docter'a ait. Animasyonun senaristliğini Michael Arndt yaparken yönetmenliğini ise, Ronaldo Del Carmen üstlendi.

Riley için hayat babasının San Francisco'da yeni bir işe başlamasıyla baştan aşağı değişir. Çocukluğunu geçirdiği şehri geride bırakan Riley'ı yaşamında; yeni ev, okul ve arkadaşlar beklemektedir.

Küçük Riley böyle bir değişime hazır mı?

Doğumundan bu yana  Riley'nin zihnindeki duygular bu beklenmedik değişiklikle karşı karşıya kalınca ne gibi tepkiler verecek?

Bunlar gibi biriken soruların cevabını bir bütün olarak 95 dakika sonunda alacağınız harika bir animasyon sizlerle.

Filmin yapım sürecinde Riley karakteri için yazarlar 27 farklı duygu üzerinde çalışmış ve sonunda beş duyguya Neşe, üzüntü, nefret, korku ve öfke'de kara kılmış. Filmin yapım süresi ise beş buçuk yıl kadar sürmüş. Bir sürü detaya özenle hazırlanılmış olan filmi.


Benim filmde beğendiğim iki nokta var.

Birincisi, üzüntünün resmedilişi. Hep biraz tembeli core memory olarak adlandırılan anılara dokunmaktan kendini alamayan ve onları mutsuz yapan ama çok da iyi niyetli olması Üzgün olmanın aslında bize nasıl hissettirdiği, bizim davranışlarımıza nasıl yön verdiği harika aktarılmış. Bazen üzülüyoruz ve yaşadığımız her şey korkunç geliyor. Yatağımızda sadece uyumak istemiyor muyuz? Bunun bize çoğu zaman iyi geldiği, ağlayınca çok daha rahatladığımız olmuyor mu? Hele bir de mutluluğun tadına hep mutsuz günlerden sonra daha iyi varmıyor muyuz?

İkinci sevdiğim noktada karakterlerimizi oluşturan adalar. Hepimizin eminim çok değer verdiği kişiliğimizi şekillendiren bizi biz yapan devasa adımlarımız var. Bunlar arkadaş, aile dürüstlük adaları da olabilir. Film boyunca adalar grileşip yıkıldığı anda nasıl davranacağını bilemeyen Riley gibi değil miyiz bizlerde? Ne çok gemiler yakıldı.


Bu iki ayrıntı haricinde süpürge ile önemsiz gözüken anıların temizlenmesi, hayali arkadaş, bilinçaltının resmedilişi muhteşem olmuş. Neşelinin sürekli mutlu olmak için kendini parçalaması pek bir umut vericiydi. Bing Bong'un veda ettiği sahne gerçekten hüzünlüydü. Filmin en güzel bölümlerden biri yaratılan beş duygunun muhteşem biçimde karakterleştirilmesi.

Bir animasyonun ötesinde, normal bir filmde işlenecek alt metinlerin ve mesajların verildiği komple bir yapım izledim. Aslında herkesin hayatında temel aldığı neşeli olma zorunluluğunu açığa seriyor. Hayatımızın temelinde sanki her anımızda  neşeli olmak zorundaymışız gibi davranmamızı eleştiriyorlar ve bunların sonunda diyorlar ki; önemli olan duygularının özgürlüğü, gizlemekten sakın korkma! Çünkü var olacak neşe kaynağı, bir üzüntü kaynaklı da çıkabilir. İşte tam burada öyle bir evren çizilmiş ki, genci yaşlısı herkesi düşündürecek nitelikte.

Bilinç altı, rüya, hafızalar, hayaller ve daha birçok şeyi mükemmel şekilde dizayn etmişler. Üzüntü karakteri yaratılan diğer duygu tipleri içerinde en tatlısıydı.  Bu da üzüntülerimize yaklaşma biçimimiz bakımında bize biraz daha yakın tutulmasından kaynaklanıyor.

Pixar ve Walt Disney ortaklığıyla birlikte harika bir iş ortaya çıkmış. Teknik açıdan kusur aramak neredeyse sıfıra yakın olmasıyla birlikte, normal şartlarda kalitesiz olduğu için dublaj olarak bir yapımı izlemek işkence gibi gelse de filmin Türkçe dublajı başarılı ve kusursuza yakındı diyebilirim. Üzüntü Gupse Özay, Neşe Aysun Topar, Korku Murat Şen, Öfke Ercan Şimşek, Nefret Suzan Acun, Bing Bong Engin Alkan seslendirdi. 

Inside Out filminde sorunların üstesinden gelebilmek için üzüntüye de ihtiyaç duyulabileceği mesajıyla birlikte, bazı hatıralar bizi çok mutlu etseler bile geçmişte bırakmak zorunda olduğumuzun mesajını dibine kadar alacağınız bu filmi kesinlikle izleyin, izlettirin.

17 May 2016

Trendeki Kız - Paula Hawkins


Paula Hawkins hakkında bir kaç araştırma yaptım. Bir çok kitabı olmasına rağmen  Türkçe'ye çevrilmiş bir tane bile kitabı yokmuş. Türk okurlarla buluştuğu ilk kitabı "Trendeki Kız" romanı oldu. Polisiye türünde yazdığı ilk roman özelliğini de taşımaktadır. Romanı incelerken ilk dikkatimi çeken, kitabın arka yüzündeki açıklama ve kapak tasarımı oldu.
"Rachel her gün aynı trene binip aynı çifti izliyordu. Çiftin başına gelenleri bütün ülke duyduktan sonra, hayatlarına dahil olmaya karar verdi."
Rahhel eşi tarafından aldatılmış, alkolik olan işsiz bir kadındır. Yaşadığı depresyon sonucu sıkıntılar yaşan karakter her gün aynı tren ile yolculuk yapıyor. Bu yolculuk sırasında trenin penceresinden bir evin içinde yaşayan aile dikkatini çekiyor. Kendine engel olamıyor bu çifti her gün izliyor hayatlarına tanıklık ediyor. Bundan sonrası için kitabı okuyabilirsiniz.

Trenden baktığında gördüğümüz insanların hayatları aslında hiç de öyle düşündüğümüz gibi olmadığı fikirini  gayet güzel yakalamış yazar. Fakat yazarın ilk polisiye romanı olduğunu hissedebiliyorsunuz. Saplantılı karakterler, karmaşık ilişkiler yumağı, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı yapay bir dünya. Kitabın olumlu taraflarıdan biri, birçok soru işaretleriyle sonuna kadar okuru şüphe içinde bırakması ve karakterlerin gerçekliği. Olumsuz taraflarından biri ise heyecan seviyesinin düşük olması. Birbirine benzer olayların gerçekleşmesi, kitabın kendini tekrar eder duruma düşmesi doğal olarak bazı okurların kitabı yarıda bırakmasına neden olabilir. Kitabın baskı kalitesi güzel olmakla birlikte, kapak tasarımı çok çarpıcı.

Kitap ülkemiz dışında dünya üzerinde büyük bir yankı uyandırdı. Trendeki kız gibi orjinal konusu olan bu romanı beyazperdeye aktarmak olmazdı değil mi? Uyarlama filmi 7 Ekim 2016 yılında vizyona girecek;

Fragman için; TIKLA

Polisiye, gizem türü kitapları seviyorsanız. Sizler için ideal bir roman. Yazarın ilk polisiye romanı olmasına rağmen ortalamanın üzerinde bir iş çıkardığını söyleyebilirim. 

13 May 2016

SM Station Şarkıları /2

Sm Station projesinin eski projelerini daha önce yayınlamıştım.

Sm Station Şarkıları /1
Heechul&JungMo&Wheein

İşlerimin yoğunluğundan dolayı her hafta yazma işi biraz sıkıntı oldu. Bununla birlikte geçtiğimiz bir aylık süreçte yayınlanan parçaları sizinle paylaşacağım.



Sm Station 22 Nisan tarihli şarkısı Kim Bum Soo ve Kenzie iş birliğinden geldi. Pain Poem şarkısını dinlerken verdiği his insanı hüzünlendiriyor hüzünlendiriyor. Kenzie'nin şu zamana kadar yaptığı hiçbir şarkısı kötü değildi. Aksine bir çoğu kpop sektörünün hit şarkılarından. Şarkının klibinde Descendants of the Sun ve IRIS 2 dizisiden hatırlayacağımız kötü adam David Mclnnis oynuyor.Klibin hikayesi insanı derinden yaralıyor.


Sm Station 29 Nisan tarihli şarkı hiç kuşkusuz projenin en ilginç olanı diyebilirim. SM kendi tarzının dışına çıkarak bir metal grubuna projede yer verdi. Inlayer "Mindjack" metal şarkısı oldu. Şarkıyı ard arda dinlediğinizde bağımlılık yapıyor.

Sm Station 6 Mayıs tarihliler, f(x) grubunun güzellikleri Luna&Amber'ın seslendirdiği DJ olara eşlik eden  Hollandalı Fas kökenli "R3hab şarkıları oldıu "Wave" şarkısı oldu. Ben bu ikiliyi sevdiğim için şarkıya acayip yakışıtrdım. Amber'ın muzip kişiliğine aşırı yakışmış. Klip eğlenceli, şarkı eğlenceli, söyleyenler tatliş daha ne olsun.

Sm Station 13 Mayıs tarihli yayımlanan şarkısı EXO'nun sesi Beakhyun ve ballad şarkıların kralı K.Will ile olan düeti "The Day" oldu. Şarkı hem Beakhyun'un hem K.Will'in sesine harika oturmuş. Proje başladığından beri acaba K.Will ile düet yaparlar mı diye merak içinde bekliyordum. Beakhyun ile olmasını kim düşündüyse harika bir iş yapmış. Seslerinin şarkıda ahenki, uyumu ve verdiği hisse bayıldım. Şu zamana kadar projenin en iyi düeti diyebilirim.

11 May 2016

Tomorrow Boy / Kore Dizisi


Mini dizi furyasıdır alıp başını gidiyor. 2016 yılında web dizi furyasına Tomorrow Boy dizisi de katıldı. 

Dizinin başrolünde VIXX grubunun lideri olarak bildiğimiz daha önce Hotel King Sassty Go Go (Cheer Up!) dizilerinde rol alan Cha Hak Yeon (N) yer alıyor. Başarılı oyuncuya Jang Ok Jung, Living by Love dizisinde Ok Jung'un gençliğini canlandıran aynı zamanda Hak Yeon'un da yer aldığı Cheer Up dizisinden Kang Min Ah eşlik ediyor. Dizide Yoo Se Hyeong ve  Moon Ji In yardımcı oyuncu olarak yer alıyorlar.

Ahn Tae Pyung, ebeveynlerini kaybettikten sonra ailesi dağılmasın diye yarı zamanlı bir çok işte çalışarak ailesini geçindirmeye çalışan bir liseli öğrenciyi canlandırıyor. Tesadüf eseri bulduğu kafede çıkan olayda Jo Ah Ra adında bir kızı kurtarmıştır. Ah Ra ilk gördüğü anda gizemli Tae Pyung'a aşık olur. Onun hakkında bir şey bilmez ve onu bulmaya çalışır. Zengin bir kızın fakir ama gururlu bir çocuğun hayatına dahil olduğunu anlatan 5 bölümden oluşan mini bir dizi.

Yang.D seslendirdiği "Do It" dinleyebilirsiniz.







25 Nis 2016

Fashion King / Kore Dizisi


Bu ara güncel dizileri takip ederken eskilere göz atmayı ihmal etmiyorum. Fashion King 2012 yılında yayınlanan başrollerinde Yoo Ah In, Shin Se Kyung, Lee Je Hoon, Kwon Yuri'nin paylaştığı türünün ne olduğuna karar veremediğim bir dizi. 

Yoo Ah In; dizide Kang Young Gul karakterini canlandırıyor. Alaylı olarak moda sektöründe bulunan, parlak bir zekaya sahip hırslı tasarımcı olarak karşımıza çıkıyor. Kendi çapında bir şirketiyle yaşayıp giderken karşısına çıkan bir kız yüzünden hayatı başladığı yerden bambaşka yerlere gelir Kısaca feleğin çemberinden çok sağlam geçer. 

Yoo Ah In; Sungkyunkwan Scandal, Jang Ok Jung, Living In Love, Six Flying Dragons dizilerinde hatırlayacaksınız. İlk olarak Sungkyunkwan Scandal dizisiyle dikkatimi üzerine çekti bununla beraber iki tarihi diziyle gönlümdeki yerini pekiştirdi.  

Park Se Kyung; dizide Lee Ga Young karakterini canlandırıyor. Küçük yaşta anne ve babasını kaybeden Ga Young o sıralar yanlarında çalıştığı bir hanım tarafından büyütülür. Kendi aralarında çıkan anlaşmazlık sonucu onları terk eder. Kimsesi olmayan kız Kang Young Gul'un yerinde işe başlar. New Yorkta bulunan en iyi moda okulunu burslu olarak kazanır, patronu olan Young Gul tarafından Amerika'ya gönderilir. 

Park Se Kyung; The Girl  Who Sees Smells, Six Flying Dragons yarıda bırakıp tamamlamayı düşündüğüm Blade Man dizisinden hatırlayabilirsiniz.



Fashion King dizisinin güzel olan tek yönü Ah In ve Park Se Kyung'un aralarındaki kimyanın güzel oluşuydu. Her ne kadar sonlara doğru senaryo amacından sapmış olsa bile ikisinin birlikte olduğu sahneleri izlerken keyif aldım. Park Se Kyung'un son yapımları göz önünde bulundurursak oyunculuğunu konusunda ne kadar geliştiğini görüyoruz. İlk bu dizide izlesem bir sonraki yapımları izlemek için iki kere düşünebilirdim. Fakat ilk Yoochun ile olan dizisi The Girl Sees Smells performansı görmem daha iyi olmuş. Ah In'i tarihi dizi ve melodramların aksine romantik komedi türünde daha çok görmek istiyorum.

Lee Je Hoon; dizide Jung Jae Hyuk karakterini canlandırıyor. Ağzında altın kaşıkla doğmuş velihat olarak karşımıza çıkıyor. Başarılı anne ve babaya sahip olunca kendini kanıtlaması gereken bir velihat olduğunu belirtmekte fayda var. Dizide ikinci adam olarak karşımıza çıkıyor. Lee Je Hoon'un izlediğim ilk yapımı. Bu sene yayınlanan başarılı Signal dizisinin başrolü olarak ekranlardaydı.  Jung JAe Hyuk karakterini zerre sevmedim, sevemedim.

Girls Generetion grubunun güzel sesi olarak bildiğimiz Kwon Yuri, dizide Choi An na karakterini canlandırıyor. Amerikada mutlu olmasa bile başarılı bir hayatı olmasına rağmen sırf eski erkek arkadaşı Jung Jae Hyuk kendi affettirmek, vicdanını rahatlamak adına kendi şirketinde baş tasarımcı olarak başlamasını sağladı. Yuri'yi daha önce No Breathing filminde izlemiş olup dizi olarak takip ettiğim ilk yapımı. Bu sene Local Hero dizinden takip ettim.

Senaryo dizinin ilk yarısına kadar güzel devam ederken ikinci yarısından sonra çok kötü bir hal aldı. Bir kere 20 bölüm oldukça uzun geldi. 16 bölümde bitirilmiş olsa belki biraz daha toparlanırdı Fakat öyle bir finale denk geldim ki, şu zamana kadar izlediği yerli-yabancı bütün dizilerin en kötüsüydü. Öyle bir son ile karşılaşınca "Bu nasıl final?" böyle sorusuyla baş başa kalıyorsunuz. Yoo Ah In bile bu dizinin senaryosunu kurtaramadı. Dizi hakkında yazacak çok şey olmasına rağmen Yoo Ah In için yazımı burada bitiriyorum. Harcayacak zamanınız varsa şayet izleyin eğer yoksa hiç vakit kaybetmeden daha güzel dizilere odaklanın derim.

Diziye puanım; 5,5

15 Nis 2016

Heechul&Jungmo&Wheein

Sm Station haftalık şarkı yayınlama geleneğine devam ediyor. Super Junior grubundan Heechul, Trax grubundan Jungmo ve Mamamoo grubundan Wheein "Narcissus" şarkısı yayımlandı.
Şarkının bestesi Jungmo, sözler ve klip senaryosu Heechul'a ait. Birbirlerini seviyor olmalarına rağmen ayrılmak zorunda kalan çifti konu alıyor.


Önceki şarkıları dinlemek için; TIKLA

8 Nis 2016

Sm Station Şarkıları


Sm Entertainment kendi bünyesinde bir çok düet projesiyle ses getirdi. Bu kez Lee Soo Man'ın yeni projelerinden biri SM STATİON. Şirket içinde bulunan sanatçılar ile başka şirketlere bağlı sanatçılar arasında gerçekleşecek düet projesi. 3 Şubat tarihinden itibaren bir hafta arayla cuma günleri yeni şarkılarla karşımıza çıkmaya başladılar. 
SM Station'un ilk geri dönüşü  3 Şubat tarihinde Girls Generetion grubunun naif sesi Taeyeon'dan oldu. Sanatçı "Rain" şarkısını tek olarak seslendirdi. Harika bir sese sahip olduğunu bilmeyen yok.
Sm Station projesinin 19 Şubat talihlisi EXO'nun güzel sesi D.O ve Yoo Young Jin'in seslendirmesiyle "Tell Me (What is Love)" oldu. Yoo Young Kin paçayı oluşturup sözlerini yazarken D.O'nun vokaliyle mükemmel bir denge oluşturmuşlar. Şarkının türü Slow Jam. Klip ise düetin yapım aşaması ve seslendirme anlarının fotoğraflarıyla süslenmiş.
Sm Station projesinin 26 şubat talihlisi Yoon Mi Rae oldu. Düet yayınlanmadan hemen önce şarkıcı Descendants of  The Sun dizinde seslendirdiği şarkıyla kendinden oldukça söz ettirdi. Şarkının yazarı Yoon Mi Rae-Matthew Tishler olurken yapımcılığını  Kenzie gerçekleştirdi Videoda, şarkının kayıt edildiği andaki kamera arkası görünüyor. 
4 Mart tarihinde SM Station iş birliği bu sefer Red Velvet grubundan Wendy ve Eric Nam arasında gerçekleşti. Her ikisinin sesini çok sevdiğim için sevdiğim düetler arasında yerini aldı. Şarkıları "Spring Love" ile güzel uyum sağladıklarını düşünüyorum. Kliplerini izlerken eğlendikleri her hallerinden belli oluyor.
Sm Station projesinde 11 Mart tarihinde Girls Generetioon'un görseli olarak bilinen YoonA'nın ilk solosu olan "Deoksugung Stonewall Walkway" şarkısında ona 10cm eşlik edecek. Romantik sözleri olan şarkıda akustik gitar ve piyano ile beraber tatlı bir melodiyle insanı dinlendiren bir şakıyla karşımıza çıktılar. Romantik sözler demişken, hikayesi bir efsanede türetilme. Her hangi bir çift bu geçitten yürürse sonunda ayrılmasıyla alakalı. Yani çift orayı beraber yürür ise sonsuza kadar beraber kalacağını anlatıyor. Çok sevimli bir şarkı olarak kayıtlara geçildi. Yonna ise sesiyle netizenleri alt ettiği için mutluyum.

Sm Station projesinin 18 Mart düeti Shinee grubunun solisti Jonghyun ve Heritage arasında gerçekleşti. Jonghyun'un içinde bulunduğu hiçbir şarkının kötü olduğuna rastlamadım. "Your Voice" şarkısıyla yine hayal kırıklığı yaşatmadı. Caz ve R&B tarzında olan şarkıya vokallerin  duygu yüklü sesleriyle kalpleri hoplatacak. Şarkıya klip çekimi gerçekleşmedi.
Sm Station projesinin 25 Mart şarkısı ise f(x) grubundan Amber'dan geldi. Amber'in seslendirdiği "Borders" şarkısı çıktığı gibi şarkı listelerinde üst sıralara yükseldi. Amber arka planda tekrar eden piyano sesiyle vokal ve rap konusunda hünerlerini ortaya seriyor. Bu kızı seviyorum. 
Sm Station projesinin 1 Nisan düeti ise solo bir düet ile gerçekleşti. Bu düetin isimleri ise; Piyanoda Moon Jung Jae flüt Kim II Ji 1"Regrets and Resolutions"perfrmansıyla düet ile karşımıza çıktılar. Dinlerken bir müzikaldeymiş hissi uyandırdı.


Sm Station projesinin 8 Nisan düeti EXO'nun harika sesi Chen ve rapçi Heize'nin sesinden "Lil'l Something" şarkısı oldu. Sm Entertainment, Vibe'dan Ryu Jae Hyun tarafından yazılan düet şarkısının klibi yayımlandı. Klipte göreceğiniz üzere bir defilenin sahne arkasındaki aşkı konu alıyor.Onu yüz kişi arasına sokun hepsine tek tek şarkı söyletin hiçbirini görmeyeyim çok rahat Chen'in sesini ayırt edebilirim. Sesinin tınısı çok farklı ve yüksek notalara rahatlıkla çıktığı için olacak etkileyici bir sese sahip. Bu sebeple  Chen'in sesini sevmemek mümkün değil. 

Sm Station projesinde şu zamana kadar yayımlanan bütün şarkılarını sizlerle paylaştığım. Şarkılar her cuma yayımlanmaya devam edecek.

4 Nis 2016

İpana Luxe Perfection Beyazlatıcı Diş Macunu yorumlarım


Doğru makyaj, dolgun kirpikler, bakımlı bir cilt, hacimli saçlar… En önemlisi de beyaz dişlerle sağlıklı, güzel bir gülümseme! Bu yüzden diş bakımına ve beyaz olmasına oldukça özen gösteriyorum. Sürekli yeni ürünleri deneyimlemeyi de seviyorum. Burada raflarda gözüme çarpan ve Amerika’nın en büyük diş macunu markası olan Crest aslında Procter and Gamble’ın Türkiye’de sunduğu İpana markasıyla tamamen aynı içeriklere sahipmiş. Dünyada ilk defa beyazlatıcı bantları üreten bir marka olduğu için 3 boyutlu Beyazlık ailesi oldukça ilgimi çekti. Son zamanlarda market alışverişine gittiğim her mağazada ve televizyonlarda sıklıkla İpana’nın yeni ürünü olan Perfection’a denk gelince ve özellikle 3 günde %100’e kadar lekesiz iddasını duyunca denemek istedim ve hemen aldım.
İpana’nın en hızlı ve en güçlü beyazlatıcı diş macunu ünvanına sahip bu diş macunu ile deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Diş hekimimin de daha beyaz bir diş için önerdiği İpana 3D White Perfection ile güvenle, bembeyaz gülebiliyorum.
Perfection diş macunu 3 Boyutlu Beyazlık ailesinin en ileri ve etkili beyazlatıcı diş macunu teknolojisini içeriyor. Böylece diş minesine zarar vermeden sadece 3 günde diş yüzeyindeki lekeleri %100’e kadar etkin biçimde çıkarıp ve bembeyaz bir gülümsemeye sahip olmamızı sağlıyor.
Performansına gerçekten çok şaşırdım. Etkisi inanılmaz! İlk kullanımdan itibaren bile diş yüzeyindeki lekeleri çıkarma etkisini farkediyorsunuz. Keskin nane tadıyla ferahlığı sağlıyor, böylece uzun süre ferah bir nefese de sahip oluyorsunuz. Beyazlatma etkisi bu kadar iyiyken diş mineme hiç bir zarar vermediğini bilmek de çok güzel.
Procter and Gamble’ın tüm dünyada pazara sunduğu en gelişmiş beyazlatıcı diş macunu olan 3 Boyutlu Beyazlık Luxe Perfection İpana ile Türkiye’de de raflarda yerini aldı. Denediğinizde bana hak vereceksiniz:) Kullanmadan kesinlikle inanmazdım, deneyince etkisini gördüm ve mükemmel sonuç aldım.
Tam bir bakım sağlamak için aynı ailenin Oral-B 3D White Luxe ağız bakım suyunu da kullanıyorum. O da diş macunu ve fırçasının ulaşamadığı alanlardaki lekeleri bile çıkararak uzun süre, keskin bir ferahlık sağlıyor.
Unutmadan küçük bir not ekleyeyim; P&G ve İpana ürün performansına o kadar güveniyor ki, memnun kalmazsanız paranızın 2 katını iade ediyor. Bu nedenle beyazlatıcı etkisini kendiniz de görün diye bence gerçekten denemeniz gereken bir ürün.
Ürünü satın almak isterseniz tıklayınız!
P.S. Bana bu bilgiler yetmedi, ağız ve diş sağlığı üzerine daha çok şey merak ediyorum diyenleri aşağıdaki siteye alalım. 
http://www.agizbakimuzmani.com/
#ipanaperfection  #gülüşünügöster
İçerik Kaynak: http://kokoshgirl.com/
Video Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=B7MDJzarokU

Bir boomads advertorial içeriğidir.